İlk olarak okumaya başlamadan bunu okumanızı rica ediyorum . Kitabıma yapılan yorumlara her zaman saygı duyan birisiyim . Ama bu aralar çoğu kişi kitabımda kadınları aşağıladığımı düşünüyor ve yanılıyor . Bu kitap bir katilin kitabı . Güzel şeyler olmasını ben bile beklemiyorum . Ve inanın bana Ülkü'nün sürekli ezilmesi benim de hoşuma gitmiyor . Eğer bu katili anlatan bir kitap olmasaydı her şey daha farklı olabilirda ama değil .
O yüzden elbet belirli bir bölüme gelene kadar bazı şeyler yaşanmak zorunda . Bir katilin kaçırdığı kıza iyi davranmasını bekleyemeyiz . Bunun gibi bir çok kitap var ben de okuyorum . Evet benim de hoşuma gitmiyor sürekli kızların zor durumda olması ama kitabın ilerlemesi için bunlar olmak zorunda . Ve şunu lütfen unutmayın . Bu bir kurgu . Bu kitap gerçek değil ve tamamen bir hayal ürünü . Karakterler , olaylar , yaşananlar ... Hepsi zihnimde canlanan şeyler . Ve gerçek dünyada bir katilin kaçırdığı kişiyi yaşatacağını sanmıyorum . Ki Ülkü hala hayatta . Yapılan yorumlara tamamen saygı duyuyorum .
Hatta hatalarımı , beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yerleri söylemeniz benim için daha güzel . Ama lütfen beni de anlayarak yorum yapın . Bu bir aşk kitabı olmadığı için ben de böyle yazmak durumunda kalıyorum . Eğer okuyanlara karşı bir yanlışım olduysa herkesten özür diliyorum öncelikle . Fakat beni de anlamanızı rica ediyorum . Bu konu hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum . Lütfen yazdıklarımı değerlendirin . Okuyan herkese teşekkür ediyorum . İyi okumalar ...
* Şarkının bölüme uyacağını düşünerek koydum . Dinlemenizi öneririm :)
*Eğer yukarıdaki açılmıyorsa okurken yanda görünen müzik şeysine basarak diğer müziği dinleyebilirsiniz :)
***
Sıkı sıkıya bağlanan bileklerimi kurtarmak için çabalamaya devam ediyordum . Kaç saatten beri ipi sandalyeye sürterek koparmaya çalıştığımı bilmiyordum . Yorgunluktan bitap düşen bedenimin kımıldayacak hali kalmamış olsa da pes etmiyordum . Sıkıntıyla aldığım nefesin ardından , yanağımdan yuvarlanan yaşı umursamadan ellerimi hareket ettirmeye devam ettim . Pes edemezdim . Ne olursa olsun pes edemezdim . Ya şimdi kurtulacaktım ya da burada onunla beraber ölecektim .
Aklıma dolan görüntülerle gözlerimi Mirza'ya çevirdim . Hala baygın halde olduğuna inanamıyordum . Kaç saat geçtiğini bilmiyor olsam da artık uyanması gerektiğini fark ediyordum . Burada ölüp gitmek istemiyordum . Ağrıyan bileğim bir kere daha sızladığında yüzümü buruşturdum . Ayaklarım sıkı bağlanmış olmasa da ellerim olmadan bir işe yaramıyorlardı . Alnımdan süzülen ter yanağımı yakarak geçtiğinde sinirle elimi çektim . Saatlerdir bununla uğraşıyordum ama hiç bir etkisi olmamış mıydı ? Yutkunarak kafamı geriye attığımda boğazımdaki yumru kendini belli etti . Keşke o kadının beni götürmesine izin vermeseydim . Kalabalıktan faydalanıp kurtulabilirdim ama ona inanmayı seçmiştim . Emre'yi vurdu . Aklıma gelen görüntüyle gözlerimi sıkıca kapattım . Ne halde olduğunu merak ediyordum . Gerçekten canı yanmış olmalıydı . Şu ellerimi çözersem yapacağım ilk iş o kadının canına okumak olacaktı . Bu yaptığını yanına bırakmayacaktım .
Emre'nin acı dolu bakışları aklıma gelince gözlerimin dolmasına engel olamadan etrafa bakınmaya devam ettim . Yine aynı şeyi hissediyordum . Çaresiz ... Gözlerimi boş depoda hızla taradım . Her tarafı çürümüş haldeydi . Pencereleri vardı ama cam namına bir şey kalmamıştı . Uzakta olan pencereye baktım . Kırık cam parçalarına ulaşmamın imkanı yoktu . Devam etmek zorundaydım . İpi hızla sandalyeye sürtmeye başladım . En azından bir yerlerinden eskimiş olmalıydı . Yoksa tüm yollar kapanacaktı .
