sunya

Galing kay itsajuliet

405K 39.1K 14.9K

"Sana sıfırın bir değeri olmadığı söyleyen ahmaklara sakın inanma." 2016-2022 #bangtan Higit pa

•giriş•
•2•
•3•
•4•
•5•
•6•
•7•
•8•
•9•
•10•
•11•
•12•
•13•
•14•
•15•
•16•
•17•
•18•
•19•
•20•
•21•
•22•
•23•
•24•
•25•
•26•
•27•
•28•
•29•
•30•
•31•
•32•
•33•
•34•
•35•
•36•
•37•
•38•
•39•
•40•
•41•
•42•
•43•
•44•
•45•
•46•
•47•
•48•
•49•
•50•
•51•
•52•
•53•
•54•
•55•
•56•
•57•
•58•
•59•
•final•
-son söz-

•1•

13.1K 878 350
Galing kay itsajuliet

Yooseul, kütüphane görevlisine mahçup bir gülümsemeyle baktıktan sonra, yanına gelmem için tuhaf el işaretleri yaptı.

Başımı salladıktan sonra dudaklarımı kıpırdattım.

"Geliyorum."

Geleceğimi söylememden saniyeler sonra gözden kayboldu. Bense, kitabımı çantama yerleştirip, soluk renkli ceketimi giydim, burnumun ucuna kadar düşen gözlüğümü geriye doğru ittim ve kalkıp kütüphane kapısına yürüdüm.

"İyi günler," diye fısıldadım görevli kadına.

Çıkmadan önce ona gülümsediğimde, o da aynı şekilde bana gülümsedikten sonra işine döndü.

Yooseul'la merdivenlerin sonunda karşılaştık. Aramızda iki adım kala beni fark etmeleri için "Hey" dedim.

Yooseul, kafasını kaldırdı ve gülerek "Sonunda geldin!" dedi.

"Sunya da geldiğine göre, artık gidebiliriz." dedi Iseul. Bileğindeki saatin kordonunu sıkılaştırmakla uğraşıyordu.

"Evet," diye Iseul'u onayladı yanındaki Sora.

"Geç kaldık bile."

Ne olduğunu bilmediğimden "Nereye?" diye sordum.

Yooseul kolumdan tutup yürümeye başlayan diğerlerine yetişmemi sağlamaya çalışıyordu.

"Anlatmaya vakit yok, gidince öğrenirsin."

Havalı ama sıradan görüntüsüyle aynı zamanda sade bir güzelliğe sahip Iseul, sportif giyim tarzı ve yazıp çizdikleriyle oldukça popüler ve bir o kadar da sofistike Sora ve tuhaf giyim tarzı ve neşesiyle girdiği her ortama ayak uyduran, güzel bir gülüşe sahip Yooseul'la yanyana yürürken ciddi anlamda kendimi farklı hissediyordum.

Tamam. Yıllardır onlarla takıldığımdan buna çoktan alışmış olmam gerekirdi. Belki de artık umursamamalıydım ama her seferinde, insanlar bize iki üç kez bakıp, kendi içlerinde kıyaslama yaptıklarında bunu hissedebiliyordum ve bu iğrençti.

Ben, düz ve basit bir insandım.Kemik gözlüklerim ve asla bakım yapma zahmetine girmediğim saçlarımla, tam anlamıyla kendimdim.

Benimle karakter olarak da, görünüş olarak da benzemeyen bu kızlarla takılma sebebim ise Yooseul'la ailelerimizin yakın olmasıydı.

Yıllar önce Yooseul'un babası benim babamı ufak bir araba kazasından bir şekilde kurtarmıştı ve işte, biz de arkadaş olmak zorunda kalmıştık. Gerçi Yooseul için bir sorun yoktu. Gölgesinde kalan ve "kendisinden daha az güzel olan" bir kızla gezmek hiç fena olmamalıydı. Sonuçta bizi gören herkes benim onun ezik-inek-sıradan arkadaşı olduğumu düşünüyordu, bu da Yooseul'un egosunu birden bine katlıyordu.

