ZEHR-İ VİRAN

Por AsiMavera

738K 30.6K 20.4K

Yasak olanın verdiği haz mıydı; bizi günaha iten? Ya da aşk mıydı; yasak olmasına rağmen günahını göze aldır... Más

ZEHR-İ VİRAN
❦2❦ ↑Gece Gözlü↓
❦3❦ ↑Samira SANCHEZ ↓
❦4❦ ↑İÇİNDE KALAN↓
❦5❦ ↑O BENİM KARIM!↓
❦6❦ ↑AFFET BENİ ARAP KIZI..↓
❦7❦ ↑BEN HEP SENİN YANINDA OLDUM..↓
❦8❦ ↑ZEHR-İ VİRAN↓
❦9❦ ↑İZİN VERİR MİSİN?↓
❦10❦ ↑GEÇ KALMAK İSTEMİYORUM!↓
❦11❦ ↑SEN VE BEN, BİZ OLDUK MU Kİ ?↓
❦12❦ ↑SENİ TANIMAYACAĞIMI MI SANDIN ARAP KIZI..↓
❦13❦ ↑SENİNLE OLMAYACAĞIM↓
❦14❦ ↑BİZ TEHLİKELİYİZ↓
KARANLIK OKYANUS
❦15❦ ↑GECENİN SEVGİLİSİ↓
❦16❦ ↑BİR SON - BİR BAŞLANGIÇ↓
WhatsApp Grubu
❦17❦ ↑ACI VE TATLI↓
❦18❦ ↑DEĞERSİZ↓
DESTİNA
❦19❦ ↑MAZİNİN YARALI İZLERİ↓
❦20❦ ↑ M E Y U S ↓
❦21❦ ↑UFAK DOKUNUŞLAR↓
❦22❦ ↑ RİYAKAR GECE ↓
❦23❦ ↑ KELEPÇE ↓
❦24❦ ↑MEZARLIK↓
❦25❦ ↑ İDAM ↓
❦26❦ ↑ ÖFKENİN YANKISI ↓
❦27❦ ↑ DÜĞÜN ↓
❦28❦ ↑ İNTİHAR VE GÖZYAŞI ↓
❦29❦ ↑YERLE BİR↓
❦30❦ ↑ GECENDE BENİM GÜNDÜZÜNDE ↓
❦31❦ ↑ HAKİKATLER ↓
❦32❦ ↑ ZİHNİN MECRUH TUTSAKLIĞI ↓
❦33❦ ↑KIRILAN ZİNCİRLER↓
❦34❦ ↑ İLK TEMAS ↓

❦1❦ ↑ ENKAZ ↓

42.3K 1.5K 437
Por AsiMavera


Medya: ARAZ SANCHEZ


1. BÖLÜM: "ENKAZ."

Genç kız odaya girdiği an kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Tanımadığı biri ile evleniyor olsa dahi doğduğu günden bu yana saray dışında hiçbir yer görmediği için heyecanlanıyordu içten içe. Hayatını birleştireceği kişi kurtarıcısı olacaktı ona göre. Yine de zor geliyordu işte. Babasının daha önce hiç görmediği birine menfaat uğruna vermesi acıtıyordu.

"Kızımda geldi."

Sesin geldiği tarafa dönen Samira, Araz'la göz göze geldiği an vücudu şiddetli bir şekilde sarsıldığını hisseti. Hayatı boyunca karşısındaki adam kadar etkileyici birini görmemişti. Aslında daha önce erkek görmemişti genç kızın gözleri.

Sarımsı bal rengi gözleri kızı büyülemişti adeta. Uzun boylu oldukça yapılı olan bu adam Samira'nın aklını karıştırmayı başarmıştı.

Fakat Araz karşısında duran kızdan bihaber tiksinti ve aşağılayıcı bir şekilde inceliyordu Samira'yı. İşin içinde kazanacağı milyon dolarların yanı sıra itibar ve şöhret uğruna kabul etmişti babasının en kadim Arap dosunun teklifini. Ne de olmasa Arabistan'ın en büyük en tanınmış silah ticareti yapan Arap Şeyhiydi o.

Adamın gözleri kızın tüm vücudunu delip geçiyordu. Diz kapağının hemen altında biten elbise ardından yüzünü tamamen saklayan peçesiyle evde kalmış bir kız kurusundan öteye geçmiyordu Samira onun için.

Araza için Samira peçe ardın da çirkinliğini saklıyordu. Evde kaldığı içinde babası makul bir teklif üzerine kızını kendisine sunmuş ve evlendirilmek istenmişti. O bir Arap kızıydı çünkü.