Duyduğum inleme sesiyle hızla kafamı kaldırdım . Gözlerim hızlı bir şekilde Mirza'nın yüzünde dolandıktan sonra aralanan gözlerinde takılı kaldı . Derin bir nefes alarak kendimi rahatlatmaya çalıştım . Uyandığına göre kurtulma şansımız daha fazlaydı . En azından yapabileceğimiz bir şey olmalıydı . Kıpırdanmaya çalıştıktan sonra tekrar inlediğinde hala iğnenin etkisinde olduğunu anladım . Onu kandırmaları fazla kolay olmuştu . Aklının bende olduğunu biliyordum . O kadar odaklanmıştı ki kadının ona sapladığı iğneyi bile fark etmemişti . Fark ettiğinde ise çok geç olmuştu .
Uyuşturucu iğnenin tehlikeli insanlar arasında bu kadar bilinen bir şey olduğunu bilmiyordum . Ama yanılmıştım . Yere yığılan bedenine korkuyla bakarken ensemdeki silah hareket etmemi engelliyordu . O an yapabildiğim tek şey durup izlemek olmuştu . Beni kolayca bağlasalar da Mirza'nın baygın ve ağır bedeni hayli zorluk çıkarmıştı . O zamandan beri ellerimi açmaya çalışıyordum . Başarılı olabilir miydim bilmiyordum ama denemeden duramazdım . Gözlerini yavaşça etrafta dolandırdıktan sonra yüzüme odaklandı . İrice aralanan gözlerini izledikten sonra gözlerimi kapattım . Bu sefer bitmiştik . Kıpırdanmaya çalıştıkça canı acıyordu . Ama bunu umursadığını sanmıyordum . Gözlerimi araladıktan sonra fısıldayarak konuşmaya çalıştım .
'Dur artık ' neredeyse duyulmayacak sesim depoda tekrar kulağıma dolduğunda ne kadar sessiz olduğunu anladım . Burasının mezardan bir farkı yoktu . Ve burası bizim de mezarımız olacaktı . Kımıldanmayı kestikten sonra sinirle nefes alıp kafasını geriye bıraktı . Bense tekrar ellerimi açmak için çabalamaya başladım . Korkudan nefes nefese kalmıştım ama bunun beynimi ele geçirmesine izin vermeyecektim . Şuan tek çaremiz sakin olup kurtulmaya çalışmaktı . Gözlerini üzerimde hissettiğimde bakışlarımı yer indirdim . Beni rahatsız ediyordu . Ama bir yandan da peşimden gelmiş olması benim için rahatlatıcı bir şeydi . Beni bırakıp gideceği düşüncesinin bir daha zihnime dolmasına izin vermeyecektim . Onu bırakamıyordum . Ne de o benden gidebiliyordu . Aramızdaki anlamsız ilişkinin bir adı olmasa da çekimin farkındaydım . Tepeme kadar dolup taşan sinirimle ufak bir çığlık atıp ayağımı yere vurdum . Lanet olsun ki elimden bir şey gelmiyordu . Ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadığımda son gücümle ellerimi öne çekmiştim .
O an ise her şey ağır çekime alınmış gibi zihnime dolanmıştı . Birbirinden ayrılan ellerim öne doğru savrulup havada asılı kalmıştı . Donuk bakışlarımı titreyen elime sabitlediğimde ipin kopan kısmı bileğimden süzülüp ayaklarıma düşmüştü . Başarmıştım . Gerçekten başarmıştım . Yüzüme yayılan geniş gülümsemenin ardından hızla gözlerimi Mirza'ya çevirmiştim . İrice açılan gözlerini havadaki ellerime odaklamıştı . Hızla ayaklarıma eğildikten sonra gelişigüzel atılan düğümü de açmıştım . Tam ayaklanacağım sırada duyduğum kilit sesiyle kafamı kapıya çevirdim . Benimle aynı anda kapıya dönen Mirza hızla bana dönüp işaret vermişti . Korkuyla ayağıma ipi doladıktan sonra ellerimi geriye verip iki elimle ipi sıkıca kavramıştım .
'Sonunda ikiniz de uyanık bulabildim ' adamın iğneleyici sesi kulağıma dolduğunda sinirle soludum . O beni öldürmeden ben onu öldürürüm . Zihnimde dolanan cümlenin ardından bakışlarımı yavaş adımlarla yaklaşan adama çevirdim . Yüzünde keyifli bir sırıtışla yanımıza yaklaşıyordu . Aklımdan geleceği on saniye içinde ne yapabileceğimi düşündüm . Sadece yirmi adım sonra yanımızda olacaktı . Ellerimdeki ipin uzunluğunu kontrol ettiğimde yeteri kadar uzun olduğunu anladım . Yanıma gelene kadar bekledikten sonra harekete geçebilirdim . Yapacağım şey zihnimde canlandığında bedenimi ufak bir titreme sardı . Ayaklarımdaki gevşek ipi fark etmemeliydi . Yoksa yaşamama imkan yoktu . Mirza'nın gergin bedenini fark ettiğimde korkumu göstermemeye çabaladım . Korkudan başımın döndüğünü hissedebiliyordum . Yanımıza yaklaştıktan sonra gözlerini bana sabitledi . Konuşmaya başladığında dikkatimi hareketlerine odakladım .
