ÖLÜNCE SEVEMEZSEM SENI

By Rumeysatolga

9.3K 1.1K 208

Nerede ne zaman geliceği belli değildi, Nefes almaya çabalıyordu,belkide bu onun son çırpınışlarıydı. Nereye... More

2.BÖLÜM:SAHTE EŞ⭐
3.BÖLÜM:TESADÜF⭐
4.BÖLÜM:OYUN⭐
5.BÖLÜM:ÖPÜCÜK⭐
6.BÖLÜM:YALAN⭐
7.BÖLÜM:ITIRAF⭐
8.BÖLÜM:SARSINTI⭐
9.BÖLÜM:ELEKTRIK⭐
10.BÖLÜM:AKŞAM YEMEĞI⭐
11.BÖLÜM:CENAZE⭐
12.BÖLÜM:BEKLENMEDÎK⭐
13.BÖLÜM:KIRIK KANATLAR⭐
14.BÖLÜM:CEZA⭐
15.BÖLÜM:KORKULAR⭐
16.BÖLÜM:BIR AVUÇ UMUT⭐
17.BÖLÜM:HISLER⭐
18.BÖLÜM:ÇIĞLIK⭐
19.BÖLÜM:AFFEDILIŞ⭐
20.BÖLÜM:KELEBEĞIN HÜZNÜ⭐
21.BÖLÜM:KAMP GÜNÜ⭐
22.BÖLÜM:UÇURUM⭐
23.BÖLÜM:KADER⭐
24.BÖLÜM:ÇÖZÜMSÜZ⭐
25.BÖLÜM:DÜĞÜM⭐
26.BÖLÜM:HIÇLIK⭐
27.BÖLÜM:SESSIZ⭐
28.BÖLÜM:IZLER⭐
29.BÖLÜM:ÇARESIZ⭐
30.BÖLÜM:Meriç&Cansu⭐
31.BÖLÜM:MASKELÎ BALO⭐
32.BÖLÜM:SÎLAH⭐
33.BÖLÜM:GITMELER⭐
34.BÖLÜM:YOKLUĞUNDA⭐
35.BÖLÜM:PARAMPARÇA⭐
36.BÖLÜM:DEPREM⭐
37.BÖLÜM:DUMAN KONSERI⭐
38.BÖLÜM:ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ⭐
39.BÖLÜM:GÜVEN KIRIKLIĞI⭐
40.BÖLÜM:NEFES⭐
41.BÖLÜM:KAN⭐
42.BÖLÜM:PAPATYALAR⭐

1.BÖLÜM:ACI⭐

781 57 36
By Rumeysatolga

《Sadece adımı biliyorsun,hikayemi değil.."》

Bölüm Şarkısı:Sezen Aksu-Vay

19 yaşındaki genç bir kız birçok şeyin olmasını hayal eder.

Benim gerçekleşmesini hayal ettiğim tek şey bir an önce ölmek.

Hiç yoksulluk yaşamadım ben.Para sıkıntısı çekmedim hiç.

Ama sevgi eksikliğinden maruz kaldım
hep.

Anne;hayatımdaki en acı kelime.Tüm hayellerimin,umutlarımın yüzüme örtüldüğü kilitli kapı.
Ruhumu bedenime kamçılayan yaralarımın sahibi.Sahi anne kavramı neydi?

Anneyi sevmek,anneyi özlemek,anneye gülmek.

Herzaman istenilmeyen,kabul edilmeyen oldum.Annem ve kim olduğunu bilmediğim babam bile istemediler beni.

Peki hangisi benim canımı acıtıyordu?Babamın beni terk etmesi mi?Yoksa annemin bunlardan beni sorumlu tutup,hayatı bana zindan etmesi?

Peki bizleri istemiyosalar neden dünyaya getiriyolar?Bize acı çektireceklerse,bize bakmıyacaklarsa neden varız biz?

Annem herşeyden beni suçlu tuttu hep.
Ben kalp hastası olduğumu öğrendiğimde 13 yaşındaydım.

Tedavisi varmış aslında doktorlar öyle dediler,düzelince ne olucak peki?

Mükemmel bir hayat beklemiyor beni.
Selim tedavi olmam için çok ısrar etti ama kabul etmedim.Yaşamak istemiyorum ben.

Yoruldum acı çekmekten.Bir an önce ölüp,huzura kavuşmak istiyorum.

