KOYU KIRMIZI |Anlaşmalı Aşkla...

By Russilexa

1.4M 67.4K 9.4K

/Tamamlandı/ Hiç yapmayacak bir şeyi yapsanız , düşünün... Boşansanız mesela. Delice aşık olduğunuz adamdan. ... More

AR/Koyu Kırmızı /Tanıtım
AR/1
AR/2
AR/3
AR/4
AR/5
AR/6
AR/7
AR/8
AR/9
AR/10
AR/11
AR/12
AR/13
AR/14
AR/15
AR /16
AR /17
AR/18
AR/19
AR/20
AR/21
AR/22
AR/23
AR /24
AR /25
AR/26
AR/27
Sözleşme Artık Raflarda 🍃
AR/28
AR/30
AR /31
AR/32
AR/33
AR/34
AR/35
AR/36
AR/37
AR/38
AR/39
AR/40
Finalden Alıntılar, Duyuru Ve Etkinlik!
AR/41 (FİNAL.)
Sözleşme /İnternet sitesi indirimleri/

AR/29

24.4K 1.4K 279
By Russilexa

Ben geldim🍃

Bursa'da olanlar el kaldırsın bakayım😎😉 19 Mart Pazar günü saat 16:00 ve 18:00 arasında Epsilon Standında sizi bekliyor olacağım 😍❤️


Keyifli okumalar!

🍃

"Çok güzel olmuşsun. "

" Teşekkür ederim, anne. "  Merve sesi titrerken söylediği sözler ile birden durdu. Saçının ucunu tutarken ellerini kendi boynuna koydu. Tüyleri kendiliğinden ayağa kalkarken onun aklında sadece bir kişi vardı. Aniden basan soğukluk ile gülümsemeye çalıştı. 

Sekiz ay boyunca göremediği ya da aramadığı annesi. Özlemini açıklayacak tek şey kendi bebeği bile olabilirdi.Fakat yaşlı kadın Merve'yi ziyaret etmek yerine onu sadece düşünmekle yetiniyordu. Kızını kovmuştu,üstüne birde hiç tanımadığı bir insan ile evlendirmişti. Fakat şimdi buna deli gibi pişman olmuştu.  Gözlerini yandan çekip yanında ki kadına getirdi.

"Annenle konuştun mu? " Ceren Hanım'ın sesiyle kendine geldi. Kafasını olumsuz anlamda sallayarak gözlerini bir kaç kez açıp kapattı.

" Bana hâlâ kızgın." diyerek dolan dizlerini kapattı.

"Bir bebek, bütün bir dünyaya neşe getirir. Annene çok iyiydi gelecek. "

" Umarım öyle olur. " Merve gülümsedi ten sonra ona merdivenlerin başındam bağıran adama döndü. Yiğit hızla merdivenlerden inerken annesinin yanağına bir öpücük kondurup karşısına geçti.

Merve'nin giydiği elbiseye karşın gözlerini kıstı genç adam. Kısa bir süre kadına bakarak omuzlarını silkti. Arabasının anahtarını alıp kadının koluna girdi ve yavaşça kulağına fısıldadı.

"Götün donacak. "

Merve gülümeye başlarken onları kapıdan uğurlayan kadının tek bir düşüncesi vardı. Ama bunu asla bilemeyeceklerdi.

Merve belinden tutan adamla birlikte arabaya geçti. Kendini ön koltuğa atarken  kemerini bağlamak için hiç bir hareket yapmadı.

Yiğit sürücü koltuğuna geçip kısa bir süre yanında olan kadına baktı. Yavaşça kemerini bağladı ve mırıldandı.

"Kemer? "

" Bağlayamam ulaşamıyorum. " Merve gözlerini bıkmışca bakarak ona karşı gülen adama baktı." Gülme! " bağırdıktan kısa bir süre sonra kahkaha atmaya başlayan adamla birlikte derin bir nefes verdi.

Yüzünü düşürüp cama bakmaya başladı. Ceren Hanım ile konuştuğumda zaten morali iyiden iyiye bozulmuştu, şimdi ise basit bir kahkahadan ağlayacak duruma gelmişti.

"Kızdın mı? " Yiğit kendini güçlükle durdurup mırıldandı. Hala gülmek isterken kıza elini uzattı. Merve adamın eline güçlü bir şekilde vururken Yiğit daha fazla gülmeye başladı.

" Dur ben takayım,"

"İstemiyorum! " Merve bağırırken adama tekrardan vurdu. Sağ elini genç adamın yüzüne çarparken artık gülmek yerine acıyla inleyen adama baktı. Yiğit tokatla kendine gelip ona hâlâ vurmaya çalışan kadının kollarından tuttu.

