İnsanların bir şeyi ne amaçla yaptıklarını öyle şak diye bakarak anlayamazsınız. Bir insan neyi neden yapıyor bilemezsiniz.
Düşünün ki bir çocuk futbol topunu almış ayağında sektiriyor. Neden böyle yapıyor? Yoldan geçenlere hava atmak için mi, spor yapmak için mi, biri ile iddialaştığı ve ona hazırlandığı için mi, bir maçı vardır ondan mı..? Sorular uzar da gider.
Görünürde olan nedir bir çocuk ayağında top sektiriyor. Bırakalım da ne için yapıyorsa onun için yapsın. Ha çok merak ettiniz gider sorarsınız. Abi niye top sektiriyorsun? O da derse ki hiç iş olsun diye. İster buna inanırsınız isterseniz de inanmazsınız. Olayın sizi alakadar eden bir yanı var mıdır? Var mıdır?
Adamın biri de gidip namaz kılıyor, Ramazan'da orucunu tutuyor, zekâtını veriyor, helalinden kazanıp harcıyor, kimsenin namusuna göz dikmiyor, yalan konuşmayıp kimseye zarar vermiyor.
Şimdi adamın bu ibadetleri neden yaptığı sizi ilgilendirir mi? Sizi alakadar eden tarafı var mıdır?
Siz istediğiniz kadar insanların niyetleri hakkında yorumlar yapın ortadaki gerçeği yok etmez. Adam yardım dağıtıyor, baktınız ve dediniz ki kesin insanlar onu alkışlasın diye yapıyor ya da bir menfaati var. Bilemezsiniz. O insan kendi malını dağıtıyorsa niyetine göre Allah onu ya yargılar ya da ödüllendirir. Kalbindeki niyeti bilen Allah eğer insanlar desin diye yapıyorsa o adama sen karşılığını insanlardan aldın deyip yol verecek. Yok eğer gerçekten Allah rızası için yapmış ve insanlardan hiçbir şey beklememişse de Allah gel seni ödüllendireyim diyecek. Ki bir savaş esnasında kahramanca çarpışıp ölen bir müslüman için diğer müslümanlar nasıl da kahramanca savaşıp şehit oldu ve cennete gitti demişler. Oysa Cebrail meleği haber getirmiş. O aslında insanlar ne büyük kahraman desinler diye savaştı ve öldü. O asla şehit olmadı demiş. Olayın aslını Allah bilir ve yargılayıcı olarak O yeter.
Şimdi sen o adam gibi gösteriş için bile olsa yardım yapıyor musun yapmıyor musun onu söyle.
Bu durumu diğer tüm ibadetlere de genelleyebilirsiniz. Adam namaz kılıyor sen onun ne için kıldığını nereden bileceksin? Ha bazıları gösteriş için, dünya menfaati, siyasi kazanım için bunu yapabilir. Onun cezasını Allah kesecektir zaten ve namazını suratına yapıştıracaktır. Maun suresinde dediği gibi yazıklar olsun o namaz kılanlara ki namazlarında gafildirler.
Namaz kılanlar arasında ya da zekat verenler arasında kötü niyetli olanların var olması o ibadetleri de kötü yapmaz, o ibadetleri doğru bir şekilde yapanları da bağlamaz.
Alnın secde yüzü görmemiş ve ibadet edenleri sanki kalplerini yarıp bakmışçasına yargılıyorsan bu senin iyi niyetli olmadığını gösterir. Eğer gerçekten iyi niyetli bir şekilde ibadet yapmayanları eleştiriyorsan kalkar doğrusunu Kur'an'an ve Peygamber Efendimizin hayatından öğrenir, yaşar ve diğer insanlar da örnek olursun. Ama yok... Yüreğiniz ancak konuşmaya yetiyor değil mi?
Şunlar sırf cennet için ibadet yapıyorlar diyenler de nereden biliyorlar o insanın cennet için yapıp yapmadığını?
