DURAKTAKİ KATİL (TAMAMLANDI)

By sirinpandaa

1M 46.3K 10.8K

Donuk gözlerini ucunda durduğu uçurumdan çekti. Bakışları beni bulduğunda gözlerindeki acı ifadenin ne kadar... More

1- ÖLÜMÜN SOĞUK NEFESİ
2 KAÇIŞ
3. ÖLÜ BEDEN
4. GÖLETTEKİ CESETLER
5.İÇİMDEKİ NEFES
6.SENİN YANIN ÖLÜM !!
7. KURTULUŞ
8. ÖLÜMÜ HİSSETMEK
9. KATİLİ SEÇMEK
10. ACI FERYATLAR
11. UTANÇ
12. ANGEL OF DEATH
13.ZİNCİR
14. ZEHİR
15.VİCDANSIZ
16.ACI
17. KÖTÜ RUH
18. ÖLMELİSİN !
19.SİYAH YAĞMUR
ÇOK ÖZEL FRAGMAN !!!
20.KARANLIĞI TERK EDERİM
21.CEZA
22. ÖLÜ
23. MEZAR
24. HİSSİZ
25. KURŞUN
26. BANA AİT
27.MUHTAÇ
28. LAVİNİA
29.ÖZGÜR KUŞ
30. ÖPÜCÜK
32. YOKLUĞUNDA
33. PLAN
34. KARANLIĞIN DOĞUŞU
35. ARZU
36. KOALA
37. ELVEDA
38.KÜL
39. BİTTİ
40. SONSUZLUK
41. MİLA
42. FİNAL - PART 1
43. FİNAL - PART 2
ÖZEL BÖLÜM ❤
DUYURU

31. KORKU

17.7K 774 76
By sirinpandaa

İlk olarak okumaya başlamadan bunu okumanızı rica ediyorum . Kitabıma yapılan yorumlara her zaman saygı duyan birisiyim . Ama bu aralar çoğu kişi kitabımda kadınları aşağıladığımı düşünüyor ve yanılıyor . Bu kitap bir katilin kitabı . Güzel şeyler olmasını ben bile beklemiyorum . Ve inanın bana Ülkü'nün sürekli ezilmesi benim de hoşuma gitmiyor . Eğer bu katili anlatan bir kitap olmasaydı her şey daha farklı olabilirda ama değil .

O yüzden elbet belirli bir bölüme gelene kadar bazı şeyler yaşanmak zorunda . Bir katilin kaçırdığı kıza iyi davranmasını bekleyemeyiz . Bunun gibi bir çok kitap var ben de okuyorum . Evet benim de hoşuma gitmiyor sürekli kızların zor durumda olması ama kitabın ilerlemesi için bunlar olmak zorunda . Ve şunu lütfen unutmayın . Bu bir kurgu . Bu kitap gerçek değil ve tamamen bir hayal ürünü . Karakterler , olaylar , yaşananlar ... Hepsi zihnimde canlanan şeyler . Ve gerçek dünyada bir katilin kaçırdığı kişiyi yaşatacağını sanmıyorum . Ki Ülkü hala hayatta . Yapılan yorumlara tamamen saygı duyuyorum .

Hatta hatalarımı , beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yerleri söylemeniz benim için daha güzel . Ama lütfen beni de anlayarak yorum yapın . Bu bir aşk kitabı olmadığı için ben de böyle yazmak durumunda kalıyorum . Eğer okuyanlara karşı bir yanlışım olduysa herkesten özür diliyorum öncelikle . Fakat beni de anlamanızı rica ediyorum . Bu konu hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum . Lütfen yazdıklarımı değerlendirin . Okuyan herkese teşekkür ediyorum . İyi okumalar ...

* Şarkının bölüme uyacağını düşünerek koydum . Dinlemenizi öneririm :)

*Eğer yukarıdaki açılmıyorsa okurken yanda görünen müzik şeysine basarak diğer müziği dinleyebilirsiniz :)

***

Sıkı sıkıya bağlanan bileklerimi kurtarmak için çabalamaya devam ediyordum . Kaç saatten beri ipi sandalyeye sürterek koparmaya çalıştığımı bilmiyordum . Yorgunluktan bitap düşen bedenimin kımıldayacak hali kalmamış olsa da pes etmiyordum . Sıkıntıyla aldığım nefesin ardından , yanağımdan yuvarlanan yaşı umursamadan ellerimi hareket ettirmeye devam ettim . Pes edemezdim . Ne olursa olsun pes edemezdim . Ya şimdi kurtulacaktım ya da burada onunla beraber ölecektim .

