Aşk Koleksiyoncusu

By tugbadurnagolu

366K 20.4K 2K

Emir Orçun isimli ünlü piyanistin hayatı gitmiş olduğu resim sergisinde ki Arzum Dila Tanrıyar isimli bir ka... More

1- Giriş ( Arzum Dila Tanrıyar)
2- Aşk koleksiyoncusu
3- Serginin açılışına kadar süren süreç
4-Aşk koleksiyoncusu sergide
5- Arzum Dila Tanrıyar
Hakkımda bilmediğiniz 20 gerçek
6- Kadınlar ve bar (aşk koleksiyoncusu)
7-Sergiden sonra av ve avcının ilk karşılaşması
8- Aşk koleksiyoncusu avını tartıyor
9- Öfke
10- Aşk koleksiyoncusunun gözünden öfke
11- Rüya
12-Aşk koleksiyoncusunun dua etmeye karar verişi
13- Yemek
Duyuru
14- Nil aşk koleksiyoncusunun evinde
15- Konser ( Emir ve Arzum)
16- Emir'in çaresizliği
17- Arzum'un kabusu
18- Emir'in vicdan azabı
19- Emir'in yüzleşmesi ve kararı
20- Aşk koleksiyoncusunun çıkmazı
21- Emir'in geçmişi
22- Arzum'un Emir'e açlığı
23- Aşk koleksiyoncusunun Arzum ile ilk yemeği ve sonrası
24- Kahvaltı öncesi ve sonrası
25 - Nil'i öğrenen Arzum ve tepkisi
26- Emir'le yüzleşme
27- Nil'in Emir'in evine gelişi ( Karşılaşma)
28 - Hatırlanmayan tablo ve Burak
29- Emir'in ilk hediyesi
30 - Risk ( Arzum'u kaybetme ihtimali)
31 - Aşk koleksiyoncusunun kıskançlığı ve korkusu
32- Duru'nun Mektubu
33 - Beklenen konser de süpriz gelişme
34 - Konser sonrası Arzum'un aşk koleksiyoncusuna ödülü (1kitap final)
35 - Misafir
37 - Victoria ile hesaplaşma
38 - Ozan ile Emir aynı sahne de
39 - Emir'in babasından istediği yardım
40 - Arzum'un geçmişinden bazı sırlar
41 - İzmir
Dikkate alınması dileğimle
42 - Dedektif ile tanışma ve düşünceler
43 - Otel
44 - Urla da araba kaçamağı
45 - Sır
46 - Derya'nın raporu
47 - Uğur Tanrıyar
Duyuru
48 - Tartışma
49 - Derya'nın sert tepkisi
50 - Arzum'un resti
51 - İkinci Reddediliş
52 - İzmir'de bir restoran
53 - Arzum'un hatırlayışı
Düşünceleriniz
54 - Neden burdasın Emir
55 - Tutkulardan Arın
56 - Arzum otel odasınında ki ruh alemi
57 - Hastane
58 - Emir'in hezeyanı
59 - Derya ile Emir'in birbirlerine itirafları
60 - Aşk koleksiyoncusunun seks de ki çıkmazı
61 - Arzum'un Kararı
62 - Arzum'un Uğur Tanrıyar ile karşılaşması
Telafi
63 - Arel Çağın'ın Arzum'un hayatına girişi
64 - Arzum'un içinde ki Emir
65 - Emir Bursa'da
66 - Emir (Derya-Tanju) yemek
67 - Arzum'un Derya'yı öğrendiği an
68 - Emir ve Derya arabada
69 - Doruk Noktasının uzunluğu
70 - Beraber olduktan sonra yapılan kısa konuşma
71 - Arzum ve hisleri
Sevgili okurlarıma
72 - Arzum'un Arel'le dertleşmesi
73 - Arel Çağın'ı öğrenen Emir
74 - Emir'in karar aşaması
75 - Arzum ve perileri
76 - Tezatlığı sevmek
Önemli
77 - Mutlu bir gün
78 - Kahvaltı ( Akşam olmasına rağmen)
79 - Arel'in gizli yeteneği
80 - Kabullenmek ve yüzleşme zamanı
81 - Tekrar İzmir
82 - Baba kızın yıllar sonra günah çıkarışı
83 - Emir İstanbul da
84 - Arzum'un evinde ki moloz yığınlarında kaybolmuş Emir
85 - Emir'in öfkesinin somut hali
Düşünceleriniz
86 - Arzum'un telaşı
87 - Uzun bir aradan sonra karşılaşma
88 - Arzum'un intikamı
Sevgi Kelebeklerine
89 - Arzum (yenilenmiş evi ve yenilenmiş düşünceleri)
90 - Arzum'un yeni evinde ki ilk misafiri ilk ev hediyesi
91 - Derya İstanbul'da
92 - Emir tarafından özenle hazırlanmış masa da ki konuşmalar
93 - Emir'in öğrendiği gerçek
Bölüm Analizi
94 - Arzum ve kız kulesi
95 - Teklif
96 - Hastane ( Emir ve babası)
müjde
97 - Emir düşüncelerinde ki Derya
98 - Dağılan Emir
99 - Emir'in babasıyla vedalaşması
100 - Arel'e hazırlanış
Yorumlar
101 - Aşkın tanımı
102 - Sorumluluk alan Emir
103 - Sergiye Hazırlık
Kampanya
104 - Çikolata ve kahve
105 - Tanju'nun Ölümü
106 - Bursa'ya Doğru Yolculuk
107 - Mezarlık da ki buluşma ( Emir ve Arzum)
Sevgili Okurlarım
108 - Bir kase çorba bir tutam sevgi
109 - Arzum'un sessiz yakarışı
110 - Gözlerini açan Emir
111 - Fotoğraf Makinesi
112 - Gölge
113 - Mezar başında günah çıkarma
Alkış
114 - Bırakılan Mektup
115 - Antlaşma ( Derya ile Emir)
116 - Sergi (!)
117 - Derya'nın planları( uçak da ki konuşmalar)
Acil Yardım
118 - Emir'in gözüyle sergi
119 - Emir'in gözüyle sergi 2
120 - Gizli Antlaşma
Görüşleriniz
Yazar hakkında yeni bilgi
121 - Arzum'un yaşadığı olayları düşünmesi
Hayalet okurlarıma sitem
122 - Arzum'un sessiz konuşması
Bilgi
sevgili okurlarimdan rica
özel bilgi
123 - Arzum kulübe de
124 - Emir'in rüzgarla dansı ve aldığı karar
125 - Arzum ve Emir'in beklenilen konuşması
Hızla yükseliş için sevgili okurlarıma teşekkür
126 - İki kadına seyirci kalan Emir
127 - Arzum'un dengesizliği
128 - Emir'in söylenmemiş cümleleri
Aşk koleksiyoncusu için önemli bir dip not
Tanıtım
yeni haberler
satır arası tutku serisi