Öte yandan asıl menfaat için yaşayanlar şunlar değil midir ki, cennete kıyasla bir sineğin kanadı kadar bile olmayan bu dünya için tüm zamanlarını harcayıp da bu nimetlere bir teşekkür etmeyi çok görüyorlar. Düşünebiliyor musunuz dünyanın çamurdan yaratılmış bir erkeği ya da kadını için aklını yitirenler, deli olanlar onlara taparcasına bağlananlar cennetin zaferandan yaratılmış kızlarını ve erkeklerini (Ooo erkek de mi var, diyen kızların sesini duyabiliyorum!) görselerdi ne yaparlardı acaba?! Ama bakın dünyanın bir insanı için Allah'tan bile vazgeçiyorlar.
Bir ev, bir araba için insanları kafese koyun ve sağ çıkan evi, arabayı alır deyin oradan sadece biri sağ çıkmaz emin olun.
Bir dolmuş şoförü düşünün ki adam hem İstanbul trafiğini gözleriyle tarıyor, birini geçmek için öteki gözüyle fırsat kolluyor hem de içeriye giren insanların sayısını asla unutmuyor. Arka kapıdan on sekiz kişi girdi, iki kişi daha para göndersin diyor. Para için bu kadar cin kesilenler ibadet yapmaya geldiğinde kör kesiliyorlarsa demek ki bu dünya cennetini o kadar çok sevmiş ve onun menfaatlerini o kadar önemsemişlerdir ki sonsuz cennet akıllarına bile gelmemiştir. Sorun şu ki ölümden sonrası umurlarında değildir, belki de onun varlığına bile emin değillerdir.
Asıl menfaatperestlik şudur ki gider bir adamın evinde yaşarsın, her türlü imkânlarından yararlanırsın, yer içersin ama o senden bir şey isteyince hemen isyan edersin ve adamı defterden silersin. Oysa o adamdan hiçbir dünya menfaati beklemeyen ve ona hep iyilik yapan birini düşünün bu adam iyilikleri sırf bir menfaat için yapıyor diyemezsiniz.
Genel anlamda insanlar hazır olanı isterler. Uzun vadeli iş yapamazlar. Nimet gelecekse şimdi gelsin derler. Gerçekten küçük yaşlarından beri aramış kendisi bulmuş ve ibadetlere başlamış insanlar için eğer cennet öncelikli olsaydı, rahatları öncelikli olsaydı emin olun onlar da dünyanın peşinden koşarlardı. Oysa hazır olan nimetleri bile elerinin tersiyle itip namaza gidiyorlar. Sen mışıl mışıl uyuyorken kalkıp uykuyu var edene teşekkür ediyorlar. Ben yirmi yedi senedir sabah namazına kalkıyorum ve ne cenneti gördüm ne de cehennemi, ama bana göre bir cennette kalbinde ve ruhunda var insanın. Ve kalbindeki cenneti bulamamışsan öteki taraftakini de asla bulamayacaksın. Mutluluğu Allah'ta bulmuş bir insanın cennete de ihtiyacı yoktur. Zindana bile koysan o mutlu olacaktır. Oysa kalbinde cehennemi taşıyan birine bin odalı saray versen, her şeyi ayaklarının altına sersen zerre kadar yüzü gülmeyecek ve huzura eremeyecektir.
Nimetlere düşkün olanlar onun peşine koşarlar. Düşünün ki dünya nimeti için cinayet bile işleyenler kalkmış Allah için dünya nimetlerinden vazgeçenleri menfaatçi olmakla suçluyorlar. Adam çok çok nimet manyağı olsa zekât, sadaka adı altında parasını yoksullara dağıtmazdı. Oysa hazır elinin altındaki dünya nimetlerini bile elinin tersiyle itmiş. Senin uğruna ölüp ölüp dirildiğin, şu insanla birkaç gün yaşasam ölmeye razıyım dediğin kadınlara bakmıyor bile. Bu durumun aynısı kadınlar için de geçerlidir.
Sen dünya nimetlerini ye, iç, Allah'ın emirlerini tersini yap, ibadete gelince kaç ve teşekkür etme sonra da menfaatperestler ibadet yapanlar olsun... Kimi kandırıyorsun?
