KARALTI

By Lurid_Ra

69K 5.5K 2.7K

Ben Görenlerdenim..! Küçüklüğümden beri gördüğüm, hissettiğim ve duyduğum bazı şeyler var.. Ve bunların hiçbi... More

*1* Yeni Bir Şehir..
*2* Yeni Evim ve Komşular..
*3* Zengin Garson'um Yeni Arkadaşım..
*4* Gerçek Arkadaş..
*5* Anılar ve İzleri..
*6* İsyan..
*7* Misafir..
*8* Sor Bakalım..
*9* Tamam Oğuz, Affettim..
*10* Limonlu Kek..
*11* Okulda ki İlk Gün..
*12* İblis Caim..
*13* LUNA-LUCA..
*14* Hayal Kırıklığı ve Umut
*15* Para Mevzusu..
-DUYURU-
*16* Gizli Mabet..
*17* Yalanlar vs Gerçekler..
*Özel Bölüm* Son Yılbaşı..
*18* Operasyon : Vacca..
*19* Azarlanma..
*20* İyi Bir Şey..
*21* Ezik mi.? Hayır, O Mükemmel..
*22* Büyükanne..
*23* Yeni Düzen..
*24* Bir Acayip Randevu..
*25* Ah Be Mehmet Abi.!
*26* Olaylı Akşam Yemeği..
*27* Erkek Arkadaş. Nam-ı Diğer Sevgili..
*28* İblis Düşkünü Tankut..
*Özel Bölüm* Annem..
*29* Yok Artık.!!
*30* Sorgu ve Ateş..
*31* Biyolojik Vasi..
*32* Tuhaf Komşu Teyze..
*Özel Bölüm* Neden.?
*33* Başıma Dert Olan Komşu Teyze..
*34* Ölümle Biten Oyun..
*35* Lanet Olsun.! Yine mi.?!
*36* Gölge Çocuk..
*38* Parçalanmış Aileler..
*39* Ruhsal Yorgunluk..
*40* Takipçi ve Yalancı..
MERHABA

*37* Yaralanmış Aileler..

686 81 44
By Lurid_Ra

  Merhaba değerli karaltı mağduru dostlarım..

  Bu bölümde, her biri diğerinden farklı olan bu insanların ailelerini ve bazı soru işaretlerinin cevaplarını göreceğiz.. Ve tabii yeni soru işaretlerini de unutmamak gerek.

  Medyada okulun sahibi Kadir ÇINAR var.

  Keyifli okumalar dilerim..

Lurid_Ra

--------------------------------------------

  Kardeş..

  Kulağa hoş gelen bu kelimeyi her zaman sevmişimdir. Sanki aile tarafından verilen en güzel müjde gibi hissettirir çünkü.. Benim ailem bana böyle bir müjde vermese de kuzenlerimi kardeş bildim hep. O yüzden de bu güzel duyguyu eksiksiz yaşadım diyebilirim. Biyolojiken ve kanunen bir ailenin tek kızı olsamda benim için bu durum biraz farklıydı. Çünkü hayatımda abilerim, ablalarım ve kardeşlerim diyebileceğim kuzenlerim vardı.. Fakat kabul etmeliyim ki hiçbir zaman önümde duran abi - kardeş gibi tuhaf değildik.

  Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra Bedir abiye bakarak konuşmaya başladım.

"Bir kardeşin olduğunu bilmiyordum Bedir abi. Cidden şaşırtıcı."

  Bedir abi gülerek kafasını kaşıdı ve omuzlarını yukarı aşağı oynattı.

"Biliyorum, hiç söylemed..."

"Nerden senin abin oluyor.?!"

  Gölge Çocuk sinirle konuşup Bedir abinin sözünü kesince ona döndüm.

"Efendim.?"

"O benim Abim.! Senin değil.! Benim.!"

  Tamam...

  Elbette kardeşler abi veya ablalarını sever ama bu sahiplenme duygusu neden.?

  Bedir abi, kardeşini sakinleştirmek için onunla konuşmaya çalışırken kardeşi inatla onu dinlemeyi reddediyordu ve bana söylenmeye devam ediyordu. Onun bu tuhaf öfkesine anlam vermeye çalışırken ceketini çıkarttı ve yere savurdu. Söylenmeyi bitirip, bağırıp çağırmaya başladığı sırada ise uzunca oflayan Funda, önüme geçerek Gölge Çocukla konuşmaya çalıştı.

"Alkım biraz abartmıyor musun.? Kız ondan küçük.. Tabi ki ona abi diye hitap edecekti. Sakinleş artık.."

  Tabii Gölge Çocuk onun bu konuşmasını umursamadı.

