GÜNEŞ :
Sabah telefonumun sesiyle uyandım. Ve arayanın kim olduğuna bile bakmadan telefonu kulağıma götürdüm. Ne kadar zekiyim değil mi? Evet çok zekiyim, Çünkü ben zekiyim , yaşasın zeki olmak. Ben çok sevdim zeki olmayı yaa..Zekiyim ben çok zekiyim , baya zekiyim. Beynim artık error veriyor zeki olmaktan.
"-Aloo...ya Güneeeşş ordamısın kızım?"
Bu ses nerden geliyor diye düşündüm sonra aklıma geldiki meyersem telefondan geliyormuş.
"Efendiim kimsiniz?"
"-Salak mısın kızım ya? İki saattir sana sesleniyorum neden cevab vermiyorsun? Kontörüm biticek nerdeyse , ben bilmem Güneş hanım bana kontör borçlusun"
"Tamam anne ya, ne bağırıyorsun alırım"
"-Yok yok sen daha uyanamamışsın , Güneş saçmalama ne annesi kızım ya?"
"Eee sen bana kızım diyince bende annem sandım , çünkü bana annem ve babamdan başkası 'Kızım' demez. Sen annem diyilsen kimsin?"
"-Bravo Güneş , sabah-sabah beni sinir etmeyi başardın. Lan gerizekalı , kuş beyinli insan telefonu açmazdan önce arayana bakar sonra açar. Tabi sen , kuş beyinli olduğun için bu biraz zor."
Bu laftan sonra telefona baktım ve arayanı gördüm. Meyersem ben sabahtan Doğa ile konuşuyormuşum ve gerçekten bana bravo. Çünkü Doğaya kontör borçluyum
"Ya kusura bakma Doğacım söz bak , telafi edicem"
"-Ediceksin tabi , neyse ne için aradığım unutuyordum az daha hadi hazırlan. Kızlarla beraber dışarı çıkıcaz"
"Yaa , ben gelmesem?"
"-Saçmalama Güneşcim hemen hazırlan ve sahile git , bizde oraya gelicez. Ha bu arada , kontörümü unutma öpdüm hadi baay"
Konuşmama bile izin vermeden telefonu suratıma kapattı. Daha sonra hazırlanıb sahile doğru gitmeye başladım..
SU :
Ben diğerleri gibi uykuya düşkün biri değilim. O , yüzden erkenden kalkarım ama kahvaltı yapmam , yani yapamıyorum. Dizimin en güzel yerinde telefonum çaldı. Doğa arıyordu
"Ne var Doğa?"
"-Sanada günaydın su , sağol bende iyim"
"Off sabah-sabah ne oldu ya? Rüyandamı gördün beni?"
"-Ha , rüyamda gördüm , dedimki ben bir suyu arayım nasılmış diye sorayım? Öldümü kaldımı?"
"Ne saçmalıyorsun Doğa?"
"-Diyorum ki , bizimkilerle beraber dışarı çıkıcaz hadi hazırlan ve sahile git bende diğerlerine haber verib gelicem"
"İyi tamam"
DOĞA :
Hayret bir şey ya , yani ben sabah güneşin odama hayvan gibi dalmasıyla uyandım ve bizimkilerden habersiz bir proqram hazırladım. İlk önce Geceyi aradım tamam gelirim dedi, daha sonra kankamız ateşi aradım oda geliceğini söyledi. Güneşi aradım sağolsun beni çok güzel sinir etti , Su ondan beter. Neyse artık hepsine haber verdikten sonra kendimde hazırlanmaya başladım.
ATEŞ :
Doğa ile konuştuktan sonra sahile gittim. Bilin bakalım kimi gördüm? SUCUK. Bizden başka kimse yoktu anlaşılan daha kimse gelmemişti , tabi sucuk ve ben hariç.
"Naber Sucuk?"
"-İyidir , Kibrit senden?"