Küçük de olsa bu cennet için yaşayanlar ortadadır. Ki bunun sonsuz kat büyüğünü görselerdi, onun varlığına yürekten emin olsalardı. Altmış yılda bir ev bile alamazken elmastan saraylarda ve krallar gibi yaşayacaklarına inansalardı camilerde gerçekten Allah rızası için ibadet edenlere yer kalmazdı. Ucuz bir telefon için mağaza önünde beş gün sabahlayıp sıraya girenlere cennetteki teknolojik aletleri gösterseydin her gün oruç tutar, hiç yalan söylemezlerdi.
Allah'u Teâlâ da bunları çok iyi bildiği için cenneti gizlemiş ve dünyayı süslemiş. Dünya için hayatını bitiren menfaatçileri tereyağından kıl çeker gibi ayıklamış.
Bir insan cennet için ibadet edebilir mi? Eden vardır. Tamam, benim de ilk önceliğim cennet değildir ama Allah bu dünyada nimet verdiği gibi orada da verecekse hayır demem. Hayır demek insan fıtratına ters düşer. Yani kim bu dünyada hayır ben evde yaşayamam, bir taşın deliğinde yaşayacağım der. Yiyeceklere gerek yok ben taşları kemirerek de yaşarım... Küçük Emrah ayaklarını bir tarafa bırakalım. Ben tabi ki de cehennemde yanmak istemem. Kalkıp da kral dairesini bırakıp kalorifer kazanında uyumayı düşüneni gördünüz mü?
Ben gördüm abi hem de milyonlarcasını. Onlar Allah'ın dünya cennetinin peşinde taparcasına koşarken kalkıp onun sonsuz kat güzelini küçümsüyorlar. Bir kibritin ateşine dayanamazken kalkıp yakıp eriten var edip yeniden eriten cehennemi küçümsüyorlar. Bir de utanmadan ben niye cehenneme gideceğim diyorlar.
Kime meydan okuduğu akıbetini belirler insanın. Bir sineğe meydan okursun belki küçük bir ısırık alır. Bir eşeğe meydan okursun birkaç çifte yersin ama bir arslana meydan okumuşsan büyük ihtimalle parçalanacaksındır. Kime meydan okuduğuna insanın dikkat etmesi lazım... Kafa tuttuğun kafanı koparır.
Devletler kanunlar yapmıştır. Kimi insan vardır ki hırsızlık yapmak ister, adam öldürmek ister ama sırf hapse düşmemek için kendini tutar. Devletin cezasından korkuyorsun da Allah'ın cezasını kaale almayıp küçümsüyorsan büyük ihtimalle Allah'ı tanımamışsın demektir.
Ya da devlet diyor ki gel çalış sana şu kadar maaş vereceğim demiş ve sen bu vaade inanarak sabah sekiz akşam beş çalışmışsın da bu bir günlük çalışma ile on günün namazını kılabilecekken kılmamışsan demek ki Onun ödülünü küçümsemiş e Ona inanmamışsın.
Biraz gerçekçi olmak lazım... Emin olun tüm dünya şu ya da bu sebepten ibadet etse ya da etmese beni bağlamaz. Ben kâinatta tek de kalsam ibadetimi yaparım. Çünkü benim dünyamı cennete çeviren ibadetlerimdir. Yani beni herkesten çok sevip bana kâinatlar var eden birine teşekkür etmemden daha doğal ne olabilir? Ben verilen bu nimetlerin teşekkürünü yaparım. Hiç nimet vermeseydi de yapardım. Geçmiş yıllarım şahittir. Bu saatten sonra beş bin yıl yaşasam da yine yapmaya devam edeceğim.
Kaybedeceği olanlar korkarlar. Benim de kaybedeceğim bir Allah'ım varsa Onu kaybetmekten tabi ki korkacağım. Beni herkesten çok seven bir Allah varsa tabi ki Onu seveceğim.
Yarın çok geç olabilir.Şuan başlamak lazım... Seni seviyorum Allah'ım...i