KOYU KIRMIZI |Anlaşmalı Aşkla...

By Russilexa

1.4M 67.4K 9.4K

/Tamamlandı/ Hiç yapmayacak bir şeyi yapsanız , düşünün... Boşansanız mesela. Delice aşık olduğunuz adamdan. ... More

AR/Koyu Kırmızı /Tanıtım
AR/1
AR/2
AR/3
AR/4
AR/5
AR/7
AR/8
AR/9
AR/10
AR/11
AR/12
AR/13
AR/14
AR/15
AR /16
AR /17
AR/18
AR/19
AR/20
AR/21
AR/22
AR/23
AR /24
AR /25
AR/26
AR/27
Sözleşme Artık Raflarda 🍃
AR/28
AR/29
AR/30
AR /31
AR/32
AR/33
AR/34
AR/35
AR/36
AR/37
AR/38
AR/39
AR/40
Finalden Alıntılar, Duyuru Ve Etkinlik!
AR/41 (FİNAL.)
Sözleşme /İnternet sitesi indirimleri/

AR/6

39.9K 1.8K 154
By Russilexa

'Ne ben Aslı'yım , ne de sen Kerem.'

|Bir hafta sonra. |


"Evet!"

Yiğit bir anlığına yanında ki kadına baktı. Bunu neden yapıyordu ki? Ona merakla bakan onca göz arasından annesini aradı. Gözleri onun, telaşlı gözlerini bulduğunda gülümsemeye çalışarak boğazında ki kravatı düzeltti. Kravat takmayı sevmezdi ki!

"Siz Yiğit Ammar Karaer. Hiç kimsenin bakısı altında olmadan , Merve Aslankılıç'ı karılığa kabul ediyor musunuz?"

Genç adam yanı başında ki kadına döndü. Nefesi sıkışıyordu ve bunu neden yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu! Yapmasa sadece güven ve biraz sevgi kaybederdi. Eğer evlenmez ise Merve ondan daha kötü biriyle evlenecekti. O ise buradan gidecek bir daha kimsenin yüzünü görmeyecekti.

Yavaşça yutkunarak etrafa gülümsedi. Hayır dese ne olurdu acaba? Evlenmeye can atan da o değil miydi zaten?

"E...Evet!"

Etraftan güçlü bir alkış kopunca alt dudağını ısırarak yanına ki kadına döndü. Yüzünü örten duvaktan başka hiçbir şey göremiyordu. Gelinlik neredeyse beyaz bir çarşaf gibiydi. El bileklerine kadar örtülü, bir sineğin dahi konmak istemeyeceği kadar kötü gözüküyordu.

Alkış sesleri bitince ayağa kalkan nikah memuruna baktı Yiğit. Yanın da ki şahitleri onun bacağına yavaşça vurunca ayağa kalkması gerektiğini anladı.

"Bende , bu-"

"Alayım ben onu, uzatmaya gerek yok." derken nikah memurunun elinden kırmızı cüzdanı alarak bahçede ki insanlara göstermek amacıyla havaya kaldırıyordu ki , ayağına bir anda basılan topuklu ayakkabılar yüzüne gözlerini ölü bir kurbağa gibi açıp yanında ki kadına baktı.

"Bu da benden düğün hediyesi olsun kocacım."

Merve bu lafları söylerken kalın duvağın altından gülümsemiş ve Yiğit'in aralık kalan dudaklarının ardından elini onun eline atıp, kırmızı defteri almaya yeltenmişti. Evlilik cüzdanını alır almaz havaya kaldırıp kahkaha atmıştı. Mutlu olması gerekiyordu; En azından böyle hissettirmesi.

Yiğit birkaç saniye içinde girdiği anlamsız durumdan çıkarak boğazını temizledi. Gözlerini Merve'den çekip sabahtan beri binlerce kez yaptığı gibi annesine çevirdi. Ona el hareketleriyle bir şey anlatmaya çalışan annesine kafasını sallayarak cevap verdi. En sonunda Ceren Hanım ,yanına da bulunan kocasının kel anından öptüğünde Yiğit buna gülmek istese de gülmedi. Sadece gözlerini devirip omuzlarını düşürüp evlilik cüzdanını göğüs yakasından içeri sokan kıza hayretle baktı.

Aklına gelen fikir ile yavaş yavaş dudakları kıvrılırken hala onlara meraklıca bakan misafirlere baktı. Sonra ise Merve'yi seri bir hareketle belinden tutup kendine yapıştırdı.

Sağ elini kızın belinde tutarken yavaşça diğer eliyle kalın duvağı açtı.Merve'nin siyah gözlerine bakarken yavaşça yuktundu. Dudakları kızın alnına giderken gülümsedi ve yavaşça dudaklarını karşısında ki karısı olan kadının dudaklarına bastırdı.

