ZEHR-İ VİRAN

By AsiMavera

738K 30.6K 20.4K

Yasak olanın verdiği haz mıydı; bizi günaha iten? Ya da aşk mıydı; yasak olmasına rağmen günahını göze aldır... More

ZEHR-İ VİRAN
❦1❦ ↑ ENKAZ ↓
❦2❦ ↑Gece Gözlü↓
❦3❦ ↑Samira SANCHEZ ↓
❦4❦ ↑İÇİNDE KALAN↓
❦5❦ ↑O BENİM KARIM!↓
❦6❦ ↑AFFET BENİ ARAP KIZI..↓
❦7❦ ↑BEN HEP SENİN YANINDA OLDUM..↓
❦8❦ ↑ZEHR-İ VİRAN↓
❦10❦ ↑GEÇ KALMAK İSTEMİYORUM!↓
❦11❦ ↑SEN VE BEN, BİZ OLDUK MU Kİ ?↓
❦12❦ ↑SENİ TANIMAYACAĞIMI MI SANDIN ARAP KIZI..↓
❦13❦ ↑SENİNLE OLMAYACAĞIM↓
❦14❦ ↑BİZ TEHLİKELİYİZ↓
KARANLIK OKYANUS
❦15❦ ↑GECENİN SEVGİLİSİ↓
❦16❦ ↑BİR SON - BİR BAŞLANGIÇ↓
WhatsApp Grubu
❦17❦ ↑ACI VE TATLI↓
❦18❦ ↑DEĞERSİZ↓
DESTİNA
❦19❦ ↑MAZİNİN YARALI İZLERİ↓
❦20❦ ↑ M E Y U S ↓
❦21❦ ↑UFAK DOKUNUŞLAR↓
❦22❦ ↑ RİYAKAR GECE ↓
❦23❦ ↑ KELEPÇE ↓
❦24❦ ↑MEZARLIK↓
❦25❦ ↑ İDAM ↓
❦26❦ ↑ ÖFKENİN YANKISI ↓
❦27❦ ↑ DÜĞÜN ↓
❦28❦ ↑ İNTİHAR VE GÖZYAŞI ↓
❦29❦ ↑YERLE BİR↓
❦30❦ ↑ GECENDE BENİM GÜNDÜZÜNDE ↓
❦31❦ ↑ HAKİKATLER ↓
❦32❦ ↑ ZİHNİN MECRUH TUTSAKLIĞI ↓
❦33❦ ↑KIRILAN ZİNCİRLER↓
❦34❦ ↑ İLK TEMAS ↓

❦9❦ ↑İZİN VERİR MİSİN?↓

24.3K 1.4K 1.4K
By AsiMavera

9. BÖLÜM:

Samira kabullendi o an. Onun hayatı ZEHR-İ VİRAN' dı. Zehir ile harmanlanan, viran olmuş bir yürekten ibaretti. Yıkık dökük bir kadere sahipti. Canını yakmak için yemin etmiş adamlara..

Gözlerini bir an bile gece karasından çekmeden vermişti cevabını. Kendisine öyle dehşet verici bir şekilde bakıyordu ki, bir an gerçekten ürkse de gözlerini kaçırdı. Nikâh davetlilerin alkış sesleriyle son bulurken ayağa kalktılar. Ah! Damadın gelini öpmesi gerekiyordu bu durumda fakat onlar normal bir çift değillerdi. Bu yüzden Samira kendisine bakan Araz' ı umursamamış ve masanın önüne gelmişti. Araz bozulsa da belli etmemiş ve karısını takip etmişti. Elini beline yerleştirerek karısını babasının olduğu masaya doğru yönlendirmişti.

Araz gelen tebrikleri kabul ederken Samira başını sallamakla yetiniyordu. İçindeki sıkıntı yüreğini sıkıyor ve nefes almasını bile engelliyordu. Daha dakikalar öncesinde dayak yediği kızın sevgilisiyle evlenmişti. Bunun ne demek olduğunu yaşamayan asla bilemezdi. Slow müzik kulakları doldurmaya başladığında salondaki tüm ışıklar gitmiş, tek noktaya dikilen beyaz ışığı açmışlardı gelin ve damat için. Samira bu durum karşısında ne kadar içi sızlasa da elinden her zamanki gibi bir şey gelmiyordu. Kendileri için hazırlanan kısma geldiklerinde Araz' ın elleri kızın beline tutundu. Samira' a hissettiği o acı veren hisle gözlerini de kapatırken ellerini mecburiyetle omuzlarına yerleştirdi. Araz kızı kendisine biraz daha çektiğinde Samira gözlerini açmış ve kocasının ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.

Yanağı kızın yanağındaki peçeye sürterken Samira ondan her ne kadar uzaklaşmaya çalışsa da kendisinden kat kat güçlü olan kocası buna engel oluyordu.

"Ben o an kendimde değildim. Ona engel olamadığım için çok üzgünüm."

Samira duyduğu şeyle gözleri dolarken kafasını olumsuz bir şekilde salladı. Nasıl böyle konuşabiliyordu? O anları bir filmmişçesine izledikten sonra nasıl üzgün olduğunu söyleyebiliyordu?