19 yaşıma kadar iliklerime kadar hissettiğim tek şey acı,acı.
Hayata beni bağlayan bir sebep yoktu.Lisede tanışıp sevgilim olan Selim,yanımda olsada eksik kalan boşluklar vardı.

Selim,buluşmamız gerektiğimizi söyledi ve kafeye çağırdı.Sesi endişeli geliyordu.
Kot şhortumu giyip,üzerine yarım büstiyerimi geçirdim.
Belime gelen sarı saçlarımı at kuyruğu yapıp evden çıktım.
Bu kadar önemli olan konu neydi aceba?Kafeye geldiğimde Selim gelmişti.

"Selam." Gülerek yanına yaklaşıp,yanağına küçük bir öpücük kondurdum.

"Hoşgeldin Mira."

Selim bana hep kelebeğim derdi.Belki de kalp hastası olduğum içindir.Kelebek kadar ömrüm var sonuçta.Neden bu kadar mesafeli davrandığını anlamadım.
"Ne yemek istersin?"

"Birşey yemiyeceğim sadece limonata içerim."

Selim gözlüklü garson çocuğu çağırıp iki tane limonata istedi.

Ellerini ellerime geçirip,gözlerimizi birbirine sabitledi.

"Mira konuya nasıl başlıyacağımı bilmiyorum."

Garson çocuk limonataları getirmişti.

"Seni bu kadar düşündüren konu nedir Selim?"

"Been Viyana'ya gidiyorum.

Hayal kırıklığı bütün bedenimi sararken terlemiş ellerimi bir anda ellerinden çektim.

"Bu hasta halimle beni yalnız mı bırakacaksın?"
"Biliyorum senin için çok zor ama gitmem gerek."

Gözlerim dolmaya başlamıştı.Boğazımda bugüne kadar hiç olmamış kocaman bir düğüm oluştu.

"Hasta olduğum için mi gidiyorsun?"

Sesimin titremesine ne kadar,engel olmak istesem başaramamıştım.

"Bak senin tedavi olman gerek.
Sorumu tekrardan yeniledim.Ama bu kez sesim yüksek çıkmıştı.

"Hasta olduğum için mi gidiyorsun?"

"Bunu kaldırmak senin için zor olucak ama maalesef evet.Bak benim uzun süre orada kalmam lazım.Üniversite okumam için.Sen hastasın ve ben seninle ilgilenemem."

Ne kadar da rahat söylemişti herşeyi?Yaşadıklarımızı umursamadan yıkıp geçmişti.Paramparça etmişti beni.

Kalbime hançerlerin bir yenisi daha saplanırken ağlamamak için kendimi zor tuttum.Benim aşık olduğum adama ne olmuştu Allah aşkına?

Herzaman yanımda olan beni asla bırakmayacağını söyleyen adam neredeydi?

Demekki benim hissettiklerim koca bir hayal kırıklığından ibaretmiş.Belkide beni hiçbirzaman sevmedi,ben aptal kalbime öyle hissettirdim.

"Senin kararın,hayatında başarılar."

"Sadece bu kadar mı söyliyeceklerin?"

Ne dememi bekliyordu bu aptal? Boynuna atlayıp gitmemesi için yalvarmamı mı?

"Bu kadar,ama umarım pişmanlıklarla karşıma gelmessin.Çünkü; o zamanda istemeyen ben olucam Selim."

"Kendine iyi bak Mira."
Yüzüne bile bakmadan orayı terk ettim.Onu ikimizinde mutlu olduğu haliyle hatırlamak istiyordum.

Duyduklarım karşısında gözyaşlarım özgürlüğüne kavuşmuştu.

Eve ne zaman geldiğimi anlamayarak odama geçip kendimi yatağın üzerine bıraktım.

Yüzümü yastığa gömdüm ve hıçkıra hıçkıra ağladım.

Ne zamana kadar sürecekti kimsesizlik.

Küçükken babam terk etmişti şimdide sevdiğim adam.

Ağladığım için kendime kızarak gözyaşlarımı silip hızlıca dolabımın yanına gittim.

Biraz eğlenmek benimde hakkımdı.Annemde ortalıkta yoktu kim bilir nerelerdedir.

Kırmızı mini eteğimi giyip,askılı üstümü taktım.Uzun dalgalı saçlarımı salıp,yaşımdan büyük topuklu ayakkabılarımı giydim.

