HIRÇIN GÜVERCİN

By sibelgns

2.3M 103K 13.5K

Geçmişin karanlığından kurtulmak isteyen küçük bir kız çocuğuydum sadece. Aynaya her baktığımda gördüğüm kesi... More

TANITIM
1.Bölüm "Bana Aitsin"
2. Bölüm "Ne iz ne de hatıralar..."
3. Bölüm "Ben yaptım, hepsi benim suçum"
4. Bölüm "Bana Güvercin Demeyi Kes!"
5. Bölüm "Birbirinizden Hiç Farkınız Yok!"
6. Bölüm "Güvendesin Güvercin"
7. Bölüm "Buradayım, Yanındayım..."
8.Bölüm "Avare Bir Serçe"
9.Bölüm "Öğreneceğimi Öğrendim"
10. Bölüm "Ufaklık"
11.Bölüm "Pamuk Prenses"
12. Bölüm "Senin Aklını Alacağım Eymen BOZOKLU"
13. Bölüm "Eros ve Ok'u"
14. Bölüm "Demek Seni Delirtmeyi Başardım Ufaklık"
15. Bölüm "Hadi Güzelim Nefes Al!"
16. Bölüm "Sen Öyle San Güvercin!"
17. Bölüm "Sadece Bir Öpücük mü?"
18. Bölüm "Sen Onun İlkisin!"
19. Bölüm "Sen Benim En Zorlu Sınavımsın."
20. Bölüm "Güvercin Sana Emanet"
21. Bölüm "Ben Senin Neyin Oluyorum Güvercin?"
22. Bölüm "Sakın Beni Bir Daha Öpmeye Kalkma!"
23. Bölüm "Eymen Bozoklu'nun Sadizm Tutkusu"
24. Bölüm "Eymen Yağız Buluşması 1"
25. Bölüm "Eymen-Yağız Buluşması,Sürpriz Ziyaretçiler"
26. Bölüm "Fırtına Öncesi Sessizlik." Alıntı
26. Bölüm "Fırtına Öncesi sessizlik"
27. Bölüm "Sorgu Odası"
28. Bölüm "Sakın Yakalanma Güvercin!"
29. Bölüm. "Bazen aşk ilk görüşte insanın yüreğine düşer"
30. Bölüm "Ben de seni seviyorum Güvercin."
31.Bölüm "Sen Ömrümde Gördüğüm En Güzel Kadınsın Güvercin."
32. Bölüm "Sebebi Aşk Yağız, Sebebi Deli Sevda."
33. Bölüm "Ey Aşk Sen Nelere Kadirsin!"
"34. Bölüm "Korkuyorum Yağız, Çok Korkuyorum Sevgilim."
35. Bölüm "Mutfakta Aşk Başkadır."
36. Bölüm. "Lütfen Yağız, Gitme!"
37. Bölüm "Ne olur Aç Gözlerini Beni Böyle Ağlatma Sevgilim."
38. Bölüm "Sen Ağlamamı Hiç İstemezdin..."
Kısa Bir Ara
Alıntı 1
Alıntı 2
39. Bölüm "DESTUR!"
40. Bölüm "Bunu sana ödeteceğim Fahişe!"
41. Bölüm "Seni Hiç Bir Yere Bırakmam Güvercin."
42. Bölüm "Öpüşmemizi Ateşli Buldun Yani!"
DUYURU
ALINTI 1
ALINTI 2
43. Bölüm "Benden Uzak Durmanı Yasakliyorum!"
44. Bölüm "Bırak Bedenim Bulansın Tenine"
45. Bölüm. "Senin Bir Suçun Yok Güvercin!"
46. Bölüm. "Nefesimi Sevdiğim Adamın Dudaklarına Emanet Ettim"
47. Bölüm "Sen Onu Bile Hak etmiyorsun!"
48. Bölüm "İstediğin Yere Gitmekte Özgürsün!"
49. Bölüm "Bana O Evde Dokundu! Defalarca..."
50. Bölüm "Ne Demek Gitti Lan?"
51. Bölüm (2. Kısım) "Vücudun Aklımın Karışmasına Sebep Oluyor."
52. Bölüm " Ağlamandan Nefret Ediyorum!"
53. Bölüm "Seni Deliler Gibi İstiyorum Güvercin! (+18)
Alıntı
54. Bölüm "Ukala Dümbeleği"
55. Bölüm "Kokusuna Bulandım..."
Lütfen okuyun!
56. Bölüm 1. kısım"Orospuluğun Lüzumu Yok!"
56. Bölüm 2. Kısım "Söz Vermişti, Gitmeyecekti!"
57.Bölüm "Durmak İstemiyorum"
58. Bölüm "Benimsin (+18)
59. Bölüm "Herşeyim..."
60. Bölüm "Sen Beni Öldüreceksin Kadın!"
Adsız Bölüm
61. Bölüm "Geçmişin izleri..."
62. Bölüm "Davet"
63. Bölüm "Eskiden De Olduğu Gibi Benimsin!"
64. Bölüm "Nehir Yok Demir! Eymen Onu Kaçırmış!
65. Bölüm "Tadın Güzelmiş. Daha Fazlasını Tatmak İçin Sabırsızlanıyorum"
66. Bölüm "Ruhum Dayanmaz..."
Duyuru
Ön Okuma
67. Bölüm: "Yüreği Yangın Yeri..."
68. Bölüm "Dünyalar Güzelim."
69. Bölüm "En Kıymetlim"
70. Bölüm "Ruhum Zangır Zangır Titriyor." Part 1
Ufak bir not!
71. bölüm
Açıklama

