SEÇİLMİŞLER 2 (KARVAN )

By haticeakca07

355K 25.7K 11.5K

Seçilmişler 1 (Opus)'un devamıdır. Derin bir nefes alarak demir parmaklıklara tutundum. Bu güç bambaşkaydı... More

Bölüm 1
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
SEÇİLMİŞLER 1 (OPUS) KİTAP OLDU!
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
TÜYAP KİTAP FUARI!
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
WATTPAD'E GERİ DÖNDÜM
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43 FİNAL
KİTAP OLUYOR!

Bölüm 2

18.7K 1.2K 812
By haticeakca07

VERA

Gözlerimi açtığımda göz çevremin sızlamasıyla inleyip kalkmaya çalıştım ama bir şey beni yatağa geri çekmişti.

" Hemen kalkma , önce kendine gel. "

Duyduğum ses Kayra'ya aitti . Etrafıma şöyle bir bakındığımda tüm herkesin benim odama doluştuğunu farkettim. Gözlerim Kayra'yı bulduğunda ona tuhaf bir bakış attım. Yeşil gözlerinin çevresini şakaklarında başlayıp göz altlarına ve kaşının üstüne yayılan ince , sert hatlı bir dövme kaplamıştı . Ona olan öfkem yerine gelirken ona inanamazca baktım.

" Senin arkadaşın daha dün öldü ve sen gidip kendine dövmemi yaptırdın ? " dediğimde bana sinirle bakmıştı. Pekala o bakışları ve dövmeleri birleşince Kayra gözüme daha ciddi , asi ve korkutucu görünmüştü.

" Bu dövmeyi ben yaptırmadım , aynısı sende de var. Mührümüz güçlenmiş , bu dövmede mührümüzün dövmesi. O yüzden saçmalamayı kes artık . "

Söyledikleriyle birlikte yataktan fırlayıp aynanın önüne geçtim ve şaşkınca yüzüme bakmaya devam ettim. Dövmenin aynısı bende de vardı.

...

Düşüncelerimizin dağılması için akşama kadar çocuklarla birlikte güç antrenmanı yapmıştık . Esin ve Doğucan ise bir köşeye çekilip suskunca oturmuşlardı. Barkın'ın ölümü çok ani olmuştu , tıpkı Dünya'nın bir anda yok olması gibi. Ben ise bugün kendime bir söz vermiştim. Bundan sonra en ufak şeyler için sorun çıkarmayacaktım. Bu bencilliğe , acımasızlığa alışacaktım . Artık sevdiğim hiçbir şey yoktu , etrafımdaki insanlar değiştiği gibi ben de değişmiştim ve Dünya'nın yok olmasından sonra elimde başka hiçbir şey kalmamıştı , tabi bu insanlar dışında. Artık ben yoktum , ben ve sorumluluklarım vardı , kendimi kaybetmiştim . Artık masum , herkesi korumaya çalışan o kız yoktu içimde dünya ile birlikte yok olmuştu. Bu sabah yok etmişlerdi onu.

"Biraz dinlenelim." diyen Yankı'ya uyup mataramdan su içerken çalılarda gördüğüm kıpırdamayla birlikte kimseye çaktırmadan ayrılıp ormana girdim.

Atlas'ın mavileri yüzümde dolaşırken büyümüştü .

" Çok güzel olmuş. " Yutkunarak söylediği sözle gülümseyip sanki kapamam mümkün olacakmış gibi elimi göz çevremdeki dövmeye koymuştum.

" Savaşta yara aldın mı ? " Görünürde bir şeyi yok gibi görünüyordu ama yine de endişeliydim. Atlas etrafımda beni dinleyen , benim gibi olan tek kişi sayılırdı .