'Seninle güzel bir anlaşma yapabilirdik aslında . Sadece kızı bana verip bir tomar parayla evine dönecektin . Ama sen her zaman ki gibi zor yolu seçiyorsun ' sözleriyle kaşlarımı çattım . En başından beri beni almak istediğini biliyordum . Ama Mirza ona istediğini vermemişti . Kabullenemediği için de bunu yapmayı seçmişti . Ama karar vermiştim . Bu yaptığını ona ödetecektim . İçimden saymaya başladığımda bakışlarını üzerimden çekti .
Bir . Yavaş adımlarla gelip aramıza durduğunda hazır hale geldim . Elimle ipin iki ucunu sıkıca kavradıktan sonra beklemeye başladım . Titreyen ellerimi daha fazla sıktığımda elimdeki ölüm oyuncağını hissedebiliyordum .
İki . Bakışlarını benden çekip Mirza'ya odaklanıyor . Ayaklarımı biraz hareket ettirerek ipi gevşetiyorum . Hazır hale geldiğimde üzerine atlamak için son hareketini bekliyorum . Yavaş yavaş Mirza' ya dönmeye başlayan bedeniyle sessizce ayağımı ipten kurtarıyorum . Elimdeki ipin bir ucunu bıraktıktan sonra beni izleyen Mirza'yı umursamadan elimi öne getirip ipi tekrar tutuyorum . Tamamen Mirza'ya dönüp beni görmez hale gelmesi gerekiyor . Bir adım daha attığında gergin bedenimi dikleştiriyorum .
Üç . Arkasını tamamen bana döndüğünde hızla üzerine atıldım . Elimdeki ipi sıkıca boynuna doladıktan sonra geriye çektiğimde ne olduğunu anlayamadan çırpınmaya başladı . Son gücümle ipi kendime çektiğimde panikleyerek bedenini arkaya savurup duvara çarpmama neden olduğunda çığlık attım . Sırtımda hissettiğim ağrıyla inlesem de ipi sıkıca tutmaya devam ediyorum . Elleriyle ipi kavrayıp beni öne çekeceği sırada dizinin arkasına sıkı bir tekme savurdum . Dizlerinin üzerine yere çöktüğünde dizlerimi sırtına yasladıktan sonra ipi son gücümle kendime çektim . Kızaran yüzünü arkadan az da olsa görebiliyordum . İpi çekmekten ağrıyan avuç içlerim kendini belli ettiğinde son bir güçle ipi çekip bedenini yana doğru savurdum . Hareketsiz bedeni yere düştüğünde kapalı gözlerine baktım . Ölmüş müydü ? Bilmiyordum . Korku tüm bedenime yayıldığında titreyen dizlerim kendini belli etmeye başladı .
Nefes nefese kaldığım için hızla atan kalbim zorlanmama neden olsa da umursamıyordum . Hızla Mirza'nın yanına doğru yürüyüp önünde durduğumda irice açılan gözlerini üzerime çevirip derin bir nefes aldı . Eğilip ayaklarındaki ipi çözdükten sonra arkasına geçerek ellerini çözmeye başladım . Sıkı düğümü titreyen parmaklarımla zorla çözükten sonra geriye çekilip ayaklanmasını bekledim . Hızla ayağa kalktıktan sonra yerde uzanan bedenin yanına ilerledi . Yere eğilip elini bileğine koyduğunda kesilen nefesimi hissettim . Öldüyse ne yapacaktım ? Bir daha mı aynı kabusları görecektim .
'Yaşıyor ' Mirza'nın sesini duyduğumda rahatladım . Ölmediği için şanslıydım . Neredeyse iki dakika boyunca boğazını tüm gücümle sıktığım için ölmüş olduğunu düşünmüştüm . Mirza eline aldığı iplerle adamı bağlamaya başladığında hızla kapıya ilerlemeye başladım . Buradan çıkacak olmak iyi hissettiriyordu . Mirza'nın yanıma geldiğini fark edince kapıyı aralayıp etrafa bakındım . Kadının nerede olduğunu bilmediğimiz için dikkatli olmalıydık . Kapıdan çıkıp ilerlemeye başladığımızda Mirza ilerideki arabayı işaret etti . Arabayla buraya kadar bizi takip etmişti ama o da yakalanmıştı . Mirza gibi zeki birisinin bu oyuna nasıl geldiğini merak ediyordum .