Cevap vermedi. Yemin etmişti artık. Ondan durabildiği kadar uzak duracaktı. Hatta mecbur kalmadıkça konuşmayacaktı bile.

Araz kızın sessiz kalmasına sinirlenirken buna hakkı olmadığını biliyordu. O anlar Elly' nin haline öyle bir şaşırmıştı ki yerinden bir milim kıpırdayamamıştı bile. Samira hak etmediği kadar hırpalanmıştı ve bunun için Araz gerçekten üzgündü. Böyle olmasını asla istemezdi. Hiç değilse düğün gününde uzak kalmasını isterdi sorunlardan ama mümkün olmamıştı işte.

Araz' ın elinin değdiği her yer acıyla kavrulurken etrafındaki insanların da dans ettiğini gördü. Kızıl bir saç görüş açısına girerken kollarındaki adamın Cesar olduğunu gördü. Araz ile alev almış kalbi bu görüntü karşısında iyice alev alırken önüne döndü. Milletin hayatını da berbat etmeye hakkı yoktu. Araz' la Elly' nin arasını yeterince bozmuştu zaten.

"Dostum. Birkaç saniyeliğine karını bana verebilir misin?"

Samira' nın başı şaşkınlıkla kalkarken Araz istemese de kabul etmiş ve karısını Cesar' a vermişti. Kızın elleri bir yandan kocasından kurtulduğu için mutlu olsa da yerine gelenin daha kötü bir durum olduğunu biliyordu. Cesar' ın elleri kızın belini bulurken loş ışıkta zift gibi parlayan simsiyah gözler çimen yeşili gözleri bulduğunda Samira nefesini tuttu. Kendisine öyle yoğun bakıyordu ki hiçbir şey anlamıyordu kız. Ellerini zorlukla geniş omuzlara götürdüğünde yutkunamadığını hisseti. Titrek nefesleri kendisini zorluyor ne yapacağını bilemeden öylece duruyordu.

"Umarım verdiğin karardan pişman olmasın Gece Gözlü.."

Kız hiç düşünmedi. Bu konuyu onu tanımadığı halde ona anlatmışken böyle konuşması canını sıkıyordu.

"Bu kararı ben vermedim. Neden anlamak istemiyorsun. Eğer kabul etmeseydim beni Cidde' den biriyle evlendireceklerdi ve ben on dokuz yıldır bulunduğum kafesten kurtulamayacaktım."

Cesar gülümsedi. Önüne düşen görüntü karşısında Samira hayranlıkla adamın yanaklarında duran iki büyük çukura bakakaldı. Ellerini oraya götürmek gibi çılgın bir his kendisini ele geçirirken bunun yeri olmadığını biliyordu. Sağ elindeki parmaklarını sıkıp yumruk haline getirirken bakışlarını yüzünden kaçırdı. Derin bir soluk çekti içine. Bu adamın yanındayken farklı bir duygu sarıyordu etrafını ve Samira' nın teslim olmaktan başka hiçbir şansı kalmıyordu. Kalbinin atışı az önceki görüntü karşısında hızlanırken kulağını dolduran sözcüklerle başını aniden kaldırmış, az önce çektiği nefesi bırakmayı unutmuştu.

"Eğer kabul etmeseydin baban seni benimle evlendirmek zorunda kalacaktı."

Ayakları durdu aniden. Bu nasıl olabilirdi? Elinde onunla evlenmeye dair evlenme şansını da kendisimi yok etmişti yani? Cevap veremiyordu. Ne diyebilirdi ki? Onunda bir kadını vardı ve onunla evlenmiş olsa belki de aynı şeyleri yine yaşayacaktı.

"Davet az sonra bitiyor. Samira' yı alabilir miyim?"

Bakışları Araz' ı bulduğunda yavaşça ayrıldı Cesar' dan. Yapabileceği bir şeyin olmaması canını yakıyordu. Bu iki adama karşı öylesine güçsüzdü ki katlanılamaz derce de berbat bir durumdu bu.

Salondan ayrılırken kimsenin bir şeyi anlamaması için adamın eli kızın beline gitti. Nefret ediyordu kendisine dokunmasından. Aslında düğünden dakikalar öncesinde yaşadıklarına karşı yanında olmasına bile tahammülü yoktu ama katlanmak zorundaydı işte.

"Ziyaretimize gel kızım. Unutma bizleri sakın."
Amıne' nin sözleriyle gözleri dolan kız birkaç adımda annesine ulaşarak kollarını beline doladı. O anne kokusunu içine çekerken gözleri bir anlığına dış kapının oraya giden Araz' a kaydı. Anlaşılan yalnız kalmaları gerekiyordu. Annesi de ona sıkıca sarılmış ve ayrıldıklarında onları izleyen babasını görmüştü.