36 - Kötü süpriz

2.3K 148 5
By tugbadurnagolu

Gözlerini araladı. Başını oynatmasıyla boynunda ki kırlentin düşüşünü izledi. Doğrulmaya çalışırken göğsünde ki kadının huysuzlanmasıyla donuklaştı. Elini kadının saçlarına götürdü. " Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum incim" diyerek elinde ki saçları içine çekti.

"Seni kendimden çok seviyorum" derken bu sevgiden korktuğunu fark etti.
Arzum için sevgisini dizginlemeliydi. Tutkulu bir sevginin zarar vereceğini düşünüyordu. Ve zaten Arzum'un ne kadar hassas ve kırılgan olduğunu biliyordu. Birden Burak'ın cümleleri yankılandı zihninde. Cümlelerin altında ki anlamları düşündükçe kendini dizginlemesi gerektiğini bir kez daha anladı.

Arzum'un dudaklarına usulca bir öpücük yerleştirdi. Göğsünde ki kadının huysuzlanarak gözlerini açmasını izledi.

"Günaydın" dedi gülümseyerek.

Arzum biraz şaşkın "Günaydın" derken dün gece ki öfke ve şüphenin gözlerden silinmesine sevinmişti.

Emir omzuna götürdü elini. " Hadi hazırlan da dışarı çıkalım balım. Ben çok açıktım"

" Olur" dedikten sonra Emir'in göğsünden doğruldu. Ardından bir şey hatırlamış gibi " Ne kadar gıcıksın sen ya kesin zihnine şekerli poğaçalar geldiği için bu teklifi yaptın dimi" nazlandığı o kadar belliydi ki Emir buna güldü. "Alakası yok"

Arzum yukarı hazırlanmaya çıktığında Emir bu akşamı düşünmemek için neler yapabileceğini düşünüyordu. Görmek istemiyordu o kadını. Her gördüğünde midesine bir ağrı çörekleniyor ve bir an geçmesi için Allah'a yalvarıyordu. Aynı işkenceyi bu akşam yaşama düşüncesi sinirlerini bozuyordu. Bütün bir hayatı boyunca iğreneceğinden emindi. Babasının İngiltere'ye gönderirken 'Annenle tanışacaksın' dediğinde küçük kalbinin yerinden çıkacağını düşünmüştü. Bütün bir gün anne diye uçakta ki herkesi rahatsız ederken Suzan Sultanın " Sus evlat" cümlesine aldırmamıştı. Annesinin malikânesine gelirken kurduğu hayalleri hatırlayınca gözlerinden yaş akmasını engelleyemedi. Bütün hayallerinin malikâneye gelene kadar olduğunu gördüğü kadının kendisine takındığı tavırlardan anlamıştı. Suzan Sultanı ve kendini kovan kadından nefret ederek bütün gün ağlamıştı. O an gözlerinin önüne gelince nefes alamadığını hissetti."Ben hazırım" cümlesi bile kendine getirememişti.

