İthaf: BusraYetis01
İthaf için bu pasaja yorum atabilirsiniz.
"Bozaaaa! Bozacıııı! "
Merve bir kez daha iç çekip dudaklarını yaladı. Yutkunurken sanki boğazında aşağıya daha önce hiç içmediği bozanın aktığını düşündü. İçi titrerken derin bir nefes alıp gözlerini kapadı ve tekrardan uykuya dalmak istedi. Fakat ise yaramamıştı.
Dudaklarını büzerek inlerken yanında uyuyan adama baktı. Yiğit bu halde asla ama asla sokağa çıkmazdı. Bozacının bu gece ki, aynı sokaktan üçüncü geçişiydi. Merve yerinde biraz daha doğrularak ellerini Yiğit'in omuzuna koydu.
"Yiğit. "
Merve bir kez daha özlemle yutkunurken ona yavaşça kıçını dönmeye çalışan adama baktı. Yiğit alçılı elinin bedeninin altında kalmasıyla İskilip acıyla kalktı.
" Ay uyandın. " Merve ona canının acısıyla bakan adama gülümsedi.
" Ben boza almaya gidiyorum. "
" Ne boyası be? "
" Boya değil, boza. Adam bağırıyor ya hani. "
Merve yataktan kalkıp ayaklarına terlikleri giydi ve camı bir koşu açarak mahallenin sonuna yaklaşmış olan adama bağırdı. Adam geri dönerken Merve dudaklarını ısırarak heyecanla ona bakan adama döndü.
" Hemen alıp geliyorum. "
" Dur ben alırım, çıkma. " Merve anlık dururken omuzlarını silkip konuşmaya başladı.
" Merdivenlerden inemezsin, ben hemen alıp gelirim adamın beni kaçıracak hali yok ya "
Merve, adamın bir şey demesine izin vermeden yürümeye başladı. Oda kapısında çıkıp merdivenlerden indi ve sonra geri adımlarla Yiğit'in yanına çıktı. Kapıyı açıp onu bekleyen adama başını eğerek fısıldadı.
" Para, "
" Ceketinin cebinden alabilirsin. "
Merve hevesi kırılmış bir şekilde aşağıya inerken kendini ağlamamak için sıkıyordu. Aşağıya indiğinde Yiğit'in siyah kalanından bir miktar para aşarak kapıyı açtı. Kapının önünde onu bekleyen adama gözleri ışıldayarak baktı.
" Ben, boza istiyorum. Bir şişe yeter galiba." Merve elini karnına koyarak diğer eli ile adamın uzattığı şişeyi aldı ve tutan parayı adama verdi. Kapıyı kapatıp dudaklarını yalarken elindeki kalan parayı ceketin cebine geri koyarken ışıkları kapatıp adım adım odasına çıkmaya başladı.
"Aldın mı?" Kapıdan içeri girerken kafasını sallayarak ışığı açtı ve yatağın ucuna Yiğit'in karşısına oturdu.
"Bardak getirmeyi unuttum. " Merve geri kalkarken Yiğit'in söylenmesiyle geri oturdu.
" Bırak yorulma şimdi. " Merve gülümseyerek açtığı şişeyi dudaklarına dayadı.
Gözlerini kapatarak içerken kalbinin ve kendisinin rahatlamasıyla gözlerini açtı.
Yutkunurken gülümsedi.
" Daha önce hiç içmedim, ama o kadar çok canım çekti ki. " Karnını okşarken kızının ona tekme atmasıyla güldü.
" Tekme atıyor. " Elinde ki şişeyi kapatırken karnına değer bir başka elle gözlerini Yiğit'e çevirdi. Yiğit elini kızın bakmasıyla çekerken boğazını temizledi.
" Şey, "
" Seni yemem Yiğit. Kızımda yemez. " Merve genç adamın elini alıp karnına koydu. Karnında ki küçük canavar tekmelerini atarken Merve kendini gülmeden alamadı.
" Seni sevdi. " Merve hâlâ gülerken elinde ki boza şişesini adama uzattı.
" İçmek ister misin? "
Yiğit kafasını sallarken kadının uzattığı şişeyi alıp dudaklarına götürdü. Yiğit'in elini karnından çekmesiyle duran kızına dudak büzdü.
" Hain evlat. "
Merve gözlerini kısıp mırıldanırken Yiğit hala bozanın içmeye devam ediyordu. Bir kaç yudum daha alıp şişenin kapağını kapattı ve kadına döndü.