Hızla arabaya doğru ilerlemeye başladığımda duyduğum silah sesi çığlık atmama neden olmuştu . Korkuyla arabanın arkasına geçtiğimde Mirza'da benimle beraber eğilmişti . Ard arda gelen silah sesleriyle titremeye başladığımda Mirza ne zaman aldığını fark etmediğim silahı belinden çıkardı . Dudaklarından kaçan inlemenin ardından kaşlarını çattığında gözlerimi üzerinde gezdirdim . Kolundan süzülen koyu renge baktığımda kan olduğunu anlamam uzun sürmemişti . Korkuyla çığlık attığımda sanki vurulmamış gibi silahı sıkıca kavradı . Ne yapmaya çalışıyordu ? Bir kere vurulmuştu zaten . Hızla kolundan yakaladığımda bakışlarını yüzüme sabitledi .
'Dikkatlice arkaya bin . Yere eğil sakın pencerenin hizasında olma' kafamı salladığımda bir anda ayaklandı . Ateş etmeye başladığında dediğini yapıp hızla arkaya bindim . Eğilebildiğim kadar alta eğildikten sonra koltuğun arkasına yaslandım . Titreyen parmaklarıma baktıktan sonra derin bir nefes aldım . Az kalsın birini daha öldürüyordum . Yine katil olacağımı düşünmek ürkmeme neden oldu . Arabanın ön kapısında duyduğum sesle beraber araba çalıştığında korkarak arkama döndüm . Öne baktığımda Mirza gaza yüklenerek ilerlemeye başladı .
Arkamızdan gelen silah seslerini duysam da artık bize yetişemezdi . Hızla saklandığım yerden çıktıktan sonra öne geçtim . Bedenimi koltuğa bıraktığımda kesik bir nefes alıp gözlerimi Mirza'ya çevirdim . Görüş alanıma tekrar kanayan kolu girince içimde hissettiğim sızı kendini belli etti . Neden oma bir şey olduğunda canım yanıyordu . Her şekilde canımı yakıyordu . Bunu sevgisini kullanarak da yapmaktan çekinmiyordu . Hızla torpido gözünü açıp koluna saracak bir şeyler aradım . Kanamasının durması gerekiyordu . Aksi taktirde bitkin düşüp bayılabilirdi . Bir şey bulamayınca sinirle inledim . Daha demin ölüm korkusu yaşarken şimdi bulamadığım sargıya sinirleniyordum .
İçimde oluşan gülme isteğiyle dudaklarımı araladım . Ufak bir kahkaha dudaklarımdan döküldükten sonra devamı da gelmeye başladı . Deli gibi gülmeye başladığımda yanağımdan süzülen yaşlar her şeyi tersine çevirdi . Bir anda değişen duygularımla hıçkırmaya başladığımda gülüşlerim gözyaşlarımda boğuldu . Ellerimle yüzümü kapattığımda arabayı durdurdu . Hıçkırıklarım boğazımı tırmanıp etrafa yayılıyordu .
Ağlıyordum . Ağlıyordum çünkü artık bu hayat dayanılmaz bir hâl alıyordu . Başıma gelenlere artık dayanamıyordum . Yüzüme yapışan saçlarımı hızla geriye itekledikten sonra derin bir nefes aldım . Ağlamayacaktım . Artık ağlamak istemiyordum . Ne olursa olsun artık aynı şeyleri yaşamak istemiyordum .
'Özür dilerim ' şaşkınca durakladım . Özür mü dilemişti ? Doğru duymuştum . Bakışlarımı ona çevirmeden alayla gülümsedim . İçimde ona karşı olan tüm duyguları elleriyle parça parça ediyordu . Şimdi de özür mü diliyordu . Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladım .
'Ne için ? Hayatımı mahvettiğin için mi ? ' gözlerim ellerine kaydığında direksiyonu sıkan parmaklarının beyazladığını fark ettim . Arabada duyulan tek şey nefeslerimizdi . Ama tek fark o sinirle soluyordu . Ben ise çaresizliğin verdiği sıkıntıyla kesik kesik nefesler alıyordum . Konuşmasını istemiyordum . Ya da olaylar hakkında bir açıklama yapmasını . Her zaman sessiz ve ürkünç olmuştu . Şimdi de öyle olmasını istiyordum . Bedenimde kendini belli eden uykuya karşı gelmeyecektim . Koltuğa yavaşça yayıldıktan sonra Mirza'ya arkamı döndüm .
'Eve gitmek istiyorum ' gözlerimi kapatarak beklemeye başladım . Bir süre sonra da arabayı çalıştırarak yola tekrar girdi . Titreyen ellerimi birbirine geçirdim . Bu ellerle kendimi kurtarmıştım . Zayıf bedenime rağmen o adamı yere sermeyi başarmıştım . Güçlendiğimi fark ettim . Artık bedenim eskisi gibi değildi . Sakin hayatımdan geriye hiç bir şey kalmamıştı . Kendimi korumak zorunda olduğumu kabullenmiştim . Bir katilin yanında melek olamazdım . Gün geçtikçe ona benziyordum . Bu canımı sıkıyordu . Onun gibi soğuk kanlı olmaya başlıyordum.
