Onun Asistanı

By whitemimix

394K 5.2K 132

Bu daha önce paylaştiğim bir hikaye şimdi watpate geçiriyorum.:) KONUSU BİR PATRN SEKRETER ARASINDAKİ KARŞİ... More

2. Yatak ,kadın ve patron
3.Tanişma,Yemek ve Resim
4.Rüya,Uyku İlacı ve BİR ASİL
5.CENNET VE CEHENNEM
6.MESAJ VE ALINAN KARARLAR
7. BİR GAYLE ALİŞVERİŞ
8.PLANLAR,ZİNCİRLER VE BUZ GİBİ BİR KALP
9.ARKADAŞLAR ,BİR ERKEK VE PAPARAZZİLER
10.Kavuşma ve MUTLU Son
YAZARDAN ÇAĞLARIN HİKAYESİ

1. İHANET ,YOLCULUK VE TANİŞMA

86K 757 38
By whitemimix

1.BÖLÜM

2 Sene Önce…

Amerika’ya ne umurlarla gelmiştim. Ama neyle karşılaşmıştım. Tabı buralarda her şey daha sistematikti ama yinede şuan memleketim olan türkiyede olmayı tercih ederdim. Tabi oralarda işsizdim. Buralarda ise partime da olsa kendime iş bulabiliyorum. En son bir arkadaşim bana tanıdık bir iş bulma ajansı parlak iş ajansına yazılmıştım. Tabi hemen iş bulacagımıda düşünmemiştim. Galiba yazıldıktan iki saat sonrasıydı. Telefonum kendisine uygun bir karadeniz müziğiyle çalarken yoldaki insanların bana garip bakişlarına aldırmadan telefonumu çıkardım. Telefondaki yabancı numarayı birkaç saniye bakıp telefonu açtım. Telefondaki kadın bana;

-“Bayan Merve Üzerli ile mi görüşüyorum?”dedi. Ama adımı öyle bir telafuz ettiki kendi ismimi mimre soyadımıda uzer olarak duydum. Sinirlerimi hafifletmek için nede olsa allahın amerikalısı sakin ol merve dedım. Telefondaki sese;

-“Evet, ben merve üzerli kimle görüşüyorum acaba?” dedim. Bu arada ingilizcem tam bir ingiliz gibi kusursuzdu. Kadın;

-“Ben parlak iş ajansından Anna Flewer sana uygun bir iş buldugumuz için seni aradım. Yarın 10 gıbı ajansa ugrarsın iş yerinin yerini ögrenirsin hemde işle ilgili birkaç bilgiyide ögrenmiş olursun”dedive benım bişey soylememi beklemeden telfonu yüzüme kapadı. Ama ben sana iş bulduk dediğinden sonra kadını kabalıgını bile göremecek kadar iş bulma sarhoşlugu yaşıyordum. Hani evlik deyince kadınların aklına pembe panjurlu ev canlanırya önünde benimde nedense aklıma bir masa ve üstünde büyük bir kaktüs canlanmiştı.

Bundan bir sene önce karadenizde daha onsekizimde nişanlandığım benden dört yaş büyük olan evleneceğim adam beni sarişin uzun boylu mavi gözlu bir rus kızıyla yayla evinde aldatmiştı. Ailem tek kızlarının gururuyla oynanmasına çok sinirlenmmiş elinde silahıyla evi basmiştı ama derlerya kara haber tez yayılırdiye işte banada böyle haber gelmişti işte son anda yetişip babamın elinden silahı almmiştım almasına ama babamın eski nişanlım Kahraman’a bir iki yumruk geçirmesine engel olamamiştım. Biz yayla evinden ayrıldıgımızda rus kızın çıglıkları hali daha kulaklarımda çınlıyordu. Zaten ondan sonra her şey bir birine karişmişti akrabalar komşular hepsi ayrı bir telden çalmiştı. Ama beni canım babam nerdeyse herkezi kovmuş ben ağlarken o beni yaralı kuşum diye teskın ediyordu.

