Melez Koruyucu

By Amoristh

468 53 41

Belki adımınızı bile atmayacağınız ormanın derinliklerinde büyük bir göl varmış. Fakat bu gölü istediğiniz za... More

۞ Karakter Tanıtımı ۞
2. Bölüm
3. Bölüm

1. Bölüm

210 25 26
By Amoristh

       Ve o beklenen an gelmişti. 3 aydır dört gözle beklediği Madagaskar gezisine 1 gün kalmıştı. Odasına girip kapıyı kapattı. Valizleri, kıyafetlerini hızlı hızlı teperek büyük heyecanla dolduruyordu. Kapının çalmasıyla bir an duraksayıp tekrar dolabından eşyalarını valize koymaya devam etti. Annesi kapıyı yavaşça açarak içeriye girdi. Etrafa biraz göz attı ve  Matt' e üzgün bir simayla baktı.  ''Matt...'' ellerini kavuşturarak '' ...sanırım gezi iptal olacak. Gerçekten üzgünüz böyle olmasını istemezdik. Fakat babanın işi uzamış...'' başını ovuşturarak '' Ama senin için daha iyi fikirlerim var. Yani büyükanneni bilirsin gerçekten özlemiştir seni. Orada bir kaç haftalığına kalmak iyi olabilir. En azından bir kaç hafta , işler düzene girene kadar. '' dedi. Matt kaşlarını çatıp sinirleri sakinleşinceye kadar konuşmadı. Valizlerden birini sert bir şekilde yatağın arka tarafına attı. Yatağa oturup ellerini başında kavuşturdu. '' Ne demek gidemiyoruz? 3 ay boyunca bunun hayalini kurdum! Şimdi kalkmış bana gidemiyoruz diyorsun. '' 

'' 1 -2 en fazla 3 haftaya gideceğiz gene.'' Yumuşak tavrı gitmiş sanki dediğim dedik anne türüne dönmüştü '' şimdi hazırlandıysan valizlerini aşşağıya indir. Çıkmam gerekiyor. Taksi çağırdım birazdan gelir.'' diyerek kapıyı kapattı. ' Sadece bir kaç hafta daha sabret..' diye iç geçirdi. Gitmeye hiçte istekli değildi Madagaskar gezisi dururken şehrin en ücra köşesindeki evde 3 hafta kalmak aptalca bir fikirdi. Orada internet denen bir şey yoktu sadece yakınlarda araştırmak için bir kütüphane ve merkezde bir internet cafe bulunuyordu o da 1 saatlik yol mesafesine bedeldi. Hafifçe eğilerek yatağın arkasındaki valizi aldı. Ağzı açık olduğu için bütün kıyafetler yerlere saçıldı. Matt iç çekerek valizleri aldı ve hepsini tekrar hızlı hızlı birbirine tepti. Valizlerin ağzını kapatıp kapının önüne koydu ve bir kaç adımla yatağın ön kısmına geçti. Çarşafın ön kısımlarından hafif bir şekilde çekerek biraz düzen verdi. Valizler fazla ağır olmadığı için merdivenlerden inmek sıkıntılı olmamıştı. Valizlerin birini kulpunu açıp diğerini koluna taktı. Her ne kadar hafif olsalar bile genede yorulmuştu. Merdivenin sonuna geldiğinde soluk soluğa kalıp biraz durarak nefesini düzene soktu. Dışarıdan taksinin korna sesi geldi ve artık gitme vaktiydi...

...