Çoğu şeyi artık umursamıyordum ve bu kalbime ihanet ediyordu . Benliğimden uzaklaştıkça başka bir Ülkü doğuyordu . Eski , benim küllerimden doğan yeni bir kişilik . Ve bu kişi bir katile dönüşüyordu . Sevdiğim her şeyi kaybediyordum . En sevdiğim renk ne ara siyah olmuştu ? Ya da ne zamandan beri korkmuyordum ölü bedenlerden ? Her şeyin değiştiğini anlamam uzun sürmüştü . Mirza'nın dünyasında yeni bir yer vardı ve ben o yerde yaşıyordum . O yere hapsolmuştum . Kaçacak bir yerim bile yoktu . Gözlerimi aralayarak aynadan yüzüme odaklandım . Her zaman olduğu gibi solgun görünen yüzüme baktım . Ne zaman kendimi gülümserken görecektim ? Emin değildim . Belki de bir daha gülümsemeyecektim . Gözlerimi tekrar kapatarak uykunun bedenimi sarmasına izin verdim.
Gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım . Ama eve gelene kadar o kadar çok uyumuştum ki rahat yatağım bile uykumu getirmiyordu . Eve dört saatten sonra gelebilmiştik . Bu sürede uyumuştum ve şimdi uykum yoktu . Ama uyumak istiyordum . Uyumak en iyi çözümdü gözümde . Çünkü uyurken hayata dair hiç bir şeyi duyamazdım . Ve bu benim için çok iyiydi . Hayatımdaki gerçeklere yüz çeviriyordum bir bakıma . Sinirle oflayıp yattığım yerden doğruldum .
Sızlayan avcumu tekrar hissetmiştim . Gözlerimi ellerime çevirdim . İpi çekerken fazla tahriş olmuşlardı ve artık yanıyorlardı . Kızardıkları için ipi ne kadar sıkı tuttuğum belli oluyordu . Soğuk bir şeyler bulmam gerekiyordu . En azından yanması geçerdi . Ondan sonra da merhem bulabilirdim . Yavaş hareketlerle ayaklarımı yataktan sarkıttım . Kımıldayacak gücüm bile yokken şimdi daha iyi hissediyordum . Sanırım kendimi kurtarmış olmam bana güç veriyordu . Sanki her şeyin üstesinden gelebilecek gibi hissediyordum . Kapıyı aralayarak merdivenlere ilerlemeye başladım . Mirza evde miydi bilmiyordum . Alışmıştım artık evde tek kalmaya .
Salona indiğimde boş bir evle karşılaşmıştım . Gerçekten evde yoktu . Omuz silkip mutfağa girdikten sonra dolaba ilerledim . Buzluğu açtıktan sonra gözüme ilişen buzluğu elime aldım . İçinde iki üç tane olsa da işimi görebilirdi . Tezgaha çıkardığım bardağın içine buzları koyduktan sonra içine biraz da su döktüm . Kapının sesi kulağıma geldiğinde Mirza'nın geldiğini anlamıştım . Sinsice sırıtıp kapının köşesine saklandığımda aklımdan onu korkutmak geçiyordu . Yüz ifadesi gözümün önünde canlanınca gülümsemeden duramadım . Bir adım daha attıktan sonra tam ileriye atılmıştım ki bir ses salonda yankılandı .
'Gerçekten ölmüş mü ? ' Zamir'in sesi kulağıma dolandığında kaşlarımı çatarak bedenimi iyice geriye çektim . Kim ölmüştü ? Mirza'nın sıkıntıyla verdiği nefesini duyduğumda bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.
'Ölmüş ' bu sefer nefes alma sırası Zamir'e geçmişti . Neler oluyordu ? Kim ölmüştü . Kimin öldüğünü merak ediyordum . Böyle sessizce konuştuklarına göre bilmemem gereken birisiydi . Avucumdaki suyun soğukluğu içimi titretiyordu . Bedenim bir anda buz kesmiş gibi yerinden kıpırdamıyordu . Çatılan kaşlarımla gözümü biraz salona kaydırdım . Mirza'nın koluna sıkıca sardığı sargıyı görebiliyordum . Yüz ifadesi belli olmuyordu ama bir şey olduğu kesindi .
'Ülkü'ye söy-- ' Mirza bir anda gürlediğinde korkuyla sıçradım . Neden bir anda böyle tepki verdiğini anlayamadığım için şaşkınca durmaya devam ediyordum . Bir yandan da korkuyordum .