51. Bölüm (1. Kısım) "Kıskançlık Damarı"

15.8K 846 140
By sibelgns

Merhaba arkadaşlar. Bölümümüz iki kısımdan oluşuyor ikinci kısım da haftaiçi bir gün gelecek henüz yazmayı bitirmediğimden gün veremiyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz.Yorumlarınızı bekliyorum :)) Hepinize keyifli okumalar.

Yüzümün hafifçe gıdıklanmasıyla rahatsızca kımıldandım. Dudaklarım kurumuştu resmen. Acayip susamıştım ve belimde rahatsız bir sızı baş göstermişti. Gözlerimi yavaşça araladığımda Yağız'ın üzerimde gezinen bakışlarıyla karşılaştım. Araba durmuştu. Her yerim tutulmuş gibiydi. "Nereye geldik?" diye sordum.

"İzmir'deyiz. Buradaki otelde kalacağız birkaç gün." diyerek elindeki telefonuna bir şeyler yazmaya başladı.

Kollarımı havaya kaldırıp sırtımı esnetmeye çalıştım. Gerçekten her yerim ağrıyordu. Koltukta iki büklüm uyumak beni daha da bitkin düşürmüştü. Susamıştım. Arabanın içinde belki su şişesi bulurum diye göz gezdirdim fakat hiçbir şey bulamadım.

"Ne aradın?" Yağız'ın bir şey aradığımı farketmesini şaşırmıştım açıkçası.

"Su aradım fakat göremedim." Dedim. Bir yandan da esnemiştim.

"Bütün suyu yolda tükettik." Dediğinde aklıma gelen görüntüler irkilmeme sebep oldu. Sürekli kusmuştum ve Yağız sürekli yüzümü yıkamak zorunda kalmıştı. Mahcupça başımı salladım.

"Hazırsan çıkalım. İkimiz de çok yorulduk. Zor bir geceydi."

Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra arabayı valeye teslim edip otelden içeri girdik. Yağız resepsiyondaki kıza doğru yürürken onu gören çalışanlar üstünü başını düzeltmeye başlamıştı bile. Sanırım burası onlara ait olan otellerden biriydi.

"İyi çalışmalar." Dedi Yağız kıza gülümseyerek. Bana uzun süredir gülümsemediğini hatırlayınca kalbimde ince bir sızı belirdi.

"Hoş geldiniz Yağız Bey. Odanız hazır." Yağız kıza teşekkür ederek kızın uzattığı oda kartını aldı.

"Ben taşırım efendim." Yanımızda beliren bir adam Yağız'ın elinde tuttuğu ufak çantayı almaya yeltenince onu durdurdu.

