Playlist: Jess Glynne - Hold My Hand
Hayır, sakin olacağım.
Sara, sakin ol ve sakın gülme!
Gülmeyeceğim.
Ben gülmem diyorsam gülme-
"Ahahhahahahahaha"
Rüzgar boğazıma bir şey takıldı sanıp sırtıma hayvan gibi vurmasaydı iyiydi aslında.
"İyi misin?" diye gülerek soran Rüzgar'a bakıp öldürücü bakışlarımı attım.
"Ben süperim, ya sen?"
"Hiç bu kadar iyi olmamıştım."
"Güzel."
"Sin," dedi Rüzgar kulağıma fısıldayarak.
***
"Alo,"
Çaylarımızı yudumlarken Kenan amcanın telefonu çalmıştı ve şu anda telefonla konuşuyordu.
"Durumu nasıl peki?"
"..."
"Anladım. Başka kardiyolog yok mu peki?"
"..."
"Tamam, yarım saate oradayım."
Kenan amca üzgün bakışlarıyla telefonu kapatıp pantolonunun ön cebine sıkıştırdı. Ayağa kalkarken aynı zamanda da durumu anlayıp annem de ayağa kalkmıştı.
"Üzgünüm çocuklar. Acilen gitmemiz gerekiyor."
Anneme ve Kenan amcaya sarılıp onları Rüzgar'la kapıya kadar götürdük.
"Sağlıklı beslenin, üstünüz açık uyumayın," Annemin bakışları Rüzgar'a döndü. "Ve sen beyefendi, kızıma iyi bak."
Rüzgar anneme ithafen "Arkanızda gözünüz kalmasın."dedi ve ardından bana bakıp sinsice güldü. Bu gülüş âdeta 'gitsinler bak neler yapacağım sana' gülüşüydü.
Annem gülerek "Aferin koca oğlan." dediğinde Rüzgar da sırıttı.
***
Annemle Kenan amcayı yolcu ettikten sonra Rüzgar kapıyı hızla kapattı, ben de o sırada ayak uçlarımla yürüyerek kaçmaya çalışıyordum.
Tam merdivenleri çıkmaya başlamıştım ki ensemde hissettiğim elle geriye doğru adımladım.
"Aaa bakın burda kim varmış?"
"Ya Rüzgar bırak ya!"
"Ne demiştim ben sana? Adamı çarpacağımı söylemiştim, değil mi?"
"Ne yaptım ki sana?"
"Bir şey yapmana gerek yok. Nefes alman zarar,"
Rüzgar sırıtarak bana baktığında kaşlarımı çattım.
"Peki madem, benden bu kadar nefret ediyorsan..." deyip yanaklarımı şişirerek nefesimi tuttum. Rüzgar ne yaptığımı anlar anlamaz yanaklarımı iki yanından bastırarak nefes almamı sağladı ve kolumdan çekip başımı göğsüne yasladı.
"Sen salaksın,"
"Bana bilmediğim bir şey söyle." deyince ne dediğimi düşünmeye başladım. Salak olduğumu kabullenmek mi? Haklısın Rüzgar. Nefes almam bile zarar benim.
"Bilmediğin bir şey... ımm... Senden istesem de nefret edemem."
"Dedi çocuk," dedim gülerek.
"Buna güldü çocuk ama kızıyordu kıza,"
"Neden kızıyor diye düşünürken dilini ısırdı kız,"
"Kıyamam dedi çocuk,"
"Senin yüzüne oldu bir de kıyamam diyorsun!"
"Sara, bebeğim," Rüzgar saçımı okşamaya başladı. "İyice saçmalamaya başladın, git uyu. Zaten yarın yorulacaksın."
Kafamı göğsünden çekip "Neden yorulacakmışım?" diye sordum.
"Denize gideceğiz."
"Kimle?"
"Emir Azad falan. Sen de şu yanındaki iki salak kızı çağır."
"Onlara salak deme."
"Ya şimdi hiç tartışamayacağım." deyip merdivenleri çıkmaya başladığında hızlıca koşturup önüne geçtim.
"Şeyy... yarın okul var ama."
"Sikerim okulunu. Takan mı var?"
"Annem?"
"Anneni de si- yani şey, ne olacak da? Zaten şurada birkaç haftaya okullar da tatil."
"Tamam da sen yeni iyileştin."
"Bak kendin de dedin, iyileştim. Hem çok büyük bir şey olmadı. Bıçak yarası falan olsa neyse de..."
Gözlerim dehşetle kocaman olurken "Çok büyük bir şey olmadı mı?" diye bağırdım. "Kalbin durdu, komaya girdin, yoğun bakımda yattın Rüzgar. Tabii yaa. Bunlar çok normal şeyler."
"Evet."
"Bence hayır."
"Git uyu, çirkin."
Merdivenleri hızlıca çıkıp odama girdim ve her ihtimale karşı kapıyı kitledim. Dolabımın karşısına geçip bir şort ve bir tişört alıp komodinden de iç çamaşırlarımı aldım. Odadaki banyoya doğru gittim ve küvetin suyunu ayarladım.
Kıyafetlerimi çıkarıp küvetin içine oturdum ve saçlarımı iki kere yıkayıp duşu bitirdim. Bornozuma sarılıp kuruladıktan sonra kıyafetlerimi giyip odama geçtim.
Saçlarımı saç kurutma makinesiyle kuruladıktan sonra kendimi yatağıma attım. Kızlara yarın denize gideceğimizi söyleyip bir sürü sorularını cevapladım. Sonunda komodinimin üstünde duran romanımı alıp kulaklığımı telefonuma taktım ve bir müzik açıp okumaya başladım.
'ADA'
'VAR OLMAYAN BİR ADADAN NASIL KURTULURSUN?'
Lynne Matson, harikalar yaratmıştı! Gerçekten de kitabı soluksuz ve sayfaları ard arda çevirerek okuyordum. Hatta müziği değiştirmeyi bile unutuyordum.
Tam tırnaklarımı kemiriyordum ki telefonum çalmaya başladı. Numara rehberime kayıtlı değildi. Aramayı cevapladım.
"Alo,"
"Sara... Ben... Ben Batu."
Nefes nefese kalmış bir şekilde konuşuyordu ve sesi çok kötü geliyordu.
"Efendim Batu?"
"Ben çok kötü bir şey yaptım."
"Aşırı hız yapıp polisleri mi taktın peşine?" diye sordum gülerek.
"O kötü bir şey değil."
Arama sonlandırıldı.
Telefonu yüzüme kapatmıştı. Ah, Batu! Ne yapmaya çalışıyordu bu?
Sinirle numarayı geri aradım.
Kullanıcı meşgul.
İşte, şimdi korkabilirim...
Instagram: fatmandacx
Twitter: fatmandacx