Arap Şeyh' i düğüne bir gün kala hala yaptığı şeyin doğruluğunu düşünüyordu. Araz kızı için en doğru seçimdi ona göre. Oda Samira gibi düşünüyordu. Eğer burada biri ile evlendirirse o dört duvar arasından asla kurtulamayacaktı. Ama Araz onun için çıkış yoluydu. Kızına en güzel şekilde bakacağından kuşkusu yoktu. Yatakta ters dönerken bakışlarını tavana dikti Şeyh. Bu zamana kadar onunla bir kere bile doğru düzgün konuşmamış, evlat gibi davranmamıştı. Kendisinin de canı yanıyordu. Deli gibi hemde. Fakat karşı koyamıyordu o içindeki hisse. Olabildiğince uzak durması gerekiyordu ondan.

"Omar.."

Adam korkuyla irkilirken gözleri tam karşısında duran karısını buldu. Ölmüş karısını. Samira' nın annesini. Gözleri sonuna kadar açılırken yattığı yerden doğrularak korkuyla sevdiği kadına bakmaya başladı.

'K-Kamelia?'

'Yeter Omar! Kızımı üzdüğün yeter! Eğer, eğer onu üzmeye devam edersen bir daha yanına gelmeyeceğim. Yüzüm aklından silinse dahi umuruma gelmeyecek.'

'Kamelia.." dedi adam acı çeker bir sesle. "Seni çok özledim.'

Kadının yüzündeki yumuşama gözle görülür derecedeydi. Adamın sesi içini parçalar gibi bir his yüzüne yansırken birkaç adım atmış ve sevdiği adama kavuşmuştu. Elleri yüzüne dokunurken şefkatle gülümsedi ona.

'Kızımıza sahip çık. Benden kalan son hatırana sahip çık Omar. O bizim kızımız. Bunu sakın unutma. '

Kadının yüzü silikleşirken adam korkuyla baktı ona.

'Kamelia gitme! Kamelia! '

Şeyh hızla yataktan kalktığında gözünden süzülen yaşları fark etti. Ağlıyordu. Nasıl ağlamazdı? Yıllar önce kaybettiği canından bir parçası gelmişti rüyasına. Kamelia' sı gelmişti. Âşık olduğu kadın, uğruna her şeyinden vazgeçtiği kadın. Sesli bir şekilde ağlamaya başladığında yanında uyuyan Amıne' de uyanmıştı.

"Omar! Ne oldu sana böyle?"

Endişeyle konuştu kadın. Kocasını ilk defa bu halde görüyordu. Hatta ilk defa ağlarken görüyordu.

"Kamelia." Dedi kısılan sesiyle. "Kamelia geldi. Samira' yı üzme dedi. O bizim kızımız, bunu unutma dedi."

Amıne duyduklarıyla sarsılsa da belli etmemeye çalıştı. Kocasını ölesiye seviyordu. Hatta kendisini bildi bileli onu seviyordu. Araların da olan yirmi bir yaş onun için önemsizdi. O daha on yaşındayken Omar otuz yaşındaydı ve o evin hizmetçisi olmasına rağmen onu istiyordu. Karısına nasıl âşık olduğunu yalnız Arabistan değil birçok ülke şahitti. İkisinin de babaları tanınmıştı ve herkese rest çektiklerinde kaçınılmaz şeklide öğrenmişlerdi. Omar Şeyh olmasına rağmen ikinci bir eş istememişti. Fakat Samira' nın doğumundan sonra ölünce kahrolsa da üç kadın birden girmişti nikâhına. Bunlardan biri de bir zamanlar hizmetlerini eden Amıne idi.

"Samira.."

Babasının dudaklarından kendisinin ismi ilk defa dökülürken gözleri dolu olan kızın yanağından bir damla yaş süzülmüştü bile. İçini çekti. Bu yaşına kadar baba hasretiyle yanmıştı kız. Annesi zaten yoktu ama babasının da ondan uzak olması canını daha fazla yakıyordu. Aralıksız her gece ona sarılmayı hayal etmişti Samira. Diğer çocukları gibi koşarak boynuna sarılıp, doya doya öpmeyi istemişti. Kollarını açan adam beklentiyle kızına bakarken Samira hiç düşünmedi. Birkaç adımda babasına kavuşarak kollarını boynuna doladı. Burası Kanada' ydı. İstediğini yapabilirdi pekâlâ.

"Kızım!"

Kızına öyle bir sarılıyordu ki tüm kemiklerinin yerini hissedebiliyordu Samira. Fakat şikâyetçi değildi. Yıllardır hayalini kurduğu anı yaşıyordu ve ne olursa olsun umurunda değildi.

"Ne olursa olsun seni seviyorum kızım. Sakın unutma bunu." Dedi ayrılırken. Kızın gözleri durmadan akıyordu. İstediği olmuştu. Yıllar sonra babasına kavuşmuştu işte.

"Samira' m. Bak kızım, bundan sonra biz yokuz, Araz' a emanetsin. Eğer ki sana en ufak bir zarar gelecek olursa dünyayı onları dar ederim. İkisi de bunu çok iyi biliyor. Sakın senden vazgeçtiğimi düşünme. Sen benim kızımsın ve öyle kamaya devam edeceksin. Ha birde bizi görmeye sık sık geleceksin."