" Hayır , iyiyim. Sen iyi misin ? Dünya'da ki insanların yok olması seni kötü etkilemiş olmalı. "

Söylediğiyle birlikte içimden bir şeyler kopmuştu. Gülümsemeye çalışarak ona cevap verdim " Evet kötü oldu ama sonuçta gerçek halkım burada değil mi ? Artık onlar için uğraşmam gerek. "

Yüzünde bana inanmadığını gösteren bir ifade oluşmuştu. " Kurt İnsanlarda senin halkın. "

Ah ! Bir de bu mesele vardı değil mi ? Buz gücüm yüzünden Kurt İnsanlar benimle iyi geçinmek zorundaydı. " Haklısın , onlarda benim halkım sayılır. "

İnkar edersem konuyu daha da uzatacaktı o yüzden en iyi yol söylediğini onaylamaktı. Gülümseyip bana doğru yaklaştı . Tam eli saçlarımı buluyordu ki bir kuvvet beni arkaya doğru çekti.

" Merhaba Atlas , Kurt İnsanların bölgesinden çok bizim bölgemizde olman ne kadarda tuhaf bir durum öyle değil mi ? Vera bugün yeterince yoruldu , biz artık Expermus'a dönüyoruz. Sende ait olduğun it yuvasına dönsen iyi olur. "

Sona doğru tıslayan sesi karşısında şaşırsam da Kayra'nın beni Atlas'tan uzaklaştırmasına izin verdim ve arkamı dönüp Atlas'a gülümseyerek el salladım. Atlas el sallamamla gerilen yüz hatlarını bozup gülümsedi ve arkasını dönüp ormanda kayboldu. Bu kardeşlik olayı ortaya çıktığından beri Atlas'ın üvey abisi olan Kayra'ya karşı daha az konuşmaya niyetli olduğunu fark etmiştim.

...

Mina'nın olmadığı odamıza girdiğimde kendimi direk duşa atmıştım. Kayra'ya Dünya'da ki insanları yok ettiği için kızgındım evet ama onun açısından baktığımda haklı olduğunu görüyordum. O sadece sahip olduğu güçlerle Amel ırkını korumaya çalışıyordu ve bunu yaparken de milyarlarca insanı öldürmek zorunda kalmıştı.

" Onlar bunu haketmişlerdi . Hala bana kızgın olduğuna inanamıyorum. "

Ellerimi göğsümde birleştirip etrafa bakındım ama Kayra'yı görememiştim. Peki neden onun düşünceleri zihnimdeydi ? Yoksa benimle zihinden mi konuşuyordu ? Kendimi toparlayıp ona seslendim.

" Kayra bir şey mi oldu ? Neden benimle zihinden konuşuyorsun ? "

Duştan hızla çıktım ve yerde olan bornozu üstüme geçirdim . Banyoda volta atarken Kayra'dan cevap gelmişti

" Sana zihinden seslenmedim , ne saçmalıyorsun yine. "

Klozetin kapağını kapatıp üstüne oturdum " Ama senin sesini zihnimde duydum , Dünyalıların ölmeyi hakettiğinden bahsediyordun. "

Ben yanlış duymuş olamazdım , kesinlikle zihnimde yankılanan ses ona aitti.

" Vera , Esin'i zihninde canlandırır mısın ? "

Ha ? Kayra neden Esin'i zihnimde canlandırmamı istiyordu ki , yine de dediğine uyup Esin'i zihnimde kızıl saçlarıyla birlikte canlandırdım.

" Yankı'ya inanamıyorum , resmen yatağına uzanmış hiçbir şey olmamış gibi müzik dinliyor. Bizim kardeşimiz öldü. Bu kadar soğukkanlı olması inanılır gibi değil..."

Esin'in sesi yankılanırken banyonun içini gözlerimle tarayıp kollarımı kendime sardım ve Kayra'ya seslendim.

" Kayra galiba deliriyorum , yardıma ihtiyacım var. "

...

Yaklaşık beş dakika sonra dışarıdan gürültüler gelmeye başladı ve banyonun kapısı açılıp iri bedeniyle Kayra içeriye girdi. Hemen oturduğum klozetten kalkıp kollarımı boynuna doladım ve " Neler oluyor ? Neden başkalarının sesini zihnimde duyuyorum. " diyerek inledim.

