sunya

By itsajuliet

405K 39.1K 14.9K

"Sana sıfırın bir değeri olmadığı söyleyen ahmaklara sakın inanma." 2016-2022 #bangtan More

•giriş•
•1•
•3•
•4•
•5•
•6•
•7•
•8•
•9•
•10•
•11•
•12•
•13•
•14•
•15•
•16•
•17•
•18•
•19•
•20•
•21•
•22•
•23•
•24•
•25•
•26•
•27•
•28•
•29•
•30•
•31•
•32•
•33•
•34•
•35•
•36•
•37•
•38•
•39•
•40•
•41•
•42•
•43•
•44•
•45•
•46•
•47•
•48•
•49•
•50•
•51•
•52•
•53•
•54•
•55•
•56•
•57•
•58•
•59•
•final•
-son söz-

•2•

9.4K 869 214
By itsajuliet

"Tekrar özür dilerim, ben... Bilmiyordum..."

Bunu söyleyen kişi az önce beni bir hırsızmışım gibi etkisiz hale getiren ve garajın önüne geldiğimizde bile masum olduğuma zar zor ikna olan Jungkook'tu.

"Önemli değil..."

Bileklerimi ovarken öfkemi gizlemeye çalışıyordum.

Bir işe yaramayı akıl edebilmiş olan Yooseul, Jungkook'la içinde bulunduğum durumu görür görmez "Jungkook! Ne yapıyorsun? O Sunya!" demişti.

Jungkook bileklerimi bırakıp, utançla özür dileyeceği sırada her şeyi daha da batırdığı açıklamasını yapmaya girişmişti.

"Ah, ben okul gazetesi yine birisini gönderdi diye düşünmüştüm. Sonuçta, bu tarz kızlar... Buraya misafir olarak gelmiyor."

Ah, buraya hangi tarz kızların ne olarak geldiğini gayet iyi anlamıştım.

Yooseul, Sora ya da Iseul kadar güzel ve popüler olanlar arkadaş olarak geliyordu, benim gibiler ise anca okul gazetesinin köstebekliğini ya da okul gazetesinin haber toplayıcılığını yapmak için seçilen kurbanlar oluyordu.

Herkes koltuklara yerleşirken, Yooseul yanıma gelip elini omzuma attı.

"Ah, neredeyse unutuyordum!" diye şakıdı.

"Bu Sunya. Benim en iyi arkadaşım. Grubun sessiz beynidir."

"Oh, bizde de bir tane var aslında," dedi Hoseok gülerek.

"Ama bizimki seksi beyin."

Namjoon'u gösterdiğinde herkes gülmeye başlamıştı. Bense, dudaklarım kenarlarından yukarıya bağlı bir iple zorla çekiliyormuş gibi acıyla, yapmacık bir gülümsemeyle onlara eşlik ettim.

Saat dörde gelirken Sora ve Suga, girdikleri iddia sonucu yeni çıkan bir araba yarışının son serisini oynamaya başladıklarında herkes başlarına toplanmıştı. Yooseul, tam Taehyung'un yanında durmuş, Sora'ya tezahürat yapıyordu. Iseul ve Jimin ise, yeni bir el falıyla ilgili konuşup gereksiz kahkahalar atıyorlardı.

Oturduğum koltuktan kalkmadan, derin nefesler almaya devam ettiğim sırada bir an önce eve gitmeyi diliyordum.

Tamam, bu çocuklar oldukça yakışıklıydı, hepsi birbirinden komikti ve hepsi -hala şüphelerim olmasına rağmen- iyi insanlara benziyordu.

Ama ben burada olmaktan keyif almıyordum. İnsanların içinde olmak bana göre değildi. Etkisiz eleman olduğumdan fark edilmiyordum. Bu, odamda yalnız başıma olmaktan farksızdı belki ama etrafımda insanlar olması beni rahatsız ediyordu.

İnsanlar arasında Sunya'ydım ama odamda tek başıma olduğum zamanlarda Na Ri oluyordum.Kimse bilmese de, bir yandan eğlenceli bir asosyaldim ben.

Kalabalığa bakıp bıkkınlıkla yutkundum. Son çare kitap okumaktı, belki okumaya dalarsam zaman çabuk geçerdi. Öyle olması gerekiyordu çünkü öyle olmasını umuyordum.

Kitabımı çıkarıp sayfaları karıştırdım, aceleden kitap ayracımı yıllanmış kırmızı halıya düşürdüm.

Eğilip alacağım sırada Jungkook ayracı aldı ve elinde çevirip inceledi.

"There's always a pocket of sunshine in my heart."

Kafasını kaldırıp merakla baktı.

"Bu ne demek yani?"

Aksanı yüzünden istemeden sırıtarak uzanıp elindeki ayracı aldım.

"Kalbimde daima bir paket günışığı bulunur, demek."

Karşımdaki koltuğa oturduktan sonra dudaklarını büzdü.

"Demek öyle..."

Sonra, belki de sohbet etmeye başlayacağımız sırada Yooseul "Kook!" diye seslenip her şeyi başlamadan bitirdi.

"Sıra bizde!"

Jungkook bana tekrar bakmadan, Yooseul'un yanına doğru yürüdü.

Kitabıma döndüm ve şöyle düşündüm:

Eğer bu bir film olsaydı, ben muhtemelen tek sahnesi olan bir figürandan fazlası olamazdım.

Kitabımın yüz yirmi beşinci sayfasına geldiğimde oyun faslı bitmişti.

Taehyung "Keşke Eva burada olsaydı," dedi.

