KOYU KIRMIZI |Anlaşmalı Aşkla...

Da Russilexa

1.4M 67.4K 9.4K

/Tamamlandı/ Hiç yapmayacak bir şeyi yapsanız , düşünün... Boşansanız mesela. Delice aşık olduğunuz adamdan. ... Altro

AR/Koyu Kırmızı /Tanıtım
AR/1
AR/2
AR/3
AR/4
AR/5
AR/6
AR/7
AR/8
AR/9
AR/10
AR/11
AR/13
AR/14
AR/15
AR /16
AR /17
AR/18
AR/19
AR/20
AR/21
AR/22
AR/23
AR /24
AR /25
AR/26
AR/27
Sözleşme Artık Raflarda 🍃
AR/28
AR/29
AR/30
AR /31
AR/32
AR/33
AR/34
AR/35
AR/36
AR/37
AR/38
AR/39
AR/40
Finalden Alıntılar, Duyuru Ve Etkinlik!
AR/41 (FİNAL.)
Sözleşme /İnternet sitesi indirimleri/

AR/12

34.7K 1.7K 168
Da Russilexa

30K! Sadece 12 bölümde beni böyle.mutlu ettiğiniz için teșekkür ederim. 

Bölüme geçmeden önce oy ve yorum beklediğimi tekrar tekrar söylüyorum, sizi çok seviyorum😍😍

"Gelecek, gelecek. "

Merve hapishane koridorunda ki mahkumlar gibi bir sağa bir sola dolanıyordu.  Yeliz Hanım gideli saatler olmuş,  saat çoktan dokuz buçuğu göstermişti.  Merve tek lokma bile yememiş sadece Ceren Hanım için ocağa çay koymuştu.  Heyecandan değil,  Yiğit eğer vaktinde gelmezse yakalanacaklarının korkusu vardı içinde.  Eline aldığı telefon ile son bir kez daha Yiğit'i aramaya koyuldu. Fakat çalan kapı kalbinin heyecandan küt küt atmasına neden olacak kadar şiddetliydi.

"Ay be Yiğit! Sonunda."

Merve kapıyı açınca gözlerini bir kaç kez kırpıştırmak zorunda kaldı. Yiğit iki ayda değişmiş gibiydi. Tabii Merve'ye göre. Biraz kısalmış, saçları uzamış ve bir de cinsiyet değiştirmiş.

"Merve? İyi misin yavrum , başın falan mı döndü?"

"Şe- İyiyim,iyiyim Ceren Hanım. Buyurun lütfen hoş geldiniz."

Ceren Hanım karşısında ki kızın ona 'anne' değilde 'Hanım' demesine az biraz darılsa da gülümseyerek geçti içeri.

Elinde ki bavulu kenara bırakarak evin içine baktı. Bembeyaz olan salon sanki bir kar küresinden dışarı fırlamış gibiydi.

"Yorulmuşsunuzdur."

Merve telaşla konuşarak salona geçti. Koltuğa oturmadan önce kayınvalidesinin elinden tutarak onu da yanına oturttu.

"Eh, biraz ama Ankara'nın pek arası yok İstanbul ile. Yiğ--"

"Ben sizi çok özlemişim!"

Ceren Hanım ne olduğunu anlamazken kendine sarılan kıza baktı. Dudaklarında ki ince çizgi bariz bir gülümsemeye dönüşürken kollarını onun sırtına sardı.

"Ah yavrum bende sizi çok özledim. Yiği---"

"Torununuz da sizi çok özledi!" Merve aniden çığlık atarcasına bağırırken Ceren Hanım onu kendinden gülerek uzaklaştırdı. Merve tam anlamıyla yeni gelin edasıyla ellerini karnına koyarken utangaçca gülümsedi.

"Kaç aylık oldu?"

"Dört aylık.  Kız olacağımı hissediyorum. "

Ellerini karnına koyarken telefonun çalmasıyla gülümsemesini büyüttü Merve.  Elinden düşürmediği telefonu kulağına dayayarak derin bir nefes verdi. 

"Hayatım? "

"İstanbul'a indim. Görünüşe bakılırsa annem gelmiş. " diyerek homurdandı Yiğit.  Elinde çekiştirdiği bavulu kenara, çıkış kapısına sıkıştırırken sinirden bağırarak bavulu bütün gücü ile çekti. 