"Yaşı beni ilgilendirmiyor.! Senin gibi başka bir şey bulabilir.! Benim Abime hitap etmek için illa abi demesi gerekmiyor.!"

  Gölge Çocuk bağırdıkça Funda da sinirlenmeye başlamıştı.

"Cidden.! Senin bu aptal abi kompleksinden çok sıkıldım.! Neden sürekli sanki herkes senin abini senden çalmak istiyormuş gibi konuşuyorsun.?"

"ÇÜNKÜ İSTİYORLAR.!!"

  Ve kazanan Gölge Çocuk oldu..

  Odadaki tüm sesi bastırdı ve sinirlerek Funda'yı geriye doğru itti. Aynı sinirle sağ eli ile gözlerini saklayan saçlarını geriye atınca ilk görünen görüntüsünün tam aksi bir görüntü ve kişilik ile karşılaştım. Yüzü kasılmış ve yüz hatlarını keskinleştirmişti. Gözleri öfke ile parlarken yüzü ve tavırları tamamen farklı bir hal almıştı.

Kesinlikle ilk gördüğüm haline hiç benzemiyordu.

"Sahip izin ver de dışarıya çıkayım. Bu veledi en iyi ben sustururum."

  Luna'nın sesi dikkatimi kendisine çekince onunla konuşmaya başladım..

"Nasıl.?"

"Bakışlarımla."

  Ne.?

  Ne bu şimdi Luna.?! Dalga mı geçiyorsun benimle.?!

"Ben ciddiyim Sahip."

"Peki, çık... Ama sakın saçma bir şey yapma.!"

"Güven bana Sahip. Ona sadece bakacağım ve bu susması için ona yetecek."

  Derince ofladıktan sonra yanımda beliren Luna'ya baktım. Kaşlarını çatmış, kıpırdamadan Gölge Çocuğa bakıyordu. Gölge Çocuk bağırışları arasında onu görünce gözleri büyüdü ve hızla Bedir abinin arkasına sakladı.  Bedir abi ise sağ kolunu geriye doğru çevirdi, kardeşini tuttu ve üzgün bir yüz ifadesi ile konuşmaya başladı..

"Senem.. Lütfen koruyucuna geri dönmesini söyle."

"Neden.? Hiçbir şey yapmadı ki. Konuşmadı bile.."

"Senem lütfen.."

  Bedir abinin isteğini görmezden gelerek yanına yürümeye başladım. Yanına yaklaştığım sırada Bedir abinin arkasına sığınan ve göz ucuyla bana bakan Gölge Çocuğa gülümsedim.

"Koruyucumdan korkuyor musun.? Ama neden.? Ne yaptı ki o sana.?"

  Gölge Çocuk cevap vermeyince devam ettim.

"Ah bekle.! Belki de sen bütün koruyuculardan korkuyorsundur. Dostlarından daha güçlü oldukları için mi yoksa.?"

"Onlar benim dostlarımı öldürüyor. Onlar acımasız.."

  Sesi tıpkı, annesinin en sevdiği vazosunu kıran bir çocuk gibiydi.

  Ürkek ve çekingen..

"Acımasız mı.? Onlar hayat kurtarıyor. Nasıl acımasız olabilirler söyler misin.?"

  Arkamda kalan Arda da dahil olmuştu konuşmamıza. Üstelik söyledikleri kulağa gayet mantıklı geliyordu.

"Çocuklar lütfen. Kapatın artık bu konuyu."

"Neden Bedir abi.? Yanlış bir şey yaptığımı ya da söylediğimi düşünmüyorum ben."

"O b-benim abim."

  Gölge Çocuk koruyucumdan korkup abisinin arkasına saklanmıştı ama buna rağmen hala ve ısrarla benimle inatlaşmaya devam ediyordu. Onunla biraz daha uğraşmak istiyordum ama tam konuşacağım sırada duyduğum ayak sesleri ile durdum. Arkama döndüğümde ise ayak seslerinin sahibini gördüm. Kapının önünde durmuş bizlere bakıyordu..

"Okulumda kavga çıkmayacağına ve her zaman bunun için dikkatli olacağına dair söz vermiştin Bedir.. Fakat gördüğüm manzara, bana burada bir kavganın başlamak üzere olduğunu yansıtıyor."

  Evet.. Gelen kişi, okul sahibi Kadir Bey idi. Kumraldı ve açık mavi gözlere sahipti kendisi. Normalde kibar bir görünümü olan Kadir Bey şu an epey ciddi görünüyordu. Ayrıca bugün giymiş olduğu gri takım elbisesi de üzerindeki gerginliğe gerginlik ekliyordu sanki.

"Üzgünüm efendim. Ben de tam durumu düzeltmek üzereydim."