" Bekle, annem camdan bakıyor. Şu kemerini bağlayayım bekle az! "

Merve, kocası bağırınca susarken geriye doğru yaslandı. Onunla birlikte, öne doğru gelen adama baktı. Yiğit kızın kollarını tek eli ile tutup, diğer eli ile kemeri aldı. Yavaşça kemerini uzatırken dudaklarını birbirine bastırarak Merve'nin iki elinde bıraktı.

"Çabuk tak şunu. "

Merve fısıldarken dudaklarına yaklaşan adama daha fazla bakmak istemedi, eğer biraz daha yaklaşarak olursa, bu işin sadece arabada kalmayacağını ikiside çok iyi biliyordu.

Yiğit kemeri takıp gözlerini genç kadına çevirdi. Elini, 'ip kopsun' diyerek Merve'nin yanağıma koydu.

"Merve ben boş, "

İkiside birbirinin gözlerine bakarken tıklanan araba camı ile Merve korkudan zıplayarak caka baktı. Ceren Hanım elinde telefonla onlara bakıyordu. Yiğit derin bir nefes vererek kadından uzaklaştı ve camı açtı.

" Telefonu unutmuşsun Yiğit "

Merve utançla kafasını yere kadar indirmek istedi, Yiğit gülümseyerek telefonu aldı ve arabayı çalıştırdı. Kendi kemerini düzeltti ve onlara el sallayan annesi eşliğinde camı kapatarak mırıldandı.

" Boşanma işlemleri için yarın sabah adliyeye gitmem lazım. "

Merve bir kez daha kalbinde ki ezilmeyle baş başa kalırken sadece kafasını sallamakla yetindi.

Elinde, avucunun tam ortasında küçük bir ateş vardı. O ateş yavaş yavaş ikisini de ele geçirip yakacaktı. Yıllarca...

Yiğit, söyleyemediği cümlelerin hattına elini radyoya götürdü. Çalan şarkı yavaşça ortamı ısıtırken camdan bakan ve ondan tamamiyle uzaklaşmaya başlayan kadına baktı. Dudakları ondan habersiz kıvrılırken arkada ki arabanın korna çalması ile yola devam etti.

Yıllar geçecekti.

Belkide yaşlanmadan, hayatın keyfini çıkarmadan ölecekti.

Ama sadece istediği tek bir şey vardı. Boşanacağını bile bile, bir kez olsun karşısında ki kadına sevildiğini hissettirmekti.

🍃

Araba sessizce kocaman tabelalı bir restoranın önünde durdu. Merve kapısını açan valiye gülümseyerek ceketine tutundu. Soğuk hava onu bir dal gibi kırarken koluna aniden  giren adama bakındı.

"Çabuk girelim içeri hava buz gibi. "

Yiğit alel acele vadeye anahtarı verdi. İçeri girerken onları karşılayan adama adını söyleyerek masasının yerini öğrendi. Merve 19. masaya bakarken kaşlarını muzurca çatıp homurdandı.

" Güller? "

Yiğit masaya bakarak somurttu. Masaya yönetirken onun arkasından gelen kadınım kıkırdamasını duydu.

" Ne yaparsın, annem işte. " Masaya oturup tabanının yanlarında ki gülleri iki parmağının ucuyla masadan attı.

" Güzel kokuyorlar. "

Merve ceketini çıkarıp masaya oturup. Saçlarını sağ tarafına atarken sırtında ki ufak aralıktan gelen soğuğu hissetti.

" Soğukmuş burası"

"Kim dedi sana bez parçası giy diye? "

" Restoran burası. Ne giysedim? Pijama mı? "

" İlgilenmiyorum seninle, "

" Aman haspam" Merve diğer masalara bakarken herkesin sessiz olduğunu gördü. Kimi eşi ile, kimi iste bir grupla gelmişti. O ise boşanma estiğinde olan kocası ve karnında ki bebek ile gelmişti. Yiğit menüye bakarken oda karnın, daha doğrusu kızının itirazları eşiğinde açtı menüyü. Yemeklere bakımından dudaklarını ısırdı.

"Bu hangi dil? " mırıldanırken karşında ki adamın ona dönmesi ile durdu. Kafasını menüden kaldırınca tek kaşını kaldırıp ona bakan bir Yiğit gördü. Boğazını temizleyerek elinde ki kitapçıya baktı.

" Senin içinde bir şeyler söylerim ben, "

" Niye benim ağzım yok mu? " Merve sinirle söylenirken sesini alçalttı.

" İyilik yaramıyor sana cadaloz! "

" Önüne bak önüne! " diyerek carıldarken tekrar bakışlarını menüye yöneltti. Düşünürken tepesine dikilen garsonla boğazını temizledi.

" Ben bir, 12 ve 18 numara alayım. " Merve adeta içine kaçmış sesi ile fısıldarken kafasını sallayıp deftere not alan adamla gülümsedi. Yiğit gülümseyerek kadına bakarken cevaptan memnun olmamıştı.