'Sakın Ülkü'nün bundan haberi olmasın ! Sakın !! ' neler oluyordu burada ? Neyi bilmemem gerekiyordu anlamıyordum . Derin bir nefes alarak sakin kalmaya çalıştım . İçimde büyüyen bir sıkıntı vardı . Ve bu sıkıntı iyi şeyler olmayacağını hissettiriyordu . Sanki kocaman bir boşluğa düşmek üzereydim . Ve bunun farkında bile değildim . Zamir konuştuğunda duyduğum kelimenin beynime ok gibi saplandığını hissettim .
'Babasının öldüğünü nasıl saklayabiliriz ? ' nefesim bir anda kesildiğinde duyduğum şeyin doğru olup olmadığını düşünmeye başladım . Hayır babam ölmüş olamazdı . Bana şaka yapıyor olmalıydı . Beynim düşünmeyi bıraktığında aralanan dudaklarımda tuzlu göz yaşlarımı hissettim . Boğazıma kocaman bir yumruk oturmuş gibi hissediyordum . Titreyen parmaklarımdaki bardağın kaydığını hissettiğimde büyük bir gürültüyle yere düşmesi uzun sürmemişti . Titreyen ellerim havada kaldığında mutfağa hızla giren Mirza'ya gözüm takıldı .
Bomboş hissediyordum . Kocaman bir boşluğun içine hapsolmuştum . Sanki arkamdaki kocaman dağ bir anda yerle bir olmuştu . Babam ! Benim babam ölemezdi . Daha onun yanında olamadan nasıl ölebilirdi . Yalan söylüyorlardı !
'Yalan söylüyorsun demi ' fısıldadığımda gözlerini acıyla kaçırdı .
'Benim babam ölmüş olamaz !! ' sinirli çıkan sesimin ardından hızla salona ilerledim . Hayır bu bir rüya olmalıydı . Bu bir rüyaydı ve ben biraz sonra uyanacaktım . Gözlerimden akan sel gibi yaşları durdurmak istiyordum . Neden buna inanmak zorundaydım ki ? Ellerimi saçlarıma geçirerek güçlü bir çığlık attım .
'Yalan söylüyorsun !!! Yine beni kandırmak istiyorsun . Canımı yakmak için yapıyorsun !!! ' kafasını salladığında gözlerimi kapatıp nefes almaya çabaladım . Buna nasıl inanırdım ? Nasıl kabul ederdim ölümü bu kadar kolay ? Hızla gözlerimi aralayıp televizyona bakındım . Eğer doğruysa ne yapacaktım ? Nasıl dayanacaktım buna .
Titreyen parmaklarımla kumandayı kavradım . Zamir'in çaresiz bakışlarını görebiliyordum . Hızla tuşlardan birisine bastım . Ekran ışıldadıktan sonra yarışma programlarından birine denk geldi . Kesik bir nefes aldım . Neden ilerleyecek güveni bulamıyordum ? Neden aptal gibi inanıyordum ? Bir kere daha bastıktan sonra haber kanalı gelmişti . Korkuyla nefes alıp beklemeye başladım . Taşıyamadığım bedenimi koltuğa bıraktım . Ellerimi korkuyla yüzüme kapatıp beklemeye başladım .
Trafik kazası haberi veriliyordu . Haberin hiç bitmesini istemeden dinlemeye devam ettim . Kalbim sanki parçalanıyordu . Bu nasıl bir acıydı böyle ? Bu içimdeki nasıl bir hiçlikti ? Hissettiğim acılardan nasıl bin kat beterdi ? Hiç bir acı kadar güçlü değildi bu içimdeki . Güçlü bir ses duyunca korkuyla kafamı kaldırdım . Son dakika haberleri . Gözlerimi irice aralayarak ekrana bakılı kaldım . Titreyen parmaklarımla kollarıma destek verdim . Kalkmak için çabalıyordum . Spikerin sesi odada yankılandığında kalbimin ritminin durmak üzere olduğunu hissettim .
İkinci bir kayıp daha ! Gece geç saatlerde , evinde ağır yaralı halde bulunan Sertvet Soyer hayatını kaybetti . Piyasanın ünlü isimlerinden olan Soyer Holding şirketinin sahibi Servet Soyer , dün gece saat iki sularında odasında ağır yaralı halde bulundu . Herhangi bir görgü tanığı veya kamera kayıtlarının olmaması tüm şüpheyi rakip şirketin sahibi Poyraz Ölcer'e çevirdi . Karnından sayılarca bıçak darbesi alan , olay yerinde yapılan ve durumunun ağır olduğu açıklanan Servet Soyer kaldırıldığı hastanede sabah saatlerine doğru hayatını kaybetti . Piyasayı şok eden bu olay akıllarda soru işareti bıraktı . Kim ya da kimler tarafından yapılan bu olay ne için yapıldı hala bir bilgi bulunmuyor . Yaşların firar ettiği gözlerimi cenaze görüntülerine çevirdim . Tabutun içinde sarılı olan beden babama mı aitti ? Babam nasıl olur da toprağa hapsolurdu ? İnanmak istemiyordu zihnim . Kabullenmiyordu bunu . Öylece durup nasıl izleyebilirdim ki ?