"Gerek yok koçum. Ben hallederim. Hepinize iyi çalışmalar." diyerek asansöre doğru ilerledi tabi ben de peşinden gidiyordum. Kalacağımız odanın içine girerken sonunda düzgün bir yerde uyuyacağımız için sevinmeden edememiştim. Yağız hala bana karşı soğuktu fakat beni kırmamaya özen gösterir de bir hali vardı.

İçerisi muhteşemdi. Her yer modern bir şekilde döşenmişti. Beyaz mobilyalar odanın içini aydınlatmış temiz bir hava katmıştı. Kocaman bir salon vardı. Etrafı duvar yerine camdan oluşuyordu bu da eşssiz deniz manzarasını ayaklarımızın dibinde hissetmemizi sağlıyordu. Camın önüne gelip birkaç saniye bu manzaranın tadını çıkarttım.

"Dolabın içinde su vardır. İstersen içebilirsin." Yağız'ın sesi, beni bulunduğum rüyadan çıkartırken susamış olduğumu bile bana unutturan manzaradan uzaklaşıp buzdolabına doğru ilerledim. Buzdolabından çıkardığım suyu bir dikişte kafama diktiğim de az kalsın boğulacaktım. Öksürüklerim düzene sokmaya çalışırken Yağız'ın dudaklarının eğlenir bir şekilde kıvrılması da dikkatimden kaçmamıştı.

"Boğulmam seni çok eğlendirdi bakıyorum da." Dedim hafifçe gülümseyerek. Yağız ise bana cevap vermeden yatak odası olduğunu düşündüğüm odaya gitti. Etrafına yaydığı aura tüylerimi diken diken etmekten başka bir işe yaramamıştı. Ben de peşinden gittim.

"Şimdi de benimle konuşmayacak mısın?"

"Yorgunum Nehir. Duş alıp uyumak istiyorum konuşmak değil." Yüzüme bakmamıştı bile. Üzerindeki kazağı sıyırıp attığında ben hala kapının önünde dikiliyordum. Yaptığı her harekette sırt kasları muazzam bir şekilde ortaya çıkıyordu. Elini kemerine attığında kafasını bana doğru çevirdi.

"Beni dikizleyeceğine biraz uyusan iyi edersin bence." Diyerek açık kemeriyle banyoya doğru gittiğinde önümdeki manzara da kaybolmuştu. Yüzümün alev alev yanmasını hissetmiştim. Boğazımı yakan susuzluk hissi ne kadar su içersem içeyim geçmeyecek gibiydi. Kendimi devasa yatağın üzerine sırt üstü bıraktım. İçeriden gelen su sesi bana ninni gibi gelmişti. Gözlerimi kapatıp bir müddet bu sesi dinledim. Yağız'ın yanımda olduğunu bilmek bile içimin huzurla dolmasını sağlıyordu. Kapının açılma sesini duyduğumda yatakta doğrulup Yağız'a baktım. Belinde düşecekmiş gibi duran havlusuyla insanın içini titreten bir yunan tanrısından farkı yoktu.

"Çamaşır almayı unutmuşum." Diyerek getirdiği çantayı açıp siyah bir boxer ve eşofman altı çıkartarak salona doğru gitti. Ne yapacağımı bilemeyerek bir müddet öylece oturdum. Yağız geri gelmemişti. Bütün cesaretimi toplayıp salona gittiğimde Yağız'ın koltuğa uzanmış olduğunu gördüm. Bir dizini gövdesine doğru kıvırmış bir elini başının altına yaslamıştı. Gözleri kapalıydı. Diğer elini de çıplak karnının üstüne koymuştu.

"Uyudun mu?" diye fısıldadım yavaş adımlarla yanına giderek. Ama cevap gelmedi. Onu o kadar çok özlemiştim ki. "Yağız." Dedim tekrardan. Burada rahatsız koltukta uyumasına gönlüm razı değildi. Elimi yüzünde çıkan sakallara doğru uzattığımda Yağız'ın soğuk sesi elimi geri çekmeme sebep oldu.

"Git Nehir. Beni yalnız bırak." Diyerek gözlerini açtı. Yüzünde bezgin bir ifade vardı.

"İçeriye gelmeyecek misin? Burası çok rahatsız. Yatak yeterince büyü..."

"Burada uyuyacağım." Diyerek sözümü kesti. Tekrar gözlerini kapattığında gitmem gerektiğini anlamıştım.

