Öğretmen Kılıklı Mafya (DÜZEN...

Por esmalale4

276K 7.6K 955

HAYATIMIN BELASINI MI? YOKSA AŞKINI MI BULMUŞTUM? BİLMİYORUM.. BÖLÜMLER DÜZENLENİYOR. (HİKAYENİN KONUSU DEĞİŞ... Más

1
2
3
4
5
6
7
9
10
11
kitaplar
kapak tasarımcı
ACİİİLLL

8

12.6K 545 35
Por esmalale4

Bu adam beni takip mi ediyordu?

Anlamaz gözlerle ona baktım. O da bana bakıyordu.

"Uygar hocam?" diye sordum.

"Ela'cım." dedi. Ela'cım.

Ela'cım. Hmm.

"Ayakta kaldınız, oturmaz mısınız?" diye sordum. İmalı bir şekilde. Sanki bunu bekliyormuş gibi oturdu hemen. Gözlerimi devirdim.

Yemeğim geldi o sıra.

"Siz de ne istediğinizi söyleyin hocam." dedim. O da sipariş verince onun yemeğinin gelmesini bekledim. Başlamak için.

"Bu arada okul dışında şu sizi bizi ve hocayı bıraksak mı?" bunu söylerken masada öne doğru eğilmişti. Sanki gizli bir sır verir gibiydi. Bu haline dayanamayıp güldüm.

Şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

"Niye güldün?"

"Çok tatlısın ondan." dedim.

Ne? Tatlısın mı? Gerçekten mi?

Bir an gözlerinin parladığına yemin edebilirim, ama kanıtlayamam.

Ellerimi refleks olarak dudaklarıma götürdüm. Nasıl böyle birşey söyledim.

"Çok tatlıyım. Değil mi?" dedi. Yemeği gelince hemen konuyu değiştirmek için,

"Yemeğin geldi. Hadi yiyelim." dedim.

"Utandın mı sen?"

"Utanmadım. Sadece hocama böyle birşey söylemek, yanlıştı." dedim.

"Ama şu an okul dışındayız. İstediğini söyleyebilirsin. Ve bu aramızda." deyip, göz kırptı.

Birşey demedim ve yemeğimi yemeye devam ettim. Yemek yerken aralarda hep bana baktığını yakalıyordum.

"Niye öyle bakıyorsun?" diye sordum, dayanamayıp.

"Sende çok güzelsin." dedi. Ama hiç ağzından kaçırmışa benzemiyordu. Bilerek pat diye söylemişti.

Bu işin sonu nerelere gidiyordu Ya Rab. Burdan evlenip kalkacaktık herhalde.

Yemeğimiz bitmişti ama biz bir türlü kalkamıyorduk. En son hesabı ben istedim. Yoksa sabaha kadar burda bakışacaktık. Hesap gelince garsonun elinden aldı.

"Hayır hayır. Ben ödeyeceğim." dedim. Tek kaşını kaldırıp baktı "hayırdır" der gibi.

Hesap kutusu elindeydi. Ve elimi kutunun üstüne koyup, almaya çalıştım. Elini elimin üstüne koydu. Eli sıcacıktı. Benim ellerim ise buz gibiydi. Eli elime değince sanki elektrik çarptığını hissetmiştim. Elimi nazikçe tutup çekti, ve kutuya parayı saymadan koydu.

"Biraz gezelim mi? Yarın okul yok, 2 günlük tatil var, boşuna bahane arama." dedi gülerek. Ben bu adam için sapık falan diyordum ama değildi sanırım. Olsaydı belli ederdi kendini. Hem yanımda biber gazım vardı, acımaz sıkardım. Biraz gezip, sevdiğinin olup olmadığını sorup ona göre davranabilirim.

"Olur. Zaten evde beni bekleyen biri yok." dedim. Ağzını arayacaktım. "Sizin yok mu?"

"Benim de yok. Ama her an olabilir." dedi. Yok demek mi oluyordu bu?

Sevdiği varsa bana yanlış yapmazdı diye umuyorum.

"Nereye gideceğiz peki?" göz kırptı ve,

"Arabaya bin, gidince göreceksin." dedi. Arabaya bindim ve beklemeye başladım. Karanlık ve ıssız bir yere gelmiştik. Ve ben karanlıktan çok korkardım. Burası bir ormandı.