"Gerçekten mi.? Senem'in koruyucusu da dahil olduktan sonra hemde."

  Duyduğumuz son cümle ile hepimiz okul sahibine döndük.

"Ne.? Sizlerden haberim yok mu sanıyordunuz yoksa.? Hatırlatırım ki ben bu okulun sahibiyim çocuklar."

  Biz hala şaşırmış bir ifade ile okul sahibine bakarken o birden durdu ve biraz düşündükten sonra yeniden konuştu.

"Aslında tam olarak okulun sahibiyim diyemem. İki ortaktan biriyim demem daha doğru olur sanırım."

"Efendim.! Bu konu..."

"Biliyorum Bedir. Zamanı değil diyeceksin. Fakat ben öyle düşünmüyorum."

  Bedir abi ve Kadir Bey bizi dışlarcasına kendi aralarında konuşmaya başlayınca Kerem, Yasemin ve Oğuz'u yanıma çağırdım. Yanıma geldikleri zaman ise durum kritiği yapmaya başladık..

"Ne anlatıyor bu adam.?"

"Valla ben de anlamadım kankacığım. Beynim uyuştu resmen."

"Ay benim de.. Baksana Güllü Lokumum. Bedir abiyi de tanıyor hem."

"Önemli olan o değil kaynanacığım. Hadi Bedir abiyi, kardeşi burada öğrenci olduğu için tanıyor diyelim. Peki ya Senem'in koruyucusu.? Onu nasıl bilebilir ki.?"

"KUZGUN haklı.. Hey Kırmızı. Sor bakalım ne işler dönüyormuş burada."

"Neden ben soruyormuşum.?"

"Çünkü adam senin koruyucunu biliyor. Benimkini değil."

"Aptal.. Senin koruyucun yok ki.!"

"Biliyorum Çin Malı Romeo, laf çarpıtma bana.!"

  Harika.!

  İhale yine bana kaldı.!

  Derin bir nefes alarak hala konuşmasına devam eden Kadir Beye döndüm.

"Efendim.. Dediklerinizden herhangi bir anlam çıkartamadık. Mümkünse daha açıklayıcı olur musunuz.?"

  Soruma gülen okul sahibi ya da ortağı artık her neyse, yanıma geldi ve sol omzuma dokundu.

"Okuduğunuz okulun iki kurucusu var Senem. Bu iki ortağın biri benim. Diğeri de Taner KARA, yani senin baban."

  Ne.?

  Kurucu mu.? Ortak mı.? Babam mı.?

  Babam mı.?!

"B-benimle... Dalga ge-geçiyorsunuz... Öyle değil mi Efendim.?"

  Yeni bir bilgi yeni bir şok getirmişti.

  Bu nasıl olabilirdi ki.? Yani benim babam İstanbul'da böylesine büyük ve kapsamlı bir okula ortak olacak ve bana söylemeyecek. Ya da orada okumam için bana destek olmayacak..

  Bir dakika.!!

  Babam bu okulun ortağı ise eğer ben burada burslu değil de onun ismi üzerinden mi okuyorum yoksa.? Ceren için söylediklerim benim mi başıma geldi yani.?! Yok canım.! Daha neler.?! Hayatta olmaz.! Ben bilmiyordum ki babamın böyle bir şey yaptığını. Ben bu okulu internetten buldum hem... İyi de ben bu okulu nasıl buldum ki.? Nereden buldum.? Hangi siteye bakmıştım.? Ve neden bu okulu seçmiştim.? Burs sınavını da bana özel ayrı bir zamanda yapmışlardı. Yani gerçekten de babamın ismini mi kullanıyordum ben.?!

"Sahip lütfen sakin ol ve derin bir nefes al. Zihnin yine taarruza geçti  dört nala geliyor. Sakinleş.."

  Luna omuzlarımdan tutup beni sarsınca gözlerimi kırpıştırarak yüzüne odakladım bakışlarımı. Beynimin içinde bin bir düşünce dönüyordu hala. Sanki konuşmaya başlarsam kelimelerim birbirine karışacakmış gibi hissediyordum..

"Senem.. Sakin ol lütfen. Endişelenme, soracağın her soruyu cevaplayacağım ben."

  Bedir abi kaedeşinin yanında sakin bir ses tonu ile konuşunca kafamdaki şarteller attı. Sinirli bakışlarımı gözlerine kilitledim ve onu tersledim.

"Tabiki de cevaplayacaksın.!! Cevaplamamak gibi bir şansın yok zaten.!"

"Abime bağırma velet.!"

"Kes sesini Aptal Sosyopat.!!"

  Harlanan öfkeme Gölge Çocuğu da katıp iyice zıvanadan çıktım. Etrafımda dönüyor, sağa sola adımlıyor ve öfkeyle söyleniyordum..