Fazla esmer teni ve çelimsiz vücuduyla fazla iştah kesiciydi onun için. Oysa Araz sarışın kız severdi. Etine dolgun duruşu ve fiziğiyle akılları baştan alan sarışınlardan. Bakışlarıyla yakanlardan.

Samira gereğinden fazla uzun süren bakışmanın ardından kendisini fazlasıyla rahatsız eden bakışları görmüş gözlerini Arazdan ayırarak kapıyı kapatıp başını yere eğmiş elleriyle oynamaya başlamıştı. Babası büyük bir Arap şeyhiydi çünkü. Onun yanında karşısına geçip rahat rahat oturamaz gözlerinin içine bakamazdı. Ona böyle öğretilmişti çünkü. Fakat aklına gelen şeyle yüreğinin sıkıştığını hissetti. Üvey kardeşleri babalarını doyasıya görüyor istediği kadar öpebiliyordu kendisinin aksine.

Samira daha beş yaşındayken odasında kendisine verilen dersleri yaptıktan sonra kendisi için koyulan kuralları çiğneyerek odasından çıkmış ve babasının kucağına atlayan kardeşini görmüştü. O an öyle bir heyecan kaplamıştı ki içini hiçbir zaman unutamayacağı bir anıydı bu onun için. Samira sevinçle babasına koştuğu sırada babasının o gür sesiyle olduğu yerde taş kesmişti.

"Amine!"

Amine korkuyla sesin olduğu odaya girmesiyle adamın o sağır edici korkunç sesi bir kez daha yankı bulmuştu odada.

"Ne işi var bunun burada! Neden odasında değil!"

O günden sonra Samira babasıyla on parmağı ile sayabilecek kadar karşı karşıya gelmişti. Hep uzaktan izlemiş kendini bu şekilde avutmuştu.

"Müstakbel kocan ile tanışman için buradasın kızım. Yarın nikahınız var. Düğün sonrasında olacak."

Samira babasının sesiyle daldığı yerden gözlerini kaldırıp babasına baktı.

Yarın nikah var da ne demek oluyordu? Amacı neydi bu adamın?

"Yarın mı?" dedi şaşkınlığın getirdiği etkiyle.

Arap Şeyhinin gözleri doğrudan kızını buldu. Sesini ilk defa duyuyordu. Bu duruma kızının ne kadar şaşkın olduğu ortadaydı. Yoksa başka türlü duyması mümkün değildi o sesi.

Samira'da yaptığı hatayı fark etmiş utançla başını eğmişti. Babasının yanında ilk defa konuşmuştu. Dahası onunla beş yaşında yaptığı hatanın ardından ilk defa göz göze gelmişti.

"Evet yarın. Hayırlı iş bekletmeye gelmez. Şimdi çıkabilirsin." Demesiyle başını oynadığı ellerinden çekip tüm ağırlığıyla karşısında onu inceleyen adama dikti gözlerini.

Bu evlilik onun kurtuluşu olmayacaktı. Yaşarken ölümü tadacaktı o hayran kaldığı bal rengi gözlerde. Bunu bakışlarıyla tüm heybetiyle anlatmıştı genç kıza.

Yarın sıkılacak merminin huzurlu bir ölüm getireceğini düşünürken bu zamana kadar yaşadığı enkazın yanına daha şiddetli bir şekilde yenilerini ekleyeceğini anlamıştı.

Samira başını onaylarcasına sallayıp geri geri giderek yanlarından ayrıldı. Buda onun için koyulan kurallardan biriydi. Onun için derken Arap Şeyhinin emrinde çalışan veya dışarıdan görmeye gelenler için geçerli bir şeydi. Samira Arap şeyhi için sadece bir yabancıdan ibaretti.

Odasına girdiği an yüksek sesle bir çığlık atıp dişlerini kırmak istercesine sıkmaya başladı.

Olamazdı.

Olmamalıydı.

Genç kız yıllarca sırf bu saraydan hatta bu ülkeden kurtulmanın hayalini kurmuştu. Amaçsızca yaşadığı günlerin ardından gelecek güzel günleri beklemişti. Fakat böyle olacağını hiç düşünmemişti. Filmlerde gördüğü aşkı hep merak etmiş geçte olsa yaşamak istemişti. Fakat şimdi aşkı geç kendisine acı vermesin de ne olursa olsun diyordu.

