Hay May beybilerim💁
Karneler nasıl anam? 😂
Bu güzel kapak ve afiş için _Mebirati_ 'ye çok teşekkür ederim ❤️
İthaf isteyenler, buraya.
Ve ithaflar:
"Nasıl yapacağımı bilmiyorum, " Yiğit eline aldığı bıçağı gözlerinin önüne tutarak keskinligine baktı. Bacağın yansımasını bakarken Pusat' ın gürlemesi ile telefona geri döndü.
" Sen depoya gel, eviyle herifi ben hallederim. "
Yiğit kapanan telefonu hemen cebine atarken onu salonda bekleyen Merve'nin yanına gitti. Genç kız banyoda ki sözlerinden sonra Yiğit'in omuzunda bir süre uyuklamıştı. Yiğit ise onu uyandırmamak adına nefes almayı bile bırakmayı düşünmüştü. Fakat kızın üşüyen uvuzlarını hissedince Merve'yi uyandırıp salona geçmişlerdi.
Şimdi ise Merve salonda, o koca ayıyı parçalamak için Yiğit'in gelmesini bekliyordu. Kendini herşeye rağmen suçlu gibi hissediyordu. Kapıdan elinde bıçakla gelen adama gülümsedi. Yiğit ona kısaca göz kırparken zıplayarak kızın yanına oturdu. Karşılarına, sehpanın üzerine koydukları ayıya bakarak gülümsedi. Ağrıyan ayağını aklıma getirmemeye çalıştı.
"Neresinden başlayalım? "
Merve yanında ki adamın sözlerine kahkaha atarken omuzlarını silkip oturumunu dikleştirdi.
" Kurbanlık koyun mu bu? Kes işte kafasını."
"Seni bu zevkten mahrum mu bırakayım? Gel buraya. "
Yiğit bir kolu ile kızı kendine çekerken parmaklarını onunla birlikte bıçağa kenetledi. Merve adamın pasta keser gibi eline tutmasına gülerek duruşunu bozmadı. Onun yanında aynı karnında ki gibi bir bebek oluveriyoru. Yiğit'in ona bakışları ve hareketleri gün gün birbirini tutmasa da bu adam için kalbinde bir kaç oynama hissi vardı. Gözlerini bir an bile ondan çekmek istemiyordu.
Eli, bıçak ve Yiğit ile ayının kalbine giderken dudağını ısırdı.
Yiğit komut verir gibi bıçağı bir kaç kez ayının kalbinde çevirerek küçük pamukların yere dökülmesine neden oldu. Yiğit içinden kahkaha atarken Merve'ye baktı, onun içinde ki şenliği anlamaması için yüzünü ifadesizleştirdi.
"Ayının kalbi sende. " mırıldanırken gözleri Merve'nin üzerindeydi.
"Ben, bir ayının kalbini değil... Çirkinin kalbini istiyorum."
Merve fısıldadı.
Yavaşça kendini arkasında ki adamın göğsüne doğru yasladı.Gözlerini kapatıp sadece bir hareket istedi. Yiğit genç kızın elini bıraktı ve bıçağı genç kızın ellerine bıraktı sadece. Merve geriye çekilirken elinde ki bıçağı bırakıp boğazını temizledi. Salonda, Yiğit'i bir ayı ile bırakırken içi tabii ki rahat değildi. Sadece, kalbinin ritmine anlam veremiyordu. Ona uyamuyor, uymaktan korkuyordu.
Kendini hiç bir şey demeden mutfağa atıp bir bardak su doldurdu. Boğazından akan soğuk su ile ferahlarken çalan kapı ile kapattığı gözlerini açtı. Kapıya eli karnında gereken yan gözle Yiğit'in ne yaptığına baktı.
Genç adam elinde ki bıçak ile ayının gözlerini oyuyordu. Merve kafalarını korkunç bir şekilde çatarak ısrarla çalan kapıya doğru ilerledi.
"Buyurun? "
Kapıyı açtığında ona gülümseyerek bakan bir kadın gördü.
" Ammar Karaer? "
" Burası. " Merve onu kenara itip elinde eki siyah çantası ile içeri giren kadına şaşkınlıkla baktı. Gözlerini kısarken kapıyı kapatıp içeri geçti.
" Gerçekten buraya gelmenize gerek yoktu. " Yiğit deminki halinden eser kalmamış bir şekilde gülerken elinde ki bıçağı bırakıp kadınla tokalaştı.
"Madem siz gelmiyorsunuz, zaten er ya da geç yapılacaktı."
Merve kadına biraz daha baktıktan sonra deli gibi kahkaha atarak Yiğit'in yanına oturdu.