"Beni öldürüp buraya gömmeyeceksin değil mi Uygar?" diye sordum korkuyla. Bir elimde kapıdaydı. Elimi tuttu ve,

"Korkma ben sana asla zarar vermem. Ben yanındayken de hiç bir şeyden korkma." dedi, arabadan indi. Gelip benim kapımı açtı. Tekrar elimi tuttu. Bende korktuğum için iyice yapıştım ona. Gülüyordu.

"Komik birşey mi var, söyle ben de bileyim." meşhur öğretmen repliğiydi.

"Bana böyle yapışacağını bilseydim daha önce getirirdim seni buraya." dedi. Ormanın içinden sesler geliyordu. Korkmamak elde değildi. Biraz daha yürüdükten sonra karşımıza 3 katlı bir ev çıktı.

Ama eve girmedik. Dalga sesleri geliyordu. Biraz daha ilerledik. Ve gördüğüm şeyle bütün korkularım uçtu gitti. Uçurumdaydık. Aşağıda deniz vardı. Dalga sesleri insana huzur veriyordu.

"Hadi gel." dedi ve hala elimi tutuyordu. Eve doğru ilerledik. Anahtarı çıkardı. Kapıyı açtı, önce içeri ben girdim. Ev karanlıktı. Sonra Uygar girdi. Lambaları yaktı. Telefonunu çıkardı, birini aradı.

"Ormandaki eve birkaç adam yolla." dedi ve telefonu kapattı. Sorar gözlerle ona baktım.

"Korkma. Zaten sen korkma diye adamları çağırdım." telefonum çalınca elimi ondan çektim ve telefonumu açtım.

"Efendim Almilam." dedim.

"Kanka neredesin?"

"Canım olaylar biraz karışık ya. Nasıl anlatsam bilemedim."

"Ben senin evin önündeyim."

"Benim evin önünde misin? Ben evde değilim." dedim Uygar'a bakıp. Eliyle telefonu bana ver işareti yaptı. Ona verdim.

"Alo Almila. Ben Uygar."

"Nasıl hangi Uygar? Okuldan hocanız olan varya hani." sinirli bir şekilde.

"Ela benim yanımda şu an. İstersen sende gel."

"Onu ben hallederim. Sen Ela'nın evinin orada dur. Biri gelip seni alacak." dedi ve telefonu bana verdi.

"Almilacım. Gelecek misin?" dedim.

"Kanka tabii ki geleceğim. Seni orda yalnız bırakmam."

"Tamam canım öpüyorum çok. Bekliyorum seni." dedim. Kapattık telefonu.

O sırada Uygar biriyle konuşuyordu. Evimin adresini veriyordu. Almila'yı almaları için.

Kapı çalınca, Uygar telefonla konuştuğu için ben gidip baktım. Adamın biri, elinde poşetler vardı. Aldım içeri girdim ve telefonu çaldığı için soramadığım soruyu şimdi soracaktım.

"Sen bu adamları nereden buldun hemen iki dakikada?"

"İki dakikada olduğunu kim söyledi." dedi ve göz devirdi.

"Sen bunları boşver. Daha öğrenmen için çok erken." dedi.

"Zamanı gelince." dedim, kendi kendime.

"Evi gezmek ister misin?" diye sordu.

"Olur."

3 katlıydı. Benim gördüğüm kadarıyla. Üst kata çıktık. Burada odalar vardı.

"Bu odalar yatak odaları." içlerine girmeden, üst kata çıktık.

"Burası, çok güzel." dedim. Burası teras katıydı.

"Sen bir de benim gözümle bak." dedi, bana bakarak.

Hamak vardı. Işıklar ve mumlar vardı. Ama her köşe birbirinden farklıydı. Hamak olan köşede mumlar vardı. Loş ışıklıydı.

Başka bir köşe ise çok ışıklıydı. Birbirinden farklı ama bir o kadar da uyumluydular.

"Burası resmen cennetin dünyadaki versiyonu." resmen aşık olmuştum ben buraya.

"Ben de çok severim burayı. Havası bile ayrı güzel." dedi.

Bu adam bu kadar iyi bir insan mıydı? Bilmiyorum ama onunla vakit geçirmeyi sevmiştim...

Diğer bölümün Almila'dan olmasını ister misiniz?

DUZENLENDI.. UMARIM BEĞENİRSİNİZ😘🌹

Seguir leyendo

También te gustarán

Çilek Kız Por Lara

Novela Juvenil

994K 65.8K 51
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
141K 4.5K 40
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz nie peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öde...
1.8M 108K 64
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
618K 27.6K 17
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...