"Sürekli yeni bilgiler, yeni yalanlar ve yeni düzenler öğreniyorum.! Neden yapıyorsunuz bunu bana.?! Neden olan biteni tek seferde değilde parça parça, acı çekerek öğreniyorum söyler misiniz.?! Şu hale bak ya.! Kazandığımı sandığım okulda aslında babam sayesinde okuyormuşum.!"

  Bedir abi kardeşini bırakıp hızla yanıma geldi ve yüzümü elleri arasına aldı.

"Ne.? Hayır Senem hayır. Öyle bir şey yok.. Sen bu okulu kendi emeğinle, kendi bilginle kazandın."

  Söyledikleri bana inandırıcı gelmiyordu artık. Yine kandırıldığımı hissediyordum.. Bu yüzden ellerini ittim ve geriye doğru adımlamaya başladım.

"O zaman neden babamın ortak olduğu okuldayım söylesene.?! Koca şehirde başka okul mu kalmadı.?!"

  Bedir abi başını kaşıyarak yere bakınca susup onu izledim. Çünkü yine haberim olmayan bir şeyi söyleyecekti. Buna adım kadar emindim..

"Aslında bu okulu senin karşına biz çıkarttık.."

"Nasıl.?"

"Babanı kaybettikten sonra senden ve yaptığın her şeyden haberdar olabilmek için bilgisayarını hacklemiştik. Okul araştırması yaptığın gün de girdiğin sitelerin biri bize aitti. Okulu senin isteyebileceğin şekilde resimleyip tanıtımını yapmıştık. Bu sayede sen de bu okulu seçmiş oldun."

  Yok artık.!

  Madem bu kadar ileri gidebiliyorlardı neden beni o yalnızlık azabından daha önce kurtarmadılar.?! Neden her gün çektiğim acılara çare bulmadılar.?! Ve neden maruz kaldığım işkence ve hakaretleri görmezden geldiler.?!

  Geçmişimin hayaletleri hızla gözümün önünde akıp giderken geriye doğru adımlamaya devam ettim. Yine canım acımaya başlamıştı.

"Peki benim nasıl bir okul istediğimi nereden biliyordunuz.?"

  Bedir abi kısa bir süre başını eğdi ve sorumu üzgün bir ifade ile cevapladı.

"Küçük yaşta ruh kapısı açılan, yeteneği yüzünden annesinden olan, tek dayanağı olan babasını kaybeden, çeşitli hakaret ve işkenceye katlanan bir genç kız yeni bir başlangıç yapacağı zaman ilk düşüneceği şey insanlardan ne kadar uzakta durabileceğidir. Bu okulun yapısı ve bahçeleri bu düşünce için ideal büyüklükteydi. Sen de o yüzden bu okulu seçtin. Öyle değil mi Senem.?"

  Aldığım cevap yere çökmeme yetmişti. Belki bedenen çok büyük tepkiler vermiyordum ama ruhum kan ağlıyordu şu an..

"Yani sen diyorsun ki, Sahibimin yaşadığı tüm bu olaylardan haberdardınız ama hiçbir zaman ona yardımcı olmadınız, onu görmezden geldiniz. Öyle mi.?!"

  Luna içimdeki duyguları kelimelere dökünce gözlerim dolmaya başladı..

  Yaşlarla dolan gözlerimi saklamak için başımı eğince sol omzumda birinin elini hissettim. Sonrasında diğer omzumda, sağ ve sol yanağımda..

  Etrafıma bakınmak için başımı kaldırdığımda sol yanağıma dokunan Arda'yı ve sağ yanağıma dokunan Yasemin'i gördüm. Solumda Kerem, sağımda ise Oğuz vardı.. Her biri üzgün görünürken Kerem gülümsüyordu.

"Ne olmuş yani seni görmezden geldilerse.? Dünya'nın sonu değil ya.. Hem bak. Onların bu hataları sayesinde sen daha güçlü bir insan oldun. Her şeyi tek başına başarabilen Amazon Kadınları gibisin. Neden şimdi üzülesin ki.?"

  Kerem bana moral vermek istiyordu belki ama ben pekte moral bulmuş gibi hissetmiyordum..

"Onun neler yaşadığını bilmiyorsun Kerem.. Senem... Senem gerçekten de zor zamanlar yaşadı.. Hayatı sürekli mücadele içinde geçti. Benimle bile çok zorlanarak vakit geçirebildi.. Onunla görüşebilmek için sürekli annesini atlatmamız gerekiyordu. Ve tek sorunu bu da değildi. Her ne kadar benden saklamaya çalıştıysa da okuldaki aptalların ona yaşattığı acıları biliyorum ben. Ben..."

