DİLBA (KUMA)

By Ewaylont

30K 1.1K 192

BU HİKAYE 17.03.2017 TARİHİN DE YAZILMAYA BAŞLANMIŞTIR ""Sen normal gelinmi oluyorsun ki kına yakmak çeyiz al... More

⚜️2.BÖLÜM⚜️(ilk tokat)
⚜️3.BÖLÜM⚜️(hastane)
✴4.BÖLÜM✴(OKYANUS GİBİ)
✴5.BÖLÜM✴(YARALAR)

⚜️1.BÖLÜM⚜️(kuma)

8.4K 302 12
By Ewaylont

Atın üstünde son sürat giden genç kız her erkeğin aklını başından alacak bir görsel şölen sunduğunun farkında bile değildi ,
saçına tel tokalarla tutturulmuş beyaz tülbent rüzgar yüzünden düştü düşecek gibi görünüyordu bir eli ile eğeri tutup diğer eli ile tülbentini düzeltti konağa saçı açık giderse babası laf ederdi

yusuf ağa sert mizaçlı biriydi namusuna söz getirtmemek için konağın bütün kadınlarını bir odaya kapatır gerekirse konaktan dışarı bile adım attırmazdı
dilba da babasının bu tavrını bildiği için hareketlerine daha çok dikkat eder olmuştu , çok gezmez misafirliğe bile gitmezdi

mardin de çoğu kişi yusuf ağanın kızı dilba hazarın güzelliğini kendi gözleri ile göremez anca görenlerden duydukları ile kalırlardı ,at iki siyah arabayı görünce yavaşladı
dilba gitme vaktinin geldiğini anlayınca yüzü düştü biraz daha ata binmek istiyordu ama babasının kesin emri vardı günde sadece iki saat dışarı çıkmasına izin vermişti

atını durdurup indi yanına gelen korumaları görünce gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu kızmıştı ama sonra pişman oldu o böyle bir kız değildi sonuçta onlarda evlerine ekmek götürmek için çalışıyorlardı atını öpüp bembeyaz yelesini okşadı

"hanımım araba hazır"

Birşey demeden başıyla onayladı arabaya binip konağa doğru yol aldılar , önlerinden giden siyah arabada korumalar vardı yol tehlikeli mi değil mi diye kontrol ediyorlardı bu kadar güvenlik fazla diye düşündü genç kız , geçen gün babasına "bu kadar korumaya ne gerek var baba" diye sormuştu

yusuf ağa ise otoritesinden ödün vermeden " sen benim işlerime karışma bolluk içinde yaşadığına şükür edeceğine hesap soruyorsun" demişti dilba babasının bu sözlerine hem kızmış hem kırılmıştı zaten her fırsatta Allaha şükür ederdi kafasına takmamak istese de babasıyla arasında geçen diyalog üzücüydü

iki arabada konağın tahtadan yapılmış işlemeli büyük kapısının önünde durdu dilba korumanın kapısını açmasına izin vermeden kendisi açıp indi eli kolu sağlamdı çok şükür ufak şeyleri kendi halledebilirdi kendisi için açılmış konak kapısından avluya girdi aile üyeleri yemek masasına oturmuş bir tek kendisinin sandalyesi boştu "geç kaldım" diye düşündü kesin babası kızacaktı masaya doğru ilerleyip konuşmaya başladı

" hayırlı akşamlar"

"hayırlı akşamlar kızım gel hadi seni bekliyorduk"

hanife hanım kızının güzelliği karşısın da yine hayran kalmıştı her gün kızını görse bile konaktan ayrılır ayrılmaz özlüyordu iki erkek oğlu genco ve azad bi tane de dilbası vardı

"yok daye ben bir üstümü falan değiştireyim size afiyet olsun "

arkasını dönüp merdivenlerle yöneldi arkasından gelen bariton sesle durmak zorunda kaldı hemen arkasını dönüp babasına baktı

" otur şuraya"

"baba üstümü değiştirip geleceğim her yanım toz toprak siz başlayın"

"otur dedim sana!"