"Evet hayatım.  "

"Hayatım?  Ah sen insanlığa dönüş yapmışsın. " Yolda giderken insanların ona garip garip bakması umrunda bile değildi.  Ona kalsa herkese orta parmağını çekip yürüyecekti.  Ceketinin uçuşan kanatları ile kendini Seattle'den kesin dönüş yapan Grey gibi hissediyordu. Tek eksik , kırmızı odasının olmamasıydı.

"Bende burada seni bekliyorum Yiğit.  Aşk olsun mesai yapacağını neden söylemedin? "

Merve ona merakla bakan kadına şirince gülümserken parmaklarını dudağına koydu.

"Ne mesaisi kadın?  Canım çıktı yolda. "

"Anlıyorum hayatım.  Kalırsın bu gece ofiste o zaman. "

"Merve!  Bana bak anneme söylem--"

"Tabii tabii.  Annene söylerim bu gece olmayacağını. "

"Sokakta mı yatacağım kadın ben!? "

Yiğit yolun ortasında kalıp sağına soluna baktı.  Bağırdığı için yoldan geçen herkes ona bakıyordu.  Öksürerek yoluna devam etti. 

"Geliyorum Merve. "

Telefon yüzüne kapansa da çaktırmadı Merve.  Kahkaha atarken kapanan telefona 'Bende seni seviyorum. ' diyerek telefonu masaya koydu.

"Gelmiyor mu Yiğit? "

"Yok yok geliyor.  İşi başkasına devredecekmiş."

"Eh koskoca mühendis. Siz nasılsınız yani aranız."

Merve kafasında sağlam bir yalan oluştururken Ceren Hanım'a bıyık altından gülümsedi. Kadının ona olan meraklı bakışlarının içinde derin bir nefes verdi.

"Yani aramız iyi. Aşermem de yok,normal evli çiftler gibiyiz işte." derken gülümsemesini korkunç bir hal alana kadar büyüttü. Aklında ki sorular bölünerek çoğalmıştı adeta.  Normal çiftler nasıl olurdu acaba?

"Yiğit'e ben söylemiştim seni tanıması için.  Ama nasıl daha önceden tanıştığınızı bilmiyorum.  Siz evleneli daha iki ay oldu. "  Ceren Hanım'ın ney nasıl kastedtiğini çok iyi biliyordu Merve.  Karmında ki çocuk her şeyi bariz belli ediyordu.  Kimse bir çocuğun bir gecede yapılmadığını da biliyordu. 

"Şey,  aslında biz tanışıyorduk. "

Merve sesinde ki endişe anlaşılmasın diye gülümsedi.  Yanakları heyecandan ve utançtan kızarırken kayınvalidesinin evlilik günlerini ondan daha iyi hatırlamasına şaşırıyordu.  Ellerini karnına getirerek başını eğdi.  Ona herşeyi anlatamazdı,  haklı olarak ilk önce cinnet geçirir sonra ise Yiğit ile onu boşamak için elinden geleni yapardı ki Yiğit buna dünden razıydı. 

Ama Merve öyle değildi. Her ihtimali düşündüğü gibi kendini ve bebeğini de düşünmek zorundaydı. Yeni bir ev bulmak, ilk baştaydo.  Çalışmıyordu ya da evine ekmek getirecek bir insan yoktu.  Ailesine hiç dönemezdi

"Biz , ben boşanma aşamasında tanışmıştık.  Bir kaç ay sonra da bosansık zaten eski eşim ile.  Ben size çay koyayım. "

Merve son sözlerini kısık sözleri ile söyleyerek kalkrı ayağa.  Tek elini beline yerleştirirken burnu çeke çeke mutfağa yöneldi.  Daha fazla şey anlatmak istemiyordu.  Kendini anılarında unutmak, acıyı tekraradan en derinde hissetmek istemiyordu. 

Mutfağa girince kaynayan çay demliğini naltını kapatıp ocaktan aldı.  Yeliz Hanım'ın ona özel koyduğu bir kaç çay bardağı ve çay tabaklarından iki tane alarak minik çay tepsisine koydu. 

Sıcak çayı ince belli bardaklara dökerken sıcak buhar ile içinin ısıdığını hissetti.  İki demli çay koyduktan sonra tepsiye son olarak şeker kasesini koydu ve mutfaktan çıktı. 

Dış kapının açılma sesine içeriden neşeli neşeli gelen Ceren Hanım'ın cıvıldayan kahkahasını duyunca meraklanıp adımlarını dış kapıya yöneltti. 

Yiğit gelmişti.