Büyük bir bahçe kapısının önünde durduğumuzda tedirgince bir nefesi dışarı verdim. Yooseul otobüste bu kasabaya benzer yere geldiğimiz sırada bana "Sizi yeni arkadaşlarımla tanıştıracağım," demişti. Neyle karşılaşacağımdan emin değildim çünkü karşıma iğrenç bir eşek şakası ya da korkunç ergenlerle dolu bir parti de çıkabilirdi.

Iseul, birilerini aradı ve bir dakika sonra iki genç gelip büyük siyah kapıyı açtı.

Yooseul onları önceden tanıyordu, bu yüzden bizi tanıştırma girişiminde bulunmuştu.

"Bu kuzenim Iseul," diyerek özgüvenli ve bir o kadar da kibar olan Iseul'u gösterdi.

Turuncu saçlı olan, Iseul'a bakıp gülümsedi.

"Ben Jimin."

Ötekiyse ağzını açabildiği kadar açmıştı, dudakları yırtılırcasına gülüyordu.

"Ben de Hoseok."

Sora'yla da tanıştıktan sonra sıra bana gelmişti.

Saate bakan Yooseul "Ah, bence artık gitmeliyiz, siz orada tanışırsınız." diyerek yutkunmama neden oldu.

Ben başımı sallarken, diğerleri de Yooseul'un söylediğini onaylamıştı. Hepimiz bahçe kapısından geçip, araziye benzeyen tuhaf alanda yürümeye başladık.

İnşaatı tam bitmemiş gibi görünen, sadece üzeri kapalı garaj tarzı bir yerin tam önünde durduk. Kapısı ya da kimsenin girmemesi için herhangi bir duvarı yoktu. Çatısından, yarısı kırılmış bir tabela sarkıyordu. Tabelanın üzerindeyse şunlar yazılıydı:

B A _ G T_ N S O N Y _ _ N D A _

Bunlarla mantıklı iki kelime oluşturmak çok zor değildi, belli ki "Bangtan Sonyeondan" yazmak istemişlerdi. Lakin tabelanın eski olmasından çok, oradaki harfleri nasıl düşürebildikleriyle ilgili düşünüyordum. Çatıya çıkıp tepinecek insanlar değillerdi, değil mi?

İçeride üç büyük eski koltuk, bir masa, yerde birkaç oturma yastığı vardı. Köşede birikmiş olan boş pizza kutularının kaç haftalık olduğuna kafa yormak niyetinde değildim. Garajın biraz daha gerisinde ufak bir mutfak tezgahı ve onun sol tarafında bir lavabo vardı.

Yayılarak oturan gençler, toparlandılar. Biri ise, oturuşunu bile değiştirmedi. Sadece uzattığı ayaklarını kendine doğru çekip daha az rahatsız edici bir pozisyona geldi.

Aferin, ne güzel karşılama ama.

Yooseul, Sora ve Iseul'u oldukça abartılı ve eğlenceli şekilde onlara tanıttıktan sonra, sözü erkeklere bıraktı.

Koyu kahve saçlara sahip, uzun boylu, oldukça güzel bir yüze sahip olan "Ben Jin," dedi.

"Bu serserilerin abisi ve grubun yakışıklısıyım."

Kızlar kıkırdarken yanında, turkuaz renk saçlara sahip, ciddi anlamda donuk bakışları olan, bizi gördüğünde kılını bile kıpırdatmayandı.

Oturduğu yerden elini kaldırdı.

"Min Suga."

Ve bu kadar. Başka bir şey söylemedi. Anlaşılan en havalı ve umursamaz olanları, oydu.

Beyaza kaçan soluk renkte saçları ve -söylemeden edemeyeceğim- inanılmaz dolgun ve şekilli dudakları olan ise gülümsedi.