Kızının ardından kocasını da kaybederek çaresizliğe sürüklenen Ahu Soyer ise ayakta durmak için ilaçlardan destek alıyor . Bu talihsiz olaydan sonra Ahu Hanım'a baş sağlığı diliyoruz . Gözlerimi annem olacak kadına çevirdim . O kadar iyi rol yapıyordu ki . Sahte göz yaşlarını izledim . Babama ne yapmıştı ? Onun yüzünden babam ölmüştü . Tabuta sarılarak ağlayan anneme baktıktan sonra içimde alevlenen öfkeyi hissettim . Babamın düşmanı olacak bir insan yoktu . Etrafındaki herkes onu severdi . Kimse onu uykusunda öldürecek kadar nefret etmezdi . Ellerimi sıkarak ekrana bakmaya devam ettim . Babam ölmüştü .
'Babam öldü ' fısıldadığım kelimeler zihnime kor gibi dağılmıştı . Alev alan kalbim bedenimi cayır cayır yakıyordu zehiriyle . İnsan hayatının anlamını kaybedince böyle mi hissediyordu ? Hayatına anlam katan tek varlık ellerinden kayıp gidince böyle mi yanıyordu içi ? Tarif edilemez bir acıydı bu . Gözlerimi kapatarak kendime gelmeye çabaladım . Ama bu mümkün olmuyordu . Titreyen bacaklarımı dik tutmaya çabaladım . Her şey o kadının yüzünden olmuştu . Babama bunu yapanın o olduğuna da emindim .
'Babam öldü !!! ' çığlığım evde yankı yaptığında gözlerimi Mirza'ya çevirdim . Gözlerindeki acıyan ifade beni çileden çıkarıyordu . Sinirden titreyen bedenim bana hiç yardımcı olmuyordu . Ne hissettiğimi bile bilmiyordum . Ne yapmalıydım ? Ne demeliydim bilmiyordum . Ama öylece durup beklemeyecektim . Kaybedecek bir şeyim kalmamıştı . Artık kaybetmekten korktuğum hiç bir şey yoktu . Gözlerimi ekrana çevirdikten sonra öfkeyle fısıldadım .
'Onu öldüreceğim ! ' gözleri aralan Mirza'ya fırsat vermeden ileriye atıldım . Çekmeceyi aralayarak Mirza'nın her zaman buraya koyduğu silahı sıkıca kavrayıp arkama döndüm . Üzerime gelen iki bedene doğrulttuğum silah durmalarına neden olmuştu .
'Onu öldüreceğim !! ' çığlıklarıma karışan hıçkırıklarımla bir kere daha tekrarladım . Onu öldürecektim . Çektirdiği kadar acı çekecekti . Yaşattığı tüm şeylerin hesabını bir bir verecekti bana . Şuan karşımda olmasını dilerdim . Eğer karşımda olsaydı onu hiç düşünmeden öldürürdüm . Bir saniye bile tereddüt etmeden .
'Ülkü sakin ol ! Silahı bana ver '
'Onu öldüreceğim !! ' aynı şeyleri fısıldıyordum . İçimdeki acının beynime yayıldığını hissettiğimde üzerime atılan Zamir görüş alanıma girdi . Bedenimi saran güçlü kollarıyla çığlık atarak çırpınmaya başladım . Kimse beni durduramayacaktı ! Kimse !! Üzerimdeki bedeni bir anda öne doğru fırlattım . Sırt üstü koltuğa düşen Zamir inleyerek gözlerini kapattı . Sinirlendiğimde canavara dönüştüğümü biliyordum . Bunu er ya da geç fark etmiştim . Ve şuanda da sinirden delirmek üzereydim . Hızla yere eğilip silahı almak için hareketlendim . Ama Mirza benden önce davranıp silahı kapıya doğru fırlatmıştı . Bir anda kollarımı sıkıca tuttuğunda geri çekilmeye çalışmıştım ama izin vermemişti . Zamir 'in çekmecedeki iğneleri karıştırdığını görünce sinirle bir çığlık daha attım .
Bu sefer izin vermeyecektim . Üzerime doğru gelen Zamir'i fark edince sırtımı Mirza'ya yaslayıp , Zamir'in karnına sert bir tekme geçirdim . Elindeki iğne kenara fırlarken sertçe yere düştü . Şaşkın gözlerini umursamadan bedenimi saran kollara yöneldim . Mirza'nın vurulduğu aklıma gelince elimi tüm gücümle sargının olduğu yere bastırdım . Boğazından güçlü bir feryat döküldüğünde ellerini gevşetmişti . Hızla arkama dönüp bedenini geriye doğru iteklemiştim . Kolunu tutarak yere eğildiğinde kapıya koşmak için zamanım olmuştu . Eğilip yerdeki silahı aldıktan sonra aralık olan kapıdan hızla çıkmıştım . O kadının işini bugün bitirecektim . Yaşamaya devam ettikçe babamın arkasından iş çevirmelerini izleyemezdim . Merdivenleri resmen uçarak indikten sonra Mirza'nın arabasına ilerlemeye başladım . Sürmeyi çok iyi bilmiyordum . Ama bu umrumda değildi . Kapıyı araladıktan sonra hızla kapattım ve kilitledim .