Önünde yarım saatlik yol mesafesi vardı. Kulaklıklarını takıp rastgele bir müzik açtı. Mp3 ne yeni şarkılar atmadığı için kendine kızmıştı. İçindeki şarkıları seviyordu fakat artık aynı şarkıları sürekli dinlemek bir nebze usandırmıştı kendisini. Şehir merkezinden çıkmıştılar artık. Yol boyu orman vardı görüş alanında sadece. Kocaman bir orman olduğu belliydi. Uzun yol kat etmişti fakat ormanlık alan hala bitmemişti. Yol boyunca biraz müzik biraz uyku öyle böyle yolu geçirdi. Nihayet büyükannesinin evine gelmişti. Taksinin kapısını açıp indi ve göğsünü gere gere esnedi. Etrafı biraz göz gezdirdi.  Belli ki bir kaç gün önce yağmur yağmıştı. Ormanlık alan olduğu için bazı yerler hala ıslak ve çamurla kaplıydı. Çamurlara girmemek için dikkatli adım atıyordu. Garajdan valizleri çıkartıp ücretini ödedi. Her yer vıcık vıcık çamurdu. Havada nem kokusu hakimdi ve bulutlar hafif griye çalmış beyaz rengindeydiler. Daha sonra pes edip valizlerin çamur olmasını umursamayı bıraktı. Kapının eşiğine geldiğinde çamur içinde kalmıştı. Kapıyı bir iki kere çaldıktan sonra , yaşlı büyükannesi kapıyı açtı. Büyük bir sevinçle sarılarak '' Hoşgeldin. Nihayet gelebildin. Bende seni bekliyordum canım.'' iç geçirerek boydan aşşağıya göz geçirdi '' Ne kadarda büyümüşsün sen öyle? Geç bakalım içeri. '' Hafif bir gülümsemeyle ayakkabılarını çıkarıp içeriye bakındı. Belli ki temizlik felan yapıyordu büyükannesi.  Eşyalar her yerdeydİ. Bazı eski kutular , sandıklar hepsi dışarıdaydı. Koltuğun üzerindeki eşyaları alıp '' Buraya oturabilirsin. '' dedi gülümseyerek. Matt koltuğa oturarak etrafına baktı sadece. Büyükannesi müzik eşliğinde dolapların tozunu alıyordu. Büyük bir boşluğun ardından büyükanneside sıkıldığını anlamış olacak ki birden aralarında ki sessizliği böldü. ''Yukarıda büyükdedenin çalışma odasında bazı eşyalar var. Hepsi eski tür eşyalar. Hepsini atmayı planlıyorum... '' gülümseyerek '' eğer gözüne çarpan bir şeyler olursa alabilirsin. Orayı bir güzel temizleriz orada da sen kalırsın. ''

'' Hepsini atıcak mısın? '' dedi şaşkın ifadeyle. Büyükdedesini hiç görmemişti. Kendisine sadece genç yaşta kalp krizinden öldüğü söylenmişti. Sadece resimlerden tanımıştı. Büyükannesi de o zamandan beri evlenmemişti. Raflarla işi bitince eski eşyaları , kutuları ve resimleri  hem siliyor hem dikkatlice yerlerine diziyordu.  '' Evet. Bazı şeyleri yenilemenin zamanı geldi sanırım. Ayrıca biraz fazla yer kaplıyorlar. Bende senin gelmeni bekledim. Belki beğendiğin bir şey olur. Yukarıdaki ilk kapı. ''dedi. Matt ayağa güçlükle kalkıp merdivenlere doğru adımlar attı. Koltuk çok rahat olduğundan kalkmayı canı hiç istememişti. Merdivenleri teker teker çıkıyordu. Her bir basamağı çıkınca tahtalardan cırtlak bir ses geliyordu. Her yer çürümüştü. Ama sonuçta büyükannesi yalnız ama mutlu bir hayat sürdüğünden emindi. Aşşağıdan yüksek sesle '' Aç mısın? Atıştıracak bir şeyler getirmemi istermisin? '' 

Matt merdivenden bir kaç basamak inip , korkuluktan destek alarak biraz sarkıp büyükkannesine '' Çok fazla aç değilim. Gelmeden önce atıştırmıştım. '' dedi gülümseyerek. Merdivenleri ikişerli çıkarak kapıya geldi. Kapının demir kulpunu hafifçe aşşağıya çekti. Kapı büyük gıcırtıyla açılarak odanın etrafına baktı. Odaya uzun bir süre girilmemiş gibiydi. Her yer toz içinde kalmış , oda havasız kalmıştı. Odaya biraz ışık girmesi için odanın perdelerini iki yana çekip camı açtı. Camın biraz ötesinde eski ve tahtadan yapılma bir yatak mevcutttu. Bir diğer tarafta ise duvarını alabildiğine bir kitaplık vardı. Büyük ve eski kitaplar tüm rafları kaplamışlardı. Oda küçük olduğu için bu kadar eşya olmasına rağmen odada bir çok eşya var gibi anlaşılıyordu. Yatağın üzerine yavaşça oturdu. En azından bir kaç hafta idare edebilirdi. Kapı bir kaç kez tıklandı ve büyükannesi odaya girdi. '' Uzun zaman olmuş bu odaya girmeyeli. '' gülümseyerek ellerini tozlu raflarda gezindirdi ve ekledi '' Sana yardım etmeye geldim. Şimdi şu yatağın çarşaflarını değiştirelim. '' Matt karşı çıktı. '' Yorulmuşsundur sen. Ben hallederim. '' Büyükkannesi yapmacık bir sinirle '' Bana yaşlı demeye mi getiriyorsun? Tabi ki de demezsin şimdi kalkta bana biraz yardımcı ol! '' dedi. Yaşı 60larda olmasına rağmen dinamik bir kadındı büyükannesi. Yüzünde küçük bir gülümsemeyle yataktan kalkıp yatağın çarşaflarını dağınık bir biçimde toplayıp yere attı. Bazanın bir ucundan kaldırdı ve iki eliyle sarılır gibi tutup duvara yasladı. Ve o an bir şey farketti. Bazanın altında küçük eski ve yıpranmış bir defter duruyordu. Rengi sarıydı ama defter yıprandığı için tam sarı denmesi güçtü. Arkasına bakıp deftere uzandı. Büyükannesi raflardaki kitapları aşşağıya teker teker indirdiği için fark etmedi. Hemen alıp içine baktı. İçinde uzun uzun yazılar yazıyordu. bazı sayfaları , yıprandığı için yazıları silinmişti. Ama biraz dikkatli bakılınca ne yazdığı anlaşılırdı. İçinde bazı çizimler vardı. Sanırım bunu büyükbabası çizmişti. Defteri alıp hırkasının cebine koydu. Odayı düzene soktuktan sonra içine daha ayrıntılı bakması gerektiğini söylüyordu içindeki bir his...