Bu halimden nefret ediyordum.Kendimden yaşça büyük gösteriyordum.Siyah büyük deri çantamı alıp evden çıktım.

Çok beklemeden ilk gelen taksiye bindim.
Ne yaptığımı anlamıyordum ama canımın acısını eğlenerek geçireceğimi düşünüyordum aklımca.

Klube geldiğimde yürümekte zorlanarak içeri girdim.Artık rahatlıkla kimliğimi verebiliyorum.

Gürültüden kulaklarım patladı.Herkez delice dans ediyordu.Boş bulduğum yere yerleştim.Şarkıya ayak uydurarak ağır hareketlerle dans ettim.Kaçıncı bardağı içtim haberim yoktu.

Müzik hareketlenince insanların arasına karışıp delice dans ettim.Belime dolanan iri elle irkildim.Karşımdaki 30 yaşlarında
ki adam içki kokan hızlı soluklarla yüzüme soluyordu.

"Gel beraber dans edelim güzelim."

Iğrenç adam.Beni ne zannediyordu?

"Bırak pislik!Ben seni eğlendirecek kızlardan değilim."

"Hadi ama naz yapma güzel kızsın.O mini eteği giyip şov yapmayı biliyorsun ama."

Karşımdaki pisliğin solukları yükselip,iri elleriyle bütün bedenimi sarmalamıştı.

"Bırak beni!"
Kendimden habersiz olanlara anlam vermeye çalışıyordum.

Bunları yaşayan ben değil sanki başkasıydı.Adam beni daha iyice kendine çekip vücudumu kendi vücuduna kenetledi.

Daha fazla dayanamayarak arkamdaki içki şişesini adamın kafasına indirdim.Az önce bana meydan okuyan pislik şimdi kanlar içinde yerde yatıyordu.

Adamın etrafını kalabalık kapladı.Içimi korku sararken kalbim bu kadar içkiye ve yaşananlara dayanamayarak kendimi yere bıraktım.Sonrası koskaca bir boşluk.
☆☆
Gözümü açtığımda hastanede olucağımı beklerken tanımadığım bir odadaydım.

Başım çatlıyordu.Doğrulmaya çabalarken tekrar yatağa yığıldım.

Üzerimden kamyon geçmiş gibi hissediyordum.

Odayı incelemeye başladım.Gri ve siyahlarla döşenmiş oda oldukça kasvetliydi.

Incelediğimde erkeğe ait bir oda olduğunu düşündüm.

Korku bütün vücudumu sararken titremeye başladım.Kapıdan gelen iri cüsseli çocukla irkildim.Boyu oldukça uzunken,heybetli bir cüsseye sahipti.

"Uyanmışsın?"
Adını bilmediğim çocuğun yüzünü inceleme fırsatı oldu.

Kusursuz bir yüze sahip ve kirli sakalları vardı.Iri kahverengi gözleri ve kıvırım kiprikleriyle fazla iyiydi.

" Ben buraya nasıl geldim?"
Ağrıyan başımı ellerimin arasına alıp düşünmeye başladım.

"Dün gece barda adamın kafasına şişe geçirdin,seni yerde baygın olarak buldum.Polisler gelmeden eve getirdim."

Çocuk sakin bir sesle konuşurken gözlerimi ona diktim.

"Gelsede önemli değil."

"Adamın kafasına şişe geçirmişsin ve kolay yırtabileceğini düşünmüyorum."

"Adamın bana yaptıklarını kim yaşarsa yaşasın aynı hareketi sergilerdi!"

"O saatte o kılıkla orada bulunman doğru degil."
Çocuğun söylediği sinirlerimi zıplatırken ellerimi yumruk yaptım.

"Hepiniz aynısınız!Adamı haklı görüyorsun."

"O şerefsizi haklı çıkardığım felan yok!Sadece senin orada olmanı gerektirecek ne kadar büyük birşey yaşamış olabilirsin?"

"Sen ne yaşadın ki benim yaşadıklarımı tahmin edip anlayacaksın!Kimse kimsenin yaşadıklarını bilemez."

"Doğru söylüyorsun.Bilemeyiz."

Sesim tanımadığım birisine göre oldukça yüksek çıkmıştı.Bağırdığıma pişman oldum.Aynı anda yutkunurken,terleyen ellerimi elbiseme sildim.

"Biraz sinirliyim kusura bakma."
"Gitmen daha doğru.Iyi görünmüyorsun."