  Daha fazla konuşmaması için Yasemin'e sıkıca sarıldım.

"Sus artık Limonlu Kek.. Geçmiş geride kaldı."

"Sen kendini kandırmaya devam et Aptal Kırmızı Başlıklı Kız.!"

  Gözlerimi devirerek Yasemin'den ayrıldım ve ayağa kalktım. Acı hatıralar bana aitti. Ve bu hatıralar yüzünden kimseyi rahatsız etmeye hakkım yoktu.

"Aslında Kerem çok haklı. Bu zamana kadar onların desteği olmadan hayatta kaldım ben. Neden şimdi ihtiyaç duyayım ki.?"

  Sözlerimden sonra yerde oturan Destek Tim'im gülümseyerek ayağa kalktı. Her biri mutlu görünse de Yasemin yine bana şüphe ile bakıyordu. Sanki yine bir yerlere kaçıp saklanmamdan korkuyordu. Yasemin'e gülümseyip göz ucuyla Kerem'e baktığımda gururla göğsünü kabarttığını gördüm.

  İşte o an daha net kavradım.! Kesinlikle doğru olan şeyi yapıyordum şu an. Mızmızlanmayı kesip özüme dönüyordum.

  Olmam gereken kişiye.

"Eğer bu kadar olay bilgim dahilinde değilse ben onlara dahil olurum."

"Mantıklı. Biraz çılgınca ama Mantıklı.."

  İlk destek Oğuz'dan gelmişti.

"Hepsini parçala kankacığım.!"

  Kerem yine kendi tarzını konuşturunca gülümsedim. O gerçekten de harika bir arkadaş..

"Hangi yolu seçersen seç Dilectus. Ben her zaman yanındayım."

  Vee cümlesinin sonunda göz kırpan erkek arkadaşım...

  Yasemin hiç konuşmayınca ona baktım. Bakışlarını kaçırıyordu benden ve bu hiç hoşuma gitmemişti.

"Sen bir şey demeyecek misin Kül Kedisi.?"

  Yasemin sinirle bana dönüp benimle göz göze gelince sustu ve öfkesini yatıştırdıktan sonra konuşmaya başladı..

"Senin ben... Ben sadece senin üzülmeni istemiyorum. Haddinden fazla acı çektin ve artık bunun son olmasını istiyorum."

"Yaniii.?"

"Yani eğer yine senin vurulduğunu ya da bir sebepten ötürü hastahanede olduğunu öğrenirsek bu sefer ben seni hastahanelik ederim.!"

  Evet. Kesinlikle o benim kuzenim..

  Gülerek her birine sarıldım ve hala bizi izleyen Bedir abinin yanına gittim.. Fakat Luna'yı tüm huysuzluğu ile önünde durduğunu görünce ilk önce ona döndüm.

"Luna.?"

"Sana yaklaşmalarını istemedim Sahip. En azından sen kendini toparlayana kadar.."

  Ne demiştim.?

  Destek Timi..

"Çekilebilirsin Luna.."

  Luna dediğimi yaptığında direkt olarak Bedir abi ile göz göze geldim.

"Senem bunları okuldan sonra konuşalım istersen. Şimdi derse gitmen..."

"Sence ben bugün o okuldan içeri girip ders dinler miyim Bedir abi.?!"

  Bedir abi susup dediklerimi tartınca istediğim şeyi sordu..

"Ne yapmayı istiyorsun peki.?"

"Öğrenmek.. Neyi bilmiyorum, neden bilmiyorum, daha bilmediğim neler var.? Hepsini öğrenmek istiyorum abi."

"Harika.! O zaman şu oturma banklarını çekelim de ne var ne yok konuşalım. Malum sohbetimiz uzun sürecek."

  Okul Sahibi.. Yani ortağı.. Yani Kadir... Yani... Aaahh.!! Bu çok sıkıcı.!

"Senem.?"

  Bedir abinin sesi ile irkilerek ona döndüm.

"Evet."

"Sen... İyi misin.?"

"Evet. Neden.?"

"Kaşlarını çattın ve sessizleştin. Sanki acı çeker gibi bir halin vardı.."

"Eh.. Sahibimin zihni acı verici bir yer sonuçta."

  Yanımda kıkırdayan ve benimle dalga geçen Luna'ya gözlerimi devirdim ve oturma banklarının yanına giderek kendime bir tane seçip sürüklemeye başladım. Bankı sürüklerken Luna yanıma geldi.

"Sahip söyleseydin ben taşırdım onu. Neden uğraşıyorsun.?"

"Dalga geçmeni bölmek istemedim Luna. Dilectus.. Yardım eder misin.?"