...

Nihayet odanın temizliği bitmişti. Matt genelde annesinin zoruyla odasını toplardı. Küçük tahtadan yapılma, üzerinde çiçekli bir masa örtüsünün üzerinde yemeklerini yiyorlardı. Yemekte büyükannesi köfte yapmıştı. 

'' Okul nasıl gidiyor? '' 

Ağzındaki lokmayı güçlükle yutarak '' Her zaman ki gibi iyi gidiyor işde. '' Tabağındaki son köfteyi de ağzına atıp '' Ben yatıyorum , bugün biraz yorucu geçti. '' dedi gülümseyerek. Masadaki tabağı alıp mutfağa götürdü. Yanağına küçük bir öpücük kondurarak merdivenlerden ikişer ikişer çıkarak gıcırdamasını önemsemeden odasının kapısına doğru geldi. Kapının kulpunu hızlıca açıp kapıyı yavaşça kapattı. Cebinde ki not defterini çıkarıp yatağın üzerine bağdaç kurarak oturdu. Defteri özenle açarak içini karıştırmaya başladı. Rastgele bir sayfayı açarak okumaya başladı.

10/06/19??

Dün gece gittiğim gölün aynı yerde olmadığını görünce deli olduğumu düşündüm. Ama hayır! Bu gerçek bundan eminim...


-

Matt ilk başta bunun bir çeşit şaka amaçlı olduğunu düşündü. Ortasından tekrar rastgele bir sayfa açıp okumaya devam etti. Tarihleri belli olmuyordu ama tarihler çok da lazım değildi. 

18/06/1???

Bu sabah tekrar aynı göle gittim. Haklıydım. Orada bir göl var! Ama... ama bazen kayboluyor. Belkide belli zamanlarda kayboluyordur kim bilir... Ve o gölde bir şeylerin saklı olduğuna adım gibi eminim. Çünkü bu sabah göle gittiğimde suyun yüzeyinde bir süliet belirdi. Evet belki kafamda kuruyorumdur. Ama çok canlı pigmentlere sahipti ve büyüktü...


-

Matt bunun saçma olduğunu düşünüyordu. Saçmalıktı... Ama zihninin en ücra köşesindeki bir ses ' Devam et... Oku! ' diye bas bas bağırıyordu. Sayfaları karıştırırken birden bir kağıt düştü dizlerinin üzerine. Defteri yanına koyup kağıdı nazikçe açtı. Kağıda bir kayanın üzerinde oturan bir denizkızı çizilmişti.

Bunun gerçekten bir saçmalık olduğu fikri zihnindeki hakimiyetini kazanıyordu. Resmi katlayıp sayfanın içine koydu ve defteri sert bir şekilde kapatıp hızla yatağının altına koydu. Çarşafı açıp yatağın üzerine sert bir şekilde uzandı. Üzerine çarşafı çekip gözlerini sım sıkı kapattı. Ama içinde bir şeylerin yanlış gittiği hissiyatına kapıldı. Yataktan kalkıp bazayı kaldırdı ve defteri tekrar aldı. Ne yapıyordu ki böyle? Kitabın içini tekrar karıştırmaya başladı sayfanın iki yerini de kaplayan bir haritaya rast geldi. Bu göl ormanın içinde bir yerlerdeydi. İçini yiyip bitiren bu hissi susturmak için tek yol ; Yarın sabah gidip o gölü bulmak olacaktı...





*Okuduğunuz için teşekkürlerr ^.^ Devamı gelecek...



Continue Reading

You'll Also Like

9.6K 552 5
❝Sevmek: kıskanmak, endişelenmek ya da özlemek değildir. Sevmek sadece acı çekmektir. Ve ben sevgilim. Sevgilim değil, sevdiğim. Sana her baktığımda...
64.6K 6.2K 49
En son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi. Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena d...
36.5K 4.6K 39
Memur bir kızın çözmesi gereken vaka için gittiği ormanda karşılaştığı şeylerin hayatını değiştirmesine sebep olmasını anlatan bir kurgudur Alıntı; O...
181K 15.1K 40
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...