"Bu kadın kimdi hayatım? "
Yiğit kırık elini tutan kadınla şaşırsada acı ile inlerken bunu çaktırmadı. Yutkunarak Merve'nin soru dolu ve bir o kadarda güzel olan gözlerine baktı.
" Dok, doktorum. Melis Hanım, alçılar için geldi bu gün acil bir toplantım var. Çıkarılacak. "
" Ne güzel tanışmaya fırsatımız olmadı. Merve Karaer, Ammar'ın eşiyim. "
Karşısında ki kadının umursamaz bakışlarını alınca gülümsedi. Ilgın için hiç bir şey olamamıştı, fakat Yiğit için her şey olacaktı.
🌙
Merve, adamın kolunda salonda bir kez daha turlarken onun siyah takım içinde ne kadar yakışıklı olduğuna bakmadan edemiyordu.
Dudaklarını yalayarak yüzüne odaklandı. Git gide, ona sarılma hissi artıyordu.
"Merve, daha fazla bana bakarsan altıma sıçacağım. "
Merve gözlerini büyürken Yiğitle birlikte salondan acele ile çıktı. Banyonun kapısına gelirken adamı bıraktı ve kapanan kapı ardından bağırdı.
" Azcık insan olsana! Öküz!"
"Ne diyeyim? Tuvalete gideceğim mi? İkisine aynı kapıya çıkmıyor mu kadın? "
" İğrençsin. "
Merve sinirden dudaklarını dişlerken bir kaç saat önce olanları düşünüyordu. Adamın iki alçısıda başarı ile çıkmıştı. Parmaklarının tutması için verilen bir topu durmadan sıkıyordu. Şimdi ise o top Merve'nin sinirli ellerindeydi.
" Anne bitti! "
Merve içeriden gelen sese gözlerini devirerek kapıyı açtı.
" Senden adam olmaz! Gerizekalı. " Elinde ki topu adamın kafasına atarak onu kaldırdı.
" İlk önce dövüp sonra seviyorsun ama. "
Yiğit hala mırıldanırken ayağının üzerine basmaya başladı. Bir kaç adımda yanında ki kadınla beraber kapıya doğru yürüdü. Merve bir yandan onu çekiştirip ellerini musluğun altına götürürken gülümsedi. Genç kadın gülümseyerek kocasının ellerini yıkarken yavaşça kafasını aynaya çevirdi.
Yiğit gülümseyerek onu lavabo ile kendisinin arasında bıraktı. Islak elini kadının ellerinden çekip aynaya baktı. Gözleri Merve ile aynada buluşurken elini kızın boynuna koydu.
Genç kız irkilip onu kendisinden iderken ıslanan boynunu sildi.
"Alçıların çıktı, kendi başına idare edebilirsin."
Kapıdan ışık hızı ile çıkarken eliyle kendine yelpaze etmeden duramadı. İkiside sebepsiz yere uzaklaşmaktan bıkmışlardı fakat Merve'nin korkusu büyün bedenini sarmıştı. Yiğit'e inanmak istiyordu.
Aşağılamak, zor kullanılmak, kendisine bir erkeğin zorla sahip olduğu aklına gelince kendini öldürmek için zor tutuyordu. İstediği sadece bir parça güvendi.
"Merve benim şirkete gitmem lazım. "
Yukarıdan bir bağırdı gelince kaşlarını çatıp merdivenin başında ki Yiğit'e baktı.
" İşe mi gideceksin? Bu halinle." Karnımın ağrısı ile elini karnına koydu. Yüzünü buruştururken kapanmaya çalışan gözlerini zorlukla açtı.
"Arkadaşım beni alacak. Zaten çok kalmam, bir şey istersen beni araman yeter. " Yiğit kol düğmesini iliklerken merdivenin son basamağını indi.
Aklına gelen her şeyi bu saatten sonra yapacaktı. Ve yaptı.
Yavaşça kendine çektiği kadının alnına bir öpücük kondurup gülümsedi. Ona geri bakmadan cebine sıkıştırdığı telefonu ile kapıyı ışık hızıyla açık çıktı. Merve elini alnına koyarken bir anlık ona değen sıcak dudaklar ile bütün sinirlerinin boşaldışını hissetti.
Yavaşça kapının yanındaki cama bakarken az önce havalı bir şekilde çıkan, ama kapının önüne topallayarak giden adama gülümsedi.
Yiğit bir eli cebinde, öteki eli ise bacağını tutarak topallıyordu. Kapının önünde ki arabadan Pusat tüm gücü ile kornaya basarken ona kaplumbağa gibi yaklaşan adama baktı.