Nerdeyse iki haftada on kiloya yakın kilo vermiş gerçek bir yaralı kuşa dönmüştüm. Babamla annem ne yaparsa yapsın keyfim yerine gelmiyor. Tek tesellim ise kitaplarım ve nerdeyse akşamlara kadar çaldığım kemanım olmuştu. Aslında bir Karadenizli olarak kemençe çalmak daha aklı yatkın gorunsede yengem sayesinde keman çalmayı öğrenmiştim. Bu sırada kuzenim çağlarda benimle nerdeyse telefon arkdaşı olmuştuk. Her gün beni arayıp hatrımı soruyordu. Babam onunla konuşunca açıldıgımı gorunce annemle bir olup beni kuzenimin yanına göndermeye karar verdiler. Ama yine akrabalarım ve komşular kız başlarına ne işi var oralarda demelerine ragmen dayımla babam bir olmuş annemin amerika vatandaşi olması nedeniyle zaten var olan vatandaşlıgımla amerikaya gödermişlerdi.

Bunları düşünürken dayımın kuzenime amerikada satın oldıkları eve yaklaşmiştim şehre çok yakın ve güzel birevdi. Çaglar cıvıl cıvıl bir kızdı ingilizcesini geliştirmek için ünuversiteyi amerikada kazanmiştı zaten istanbulda dogup büyümüş elit kesimden gelen annesi yüzündende benim aksime gayet açık görüşlu yetişmişti. Çantamı kariştırıp anahtarla kapıyı açıp içeri girdim içerden agır bir yanık kokusu geliyordu bu demektiki onun beceriksiz kuzeni yine tarifi gördüğü bişeyı yapmaya çalişirken yine unutup resim çalişmalarına dalmiştı. Aceleyle ev terliklerini giyip mutfaga koştum ama kuzenımın her ne yaptıysa kömür parçasına dönmüşlerdi. Camları açip evi havalandırırken resim odasının kapısını tıklattım. İçerden ses gelmeyınce kapıyı açıp içeri girdim. Çaglari üstünde boyalı bir gömlekle daha üstüne bir boya bile sürmediği tablosuyla bakışirken yakladım. Beni duymayacagını bildiğimden omuzuna dokundum ama oda her zamanki tepkisiyle küçük bir çıglık attı. Sonra bana dönüp;

-“Alacagın olsun merve bunu her zaman yapmasan bir yerindee… Aman allahım rosto.”deyip. Mutfaga koştu. Bende arkasından merdivenlerden aşagı indim. Çaglar benim masanın üzerine koydugum adı rosto olan şeye içli içli bakarken başını bana çervirip “Ben bunun için okuldan erken çıkıp 10 dolarlık 5 cent’lik alış veriş yaptım. Bir saate yakında onunla ugraşip hazırladım ve sonuca bak komur gıbı kapkara bir rosto ah memlekete dönunce beni kimse almaz şu hale bak ne zaman yemek yapmaya kalksam ya tuzlu ya tuzsuz ya pişmemiş yâda bunun gibi kömür parçası oluyo acaba memleketedönmeden cinsiyetimimi değişsen nedersin merve? ”dedi. Ben de kahkahamı tutmaya çalişirken bir yandanda söylemek için mantıklı yeni bir şeyler düşünüyordum ama aklıma bir şey gelmeyip yine her zamanki gibi onun çok guzel temizlik yaptıgından ve harıka puding yaptıgından falan bahsettim. Oda hevesli bir gülümsemeyle “ben mutfagı düzeltiyim ve sana bayıldıgın pudingden bir tane yapıyım” dedi ve işe koyuldu. Dogru kelimeleri dogru zamandda kurmakta üstüme yoktu. Üst kattaki odama çıkıp üstüme ev kıyafetlerimi geçirdikten sonra aşagı koşar adımlarla indim çünkü kuzenım bir mutfak faciası daha yaşarsa erkek olma seçenegini aklında bir daha degerlendirecegini biliyordum. Mutfagı rekor sürede bitirmiş ben yukarı çıkalı nerdeyse beş dakka bile geçmemişti ama her yer pırıl pırıldı ve çaglar tencerenın başında sanki atomu parçalarmiş gibi yüzünde profesyonel bir ifadeyle puding yaparken gördüm. Ve ona bugun bir iş buldugumu ve yarın gorüşmeye gidecegimden bahsettim. Oda yaptıgı pudinden bir dakka bile gözünü ayırmadan dediklerimi dinledikten sonra pudingin olduguna karar vermiş olacakki bana dönüp yüzünü işildatan bir gülümsemeyle;

-“Ben sana demiştim. Senin gibi bir cevher hemen bir iş bulur diye” deyip büyük bir tabakta kakaolu puding verdi. Aslında köfteden sonra dayanamadığım tek şey bir tabak pudingdi. Çağlar tabağını çalkalayıp makineye koyduktan sonra her yemekten sonra yaptığı gibi resim odasına üst kata çıktı. Bende zevkle pudingimi yiyip odama çıktım. Kemanımı elime alıp yarım saat kadar çaldıktan sonra yatağıma yatıp gelecek hayalleriyle uykuya daldım.