  Yardım için Luna'yı değil de Arda'yı çağırmam Luna'nın surat asmasına sebep olmuştu. Hatta Arda yanıma gelip bankı taşımamda yardım ederken söylenmeye başlamıştı bile..

"Zaten başıma ne geliyorsa bu çenem yüzünden geliyor.!"

  Luna'yı boş verip bankı taşıdım. İstediğim yere geldiğimizde de bankı bıraktık ve oturduk. Biz oturduktan sonra Kerem de kendine bir bank çekti. Ardından şaşkın kuzenim ve Oğuz da kendileri için bir bank taşıdı. Bir kaç dakika içinde herkes bankını çekip oturmuştu ve resmen banklarla daire oluşturmuştuk.. Hemen sağımda Arda vardı, beraber oturuyorduk. Solumdaki bankta kankam Kerem ve somurtkan koruyucum Luna oturuyordu. Onların yanındaki bankta da Oğuz ve Yasemin oturuyordu. Sağ tarafımdaki bankta Bedir abi ve kardeşi vardı. Gölge Çocuk, Luna'dan uzak durabilmek için önce abisini oturtmuştu sonra da kendisi yanına oturmuştu. Karşımdaki bankta ise Funda ve Kadir Bey oturuyordu..

"Eveet.. İlk sorunu alalım o zaman Senem."

  Kadir Bey hiç beklemeden konuya girince şaşırdım doğrusu. Konudan kaçmıyordu..

"Peki.. O zaman sorularıma başlıyorum. Babamı nereden tanıyorsunuz ve bu okulu yapma fikrinde nasıl ortak oldunuz.?"

  Kadir Bey soruma gülümsedi ve cevap verdi.

"Güzel soru, beğendim... Babanla dört yıl önce tanıştım. Eşimin bazı yaratıklarla sorunları vardı o zamanlar."

"Yaratık.?"

"Ah, affedersin.. Karaltılarla yani... Eşimi hangi doktora götürsem bana hep, yaşadıklarının gerçek olmadığını ve bunun psikolojik bir rahatsızlık olduğunu söylediler. Fakat ne yaptıysak eşim hiç iyileşme belirtisi göstermemişti.. Tüm umutlarımın tükendiği bir gün baban geldi kapıma. Eşime yardımcı olabileceğini hatta onu kurtarabileceğini söyleyince kapıları ardına kadar açtım. O gün dediği gibi eşimi kurtardığında yaptığı şeyi öğrenmek istedim. Uzun süre yapabildikleri ve yetenekleri hakkında sohbet ettikten sonra birden durgunlaştı ve 'Hayat bizim gibi insanlar için çok zor. Keşke kızım için de ayrı bir dünya kurabilseydim.' dedi.. İşte o an benim aklıma bu okulu yapmak geldi. Sizler gibi özel yetenekli çocukların ve normal çocukların bir arada ama birbirlerinden ayrı bir dünyada okuyabileceği bir okul.. Bu fikrimi babanla paylaşınca buna çok sevindi ve benimle ortak olmayı kabul etti."

  Ah babam ahh.!

  Her zamanki gibi yine beni düşünmüş.. Demek bana bıraktığı paranın kaynağı da bu okulmuş.

"Peki bizden başka yetenekli çocuklar var mı okulda.?"

"Evet.. Okulda toplam on yedi tane özel yetenekli çocuk var. Çoğu senin gibi burslu öğrenci.. Hatta bir tanesi senin sınıfında. Tabi eğer yanılmıyorsam."

  Vay be.!

  Bunu beklemiyordum. Bu epey şaşırtıcı oldu benim için..

"Peki ya burs sınavı.?"

  Kadir Bey bir süre soruma güldü ve ikna edercesine konuşmaya başladı.

"Sınav gerçekti Senem.. Hatta sana özel zorlukla hazırlandı diyebilirim. Artık sınav hakkında endişelenme, sen bu okula hak ederek geldin."

"Teşekkür ederim efendim.. Bana, inanamayacağınız büyüklükte bir iyilik yapmış oldunuz."

"Asıl ben sana teşekkür etmeliyim Senem."

  Kadir Bey birden ciddileşince yüzündeki ifadeyi inceledim. Sanki üzgün ya da mahcup gibi bir hali vardı..

"Ben anladığımı sanmıyorum efendim. Siz neden teşekkür ediyorsunuz."

"Kızımın sana yaptıklarına sabrettiğin ve onu incitecek tek bir şey dahi yapmadığın için.."

  Bu konuda ne diyeceğimi bilemediğim için susmayı tercih ettim. Fakat Luna benden farklıydı. Sinirle ayağa fırladı ve bağırmaya başladı..