Aklıma dolan görüntülerle gözlerimi Mirza'ya çevirdim . Hala baygın halde olduğuna inanamıyordum . Kaç saat geçtiğini bilmiyor olsam da artık uyanması gerektiğini fark ediyordum . Burada ölüp gitmek istemiyordum . Ağrıyan bileğim bir kere daha sızladığında yüzümü buruşturdum . Ayaklarım sıkı bağlanmış olmasa da ellerim olmadan bir işe yaramıyorlardı . Alnımdan süzülen ter yanağımı yakarak geçtiğinde sinirle elimi çektim . Saatlerdir bununla uğraşıyordum ama hiç bir etkisi olmamış mıydı ? Yutkunarak kafamı geriye attığımda boğazımdaki yumru kendini belli etti . Keşke o kadının beni götürmesine izin vermeseydim . Kalabalıktan faydalanıp kurtulabilirdim ama ona inanmayı seçmiştim . Emre'yi vurdu . Aklıma gelen görüntüyle gözlerimi sıkıca kapattım . Ne halde olduğunu merak ediyordum . Gerçekten canı yanmış olmalıydı . Şu ellerimi çözersem yapacağım ilk iş o kadının canına okumak olacaktı . Bu yaptığını yanına bırakmayacaktım .

Emre'nin acı dolu bakışları aklıma gelince gözlerimin dolmasına engel olamadan etrafa bakınmaya devam ettim . Yine aynı şeyi hissediyordum . Çaresiz ... Gözlerimi boş depoda hızla taradım . Her tarafı çürümüş haldeydi . Pencereleri vardı ama cam namına bir şey kalmamıştı . Uzakta olan pencereye baktım . Kırık cam parçalarına ulaşmamın imkanı yoktu . Devam etmek zorundaydım . İpi hızla sandalyeye sürtmeye başladım . En azından bir yerlerinden eskimiş olmalıydı . Yoksa tüm yollar kapanacaktı .

Duyduğum inleme sesiyle hızla kafamı kaldırdım . Gözlerim hızlı bir şekilde Mirza'nın yüzünde dolandıktan sonra aralanan gözlerinde takılı kaldı . Derin bir nefes alarak kendimi rahatlatmaya çalıştım . Uyandığına göre kurtulma şansımız daha fazlaydı . En azından yapabileceğimiz bir şey olmalıydı . Kıpırdanmaya çalıştıktan sonra tekrar inlediğinde hala iğnenin etkisinde olduğunu anladım . Onu kandırmaları fazla kolay olmuştu . Aklının bende olduğunu biliyordum . O kadar odaklanmıştı ki kadının ona sapladığı iğneyi bile fark etmemişti . Fark ettiğinde ise çok geç olmuştu .

Uyuşturucu iğnenin tehlikeli insanlar arasında bu kadar bilinen bir şey olduğunu bilmiyordum . Ama yanılmıştım . Yere yığılan bedenine korkuyla bakarken ensemdeki silah hareket etmemi engelliyordu . O an yapabildiğim tek şey durup izlemek olmuştu . Beni kolayca bağlasalar da Mirza'nın baygın ve ağır bedeni hayli zorluk çıkarmıştı . O zamandan beri ellerimi açmaya çalışıyordum . Başarılı olabilir miydim bilmiyordum ama denemeden duramazdım . Gözlerini yavaşça etrafta dolandırdıktan sonra yüzüme odaklandı . İrice aralanan gözlerini izledikten sonra gözlerimi kapattım . Bu sefer bitmiştik . Kıpırdanmaya çalıştıkça canı acıyordu . Ama bunu umursadığını sanmıyordum . Gözlerimi araladıktan sonra fısıldayarak konuşmaya çalıştım .

'Dur artık ' neredeyse duyulmayacak sesim depoda tekrar kulağıma dolduğunda ne kadar sessiz olduğunu anladım . Burasının mezardan bir farkı yoktu . Ve burası bizim de mezarımız olacaktı . Kımıldanmayı kestikten sonra sinirle nefes alıp kafasını geriye bıraktı . Bense tekrar ellerimi açmak için çabalamaya başladım . Korkudan nefes nefese kalmıştım ama bunun beynimi ele geçirmesine izin vermeyecektim . Şuan tek çaremiz sakin olup kurtulmaya çalışmaktı . Gözlerini üzerimde hissettiğimde bakışlarımı yer indirdim . Beni rahatsız ediyordu . Ama bir yandan da peşimden gelmiş olması benim için rahatlatıcı bir şeydi . Beni bırakıp gideceği düşüncesinin bir daha zihnime dolmasına izin vermeyecektim . Onu bırakamıyordum . Ne de o benden gidebiliyordu . Aramızdaki anlamsız ilişkinin bir adı olmasa da çekimin farkındaydım . Tepeme kadar dolup taşan sinirimle ufak bir çığlık atıp ayağımı yere vurdum . Lanet olsun ki elimden bir şey gelmiyordu . Ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadığımda son gücümle ellerimi öne çekmiştim .

O an ise her şey ağır çekime alınmış gibi zihnime dolanmıştı . Birbirinden ayrılan ellerim öne doğru savrulup havada asılı kalmıştı . Donuk bakışlarımı titreyen elime sabitlediğimde ipin kopan kısmı bileğimden süzülüp ayaklarıma düşmüştü . Başarmıştım . Gerçekten başarmıştım . Yüzüme yayılan geniş gülümsemenin ardından hızla gözlerimi Mirza'ya çevirmiştim . İrice açılan gözlerini havadaki ellerime odaklamıştı . Hızla ayaklarıma eğildikten sonra gelişigüzel atılan düğümü de açmıştım . Tam ayaklanacağım sırada duyduğum kilit sesiyle kafamı kapıya çevirdim . Benimle aynı anda kapıya dönen Mirza hızla bana dönüp işaret vermişti . Korkuyla ayağıma ipi doladıktan sonra ellerimi geriye verip iki elimle ipi sıkıca kavramıştım .