Haklıydı.
Çocuk hem evine getirdi.Bende yüzsüz gibi bağırıp yargıladım.
"Evet.Gitsem iyi olacak."
Ayağa kalktığımda başım döndü, yere düşücekken iri elleriyle belimi sarmaladı.

Bu kadar yakın olmak bana fazlaydı.Nefeslerimiz birbirine karıştı.Iri kahverengi gözlerini gözlerime sabitledi.

"Iyi misin?"Yat biraz,böyle gidemezsin."
"Hayır,gerek yok iyiyim ben."
Kalbimin sıkışırken,nefessiz kalmamak için Allah'a dua ettim.Şu an olmazdı kimsenin bana acımasını istemiyordum.

"Ben seni bırakırım eve."
"Hayır,sana bela oldum zaten herşey için teşekkürler.Bir daha çıkmam karşına."
Karşımdaki çocuğun cevabını beklemeden kapıyı çarpıp hızlıca evden çıktım.

Taksiyi durdurup bindim.Çocuğun adını neden sormamıştım.Beni merak ettiren şey neydi böyle.
Onun bana karşı sakin ve umursamaz bir havası vardı.
Selim'in ayrılışıyla ağlayıp içerken,onu görünce değişen ne oldu.Herşeyi bir anda unutmuştum.
Tuaftı.Gerçekten tuaf.Değişik duygular içerisindeydim.
Eve geldiğimi fark edip taksiciye parayı ödedim, üstünü almadan hızlıca eve çıktım.
Üstümü çıkartıp soğuk suya aldanmadan altına girdim.Iyi gelmişti.Duştan çıkıp rahat birşeyler giydim.Mutfağa gidip kendime kahve aldım.Annem hala ortalıklarda yoktu.
Çantamı açıp delice telefonumu aradım.
Yoktu.
Nereye düşürdüğümü hatırlamaya çalıştım.Baygınken ne kadar hatırlayabilirdim.Yoksa o çocuğun evinde mi düşürdüm?
Şaşkınlıkla ağzım istemsizce açılırken,telefonuma nasıl ulaşacağım hakkında fikirler üretmeye çalıştım.
Evini hatırlıyordum giderdim ama onun beni birdaha görmek istediğini pek sanmam.
Hem evden çıkarken birdaha karşısına çıkmayacağımı söyledim,şimdide evine gidip telefonumu mu isteyecektim?

Ne yapıp edip evine girmeliydim,ama gizlice.
Beynim yapmamam gerektiğini söylerken,kalbim almam gerektiğininin sinyalini veriyordu.
Düşüncelerimin ardından akşam evine gitmeyi karar verdim.Siyah şhort tulumumu giyip, saçlarımı salaş bir örgü yaptım.Kırmızı şapkamı takıp, beyaz spor ayakkabılarımı
geçirdim.
Hızlıca evden çıktım.Taksi uzun bir süre bekleyişten sonra geldi.
Evi bildiğim kadarıyla tarif ettim.Sonunda geldim.Taksiden inip bahçeli, eski yapı evin önünde durakladım.

Hala emin değildim.
Ama yapmalıydım.Evin ilk katındaki ikinci penceresine tırmanarak girdim.Sersem pencereyi açık unutmuştu.
Içerisi çok karanlıktı,elimdeki fenerle içeri görebileceğim kadarıyla aydınlattım.

Şansıma o gün yattığım odaydı.Kesin burda düşürmüştüm telefonu.
Hızlı adımlarla arayışa koyuldum.
Çocuğun gelmemesi için dua ederek korkumu yenmeye çalıştım.

Yoktu.
Dışarıdan gelen ayak sesleriyle irkildim.
Nefes almaya bile yeterli olmayan kalbim deli gibi çaresizce çırpındı.
Kapı açıldı.Pencereyi açtım, tam atlayacakken kendimi yerde iri cüssenin üzerinde buldum.

"Seni gidi yaramaz.Bunu mu arıyordun?"

Çaresizlik bedenimi hapis ederken ona ne cevap vereceğim hakkında fikrim yoktu.

Ilk bölümüm ve ilk deneyimim.Biraz kısa olmuş olabilir.Diğer bölümlerimi uzun yazmaya çalışacağım.Beğenmeniz dileğiyle...💙

Continue Reading

You'll Also Like

907K 30.2K 56
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
280K 18.3K 22
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
1.7M 60.3K 56
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
848K 58.6K 35
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...