Ağır Arap şivesinden söylediklerini zar zor anlıyordu kız. Ona her şeyi Amıne öğretmişti ve o İran' lı olduğu için Arapçaları daha hafifti. Başını salladı. Bu saten sonra her şey gerçekten tam anlamıyla değişmişti.

Araz ile arabaya bindiklerinde onun ne derece gergin olduğunu görebiliyordu. Kendisinin de bir farkı yoktu gerçi. Onunla aynı evde kalmak istemiyordu. Elly varken bu hiç iyi olmazdı onlar için. Araz sesini duymuş gibi ona döndü.

"Senin için bir ev ayarlatacağım. Bana yakın bir yerlerde."

Samira duyduklarıyla adama döndü. Anlamazca bakıyordu bal rengi gözere.

"Bak Arap kızı.. Elly benim hayatımda olduğu müddetçe yanımda olacak ve siz ikiniz anlaşamıyorsunuz. Her gün karşı karşıya gelmemeniz için Aury ile birlikte ayrı bir eve çıkacaksın. Aury her zaman senin yanında olacak. İstediğin ben değildim unuttun mu? Özgürlüktü. Sana özgürlüğünü veriyorum. Çık, ye iç, gez ve eğlen. İstediğini yapabilirsin."

Gözleri doldu. Lanet olsun nefret ediyordu sinirlendiği zamanlarda ağlamaktan. Nasıl dedi kendi kendine. Daha ilk günden kendisini nasıl def eder başından. Araba durduğunda geldiklerini anlamıştı. Gözleri iyice açıldığı için saf bal rengini alan gözleri buldu. Öylesine keskin bakıyordu ki Araz gözlerini bile kırpmadan bakıyordu çimen yeşili gözlere. Onu böyle uzaklaştırmak istemiyordu kendisinden ama yapabileceği başka bir seçeneği yoktu. Elly' i, sevdiği kadını kaybetmek istemiyorsa Samira ile yakın olmamaları gerekiyordu. Hem bugün görmüştü delirdiğinde nasıl birine dönüştüğünü. Beraber olmak istemesi çok saçmaydı Araz' a göre.

"Senden nefret ediyorum Araz SANCHEZ. Senden nefret ediyorum!"

Nefret kokan bir sesle sözlerini dikkatlice kendisini izleyen adama sarf ettiğinde şaşırdığını hissedebiliyordu ama umurunda bile değildi. O düşünmeden kalbini kırabiliyorsa onunda söylediklerine dikkat etmesine gerek yoktıu.

"Samira.."

~Araz SANCHEZ  ?
Nasıl buldunuz.. 😄

Bıkkınca çıkan sesi umursamadan indi arabadan kız. Daha bir adım atmıştı ki karanlıkta yüzüne vuran beyaz ışıklarla tekrar arkasını döndü. Bu Araz değildi. Siyah son model bir araba hemen karşısında duruyordu. Kapının açılmasıyla yere basan ayakların sahibi tamamen indiğinde görülmüştü.

Cesar!

"Arabaya bin."

Sesini duysa da bir an idrak edemedi. O an diğer arabanın da kapısı açıldı ve Araz sert yüz hatlarıyla birlikte indi.

"Hayırdır kardeşim?" dedi ağır ağır Cesar' a doğru yürüyerek.

"Arabaya bin." Diye tekrar ettiğinde Samira düşünmeden ilerleyerek spor bir son model arabaya bindi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sordu Araz adımları dostunun önünde sonlanırken. "Neden sürekli etrafındasın?"

Cesar kafasını yana yatırıp ellerini cebine koyarken Araz' a gülümsedi.

"Cidden bunu mu sorguluyorsun şu anda?"

Araz kaşlarını çattı ve konuşmasını bekledi. Artık canını sıkmaya başlamıştı Cesar' ın son zamanlardaki davranışları.

"Susmamın tek sebebi bu işin sonunda cesedinle uğraşmak istememem."

"Beni bununla mı tehdit edeceksin bundan sonra?"

"Araz. Eğer orada ben, hele Samira konuşsaydı senin oradan sağ çıkma ihtimalin sence yüzde kaç olurdu?"

"Bunu bilerek kabul etti teklifi. Elly' i başından beri buluyordu."

"Biliyordu evet. Fakat bu kadar acımasız insanlar olduğunuzu düşünememişti. Duyduğuma göre ayrı evde yaşayacakmışsınız. Bir süre, o buraya alışana kadar benim yanımda kalacak. Ve sen hayatına kaldığın yerden devam edeceksin."

Gülümseyen taraf Araz' dı bu sefer.

"İyilik meleğimi kesildin başıma, yoksa başka bir şey mi var?"

"O doğmadan Kamelia' ya söz verdim, bunu zaten biliyorsun." Dediğinde Araz başını salladı.