"Cidden çok güzel yemek yapıyor."

Namjoon gülerken "Sevgilimle övünmek istemem ama..." diye mırıldandı.

"V haklı."

"Ben neyinize yetmiyorum?" diyen Jin, memnuniyetsiz bir tavırla bakmıştı Namjoon'a.

"Eva sadece salata yapabiliyor çünkü günün yirmi beş saati diyette."

Onlar gülerken Yooseul "Aslında Sunya da güzel yemek yapar," dedi ve onaylaması için Sora ve Iseul'a baktı.

"Bu seferlik ben yapabilirim."

Sora, öne doğru bir adım atmıştı ki Suga da yaramaz bir gülüşle ona baktı.

"Tabii ya, Sora yenilgisinin karşılığı olarak bize yemek yapsın. Ne de olsa bana araba yarışında yenilmişti.Bir de basketbolda, klan savaşında, teniste..."

Sora kaşlarını çatmış komik bir surat ifadesi yapmıştı. Bu hareketi herkesin gülmesine neden olurken o, kendini savunmaya geçti.

"Ah! Cidden! Bir sonraki turnuvada seni gömeceğim, Min Suga. Zirvede çok kalamayacaksın."

Suga kollarını yana açtı.

"Zirvede olduğumu kabul ediyorsun yani?"

Sora, Suga'ya karşılık vereceği sırada Jungkook elindeki kartvizitle kapının önünde durdu.

"Pizza siparişini çoktan verdim."

"Ne diye daha önce söylemiyorsun?" diye sordu Namjoon.

"Sora Noona ve Suga Hyung birbirine girmek üzereydi." derken yanındaki Jimin'le gülmeye devam ediyordu Taehyung.

İç geçirdim ve Yooseul'a yaklaştım.

"Artık gitmem gerekiyor, buraya geldiğimi babama söylemedim."

Hoş, işkolik babamın yokluğumu pek fark edeceğini sanmıyordum ama yine de buradan gitmek için tek şansım onu kullanmakmış gibi geliyordu.

Yooseul, babamı gayet iyi tanıdığından belki de inanmayacaktı.

"Sorun değil, ben haber verdim.Hatta baban arkadaş ortamlarına yeniden girdiğin için çok sevindiğini söyledi."

Arkadaş ortamlarına yeniden girmek mi? Daha önce hiç o ortamlarda bulunmamıştım ki. Yooseul ve arkadaşları tarafından grubun ezik insanı olarak bir şekilde bir yerlere dahil oluyordum ama bu o ortamların bir parçası olduğumu göstermiyordu.

Suya düşüp boğulmaya başlayan planımın yerine bir başka plan bulmalıydım.

"Final ödevi!" dedim.

Aklıma gelen en uyduruk ve mümkünatı düşük olan ihtimali söyledikten sonra pişman olacağımı hissediyordum.

"Bilim-Sanat Araştırmaları dersinden final ödevi almıştım. Eğer şimdi yapmaya başlamazsam yetiştiremem."

Nasıl olduğundan emin değildim ama konuşmamızı duyan Hoseok birden önümüzde durmuştu.

"O dersten final ödevi mi aldın?"

"Bilim-Sanat Araştırmaları mı?" diye atıldı Taehyung.

"Hayatımda duyduğum en saçma ders!"

"Bu yıl hepimiz o dersi almak zorundayız," dedi Iseul.

Jimin'se "Sanırım yeni uygulamaya konuldu,değil mi?" diye sordu ve ekledi:

"Biz ikinci sınıftayken öyle bir ders yoktu."

Namjoon bana döndü.

"Neden o dersten bitirme ödevi aldın ki?"

Benim yerime Sora yanıtladı.

"Sunya biraz tuhaftır, matematikten tam not alırken, serbest derslerden kalabilir."

Onlar gülerken Jin tezgaha yürüyordu ve bu sırada dönüp seslendi.

"Jungkook! Sen de o dersten final ödevi almamış mıydın? Beraber yapabilirsiniz."

"Hem böylelikle belki liseyi bitirebilirsin." diye söylenen Suga diğerlerinin yeniden gülmesine neden oldu.

Yooseul ise bana döndü.

"Bak, gördün mü?Ne güzel sana ödev arkadaşı bulduk!"

Önümdeki koltukta oturan Jungkook'a baktım. O da bana doğru dönüp tepki beklercesine kaşlarını kaldırdı.

Harika.

Sorumlu olmadığım bir ödevi, tanımadığım bir serseriyle yapmak zorundaydım ve diğerlerinin söylediğine bakılırsa, bu serseri notları pek de iyi olmayan bir serseriydi ve ne yazık ki bu serseriyle ilk tanışmam da havalı olmayan yollarla gerçekleşmişti.

İç sıkıntımla baş başa kalmadan önce burada daha fazla durmamak için farklı yollar düşünmeye başlamıştım bile.

Continue Reading

You'll Also Like

84.1K 6K 35
| Tamamlandı | Sen bir melek gibiydin sevgilim. Beni koruyan, beni kurtaran, beni seven ve sonucunda acı çeken oldun. Peki ya ben neyim? Bir şeytan...
9K 427 20
"ikimizde yağmurun altında delicesine ıslanırken gözlerimiz yine birbirni buldu.. Ela gözleri ile bana bakarken benim elimden gelen tek şey gülümseme...
803K 65.5K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
14.4K 1.5K 14
roseanne, dünyaca ünlü jeon jungkook'un yeni şarkısının klibinde oynayacak sıradan bir stajyerdi. #1 rosekook [23.08.23]