magic words |m.yoongi

By yourdemian

82.6K 5.8K 2.2K

"Aşkı öğrendiğinde daha kötü bir yazar olacaksın Jung Hyeya." More

Intro
1
2
3
4
5-pt.1
5-pt.2
6
7-pt.1
7-pt.2
8
9
10-pt.1
10-pt.2
11
12-pt.1
12-pt.2
14
Çok Çok Önemli
15 - Final

13

2.8K 242 71
By yourdemian

Biraz hızlı ilerleyen bir bölüm oldu çünkü sona yaklaşıyoruz ehehehe

15.bölümde bitiyor ;)

"Madde 8: 'Aşk, en güzel anın yaratıcısıdır.

Ve bu anın, tek bir seferle kalabilmesi için elinden geleni yapan canavardır.'"

Defteri kapattıktan sonra bakışlarımı bilgisayardaki roman taslağına çevirdim. Acılarla dolu bir aşk hikayesiydi. Peki yeterli miydi? Sabah uyandığımda yanımda Yoongi yerine kahverengi defteri gören benim hayalkırıklığımı, gitmemesi için yaptığım baskıları ve daha nicesini aşk olarak kucaklıyor mu bu roman?

Hayır. Maddelerin dahi hepsini içermiyor...

Sekmeyi kapatıp yeni bir tanesini açtım. İçime sinmeyen konuyla ilerlemektense risk almayı tercih ederdim. Daha önce denemediğim bir türde yazmak sorun içermiyordu, cesaretle dolmuştum.

Parmaklarımı hızla klavyede gezdirdiğim sırada belime ve omzuma dolanan kollarla irkildim. Kolların sahibini tanıyınca işime geri döndüm. Parmaklarım sanki kelimeler zihnimden uçacakmış gibi hareket ediyordu, fazlasıyla heyecanlıydım.

"Noona, akşam yemeğini yedin mi?"

"E-evet." Aniden ortaya çıkan Jimin yüzünden panikledim, ortaya saçılmış defterleri toplamaya koyuldum. "Hey, buraya girebileceğini kim söyledi?!"

Yerimden kalkarak Jimin'e kapıya kadar eşlik ettim. Eh, kolay olmadı tabii; iterek çıkarmak için fazlasıyla ağırdı.

Geri döndüğümde Yoongi defterimi almış, yazdıklarımı inceliyordu. Defteri almayı düşündüm ancak bunu ondan saklamam doğru olmazdı. Sadece bir gece önce romanın bitmesine az kaldığını söylemişken şimdi konuyu tamamıyla değiştiriyordum. Hatta konuyla yetinmiyor, tür ve yaş kitlesine de değişiklikler yapıyordum.

"Fantastik?"  Kaşlarını kaldırdı. Diğer sayfayı çevirdi, okumaya başladı. "Öncekine göre daha iyi, aktarmaya çalıştıklarımı görebiliyorum."

Gülümsedim. Sesindeki ton memnuniyet doluydu.

Defteri masaya bıraktı. Yanaklarımı elleri arasına aldı, alnıma öpücük kondurdu. İç çekerek kollarına sarıldım. Tüm günün yorgunluğunu atan, güçle dolduran bu hissi seviyordum.

"Başardığını görmek güzel olacak sevgilim."

.

- Üç Hafta Sonra -

"Dışarı çıkıp karla oynamalıyız!"

Jimin'in neşeli sesine karşılık olarak ruhsuzca sağ elimi salladım. Dışarı çıkmak bir yana yan odaya geçebileceğimi bile sanmıyordum, sandalyeye yapışmış olmalıydım.

"Hey, ebeveynlerim!" Jimin  kulaklıklarımı çıkardı. "Birlikte vakit geçirmeliyiz."

"Belki sonra." dedim yorgunluk ve uykusuzluktan kıpkırmızı olan gözlerimi ovalamadan önce. Yoongi ise tek kelime etmeden elindeki dergiyi okumaya geri döndü. Üç haftadır doğru düzgün konuşmuyorduk, arada yanıma gelip dinlenmemi söylemesinin dışında. Ancak duracağımı sanmıyordum. Durmadan not alıyor, yazıyor ve düşünüyordum. Fiziksel olarak bitiktim lakin ruhsal olarak tam tersiydi.

"Sanmıyorum." dedi Jimin yüzündeki sinsi sırıtış eşliğinde. "Bizimkiler buraya geldi. Üzgünüm, size söylemeden davet etmiş olabilirim."

Hepsi mi?!

Yoongi dergiyi kapayıp yanıma geldi. Kolumdan tutarak kapının önüne sürüklemeye başladı.

"Biraz eğlenmekten zarar gelmez Hyeya."

Karşı çıkman gerekir Min Yoongi, bu kılıkla nasıl çıkayım!

"En azından saçlarımı yıkasaydım." dedim saçlarımı kaşıyarak. Yüzünü ekşiterek baktıktan sonra bereyi kafama geçirdi. "Artık sorun yok."

Ellerimizi birleştirerek merdivenlerden inmeye başladık. Aşağıya indiğimizde Taehyung ve Jimin kar topu savaşına çoktan başlamıştı, Namjoon ve Hoseok ise ilgiyle ikisini izliyordu.