"O dünyaya geldiğinde ilk ben kucağıma aldım onu. Daha sekiz yaşındaydım. Her şeyden habersiz şaşkın bakışlarla etrafını izlerken o an kendime söz verdim ben Araz. Onu ne olursa olsun koruyacağıma, onu kimsesiz bırakmayacağıma söz verdim. Şu ana kadar da sözümde durdum ve bundan sonrada durmaya devam edeceğim."

"Cesar.."

"Onunla aramda ne olursa olsun bir şey olamaz. O senin karın ve sen istemesen bile bir gün gerçekten karın olacak. Bundan sonra ona karşı olan davranışlarına dikkat et."

Cevap vermesine izin vermeden arkasını dönerek arabasına yöneldi. Arabaya yerleşip kapısını kapattığı sıra gözleri başını cama yaslamış, içli içli ağlayan Samira' ya kaydı. O an ona her ne kadar sarılmak istese de onları izleyen Araz buna engeldi. Gözleri doğrudan kızın üzerindeydi. Sesli bir şekilde soluğunu bırakarak motoru çalıştırdı.

Araba geri geri giderken kızın gözleri bir anlığına Araz' ı buldu. Hiçbir şey anlayamıyordu takındığı ifadeden. Ondan derin bir şekilde nefret ederken gözleri gözlerini bulduğu an o bal rengi içini eritiyor, ona kızmasını engelliyordu. Tüm suç Elly' nindi. Araz onu tehdit etmiş olabilirdi fakat o kız olmasaydı her şey çok daha güzel olabilirdi.

Hıçkırıkları dinerken arabanın dönüş yapmasıyla gözleri ayrılmıştı. Bir anlığına yanında duran adama baktı. Arkaya yatırılmış kumral saçları ve yeni yeni çıkan kirli sakallarıyla fazla yakışıklıydı. Kaşlarını çatmış, sert bakışlarını doğrudan yola bakıyordu.

"Neden buradayım?"

Cesar bu soruyu bekliyordu. Fakat cevap vermedi. Kızda meraklı gözlerini adamın üzerinden ayırmasa da bir cevap alamadı.

Arabadan indiğinde bakışlarını bahçeli evin etrafında gezdirdi. O kadar lüks duruyordu ki. Garibine gitmesi imkansızdı, sonuçta o sarayda büyümüştü fakat yine de etkileniyordu işte. Gözleri bir an havuzda takılı kaldı. İçi gitti o anda.

Okuduğu kitapta her şey çok güzel gidiyordu genç kızın. Bu durum canını sıkmıştı. Kendisi burada kafese kapatılmışken milletin sürekli mutlu oluşu sinirini bozuyordu. Gerçek hayatta sonsuz mutluluk diye bir şey yoktu. Bunu yaşayarak öğrenmişti Samira. Sandalyesini geriye vererek ayağa kalktı. Sıkıntıyla etrafına bakınırken ders çalışmaktan vazgeçip yatağının üzerine çıkıp perdesini araladı. En sevdiği şeydi sarayın cennet timsali bahçesi. Fakat gelen gülüşme sesleri ile bakışlarını bahçede gezdirmeye başladığında, bahçenin tam ortasında kurulmuş şişme büyük bir havuz ve içindeki kardeşlerini gördü. Orası Arabistan' dı. Su büyük bir nimetti, havuz bulunduran mekanlara sahip değildi. Olsaydı bile Samira asla gidip göremezdi ya. Keyifle eğlenen kardeşlerini izledi bir süre. Ağlayarak. Hıçkıra hıçkara ağlayarak izledi eğlenmelerini. Hiç mi vicdanı yok bu adamın diye düşündü kendi kendine. Diğerlerini ölesiye mutlu ederken, kendisini bu odaya kapatıp esir edecek kadar vicdansız mı bu adam? Öyleydi. Babası dünya üzerinde tanıdığı en vicdansız, en katı adamdı.

"Samira.."

Adını Cesar' ın ağzından duyunca daldığın fark edip ona döndü.

"Efendim?"

Eliyle evi işaret ettiğinde başını sallayarak onu takip etti. İçi acıyordu genç kızın. Herkese yük oluyordu, sırf bu yüzdende nefret ediyordu kendisinden. Cesar' la konuşup Araz' ın dediğini yapacaktı. Kendine ait bir evde oturacak ve hiç evlenmemiş gibi devam edecekti hayatına. Yaşayamadığı günlerin acısını çıkaracaktı.

"Odan burası."

Açtığı kapıdan içeriye baktı kız. Beyazlar içerisinde çift kişilik bir yatak. Beyaz bir komodin, beyaz bir giyinme dolabı ve yine beyaz bir çalışma masası. Kaderinin aksine odası fazla güzeldi.

"Orası neresi?"

Gözleriyle odanın içindeki kapıyı gösterdi adama.

"Giyinme kabini, içinde de banyo var."

Başını salladı. Odayı gerçekten çok beğenmişti ama fazla kalmayacağı için bir anlamı yoktu. Kız odaya girdikten Cesar kapıyı kapatmış, oda kendi odasına geçmişti. Kız odanın içinde adımlayarak giyinme dolabının önünde durdu ve boydan boya ayna olan kapağında kendi görüntüsüne baktı.

