İthaf isteyenler bu pasaja yorum yapabilirler.
Bölüm ithafı:
Dark-Blue_
kivircikmarull002
leeminho2525
🎵
Merve dudaklarını genç adamın dudaklarından çekerek irkildi. Ellerini onun buz olmuş yanağına koyarak kendini biraz daha ona itti.
Dudaklarını bu sefer dudağına değil de çenesine koyarak uzunca orada tuttu dudaklarını. Dudaklarına o'nun sakalları değerken kendini hep orada tutmak istedi. Can'ı acıyor, fakat acısına lakin orada yaşamak istiyordu.
Gözlerini kapatırken alt kattan gelen sesle kendini Yiğit'ten çekerek yutkundu. Ayağa kalktı ve kendine şöyle bir baktı. Islak saçlarını geriye atarken,zorla gülümsedi.
"Hemen geliyorum. "
Kapıdan hızlı adımları ile kaçtı Merve. Yiğit ise az önce ki olanlardan dolayı hızla atan kalbine elini koydu. Merve, sadece bir saniyeliğine onu öpmesine izin vermişti. Şimdi ise onu banyoda, soğumaya başlayan suda tek başına bırakıp gitmişti.
Yavaşça soğuk falanda yaslanıp gözlerini kapattı. Merve'ye gerçekten bir şeyler hissetmeye başlamıştı, duvarlarını tek tek tırnakları ile kazıp gün yüzüne çıkmıştı fakat Merve bunu göremeyecek kadar korkmuş ve körelmişti. Suyun akan damlalarını izlerken bir kez daha çalan kapı ile Merve'nin merdivenlerden iniş sesini duydu. Tamamen, üzüntüyle gözlerini kapattı.
Merve bir eli karnında koşturarak indi merdivenlerden. En sonunda kapıya geldiğinde, kapının yanında ki boy aynasından kendine baktı.
Sabunlu bir el,
Saçılmış saçlar,
Islanmış yelek,
Ve kızarmış dudaklar.
Kapı bir kez daha çalıp onu daldığı hayal dünyasından uyandırdı. Merve onu yavaş yavaş içine çeken birine hapsolmayı istemiyordu. Yeniden acı çekmek istemiyordu.
Kapıyı saçlarına çeki düzen vererek açtı. Gülümseyerek baktığı adamla kaşlarını çattı. Karşısında, bir gözü sargılı, kolu boynundan göğüslerine tutulmuş kaşında dikiş izleri olan bir adam vardı.
Merve ilk başta adamı tanımadı. Gülümseyerek 'Kime bakmıştınız?' diyerek mırıldandı.
"Aşkım... Benim. "
Merve gözlerini kısıp kırpıştırdı.
" Ilgın! "
Şokla açtığı gözlerini kahkaha atarak kapattı. Eski kocasını, ilk aşkını tanıyamamıştı ki bunda Yiğit'in büyük bir faydası vardı. Adam resmen Ilgın'ın suratını baştan çizmişti.
" Ne gülüyorsun bir tanem? " Ilgın kıza yaklaşmaya başlayınca Merve öğürür gibi ses çıkardı.
" Resmen midem bulandı. Senin ne işin var burada? " Geri çekilip kapının arkasına geçti.
" Seni almaya geldim karıcım, o hayvan adamın eline bırakmayacağım seni. Çok özledim bir tanem. Hem seni, hemde oğlumuzu. O mağra adamı bana karşılık versene seni almama engel olamayacak. "
Merve yüzünü ekşitirken yaptığı minik hataya gülmek istiyordu. Eskiden bu adam için canını bile verebilirdi. Fakat şimdi ondan ölesiye iğreniyordu.
"Hoşt! Oğlum muş,nereden senin oluyor? Ben Yiğit'e aşığım ulan. Birde gelmiş karşıma konuşuyorsun. Sülük. Git be! "
Merve ona şaşkınlıkla bakan adamın suratına kapıyı kapatacakken onun önce davranıp kadının kolunu tutmasıyla Merve olduğu yerde kaldı. Ilgın ona yaklaşıp gülümserken, Merve onun ön iki dişinin olmadığını yeni öğreniyordu.