Elinde ki tepsiyi daha sıkı tutup anne oğulun sarılmasına baktı.  Anında gözleri dolarken burnuna annesinin kokusu geldi.  Düğünden beri ikiside konuşmamıştı. 

Yiğit elinde ki bavulu kapının kenarına bıraktı annesinden ayrıldıktan sonra.  Derin nir nefes alarak gözlerini açtı.  Annesi gözlerinde ki yaşı silerken Merve elinde ki tepsiyle ona bakıyordu. 

Genç kadının şişmiş karnı, elmacık kemiklerinde yeni yeni çıkan çiller ile onu ilk defa böyle görmüştü. Annesinin kenara çekilmesiyle bavulu alarak içeri bir kaç adım attı.  Bavulu kapının iç kısmına bırakarak boğadını temizledi. 

"Hoş geldin Ammar'ım benim! "

Annesinin neşeli sesine,  gözlerini Merve'den çekip annesine çevirdi. Onun alnına ufak bir öpücük kondurarak dış kapıyı kapattı ve ayakkabılarını çıkardı.  Ayak bileğinde ki ıslaklığı fark edince yüzünü buruşturarak siyah kumaş pantalonunun paçasının iki parmak yukarı kaldırdı.

Merve elinde ki çay tepsisinin bir anda gitmesini anlamazken bakışlarını Yiğit'ten çekip ona  işveli bir şekilde göz kırpan kayınvalidesine baktı.

"Haydi haydi. "

Arkasından ittiren kadına bakmadan Yiğit'in karşısına geçti.  Bakışlarını ilk defa Yiğit'in karşısında yere yöneltirken bedeninin ısındığını hissetti.

Beline dolanan eller ile kendini Yiğit'in kucağında buldu.  Genç adam başını karısının katran karası saçlarına koyarken gözlerini kapattı.  Merve'nin minik çıkık karnı hareket ederken Merve kurduğu hayalden çıkarak Yiğit'ten ayrıldı ve ellerini kızını hissetmek için karnına koydu.

"İyi misin? "

Yiğit eve geldi geleli ilk defa açmıştı ağzını.  Merve'nin endişeli haline bakarak dudaklarını ısırdı.  Haddiden fazla sıkı sarılmıştı. 

"Tekme attı!  İlk defa tekme attı! "

Merve gülerken ellerini karnından çekmedi.  Tembel kızı ilk defa kendini belli etmişti.  Yiğit yüzünde ki endişeyi minik bir gülümsemeye çevirirken onları izleyen annesine baktı bir an.  Ceren Hanım elinde ki çay tepsisi ile başını yana eğmiş gülümseyen gözlerle onlara bakıyordu.

"Yiğit!  Ne bakıyorsun bana?  Kızın seni istiyor belli,  bak bu ilk tekmesi. Hissetsene onu. "

Annesinin sözlerine Yiğit gözlerini annesinden çekip Merve'ye yöneltti.  Merve gülümsemesini minimum seviyeye düşürürken Yiğit'in sağelini tutup ona yaklaştı.  Elini karnına koyarken genç adamın gözlerine ilk defa içtenlikle baktı. 

Kirpiklerini kırpıştırdı Yiğit.  Elinin aldında dönüp duran minik bedene konsantre oldu.  Annesinin, kardeşlerinin herkesin bildiği gibi kendi kızına dokunuyordu. 

"Dört aylık fakat bu ilk tekmesi."
 
Merve kıkırdarken kızının hareketlerini kesmesiyle Yiğit'in elinm kendinden uzaklaştırarak Ceren Hanım'a döndü.

"Ayakta kalmayalım, içeri geçelim. "

"Haydi Yiğit.  Doğru söylüyor Merve, ne kadar da çok anlatacaklarım var! "

"Bir bilsen senin mi çok benim mi? "

Yiğit sessizce mırıldanırken annesinin önden kışkışlamasıyla salona geçti.  Salonda ki bir koltuğun neredeyse tamamı yaslıklarla doluydu.  Evin içine kuşkucu tavırda bakınırken bembeyaz olan ev gitmiş,  yerine danteller ile süslenmiş bir ev gelmişti. 

Merve yaslıklarla dolu koltuğuna otururken derin bir nefes verdi. Sadece bir kaç dakika bile ayakta durmak onu çok yormuştu.

Yiğit'in yanına oturmasıyla boğazını temizledi. Yiğit böyle mode dergilerinden fırlamıs değilde , meslek lisesi ögermenlerine benziyordu.