Beni durdurmalarına izin vermeyecektim . Bu sefer olamazdı . Babamın öldüğü gerçeği aklıma gelince hıçkırarak direksiyona vurdum . Kabullenmeyecektim . Ölmüş olamazdı . Hızla çalıştırma düğmesine dokundum
Araba biraz sonra kendiliğinden çalışmıştı . Gaza basarak ilerlemeye başladığımda biraz ileride duran Zamir gitmemem için önümü kesmişti . Onu ezmem gerekse bile durmayacaktım . Bir anda gaza yüklendiğimde aramızdaki mesafe beş saniyede kapanmıştı .
'Lanet olsun !! ' Mirza'nın gürleyen sesini duysam da bir süre sonra susmuştu . Zamir kendini arabın önünden zorla çektiğinde gaza daha fazla yüklenip yola çıkmıştım . Buğulanan gözlerim yolu görmeme engel olsa da gazdan ayağımı çekmiyordum . Bir süre sonra ana yola çıktığımda etrafa bakındım . Berbat hissediyordum . Kalbimi kemiren bir acı vardı . Elimdeki silahı hızla yanımdaki koltuğa bıraktım .
'Kızım ' babamın sesini duyduğumda kaşlarımı çatarak bakışlarımı yanımdaki koltuğa çevirdim . Babamı gördüğümde hızla frene yüklendim . Bedenim öne doğru savrulduğunda korkuyla nefes aldım .
'Baba?' gülümsediğinde gözlerim irice açıldı . Hayal mi görüyordum ? Deliriyor muydum ? Kafamı hızla sallayıp babamın görüntüsünü izledim . Karnından sızan kanı görünce istemsizce çığlık attım .
'Korkma' fısıldadığında elimi yüzüme kapatıp kafamı direksiyona yasladım . Kafamı koyduğum direksiyondan güçlü bir korna sesi yankı yaptığında umursamadan öyle durmaya devam ettim . Hıçkırıklarım arabayı doldurduğunda nefes nefese konuşmaya çalıştım .
'Korkuyorum . Nasıl gidersin ? Nasıl beni bırakabildin ? ' kafamı kaldırıp ona kızmaya başladım . Korkuyordum . O yoktu artık . Gitmişti . Ölüm . Dört harfti ama çok acı veriyordu .
'Özür dilerim . Gitmek istemezdim ama böyle olmak zorundaymış 'kaşlarımı çatarak bakışlarımı ondan kaçırdım .
'Hayır . Gitmek zorunda değildin ' sıkıntıyla nefes verdiğinde kaybolan görüntüsüne korkuyla baktım . Görüntüsü bir gidip bir geliyordu .
'Baba !! ' korkuyla bağırdığımda gözlerini bana çevirip konuşmaya başladı .
'Şimdilik gitmem gerek . Üzülme kızım . Unutma , her zaman yanındayım '
'Baba !! ' kaybolan görüntüyle daha çok hıçkırmaya başladım . Hayal görmüştüm . Kafamda canlanan hayal beni delirtmek üzereydi . Hızla arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladım . Kendimi kaybetmiştim . Sağlıklı düşünemediğimin de farkındaydım . Ama düşünsem ne fark ederdi . Böyle yapmamın babamı getirmeyeceği gerçeğini bilsem de , bir şey yapmadan durursam da gelmeyeceğini biliyordum . Arada kalmıştım . Bir yanım öfkeyle kalkıyor gözünün yaşına bile bakmadan onu öldürmek istiyordu . Bir yanım ise nasıl katil olacağımı soruyordu zihnime . Buğulu gözlerim yolu bulanıklaştırdığında gözlerimi kapatıp geri açtım .
Gözüme vuran güçlü ışık dengemi alt üst ettiğinde hızla direksiyonu yana çevirmiştim . Çığlığım arabada dolanıp kulağıma geri yetişmişti . Duyduğum güçlü korna sesinin ardından ters dönen araba zihnime yerleşen son görüntü olmuştu . Babamın yanına gitmek istiyordum . Onu yalnız bırakamazdım . Ruhum bedenimden ayrılmadan önce hissettiğim tek şey yüzüme vuran soğuktu . Ve bu soğuk ölüm kadar ürpertiyordu . Ölüm . Dört harf , kor alevler kadar acı ...