Arzum Emir'in gözlerinde ki yaşları görünce koşarak yanına geldi. Nefes alış veriş de zorluk çektiğini anlayarak gömleğinin düğmelerini açtı hızlıca.

Kendini toparlamaya çalışarak " Ben iyiyim, hazırsan çıkalım" diyebildi.

Arzum " İyi değilsin. Ne oldu" derken kendini zor tutuyordu. Emir'in gözyaşlarına dayanamıyordu.

"Yok, bir şey balım hadi çıkalım. Gerçekten iyiyim" nefes alış verişlerini düzenleyebilmişti. Arzum'a açıklama yapıp onu da üzmek istemiyordu.

Arzum "Ne oldu birden sana anlat lütfen"

Gülümsemeye çalışarak "Ülserim azmış olmalı."

Buna inanmayarak " Emir"

Arzum'un anlına bir öpücük bırakarak "Bir şeyler yemezsek biraz daha azacağa benziyor"

İnanmasa da pek bir seçeneği yok gibiydi. Anlatmayacaktı. Belki anlatamayacağı bir şeydi. Israr etmek istemeyerek " Hadi çıkalım o zaman"

Beraber arabaya binerken nereye gideceklerini de kararlaştırmaya çalıştılar. Arzum yakın bir yer olması konusuna ısrarcı olmuştu. Akşam hazırlanmak için yeterince vakit olmasını istiyordu. Yer konusunu Emir'e bırakarak koltuğa yaslandı. İyi bir seçim yapacağı konusunda şüphesi yoktu. Gözlerini kapatarak " İşlerin biracık hafiflediğinde uzaklaşsak mı kısa bir süre İstanbul'dan" Emir'in bu birkaç ay işlerinin çok yoğun olduğunu bildiği için ileri bir tarihe plan yapmak zorunda kalıyor oluşu sadece tasarı da bırakmıştı kurduğu cümlenin gerçekliğini.

Emir " Nereye mesela" diyerek Arzum'un tasarısına umut veriyor gibi.

"Sen nereyi istersen"

Emir gülümseyerek " Ben bir Venedik aşığıyım. İstanbul olmazsa gidebileceğim tek yer orasıdır benim"

Arzum biran duraksadı. Venedik'in zihninde yaptığı çağrışımlar iyi bir olgunun işareti değildi. Midesinde hissettiği krampla kıvrıldı. Ozan'ın bir zamanlar yaşadığı şehirde olma fikri hoşuna gitmemişti. Adım adım onu takip ediyor hissine kapılırdı oraya giderse ki öyle de olurdu. Belki tanıdık bir yüze Ozan'ın ailesiyle karşılaşırlardı. Bunların hiçbirini Emir'e anlatamayacağı için tatil fikrini açması ve karşısına Venedik çıkması çok kötü olmuştu. Emir arabayı durdurdu Arzum'a baktı.

Dikkatin üzerinde olmasından hoşlanmayarak sordu "Neden Venedik?"

Emir "Kendimi rahat hissettiğim bir yer." Diyerek elini uzattı. "Hadi şimdi kahvaltıya"

Arabadan indiler. Ormanlık bir yerde havuz başında masalar olan çok hoş bir yere gelmişlerdi. Arzum etrafını inceledi " Neden kahvaltı hazırlamamı istemediğin belli oldu." Masaya geçtiler. Emir siparişleri verdi.

" Seninle tatil yapmak çok güzel olacak." Gözlerinin içi gülüyordu. "Birkaç acenteyle görüşmeme ne dersin?"

Keyfini kaçırmak istemese de "Birkaç günlük bir tatil fena olmaz" en azından süreyi kısaltmak isteyerek.

"Yapma balım ne birkaç günü benim şu birikmiş işleri bir toparlayayım. Uzun süre olmayız İstanbul da. – elini ensesine attı – Seninle dünya turu yaparız. Düşünsene sen ben ve keşfedilmeyi bekleyen binlerce yer. Hem senin resim yapman için ilham kaynağı olur keşfettiğimiz manzaralar" sesinde ki ses Arzum'u da heyecanlandırmıştı.