"Anlatın bakalım evlilik nasıl gidiyor!"

Annesinin neşeli sesiyle kendine geldi Yiğit. Gülümseyerek Merve'nin elini tuttu ve gerçekten evliymiş gibi gözüktü.

"Harika!"

Sesi haddinden fazla heyecanlı çıkarken durup kendi durumuna baktı. Sabahki otoriter patron gitmiş geriye kılıbık bir koca gelmişti.

"Kızın seni görünce hareketlendi." dedikten sonra demli çayından bir kaç yudum aldı ve gülümsedi Ceren Hanım.

Oğlunu böyle görmek onu çok mutlu etmişti. Yiğit'i babasının ölümünden sonra kendini dış hayata tamamen kapatmıştı.

"Kızımı , çok seviyorum." dedikten sonra yanında ki kadına baktı. Merve'nin elini gülümseyerek karnına koymasıyla o da gülümsedi.

"Cinsiyetini öğrenmeye gitmiştiniz değil mi?"

"Hayır, yani randevum yarın ama Yiğit muhtemelen işte olacak. "

Yiğit kaşlarını çatacakken gözlerini kıstı. Hemen benimsediği çocuğunun cinsiyetini bile yanlış biliyordu.

"Olur mu canım? Yiğit elbette ki seninle ggelecektir. Değil mi oğlum?"

Yiğit konuyu değiştirmek istercesine yutkundu. Gözlerini Merve'den ayırırken elini genç kadının soğuk avuçlarından çekti ve annesine döndü.

"Siz neden kavga ettiniz?"

Ceren Hanım aklında ki bütün kuşkularını unutup oğluna baktı. Elinde ki çay bardağını önünde ki minik sebaya koyarken üzgünce iç çekti.

"Kavga ettik. Çocuklar yatılı okula gidiyor ve bunu istemediğimi biliyor. İkizler için öylesi daha güzel ve iyi. Bunu biliyorum ama yapamıyorum."

"Benide okula göndermek istemezdin." Yiğit yüzünde ki gülümsemesini büyutürken Merve'nin yanından kalkıp annesinin dizleri önüne çöktü.

"Onlar her ne kadar senin gözünde küçük olsalarda, bunun gerekli olduğunu biliyorsun. Her ne kadar Ziya'ya hak vermek istemesem de veriyorum. O çocuklarınızın iyiliğini istiyor."

Ceren Hanım gülümsemesini büyütürken Yiğit'in yanaklarını sıkarak onları şaşkınlıkla izleyen Merve'ye baktı.

"Haydi artık uyuyalım yoksa yarın sabah kalkamayacağım."

Yiğit ayağa kalkarken kumaş pantolonunu düzeltti ve annesinin ayağa kalkmasıyla Merve'ye işaret etti. Merve onun hareketlerinden bir şey anlamazken ayağa kalktı.

"Ha yatalım. Yani uyku evet , bana da önemli her neyse ben yatağınızı hazırlayayım."

Merve odadan çıkarken arkasında ki iki insanın kendine garip bir şekilde baktığını biliyordu.  Üst kata yavaş yavaş çıktı. Yiğit yokken ki kendi odasını açtı. O evden gideli Merve hic yatak odasına beraber kalacakları odaya hiç girmemişti.  Sabahtan beri yüz kez değiştirdiği çarşafa ve yorgana baktı. 

Etrafa son kez bakarak derin bir iç çekti.  Ceren Hanım içeri girerken gelinine bakmış, onun burada ne kadar mutlu olduğunu görmek istemişti.  Ama tek gördüğü şey heyecanı ve utangaçlığıydı. 

"Her şey hazırsa sen Yiğit'in yanına geç kızım.  Beklemesin seni. "

Merve kafasını sallayarak çıktı dışarı.  Misafir odasının kapısını kapatırken iki aydır girmediği odaya yöneltti adımlarını.  Boğazını temizleyerek kapıyı çaldı.  İçeriden her hangi bir onaylama sesi gelmeyince girdi içeri. 

Odanın banyosundan gelen su sesi Yiğit'in burada olduğunu işaret ediyordu.  Merve sabah bu odaya getirdiği geceliğini yatağın üzerine koydu.  Kalın mavi geleceliği çabuk hareketlerle üzerine geçirdi. 

