SAPLANTI

بواسطة bayansalvatorre

1.2M 42.4K 13.2K

المزيد

~1~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~Instagram Sayfası~
~35~
~36~
~37~
*38*
SAPLANTI 2!
!CEHENNEM MELEĞİ!

~2~

89.5K 2.2K 1.7K
بواسطة bayansalvatorre

Multimedya: Kapüşonlu Çocuk😂
İyi okumalar❤️

Eğer Batuhan bana böyle bir oyun oynuyorsa, onu affetmeyecektim!
Hatta bu benim için iyi bile olurdu; Batuhan'la evlenmemek için iyi bir bahaneydi.
Ne saçmalıyordum ben ya?! Batuhan böyle işlere kalkışacak kadar uzun boylu değildi.

Arabaya ben bindikten sonra hemen yanıma oturan ve eliyle hala ağzımı kapatmaya devam eden kapüşonlu çocuk hiç beklemeden kapıyı kapattı. Ve bağırarak arabanın şoför koltuğunda oturan adama "hadi çabuk sür şu arabayı!!" dedi.
Bu sesin sahibini tanımıyordum. Bu çocuk beni kaçırtan kişinin adamı mıydı?
Yoksa ta kendisi miydi? Araba hızlı bir şekilde hareket etmeye başladı. O sırada çocuk elini ağzımdan çeker çekmez konuşmaya başladım.

"Kimsiniz siz! Her kimseniz babam sizi bulacak! Yol yakınken vazgeçin şu işten,
sizi polise söylemem! Hatta teşekkür etmek için para bile veririm, çünkü; içerde farkında olmadan beni büyük bir karar vermekten ve kendi hayatımı kendi sözlerimle mahvetmekten kurtardınız. Bakın çok ciddiyim." Diyerek beni takmalarını bekledim.
Yanımda duran çocuk kapüşonunu çıkartıp bana doğru yüzünü çevirdi,

"Farkındayım içerde ki durumun. O yüzden şu an bu arabanın içindesin" dediklerinden zerre kadar bir şey anlamamıştım. Kaşlarımı çatarak ne demek istediğini sorguladım

"Ne?Nasıl?Ne alaka?!" Sanki azıcık bir gülümsemiş gibiydi, ya da karanlıktan bana öyle gelmişti.

"Seni bir buçuk yılın ardından kaçırmaya karar verdim. Daha doğrusu kaçıracaktım da,
senin şu ilişki hayatının bu kadar çabuk ciddiye binmesini beklemiyordum.
Sen evlendikten sonra seni kaçıracak halim yok ya. Zaten öyle bir şey söz konusu bile değil! Benim içinde biraz acele oldu. Daha profesyonel bir şekilde kaçırabilirdim. Polisiyedeki adamlarıma haber vermeye vaktim bile olmadı! " diyerek sinirlendi.

Ne demekti bunlar şimdi? Ayrıca polisler sadece devletin adamı değil miydi! Bu nasıl bir yönetim anlayışıydı böyle! Bu çocuk beni bir buçuk yıldır tanıyor muydu? Beni tam evlenme teklifi esnasında kaçırmasaydı eğer cici anneciğim Sema'nın bu işte bir parmağının olduğunu düşünmeye başlayacaktım. Ama o asla böyle bir şey yapmazdı.
Daha önce de dediğim gibi evlenmemi istiyordu manyak karı! Her neyse, şu an Sema'nın ne kadar kötü biri olduğunu düşünecek vaktim yoktu.
Şu meseleyi halletmem gerekiyordu,

"Sen kimsin be?! Beni bir buçuk yıldır takip mi ediyorsun!" diyerek sesimi yükselttim.

"Ben senin gölgenim Delfin Aksoy."
Bu söyledikleri beni korkutmaya yetmişti. Ondan gerçekten korkuyordum. Sanırım hayatım boyunca ilk defa birinden korkuyordum. Bu çocuk aslında çocukta denmez, benden büyük gibi duruyordu. Her neyse, bu adam beni niye takip etmişti ki?! Babamla ilgiliydi muhtemelen ama yinede sormadan içim rahat etmeyecekti.

"Benimle ne gibi bir derdin var? Seni tanımıyorum bile! Niye beni peşinden sürükleyip buralara kadar getiriyorsun??" gerçekten sinirlenmiştim. Baya bir yol katletmiştik ve hala niye buralara kadar geldiğimi bilmiyordum!