Belimde ve diz kapaklarımın arkasında bir baskı oluştuğunda kendimi havada bulmuştum. Kayra beni kucağına almıştı ! Yüzümü göğsüne gömüp kahve - toprak karışımı kokunun burnuma dolmasına izin verdim. Bu kokunun bir gün zaafım olacağından korkuyordum.

Sırtım yumuşak bir şeyle buluştuğunda kollarımı Kayra'nın boynundan çektim. Beni yatağa yatırıp yanıma oturmuştu.

" Esin'in sesi zihninde yankılandı mı ? "

Sorusuyla birlikte gözlerimi kaçırdım. İç çekip yanıma uzandı. Yutkunup kalp atış hızımı normale çevirmeye çalıştım. Bu kadar yakın olmak zorunda mıydı gerçekten ? Ayrıca ben bornozlaydım !

" Bir anda bu mühür işaretinin neden oluştuğunu anlayamamıştım. Sebebi bu işte. "

Başımı yan çevirip onu inceledim. Bakışları tavandaydı ve uzun kirpiklerinin gölgesi titreyerek yanaklarına dökülüyordu. Dolgun dudakları aralık... dolgun dudaklar ? Ben onun dudaklarını öpmüştüm!

Her neyse , bunu sakinleşmesi için yapmıştım sonuçta . Hiç istifimi bozmadan onu incelemeye devam ettim ; göz çevresinde benimkinin kopyası olan dövmeyi görmem içimde bir şeylerin titremesine sebep olmuştu. Bu dövme somut bir şekilde bizim birbirimizle mühürlendiğimizi açık ediyordu.

" Sadece kalkan gücümüzle mühürlüyken şimdi iki güçle mühürlüyüz Vera. Düşünce okuma gücümü de çalmışsın. Söylesene güçlerimle derdin ne ? "

Söylediğiyle gülümseyip gözlerimi kapattım . Yorgundum , şuan onun söylediklerini mantıklı düşünemiyordum. O güçlerle alakalı bir şeyler anlatırken onu incelemekten söylediklerine dikkat edememiştim.

" Üstüne bir şeyler giy , bu şekilde uyursan hasta olursun. Unuttun mu ? Opus'un havası dengesizdir . "

Yerimde kıpırdanıp " Aynı sen gibi. " diye mırıldandım , kim bilir belki de 'ben' gibi. Gülme sesi kulaklarıma dolarken bedenimin sıkı sıkı çarşaf tarafından sarıldığını farketmiştim.

Uykuya dalmadan önce son hatırladığım şey karnımın üstüne baskı yapan Kayra'nın eli ve saçlarımda hissettiğim baskı olmuştu. O benim saçımı mı koklamıştı ?

...

Sabah uyandığımda Kayra yanımda yoktu , bornozla onun yanında uyuduğumu farketmem ise utancıma utanç eklemişti. Üstümü değiştirip birbirine girmiş saçlarımla uğraştım . Bugün Kutay ve Barkın için cenaze töreni düzenlenecekti. Dün Kevın bana nasıl giyinmem hakkında birkaç şey zırvaladığı için gidip gardıroptan siyah bir pantolon ve siyah bir tişört çıkardım. Onları üstüme geçirdikten sonra arkasında Amel Expermus ambleminin bulunduğu pelerini de takıp aynada kendimi inceledim. Parmağımı dövmenin üstünde gezdirip gülümsedim.

Ne kadar inkar etsem de ona aittim , tıpkı onun da bana ait olduğu gibi.

...

Expermus'un arka bahçesinde bulunan açık hava arenasındaydık. Tüm Expermus öğrencileri bölüm renklerine göre giyinmişti ve bölümlerinden ayrılmadan toplu bir şekilde oturuyordu. Büyücüler mor , Savaşçılar mavi , Avcılar yeşil , Nişancılar kırmızı ve son olarak bir avuç kadar olduğumuz Seçilmişler siyah.

