Mr. Jung Hoseok/YoonSeok

By MMEunHaeMM

94.4K 8K 3.8K

"Soruyu cevaplamaya ne dersiniz Bay Jung Hoseok?" Argo içerir. More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
12
13
14
15
16
17
|= | |\| /-\ |_
+ |-| € € |\| |]

11

3.9K 411 155
By MMEunHaeMM

"Sınıfta kalmayacağım."

"Ne?"

"Diyorum ki, sınıfta kalmayacağım. Adam beni dersten geçirmiş."

Elimdeki telefona hala aynı boş ve şaşkın bakışlarla bakıyordum. Öğretmenin söylediği sınav notları ve telefonumdaki sınav notları arasında dağlar kadar fark vardı, sınıfı geçebileceğim kadar büyük bir dağ hem de.

"Hani kalıyordun ama hyung?"

Jimin'e cevap vermek yerine ayağa kalkıp odadan çıktım, büyük haberi vermem gereken biri vardı.

Yanına gitmek ne kadar daha çekici bir fikir gibi gelse de telefonla aramak daha mantıklı olduğu için onu kaydettiğim ismin üzerine geldim ve parmağımı kaydırdım.

Kulağıma götürüp açmasını beklerken o dıt sesinin sonsuza kadar süreceğini düşünmeye başlamıştım.

"Alo?"

"Beni geçirmiş."

Onun bunu ne kadar umursadığını bilmiyordum ama benim yaptığım yalnızca onun sesini duymak, onunla ilgili bir şeyi hissetmek, için bahaneydi.

"Biliyorum."

"Nasıl?"

Konuşmak üzere nefes almıştı ki vaz geçip bir süre bekledi ve sonra başka bir şey söyledi.

"Öylesine konuşuyorduk ve bana senin çok çabaladığını, bu yüzden dersten geçireceğini söyledi. Dediğini yapmasına sevindim."

Sırtımı duvara yaslayıp saçlarımı kaşıdım.

"Bence bir ödülü hak ediyorum, senin tarafından verilen bir ödülü."

Sesimi başarabildiğim kadarıyla sevimli çıkarmaya çalışarak söyledim.

"Kapatıyorum Yoongi, sonra görüşürüz."

"Hey, ondan bahsetmiyordum. Belki bir yerlerde falan buluşuruz diye söylemiştim. Sınıfı geçtim, ödülü hak ediyorum Hoseok."

"Hyung. Öğretmenin değilsem bile senden büyüğüm."

Düzeltmesine gözlerimi devirdim. Ona ne gözle baktığımı bir türlü anlayamıyordu.

"Her neyse, sen buluşma olayını düşün."

Telefonu onun bir şey demesine izin vermeden kapatıp cebime yerleştirdim ve çocukların yanına döndüm.

Şu sıralar her şeyin yolunda gitmesi beni mutlu etmeliyken neden bir şeylerin boka saracağını hissediyorum?

----------

"Evime giremezsin Min Yoongi."

Onu umursamadan ittirdiğimde, ki zayıf bir şey olduğu için bu pek zor olmamıştı, sinirle arkamdan kapıyı çarptı.

"Giremem değil, girdim bile."

"O videoyu arkadaşın paylaşmış olabilir ama onu çeken ve beni tehdit eden sensin. Nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun?

Yüz verdiğimde hemen olayı büyütüyorsun, Bay Kang'a seni geçirmesini rica etmemeliydim."

Söylediği şey yüzünden anında elleriyle ağzını kapadı. Şuan sevimli görünüyordu ama konumuz bu değildi, Seungwon'a, Hayalet'e, beni dersten geçirmesini söylemişti.

Kollarımı açıp onu sarmaladığımda altında kasılan bedenini hissedebilmiştim. Fazla cürretkar davranıyordum ama bunun için yaklaşık altı, hatta yedi aydır bekliyordum.

İğreti bir şey ona dokunuyormuş gibi dururken bu histen rahatsız ondan ayrıldım. Onu sarmalamak, hissetmek nedensizce iyi hissettiriyordu.

Böyle diyordum çünkü onun sadece bedenini istiyordum en başında. Ama şimdi başka bir şeyler daha vardı.

"Hoseok-"

"Hyung."

Gözlerimi devirdim. Bunu söylemem için neden bu kadar ısrarcı olduğunu bilmiyordum.

"Bununla ilgili fantazilerin mi var?"

Cevap vermek yerine kollarını önünde bağladı. Bugün her zamankinden biraz daha kız gibi davranıyordu.

"Hoseok hyung, bugün burada kalmam lazım. Hava çoktan karardı ve eve gidersem babamdan dayak yerim."

Bunların hiçbiri olmazdı, babam beni görmezdi bile. Bunlar, burada kalabilmem için birer bahaneydi sadece.

"Arkadaşlarından birinde kalsan ya."

Evet, çok güzel bir fikir. Hadi bul yine bir bahane.

"Taehyung'la konuşmuyoruz, Jimin'in evi çok uzakta, Jungkook'un da babasından hoşlanmıyorum."

Taehyung'la konuşuyorum, Jimin'in evi okulun hemen karşısında, Jungkook'un babası da bu dünyadaki en kafa insanlardan biri. Bir gün yalanlarım yüzünden cehenneme gideceğim.

Bir şey demeden ışığı açık olan odaya girdi. Girdiği oda, giriş kapısının hemen yanındaydı, onu takip ettim.

Koltuğa oturup büzüştü, yastıklardan birini kucağına ve kumandayı da eline aldı.

"Bu odada kalabilirsin."

Sabah belim koparak uyanmak mı? Hiç sanmıyorum. Gün boyu ağrı çekmeye hiç ihtiyacım yoktu.