"Sen benimsin. Ve karnındaki benim bebeğim. " Ilgın yavaşça kıza yaklaşırken, merdivenin başında sadece altında ki havluyla ona bakan adama kaydı gözleri. Yiğit Merve'nin bağırmasına gelmiş, deynek olarak ise duvarları kullanmıştı.
Yavaşça kıza yaklaşırken yeni gelen adama son kez bakarak kadının dudaklarına yaklaştı. Merve sıkılan kolundan hareket edemezken acıdan dolan gözleri ile Ilgın'ın yapacağı bir hareketi bekliyordu.
"Seni seviyorum Merve'm. Ne olursun geri dön bana. Bu kalp senin için atıyor kadınım, sadece senin ve çocuğumuz için. Bana bu verdiğin eli, bu şansı bir daha boşa kullanmayacağım. " Genç kanının elini turp kalbine götürdü. Merve her şeyden habersizce yüzünde ki iğrenme ifadesi ile genç adama baktı. Biraz daha Ilgın, bu tipe onun elini tutup ona yaklaşmaya devam derse onun üzerine kusacaktı.
Ve olan yukarıda her şeye rağmen genç kadının ne yapacağını bilemek isteyen Yiğit'in gözleri önünde oldu.
Yiğit kalbinin üzerinde daha önce hiç bilmediği bir sızı hissederken geri çekilerek yavaşça yürümeye başladı. Kırık ayağı ile sağlam adımlar atıyordu. Fakat acıyan ayağı ona sadece bir iğne kadar rahatsızlık veriyordu.
Dolan gözleri, sadece kaybedişin simgesiydi.
Yavaşça odaya girerken kendini depresif bir şekilde yatağa attı. Üzerinde ki havluyu ayaklarının dibine kadar iteklerken sadece dolan gözlerimin ve acıyan kalbinin sesini duymak istiyordu.
Alçılı ayağında ve kolunda olan poşetleri çıkararak yere attı. Üzerimi ince pike ile örtüp kapıya arkasını döndü.
Merve dudaklarının üzerinde, deniz yatağı şişirirmiş gibi onu öpmeye çalışan adama baktı. Adamı transan kurtulup iki eli ile itelerken bir yandan da öğürüyordu.
"Allah'ım vantuz balığı mısın sen? Deniz yatağı mıyım adam ben? Allah'ım kusacağım! Çık ulan evimden, bir daha da buraya gelirsen Yiğit'ten önce ben döneceğim seni! " Merve kapının dışına kadar ittiği adamın suratın kapıyı kapatmadan önce onun bağırmasını duydu.
" Yiğit seni sevmeyecek! Seni sadece ben sevdim, ne annen ne baban! Elinde sonunda, istesende istemesede bana döneceksin Merve! "
Merve kapıyı kapatırken hâlâ konuşan adama göz devirmek ile yetindi. Şimdi yukarı çıkıp, yarım kalmış bir işini tamamlaması gerekiyordu. Yiğit'in dudaklarını ondan alıp, kalbini ona verecekti.
Gülümseyerek yukarı doğru çıkmaya başladı. Yüzü heyecandan kızarırken banyonun kapalı kapısını tıkladı.
"Yiğit? Müsaitsin değil mi? "
Merve ses gelmeyince kapıyı araladı ve boş olan küvete baktı. Kaşlarını çattı ve arkasını dönüp kapalı kapıdan içeri girdi. Yiğit'e baktığında gülerek mırıldandı.
" Uykun mu geldi? " Yatağa yaklaşıp Yiğit'in yanına oturdu.
" Yiğit. "
" Çık dışarı. " Merve adamın sözüne yutkunurken elini genç adamın çıplak omuzuna koydu.
" Şey, üzerini giy. Çıkarım ben. " Merve yavaşça genç adamın üzerinde ki örtüyü çekerken Yiğit buna bilerek engel olmadı. Merve yavaşça omuzlarından kaldırdığı pirenin yerini alan esmer tene baktı. Yiğit'in iki kemiğinin arasında olan bir yazı vardı. Parmak uçlarını çizer gibi o yazıda gezdirdi. Dudaklarını dişlerken adamın kalkıp ona sarılmasını istiyordu.