'Sonunda ikiniz de uyanık bulabildim ' adamın iğneleyici sesi kulağıma dolduğunda sinirle soludum . O beni öldürmeden ben onu öldürürüm . Zihnimde dolanan cümlenin ardından bakışlarımı yavaş adımlarla yaklaşan adama çevirdim . Yüzünde keyifli bir sırıtışla yanımıza yaklaşıyordu . Aklımdan geleceği on saniye içinde ne yapabileceğimi düşündüm . Sadece yirmi adım sonra yanımızda olacaktı . Ellerimdeki ipin uzunluğunu kontrol ettiğimde yeteri kadar uzun olduğunu anladım . Yanıma gelene kadar bekledikten sonra harekete geçebilirdim . Yapacağım şey zihnimde canlandığında bedenimi ufak bir titreme sardı . Ayaklarımdaki gevşek ipi fark etmemeliydi . Yoksa yaşamama imkan yoktu . Mirza'nın gergin bedenini fark ettiğimde korkumu göstermemeye çabaladım . Korkudan başımın döndüğünü hissedebiliyordum . Yanımıza yaklaştıktan sonra gözlerini bana sabitledi . Konuşmaya başladığında dikkatimi hareketlerine odakladım .

'Seninle güzel bir anlaşma yapabilirdik aslında . Sadece kızı bana verip bir tomar parayla evine dönecektin . Ama sen her zaman ki gibi zor yolu seçiyorsun ' sözleriyle kaşlarımı çattım . En başından beri beni almak istediğini biliyordum . Ama Mirza ona istediğini vermemişti . Kabullenemediği için de bunu yapmayı seçmişti . Ama karar vermiştim . Bu yaptığını ona ödetecektim . İçimden saymaya başladığımda bakışlarını üzerimden çekti .

Bir . Yavaş adımlarla gelip aramıza durduğunda hazır hale geldim . Elimle ipin iki ucunu sıkıca kavradıktan sonra beklemeye başladım . Titreyen ellerimi daha fazla sıktığımda elimdeki ölüm oyuncağını hissedebiliyordum .

İki . Bakışlarını benden çekip Mirza'ya odaklanıyor . Ayaklarımı biraz hareket ettirerek ipi gevşetiyorum . Hazır hale geldiğimde üzerine atlamak için son hareketini bekliyorum . Yavaş yavaş Mirza' ya dönmeye başlayan bedeniyle sessizce ayağımı ipten kurtarıyorum . Elimdeki ipin bir ucunu bıraktıktan sonra beni izleyen Mirza'yı umursamadan elimi öne getirip ipi tekrar tutuyorum . Tamamen Mirza'ya dönüp beni görmez hale gelmesi gerekiyor . Bir adım daha attığında gergin bedenimi dikleştiriyorum .

Üç . Arkasını tamamen bana döndüğünde hızla üzerine atıldım . Elimdeki ipi sıkıca boynuna doladıktan sonra geriye çektiğimde ne olduğunu anlayamadan çırpınmaya başladı . Son gücümle ipi kendime çektiğimde panikleyerek bedenini arkaya savurup duvara çarpmama neden olduğunda çığlık attım . Sırtımda hissettiğim ağrıyla inlesem de ipi sıkıca tutmaya devam ediyorum . Elleriyle ipi kavrayıp beni öne çekeceği sırada dizinin arkasına sıkı bir tekme savurdum . Dizlerinin üzerine yere çöktüğünde dizlerimi sırtına yasladıktan sonra ipi son gücümle kendime çektim . Kızaran yüzünü arkadan az da olsa görebiliyordum . İpi çekmekten ağrıyan avuç içlerim kendini belli ettiğinde son bir güçle ipi çekip bedenini yana doğru savurdum . Hareketsiz bedeni yere düştüğünde kapalı gözlerine baktım . Ölmüş müydü ? Bilmiyordum . Korku tüm bedenime yayıldığında titreyen dizlerim kendini belli etmeye başladı .

Nefes nefese kaldığım için hızla atan kalbim zorlanmama neden olsa da umursamıyordum . Hızla Mirza'nın yanına doğru yürüyüp önünde durduğumda irice açılan gözlerini üzerime çevirip derin bir nefes aldı . Eğilip ayaklarındaki ipi çözdükten sonra arkasına geçerek ellerini çözmeye başladım . Sıkı düğümü titreyen parmaklarımla zorla çözükten sonra geriye çekilip ayaklanmasını bekledim . Hızla ayağa kalktıktan sonra yerde uzanan bedenin yanına ilerledi . Yere eğilip elini bileğine koyduğunda kesilen nefesimi hissettim . Öldüyse ne yapacaktım ? Bir daha mı aynı kabusları görecektim .