Gözlerim dolu dolu yatak odasına gittim. Beni hiç affetmeyecekti. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarmadan kendimi yatağa fırlattım. Ağlamamak için dişlerimi olanca gücümle sıkmıştım. Yanımda uyumak istemeyecek kadar benden nefret etmişti demek. Herşeyi berbat etmiştim. Yan dönüp bacaklarımı karnıma doğru çektim. Gözlerimi kapatarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.

*********

Gözlerimi açtığımda görüşüme giren yabancı oda birden paniklememi sağlasa da otelde olduğumuz aklıma gelince rahat bir nefes alabilmiştim. Elimi yüzümü yıkayıp salona gittiğimde Yağız'ın ayakta sırtı dönük bir şekilde manzarayı izlediğini gördüm. Ne zaman uyanmıştı acaba? Gözüm duvardaki saate takıldığında saatin öğleden sonra 2:30 olduğunu farkettim.

"Günaydın." Dedim. Bana doğru döndüğünde yüzündeki yorgunluğun gittiğini farketmiştim.

"Günaydın." Yanımdan geçip yatak odasına doğru ilerlerken ben de peşinden gittim. Akşam çıkarttığı kazağı alıp üzerine geçirdi. "Sen de hazırsan yemeğe inelim."

Kafamı sallayarak onayladım. "Çok acıkmıştım zaten." Diyerek kapıya doğru ilerledim. Yağız da peşimden çıkmıştı.Asansöre bindiğimizde ikimiz de sessizdik. Yağız mümkün olmadığınca benimle konuşmuyordu zaten. "Ne yemek istersin? Kahvaltı türü bir şeyler mi yoksa yemek mi?"

"Aslında pizza olsa hiç fena olamazdı." Dedim gülümseyerek. Dünden beri hiçbir şey yememiştim ve artık açlıktan midem kazınıyordu.

"O zaman otelin İtalyan restoranına gidelim. Pizzası muhteşemdir." Dediğinde farkında olmadan ellerimle alkış yaptım. Yağız bu halime ufak bir tebessüm etmişti. Bu bile kalbimi delice attırmaya yetmişti.

Masaya pizzalar geldiğinde derin bir nefes alarak hemen elime çatal bıçağı aldım ve resmen pizzaya gömüldüm. Önümdeki pizzayi silip süpürdüğümde hala doymamış gibiydim. Yağız'a gözümün ucuyla baktım. O da pizzasını bitirmiş suyunu içiyordu.

"Sanırım ben doymadım."

"Farkettim" dedi arkasına yaslanıp. Eliyle garsonu çağırmayı da ihmal etmemişti. Söylediği şey ile biraz utansam da umursamadım. Sonuçta saatlerdir açtım. Gelen garsona bir pizza siparişi daha verip önündeki telefonunu aldı.

O, telefonunu kurcalarken ben de etrafı süzüyordum. Gözüm restoranın uzak bir köşesinde gözlerini Yağız'a dikmiş izleyen kıza takıldığında kaşlarımı çatarak daha dikkatli baktım. Kız ayağa kalkıp bize doğru gelmeye başladığında huzursuzca yerimden kımıldadım. Nedense içimde bir gerginlik baş göstermişti. Kız yanımıza kadar geldiğinde Yağız hala telefonuna baktığı için kızı farketmedi.

"Yağız?" kızın yapma dudaklarının arasından çıkan kelimeler dişlerimi sıkmama sebep oldu. İnce sesi kulağımı tırmalamıştı. Yağız kafasını telefonundan çekip karşımızda sırıtan kıza doğru çevirdiğinde yüzünde şaşkın bir ifade oluştu. Sanırım bir yerlerden tanışıyorlardı.

"Zeynep?" diyerek kibarca gülümsedi. Kız onun bu tavrını görünce daha da çok gülümseyip konuşmaya başladı.

"İki saattir bakıyorum ama burada olacağına ihtimal vermediğim için benzettiğimi düşünmüştüm." Diyerek sormadan Yağız'ın yanındaki sandalyeye oturdu. Yağız, ne düşündüğünü belli etmeyen bir ifadeyle kıza bakarken ben de onu inceliyordum. Adını sanki hatırlar gibiydim ama çıkaramıyordum.