Beyazlar içerisindeki bedenine. Evet, bu anı çok kez hayal etmişti fakat bu halde olabileceği aklının ucundan dahi geçmemişti. Sevmediği biri ile olabilirdi bu evlilik. Ya da çirkin, yaşlı veyahut fakir bir adamla. Fakat kader karşısına iki tane hem yakışıklı, hemde ülke çapında bir güce sahip iki adam çıkarmış ama ikisinden de bir hayır göstermemişti. Üzerindeki şeyden kurtulmak istiyordu. Peçesi olduğu için kollarını açması kötü bir görüntü oluşturacağı için uzun kollu, gelinliğe uyan bir bolero tarzında ceket giydirilmişti. O kadar uyumlu ve şık duruyordu ki. Kollarından ceketi sıyırıp ellerini arkasına uzatarak düğüm olmuş ipi çözmek istedi fakat bir türlü başaramıyordu. Öyle bir bağlamışlardı ki bir birine girmişti ve görmeden açması imkânsızdı. Geçen dakikaların ardından belinde hissettiği ellerle irkilirken gözleri aynadan kendisini izleyen adama takılı kaldı.

Siyah takımının yerini siyah dar bir tişört ve siyah bacaklarını saran bir eşofman almıştı. Onu ilk defa takım elbise haricinde bir kıyafetle gördüğü için bariz bir şekilde vücudunda gözlerini gezdirirken Cesar onun bu haline çaktırmadan gülmüş, gelinliğindeki düğümü çözmeye başlamıştı.


-Cesar MASSİMİLİANO ?
Ya bu nasıl virancılarım 😄

"Ne yapıyorsun?"

Anlamaz gözlerle bakıyordu adama. Bu yaptığı yanlıştı.

"Kendin açamadığını gördük." Dedi düz bir sesle.

Sesini çıkarmadı kız. Haklıydı. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın açamazdı. Odayı lacivert led ışıklar aydınlatırken gözleri aynadan adamı izliyordu genç kızın. Kendisinden büyük olduğu ortadaydı fakat asla Araz' dan büyük değildi. Yapılı vücuduyla yanında uzun boyuna rağmen küçük kalırken eğildiğinden dolayı gözlerine dökülen saçı izledi. Neydi, kimdi bilmiyordu ama Cesar' a nedensiz bir şekilde güveniyordu. Hayatında başka bir kadın olmasına rağmen burada olması yanlıştı ama şimdilik yapabileceği başka bir şey yoktu. Saniyeler sonra genişleyen göğüs kısmıyla açtığını anlamıştı. Aklına gelen düşünceyle heyecanla arkasını döndü. Araz kendisini istememişdiyse elinden gelen bir şey yoktu.

Gözleri lacivert ışıkların altında gece karası gözlerle buluşurken kalbinin böyle hızlı atmasına anlam veremiyordu. Hissettiği şeyleri daha önce erkek değil hemcinsleriyle bile böyle yakınlık kurmadığına vererek derin bir nefes bıraktı.

"Seninle bir şey paylaşmak istiyorum." Dedi son derece masum çıkan sesiyle. "Buna izin verir misin?"

Cesar kızın dediklerine bir anlam veremese de onaylar şekilde başını salladı. Samira bununla birlikte daha fazla heyecanlanırken gülümseyerek adamın eline uzandı. Cesar itiraz etmeden ona elini verirken kız adamın elini kendisine çekerek peçesinin ucuna götürdü. Adamın eli kızın yüzüne değmesiyle ikisi de aynı anda gözünü kapattı. Yakınlıkları nedeniyle kızın kalbi son raddede hızlı bir şekilde atarken adamda ondan farklı değildi o anda. Yapmaya çalıştığı şeyi anlamıştı ama bu doğru değildi. Onu ilk görenin kocası, yani Araz olması gerekti.

"Bunu benim değil kocanın yapması gerek Samira."

Ses tonu öylesine acı içinde çıkmıştı ki adamın kızın içi burkuldu. Bunu istemediğini, kendisini görmek istemediğini düşündü o an. Cesar üzülüyordu sadece. Kız için gerçekten üzülüyordu. Bunu Araz' la yaşamak istemişti fakat olmamıştı işte. Adam istememişti kendisini. Oda bu şeklide alacaktı intikamını.

"B-Beni görmek istemiyor musun Cesar?"

Adamın ismini kızın dudaklarından dökülünce kas katı kesildi Cesar. İlk defa söylemişti ismini. Heyecandan saniyeler sonra fark etti kızın kekelediği. Onu üzmüştü. Kendisini yanlış anlamıştı.

"Bu şekilde intikam alamazsın. İleride pişman olursun Gece Gözlü."

Samira başını anında sağa sola salladı. O bugün peçesini açacaktı fakat yanında Cesar' ın olması tamamen şanstı.

"Ben intikam almıyorum. Bunu zaten bugün yapacaktım ve şans eseri yanımda da sen varsın. Eğer istemiyorsan.."