Sabah çağların bağırtısıyla uyandım. Kafamı çevirip saate baktığımda neden bağırdığını hemen anlamıştım. Saat 9.15 gösteriyordu. Ve ben hali daha sıcak yatağımda daha ne giyeceğimi bilmeden yatmaktaydım. Aslında şimdi düşündüm de oradan kalkıp nasıl ajansa nasıl yetiştim bilemiyorum. Ama kısa bir görüşmeden sonra hemen geçici olarak asistanlığını yapacağım adamın çalıştığı ve şirketin ortaklarından olduğu şirkete gönderilmiştim. Kapıdaki görevliyle görüşüp içeri girdim anladığım kadarıyla buraya geleceğimden haberi vardı. Ben orda kaçıncı kata çıkacağımdan habersiz öylece beklerken kapı açıldı ve dışarı 1.75 boylarında ince fizikli nerdeyse bir holiwood yıldızına benzeyen kız bana gülümseyip onu takip etmemi istedi. Bende el mahkûm kızın arkasından asansöre bindim. Asansörle giderken kız bana hafifçe gülümseyip adının Kristina Adalbert olduğunu ve şirketin diğer ortağının sekreteri olduğunu söyledi. Ama dış görünüşüme şaşırmış gibiydi. Çünkü gözlerini üzerimden ayırmıyordu. Tamam, kabul ediyorum. Şuan gerçektende neye benzediğimi bilmiyorum aynaya bakma zamanım olmamıştı ki. Asansör bu büyük şirketin on altıncı katında durdu. Kız yine hiç bir şey demeden asansörden çıkıp ilerledi. Bende arkasından takip etmeye başladım. Bir kapıyı tıklattıktan sonra içeri girdi bende arkasından içeri girdim ama içerde gördüğüm görüntü yüzünden bir adım bile atamadım. Tamam, bağnaz biri değilim ama adam kızı duvar yaslamış kız bir elini adamın saçlarına daldırmış. Bir eliyle de adamın gömleğini çıkarmaya çalışıyordu. Adam ise kızın kesinlik silikon olan iri göğüslerinden biriyle oyun hamuru gibi oynarken diğeriyle kızın kalçasını okşuyordu. Yanımdaki kıza bakınca onunda benim gibi kalakaldığını gördüm ve onların burada olduğumuzu anlamaları için hafifçe boğazımı temizledim. Ve adamın bize dönmesiyle dünya bir Dakka boyunca durdu. Adam 1.90 boylarında siyah saçlı otuz beşlerde gösteren simsiyah saçlı gri gözlü bir adamdı. Nerdeyse iliklerime kadar korkmuştum. Kitaplarımdaki kötü adamlar gibiydi. Ana karakteri hırpalayan ve onda sonsuz silinmeyecek iz bırakan bir canavardı. Gözleri sekreterin üzerinde oyalanmadan bana döndü ve sorgulayan bakışlarla tekrar sekretere döndü. Sekreterde gerilip titreyen bir sesle;

-“Efendim yeni geçici olan asistanınız Bayan Merve Üzmez “dedi. Ama yine ismim yanlış söylemişti. Tam ismimi düzeltecektim ki adamın yine o gri gözleri bana kitlendi biraz üstümde dolaşıp. Arkasını dönüp;

-“Ne yani koskoca acentede bula bula bu kızı mı gönderdiler bizim ne şirketimizin olduğunu biliyorlar mı reklamcılık görselli işidir etkileyicilik ister.”Tekrar bana dönerek makyajsız yüzüme elbisemle uygun olmayan çanta ve ayakkabıma diş arda ki yağmur ve rüzgârda birbirine girmiş saçlarıma tekrar bakıp.”Bu kadını nasıl yanımda dolaştırmamı beklersiniz. Dur bir Dakka “ deyip bana yaklaştı ve sanki oda birden küçüldü ve ben nefes alamayıp öylece kaskatı kesildim. Hafifçe iri elini çeneme koyup başımı kaldırdı ve “Gözlerin yeşim taşı gibi parlıyor.”dedi. Elini çenemden çekmesi için geriye bir adım attım. Adam bu hareketime şaşırsa da hiçbir harekette bulunmadı. Daha sonra ani bir hareketle oynaştığı kadına dönüp “Önüne ilikle tatlım aramızda küçük kızlar var onlara kötü örnek oluyorsun” dedi. Kız odayı inleten nahoş bir kahkaha atıp önünü iliklemeye başladı.