" Bir şey mi dedin? "
" Hayır, sadece teşekkür ettim. Para olmasaydı, "
" Bak, şuan hamileyken çalışamayacak haldesin. Bu yüzden benden para alırken konusu asla açma. Ama, para değil eğer başka bir şeyler yapmak istiyorsan seve seve yaparım. "
" Başka şey derken, ben liseyi bitirmedim. Dışardan okuya bilir miyim? En azından liseyi bitirmek isterim, Ilgın'a bunu daha önceden,"
"Şu Ilgın piçini lafa sormazsan evet. Yarın, ben hallederim zaten boşandıktan sonra böyle kalmanı istemem. "
Merve'nin beklediği cümle bu değildi. Yutkunarak yastığına koydu kafasını. Doğum yaptıktan sonra bebeğini eline almak ve bunu yaşamayı çok istiyordu fakat Yiğit'in gideceği ve bir daha hiç görmeyeceği aklına gelince içinde ki bazı taşlar yerinden oynuyordu.
"Teşekkür ederim. "
Merve mırıldanırken yerine yatıp gözlerini huzurla kapadı. Yiğit ise onun tam tersi genç kadının itiraz etmesini bekliyordu. Yaşanan onca olaydan sonra Merve 'den kopmak çok zor olacaktı.
Sırtını yatak başlığına dayadı ve tekrardan ağrımaya başlayan bacağımda yutkundu. Ağrı kesicilerin etkisi geçmiş, dayanılmaz bir acı bırakmıştı.
Yerinde terler dökerken ona dönerek gözlerini kapatan kıza baktı. Yüzünde istem dışı oluşan gülümseme ile parmağını kızın yüzüne yaklaşıldı.
Merve'nin yanağında yavaşça gezdirdi parmağını. Gözlerini kapatırken bir nefes verdi ve kıza zorla olsa da dönerek gülümsedi.
"Sana tutulmaktan korkuyorum küçüğüm... "
//
" Yiğit haydi uyan. "
Genç adam burnunda ki eli alıp durdu. Gözlerini açarken homursanıp kıçını ona bakan kıza dönmeye çalıştı, fakat yapamadı.
" Saat kaç? " Çaresizce mırıldanırken yatakta doğruldu.
"Öğlen oldu bile. Hadi kalk, acıkmadım mı bunca saat?"
"İşe geciktim. "
Merve kaldırdığı adama gözünde ki soru işaretleri ile baktı.
" Saçmalıyorsun herhalde. Yarımsın be. " Merve mırıldanırken ona kırılmış gibi bakan adama omuz silkti.
"Acı ama gerçek birader." Söylediklerine Yiğit ile gülerken ayağa kaldırdığı adamı dolabın önüne getirdi.
"Giyeceklerini seçersen gitmene yardımcı olurum. "
Sanki bu kelimeleri söylerken ona ateş basmıştı. Yavaş yavaş dolabın kapağını açarken bir kolu hâlâ Yiğit'teydi.
" Pantolon ve gömlek çıkarırsan iyi olur. " Yiğit sözlerini bitirdikten sonra kaşlarını çatan kıza baktı.
" Olmaz mı? "
" Olur tabii canım. Saçmalıyorsun, evden çıkmayacaksın ne gerek var ki? Buldum eşofman! Çok zekiyim. "
Merve giderek kısılan sesi ile konuşurken eline aldığı bir takım ile Yiğit'i tekrar yatağa oturttu.
"Annem gitmeseydi keşke. Bu halinle yoruluyorsun." Merve genç adamın dediklerine gülümserken alt dudağını ısırıp konuştu.
"İkizler küçük, ayrıca sen ve beni gerçek evliyiz diye biliyor." Ellerini genç adamın bluz eteklerine uzattığında nefesini tuttu. Yavaşça, genç adamın koluna dikkat ederek çıkardı. Gözlerini bir anlık dürtüyor kaparken Yiğit'in gülmesini duydu.
"Evliyiz ama karım bana bakmıyor bile. "
" Gerçek evli değiliz Ammar. " Eline aldığı eşofman üstünü genç adama dikkatlice giydirirken bedeninde ki yara dikkatini çekti.
" Göğsünde ki yara nasıl oldu? "
" Bir kazaydı. " Yiğit acıyla Yutkunurken ona biraz daha yaklaşıp üzerini giydiren kıza baktı. Merve nefesini karşısında ki adamın dudaklarından alırken geri çekildi.