'Yaşıyor ' Mirza'nın sesini duyduğumda rahatladım . Ölmediği için şanslıydım . Neredeyse iki dakika boyunca boğazını tüm gücümle sıktığım için ölmüş olduğunu düşünmüştüm . Mirza eline aldığı iplerle adamı bağlamaya başladığında hızla kapıya ilerlemeye başladım . Buradan çıkacak olmak iyi hissettiriyordu . Mirza'nın yanıma geldiğini fark edince kapıyı aralayıp etrafa bakındım . Kadının nerede olduğunu bilmediğimiz için dikkatli olmalıydık . Kapıdan çıkıp ilerlemeye başladığımızda Mirza ilerideki arabayı işaret etti . Arabayla buraya kadar bizi takip etmişti ama o da yakalanmıştı . Mirza gibi zeki birisinin bu oyuna nasıl geldiğini merak ediyordum .

Hızla arabaya doğru ilerlemeye başladığımda duyduğum silah sesi çığlık atmama neden olmuştu . Korkuyla arabanın arkasına geçtiğimde Mirza'da benimle beraber eğilmişti . Ard arda gelen silah sesleriyle titremeye başladığımda Mirza ne zaman aldığını fark etmediğim silahı belinden çıkardı . Dudaklarından kaçan inlemenin ardından kaşlarını çattığında gözlerimi üzerinde gezdirdim . Kolundan süzülen koyu renge baktığımda kan olduğunu anlamam uzun sürmemişti . Korkuyla çığlık attığımda sanki vurulmamış gibi silahı sıkıca kavradı . Ne yapmaya çalışıyordu ? Bir kere vurulmuştu zaten . Hızla kolundan yakaladığımda bakışlarını yüzüme sabitledi .

'Dikkatlice arkaya bin . Yere eğil sakın pencerenin hizasında olma' kafamı salladığımda bir anda ayaklandı . Ateş etmeye başladığında dediğini yapıp hızla arkaya bindim . Eğilebildiğim kadar alta eğildikten sonra koltuğun arkasına yaslandım . Titreyen parmaklarıma baktıktan sonra derin bir nefes aldım . Az kalsın birini daha öldürüyordum . Yine katil olacağımı düşünmek ürkmeme neden oldu . Arabanın ön kapısında duyduğum sesle beraber araba çalıştığında korkarak arkama döndüm . Öne baktığımda Mirza gaza yüklenerek ilerlemeye başladı .

Arkamızdan gelen silah seslerini duysam da artık bize yetişemezdi . Hızla saklandığım yerden çıktıktan sonra öne geçtim . Bedenimi koltuğa bıraktığımda kesik bir nefes alıp gözlerimi Mirza'ya çevirdim . Görüş alanıma tekrar kanayan kolu girince içimde hissettiğim sızı kendini belli etti . Neden oma bir şey olduğunda canım yanıyordu . Her şekilde canımı yakıyordu . Bunu sevgisini kullanarak da yapmaktan çekinmiyordu . Hızla torpido gözünü açıp koluna saracak bir şeyler aradım . Kanamasının durması gerekiyordu . Aksi taktirde bitkin düşüp bayılabilirdi . Bir şey bulamayınca sinirle inledim . Daha demin ölüm korkusu yaşarken şimdi bulamadığım sargıya sinirleniyordum .

İçimde oluşan gülme isteğiyle dudaklarımı araladım . Ufak bir kahkaha dudaklarımdan döküldükten sonra devamı da gelmeye başladı . Deli gibi gülmeye başladığımda yanağımdan süzülen yaşlar her şeyi tersine çevirdi . Bir anda değişen duygularımla hıçkırmaya başladığımda gülüşlerim gözyaşlarımda boğuldu . Ellerimle yüzümü kapattığımda arabayı durdurdu . Hıçkırıklarım boğazımı tırmanıp etrafa yayılıyordu .

Ağlıyordum . Ağlıyordum çünkü artık bu hayat dayanılmaz bir hâl alıyordu . Başıma gelenlere artık dayanamıyordum . Yüzüme yapışan saçlarımı hızla geriye itekledikten sonra derin bir nefes aldım . Ağlamayacaktım . Artık ağlamak istemiyordum . Ne olursa olsun artık aynı şeyleri yaşamak istemiyordum .

'Özür dilerim ' şaşkınca durakladım . Özür mü dilemişti ? Doğru duymuştum . Bakışlarımı ona çevirmeden alayla gülümsedim . İçimde ona karşı olan tüm duyguları elleriyle parça parça ediyordu . Şimdi de özür mü diliyordu . Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladım .

'Ne için ? Hayatımı mahvettiğin için mi ? ' gözlerim ellerine kaydığında direksiyonu sıkan parmaklarının beyazladığını fark ettim . Arabada duyulan tek şey nefeslerimizdi . Ama tek fark o sinirle soluyordu . Ben ise çaresizliğin verdiği sıkıntıyla kesik kesik nefesler alıyordum . Konuşmasını istemiyordum . Ya da olaylar hakkında bir açıklama yapmasını . Her zaman sessiz ve ürkünç olmuştu . Şimdi de öyle olmasını istiyordum . Bedenimde kendini belli eden uykuya karşı gelmeyecektim . Koltuğa yavaşça yayıldıktan sonra Mirza'ya arkamı döndüm .