Otururken Kayra ile göz teması kurmamak için çok uğraş veriyordum çünkü ondan utanmıştım. Bunun dışında iki yanımda oturan Kevın'ı ve Deha'yı zihnimde hayal edip düşüncelerini okumaya çalışıyordum. Daha acemi olmalıyım ki sadece arada sırada işe yarıyordu. Kevın etraftaki öğrencileri baştan tırnağa inceliyor ve onları resmen zihninde eleştiriyordu . Deha ise Mina için endişeleniyordu. Onun için bende endişeleniyordum ama bir yandan da yaptığı hatayı hazmedemiyordum. Onun , onların yüzünden Dünya artık yaşanılabilir bir gezegen değildi.

Silkinip derin bir nefes aldım. Artık Dünya'yı düşünmeyi bırakmam gerekiyordu.

...

Arenanın ortasına Barkın'ın ve Kutay'ın dondurucu kapsülleri koyulmuştu ve başlarında Burak bekliyordu. Karşımızdaki dev ekrana Barkın ve Kutay'a ait görüntüler verilirken ben ağlamamak için kendimi zor tutuyordum , Esin ise çoktan çeşmeleri açmış gözüküyordu . Tanrı ve Tanrıçalarımız tek tek sahaya çıkıp konuşma yaparken en son Amel çıkmıştı.

...

Tören bittiğinde Egemen ve Burak , Kutay'ın kapsülünü ; Kayra ve Doğucan'da , Barkın'ın kapsülünü hastaneye geri götürmüştü.

Öğrenciler yeni farketmiş gibi bir kapsül taşıyan Kayra'ya bir de bana bakarken gözlerimi onlardan kaçırıp Kevın ve Deha'nın koluna girdim.

" Gidelim mi buradan , dövmem insanların tuhaf bakışlarını üstüme topluyor. "

2 Hafta sonra.

Bu iki hafta da bölüm öğrencileri olarak yaptığımız tek şey derslere girip güç antrenmanları yapmak olmuştu. Kayra bana düşünce gücü ile ilgili çalıştırma yaparken oldukça ciddi ve otoriter oluyordu. Bana fiziksel olarak dokunmamaya özen gösteriyordu ve bu iki haftada benimle ders dışında pek konuşmamıştı. Birden neden uzaklaştığını anlamıyordum ama arada düşüncelerini okuyordum. Benim neler yaptığımı izliyordu . Onun düşüncelerini okumamaya özen gösteriyordum çünkü o benimkileri okuyup bunu anlayabilirdi. Ben ise onun gözünde sapık kız konumuna düşmemek için onun düşüncelerini okuyamıyordum. Bu pek adil değildi. Mina ve Akın'ın uzaklaştırması bitmişti. Anneannem ne kadar istemese de misafir olduğu için Akın'ın sarayda kalmasına izin veriyordu. Mina ise yaptığı hatanın farkında olarak benimle hiç konuşmuyordu. Ayrıca Kayra'nın grubundan da tepki yiyince Mina iyice kabuğuna çekilmişti ve Doğucan'la bile artık konuşmamaya başlamıştı. Onun bu hali içimi parçalasa da bir hamlede bulunmuyordum. Bu cezayı fazlasıyla haketmişti. Barkın onun , onların yüzünden ölmüş , Dünya yok olmuştu.

" Bu kadar yeter. " S.J.'in söylediğiyle heykelimin son dokunuşunu yapıp bir adım geri çekilerek şaheserimi izledim. Muazzam görünüyordu.

Kapı sesiyle herkesin bakışları buzdan heykelimden , Alara'ya doğru kayarken o kırmızı saçlarını savura savura S.J.'in yanına gelmişti.

" Buz melekleri ve Dragon melekleri elçi göndermiş . Tanrıça Amel , Vera'yı saraya çağırıyor. "

Continue Reading

You'll Also Like

183K 12.7K 22
Tüm diyar, doğudaki savaş yüzünden kaosa sürüklenmiştir. İmparatorluğu ayakta tutmanın ve Wisteria'yı kurtarmanın tek yolu ise Saige Nerth ve Zaiden...
3.8M 311K 85
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...
7.7M 446K 83
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
33.2K 435 23
Zehra ile yolları ayrılan Emir, kendini kabus gibi bir ortamda bulur. Acımasız kadınların elinde oyuncağa döner ve tek isteği bu kabustan uyanıp eski...