Merve üzerinde ki baskıyla gözlerini açarken tek kaşını kaldırmış onu öpen adama baktı. Onu kendisinden yavaşça iterek gözlerini kırpıştırdı.

"Bu da , benim düğün hediyem." Derken gözünü kırpmış Merve'nin elini tutarak annesinin yanına yürümeye başlamıştı.

Merve kalbinin hızla çarpmasını düşünmemek istese de eli bir anlığına kalbine gitti. Daha önce Ilgın'da onu öpmüştü fakat böyle hissetmemişti. Elini tutan adama baktı bir an. Kel ve göbekli olsaydı daha iyi olurdu. Zamanla onu yavaş yavaş öldürür, tek başına saltanatını kurardı. Pardon , çocuğuyla.

Önünde ki sarışın kadına baktı. Yiğit annesine ya da babasına benzemiyordu. Gülümserken gözünün etrafında ki kırışıklıklara baktı bir an. Sonra da yanında ki , onunla eş değer gülümsemesi olan adama. Beraber yaşlanmak böyle olmalıydı.

Önünde ki elini uzatan kadına iki saniye aval aval baktıktan sonra Yiğit'in elini bırakarak müstakbel kaynanasının elini öptü.

"Gitsek mi biz artık. Eh, nikahta bitti." Diyerek homurdandı Yiğit. Normalde nikah salonunda olacak üç beş kişilik düğün şimdi beş yüz kişi ile arka bahçesinde yapılmıştı.

Ceren Hanım oğluna dönerek konuşurken Merve'nin gözü annesini aradı. Kafasını neredeyse on kez baktığı yöne çevirdi ve annesinin ceketini giymesine baktı.

"Ben hemen geliyorum."

Yiğit annesinin sözlerini kesip giden kıza baktı bir an. Sonra ise tekrardan konuşan annesine döndü.

"Merve hamile."

Ceren Hanım bir anlık duraksama da kalsa da oğlunun söylediği şeyi idrak edince gözlerini sonuna kadar açıp ağzını hayretle açtı.

"Ne?!"

Bağırmasıyla etrafında ki kişilerin ona bakmasına umursamadan gülerek oğluna sarıldı.

"Yiğit Ammar Karaer. Sen ne yaptın? "derken oğlundan ayrılarak çevreye gülümsedi.

"Vallahi bir şey yapmadım."

"Ammar! Çocuğun maket bıçakla yapıldığını sanmıyorum.Neden , ne zaman , birbirinizi tanıyor muydunuz? "

"Bir kez karşılaştık , şeyde ve orda çocuk yaptık."

Kafasını bir anlık üvey babasına çevirdi Yiğit. Adamdan sadece elini boğazına koyarak ölüm hareketi aldığı zaman başka çaresi olmadığını anladı.

"Ben gidiyorum ,hadi öptüm sizi." Derken annesinin alnına bir öpücük kondurarak Merve'nin yanına adeta koşmaya başladı.

"Merve!"

Genç kadın bir anlık duraksayıp arkasını döndü. Yiğit'i takmayarak annesine doğru yürüdü. Necla Hanım onu görür görmez gözünde ki bir damla yaşı silerek duruşunu dikleştirdi.

"Baba?"

İlk önce babasına sarıldı Merve. Bu gün karşısında onu tekrardan hatırlamayan bir babası vardı.

"Merve'm. Bu kadar çabuk mu gidecektin?"

Ona sarılan babasına gözleri dolu bir şekilde gülümsedi.Ona sıkıca sarılarak gözlerini kapattı. Zihnin de sadece birkaç yıl öncesi vardı. Babasıyla kucaklaşmaları vardı. Sanki bir anlığına küçük oluvermişti.

"Her zaman geleceğim. Merak etme baba."

Yaşlı adam kızından ayrılıp Merve'nin arkasında ki damadına baktı. Eliyle gelmesini işaret ederken gülümsedi ve gözünde ki yaşı sildi.

"Gel damat. Kızımı alıyorsun ama unutma; Ona iyi bak.Gözüm arkada kalmasın." Derken derin bir nefes alarak gözlerini kırpıştırdı.

Merve annesine bakarken alt dudağını ısırdı. En azından sadece bie çift laf etmesini istiyordu.

"Anne?"

"İstanbul'a gidince beni arayın , haydi çocuklar gidecekler bizde gidelim." Derken kocasının koluna girmiş ,kızına sarılmadan yönünü değiştirip yürümeye başlamıştı. Merve derin bir nefes vererek gözlerini sildi ve arkasında ki kocasına baktı.

"Gidelim mi?"

"Sana neden böyle davranıyor?" derken kaşlarını çatarak yanına iyice yaklaştı.