"Dünya" dedi. Venedik şehrinin Emir için önemini kaybettiğini düşünmüştü. Bütün bir dünyadan bahsediyordu Emir. "Harika olur" derken çalan telefon huzurunu bozmuştu. Emir telefonun ekranına bakarken " Bir rahat bırak Hakan"

"Aç hadi önemli bir şey olabilir"

Emir telefonu açtı. "Efendim... Ne? ... İyi tamam ya gel beni al o zaman... Ben şuan benim evin yamacında sürekli kahvaltı yaptığım yerdeyim... İyi daha geç kal elinden geldiğince diyerek telefonu kapattı.

"Ne oluyor" dedi yüz çizgileri gerilmişti.

Emir " Ufak tefek aksilikler işte balım önemli bir şey değil eminim Hakan'ın abarttığı kadar önemli değildir."

"Buraya geliyor galiba"

Emir "Bir 5 dakikaya burada olacakmış işte."

"Beni merak etme ben eve giderim" yarıda kalmışlığın vermiş olduğu bir kırıklıkla.

Emir " Bu kahvaltı olmadı balım. Ama dünya turu hayalimiz için bu safsataları bir an önce bitirip temize çıkmalıyım." – masaya az önce rastgele fırlattığı arabanın anahtarını Arzum'un avuçları arasına bırakarak " Eve geçince haber ver istersen evden bir şoför isteyeyim senin için eve seni şoför bıraksın her iki seçenekte de eve gidince haber ver olur mu?"

"Şoföre gerek yok ben giderim. Belki biraz da araba turu yapıp kafa dağıtırım" kabullenmiş bir şekilde.

Hakan'ın gelişiyle sessizlik oldu. Hakan " Hazırsan çıkalım"

Emir ayağa kalktı. " Mutlaka haber ver balım aklım sende kalmasın"

"Korkma veririm. Hem kurtlar beni yemezler"

Hakan bir kahkaha atarak " Sen yine de haber ver adamıma yoksa kurtların vay haline"

Emir Arzum'un anlına bir öpücük bıraktı. " Kahvaltını bitirmeden kalkma."

Arzum, Hakan'la Emir'in yanlarından ayrılışını izledi. Emir'in üzerine titremesine bayılıyordu. Ama gidiyordu işte. Tekrar buluşacaklarını bilse de gidiyordu. Arabayla uzaklaşana kadar izledi. Hala gözü arabanın gözden kaybolduğu noktadaydı. Çıkıp gelmesini umuyordu belki de. Gelip kahvaltıya kaldıkları yerden devam ederlerdi belki. Kısa bir an içinde hayal olduğunu anladı bunun. Gelemezdi. Hakan'ın elindeydi artık. Yüzüne bir gülümseme yayıldı. Hakan'ı düşününce nedense bu gülümseme hep beliriyordu. Emir için fazla babacıl davranıyordu bu davranış onu sadece komik bir duruma düşürüyordu.

Çayına biraz daha şeker atarak karıştırdı. Kahvaltı yapacağını sanmıyordu artık. Çayın birkaç yudumla tadına bakıp bıraktı.

Masanın üzerine düşen gölgeyle ürperdi. Emir olabileceğini düşündü gülümseyerek. "Emir" dedi başını kaldırırken.

Karşısındaki gölgenin geçmişten bir parça olduğunu görünce ürperdi. "Ozan" diyebildi çatallaşmış sesiyle.

Ozan elini uzattı "Merhaba Arzum"

Dokunduğu elin ipeksi dokunuşuyla nazikçe sıktı eli. Ozan davetsizce masasına oturmasına ses çıkarmadı. Ozan'ın yüzündeki gülümsemeyle karşılaşmış olması sevindiği sonucunu çıkartabiliyordu. "Nasılsın" sorusuyla Ozan'ın mavi gözlerine baktı. Saçları hala dağınıktı. Gözleri küpesine takıldı. Zaten vurdumduymaz birisi olmuştu her zaman. Kendi tarzı diye düşünmeden edemedi.

"Teşekkürler. Sen?"

"Bende iyiyim. Kahvaltı edebilecek bir yer ararken seni gördüm. Ne hoş bir tesadüf değil mi?"