başını eğip masaya döndü küçük adımlarla masaya yaklaştı sandalye çekip oturdu genco abisinin karısı berfe yengesinin ona baktığını anlasada gözlerini çevirip bakmadı babasının herkesin önünde bağırması ağrına gitmişti önüne konulan pilava kaşığını daldırıp yemeğe başladı

bir tabak pilavı yedikten sonra doysa da masadan kalkmaya cesaret edemedi babası yine kızar diye korktu dikkat çekmemek için diğer yemeklerden de azar azar ağzına attı yusuf ağa kaşığını masaya sertçe bırakıp avluda bulunan sedirlere ilerledi

dilba yine ne oldu diye düşünse de iyi akşamlar dileyerek odasına çıktı banyoya girip üzerindekileri çıkardı kıyafetleri yerden alıp kirli sepetine attı saçındaki sıkı sıkıya bağlanmış lastiği de çıkarınca kendini ılık suya bıraktı

"dünya varmış "

vücudunu güzelce keseledikten sonra durulandı kapının arkasında asılı duran beyaz havluyu sarılınca odasına geçti dolaptan geceliklerini çıkarıp giyindi saçlarını kurutma dan yatağına yatmıştı hasta olmam diye düşündü sonuçta havalar daha ılıktı

yarın yine at binmeye gidecekti çiftliğe varmak zaten yarım saat sürüyordu gelişte o kadar sürüyordu ona sadece bir saat kalıyordu daha fazla düşünmeden uykuya daldı

****

"hanımım kahvaltı hazır sizi bekliyorlar "

gözlerini açmadan mırıldandı

"tamam sen git geliyorum"

kapı kapanma sesi gelince yataktan kalktı kollarını gerdirip esnedi yine geç kalmıştı endişeyle dudağını ısırdı

babası bu sefer terslemekle kalmazdı hemen banyoya girip elini yüzünü yıkadı aceleyle üzerine birşeyler geçirip odasından çıktı karşı odadan esneyerek çıkan azad abisini görünce rahatladı tek geç kalan o değildi

"rojbaş azad ağabey "

"rojbaş delala min "

"bugün ikimiz de geç kaldık"

merdivenlerden konuşa konuşa ilerliyorduk

" dün babamın dediklerini boşver takma kafana bir şeyler düşünüyor ondan ters davranmıştır"

" ne gibi şeyler

"bilmiyorum işle ilgilidir"

sandalye çekip oturdum masada ki eksiklikle anneme döndüm

"daye genco abim ile berfe yengem neredeler"

"hastaneye gittiler "

endişeyle ayağa kalktım "hayırdır inşallah ne oldu"

annemin gülerek beni geri oturtmasıyla konuşmaya başladı

"hayırlı hayırlı berfe yengen gebe herhal onu öğrenmeye gittiler"

"inşallah gebedir hala olmayı çok istiyorum"

babamın iğneleyici sesiyle ona döndüm

" en azından birileri evlenipde gebe kalıyor hala olmak isteyeceğine ana olmaya bak"

bir şey demeyip kafamı tabağıma gömdüm daha 19 yaşımdaydım gerçi buralarda evlenme yaşı yirmi yi geçmiyordu

"hanife akşam misafirlerimiz var ona göre hazırlık yapılsın"

"kim geliyor ağam"

"soru sorma hanife!"

babam annemi tersleyip konaktan çıkmıştı azad abimde çıkınca annem ile tek kaldık

"anne akşam misafir gelecekmiş o zaman ben at binmeye şimdi gideyim erken gelirim"

"tamam kızım"

dilba üzerini düzeltip konağın kapısını açtı dışarı adım atacakken korumanın önünü kesmesiyle durmak zorunda kaldı

"ne oluyor "

"hanımım yusuf ağanın kesin emri var konaktan çıkmazsınız"

"ne demek çıkamam babam iki saat izin veriyordu "

"ben bilmem hanımım ağamın emri böyledir"

korumaları zor duruma sokmamak için üstelemedim ama babama soracaktım hapis hayatı yaşıyordum kimse böyle hayatı hak etmezdi

konağa geri girip çalışanın birine seslendim

"buyrun hanımım "

"size kaç kere diyeceğim hanımım demeyin diye her neyse babam konaktan çıkmama izin vermemiş annem sorarsa söylersin ben odamdayım"

"tabi hanımım"

****
akşam gelecek misafirler için hazırlıklar bitmiş herşey tas tamamdı
hanife hanım sofrayı bir kere daha kontrol etti

"daye eksik gedik varmı hemen halledelim "