Gözünden istemsizce süzülen yaşla yatağına geçerek dizlerini kendisine doğru topladı. Odasında içini ferahlatmak adına küçük de olsa bir pencere olmayışına yandı. Koskocaman yüzlerce odaya ev sahipliği bir sarayda olmasına rağmen ona layık görülen bu küçük barınağına ağladı amansızca.

Annesizliğine ağladı. O olsaydı babasının sevgisine muhtaç kalmayacak sürekli sevgiye ihtiyacı varmış gibi hissedip sonrasında bu duygu yüzünden kendisinden nefret etmeyecekti. İçinde ki kocaman boşluktan kurtulmak için kendi kendini parçalamayacaktı. Aradan kaç saat geçti bilmiyordu.

Kapının açılma sesiyle hızla gözlerindeki ıslaklığı silerek gözlerini kapattı. Fakat babasının "Samira?" diyen sesini duymasıyla deyim yerindeyse uçarcasına yattığı yerden doğruldu.

Gözleri yanında duran Amıne'yi bulduğunda sorar gözlerle bakıyordu. Hayat tüm ilkleri ona bu saraydan ayrılacağı zamana günler kala sunuyordu. Babası bu odaya kendisini bildi bileli girdiğini adını ağzına aldığını hatırlamıyordu.

Kayan peçesini düzeltip gözlerini yere dikti. Doğduğu günden bu yana yüzünü üvey annesi Amıne'den başkası görmemişti.

"Araz seni bekliyor." Demesiyle Amıne ve Samira'nın yüzü öyle bir hal almıştı ki normal şartlarda insanlar olsa gülmekten yarılabilirlerdi.

"Amer gelecek birazdan." Diyen Amıne bu iki çiftin baş başa kalamayacaklarını biliyordu. Arabistan'da normal karşılanmazdı böyle şeyler.

"Yalnız olacaklar." Deyip kızına döndüğü sırada Samira şaşkınlıktan gözlerini bile kaçıramıyordu babasından.

"Sakın ola ters bir laf etmeyesin. Benim için çok özel bir insandan emanet Araz bana."

Babasının sözleri hançer misali saplanıyordu kızın kalbine. Yüreği sıkışıyordu. Issız bir boşluğa düşüp oranın karanlığında sonsuza dek yok olmak istiyordu. Kitaplardan okuyup filmlerden gördüğü kadarıyla kız babası bu öğüdü damatları olacak adama verirlerdi fakat bu durum Samira'da ters tepmişti. Arap Şeyhi bunu öz kızından başka bir adam için istiyordu. Bu yaşına gelmiş yüzüne bakmayı geç varlığını bile kabullenmediği kızının yanına yıllar sonra yedi kat yabancı bir adam için geliyordu.

Amıne hayretle kocasını seyrediyordu. Tüm bu yaptıklarına bir türlü anlam veremiyordu. Bu zamana kadar kendisinin bile yüzünü görmediği kızını bir yabancıyla baş başa bırakacak kadar güveniyor muydu yani o adama?

"Kızı Araz'a götür."

Şeyhin sesiyle kendine geldiğinde bakışları kızına kaydı. Bu zamana kadar ondan esirgediği sevgisine rağmen asla tek bir kökü kelime kullanmamış üstüne hep saygı duymuştu babasına karşı. Fakat şimdi tüm nefretiyle karşısında duruyor bunu ona göstermekten çekinmiyordu.

Babası çıktığında Amıne sonunda şaşkınlığı üzerinden atarak kızına doğru bir adım atmıştı. Samira ise o adamla baş başa kalacak olmanın verdiği stresten dolayı kendini kastıkça kısıyor fakat bir çıkış yolu bulamıyordu.

Bal rengi gözlere sahip adamdan etkilendiği bir gerçekti. Fakat adam onu bakışlarıyla dövmüş, rahatlığıyla aşağılamışı.

Amıne kızının ne kadar stresli ve bir o kadar da heyecanlı olduğunu görebiliyordu. Elini omzuna koyarak kendisine bakmasını sağladı. Onu bu yaşına dek kendisi büyütmüştü. Kızı olması için illa ki kan bağına gerek yoktu.

"Dik dur kızım! Ne olursa olsun o adama boyun eğme! Biliyorum bu zamana kadar benden başka konuşacak tecrübe edecek kimsen olmadı fakat senin her şeye boyun eğen biri olmadığını biliyorum. Bize karşı neden öyle olmadığını da."