" Altını, altını giyebilirsin değil mi? "
Yiğit şaşkınlıkla kafasını sallarken kapıdan koşar adına kaçan kıza baktı.
Yavaş yavaş ona tutuluyordu.
Tek eli ile zorla da olsa altında ki siyah, alçısından dolayı tek ayağı kesilmiş eşofmanını çıkardı. Alnından terler akarken yutkundu.
" Ulan ne zor bu şey. Orospu Ilgın. "
Aklına kavga anı gelince daha da sinirlendi. Gözlerini kapatıp ona terapistinin söylediği şeyi uygulamaya başladı.
" Yiğit Bey, 10 saniye içinizden sayın. Bu sizi sakinleştirmek için ilk adım."
Yiğit nefesini tutarken hâlâ geçmeyen sinirine birde Ilgın'la kavga anı gelince kafayı yememek için kendini zor tutuyordu. O anki sinirliyle adamı ilk bir dakika dışarı çıkarmayıp kapıyı kilitlemiş, anahtarına camdan atmıştı.
Sonrası ise tam bir korku filmi gibiydi. Yiğit aklına gelen her şeyi bir kenara atıp karşısında ki adama bir yumruk çakmıştı. Kendisinin üzerinde kırılan masasını saymıyordu bile.
Yerinden kalkmayacak kadar kötü olduğu an Ilgın'ın üzerinde cam kapıyı açmak için cebelleşen bir çilingir görmüştü. Kafasını koyup gözlerini kapadı an ise, hastaneye gidecek kadar kötü olduğunu düşünmemişti.
Bin biz zorlukla eşofmanını giyerek ayağa kalktı. Duvara sürünerek yürüyen kapıyı açıp tam önünde ki kıza baktı. Korkup bir kaç adım geriye atmaya çalıştı. Acıyan ayağını kaldırırken Merve konuştu.
"Deyneklerini getirdim. Geceleri yukarı çık gel zor olacak, salonda bir yer ayarladım. " Yiğit'in sağlam koluna girerken adamın ona ağırlığını vermesiyle inledi. Yavaşça alt kata inerken kafasını, küçük kalmış bedenden ayırarak Yiğit'e baktı.
" Ağrı kesicilerini yemekten sonra yapacağım, doktor kahvaltı yerine çorba içmeni söyledi. "
Bir kaç merdiven inerken Yiğit mırıldandı.
" Lütfen tarhana çorbası olmasın. "
Merve kahkaha atarken son basamağa basıp yere indi. Yiğit'in koluna girip salona götürürken bir elini de adamın beline koydu. Kısa parmakları, kendinden kat kat iri olan bedene yaşlanınca gerildi. Kalbinin ondan bağımsız vücudunda koşmasına beklemiyordu.
Yavaşça genç adamı koltuğa oturttu. Bir ayağını koltuğa koyarken kendisinde koltuğun hemen karşısında ki küçük masaya oturdu.
"Çok ağrısın. " Gülümserken Yiğit'in burun kıvırması ile eline aldığı yastığı alıp adamın kafasına vurdu.
" Kas onlar, kadınlara da arada bir lazım oluyor hani. "
" Pislik." Elinde ki yastığı son bir kez adamı kafasına vururken Yiğit'in gülmesiyle durdu.
"Çirkin*, insana mı dönüyor yoksa?" Merve mırıldanırken keyifle gülümseyen adama baktı. Onun sözlerinden sonra kalbinin ortasında çöken yangın ile baş başa kaldı.
"Sanırım, aşık olduğum zaman gerçek bir insan olacağım."
Yiğit'in sözünden sonra biz:
Bu arada Çirkin* Güzel ve Çirkin 'de ki Çirkin😂
Bu bölüm o kadar çok yorum istiyorum ki haberiniz olsun😂 Ne demişler ne kadar oy yorum, o kadar erken bölüm.
Gitmeden önce, Bayan Sapık isimli hikayemin ilk bölümünü verdim. Gidip bir bakarsanız hiç pişman olmazsınız 😂
Ve tamamlanmış hikayem ise Eyvah🍉
Sizi seviyorum 💞
İnstagram 💃asliipekli
Facebook 💃Aslı İpekli
Snapchat💃asliipekli
Kanalıma abone olmayı unutmayın dşsjdşskdlfls
Not :Sınır 400 oy
Ha bu arada Sözleşme Epsilon Yayınları ile raflarda yerini alacak, haberiniz ola 💃 /Sözleşme Öykü ve Levent'in hikayesi 🙊💞❤️