'Eve gitmek istiyorum ' gözlerimi kapatarak beklemeye başladım . Bir süre sonra da arabayı çalıştırarak yola tekrar girdi . Titreyen ellerimi birbirine geçirdim . Bu ellerle kendimi kurtarmıştım . Zayıf bedenime rağmen o adamı yere sermeyi başarmıştım . Güçlendiğimi fark ettim . Artık bedenim eskisi gibi değildi . Sakin hayatımdan geriye hiç bir şey kalmamıştı . Kendimi korumak zorunda olduğumu kabullenmiştim . Bir katilin yanında melek olamazdım . Gün geçtikçe ona benziyordum . Bu canımı sıkıyordu . Onun gibi soğuk kanlı olmaya başlıyordum.

Çoğu şeyi artık umursamıyordum ve bu kalbime ihanet ediyordu . Benliğimden uzaklaştıkça başka bir Ülkü doğuyordu . Eski , benim küllerimden doğan yeni bir kişilik . Ve bu kişi bir katile dönüşüyordu . Sevdiğim her şeyi kaybediyordum . En sevdiğim renk ne ara siyah olmuştu ? Ya da ne zamandan beri korkmuyordum ölü bedenlerden ? Her şeyin değiştiğini anlamam uzun sürmüştü . Mirza'nın dünyasında yeni bir yer vardı ve ben o yerde yaşıyordum . O yere hapsolmuştum . Kaçacak bir yerim bile yoktu . Gözlerimi aralayarak aynadan yüzüme odaklandım . Her zaman olduğu gibi solgun görünen yüzüme baktım . Ne zaman kendimi gülümserken görecektim ? Emin değildim . Belki de bir daha gülümsemeyecektim . Gözlerimi tekrar kapatarak uykunun bedenimi sarmasına izin verdim.

Gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım . Ama eve gelene kadar o kadar çok uyumuştum ki rahat yatağım bile uykumu getirmiyordu . Eve dört saatten sonra gelebilmiştik . Bu sürede uyumuştum ve şimdi uykum yoktu . Ama uyumak istiyordum . Uyumak en iyi çözümdü gözümde . Çünkü uyurken hayata dair hiç bir şeyi duyamazdım . Ve bu benim için çok iyiydi . Hayatımdaki gerçeklere yüz çeviriyordum bir bakıma . Sinirle oflayıp yattığım yerden doğruldum .

Sızlayan avcumu tekrar hissetmiştim . Gözlerimi ellerime çevirdim . İpi çekerken fazla tahriş olmuşlardı ve artık yanıyorlardı . Kızardıkları için ipi ne kadar sıkı tuttuğum belli oluyordu . Soğuk bir şeyler bulmam gerekiyordu . En azından yanması geçerdi . Ondan sonra da merhem bulabilirdim . Yavaş hareketlerle ayaklarımı yataktan sarkıttım . Kımıldayacak gücüm bile yokken şimdi daha iyi hissediyordum . Sanırım kendimi kurtarmış olmam bana güç veriyordu . Sanki her şeyin üstesinden gelebilecek gibi hissediyordum . Kapıyı aralayarak merdivenlere ilerlemeye başladım . Mirza evde miydi bilmiyordum . Alışmıştım artık evde tek kalmaya .

Salona indiğimde boş bir evle karşılaşmıştım . Gerçekten evde yoktu . Omuz silkip mutfağa girdikten sonra dolaba ilerledim . Buzluğu açtıktan sonra gözüme ilişen buzluğu elime aldım . İçinde iki üç tane olsa da işimi görebilirdi . Tezgaha çıkardığım bardağın içine buzları koyduktan sonra içine biraz da su döktüm . Kapının sesi kulağıma geldiğinde Mirza'nın geldiğini anlamıştım . Sinsice sırıtıp kapının köşesine saklandığımda aklımdan onu korkutmak geçiyordu . Yüz ifadesi gözümün önünde canlanınca gülümsemeden duramadım . Bir adım daha attıktan sonra tam ileriye atılmıştım ki bir ses salonda yankılandı .

'Gerçekten ölmüş mü ? ' Zamir'in sesi kulağıma dolandığında kaşlarımı çatarak bedenimi iyice geriye çektim . Kim ölmüştü ? Mirza'nın sıkıntıyla verdiği nefesini duyduğumda bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.

'Ölmüş ' bu sefer nefes alma sırası Zamir'e geçmişti . Neler oluyordu ? Kim ölmüştü . Kimin öldüğünü merak ediyordum . Böyle sessizce konuştuklarına göre bilmemem gereken birisiydi . Avucumdaki suyun soğukluğu içimi titretiyordu . Bedenim bir anda buz kesmiş gibi yerinden kıpırdamıyordu . Çatılan kaşlarımla gözümü biraz salona kaydırdım . Mirza'nın koluna sıkıca sardığı sargıyı görebiliyordum . Yüz ifadesi belli olmuyordu ama bir şey olduğu kesindi .

'Ülkü'ye söy-- ' Mirza bir anda gürlediğinde korkuyla sıçradım . Neden bir anda böyle tepki verdiğini anlayamadığım için şaşkınca durmaya devam ediyordum . Bir yandan da korkuyordum .