"Öğreniceksin,az kaldı,biraz sabret" Şu an o kadar fazla cevap verip bağırabilirdim ki!
Ama onu bunaltmak istemiyordum çünkü sonu kötü olabilirdi. Bana kötü bir şey yapacak diye çok korkuyordum. Bu yüzden yol boyunca sesimi çıkartmadım.
Dediği gibi sabrettim. Bi aralar sessizce ağlasamda belli etmedim...

Araba büyük bir villanın önünde durdu. Telefonumdan saate bakmak istemiştim ama telefonum en son çantamla birlikte masada kalmıştı.
Şoför kapıyı açınca önce adını bilmediğim çocuk arabadan indi daha sonra kolumdan tutup benide çekiştirerek indirdi. Önce etrafıma bakındım, kaçacak delik arıyordum.

Bağırsam kimse duymazdı bu dağ başında... Kaçsamda kurtlara yem olacaktım! Akıllı bir şekilde evde oturmaktan başka bir çarem yoktu! Akıllı olmaktan nefret ediyorum! Özelliklede sevmediğim insanlara karşı hiçbir şey yapamamaktan.

Sıkıntıyla ofladıktan sonra içeriye geçtim. Ben önden o arkadan geliyordu.
Tıpkı bir gölge gibiydi. Aslında güneşin duruşuna göre gölge önede gelebiliyordu..
Cidden mi? Şu anda, şu durumda bunu mu tartışıyordum!

Eve girdiğimde kapüşonlu çocuk ışıkları açtıktan sonra evi daha iyi inceleme fırsatım oldu.

Mobilyalar birbirleriyle uyumluydu ve ev çok güzel dekore edilmişti. Ama ev uzun zamandır kullanılmıyor gibiydi.

"Beğendin mi yeni evini?"diyen sese doğru çevirdim kafamı. İsmini hala bilmediğim kapüşonlu çocuğu incelemeye başladım. O, gerçekten çok yakışıklı ve kusursuzdu. Onun yüzünü yeni inceleme fırsatım oluyordu. Sonunda ışıklı bir yerdeydim!

Bir süre daha baktım ve en sonunda anlamış olacak ki sessizliği bozdu,

"Ne o, çok mu yakışıklıyım?"diyerek çapkın bir şekilde gülümsedi ve ardından,

"Ama ben sana 'evi beğendin mi?' diye sordum. 'Beni beğendin mi?'değil."

Bu ne egoydu böyle! Aklıma nedense Kuzey gelmişti. Onun kadar egolu olamazdı herhalde, yani; umarım. Onu daha fazla bekletmeden, beklediği cevabı verdim daha doğrusu beklemediği,

"ikinizde iğrençsiniz" diyerek koltuğa oturdum. Topuklu ayakkabılar aşırı derecede canımı yakıyordu!

"Hadi sana odanı gösteriyim. Biraz dinlen saat 4'e geliyor"
Bir odamda mı vardı?! Cidden burayı kendi evimmiş gibi göstermesi hem beni korkutuyor hemde sinirlendiriyordu.

"Artık anlatır mısın beni neden takip ettiğini!" diyerek kendimden beklemediğim kadar yüksek bir sesle bağırdım. Karşımda ki koltuğa geçerek bir süre bana baktı. Bir anda ayaklanarak önümde durdu ve elimden tutarak beni üst kattaki sanırım resim odasına getirdi. Tablolar gerçekten çok başarılıydı bunları onun yaptığına inanasım gelmiyordu.

"Şu üstü örtüyle kapatılmış olan tabloya bak " bütün bu olanların cevabı bir tabloda mıydı şimdi? İlk başta saçma gelsede daha fazla beklemeyip örtüyü çektim;

Bu,bu bendim! Hatta kendimden bile daha güzeldim. Bir süre tabloyu inceledikten sonra hala bir cevap alamadığımı fark ettim.

"Ben bu tabloyu seni tanımadan daha doğrusu takip etmeden önce çizmiştim. Bundan tam 4 yıl önce. 'Kusursuz Kadın' konulu bir yarışma vardı. Hayatımda katılacağım en büyük yarışmaydı. Şu ana kadar katıldığım bir yarışma hariç hepsini 1.likle bitirmiştim.Şu kısımda gördüklerinin hepsi aldığım ödüller.."

Konuşmasına kaldığı yerden devam etti,

"Her neyse o zaman o kadar hırs yapmıştım ki gözümü kapattığım an aklıma bir yüz gelip hemen onu çiziyordum. Daha sonra beğenmeyip çöpe attıyordum. Senin yüzün bir gece rüyama girdi ve rüyayı görür görmez önce karakalem çizdim daha sonra ise aynısını tabloya aktardım. Resmim bitmişti ve daha iki ay sürem vardı yarışmaya göndermek için. Tablo evimde uzun süre kaldı. Daha sonra çok yakın bir erkek arkadaşımın doğum günü partisi vardı. Sende tanıyorsundur Atakan'ı. Çünkü sende oradaydın, ve seni görür görmez tablodaki kız geldi aklıma. Tıpkısının aynısıydın! Zaten o kadar güzeldin ki seni o partide farketmemek imkansızdı."