"Nasıl davranması lazım? Ben kaçtım , evlendim , üzerine tecavüze uğrayıp hamile kaldım. Beni öldürse yeridir , hadi gidelim."

Merve söylediklerini düşünmezken Yiğit kıza kaşlarını çatarak baktı. Ağzını açıp tek eklime söyleyecekken bacağına gelen küçük tekme ile arkasını döndü.

Kollarını göğsünde kavuşturmuş , çatık kaşları ile ona bakıyordu İlay. Küçük kız gözlerini kısarak Merve'ye baktı.

"Sen!Nasıl 'evet' dersin? Ağabeyim senin yüzüne gidiyor!" derken titreyen sesine karşılık dudaklarını büzmüştü.

Yiğit tek ayağını kırık yere diz çöktü. Kız kardeşini kollarının arasına alırken karşısında ki Ömer'i görüp gülümsedi. İlay'ı kendinden çekerek alnına küçük bir öpücük kondurdu.

"Her zaman yanına geleceğim , hem çok uzun süreli gitmiyorum ki?"

"Ama olsun , çaldı seni benden! Adi esmer!"

Merve gözlerini bayarak derince bir nefes verdi. Adamın kendisi gibi kardeşleri de manyaktı. Eteğinin hemen dibinde biten diğer ikize baktı. Onları en büyük ayıran şey cinsiyetlerinin farklılıklarıydı.

Birbirlerine o kadar çok benziyorlardı ki ,bazen konuşmalarının bile aynı olacağını düşündü Merve.

"Güzel Bayan? Sizi bu öküz ile evliliğe götüren enden ne?"

Merve kıkırdayarak Yiğit gibi diz çöktü ve Ömer'in yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

"Ah birde ben bilsem?"

"Hadi gidiyoruz." Derken ayağa kalktı ve önünde ki ailesine bakara iç çekti Yiğit. Yavaş adımlarla ona bakan iki kardeşi önünde Merve'nin elini tuttuve arabaya doğru yürümeye başladı.

"Hala bakıyorlar mı?" derken kafasını genç kadına çevirip endişeli gözlerle baktı.

"Bakayım. Ay bakıyorlar."

Arabaya bindiklerinde her şey daha netti. Merve gelinliğinin düz uçlarını toplayıp kucağına aldı ve kafasını yavaşça arkasına yasladı. Eli otomatikman karnına giderken yorgunluğunu belirtecek bir inleme çıktı dudaklarından.

Kafasını yavaşça şoför koltuğunda ki cama doğru çevirdi. Yiğit bütün ihtişamı ile karşısında durmuş tam kapıyı açacakken sırtına yediği yumruk ile cama adeta sinek gibi yapışmıştı.

Merve ağzını eli ile kapatırken gülmeye başladı. Yiğit'in arkasında birkaç kişi onun sırtına vuruyordu. İstanbul'a gidecekleri icin kimse onlar ile beraber gerdek odasına gelmeyecekti.

Yiğit zorlukla arabaya binerken ağrıyan sırtına koydu ellerini. Yanına da ki kadının kıs kıs gülmesine bakarken homurdandı.

"Gül sen gül. "

Arabayı çalıştırırken dikiz aynasından arkasında ki insanlara baktı. Annesi eline aldıgı kova ile gözleri yaşlı bir şekilde bakıyordu. Merve'nin annesine Necla Hanıma döndü gözleri. Her ne kadar kızına kızgın olsa da onun gözlerinden de pişman olduğunu görebiliyordu Yiğit.

Sağ elini anahtarına götürerek arabayı çalıştırdı. Geri dönüş olmadığını o da en az Merve kadar biliyordu...

Ha bu arada Sözleşme Epsilon Yayınları ile raflarda yerini alacak, haberiniz ola 💃 /Sözleşme Öykü ve Levent'in hikayesi 🙊💞❤️

Continue Reading

You'll Also Like

4.9M 209K 77
Bazen kadere inanmak gerekir. Bazı şeyleri düşünmektense kadere razı olmak en iyisidir belki de. Hayatı fazlasıyla hafife alan, uçlarda yaşamayı seve...
14.3K 531 10
19 bölümden oluşacak, yeniden yazılan yaz aşkıyla karışık 'DOLUYA TUTULMAK' fragmanıyla sizlerle. + Yorumlar 28.05.2021 tarihinden itibaren olanlard...
17.4K 3.4K 32
Her şey değişir, ama hiçbir şey yok olmaz. Canım acıyordu,ruhum çığlık çığlığa bağırıyordu.Biraz daha öldüğümü hissettim usul usul ve yavaşça yok olu...
56K 3K 27
Gizemine ibadet eden bir kadın, her hareketinden kendine duyduğu sarsılmaz güvenin yansıdığı bir adam.