'Sakın Ülkü'nün bundan haberi olmasın ! Sakın !! ' neler oluyordu burada ? Neyi bilmemem gerekiyordu anlamıyordum . Derin bir nefes alarak sakin kalmaya çalıştım . İçimde büyüyen bir sıkıntı vardı . Ve bu sıkıntı iyi şeyler olmayacağını hissettiriyordu . Sanki kocaman bir boşluğa düşmek üzereydim . Ve bunun farkında bile değildim . Zamir konuştuğunda duyduğum kelimenin beynime ok gibi saplandığını hissettim .

'Babasının öldüğünü nasıl saklayabiliriz ? ' nefesim bir anda kesildiğinde duyduğum şeyin doğru olup olmadığını düşünmeye başladım . Hayır babam ölmüş olamazdı . Bana şaka yapıyor olmalıydı . Beynim düşünmeyi bıraktığında aralanan dudaklarımda tuzlu göz yaşlarımı hissettim . Boğazıma kocaman bir yumruk oturmuş gibi hissediyordum . Titreyen parmaklarımdaki bardağın kaydığını hissettiğimde büyük bir gürültüyle yere düşmesi uzun sürmemişti . Titreyen ellerim havada kaldığında mutfağa hızla giren Mirza'ya gözüm takıldı .

Bomboş hissediyordum . Kocaman bir boşluğun içine hapsolmuştum . Sanki arkamdaki kocaman dağ bir anda yerle bir olmuştu . Babam ! Benim babam ölemezdi . Daha onun yanında olamadan nasıl ölebilirdi . Yalan söylüyorlardı !

'Yalan söylüyorsun demi ' fısıldadığımda gözlerini acıyla kaçırdı .

'Benim babam ölmüş olamaz !! ' sinirli çıkan sesimin ardından hızla salona ilerledim . Hayır bu bir rüya olmalıydı . Bu bir rüyaydı ve ben biraz sonra uyanacaktım . Gözlerimden akan sel gibi yaşları durdurmak istiyordum . Neden buna inanmak zorundaydım ki ? Ellerimi saçlarıma geçirerek güçlü bir çığlık attım .

'Yalan söylüyorsun !!! Yine beni kandırmak istiyorsun . Canımı yakmak için yapıyorsun !!! ' kafasını salladığında gözlerimi kapatıp nefes almaya çabaladım . Buna nasıl inanırdım ? Nasıl kabul ederdim ölümü bu kadar kolay ? Hızla gözlerimi aralayıp televizyona bakındım . Eğer doğruysa ne yapacaktım ? Nasıl dayanacaktım buna .

Titreyen parmaklarımla kumandayı kavradım . Zamir'in çaresiz bakışlarını görebiliyordum . Hızla tuşlardan birisine bastım . Ekran ışıldadıktan sonra yarışma programlarından birine denk geldi . Kesik bir nefes aldım . Neden ilerleyecek güveni bulamıyordum ? Neden aptal gibi inanıyordum ? Bir kere daha bastıktan sonra haber kanalı gelmişti . Korkuyla nefes alıp beklemeye başladım . Taşıyamadığım bedenimi koltuğa bıraktım . Ellerimi korkuyla yüzüme kapatıp beklemeye başladım .

Trafik kazası haberi veriliyordu . Haberin hiç bitmesini istemeden dinlemeye devam ettim . Kalbim sanki parçalanıyordu . Bu nasıl bir acıydı böyle ? Bu içimdeki nasıl bir hiçlikti ? Hissettiğim acılardan nasıl bin kat beterdi ? Hiç bir acı kadar güçlü değildi bu içimdeki . Güçlü bir ses duyunca korkuyla kafamı kaldırdım . Son dakika haberleri . Gözlerimi irice aralayarak ekrana bakılı kaldım . Titreyen parmaklarımla kollarıma destek verdim . Kalkmak için çabalıyordum . Spikerin sesi odada yankılandığında kalbimin ritminin durmak üzere olduğunu hissettim .

İkinci bir kayıp daha ! Gece geç saatlerde , evinde ağır yaralı halde bulunan Sertvet Soyer hayatını kaybetti . Piyasanın ünlü isimlerinden olan Soyer Holding şirketinin sahibi Servet Soyer , dün gece saat iki sularında odasında ağır yaralı halde bulundu . Herhangi bir görgü tanığı veya kamera kayıtlarının olmaması tüm şüpheyi rakip şirketin sahibi Poyraz Ölcer'e çevirdi . Karnından sayılarca bıçak darbesi alan , olay yerinde yapılan ve durumunun ağır olduğu açıklanan Servet Soyer kaldırıldığı hastanede sabah saatlerine doğru hayatını kaybetti . Piyasayı şok eden bu olay akıllarda soru işareti bıraktı . Kim ya da kimler tarafından yapılan bu olay ne için yapıldı hala bir bilgi bulunmuyor . Yaşların firar ettiği gözlerimi cenaze görüntülerine çevirdim . Tabutun içinde sarılı olan beden babama mı aitti ? Babam nasıl olur da toprağa hapsolurdu ? İnanmak istemiyordu zihnim . Kabullenmiyordu bunu . Öylece durup nasıl izleyebilirdim ki ?