"İstiyorum." Dedi kendinden emin bir ses tonuyla.

Gülümsedi Samira.

"Amıne' den sonra beni görecek ilk kişisin. Tabi kuaför kadını saymazsak."

Ağzından dökülen kelimelerden sonra adamın kaşları çatıldı. Gerçekten onu ilk kendisi mi görecekti yani?

"Benim yerimde Araz' ın olması gerekirdi." Dedi son defa kızı yaptığı şeyden emin kılmak için. Fakat Samira bu sözler üzerine kaşlarını çattı.

"Şu an herkes olması gerektiği yerde. Unuttun mu sen söylemiştin bunu bana. Eğer o olmasaydı şu an ben onunla değil de seninle evli olacaktım."

Cesar' ın eli hâlâ kızın yüzündeydi ve bu durum odadaki gerginliği daha fazla arttırıyordu. Derin bir nefes saldı adam. Kızı yanlış düşüncelere itmişti.

Samira daha fazla beklemedi. Cesar' ın parmaklarıyla peçenin çıt çıtını kavrayıp açtı ve adamın elleri kendi elini yakarken bu hissi yok saymaya çalışarak uzun parmaklarını yukarıya çıkarıp saçlarının arasından geçirerek geriye doğru çekti. Peçenin arka kısmındaki toka geri gitmenin sebebiyle çözülürken saçları yavaş bir şekilde omuzlarına düştü ve ön kısmı yüzünden tamamen ayrıldı.

Bez parçası yere düşerken adamın eli kızın avuçlarında kalmıştı. Heyecandan gözlerini açamıyordu Samira. Bu nedenle Cesar' ın ne durumda olduğunu bilmiyordu. Çok merak ediyordu kız. Kendisini nasıl bulacağını, ne söyleyeceğini deli gibi merak ediyordu.

Aslında bu anında hayalini sayısız kez kurmuştu kafasında. Araz ne diyecek, nasıl bir tepki gösterecek kendisine deli gibi merak etmişti. Fakat kendisini beğenmeyeceğini biliyordu. Tanıştıklarından beri evde kalmış bir çirkin olduğunu sayısız kez söylemiş bir adamdı o. Fazla beklentisi yoktu ama Cesar.. O tam bir mumaydı işte. Bu anı onunla yaşayacağı hiç gelmemişti aklına.

Gözleri ağır ağır aralanırken avuçlarındaki elin kendisini sıktığını yeni anlamıştı. Öylesine sıcak bir eli vardı ki kendisinde kaldığı bu süreçte kendisini de sıcacık etmeye yetmişti.

Sarı saçlarının önü omuzlarına dökülürken arkaya doğru beline uzanıyordu. Son derece güzel küçük, hokka bir burnu ve saçlarıyla birleşince ortaya güzel bir görüntü seren çimen yeşili gözleri ile Samira öylesine muhteşem görünüyordu ki.

Kızın gözleri adamınkilerle buluşunca nefesini tutmuştu. Cesar ona öyle bir hayranlıkla bakıyordu ki ister istemez zaten hızlı atan kalbi daha fazla yoruluyordu böylelikle.

Cesar kızın güzel olduğunu biliyordu fakat böylesini de gerçekten beklemiyordu. O bir Arap kızıydı. Sarışın olması imkânsız bir olaydı fakat genleri nedeniyle bu Samira için muhtemeldi.

Kız daha fazla dayanamadı. Başını şirin bir şekilde yana yatırarak gözlerinin içine baktı adamın.

"Konuşacak mısın?"

Onun bu haline deli gibi gülmek isteyen adam kendini tutunca ortaya sadece gülümseyen bir Cesar çıkmıştı. Önüne serilen gamzelerle gülümsemesi solan kız düğündeki gibi kendisine hâkim olmadı. Elini uzatarak parmaklarının tersini hafif sakalları olan adamın yüzüne değdirdi. Cesar' ın gözleri kapandı ve gülümsemesi yitti. Kaybolan gamzelerin yerine üzüntüyle bakan kız elini çekmedi.

"Cesar." Diye mırıldandı.

Adını duyan adam aniden gözlerini açtı ve hemen burnunun dibinde duran kızın gözlerinin içine baktı.

"Efendim?" dedi şefkatli bir ses tonuyla

"Gülümser misin?"

Kızın söyledikleriyle istemsizce gülümseyen adam ile Samira' da gülümsedi. Elleri ile tekrar aynı yeri okşarken "Yapma." Diye soluyan adamla irilerek geri çekildi. Yüzündeki gülümseme anında solarken Cesar' ın gözlerinin kapalı olduğunu gördü.

"Cesar?"

Adam gözlerini açtı. Aralarında sadece birkaç milim olan kızla alınlarını birleştirdiğinde Samira' nın kalbi artık durmak üzereydi. Aldığı nefesler ciğerine yetmiyordu. Fazla yakınlardı. Cesar' ın hayatında onlarca kız olmuş olabilirdi fakat oda şu an en az Samira kadar heyecanlıydı.

"Bir şey söylemeni istiyorum." Dedi nefesini adamın yüzüne vurarak. "Birkaç kelime."