Ben ona anlamsız bakışlarla bakarken sucuğumuz anlamış olucakki konuştu.
"-Lan ne bakion mal mal? Ateş dediğin kibritten oluşmuyor mu?
"Kibrit ne alaka ya?"
"-Bunu bana sen mi söylüyorsun gerçekten? Yani Suyun sucukla ne alakası varsa Ateşinde kibritle o alakası var. Anladın mı şimdi KİBRİT?"
"Anladım SUCUK"
~~~~ ~~~~ ~~~~
Kızlarda geldikten sonra hepimiz birlikte bir kafeye gittik. Bir dakika ya tüm kızlar burda ama Gece yok. Nerde bu kız ya?
"Ya Doğa , Gece nerde?"
"-Bilmiyorum ki , bana geleceğini söylemişdi"
"Tamam o , zaman"
Daha sonra siparişlerimizi verdik. Hepimiz siparişimizi verdikten sonra sıra suya geldi. Verdiği siparişleri duyunca gözlerim kocaman açıldı , yani bu kıza bakıyorum minnacık bedeni var. Aynı çubuk kraker gibi , ve bu kadar yemeği nasıl yiyicek aklım almıyor.
Suyun siparişleri :
1.Kebab
2. Mantı
3. Yaprak sarması
4. Istakoz
5. Patates kızartması
6. 3 çeşit salata
7. Ve son olarak Sarımsaklı yoğurt
İnana biliyormusunuz ya? Ben şahsen inanamıyorum. Sabah sabah sarımsaklı yoğurt nedir abi ya? Iyyy...midem çok kötü oldu şimdi. Kusura bakmayın ama galiba kusucam...öğğğ
"Ya Sucuk iyrençsin kızım ya , sabah sabah sarımsaklı yoğurt nedir ya?"
"- Lan sen ne anlarsın? Sabah sabah onun tadı nasıl oluyor hiç bilionmu? Tabiki bilmion çünkü kibritsin , yalnız yakmayı biliyorsun. Ama yakdığın yer yaktıktan sonra ne hala gelicek hiç düşünmüyorsun"
"Ben yakıyorsam sende söndür o zaman, su değilmisin?"
"- Yaktığın yer kül olduktan sonra söndürmenin bir manası yok"
"Sende kül olmadan söndür o zaman"
Bu sırada siparişlerimiz geldi her kes yemeğini yerken gözlerim Su'ya kaydı. Gözlerini kocaman açmış ve kırpıştırarak yemeklere bakıyordu. Gülmemek için elimi ağzıma götürdüm ama gülmemek elde değildi , çünkü çok komik görünüyordu. Tam gülüceğim sırada Gece geldi
"- Merhaba kankişlerim napionuz bakalım?"
Gece kızlarla selamlaştıktan sonra gelib bana sarıldı.
"Ya Allah aşkına kankacım nerdesin kaç saattir?"
"- Ya kusura bakma kanka ya , aslında ben tam geliyordum ama yolda bir manyak sinirlerimi bozdu kaç saattir onlarla uğraşıyordum"
"Erkekmiydiler?"
"- Yok ya sevgili"
"Şimdide sevgililerlemi kavga ediyorsun?"
"- Saçmalama Ateş , bir kere onlar bana bulaşıyorlar"
"Kesin öyledir"
Gece bir anda kalkıb Su'yun yanına oturdu
"Ne oldu şimdi ya? Niye kalktınki?"
"- Konuşma benle Ateş , anlaşılan kavga etmeye birilerini arıyorsun ama ben uygun insan değilim canım"
GECE :
Ateş'le konuştuktan sonra gözlerim masaya takıldı. Ve bir anda gözlerim parladı , ve suyu dürtükledim.
"Lann Su , bunları sen mi sipariş ettin?"
"- Evet , beğendin mi?"
"Beğenmek ne kelime , bayıldım"
"- Hadi , o zaman dalalım mı?"
"Hadi"
Su kebabın üzerine sarımsaklı yoğurtu döküb yemeye başladı. Güneş salatalara daldı , Doğa mantıyı yemeye başladı ama ıstakozla da bakışmayı ihmal etmedi. Bende direk sarmalara daldım. Ateş ise bize anlamsız bakışlarla bakıyordu yemekten sonra birer limonata sipariş ettik.
Hepimiz limonatalarımızı içerken Doğa ağzı açık kapıya doğru bakıyordu. Onun baktığı yere bakınca benimde ağzım açıldı aynı zamanda çok şaşırdım.
Güneş bizim baktığımız yere bakınca zaten sevgilisi olduğu için bir tepki vermeden limonatasını içmeye devam etti. Su zaten Francisco Lachowski'ye aşık olduğundan oda bir tepki vermedi.
Ateş ise tek kaşını kaldırarak bir bana birde Doğa'ya baktı. Daha sonra kafasını çevirib bizim baktığımız yere bakınca sinirlendi
"- Ne bakıyorsunuz lan erkeklere?"
Daha sonra Doğa konuştu
"- Bu nedir ya , bildiğin Taş !"
"Yook artık ya , bu kadar tesadüf olamaz !"
Bu lafımdan sonra tüm yüzler bana döndü. Hepsi bir ağızdan konuşmaya başladı.
"- Nerden tanıyorsun kızım sen bu taşları?"
"Taşlar derken ortadakı taşı tanıyorum , diğerlerini tanımıyorum"
Hepsi bana merakla bakınca konuşmam gerektiğini anladım.
"Ya işte , bir ara bi partideydim bu çocuklada orda tanıştık. Aslında tanışmadık yani bakıştık. Ya bir görseydiniz bana öyle bir bakışı vardı ki ah..ahh.."
DOĞA :
Gece'nin konuşmasıyla şok oldum. Yani benim tanıdığım Gece Denizden başkasını sevemez. Ha bu arada Deniz Gecenin 4 senedir sevdiği çocuk , yalnız bunlar baya meteor. Bir dakika ya , o taşlardan ikisi buraya mı geliyor? Yoksa ben yanlış mı görüyorum?
"Ya Gece benim gördüğümü sen de görüyor musun? Onlar bize doğrumu geliyorlar?"
"- Evet Doğa'cım doğru görüyorsun bize doğru geliyorlar"
Taşlar bizim masaya yaklaştığında Ateş bir anda ayağa kalkarak onların karşısına dikildi.
"- Hayırdır beyler?"
Taşlardan biri cevab verdi
"- Biz bu güzelliklerle tanışmak istiyoruz"
Gece ile bir-birimize gözlerimiz kocaman olmuşcasına bakdık. Gece beni ve kendini göstererek
"- Bizimle mi?" dedi
"--Sizden başka güzellik var mı burda?"
Bu lafı duyan Güneş ve Su sinirle taşlara baktı. Daha sonra Su onlara laf soktu
"- Pekii sizden başka gerizekalı var mı burda?"
"--Canım üstüne alındın galiba ama biz sana demedik ki , bu iki güzelliğe dedik"
"- Sahi mi ayy ben bilmiyordum o, zaman eşit olduk. Yani sizde benim lafımı üstünüze aldınız. Eğer almasaydınız lafıma karşılık olarak cevab vermezdiniz"
Taşlar Su'ya gözlerini devirib bize döndüler
GECE :
Taşlardan biri yani partide tanıştığım çocuk bana doğru gelince bende refleks olarak ayağa kalktım. Tabi diğer çocukta Doğaya yaklaşınca o da ayağa kalktı. Karşımdaki çocuk bana bakarak konuşmaya başladı.
"- Merhaba güzellik , seninle daha önce partide karşılaşmıştık. Ama tanışma fırsatımız olmamıştı. Ben Uzay"
"Öylemi memnun oldum bende Gece"
"- İsmin güzelmiş , aynı senin gibi"
Ben tam konuşacakken Ateş devreye girdi
"-Uzaymısın? Uzaylı mısın? Belli değil. Ama bu taktikler arrık demode oldu. Sen şimdi git yenilerini öğrende gel. Hadi kardeş , git ötede oyalan UZAYLI"
Doğa ile aynı anda bağırdık
"ATEEEEEEEŞŞ !!"
"- Kızlar hemen yerinize geçib oturuyorsunuz ! Sizde uzayın artık" bunu söyleyen Ateş'di.
Daha sonra Doğa konuştu
"- Ateş yeter artık"
"--Doğa kendine gel"
"-Ben kendimdeyim canım , asıl sen kendine gel"
"--Kendinde olsaydın tanımadığın biri yüzünden kankana bağırmazdın Doğacım"
Daha sonra Uzay konuştu. "-Gece bana numaranı verirmisin?"
Hayır Uzaycım ya bak bunu söylemiyicektin işte , yani ben daha seni iyi tanımıyorum neden numara vereyim ki? Veremem abi , kalbimde Deniz varken ben Uzaya numara filan veremem.
"Hayır , veremem"
Söylediğim kelimenin karşısında şaşırmıştı. Hayır , yani neden şaşırıyorsunki? Ben öyle her karşıma çıkan insana numara veren birisi değilim tamam mı?
"- Ama neden?"
"Nasıl neden ya? Kusura bakma Uzay , ama ben öyle her önüne çıkana numara veren birisi değilim tamam mı?"
"- Gece sen beni yanlış anladın , öyle demek istemedim. Özür dilerim"
◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆
Uzay ve Cenk gittikten sonra biz yine kafedeydik. Su yeniden acıktığı için gitmemişdik bilin bakalım ne sipariş etti? Ah , tabiki sarımsaklı yoğurt ve kebab.
Sizin aklınız Uzay ve Cenk'de kaldı dimi? Tamam anlatıyorum , Uzay benden özür diledikten sonra Cenk ise hepimizi şaşırtarak Doğa'nın yanağından öpmüştü. Bunun üstüne Doğa donub kalmıştı ama kendine geldikten sonra Cenke tokat atmıştı.
Tabi bunu gören Ateş cenke yumruk atdı , Cenkde Ateş'e yumruk atınca kavga çıkmıştı. Doğa , Uzay ve Ben Cenk ile Ateşi ayırmaya çalışıyorduk. Bu sırada Güneş ve Su ne yapıyordu biliyormusunuz?
Güneş hiç bir şey olmamış gibi telefonda sevgilisi ile konuşuyordu. Su ise deli gibi garsona bağırıyordu sarımsaklı yoğurt getirmesi için.
Daha sonra kafenin güvenliği gelib kavgayı ayırmıştı. Sonda Uzay ise bana ışıltılı gözlerle bakıb , sonrada kulağıma yakınlaşıb sessizce benin duya bileceğim bir şekilde
"-Sabah saat 7-de seni burda bekliyor olucam , eğer gelirsen sende benim gibi hiss ediyorsun demektir"
Bu lafından sonra kalbim hızlıca atmaya başladı. Neden böyle oldum hiç kendimde bilmiyorum.
"- Eğer gelmessen Uzay'ın Gece'si değilsin o , zaman"
Söyleyib gitmişti. Ve o ,an kalbim benden habersiz hızlıca atıyordu..
♤♠♤♠♤♠♤♠♤♠♤♠♤♠♤♠♤♠♤♠♤♠♤
Ne diyorsunuz sizce Gece Uzay'ın Gecesi olucak mı? Ona kalbinin anahtarını vericek mi? Ya Doğa? Cenk kendini affetire bilicek mi? Su ve Ateş onların hayatında ne olucak peki?
Gizemli Kankalar
Yeni Bölümünde
Sizlerle.!..
😘😜