Kızının ardından kocasını da kaybederek çaresizliğe sürüklenen Ahu Soyer ise ayakta durmak için ilaçlardan destek alıyor . Bu talihsiz olaydan sonra Ahu Hanım'a baş sağlığı diliyoruz . Gözlerimi annem olacak kadına çevirdim . O kadar iyi rol yapıyordu ki . Sahte göz yaşlarını izledim . Babama ne yapmıştı ? Onun yüzünden babam ölmüştü . Tabuta sarılarak ağlayan anneme baktıktan sonra içimde alevlenen öfkeyi hissettim . Babamın düşmanı olacak bir insan yoktu . Etrafındaki herkes onu severdi . Kimse onu uykusunda öldürecek kadar nefret etmezdi . Ellerimi sıkarak ekrana bakmaya devam ettim . Babam ölmüştü .

'Babam öldü ' fısıldadığım kelimeler zihnime kor gibi dağılmıştı . Alev alan kalbim bedenimi cayır cayır yakıyordu zehiriyle . İnsan hayatının anlamını kaybedince böyle mi hissediyordu ? Hayatına anlam katan tek varlık ellerinden kayıp gidince böyle mi yanıyordu içi ? Tarif edilemez bir acıydı bu . Gözlerimi kapatarak kendime gelmeye çabaladım . Ama bu mümkün olmuyordu . Titreyen bacaklarımı dik tutmaya çabaladım . Her şey o kadının yüzünden olmuştu . Babama bunu yapanın o olduğuna da emindim .

'Babam öldü !!! ' çığlığım evde yankı yaptığında gözlerimi Mirza'ya çevirdim . Gözlerindeki acıyan ifade beni çileden çıkarıyordu . Sinirden titreyen bedenim bana hiç yardımcı olmuyordu . Ne hissettiğimi bile bilmiyordum . Ne yapmalıydım ? Ne demeliydim bilmiyordum . Ama öylece durup beklemeyecektim . Kaybedecek bir şeyim kalmamıştı . Artık kaybetmekten korktuğum hiç bir şey yoktu . Gözlerimi ekrana çevirdikten sonra öfkeyle fısıldadım .

'Onu öldüreceğim ! ' gözleri aralan Mirza'ya fırsat vermeden ileriye atıldım . Çekmeceyi aralayarak Mirza'nın her zaman buraya koyduğu silahı sıkıca kavrayıp arkama döndüm . Üzerime gelen iki bedene doğrulttuğum silah durmalarına neden olmuştu .

'Onu öldüreceğim !! ' çığlıklarıma karışan hıçkırıklarımla bir kere daha tekrarladım . Onu öldürecektim . Çektirdiği kadar acı çekecekti . Yaşattığı tüm şeylerin hesabını bir bir verecekti bana . Şuan karşımda olmasını dilerdim . Eğer karşımda olsaydı onu hiç düşünmeden öldürürdüm . Bir saniye bile tereddüt etmeden .

'Ülkü sakin ol ! Silahı bana ver '

'Onu öldüreceğim !! ' aynı şeyleri fısıldıyordum . İçimdeki acının beynime yayıldığını hissettiğimde üzerime atılan Zamir görüş alanıma girdi . Bedenimi saran güçlü kollarıyla çığlık atarak çırpınmaya başladım . Kimse beni durduramayacaktı ! Kimse !! Üzerimdeki bedeni bir anda öne doğru fırlattım . Sırt üstü koltuğa düşen Zamir inleyerek gözlerini kapattı . Sinirlendiğimde canavara dönüştüğümü biliyordum . Bunu er ya da geç fark etmiştim . Ve şuanda da sinirden delirmek üzereydim . Hızla yere eğilip silahı almak için hareketlendim . Ama Mirza benden önce davranıp silahı kapıya doğru fırlatmıştı . Bir anda kollarımı sıkıca tuttuğunda geri çekilmeye çalışmıştım ama izin vermemişti . Zamir 'in çekmecedeki iğneleri karıştırdığını görünce sinirle bir çığlık daha attım .

Bu sefer izin vermeyecektim . Üzerime doğru gelen Zamir'i fark edince sırtımı Mirza'ya yaslayıp , Zamir'in karnına sert bir tekme geçirdim . Elindeki iğne kenara fırlarken sertçe yere düştü . Şaşkın gözlerini umursamadan bedenimi saran kollara yöneldim . Mirza'nın vurulduğu aklıma gelince elimi tüm gücümle sargının olduğu yere bastırdım . Boğazından güçlü bir feryat döküldüğünde ellerini gevşetmişti . Hızla arkama dönüp bedenini geriye doğru iteklemiştim . Kolunu tutarak yere eğildiğinde kapıya koşmak için zamanım olmuştu . Eğilip yerdeki silahı aldıktan sonra aralık olan kapıdan hızla çıkmıştım . O kadının işini bugün bitirecektim . Yaşamaya devam ettikçe babamın arkasından iş çevirmelerini izleyemezdim . Merdivenleri resmen uçarak indikten sonra Mirza'nın arabasına ilerlemeye başladım . Sürmeyi çok iyi bilmiyordum . Ama bu umrumda değildi . Kapıyı araladıktan sonra hızla kapattım ve kilitledim .