Gözlerini tek bir saniye bile benden ayırmadan anlatması beni korkutmaya yetmişti.

"Bütün gece seni izledim ve seni evine kadar takip ettim. Evini öğrendikten sonra Atakan'ın yardımıyla adını ve soyadınıda öğrendim.Seni her gün aynı saatte takip etmeye devam ettim. Sabahın köründe evinizin arka tarafında sahipsiz bir arazi var, işte orada! Bazı günler toplantılarım veya ne olduğunu söylemek istemediğim işlerim olduğu için takip edemiyordum. Onun haricinde dediğim gibi seni senden bile daha iyi tanıyorumdur. Her gün seni izledikçe o günün akşamı resmi düzenleyip daha çok sana benzetmeye çalışıyordum..."

"Yarışma zamanı geldiğinde ise, resmi yarışmaya göndermekten vazgeçtim. Çünkü eğer gönderseydim bu portrenin birinci olacağını biliyordum ve seni benden başka kimsenin keşfetmesini istemiyordum."

Sinirle soluduğumda rahatsız olduğumu fark etmişti,

"Bak,biliyorum bütün bunların bir tabloya bağlı olmasının kulağa saçma geldiğini ama seni takip etmeye başladıkça bırakamadım! Batuhan'la çıkmanızı da pek umursamadım çünkü Batuhan'ı sevmediğini biliyordum ve ilişkinizi ciddiyete taşımayacağınızıda. Bu yüzden Batuhan, tam sana evlenme teklifi edeceği sırada seni kaçırdım çünkü orada çok zor bir durumda kaldığının farkındaydım."

"Gelelim Kuzey'e, yaramaz üvey kardeş. Hatta abindi değil mi? Yanlış hatırlamıyorsam eğer aranızda iki ay fark var. Neyse, Kuzey kısmına karışmak zorundaydım. Ona Batuhan gibi tolerans göstermedim çünkü Batuhan'ı hayatından silip atabilirsin ama onunla ömür boyu karşılaşmak zorundasın,o ailenden birisi çünkü. Kuzey ile bir keresinde evde baş başa kaldınız, ondan sonrasında aranızda ne geçtiğini göremedim ama sen odana korkarak aniden girip kapını hızlıca kitleyince zaten mantık yürüttüm ve ertesi sabah Kuzey'e sana yaptıklarının bedelini ödettim. Kısacası Kuzey beni tanıyan tek kişi ama kimselere söyleyemez çünkü onu tehdit ettim."

Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bu korkunçtu! Kendisinin Kuzey'den hiçbir farkı yoktu hatta daha da beterdi.

"Kuzeye; benden bir kişiye, özelliklede sana bahsedecek olursa üvey babasına, kızına tecavüz etmeye kalkıştığını söyleyecektim. Neyse ki uslu durdu ve evine bıraktım ve ona senden özür dilemesini ve en sevdiğin çiçek olan orkide alıp sana getirmesini emrettim. Aslında sen çiçekleri sevmezsin ama orkideleri seviyorsun."

"Dediğimi yaptı mı bilmiyorum ama şu an kaçırıldığını fark edecekleri zaman seni benim kaçırdığımı anlayabilecek tek kişi o. Tabi tehditlerime karşı seni kurtaracak cesareti varsa."

"Bakalım üvey abin seni ne kadar seviyor?" diyerek sırıtmaya başladı bense hala duyduklarımın üzerimde bıraktığı etkisini atlatmaya çalışıyordum. Benim daha adını bile bilmediğim adam, hayatımın her saniyesini karşıma geçip anlatmıştı..!

Bu bölümü nasıl buldunuz, özelliklede kapüşonlu çocuğumuzun anlattıklarını. Yorumlara iyi kötü saldırmanızı bekliyorum. Ha birde vote  yapmayı unutmayın lütfen💕

واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

327K 2.4K 22
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
3.5M 129K 71
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
754K 31.4K 49
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
3.3M 97K 75
Ada: Son bir defa gör beni Ada: Son bir defa duy Ada: Son bir defa sarıl bana Ada: Son bir defa ellerimi tut Ada: İmkansız biliyorum Ada: Ama son bi...