DÜNYADAKİ 17. YIL
Noyan dünyadaki 17. Yılında artık istediği gibi bir düzen oluşturmuştu. Dünya da barış hüküm sürüyor ve insanlar atalarının yaptığı hatalara düşmemesi için bilinçlendiriliyordu. Güney kralı 5 yılın sonunda yapılan seçimde tekrar başkan olarak seçilmişti. Bilger onun yanında siyaset konusunda tecrübe kazanmış ve neredeyse tüm dünyayı gezerek halkla bütünleşmişti. İkinci beş yılın sonunda % 80 halk desteği alan Bilger federasyonun yeni başkanı olmuştu. Anif'in ve Bilger'in ortadan kaybolma sebepleri de ortaya çıkmıştı ve şimdi Altu Beye bir torun vermişlerdi. Gizli aşkları meyvelerini vermişti. Kiye'de evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştı. Yalnız kalan tek kişi Noyan'dı. Altu Bey ile birlikte yaptıkları eser onların en büyük gurur kaynağıydı. Anif'in yetiştirdiği o ilk öğrenciler şimdi birer öğretmen olmuşlardı ve tüm dünya da çalışan yeni öğretmenleri, siyasetçileri, bilim insanlarını yetiştirmeye başlamışlardı.
ANDARA FEDERASYONU
İkeme radar projesininde çalışmaya devam ediyordu. Artık bu sistem çalışmaya başlamış ve galaksi içerisindeki her şeyi görebiliyorlardı. Galaksiyi belirli bölümlere ayırarak kontrolü kolaylaştırmışlardı. Bu projenin başına da Profesör Muyan geçmişti. Askeri lider ise artık general olan Dura gelmişti.
Birçok yaşanabilir gezegen bulunmuştu ve çoğunda akıllı yaşam yoktu. İkeme haricindeki herkes artık Noyan'ı unutmuştu. Askeri kaynaklar onu kayıp diye yazsa da gerçekte ölü kabul edilmişti ve arama yapılmıyordu.
General Dura:
''Mühendis İkeme benimle odama gelir misin?''
Dura kızgın görünüyordu ve bunun sebebi de İkeme'ydi.
General Dura:
''İkeme sen ne yapıyorsun? Kuralları çiğnersen projeden çıkarılırsın. 7. Bölge henüz araştırmaya açılmadı ve yetki sende değil. Buraya uydu gönderemezsin.''
İkeme:
''General Dura 2. Bölge dışına şu anda uydu göndermiyoruz ama bu projenin amacı her yeri keşfetmek değil mi?''
General Dura:
''Bu doğru ama şu an bu bölgeye odaklanmalıyız. Her şey sırayla olacak.''
İkeme:
''Bu bölge de akıllı yaşam yok bu yüzden buraya odaklandınız. Kolonileştirmek ve sömürmek kolay olduğu için. Bizler akıllı yaşam aramalıyız.''
General Dura:
''Senin amacın farklı İkeme. 2 gün izinlisin git ve dinlen.''
İkeme:
''Bunu yapamazsınız.''
General Dura:
''Beni zorlama git ve dinlen. Amacına ulaşmak içinde sabret.''
İkeme ağız burun kıvırarak odadan çıktı. Dura onun gerçek amacını iyi biliyordu ama kurallar belliydi.
İkeme eve geldiğinde sinirli görünüyordu. Elindekileri yere fırlattı ve ağlamaya başladı. Künyıpar yanına gelerek onu sakinleştirmeye çalışıyor ve olanları öğrenmek istiyordu.
İkeme:
''Akıllı yaşam olmayan bir bölgeyi araştırıyorlar. Amaçları belli o gezegenleri sömürmek. Yaşam olmadığı için kimseye de hesap vermiyorlar.''
Künyıpar:
''Federasyon kuralları buna izin veriyor. Öncelikle federasyon içinde yaşayanları düşünmek zorundalar.''
İkeme:
''Sen de mi anne? Ya babam ne olacak ha söyler misin?''
Künyıpar:
''Muyan ve Dura bunun için o görevi kabul etti ama sakin olmalısın.''
İkeme:
''Onlar da vazgeçti. Artık benden başka babamın yaşadığına inanan yok. Babam 60 yaşında ve hayatının daha yarısında bu yüzden vaz geçemezler.''
İkeme ağlayarak odasına gitti. 17 yıl çok uzun bir süreydi. Andara tarihinde hiç bu kadar süre dışarı da kalıpta dönen veya bulunan olmamıştı. Kurallar da belliydi ve onu uyguluyorlardı. İkeme rüyalarında hep babasını kurtarıyordu ve bu yüzden aceleci davranıyordu.
Birkaç saat sonra Muyan geldi. İkeme'yi sakinleştirmeliydi. Dura yerine başkası olsaydı şu an bu görevden alınacak, belki de mühendisliği askıya alınacaktı. İkeme gibi babasını kaybetmiş ve genç bir mühendis olarak bu kabul edilemezdi ama tecrübeli iki insan bunu ona anlatmalıydı.
Muyan:
''İkeme bunu kabul etmen lazım. Baban kayıp ve bulunamıyor. Federasyon ölü olarak ilan etmese de onu aramak için çaba göstermeyecek. Bizler bunu kuralına göre yapmalıyız.''
İkeme:
''Ama aramıyorsunuz. Sende Dura da vaz geçtiniz.''
Muyan:
''Vaz geçmedik İkeme. Amacımız belli olursa onu kimse aramaz. Bizler biraz yavaşız ama bunu yapıyoruz.''
İkeme:
''Ben bunu biliyorum babam 7. Bölge de.''
Muyan:
''Bunu ispatlaman lazım. Duygunun bilimde yeri yoktur.''
İkeme:
''Dalgıç güneş patlaması olduğunda sıçrayacağı 2 yer var. 6 ve 7. Bölgeler. 6'yı araştırdık ve orada bulamadık. Demek ki 7'de.''
Muyan:
''İkeme bu teori tam kesin değil.''
İkeme:
''Tamam Muyan. Senin dediğin gibi olsun.''
Muyan:
''Ben de 2 gün izin aldım beraber biraz gezelim.''
Ertesi gün 3'ü beraber çıkıp dedesi ve amcasını ziyarete gittiler. İkeme, onlara Muyan'ı şikayet etse de içindeki hırsı yenemiyordu. Mezardaki bu iki insan şimdi yaşasaydı ortalığı ayağa kaldırırdı ya da Noyan burada olsa kayıp aile bireyini aramayı bitirmezdi. Akşama kadar öyle boş boş dolaştılar. İkeme biraz daha sakinleşmişti. Muyan'ın iletişim cihazı devreye girdi. Arayan General Dura'ydı.
General Dura:
''Profesör Muyan 6. Bölgenin en dış kısmındaki bir gezegenden uydu görüntüsü aldık. Akıllı yaşam tespit edildi.''
Muyan:
''Geliyorum General.''
İkeme:
''Ben de geliyorum.''
Muyan İkeme'ye bir bakış attı ama onu kararından döndüremeyecekti. Ne de olsa babasının kızıydı. İnatçı keçinin biri işte.
Proje merkezine geldiklerin de Dura İkeme'yi görünce biraz sinirlendi. Muyan'a baktı ve işareti yapacak bir şey yok der gibiydi. Generalin yanından geçerken kulağına mırıldandı.
Muyan:
''İnatçı keçi. Babası kılıklı.''
General Dura gülmeye başladı çünkü aynen öyleydi. Muyan ekranda görüntüleri izliyordu, akıllı yaşam vardı ama çok geriydiler. Yine de elçi göndereceklerdi.
Muyan:
''İkeme uzay istasyonu ile iletişime geç. Bir dalgıç göndersinler.''
İkeme:
''Anlaşıldı profesör.''
İkeme uzay istasyonu ile iletişimdeyken general onun yanına gelerek başını okşadı. Noyan'ın emaneti olan bu kızı koruyordu tek amacı da buydu.
İkeme:
''3 gün sonra orada olacaklar efendim.''
İkeme bu olaya sevinmişti çünkü bu son gezegendi. Bu bölge bittiğinde 7'ye mecburen geçecekler ve İkeme amacına ulaşacaktı.
3. gün sabahı radar üssün de biraz hareketlilik vardı çünkü başkan bugün öğleden sonra buraya gelecekti. İkeme işe çok erken gelmişti. Bunun 2 nedeni vardı biri akıllı yaşam olan son gezegen diğeri ise başkan ziyaretiydi.
İkeme:
''Yüzbaşı durumunuz nedir?''
Yüzbaşı:
''Gezegene ulaşalı 2 saat oldu ve radyo sinyali almıyoruz. Gezegendeki en büyük şehrin yakınlarına inip yerli halkla temas izni istiyorum.''
İkeme:
''Bekleme de kalın.''