Biraz daha pikeyi aşağıya çekti. Yutkunurken gözlerini kırpıştırdı gülümsedi ve pikeyi tekrardan adamsın üzerine örttü. Yiğit'in kalça gamzeleri olduğunu öğrenmişti.
"Hadi kalk. Sana çorba ısıtayım. "
" Yarın, boşanma işlemlerini başlayacağım."
Merve elini elektirik çarpmış gibi geri çekerek irkildi. Bütün bedeni bir çift söz yüzünden buz tutmuştu.
İçinde ki huzursuzluk büyürken o sadece susmakla yetindi. Yutkundu, ve kuruyan dudaklarını ıslartırken dolan gözlerine karşın gülümsedi.
"Anlaşmada, doğumdan sonra başlatılmayacak demiştik. " Fısıldarken sadece adamın ona bakmasını ve neden böyle bir şeyi yapmak istediğini anlamak istiyordu.
" Erkenden istiyorum. Doğumdan sonra ise gidersin. " Yiğit sözlerini bitirdikten sonra örtüyü kafasına kadar çekip, örtünün altında gözlerini açtı. Dişlerini sıkarken kendini ayağa kalmamak için zor tutuyordu. Yatağın üzerindeki kadının burun çekişini duyup çatık kaşlarını indirdi. Yavaşça yattığı yerde bir hafiflik oldu, sonrasında ise kapının kapanma sesi işe yüzünü açığa çıkarıp etrafa baktı.
En büyük sorundan kaçıyordu. Fakat, sorunun baş kahramanı kalbinin hâlâ onda olduğunu bilmiyordu.
Yatakta biraz doğrulup ellerini yüzüne siper etti. Yanan bedeni ile birlikte kalbi kavrulursun o hâlâ neden böyle hissettiğini anlamakta zorluk çekiyordu.
Aşık olduğunu hâlâ göremiyor, hissedemiyordu.
Merve merdivenin ortasında ki basamağa otururken dudaklarından kaçan hıçkırıklarla ellerini dudaklarına götürdü. Biraz önce bir o kadar neşeli iken şimdi bu kadar acı içinde kıvranmasını anlamamıştı.
"Boşanıyorsun işte sevinsene! " Bir eli ile yavaşça kafasına vururken daha fazla ağlamaya başladı. Yiğit'in duymasını istemediği için dudaklarını kapatıp ağlamaya devam etti.
Yaralıydı, Yiğit gibi.
Ne yapacağını bilmiyordu. Arkasını dönüp odaya girmek, boşanmak istemediğini söylemek istiyordu fakat olmuyordu. Ayakları odaya gitmiyordu, fakat kalbi ise Yiğit'in yanına çoktan koşmuştu.
Yerden kalkıp göz yaşlarını sildi. Sicim sicim akan göz yaşlarıyla tekrardan Yiğit'in oda kapısına döndü. Odanın kapısının önünde duruken alnını kapıya yasladı.
"Seni seviyorum Yiğit. Seni çok seviyorum ve adam. Ne olur gör artık beni... "
2016'nın son saatlerinde 'Vuru yüze bir tanesi' dinleyerek kopuyorum. Tşk babacım. ❤️
Sizi çok ama çok seviyorum meleklerim, asla unutmayın, biz her ne kadar ayrı yerlerde olsak bile aileyiz. Biz bir aileyiz❤️
2017 umarım ki hayatımıza bir sürü güzel anlam katar. Benim, bu yıl iyiki dediğim anlamımsınız. İyiki, bu siteye kaydolup sizinle tanışmışım. İyiki elimde ki tohumu size vermişim💞❤️
Son olarak, seneye görüşürüz jsşdlff
Seviyom sizi , sizde beni sevin ❤️
İnstagram 💃asliipekli
Ha bu arada Sözleşme Epsilon Yayınları ile raflarda yerini alacak, haberiniz ola 💃 /Sözleşme Öykü ve Levent'in hikayesi 🙊💞❤️