Bende içimdeki ses bu aşağılanmadın sonra burayı terk et dese de kandımı sıkıp buz gibi bir bakışla sekreterin yanına geçip öylece adamın gözlerine gözlerimi diktim. Adamda ilgiyle gözlerime bakıyordu. Daha sonra hiç bir şey olmamış gibi “Benim adım Alexandro Marientez bu şirketin ortağı ve kurul başkanıyım öyle kapıda pençelerini çıkarmış kedi gibi durma Merve bundan sonra sen benim sağ kolum olacaksın yani nerdeyse evlenmiş gibi olu caz o yüzden pençelerini içeri sok ve otur “dedi. Ben adımı doğru telef uz ettiği için hafifçe sevinsem de, kadın evlilik sözünü duyunca nerdeyse bayılacaktı ama sonra kendini toparlayıp adamın yanağından çok dudağına samimi bir öpücük bırakıp;

-“Akşam beni bekletme bekletilmeyi sevmem bilirsin ne kadar küçük bir zaman olsa da” dedi. Ama o küçük bir zaman deyince bana öyle bir baktı ki kendimi çürük reyonlarda duran bir çift meyveye benzettim. Sonra yanında sekreterle beraber çıktı. Ama ben bu yüzümdeki soğuk ifadeyi ne kadar tutarım derdinde olduğumdan buları pek umursamamıştım. Adam çelik grisi gözleriyle önündeki evraklara baktı. Sonra tekrar kafasını kaldırıp bana baktı.”Bu demincek gördüğün manzarayı birçok kere göreceksin Merve o yüzden her defasında şok geçirmeni istemem genelde iş yerinde böyle bir durumda kalmam ama lindayı uzun zamandır görmüyordum…(derin bir iç çektikten sonra) Her neyse ben şartlarımı söylüyorum bunlar sana uyuyorsa kal uymuyorsa kapı orda istediğinde çıkıp gidebilirsin…(hala oturduğumu görünce).

- “ 1.Beni sevgililerimle ne halde ve şekilde görürsen gör bir isteri nöbeti istemiyorum yani çok önemli bir olay olursa seks’in ortasında odama girebilmelisin ”bana bakmadan devam etti konuşmaya çünkü bana baksaydı yüzümün kırp kırmızı olduğu görürdü. Buda yüzüme taktığım o soğuk maskenin bir işe yaramadığının göstergesi olurdu.

-“2.İş her şeyden önce gelir yani aramızda sanmıyorum ya bir şey oldu kavga ettik kesinlikle işi bırakmak yok. Eyer bir gün ayrılmak isterden bir yâda iki ay önceden haber vermen gerekiyor yani.”

-“3.Şirketten sana bir araba verecekler arabayı özel işlerin için kullanmak yok yani kendi benzinini kendin koyarsan o farklı yâda iş saatleri hariç kaza yaparsan maaşşin dan dan kesilir.

-“4.Bir erkek arkadaş kırız yada bana aşık olmak gibi bir seçeneğin yok bu önemli bir kural çünkü nerdeyse 24 saat benim asistanlığımı yapacaksın gerekirse aynı yatakta uyumak amacıyla yatı caz yada sıkta olmasa hastalığımda bana bakacaksın eee ne diyorsun Merve var mısın yok musun ha buda avansın eyer işi kabul edersen tabı bunla göze hoş gelen kıyafetler almalısın?” dedi.Söylemeliyim zarfın içini görene kadar aklımda söylemek istediğim seni namussuz herif al bu işini başına çal deıl sana bir ay davranmak geçtiğin sokaktan geçmem ben” demekti.Ama bol sıfırlı çeki görünce ne olcak bir bilemedin iki ay bu egosu evreni bile aşacak adamla çalişirim oldu. VE ADAMA DÖNÜP KISACA BAŞİMİ SALLADIM VE EL SIKIŞIP AYRILDIK…..


YAZIM HATALARIM VARSA AFFOLA......

Continue Reading

You'll Also Like

953K 16.5K 19
17 yaşında henüz lise öğrencisi saf , masum ,içine kapanık asosyal bir kız. Hayatı gibi kalbi de kendisi de karanlık , hiçbir şeye acıması olmay...
2.2M 120K 30
Bir mahalle hikâyesidir.
1.2M 38.8K 38
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
478K 21.9K 51
Burak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam...