UKALA (Askıya Alındı)

By dengesizperii

11.5K 1.9K 269

"Kabul et taşıdığın o kalp beni görünce deliriyor." Dedikleri karşısında ona dönerek isterik bir kahkaha att... More

SENİ SEVİYORUM
ARA BENİ
UYUŞTURUCU MESELESİ
PARTİ
İHTİYAÇ
MUTLAK KARANLIK
TAMAMEN TESADÜF
YANILMIŞ
~SÜPRİZ~
ORTAM YARATIYORUZ
PORTAKALLI MAKARNA
UZAK
İYİ-KÖTÜ
KAVGA
KAYBOLAN ÇOCUK
VOLEYBOL FACİASI
ÖP DEDİ ÖPTÜM
HERŞEYE MK KOYAN CEVDET
Yazarınızdan mesaj varr
YAŞIYOR
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU VE DAĞ AYISI
ÖP BENİ
OYUN
ANDREVİÇ
BAKLAVA
YATTIK
KAFA KARIŞTIRICI
Lütfen okuyun

PEMBE NOT

146 33 11
By dengesizperii

Multimedyada bölümün sonundaki olayın geçtiği yer var.

Keyifli okumalar..

"Benim sevgilim,geçen gün Derin'in dediklerine kafanı taktıysan eğer onu benden daha iyi tanıyorsun sen.Kız kardeşi gibi görüyor o seni.Sadece Esilayı sevmediği için onu ezmeye çalışıyor aklınca.Burakla  birşey olsaydı eğer bundan senden önce benim haberim olurdu ve emin ol dikkatimi çekerdi de."

Aras yanıma gelip oturduktan sonra elini omzuma attı ve kulağıma fısıldamaya başladı.

"Özür dilerim ama inan buna pişman etmeyeceğim seni sadece normal davran."

Hala anlamak istemiyordu,böyle birşeyi yapamazdım.Sinirlendiğimi belli etmeden bize tuhaf bakışlarla bakan Hande'ye hafifçe sırıttım.Bu hareketimle az önceye göre daha rahat olduğunu hissettim.O da bana hafifçe gülümserken bir süre sonra bana değil de başkasına gülümsediğini anladım.Aras'a mı gülüyordu?Neler oluyordu burada?

"Arkadaş kavramını çok yanlış tanımlıyorsun piç kurusu.Elini kızın üzerinden çek!"

Hışımla oturduğum yerden kalkarken Hande'nin kime gülümsediğini anlamıştım.Bu hareketimle Aras da kalkarken Hande Burak'a sarıldı.

"Biliyordum,ben gittikten sonra kimseyi sevemeyeceğini biliyordum.Hem neden az önce öyle birşey dedin?Onlar sevgili değil mi yoksa?Burda neler dönüyor?"derken Burak'tan ayrılıp bir adım yaklaşmıştı bana.Ne demem gerektiğini bilmiyordum.Burak ise sinirli yüz ifadesiyle Hande'nin arkasından bana bakıyordu,gözlerimi ondan alıp Aras'a çevirdim.Onun ise yüz ifadesi daha farklıydı.Sanki bunu yapmak bu oyunu oynamak zorunda bırakılmış gibi hissediyordum kendimi.Fakat bunu yapmazsam Hande'nin üzüleceğini biliyordum ve de...Burakla aramızdaki bağın bir türlü kopmayacağını.

"Onlar derken?" sesi nerdeyse çıkmamış gibi söylerken sol elimi sıktım.Tırnaklarım avucuma batarken bir elin avucumu açmaya çalıştığını hissettim.Çok geçmeden bu ele sahip olan kişinin Aras olduğunu gördüm."Başka çaremiz yok." diyen gözlerine bakarken ne kadar da zorunda olduğumu bir kez daha anladım.Elimi tutmasına izin verirken gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım.Gözlerimi açtığımda bu anı yaşamamak istemiştim ama öyle bir seçeceğim yoktu ne yazik ki.

"Aras,götür beni burdan."dedim kısık bir sesle.Aras bunu dememi bekliyormuş gibi memnun yüz ifadesiyle tuttuğu elimi çekerek beni bu şaşkınlık ve kırgınlık kokan ortamdan kurtardı.Adım atmaya bile zorlanırken Burak'ın yanından geçerken son bir kez gözlerine baktım.Artık sinirden çok kırgınlık dolu olduğunu hissettim.Tam bir hayal kırıklığı...

Gözlerimin dolduğunu hissediyordum,buna rağmen dik durmaya çalıştım.O bir saniyede gözlerine bakarken neler hissettiğini sanki gözlerinde görmüştüm.Spor salonundan çıkarken Hakan ile karşılanca durduk.Bizi görünce şaşkınlıkla bakarken bakışları ellerimize kayınca minnettar olduğunu belirten yüz ifadesiyle konuşmaya başladı.

"Buna pişman olmayacaksınız,size yemin ederim.Çok teşekkür ederim." diyip gülümsemesini genişletti.

"Herneyse,önemli değil."diyip Aras ile ellerimizin hala tutulu olduğunu farkedip elimi çektikten sonra sınıfa çıkmak üzere yol aldım.Merdivenlerden çıkarken Levent hocayı görünce derse girmek istemediğimden karnımı tuttum ve yüzümü buruşturdum.

"Esila,iyi misin?"

"Gerçekten çok özür dilerim ama sanırım bugün derse giremeyeceğim.Midem bulanıp duruyor eğer izin verirseniz.."

"Tabikide,seni tanırım bana yalan söyleyecek bir öğrenci değilsin.Arzu Hanıma bir görünmen yeterli.Dikkat et kendine.Voleybol seçimlerinde olanlar pek iyi olmadı ama iyi oynuyorsun.Derin sana söylemedi tahminimce ama artık takımdasın.Yarın antrenmanlara gelmen gerekiyor.Herşeyden önce iyileşmelisin tabi."

Başımı onaylar anlamda sallarken merdivenlerden çıkmaya devam ettim.Lanet olası olaylar yüzünden yalan söylemek zorunda kalmıştım.Lanet olsun lanet olması gereken lanet olası söylemek zorunda bırakılan yalanlar!Pekala kabul ediyorum pekte güzel bir cümle olmamıştı bu.

Sınıfa çıkınca çantamı spor odasında bıraktığım aklıma geldi.Eşofmanlarla gidemezdim eve ve dahası babam evdeyse hocaya yutturduğum gibi ona da yalan söyleyebilecek miydim?Ayaklarımı yere vururken ellerimle saçımı çektim,o kadar kızgındım ki bu yaptıklarıma karşıma ilk çıkana patlayacaktım.

"Biraz sakin ol,çirkin."

Duyduğum sesle arkamı dönerken yine o kahverengi gözlerde çikolatanın erimesi gibi bende onun o parıldayan gözlerinde kaybolmuştum.Tabi bu gözler bana olan kızgınlığı yüzünden mi parlıyordu merak konusu,bir de unutmadan hayal kırıklığı..

"Yeterince."diyip gözlerimi kaçırdım ve yanından geçtim.Kolumu tutarken bu sefer diğerleri gibi yapmadı,sadece bu durmam için bir hareketti."Beni kandıramazsın."diye kısık bir sesle konuşurken kolumu tutmayı bıraktı."Biliyorsun demek."diye geçirdim içimden."Biliyorum."diyince az önce dediğimi içimden geçirmediğini anladım.Arkamı dönmemeye gayret ederek konuşma sırasının bende olduğunu anlayınca sessizce mırıldandım."Gitmeliyim."

İlk defa bu kadar sakin görmüştüm onu.Cümlelerinde ilk defa espri,küfür tarzı kelimeler geçmiyordu.Belki de ortamın o gergin havası yüzündendi.Herşeye rağmen yine de bir iki kelime olsa da onunla konuşmak paha biçilemezdi.Onu kırdığımın farkındaydım ama ben de kırılmıştım.Onun kadar değildi belki ama sonu bana da dokunuyordu,bu başlamadan bitmeye karar verilmiş hikayenin.

Spor odasına inince eşofmanlarımı değiştirdim ve dolabımın kapağını açtım.Omzuma taktığım çantamı yere bırakıp dolabın içindeki pembe not kağıdını elime aldım.Yüz ifadem bir anda değişirken soğukkanlılığımı korumaya çalıştım.

"Sanırım önceki kağıdım sana ulaşmamış,sorun değil.Benim olacağın günü iple çekiyorum.Korkmanı istemem ama birşeyi kafama taktıysam kesinlikle alırım,eğer alamazsam...boşver nasıl olsa seni alacağım."

Bu da kimdi?Harika bir de başıma sapık çıkmıştı.Neden taşındığım zamandan beri herşey berbat gidiyordu? Kağıdı buruşturup kapının kenarında bulunan çöp kovasına atacağım sırada kapı açılınca kağıdı avucumun içinde sakladım.

"Seni arıyordum bende."

"Sonra konuşsak olur mu?Eve gitmeliyim."

Aras başıyla onaylarken avucumdaki kağıdı çantama sıkıştırdım ve dolabı kapadım.Okulun merdivenlerinden inerken Arzu Hanımla karşılaşınca gözlerimi devirdim ve karnımı tuttum tekrardan.Bugün bu söylediğim kaçıncı yalandı acaba?

"Levent hocan söyledi,rahatsızmışsın.Evine git ve güzelce dinlen.Cezan daha bitmedi,bu arada sana bir yardımcı daha göndereceğim gibi gözüküyor.Yarın gelince görürsün."

Başımı sallayıp okulun bahçesine çıktım.Çoğu öğrenci bankta kahkahalar atarken her birine göz gezdirdim,aralarından biri belki de bu notu yazan sapık olabilirdi.Ah Esila,iyice paranoyak oldun.Ne yapabilirdi?Hiçbirşey.Kabul ediyorum,çok soğukkanlı davranmamak gerekiyordu.O kimse herşeyi yapabilirdi bana,cümlelerinden bu anlaşılıyordu.Kendinden emin tavırları,hem zaten yazısı da çok çirkindi.Ah Esila,takıldığın şey bu muydu?

...Akşamüzeri...

Ayakkabılarımı giydikten sonra evden çıktım ve sahile doğru tempolu bir şekilde yürümeye başladım.Bugün olanlar yeterince canımı sıkmıştı,biraz yürüyüş yapmak iyi gelirdi.Kulaklıklarımı taktıktan sonra yürümeye devam ettim.Sahil kenarına geldikten sonra deniz dalgalarının çarptığı kayalıklara indim ve yerdeki irili ufaklı taşları birer birer denize atmaya başladım.Derin derin nefes alırken rahatladığımı farkettim ve gözlerimi kapatarak bu sakin ortamın keyfini çıkarmaya başladım.Dinlediğim müziğin etkisiyle hayal gücüm devreye girdi ve birkaç dakikalığına da olsa düşler ülkesinin kapısını çalarak kendimi beyaz bulutların üstüne attım.

Dalga sesleri,pamuk şekere benzeyen bulutlar,gün batımı ve huzur.Karşımda uçurum belirirken ayağımın altındaki çimenlere yavaş yavaş basarak ilerliyorum,daha sonra esen rüzgar tenimi okşarken dağınık vaziyetteki saçlarımın savruluşunu hissediyorum.Asıl mutluluk bu olsa gerekti.Uçurumun kenarına oturmuş vaziyetteyken ayaklarımı sallamaya başlıyorum,nefes alışverişlerim ortama uyum sağlarken gözlerimi kapatıyorum ve bu anın ne kadar güzel olduğunu düşünüyorum.Çok geçmeden tenime değen başka bir tenle gözlerimi açıyorum.Burak...Nefes kesici yakışıklılığıyla etrafın sıcaklığını artırırken bir eli yanağımı buluyor,ardından ellerim boynuna dolanıyor.Nefesimin kesildiğini hissederken,hızlı olan kalp atışlarımı durduramıyorum.Bir an ellerimin terlediğimi hissediyorum,kahverengi gözlerinin içinde parlayan kendime bakıyorum.Yaklaşan yüzüyle gözlerimi kaparken..

Pekala son düşündüklerim pek iyi olmamıştı.Neden her yerde o çıkıyordu karşıma?Hayallerimde bile yalnız bırakmıyordu.Sebepsizce gülümsediğimi farkedince kendimi toparladım ve evden çıkmadan önce cebime sıkıştırdığım buruşturulmuş pembe not kağıdını eline aldım.Yazılanları bir kez daha okurken tekrar derin bir nefes aldım ve kimin böyle birşey yazacağını düşündüm.Okulda tanıdığım kişiler bir elin parmaklarını geçmiyorken ve pek tanınmayan sıradan bir öğrenci olduğumdan kimin beni saplantı haline getirmiş olabileceği cidden burda geçirdiğim 3 ayı sorgulamama sebep oluyordu.Bıkkınlıkla nefes alışverişlerimi sakinleştirirken oturduğum kayalıklardan kalktım ve deniz kenarındaki kumlu bölgede yavaş adımlarla yürümeye başladım.Dinlediğim şarkı biraz da olsa huzur bulmama,kendimi sakinleştirmeme ve en azından ölmek üzere olan bir kıza yalan söylemek zorunda bırakıldığımı unutturmaya çalışıyordu.

Bir yer var biliyorum,
Herşeyi söylemek mümkün.
Epeyce yaklaşşım,
Duyuyorum anlatamıyorum.

Ayakkabılarımı çıkarıp denizin soğuk sularında yürürken kumlu bölgenin son bulduğu yerde başlayan kayalıklarda Burak'ı görünce bir an şaşırmadan edemedim.Uçları kumral renkteki saçlarını eliyle karıştırırken yerden aldığı taşları denize attığını görünce bugün olanların onunda canını sıktığını anladım.Belki de Hande'nin hastalığı onu üzüyordu.Neden herşeyi sebebi ben olayım ki?Gerçekten bencil olduğunu hissedince istemsizce bir hıçkırık kaçtı ağzımdan.Böyle olmazdı yapamazdım,karar almama rağmen ondan uzak kalmayı ya da aramızdaki bağı bir türlü koparamıyordum.Onu kafama fena halde takmıştım,bunu anlamamak için aptal olmak lazımdı ve ben nasıl  kurtulacağımı bilmiyordum.Dinlediğim şarkının sesini biraz açtıktan sonra yürümeye devam ettim,beni farkettiğinde onu hiç görmemiş gibi yapacaktım ve hızlı adımlarla uzaklaşacaktım.Güzel fikir gibi gözüküyordu.

Nerdeyse kayalıklara on adım kala taş atmaya devam ederken beni farkedince kulaklığımı çıkarıp hafifçe gülümsedim.Benim aksime o buz gibi bakan gözleriyle denize dönüp taş atmaya devam etti.Elimdeki ayakkabıları giydikten sonra kayalıklara çıkıp yanına oturdum,hala taş atmaya devam ederken elini tuttum ve gözlerinin bana bakmasını bekledim.Böylelikle fikrim uygulamaya giremeden son bulmuştu.

"Git başımdan." sesi bakışlarının aksine sakin çıkınca bir an şaşkınlığa uğrarken kendimi topladım ve dediklerine bozulmamış gibi hafifçe gülümsedim.

"Konuşmak ister misin?" dememle elini çekerken cevap vermek yerine susmayı tercih etti.Gözleri inatla bana bakmayı reddetiyordu.Birkaç kelime edecek olurken yine susunca onun gibi bende elime aldığım taşları denize doğru atmaya başladım.

"Sana git dedim baş belası."

"Sanmıyorum."

Ellerini saçlarının arasından geçirdikten sonra oturduğu yerden kalktı ve kayalıkların üstünde yürüyerek benden uzaklaşmaya başladı.Madem konuşmak istemiyordu,zorlayacak halim yoktu ya da bir sn ben istemediğimde peşimden koşan o değil miydi?Bu sefer üstüne gitme sırası bendeydi.

"Gitmeyeceğim haberin olsun."diyip peşinden gitmeye başladım.Benim aksime dengesini çok iyi koruyarak yürüyordu kayalıklarda fakat ben onun kadar iyi değildim.Cambazın ipin üzerinde denge sağlamak için ellerini iki yana sallaması gibi yürüyordum."Canımı sıkma benim,defolup git!"diye bağırınca önüne geçtim ve düşmemek için yakasından tuttum.O sırada nefesini yüzümde hissedince çok fazla yakınlaştığımızı anladım ve boğazımı temizleyerek elimi yakasından çektim.

"Sinirini benden çıkarma!"diye kızgınlıkla söyleyince "Sinirlenmemin asıl sebebi sensin çirkin."diye karşılık verdi.Gözlerimi devirdim ve yolundan çekildim."Tabi ya benim,başka ne sanmıştım ki." diye mırıldandım.Yanından geçerken ayağım kayalıkların arasındaki boşluğa denk gelince güzelim mavi sularda çırpınırken bulmuştum kendimi.

Kabul ediyorum,bu bölüm biraz kısa oldu fakat böyle olması gerekiyordu inanın.Sizce neler olacak?Hikayenin gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?Lütfen sorularımı cevapsız bırakmayın,oylarınızı bekliyorum.

Yeni bölüme kadar hoşçakalın..

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 21.8K 20
Oysa ne çok hayal kurmuştum. Yeni bir hayatım olacak bu şehirden bu aileden uzak ve yalnız. Şimdi yine bu şehirde ait hissetmediğim o aileden birinin...
1.7M 122K 29
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
706K 24.5K 63
"Anlıyorum çok iyi anlıyorum ben sizi, orda ne duygular içinde olduğunuzu anlıyorum." "Anlayamazsın öğretmen yaşamadan anlayamazsın en yakınını kaybe...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

66.5K 5.6K 13
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...