Cesar gözlerini kapattı. Bulundukları durumu düşündü o an. Yaptığı yanlıştı. O dostunun karısıydı ve bir gün onun olacaktı. Bunu bile bile Samira' yla bu denli yakın olmaları canının acıtıyordu.

"Bu yanlış." Dedi kısık bir sesle. "Bu kadın yakın olmamız yanlış." Derken başını hafiften sallayınca burunları birbirine sürtmüştü. Kızda gözlerini kapattı. Evet, yanlış olabilirdi fakat şu an hayatlarında zaten tek doğru bir şey yoktu ki. Bir yanlışta kendisi yapsındı. Ne kaybederdi ki.

Başını hafiften dönderip yanağını adamın orantılı sakallarına sürttü. Bu his içini gıdıklamıştı. Oldu olası merak etmişti bir adamla bu şekilde yakıl olmayı. Bir ilkini daha Cesar' a vermişti. Bir Araz bir Cesar alıyordu ilklerini fakat Cesar biraz daha öndeydi. Onunla ilk zamanlarda bile gamzeleri nedeniyle fazlaca yakınlaşmışlardı. Dokunduğu ilk erkek e olmuştu o.

"Hayatımda onca yanlış varken bir yanlış ta benim yapmama izin verir misin?"

Bu kız fazla cesurdu. Adam bunu başından beri biliyordu fakat şu an buna şaşkınlıkta eklenmişti. Onun çekindiğini düşünmüştü ama o yetinmeyip yanağını kendisinin yanağına sürtmüştü.

"Güzel olduğunu başından beri biliyordum Gece Gözlü." Dediğinde şaşıran Samira olmuştu bu sefer.

"Annen annemin çok yakın arkadaşıydı. Ve o gerçekten güzel bir kadındı. Ama görüyorum ki kızı şimdi kendisinden çok daha güzel."

Gözleri buluştuğunda kızın avuçlarında olan adamın eli kurtulmuş, kızın beline gitmişti. Ah o eller.. Cayır cayır yakıyordu Samira' yı. Ne hissettiğini bilmiyordu kız ama bu duyguyu sevmişti. Hoşuna gidiyordu kendisine böylesine yakın olması.

"Ellerimi sakallarına koyabilir miyim?"

Alnı alnına değerken aşağı yukarı salladı başını. Samira iki elini birden adamın yanağına koyunca oda gözlerini kapattı Cesar gibi. Odadaki oksijen ikisine yetmiyordu o an. Kızın belindeki el nefesini keserken, adamın yüzüne vuran kısın nefesi kendisini deli ediyordu. Geçen süre zarfında ikisi ayrı anda gözlerini açarken adamın zaten kara olan gözlerinin zift bir siyaha büründüğünü gördü. Cesar kızın çimen yeşili rengini kaybetmiş, koyu bir yeşile bürünen gözlerine daldı. Etkilendiğini biliyordu. Kendi bile etkilenmişse onun kayıtsız kalması imkânsız gibi bir şeydi.

Kocası yani Araz onu birazcık düşünseydi kıskançlık krizine giren sevgilinin değil de karısının yanında olurdu diye düşündü o an. Vicdanını rahatlatan kelimeler aklını çelerken Cesar daha fazla dayanamadı. Kızın elindeki beliyle onu kendisine iyice çekerek dudaklarına eğildi. Samira adamın ne yapmak istediğini anlamıştı fakat mani olmadı. Yüzündeki ellerini sıklaştırıp okşarken ona iyice sokuldu. Solukları hızlandığında Cesar ikisine de daha fazla işkence etmeyi bırakıp iki dudağını kızın alt dudağına bastırdı. Samira' nın gözleri kapandığında aralarında artık bir milim bile mesafe kalmamıştı. Cesar onu tamamen kendisine tutsak etmişti...

🥀


-Nerede bakalım Araz' cılar?
Ne diyeceksiniz bu duruma?

-Cesar' cıları da buraya alayım 😍

-Bölüm nasıldı bakalım?

Aslında bölüm daha geç gelecekti ama güzel yorumlarınızı okudukça dedim kalk bakalım bölüm yaz Virancıklarıma..

Diğer hikayem KARANLIK OKYANUS' a da beklerim..

Seviliyorsunuz..💕

Continue Reading

You'll Also Like

738K 39.4K 52
En candan gördüğün insanlar en çok canını yakanlardır...🥀🍂 -Mübrem ●●●Ferman Miroğlu ve Jiyan Miroğlu'nun hikayesine hoş geldiniz:)●●● Çoğu sahne...
203K 8.7K 59
Köyde geçen bir aşk hikayesi... O bir inci tanesiydi; Dışı dillere destan bir güzel... Naîf kırılgan ve nârin... Köy kurgusu ve abimin arkadasşı konu...
ALACAKAN By Yazal

Teen Fiction

384K 26.1K 9
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır. ... Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı aske...
59.4K 5.6K 65
Asi ve Alaz Twitter üzerinden tanışırlar.