"Haah.!! Sahibime bundan daha büyük bir özür borçlusun o zaman.! Çünkü bana kalsa o küçük fareyi çoktan ikiye katlardım.! O velet yüzünden Sahibimin kalbi neredeyse..."

"LUNA.!!"

  O kadar sert bağırmıştım ki Luna o korkuyla susmuştu. Bana doğru dönünce de zihnime fısıldadı..

"Yapma Sahip. Bırak seni savunayım işte."

"Savunmaya ihtiyacım var gibi mi görünüyorum Luna.? Yerine otur.!"

  Luna dediğimi ikiletmeden yerine oturunca tekrar Kadir Beye döndüm.

"Özür dilerim efen..."

"Luna haklı."

  Arda'nın araya girmesi ile sağıma döndüm. Her zamanki ukalalığının aksine öfkeli bir ciddiyet vardı üzerinde. Bir şey demeden elini tuttum ve dikkatini üzerime çektim.

"Artık böyle şeyleri kafama takmıyorum ben. Sakin ol lütfen."

"Bana da mı yalan söyleyeceksin Dilectus.? O salakların sana yaptığı onca hakaretin senin canını ne kadar yaktığını biliyorum. Kendi gözlerimle gördüm.! Herkesi kandırabilirsin hatta belki kendini bile... Ama beni kandıramazsın."

  Nasıl yani.?

  Kendi gözlerimle gördüm de ne demek.?

"Kendi gözlerinle mi gördün.? Nasıl.?"

  Arda sorum karşısında gerilince iyice merak ettim.

"Sen..."

  Tam Arda'yı sorguya çekecekken birden ayağa kalktı ve cebinden telefonunu çıkarttı. 

"Ah..! Harika zamanlama... Alo. Baba.. Evet evet okuldayım... Ne.?! Hayır.! ... Hayır asla.!! ... Bekle beni ihtiyar geliyorum.!!"

  Konuşma sonlanınca sinirle telefonunu cebine koydu ve okul sahibine döndü.

"Efendim.. Benim acilen çıkmam gerekiyor. İzin verirseniz eğer..."

"Her şey yolunda mı.?"

"Evet efendim. Yani ben gidersem evet, yolunda olacak.."

  Kadir Bey, Arda'ya izin verince ayağa kalktım.

"Arda.. Kötü bir haber mi var.?"

  Sorum ile birlikte bana dönen Arda, ellerimi tuttu ve güven verircesine gülümsedi.

"Licuit omnia, Dilectus.."

"Peki... Bir dakika.! Ne zaman senin latincen bu kadar ilerledi.? Sen..."

  Arda birden telaş yaptı ve bana sıkıca sarılarak lafımı böldü. Beni geçiştirircesine, acele ile bir şeyler geveleyerek de benden ayrıldı.

"Aah.! Üzgünüm Dilectus.. Gitmem gerekiyor. Sonra konuşuruz, olur mu.?"

  Arda hızla kapıya doğru giderken peşinden bağırdım.

"İnan bana konuşacağız Bay Mağara Adamı.!"

  Surat asarak yerime oturdum ve sıradaki sorumu sordum.

"Demek babamla ortaksınız... Peki bunu bana neden şimdi anlatıyorsunuz.? İsteseydiniz eğer bu sırrı çok daha uzun bir süre saklayabilirdiniz."

"Baban sadece benim eşimi kurtarmadı Senem. O benim ömrümü kurtardı, hayat arkadaşımı, canımı... Onun bu yaptığının yanında benim yaptığım şey basit bir sorumluluktur sadece.."

  Bu kelimeler, hayatım boyunca duyduğum en temiz duyguların mısralarıydı sanki. Eskiden benim babam da Sinem Hanım için böyle aşk dolu, sevgi dolu konuşurdu. Birbirlerine bakarken gözleri ışıldardı adeta. Sonra benim sorunlarım aralarına girdi.

"Sen hiçbir zaman sorun olmadın Sahip. Böyle düşünme."

  Yan tarafımdaki koruyucumun sesi ile yeni bir soru parladı zihnimde. Fakat bu seferki soru Kadir Beye değildi.

"Benden önce babama hizmet ediyordun Luna. Senin tüm bu olanlardan haberin yok muydu.?"

  Luna sorum karşısında ne yapacağını bilemez bir halde kaldı ve başını eğdi.

"Yoktu Sahip.. Taner bazı zamanlar benim varlığımı tamamen engelliyordu. Zihnine bakıp öğrenmemem için de bana kesin emir veriyordu."

  Ne.? Ama neden.? Babam neden böyle bir şey yapsın ki.? Neden saklama gereği duysun.?

"Bu saçma soru - cevap oyunu ne zaman bitecek.?! Gidin artık buradan.!"