"yoktur kızım "

konağın kapısının çalmasıyla üstümü düzeltip açtım karşımda iki kadın üç erkek vardı
"hoş geldiniz buyrun"
"hoş bulduk "
içlerinden yaşlı olanın elini öptüm sonra arkasında ki biraz daha genç görünen kadının elini öptüm erkeklerden içlerinde yaşlı olan hariç diğerlerine baş selamı vermiştim

masaya geçip oturduk herkez kendi arasında konuşurlarken sadece biri gözlerini bana dikmiş kötü kötü bakıyordu ne oldu acaba diye düşündüm yemekleri mi beyenmedi ki gülümseyerek sordum

"isterseniz başka yemek koyabilirim"

"istemez"
sesi sert ve umursamaz dı ne kadar kaba bir adam diye geçirdim içimden masadaki herkesin bana bakmasıyla dışımdan söylediğimi anladım utançla başımı eydim misafirler gidene kadar böyle durabilirdim neyse ki ilk elini öptüğüm kadın yani rezan hanım duruma el koymuştu

"artık kahve mi içsek dilba kızım sen yap"

"tabi hemen "

ayağa kalkıp mutfağa geçtim o kadar çalışan varken ben yapıyordum ama yemek yapmasını sevdiğim için zor gelmemişti

kahveleri tek tek dağıtıp sandalyeye oturdum rezan hanımın konuşmasıyla ona döndüm

"eee kahvelerimiz de geldi o zaman Allahın emri peygamberin kavliyle dilbayı berzana isterim"

"verdim gitti"
ne demek ti bu benimi istiyordular benim niye haberim yoktu itiraz edecekken babamın bakışlarıyla durdum nasıl olsa evlenecektim diye düşündüm evlenirdim alışırdım zamanla düşüncelerim bir sözle bölündü yanlış duymayı diledim korka korka sordum

"k-kuma"

"evet berzanın karısı füsunun üstüne kuma gideceksin"

babam normal birşey söylermiş gibi konuşuyordu aklım almıyordu ben kuma olacaktım hayatta kabul etmezdim

"siz ne saçmalıyorsunuz ben kuma falan olmam hadi normal evlilik olsa babam için kabul ederdim ama kuma dan bahsediyorsunuz"

babam konuşmaya başladı hiç susmadı ki

"sana laf düşmez"

"baba ben senin kızınım hayatımdan bahsediyorsunuz beni kuma vereceksin baba "

"kes sesini berzanla füsunun çocuğu olmuyor sen berzana çocuk vereceksin"

"kabul etmiyorum!"

hızla odayı terk ettim bu yaptığım büyük saygısızlıktı ama onların benden habersiz karar vermeleri üstelik kuma olarak gelin gitmem kabul edilebilir durum değildi

odama çıkıp derin nefes almaya başladım gözümden akan yaşları durduramıyordum kapının arkasından azad abimin sesi gelince yüzümü bluzumun koluyla sildim

"dilba gelebilirmiyim"

"g-gel"

abim içeri girip bana sarıldı yatağa oturup sarılmaya devam ettim

"a-abim b-beni v-verme ne olur"

"babamla konuşacağım güzelim"

"abi babam bana neden bana böyle davranıyor bir insan kızını nasıl kuma verir "

"şşşş sakin ol dilbam seni kimselere vermem "

abim saçlarımı okşarken uykuya daldım

18.03.2017

evett kuma kitabımıza başladık hayırlı uğurlu olsun:-) umarım istediğiniz gibi bir kitap olur bu arada yıldıza dokunuvermeyi unutmayın canlarım lütfen yorum yapın hepiniz sağlıcakla kalın 💋💋

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 74.6K 76
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
212K 12.6K 98
♥️BİR MAFYA İLE GENÇ KIZIN AŞKI ♥️ Bu kitap, genç bir kızın ve bir mafyanın aşkını konu alıyor. Kız özgürlüğünü elinden alınan bu duruma başta karşı...
205K 19.1K 31
Geçen yıllar yaşanılan her şeyi unutturur muydu? Akan giden zaman, aradan geçen onca gün birbirini seven iki kişinin içindeki aşkı bitirir miydi? Y...
3.2M 169K 42
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...