" 2ve 16," kısa cevabı ile yanlarında ki adamı gönderirken mırıldandı.

"İyi seçim."

Merve adamın neden böyle dediğini alamazken sadece salak gibi gülümsekle yetindi. Önüne ne geleceğini bilmiyordu, ama tabağına küçük bir hamam böceği bile gelse inadına yiyeceğini Yiğit bile biliyordu.

Önünde ki suyundan içerken çalmaya başlayan şarkıya eşlik eden adama baktı. Restoranın minik sahnesinde elinde gitar olan adama uzun uzun baktı. Gözlerini kapattı be sadece başka bir dünyaya gitti.

🍃

"Burası başkasının düğünü! "

" Eğleneceğiz sadece, hem pastada yeriz fena mı? " Merve, Ilgın'ın söylediklerine karşın kahkaha atarken her yerinden pahalı olduğunu bağıran arabadan bir çiçek aldı. Kulağının arkasına takarken çevreyi kolaçan eden kocasına baktı.

" Nasıl gireceğiz şimdi? " mırıldanırken önünde ki gelin arabasından inen geline baktı. Uzun kuyruğu, müthiş beyazlıkta olan gelinliği ile tıpkı hayallerinde olan bir kadındı fakat sahne ve rol sırası yanlıştı.

" Bak gitar indiriyorlar. "

" Gördüm. " deri ceketini çıkarırken kahkaha attı.

" Şarkı söyleyelim! "

" Ben çalarım, sen söylersin olur mu? "

" Olur hatta çok güzel olur. Hadi Ilgın girelim gelinin arkasından işte! "

" Tut bakalım elimi. "

Ilgın kahkaha atan kızın dudaklarına kapanarak yavaşça öptü onu. Geri çekildi ve giren gelinin ardından onlarda içeri girmek için kapıya doğur koştu. İkiside ciddi bir havaya bürünürken kenarda olan gitarı hiç bir işe olmamış gibi alarak omuzuna astı Ilgın. Kafasının üzerinde ki gözlüğü Merve'nin gözlerine takarak mırıldandı.

"Çeketini çıkarsana "

Merve kafasını sallayarak deri çeketini çıkardı. Tepesinden topuz yaptığı saçlarını çözdü ve altında kısa beyaz elbisesi ile gülümsedi.

" İçeri davetiyenizi göstermeden giremezsiniz. "

Onları kapıda zebellaj gibi karşılayan adama somurttu Merve. Saçlarını sağ tarafına atarak söylenmeye başladı.

" Ama ben burada şarkı söyleyeceğim! Gelin ve damadın ilk dansları! " Ilgın dirsek atarak onu susturdu ve boğazını temizledi.

" Angela Thomas "

" Üzgünüm efendim, lütfen buyurun"

İçeri girdikleri an Merve kaşlarını çatarak Ilgın'a baktı.

"Kim o? "

" Ne bileyim? Gitarın kenarında yazıyordu. " Merve kahkaha atarken onun yanına gelip hemen sahneye koşturan adamlara baktı.

" Birazdan şarkıyı söylemeniz gerekiyor. İlk dans yapılacak " Kolunda tutan adama gülümseyerek baktı.

" Eşi, gitaristim de gelebilir mi?

"Yeter ki çabuk olun"

Merve o an gülümserken asla o rüyadan uyanmamak istemişti. Yanlış kişinin yanında uyuduğu bir rüya, adeta kabusa dönmüştü ve uyanmak hiç o kadar da kolay olmamıştı.

Sahneye çıkıp gülümsedi. Arkasında olan ve yavaşça gitarın tellerine dokunan adamla gülümsemeye devam etti. Önünde olan sahne tamamen farklıydı. Onun hayali, onun hiç bir zaman gerçek olmayacak rüyasıydı.

Birbirine aşık bakan iki kişinin yerinde olma isteği vardı. Gelinliğin içine girip kendini bi prenses gibi hissetmesi gerekirken, o sadece eşofmanalrı ile kuru bir nikahın faresi olmuştu. Ama neresinden bakarsa baksın bu ona doğru geliyordu. Hala hayal dünyasında gezen küçük bir kızdı.

Gözlerini kapatıp eline aldığı mikrofona yaklaştı.

"

🍃

Gözlerini açıp dünyaya geri döndü.

Yiğit kolunu dürterken yeni uyanmış gibi irkildi.

"Bana mı dedin? "

" Daldın gittin öyle? İyi misin? "

" İyiyim eskiler işte. " Merve gülümsedi, gelen yemeklere bakarken dolan gözlerini parmak uçları ile sildi. Önüne konan tabağa yavaşça baktı. Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırdı.

" Afiyet olsun efendim "

Merve giden garsonun arkasından bakarken Yiğit'in yüzüne döndü. Genç adam gülmemek için kendini zor tutuyordu. Merve dudaklarını büzüp önünde ki yemeğe baktı.