Önümde birikmiş bir miktar karı top haline getirdikten sonra ortamdan soyutlanmış olan Jungkook'a fırlattım.

"Seni görmek güzel değil Jeon Jungkook."

Selamıma aynı şekilde cevap verdi. Ciddi tavrımı bozmayarak yanından ayrıldım. 'Hyung, Hyeya gibi kadınların senin tipin olmadığını sanıyordum.'  deyişini hala unutmamıştım. Tipi değilim, ha? Elimde yüzük var be!

"Hyeya, seni özledik!"

Elimdeki kar topunu güçsüzce Namjoon'a fırlattıktan sonra yere oturdum. Yürümemi zorlaştıran karın yanında baş dönmesi de yorgun vücudumu etkisi altına almıştı. Temiz havayla dolup kendime geleceğimi umdum, diğerleri birbirleriyle oynarken onları izlemekle yetindim.

Ayağa kalktım. Otururken yaptığım koca kartopunu Yoongi'ye doğrultum. Havada kalan sol kolum hedefine ulaşamadı, görüşüm ansızın tamamen karardı. Tekrardan karla buluştuğumu hissettim; Taehyung, Yoongi hatta Jungkook'un sesini duydum. Sonrasında sesler kesildi, karın soğukluğu hissedilmez oldu.

..

Güçlü beyaz ışık kaşlarımı çatmama sebep olsada amacımdan vazgeçmeyerek gözlerimi açtım. Odanın sadeliğine alışmak adına birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Boynumdan altım felç olmuş gibiydi. Korkuyla kollarımı hareket ettirmeyi denedim ve başardım. Sorun yoktu. Bakışlarımı yanımdaki refakatçi koltuğuna çevirdim. Bu odayı biliyordum, çalıştığım hastaneye hasta olarak gelmiştim. Peki ama neden?

"Günaydın." dedi Taehyung gülümseyerek. Elimi sımsıkı tutuyordu. "Uzun zamandır uyuyorsun."

"Yoongi nerede?"

"Çalışıyor. Hastası geldi."

Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. "Ne zamandan beri uyuyorum? Bir ay?"

Kahkaha attı. "O kadar değil, yaklaşık on sekiz saat. Yorgunluktan bayıldın, ateşin çıkınca müşade altında tutmaya karar verdiler."

Tekrar başımı salladım. Ellerini çekti, eğildi ve dudaklarını alnıma değdirdi.

"Neyse ki ateşin düşmüş."

Hızlanan kalp atışlarım beni yüzüğüme yönlendirdi. En çok ihtiyacım olan kişi neden yerini başkasına bırakıyordu?

■■■

"Eve dönmüşsün." Battaniyeyi üzerime örtüp belime sarıldı. Elini ittim. Yoongi'yle konuşmaya hazır değildim, canlı bombadan farkım yoktu.

Yastığın altından telefonumu aldım, saate baktım.

"Saat gecenin biri. Mesain yeni mi bitti?" dedim elimden geldiğince sakin kalmaya çalışarak. Başarılı olduğuma inandım, derin nefes aldım. Sessizce on'a kadar saymanın ve derin nefes almanın sakinleşmeye yardımcı olduğuna inancım sıfırdı. Yine de aynı zinciri sürdürmeye devam ettim.

"Neredeydin Yoongi? Neden yanımda olan kişi sen değildin? Jungkook bile oradayken sen yoktun!"

"İşim vardı sevgilim."

Ne halt yiyordun Min Yoongi?

"Bitirmiş olduğun hikayeyi düzenledim. Fazla kısımları çıkardım, eksikleri tamamladım ve yazım yanlışlarını düzenledim." Göğsüne çekti. İtmedim, kollarımı sıkı sıkı beline sardım. "Böylece gelecek hafta yorgunluktan hasta olmazsın sevgilim."

Uzun zamandır tuttuğum gözyaşlarımı koyverdim. İyi günlerimde yanımda olan bu adamın hastalığımda kaçtığını sanmıştım. Oysa durum bambaşkaydı.

"Yine de yanımda olmalıydın! Seni göremeyince korktum."

"Biliyorum. Şimdi gönül rahatlığıyla uyu. Ben buradayım ve roman bitti."

(BÖLÜMLERİ PART HALİNDE ATAYIM MI HA?

2 BÖLÜMÜ ATMAK IÇIN BİR ÖMÜR BEKLEYEYİM Mİ HA?

NAPCAN? HYEYA'YA KOCA MI BULCAN? QJCJQKXKWKD)

Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 123K 35
Oyunculuk kariyerinin dibe çöktüğü sırada bir gay dizisinden teklif alan Kim Taehyung ve ilk kez başrol olacak olan Jeon Jeongguk'un ortak projesi. |...
6.5M 542K 48
Taehyung, hastalanan evcil hayvanını götürdüğü veterinere ilk görüşte aşık olur ve onun dikkatini çekebilmek için bütün yolları denemeye başlar. önem...
1.2M 130K 41
soyu tükendi kurbağa prenslerin