"Hangi rüzgar attı seni buralara?" diye sordu kız.

"Niye bu kadar şaşırdın Zeynep? Burası bana ait istediğim zaman gelebilirim sanırım?" Kızın kulağımı çınlatan ince kahkahası tüylerimi diken diken yapmakla kalmamış sinirimi de bozmuştu. Sarı saçlı ince uzun bir kızdı. Alımlıydı aslında ama nedense yapma bebekler gibi duruyor her yerinden bir sahtelik akıyordu. Onun tipinde çok insan vardı etrafta. Galiba biraz da kıskanmıştım bilmiyorum ama bu kızdan hiç hoşlanmamıştım.

"Neden telefonlarıma çıkmıyorsun?" kızın sorusunu duyunca yüzümü aniden ateş bastı. Yağız, bu kızın telefonlarına mı çıkmıyordu?

"Bunu daha önce konuşmuştuk Zeynep. İstersen bir kez daha konuşmayalım." Kız aldığı cevaptan memnun olmamış olsa gerekti ki daha çok Yağız'ın üstüne gitmeye başlamıştı. Yağız'ın ne düşündüğünü anlamak ise mümkün değildi.

"Bence bu konuyu bir kez daha konuşmalıyız." Kız bilerek ben yokmuşum gibi muhabbet ediyordu. Beni görmesine rağmen yüzüme bile bakmamıştı ve ben acayip sinirlenmiştim. Karşılarında kollarımı kavuşturup sırtımı iyice sandalyeye yaslayarak onları dinlediğimi iyice belli ettim. Yağız bu hareketimi görse de bir tepki göstermemişti fakat kız bir an gözlerini üzerimde gezdirdi. Bana küçümserce bir bakış atıp tekrar Yağız'a döndü.

"Sonra konuşalım o zaman, şimdi müsait değilim." Dedi Yağız. Söylediği şeyi duyduğum an sinirden kıpkırmızı olduğuma emindim.

"Bence şimdi konuşun da neymiş bu mesele öğrenelim." Ağzımdan çıkan cümle kulaklarıma dolduğu an düşündüklerimi sesli bir şekilde dile getirdiğimi anlamıştım. Yağız ilk kez içten bir gülücük attı. Bu sırada garson pizzamı getirip önüme koymuştu bile. Zeynep kızgınlıkla bana baktı.

"Bunun seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum Nehir." Adımı onun ağzından duymak canımı sıkmıştı.

"Adımı bildiğine göre beni tanıyorsun." Dedim yarı ağız gülümseyerek. "Ama ben seni tanıdığımı sanmıyorum."

Kızın kahkahası resmen restoranın içinde yankılanmıştı. "Seni tanımayan mı kaldı Nehir. Eymen'in kardeşi olduğunu bütün dünya öğrendi. Ha tabi bir de Yağız'ın seni kaçırdığı iftirasını da unutmamak gerek." Dediği şeyi duyunca yüzüm birden asıldı. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu böyle. Hem nasıl olurda böyle bir konuyla dalga geçebilirdi?

"Yeter Zeynep. Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma." Yağız'ın sinirli sesi Zeynep'in yerinden sıçramasına sebep olmuştu.

"O zaman söyle buna da konuşmamıza maydanoz olmasın." Parmağıyla beni işaret etti.

"Sen kendini ne sa..."

"Terbiyeni takın Zeynep. Söyleyeceklerin bittiyse gidebilirsin." Yağız, sözümü yarıda kesmişti. Gözleri bana bakarken sözleri Zeynep'i hedef alıyordu.

"Bu kız için bana bağırdığına inanamıyorum. Kaç yıllık hukukumuz var." Dedi iğrenir gibi beni işaret etmişti.

"Kime nasıl davranacağımı sana soracak değilim." Yağız konuşmanın bittiğini ifade edercesine Zeynep'in yüzüne bakıyordu.

"Ha... haklısın. Özür dilerim." Dediğini duyduğumda ağzım resmen açık kalmıştı. Şimdi de Yağız'dan özür diliyordu. "Telefonlarıma çıkacağına söz verirsen gideceğim yoksa seni odanda ziyaret etmemi mi istersin?"