Bir şey demeden yanına oturdum. Benden rahatsız olduğunu görebiliyordum.

Televizyonda yayınlanan bir sinema filmini izliyordu. İlgi çekiciydi, ben de izleyebilirdim ama yüzü daha çok cezbediyordu beni.

Çenesinden başlayan çıkık ve keskin yüz hatları tam ellerimin oturması için yaratılmış gibiydi. Bizi her dizide olan yağmur altında öpüşme sahnesinde hayal edebiliyordum.

Ellerim tam da o yüz hatlarından onu kavramış ve aramızda yalnızca birkaç santimetre var. Başımı hafif ittirdiğimde dudaklarımız buluşacak.

Ondan uzun olsam hayalim daha sevimli olabilirdi ama henüz yalnızca on sekiz yaşındaydım, önümde hala zaman vardı.

"Gözlerinle beni öldürmeyi bırakır mısın?"

"Öldürmüyorum, soyuyorum. Hangi okula geçtin?"

"Merkezdekine."

Oturduğu yerden kalkıp elindekileri bıraktı ve televizyonu kapatarak odadan çıktı.

Arkasından gidip ışığı kapattım. Odasına girdiğinde ben de onu takip ettim.

"Sen burada kalmayacaksın. İtiraz edersen ben giderim."

Odanın kapısını içeri girip kapattım ve ona şans tanımadım. Gözlerini devirip yatağına girdiğinde tişörtümü üzerimden çıkardım.

"Hayır, çıplak bir şekilde olmaz Yoongi. Siktir git odamdan!"

Onu dinlemeyip pantolonumu da çıkardım. Bağırıyordu ama pek taktığım söylenemezdi. Yattığı yerden doğruldu.

"Canına mı susadın? Buraya kadar gelmene izin verdim zaten, çıplak olmaz!"

"Öbür türlü uyuyamıyorum. Hem bende olan sende, sende olan bende var. Niye büyüttüğünü anlamıyorum."

"Şimdiye kadar anlamamış olabilirsin ama ben Namjoon'u seviyorum Yoongi. O benden nefret etse de seviyorum."

Tam ona bağırmak üzere ağzımı açtığımda geri sustum. Namjoon'u sevdiğini söylüyordu ama o adam Hoseok'u kalpsizce kullanıyordu. Benim birkaç ay önce yapmak istediğim gibi.

Dolan gözleri her daim, tüm gardımı indirmeme sebep oluyordu.

Bacaklarımı pantolondan kurtarıp yanına gittim ve oturdum. Ellerimi birkaç dakika önce yerleştirmenin hayallerini kurduğum yüz hatlarına yerleştirdim.

"Ondan daha iyisini hak ettiğini biliyorsun, değil mi?"

Alaylı bir gülümsemeyle sorup kazağının kollarıyla gözyaşlarını sildi.

"Daha iyisi sen misin?"

"Hayır, ama ondan daha kötü değilim."

Gülümsemesine karşılık verdiğimde küçük bir kıkırdama bıraktı. Alnımı alnına yasladığımda tek eksiğimiz yağan bir yağmur ve duygusal bir müzikti.

Geri çekilip yatağa uzandı ve yan döndü. Yanından kalktım ve odanın kapısına yöneldim. İstemediği sürece bir şey yapmayacaktım.

"Uyuyacağımızı sanıyordum."

Ona döndüğümde gözleri kapalıydı. Odanın ortasında sevinç dansı yapabilirdim ama her an fikrini değiştirmesinden korkarak çabucak yanına uzandım.

Tavana doğru baktığımda uykumun olmadığını fark ettim.

"Uyudun mu?"

Bir süre ses gelmedi, uyumuştu. Uyuyorsa uyandığında benim ne yaptığımı da bilemezdi. Arkasından yaklaşıp kollarımı beline doladım.

Kim Namjoon'dan bir farkım yoktu belki ama bencil biriydim sonuçta. Benden daha iyisini hak etmesi umrumda değildi ama müdürden daha iyisini hak etmesini umursuyordum.

"İyi geceler."

Mırıldanıp gözlerimi kapadım ve kokusunu içime çektim.

"Sana da."

Siktir.

----------

Gözlerimi araladım ve etrafımda bir saat aradım. Perdeler kapalı olduğu için zamanı anlayamıyordum. Hoseok'u görme umuduyla sağa döndüğümde orada değildi.

Harika, kendimi tek geceliğine kullanılmış kızlar gibi hissediyordum. Kollarımda ağlıyordu ama sonraki gün hiçbir şey olmamış gibi gidiyordu.

Yataktan çıkıp sandalyenin üzerindeki düzgünce katlanmış kıyafetlerimi giydim ve odadan ayrıldım.

Dış kapıya gidip evden çıktığımda arkamdan bir ses duydum.

"Yemek yemeyecek misin?"

Şu iki günün hayatımdaki en iyi iki gün olma olasılığı nedir? Tanrı'm, lütfen devamı da böyle olsun, en azından bir gün daha.

Continue Reading

You'll Also Like

4.6K 301 20
Hani gece bize aitti, şimdi neden yanımda yoksun? Ve ben neden bu küvette tek başımayım? |n i g h t| |y o o n k o o k| Bu kitabın hakları Gece'de yok...
8.7K 977 11
Toprakla taşın hikayesi. [TAMAMLANDI]
831K 67K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
576 89 7
100 günlük anlaşma sonucu ya kıyametin kopmasını dile ya da en sevdiğin kişiyi yok et. Kısa bir ömrü kaldığını öğrenen Jung Hoseok ve dünyanın sonunu...