" Yiğit bu ne? "

" Sipariş ettiğin yemek. " Yiğit dumanı tüten çorbasından bir kaşık götürdü ağzına.  Çorba dilini yakarken o belli etmemek için yavaşça yuttu.

" Bir şeye benzemiyor ki bu? "

" Ahtapot. "

" Kusacağım. " Merve yavaşça önünde ki peçeteyi dudaklarına örterek ayağa kalkmak için yeltendi.

Buz gibi ortamda bir anda terlemeye başlamıştı. Ayağa kalkarak Yiğit'in gülme sesini işitti. Yavaşça etrafa göz atarak tuvaletleri bulmaya çalıştı, ve buldu.

Yavaşça yürüyen arkasından gülen adamın sesini hâlâ duyabiliyordu.

Tuvaleti bulduğu zaman kapıyı açıp yavaşça içeri attı kendini. Elini yüzünü yıkadı, ve kısa bir süre aynaya baktı.

"Gerizekalısın. "

Gözlerini kapatıp ellerini yüzüne kapadı. Derince bir nefes aldı karnında onu zorlayan kızı midesini bulantısına hiç yardımcı olmuyordu.

Canının acısı ile gözlerini kapattı. Bir kaç dakika bekledi.

🍃

" Kim o? " Kapıya doğru giderken eline köşede ki boş vazoyu aldı.

" Aç kapıyı! "

Kapıyı yumruklayan adamı çok iyi tanıyordu. Geri çekilerek yavaşça ne yapabileceğine baktı. Avuçlarının içinde sadece saniyelerde ter birikmişti. Ilgın'ın kapıyı yumruklayışı ile daha da korkmaya başlamıştı.

" Açsana lan kapıyı! "

Gözlerini yavaşça dolarken kağıda bağıran adamı uzaklaştırmak için koltuğun dibine çöktü. Her saniye sakinleşmek biraz daha zaman alıyordu. Apartmanda ki kapıların açılıp bir kaç bağırış sesi duyduktan sonra ayağa kalktı. Kapıya hızlı adımlarla koşarken kimsenin ona yardım etmeyeceğini biliyordu.

"Bekle açıyorum! "

Merve bir kez daha iç çekip kapıya yanaştı. Kapının iki kilidini açıp ona sinirle bakan adamı apar topar içeri aldı.

" Allah aşkına sus! "

" Susmuyorum! Gidemezsin bir yere. " Ilgın'ın tuttuğu kolunu kurtarmaya çalıştı. Sıkı parmakları ince kolunu kavrarken canının acısı ile burnunun direği sızladı.

" Ne istiyorsun, git ne olur yarın konuşalım. " Merve sesi titrerken söylediği sözler ile birden durdu. Ilgın yavaşça bir elini boynuna sarıp onu kendine çekene kadar her şey iyiydi.

" Seni istiyorum. " Ilgın alkol kokan nefesini kıza taddırırken Merve kendini kurtarmak için bir hareket yaptı. Geriye doğur kaçarken Ilgın 'ın tırnakları resmen kolunu delmişti. Canının acısı ile İnlerken arkaya doğru düştü.  Üzerine gelen adamdan kaçmak için koltuğun dibinde ki vazoyu aldı eline.

"Git burada yoksa vuracağım! "

Korkuyla bağırırken eline aldığı vazoyu ona her saniye daha da yaklaşan adamın kafasına vurdu. Ilgın aniden yere çökerken o kırılan, ve parçaları kan olan vazoya baktı.

Ilgın'ı üzerinden atarken elinde ki kırık parçayı bıraktı. Bayılan adama bakarak daha da ağlamaya başladı. Elini karnına koyduğu an yerinde duramayan çocuğunun kalp atışlarını hissetmek istedi.

"Bize bir daha yaklaşamayacak, söz veriyorum annecim. "

🍃

Bursa'da olanlar el kaldırsın bakayım😎😉19 Mart Pazar günü saat 16:00 ve 18:00 arasında Epsilon Standında sizi bekliyor olacağım 😍❤️

Oy ve yorum sınırı koyuyorum, okuyan çok fazla ama yardımcı olan çok az.

Oy +500
Yorum+200

Continue Reading

You'll Also Like

416K 25.2K 26
• Tamamlandı • • Günaha Davet - III • Eylül, maskeli balo konseptine sahip doğum günü partisinde kısacık bir an yakınlaştığı ama bir türlü aklından ç...
397K 21.6K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
4.1K 456 23
Aşka hiç inancı olmayan birinin, gerçek aşkını bulduğu halde, zorla vazgeçilişini anlatan bir hikaye. Eğer seni heyecanla hayattan koparan bir hikaye...
709K 31.6K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...