Saçlarını iki yana saldı.  Üzerinden çıkardığı kıyafetleri gelişi güzel dolabına atmıştı ki banyonun kapısı açıldı.  Yiğit elinde ki diş fırçası ile  çıktı banyodan.  Merve 'ye bir iki saniyeliğine bakıp elinde ki fırçayı yatağın yanında ki şifonyere koydu. 

Merve yatağın kenarına oturan kocasın baktı.  Geldiği zaman olan sakalları gitmiş,  daha genç gözükmesini sağlamıştı.  İkisi de ne konuşacaklarını yanda neyden bahar de çeklerin bilmiyorlardı.  Merve yavaşça Yiğit'in yanına oturdu. 

"İki ay, geçti. " derln bir nefes verirken yanında ki adama çevirdi kafasını. 

"Çok olmadı aslında.  Bebeğin, büyümüş. "

Merve kafasını sallarken gülümsedi.  İlk defa ikiside bu kadar sakindi. 

"Geri dönecek misin? "

"Annem ne zaman döner bilmiyorum.  Eğer doğuma kadar burada kalırsa ara ara kavga etmemiz gerekiyor.  Boşu boşuna boşanmak ona garip gelir. "

Merve'nin aklında boşanmaya dair en ufak bir fikir yokken Yiğit'in bunu aklından çıkarmamasına şaşırmıştı.  Yirmi yaşının verdiği duyguları vardı.  Ve onun hayatında bu duyguları kör edecek çok adam vardı. 

"Yatsam olur mu? "

Kısa bir sessizliğin ardından Yiğit yataktan kalktı.  Merve onun kalktığı yere hemen yatarak yorganın altına girdi.  Yan tarafında bir hareketlenme beklerken hiç bir şey olmadı.  Kafasını biraz çevirdi.  Yiğit 'i göremeyince daha çok.  Genç adamı yerde yatarken gördüğünde dudaklarında ki gülümseme biraz genişledi. 

Yanında ki çift yaslıklardan bir tanesini eline aldı.  Yapmayı sevdiği şeyi yapıp elinde ki yastığı Yiğit'in suratına attı. 

Yiğit ne olduğunu anlamayıp kafasını kaldırdı.  Merve 'nin kahkahası kulağına gelince kaşlarını çatıp ona gülen kadına baktı. 

"Kafanın altına. "

Gülüşlerin ardından bu kelimeyi duymayı beklemiyordu Yiğit.  Homurdanarak yastığı kafasının altına koydu.  Merve'nin ona bir ceza olup olmadığını hâlâ anlamış değildi. 

Yiğit gece uyurken tek şeyi fark edemedi;  Merve'nin odadan hatta evden sessizce çıkışını...

Tam 12 world sayfası.  Ve telefondan yazdım serçe parmaklarımı hissetmiyorum a dostlar dkdlkdf

Ve Sözleşme isiml hikayem 3. Kez çalındı.  Proflin adı @GizemliP Ve kitap Anlaşma

Yani artık  şaşıramıyorum, ne ka mükemmel karıyım diyerek egolanıyorum jfldgdgkdgj

Azıcık oy istiyorum yani okuyan 2Bin kişi 200 oy ve 100 yorum istiyorum.  Bence çok değil yapabilirsiniz ve zevkle her yoruma geri cevap verebilirim. 

SOSYAL MEDYA:

İnstagram hesabım:asliipekli
Snap hesabım:asliipekli
Facebook grubu: Aslı İpekli/Russilexa

Ve instagram fan hesabım varmış! Kız yeni gördüm o ise: Wattpad.russilexa

Kalplerinizden öperim canlarım.  Sizi cok seviyorum, ve sizce Merve nereye gitti yine?

Ha bu arada Sözleşme Epsilon Yayınları ile raflarda yerini alacak, haberiniz ola 💃 /Sözleşme Öykü ve Levent'in hikayesi 🙊💞❤️

Continua a leggere

Ti piacerà anche

Devrim (+18) Da ᴛᴜɢ̆ʙα_

Romanzi rosa / ChickLit

664K 19.2K 26
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
6.4M 280K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
4.9M 209K 77
Bazen kadere inanmak gerekir. Bazı şeyleri düşünmektense kadere razı olmak en iyisidir belki de. Hayatı fazlasıyla hafife alan, uçlarda yaşamayı seve...
17.7K 3.4K 32
Her şey değişir, ama hiçbir şey yok olmaz. Canım acıyordu,ruhum çığlık çığlığa bağırıyordu.Biraz daha öldüğümü hissettim usul usul ve yavaşça yok olu...