  Gölge Çocuk açık bir şekilde bizi kovunca ona döndüm. Luna'ya bakmamak için özen gösteriyordu.

"Sanırım hayat kurtarmak Senem'in ailesinde yıkılmaz bir tabu gibi."

"Nasıl yani.?"

  Kerem'in konuşmaya dahil olması tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Neden böyle bir şey söyledi bilmiyordum ama Kadir Bey merakla devamını duymak istiyordu.

"Senem'in babası eşinizi kurtararak aynı zamanda aile hayatınızı ve mutluluğunuzu da kurtarmış oldu. Senem de benim babamı kurtararak benim aile hayatımı kurtardı."

"Nasıl ya.? Ufaklık senin babanı mı kurtardı.? Vay be.!"

  Funda sanki duyduklarına inanamıyormuşcasına tepki verince acı bir gülümseme takındım yüzüme.

"Gurur duyulacak bir şey yapmadım ben. Komşu teyzenin hayatını kurtaramadım, ben babam kadar güçlü değilim."

"Ne olmuş yani.? Hayatta her zaman kazanamayız."

  Gölge Çocuk zemine bakarak bana hitaben konuşunca şaşırdım. Sözlerinde anlayış vardı. Hemde benim için..

"Bak sen.! Ona destek mi oluyorsun yoksa Alkım.?"

"Kes sesini Funda. Her ne kadar koruyucusu beni rahatsız etse de, sonuç olarak o da bizden biri."

"Doğru.. Acayiplere hoş geldin ufaklık. Bol eğlenceler."

  Acayipler mi.? Almayayım, sağ ol..

"Neden onun koruyucusu seni bu kadar rahatsız ediyor ki.?"

  Yasemin yine merakını dizginleyememişti..

"Dostlarımı kaçırıyor çünkü."

  Yasemin anlamayan bakışlarla bana bakınca gülümsedim. Cevabım hoşuna gitmeyecekti çünkü..

"Onun dostları karaltılar Yasemin."

  Tam tahmin ettiğim gibi.. Cevabımdan korkan kuzenimin gözleri kocaman oldu. Göz ucuyla Gölge Çocuğa bakarken, korkuyla alt dudağını ısırmaya başladı.

"Ahahahaha... Merak etme Yasemin. Alkım'ın dostları bu zamana kadar hiç sorun çıkartmadı. Bu okulda kızımdan sonra sorunları çıkartan kişi genelde Funda oluyor çünkü."

  Funda'ya baktığımda sinsice sırıttığını gördüm.

  Sahi.! Onun yeteneği neydi acaba.?

"Aramıza hoş geldin.' dediğine göre senin de bir yeteneğin olmalı Funda. Haklı mıyım.?"

  Sorumu duyunca gururla gülen Funda, tek kaşını kaldırdı ve öyle cevapladı sorumu.

"Haklısın.. Benim yeteneğim, duygulara yön vermek ya da onları değiştirmek."

  Merakla Luna'ya döndüm.

"Böyle bir şey mümkün mü.?!"

"Evet mümkün ama bunu yapabilen insanlar çok az bir sayıda diyebilirim Sahip."

  Şaşırarak tekrar Funda'ya döndüm.

"Seninki de aile yeteneği mi.?"

  Funda buruk bir gülümseme ile cevap verdi soruma.

"Üzgünüm ufaklık ama yetimhanede büyüdüğüm için ailemi tanımıyorum. Sevgili büyükannen beni evlat edinince artık yeni ailem benim gibi acayipler olmuştu.."

  Vay canına..!

  Sarınırım biz gerçekten de 'Acayipleriz'... Her birinin hayatı diğerininkinden dramatik olan Acayipler..

Ah, hayır.! Hala bu kelimeyi sevemedim. Kulağa çok yanlış geliyor.. En kısa sürede bu algıyı değiştirmeliyim. Çünkü ben Acayip olarak anılmak istemiyorum..

Continue Reading

You'll Also Like

2.4K 184 25
Bir katil ile polisin hikayesidir. - Minsung Kafamda oluşan değişik kurguları buraya aktardım. Lakaplar ve bazı küçük konular 'Killer'den' eserlenmiş...
3.2K 183 19
01.12.2023 Korkusuzluğun sınırlarında dolaşan Karan SANRI taşlaşmış kalbi ve gaddar olmasıyla tanınan bir mafya. Yolunun Avukat Gece Eylem ile kesiş...
19.2K 1K 27
"Lânetli gözyaşlarıydı.. masum gözlerden süzülen" Amir ve Berkay yaklaşık yedi yaşlarından beri aynı yetimhanede yaşamaktadır. Yıllar sonra ayrı eve...
766K 14.9K 198
Bu topraklarda yasanmis garip ve aciklanamayan olaylar