Arzum alaylı bir gülümseme atarak " Kahvaltı için otel odalarını tercih ettiğini sanıyordum her zaman"

"Değişiyorumdur sen fark etmesen de"

Bir an Ozan'ın gözlerine baktı. Her zaman Ozan'a inanmamayı tercih ediyordu İnançlarını körelttiğinden beri. Ozan'ın değişiyor olma ihtimalini bile düşünmezdi. Gruplandırdığı insan tiplerinden en uzak durulması gereken tipti Ozan. Sadece kendine acı veren egoistten başka bir şey değildi. " Adına sevindim Ozan" diyerek ayağa kalkmak üzeredeydi ki Ozan bileğini kavrayarak "Biraz ciddi konuşalım"

Arzum, Ozan'ın gözlerinin içine baktı. "Seninle konuşacak ciddi bir konumuz yok bizim. Bileğimi bırak" sesindeki sert çıkış karşısında şaşırmışa benziyordu Ozan.

 " Otur şu masaya Arzum"

Ozan'ın zor kullanmasıyla masaya oturdu tekrardan. " Ne?" çığlığıyla yan masalarda ki dikkati üzerlerine çekmişti. Daha fazla bakılmasından rahatsız olarak " Çabuk söyle ne diyeceksen"

Ozan umutsuzca Arzum'un gözlerine baktı "Niye böyle yapıyorsun?" Arzum'u kazanabilmek için her yolu mubah sayıyordu artık.

"Konuşacak mısın?" dedi emrivaki. Biran önce dinleyip kalkmak niyetindeydi. Ozan'ın zırvalarına ayıracak vakti yoktu.

Ozan "Seviyor musun o adamı?"

"Evet" dedi emin tavrıyla.

Ozan Arzum'un gözlerinin içine daha yakından baktı. " Yattın mı onunla" dedi. Sorunun cevabının 'Hayır' olduğundan emin bir ifadeyle.

Arzum sıkılmış ve biran önce kalkma isteğini belli eden ifadesini açığa çıkarırken "Evet" dedi. Ozan'ın bu saçma sorularının ne zaman biteceğini merak ederek.

Ozan duraksadı biran. Arzum'un biriyle beraber olamayacağından emindi. " Yalan söylüyorsun değil mi?"

Arzum ayağa kalktı. " Bu kadar saçmalık yeter artık." Diyerek arabasına doğru yürümeye başladı. Arabasına geçerken kendini saran el ürpermişti.

Başını geriye doğru çevirdi. Ozan'ın öfkeli bakışlarıyla karşı karşıyaydı.

"Neden" diye bağırdı.

Arzum şaşkınlık ve korkuyla " Ne neden Ozan izin ver gitmek istiyorum" diyebildi.

Ozan "Bunca yıl benimdin. Ve her seferinde hazır olmadığını söyledin şimdi bana o adamla" cümlenin devamını getirmeden dudaklarını Arzum'un dudaklarına götürdü parçalarcasına.

Arzum nefes alamadığını düşündü. Zihni Hisar'ın kulisindeydi. Parçalar halinde gözlerinin önünde canlanan anlarda şimdikinden daha çok acı çektiğini hissetti. Zihninin karanlık bir köşesinden kasıklarında hissettiği korkunç sancıyı duyumsadı. Başının döndüğünü hissediyordu. Düşmemek için Ozan'a tutundu. Dokunduğu tenle içine korkunç bir ürperti saplandı. Saçlarını yolunurcasına tutunup kanepeye savruluşunu canlandı. Bunu yaşamış olamazdı. Zihninin yaşanmışlık olgusu kattığı bu olayı reddediyordu. Kasıklarında daha büyük bir acı hissetti. Kanı çekiliyordu bedeninden. Kabusunun içine içine çekiyordu. Şuan dudaklarında ki sert dudaklar geçmişi harekete geçirmiş gibydi.

Nefes alamadığını hissetti. Geçmiş yutuyordu tüm benliğini. İçindeki masum yan ' Gerçek değil' dese de acılar bedeninde gerçek olduğunu ispatlıyor gibiydi.

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*

Continue Reading

You'll Also Like

109K 4.3K 9
"Öleceğini anlayınca yeni planın beni ayartmak mı oldu?" dediğinde aklıma dahi getirmeyeceğim o soruyu sorduğunda hemen savunmaya geçmek istemiştim f...
Meyus By Şule

Mystery / Thriller

4K 901 26
(Yetişkin içerik barındırır...) En heyecanlı yerinde romanı kapatmak zorunda kalmanın bu kadar zor olacağını bilemezdim ki bilmekte asla istemezdim...
271K 1.8K 21
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
2.3M 8.1K 5
Romantizm içinde #11 ❤ İlk görüşte aşka inanır mısınız? Peki aşkınız için neleri göze alırsınız? Mesela hayallerinizden vazgeçer miydiniz? Peki çok s...