"Ben Namjoon. Buralardan sorumlu lider benim. Bir şey olursa, bana gelebilirsiniz."

Sanki burada uzun süre kalacakmışız gibi konuşmasını tuhaf bulsam dahi, tepki vermemiş ve konuşan diğer gence dönmüştüm.

"Kim Taehyung, bayanlar." dedi yaramaz çocuk edasıyla.

"Genelde V diye seslenirler ama siz 'Oh!Kim Yakışıklı Taehyung' da diyebilirsiniz."

Göz kırptığında Namjoon onun koluna vurdu.

"Bu, bizim yaramaz Taetae."

Herkes koltuklardaki yerini aldığında, rahatsız bir tavırla Iseul'un hemen yanına oturup bugünün bir an önce bitmesini diledim.

Bir ara, muhabbetten ve ortamdan öylesine bunalmıştım ki kalkıp Yooseul'a lavabonun yerini sordum.

Garajın arka taraflarında bir yer olduğunu söyleyip -ki bu cidden açıklayıcı değildi- beni başından savdıktan sonra Taehyung'a yaptığı en efsane eşek şakasını anlatmaya devam etti.

Garajdan çıkıp, binanın arka tarafına doğru yürüdüm.

Burada olmaktan hoşlanmıyordum, her zamanki gibi ezik insan konumuna düşecektim ki zaten Yooseul'un istediği de buydu. Derin nefesler aldım.

"Lanet olsun." diye fısıldadım.

"Böyle olmasından nefret ediyorum."

Yüzümü yıkayıp aynadaki yansımama baktığım sırada arkamda bir genç kaşlarını çatmış beni izliyordu. Siyah düz saçları, ince dudakları vardı. Onu okulda daha önce gördüğüme emindim ama nereden ve nasıl olduğunu kestiremiyordum.

Gözlerini kısmıştı, bana çöpmüşüm gibi bakıyordu.

"Burada ne arıyorsun?"

Arkamı dönüp "Arkadaşlarımla geldim," diye açıklamaya giriştim.Yine de yüzündeki şüpheci tavır geçmedi. Bana daha fazla yaklaştı ve aramızda bir adım kala durup, yüzüme yakından bakmak için eğildi.

"Yalan söylüyorsun, çünkü bunu söylerken heyecanlandın."

E dibime girdiğin içindir belki?

Ya da onlar gerçek arkadaşlarım olmadığından, belki de haklısındır?

Başımı sallayıp itiraz ettiğim sırada hızlı bir hareketle tuttuğu ellerimi belimde birleştirdi.

"Cidden. Bu kaçıncı? Seni de o salak okul gazetesi gönderdiyse bu kez polise şikayet edeceğim."

Bileklerimi sıkan elleri arasından kıpırdanırken "Yanlış anladın!" dedim.

"Ben...Arkadaşlarımla geldim...Jimin'i tanıyorum!Ve..."

Lanet olsun, kocaman gülümsemesi olan oğlanın adı bir türlü çıkmıyordu ağzımdan.

"Hoseok!" diye cırladım.

"Onları tanıyorum."

"Yapma ama. İsimlerimizi okuldaki herkes biliyor. Başka bir şey bulsaydın."

Beni önünde iterek, garaj kapısının önüne doğru götürdüğünde içimden Yooseul'a küfürler yağdırıyordum.

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

503K 11.8K 200
~Çeviridir.~ İkinci kitaba profilimden ulaşabilirsiniz. ♡: Personal favorites
41.9K 3.9K 43
Birbirine rakip iki müzik grubu: Heartless ve Paradise. Bu iki grup arasında filizlenecek bir aşk nelere sebep olabilirdi ki? ❅ 19.10.23 bxg #1 01.0...
808K 65.9K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
1.4M 35.1K 186
Burçlarla ilgili her şey burada. Bence bakmadan gitme!!