Beni durdurmalarına izin vermeyecektim . Bu sefer olamazdı . Babamın öldüğü gerçeği aklıma gelince hıçkırarak direksiyona vurdum . Kabullenmeyecektim . Ölmüş olamazdı . Hızla çalıştırma düğmesine dokundum
Araba biraz sonra kendiliğinden çalışmıştı . Gaza basarak ilerlemeye başladığımda biraz ileride duran Zamir gitmemem için önümü kesmişti . Onu ezmem gerekse bile durmayacaktım . Bir anda gaza yüklendiğimde aramızdaki mesafe beş saniyede kapanmıştı .
'Lanet olsun !! ' Mirza'nın gürleyen sesini duysam da bir süre sonra susmuştu . Zamir kendini arabın önünden zorla çektiğinde gaza daha fazla yüklenip yola çıkmıştım . Buğulanan gözlerim yolu görmeme engel olsa da gazdan ayağımı çekmiyordum . Bir süre sonra ana yola çıktığımda etrafa bakındım . Berbat hissediyordum . Kalbimi kemiren bir acı vardı . Elimdeki silahı hızla yanımdaki koltuğa bıraktım .

'Kızım ' babamın sesini duyduğumda kaşlarımı çatarak bakışlarımı yanımdaki koltuğa çevirdim . Babamı gördüğümde hızla frene yüklendim . Bedenim öne doğru savrulduğunda korkuyla nefes aldım .
'Baba?' gülümsediğinde gözlerim irice açıldı . Hayal mi görüyordum ? Deliriyor muydum ? Kafamı hızla sallayıp babamın görüntüsünü izledim . Karnından sızan kanı görünce istemsizce çığlık attım .
'Korkma' fısıldadığında elimi yüzüme kapatıp kafamı direksiyona yasladım . Kafamı koyduğum direksiyondan güçlü bir korna sesi yankı yaptığında umursamadan öyle durmaya devam ettim . Hıçkırıklarım arabayı doldurduğunda nefes nefese konuşmaya çalıştım .
'Korkuyorum . Nasıl gidersin ? Nasıl beni bırakabildin ? ' kafamı kaldırıp ona kızmaya başladım . Korkuyordum . O yoktu artık . Gitmişti . Ölüm . Dört harfti ama çok acı veriyordu .
'Özür dilerim . Gitmek istemezdim ama böyle olmak zorundaymış 'kaşlarımı çatarak bakışlarımı ondan kaçırdım .
'Hayır . Gitmek zorunda değildin ' sıkıntıyla nefes verdiğinde kaybolan görüntüsüne korkuyla baktım . Görüntüsü bir gidip bir geliyordu .
'Baba !! ' korkuyla bağırdığımda gözlerini bana çevirip konuşmaya başladı .
'Şimdilik gitmem gerek . Üzülme kızım . Unutma , her zaman yanındayım '

'Baba !! ' kaybolan görüntüyle daha çok hıçkırmaya başladım . Hayal görmüştüm . Kafamda canlanan hayal beni delirtmek üzereydi . Hızla arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladım . Kendimi kaybetmiştim . Sağlıklı düşünemediğimin de farkındaydım . Ama düşünsem ne fark ederdi . Böyle yapmamın babamı getirmeyeceği gerçeğini bilsem de , bir şey yapmadan durursam da gelmeyeceğini biliyordum . Arada kalmıştım . Bir yanım öfkeyle kalkıyor gözünün yaşına bile bakmadan onu öldürmek istiyordu . Bir yanım ise nasıl katil olacağımı soruyordu zihnime . Buğulu gözlerim yolu bulanıklaştırdığında gözlerimi kapatıp geri açtım .

Gözüme vuran güçlü ışık dengemi alt üst ettiğinde hızla direksiyonu yana çevirmiştim . Çığlığım arabada dolanıp kulağıma geri yetişmişti . Duyduğum güçlü korna sesinin ardından ters dönen araba zihnime yerleşen son görüntü olmuştu . Babamın yanına gitmek istiyordum . Onu yalnız bırakamazdım . Ruhum bedenimden ayrılmadan önce hissettiğim tek şey yüzüme vuran soğuktu . Ve bu soğuk ölüm kadar ürpertiyordu . Ölüm . Dört harf , kor alevler kadar acı ...

Continue Reading

You'll Also Like

479 120 19
"Beni gerçekten sevdiğine nasıl inanacağım?" dedim onun mavi gözlerine bakarak. Benim kahverengilerim onun mavi deryalarına karışırken duyacağım ceva...
8.7M 222K 50
Çağrı'nın annesinden sonra tutunduğu dal Demir'di. Demir'in hayatındaki tek doğruydu Çağrı. Klasik mafya hikayelerinin standartlarını aşan, burun kır...
1.9K 273 19
Şu ana kadar bildiğiniz tüm aşk hikâyelerini unutun. Çünkü bu aşk tahmin edemeyeceğiniz kadar hayatın içinde ve GERÇEK BİR HİKÂYE. Savaşın ortasında...
Bir Sevda meselesi By Sıla

Historical Fiction

2.1K 78 10
aylar önce gonca ve aliaddin birbirine sevdalılardı ama aliaddin yanlış anlama yüzünden ayrıldıalr