"Topal Hasan! Çabuk gel lan! "
Pusat arabanın camından bağırırken artık takatinin kalmadığı her halinden belli oluyordu.
" Patlama! İyiki bir şey istedik adama bak. "
" Senin o geleceğin taşa ben. "
Pusat hala sinirle söylenirken Yiğit'in kapıya yaklaşarak zorlukla arabaya binmesini bekledi. Yavaşça gözü Yiğit'te kopup camdan onlar izleyen kadına döndü. Yavaşça sırıtıyorken yanında ki yüzü allak bullak olan adama döndü.
" Ulan karın orada seni gözlüyor, sen adam şişlemeye gidiyorsun. Pes vallahi. "
Yiğit göz deviririken cevap verdi." Sende bana yardım ediyorsun. "
Pusat omuzlarını silkerken arabayı çalıştırıp gaza bastı. Sabah dediği adamın yani Ilgın'ın ilk önce kaldığı evi yakmış, daha sonrada onu bularak iyi bir oyuna getirmişti Pusat.
Yiğit'in, Ilgın'a olan öfkesini pek fazla anlamasa da arkadaşının yanında olmayı istiyordu. Yiğit'e işaret vererek torpidoyu işaret etti.
Genç adam torpidonun gözünü açınca hemen geri kapatıp gözlerini iyice açtı.
"O kadar uzun boylu değil, öldürmeyeceğim. Sadece süründüreceğim. " Yiğit o silahı almazken arabayı süren Pusat'ın" Ne yaparsan yap "demesine kaldı.
Uzun bir yoldan sonra, Yiğit ağrıyan bacağı ile sızlayan arabanın durmasını etrafına baktı. Ekşittiği yüzünü gülümsetirken aksayan ve acıyan bacağına aldırmadan arabadan çıktı. Dudaklarını yalayarak geri döndü ve Pusat inmeden torpidonun gözünde ki silahı alarak beline koydu.
"Korktumak lazım. "
" Anlamadım, ne yaptı bu adam sana. Ağzına sıçıcaksın. "
" Uzun hikaye. " Yiğit mırıldanırken arkadaşının uzattığı bir dal sigarayınalarak dudaklarının arasına koydu. Yavaşça çakmağı çaktı ve esen rüzgarla beraber yürümeye başladı.
Sigaranın dumanı ciğerlerinden kurulurken o boğazında ki acıyla öksürdü. Çoktandır içmediği sigara onu bu sefer fena yakmıştı. Yavaşça büyük deponun önüne geldiğinde etrafına kısaca göz devirdi. İçeri Pusat'ın arkasında girerken gözlerini birden acılan ışıklar aldı.
Gözlerini açınca tam karşısında, bir kaç metre uzağında sandalyede bağlı oturan adama dikti gözlerini.
Gülümserken aksayan bacağı ile Ilgın'a doğru yürüdü.
"Bakıyorum daha iyileşmemişsin. " Ilgın yavaşça ağzında ki kanı tükürürken bağlı ellerini oynatmaya çalıştı.
" İstediğini söyle. " Yiğit belinde ki silahı çıkararak adamın tam alnının ortasına koydu.
" Sen vuramazsın,benim kaybedeceğim tek varlığımı aldın. Öldürürsen ben mezara, sen hapise, Merve'de siktir olur gider. Sana beyaz don gönderir anca. "
Yiğit kahkaha atarak silahı yere atarken adamın yakalarına ellerini koyarak sıktı. Sinirden gözü dönmüştür ağzından dökülen cümlede bu günün geceye dönmeyeceğinin haberdarıydı.
" Seni öyle bir sikeceğim ki... "
Yanlız Yiğit kdşskdşskfşg
Bu bölümü sevenler💁
Yiğit ne yapacak haberi olan var mı peki 😂😂
Peki ya Merve? Bebek için, yeniden aşkı tadacak mı?
Bu bölüm için bana Pusat'ın veren Şule'ye koskocaman sevgiler. Ateşin Oğlu'na bakmak isteriz Pusat ve Aras orada sizi bekliyor💁😍 sulisindunyasi
Ve benim biricik ablam 😍 Her zaman yanımda olan kalbi ve kalemi güzel olan kadın KbraOzdmrci 'den "Çünkü Beni Sevdin" kitabı o kadar içten ve güzel ki. Sizi orayada bekliyorum. ❤️😍
Şimdilik bu kadar tşk dermişim 😂 Bir daha ki bölüme Sözleşme'nin kapağının görmek isteyen kaç kişi var ❤️😍💁