Söylediği şey benim bile yüzümü kızartırken Zeynep'in yaptığı tek şey Yağız'ın gözlerine imalı imalı bakıp arsızca sırıtmaktı. Kucağımdaki yumruklarımı bütün gücümle sıktım. Yağız ifadesizce kızın yüzüne bakıp "Ben seni ararım." Diyerek elindeki telefonunu karıştırmaya devam etti. Artık git der gibiydi fakat bu durum Zeynep'i zerre etkilememişti. Eğilip Yağız'ın yanağını öptü. Bu hareketi beni acayip sinir ederken Yağız, kızın yaptığı şeye ifadesizce bakmaktan başka bir şey yapmamıştı.

"Git artık Zeynep. Uzatma." Dediğinde Zeynep gülümseyerek ayaklandı. Bu kızda utanma arlanma yoktu. Saçlarını elime dolayıp koparmamak için kendimle savaş versem de hiçbir şey yapamazdım. Sonuçta ben kimdim ki? Yağız'ın yanında bulunan herhangi biri.

"Yemeyecek misin?" Bulunduğum düşüncelerden Yağız'ın sesiyle hızlı bir çıkış yaptım.

"Efendim?" sorgular bakışlarımı Yağız'a dikmiştim.

"Pizzanı yemeyecek misin?" Eliyle önümdeki pizzayı işaret etmişti.

"Yemeyeceğim." Diyerek kollarımı bağlayıp arkama yaslandım.

"Aç olduğunu sanıyordum." O da kollarını benim gibi bağlayarak arkasına yaslanmıştı.

"Birden iştahım kaçtı." Yağız tek kaşını sorgularcasına havaya kaldırmış bana bakıyordu. Yüzünde eğlenircesine takındığı ifadeyi gördüğümde renk vermemeye çalıştım.

"O kız kim?" daha fazla dayanamamış sonunda sormuştum.

"Arkadaşım." Yüzü daha da aydınlanmış dudağının kenarı ufaktan kıvrılmıştı. "Neden sordun?"

"Adı çok tanıdık geldi de merak ettim."

"Tanımazsın nerden tanıyacaksın?"

"Ne konuşacakmış seninle?" Kıskançlık damarım çatlamıştı resmen. Ben sinirden kudururken Yağız'ın rahat rahat konuşması canımı daha çok sıkmaktan bir işe yaramıyordu.

"Bilmem bunu konuşunca öğreneceğiz." Söylediği şeyi duyunca dişlerimi sıktım.

"Telefonlarına çıkmadığına göre tahmin ettiğin bir şeyler vardır elbet." Gerçekten çok merak etmiştim. Zeynep'in Yağız'dan medet umduğu şey her ne kadar ortada olsa da Yağız'ın ne tepki vereceğini bilemiyordum.

"Bir tahminim var tabiki de." Cümlenin devamını getirmemiş yarıda öylecene bırakmıştı. "Yemeyeceksen kalkalım." Dediğinde başımla onaylayıp ayağa kalmıştım bile.

Bilerek yapıyordu. Beni kıskançlıktan öldürmekti niyeti. O zaman toptan kurtulacaktı benden işte. Adımlarımı sinirle yere basarak asansörün önüne gittim. Yağız'ın arkamdan gelip gelmediğini bile kontrol etmemiştim. Kafamı arkama çevirdiğimde koca bir boşlukla karşılaştım. Bu daha çok sinirlenmeme sebep oldu. Sinirle asansörün düğmesine bastığımda odaya giriş kartının Yağız'da olduğunu hatırladım...

Hepinize bir soru o zaman. BU ZEYNEP KİM ALLAH AŞKINA? Hatırlayanınız var mı?

Yağız ile ne konuşacak olabilirler ki?

Mutluk ve sağlık hayatınızdan eksik olmasın. Seviliyorsunuz dostlarım :))

HXMvuc��j�4�

Continue Reading

You'll Also Like

2M 89.4K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
22.3M 904K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
1.2M 72.5K 45
Hale Alkan, okulun altın çocuğu ona mesaj atana kadar onun için görünmez olduğunu düşünüyordu. 28 Temmuz 2021
542K 4.8K 26
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.