Samira üvey annesinin sözleriyle adeta bozguna uğramıştı. Amıne bunları nerden biliyordu? O bu zamana kadar her şeye eyvallah çekmiş bir kızdı. Evin içindeki tüm ailenin onun bu uysallığıyla dalga geçecek kadar hemde. Fakat hiç aldırmamıştı Samira. Çünkü onun ne olduğunu bir kendi biliyordu. Ve bunu saraydakilere göstermenin zamanını bekliyordu.

"Merak etme Amıne." Dedim hafif bir tebessüm eşliğinde.

Odaya adım attığı an gözleri etrafı taradı bir müddet. Araz denen adam duvarı olmayan camla dönenmiş yerden cennetten küçük bir alıntı gibi olan sarayın bahçesini izliyordu. Kendisini fark etmesi içinse kapıyı sesli bir şeklide çarparak kapatıp tekli olan koltuklardan birine oturdu.

Peçesinden sarkan pulla oynarken Araz denen adamın ağır bir şekilde arkasını dönmesiyle gözleri buluşunca genç kız oldukça ürpermişti. Açık sarı gözler bir şeyler fısıldıyordu kendisine.

Araz başını dikleştirerek ellerini ceplerine koyup hafif bir şekilde gülümsedi samimilikten oldukça uzak bir şekilde.

"Sözde karım da gelmiş." Dedi İngilizce. Demek Arapça bilmiyordu. Samira ise odasında oturduğu günler üvey annesi Amıne gelişmesi için birçok ders vermişti kendisine. Evet. İngilizceyi ondan öğrenmişti. Babası hiçbir zaman boş bir kadınla birlikte olmuyordu.

Ve sözde karım mı demişti bu adam Samira' ya?

"Ne sandın Arap kızı? Baban evde kalmış kızını benim önüme atarken öylece kabulleneceğimi mi?"

Her şey belli olmuştu ona göre. Babası kendisinden tamamen kurtulmak için vermişti bu adama. Samira ise onu tanıdığı ve güvendiği için verdiğini düşünmüştü. kendisine zarar vermeyeceği için. İçinde saklanmış bir Polyanna olmalıydı. Aksi halde bu kadar saf olmasının başka bir açıklaması olamazdı.

Samira olduğu yerden kalkarak ses tonunun yüksekliğine aldırmadan devam etti.

"Ne demeye kabullendin peki evliliği?"

Araz ellerini cebinden çıkarıp ağır adımlarla kıza yaklaşarak biçimli parmaklarıyla kızın peçesinin üzerinden çenesini kavradı.

"Eğer sesin bana bir daha bu şekilde yükselirse canını yakarım." Derken son derece sakin ses tonu üzerine elini kızdan çekeceği an kendisi için nefretle parlayan çimen yeşili gözlere odaklandı.

Tamam, kendisi yirmi altı yaşında olgun bir adam olabilirdi fakat bu evde kalmış bir kıza kocalık yapabileceği anlamına gelmiyordu. Evlenecek dahi olsalar bu Arap kızı kendisi için evinde çalışan hizmetçilerden hiçbir farkı olmayacaktı.

Genç kız yüzündeki elden kurtulmak için bir adım gitti an duyduğu cümlelerle başının döndüğünü hissetti. Hayatında böyle saçmalık duymamıştı.

"Benim evimde yaşayacak bana hizmet edeceksin. Ben olmadığım zamanlar ise serbestsin. İstediğini yapabilirsin." Deyip çıktı.

Genç kız duyduklarını hazmedemiyor, etrafta ne var ne yok kırıp dökmek istiyordu. Fakat bu evde onu yapmaya bile hakkı yoktu. Onun hiçbir insani tepki vermeye katiyen müsaade edilmiyordu.

Samira kapanan kapıya yaslanarak kayarak yere çöktü. Bir ömür Araz denen adamla evli kalıp bekâr hayatımı yaşayacaktı şimdi?

Bu ülkeyi terk etiği anda hayatının tepe taklak olacağını bilse de hayatındaki en büyük darbeyi ona kalbinin vuracağından habersizdi...

Yorumlarınızı bekliyorumm.🍁

İnstagram: 'asimavera.'

Seguir leyendo

También te gustarán

513K 30.8K 32
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋 Herşey kurgu gerçek hayatla bağlantısı yoktur.
112K 11.4K 39
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
53.2K 3.7K 18
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yaz...
210K 18.5K 35
Alışılmadık bir aile kurgusudur💥 Bol kahkaha garantilidir💃🏻 Kitaptan küçük bir alıntı⤵️ 🪷 Gözlerime bakmaya devam ederken sordu. "Sen benim kim o...