7. bölüm
Hazar zilanın nedemek istediğini anlamaz şaşkınca yüzüne bakar. zilansa başını başka yöne çevirmiş halde cam kenarındaki sedire oturur. Hazar gidip yanına oturur. Ona bakması için bir süre öylece bekler ama zilan değil ona dönmek nefes bile aldığını duyurmaz hazara. Birkaç gün önce yengesi Asminle çarşıya çıktıklarında yanlarına gelen esma asmine ve ona çıkışmasıyla öğrenir her şeyi." Sevdiğimi aldın elimden yılan " diye bağırır çarşı ortasında ne olduğunu anlamadan elini koluna atıp sıkar esma hazara olan aşkını tüm midyatın bildiğini bağıra bağıra söyler. Asminin frenlemesiyle kendine gelir iki kadın. Hala o günü yaşayan zilan şimdi gelip hesap soran kocasına sert bir şekilde bakar gözleri dolu dolu. Hazar zilanın gözlerine baktığında nerdeyse damlaları akıtmak üzere olan yüzüne dokunur.
" zilan .. de bana ne oldu. Nedir seni bu denli üzen.
" sordun söyliyim. Ben kimseyi yakmadım kimseye gel bana aşık ol demedim. Kavi amca oğlumdur ona hiçbir zaman o gözle bakmadım ben hazar.
" ama o çok sevmiş seni
" esmada sevmiş seni." Hazar bu ismi duyduğu an çakılır adeta yerinde. Zilanın niye böyle davrandığını anlar şimdi. Ama gözlerindeki bu nefretin nedenini anlamaz.
" esma mı? Sen .. sen nerden biliyorsun esmayı.
" önemlimi hazar. Bak ne olursa olsun ben senin karınım seninim senden önce kimseyle bir şeyim olmadı eğer içini rahatlatacaksa. Ne azat ne kavi ikisinede gelin beni sevin demedim kimeseye ümid vermedim. Kendi halimde biriydim ben. Ama sen esmaya söz vermişsin sevmişsin.
" ben kimseyi sevmedim zilan kimseye söz vermedim. Sana bunu kim söyledi bilmiyorum ama belliki ara açmak istiyorlar.
" kendi söyledi.
" sen nerde gördün onu.
" yengemle çarşıya gittik birkaç gün önce bizi gördü herkesin içinde bağıra bağıra dedi.
" neden bana gelip söylemedin peki. " zilanın gözlerine bakar hafif ses tınısıyla konuşur ama gözleri sinirden alev saçıyordur.
" benim için önemi yoktu çünkü.
" beni sevmediğin için önemi yoktu öylemi.
" hayır seni sevmediğim için değil ben şuan seninle evliyim geçmişin önemİ yok." Hazar zilanın yüzünü avuçlar gözlerine bakar.
" sana yemin ederim ne senden önce ne de sonra kimseye bir söz vermedim. Esma yıllardır peşimde dolanır. Anam birkaç sefer seni alıcam diye takılmış oda kendi kendine gelin güvey olmuş. " zilan dolu gözleriyle hazara öyle bakarki hazarın aklı gider." bakma bana öyle dayanamıyorum zilan. Sana dokunmak sevmek istiyorum. İnan senden şüphe etmedim masumluğunu temiz olduğunu en iyi ben biliyorum. Bana bunu daha bu dün gece kanıtladın." Eğilip dudağına kücük buseler koyar zilansa gözlerini kapatır hazarın öpcüklerine boynuna doğru götürür dudaklarını sonra yavaşca kulağına fısıldar." Seni öyle çok istedim ki öyle çok istiyorum ki odaya git demem bu yüzden di.
" hazar" yutkunarak kendini geri çekip hazarın gözlerine bakar"
" söyle zilan.
" ne olur başkalarının laflarıyla bana kızma.
" baban dedi zilan.. kavi zilanı seviyordu dedi aklım durdu sandım oan
" benimde esmanın laflarıyla aklım durmuştu ama ben sana kızmadım.
" ama kıskandın." Zilan başını eğer utanır hazar elleriyle tekrar kaldırıp başını gözlerine bakar." niye utanıyorsun. Kıskandım demek bu kadarmı zor.
" peki sen..
" peki ben ne
" sen niye saklıyorsun kıskandığını
" ben saklamıyorum ki. açık açık söylüyorum. Kıskandım hemde dlei gibi. Daha dün gece bedenine dokunup sevip okşadığım kadının başkası tarafından sevilmesine tahammül edemedim. " dudağına öyle bir yapışırki hazar zilan kendini kaybeder. Hazar sedire yatırır öperek güzel karısını eteğini altına doğru sokar elini. Bacaklarını okşadıkça zilanın ağzından inleme çıkar. Bacaklarının arasına girer kendini bastırır zilana gözlerine bakar. " canın yanıyormu.
" hazar.
" söyle zilan canın yanıyorsa dokunmak istemiyorum beklerim ben." Ama beklemeye pek tahamülü olmadığını erkekliğini bastırarak göstrir." Dayanamıyorum zilan söyle hadi.
" ıı." saçlarındaki tokayı çekip atan hazar hafif üzrinde doğrulur üstündekileri çıkarmak için hamle yaptığında kapının sesiyle durur. Sonra zilana bakar zilan hazarın gözlerinde kaybolur adeta. " kapı.
" kimse kim boşver çalar gider. " eteğini çıkarmak için tekrar hamle yaptığında kapı tekrar çalar. " bu siktiğimin kapısını kaç sefer biz odadayken çalmayın diyecem daha. " deyip üstünden kalkar." Yatağa geç sen gelicem." Hazar kapıya yönlendiğinde zilanın uyarmasıyla durur. Fermuarının açık olduğunu gözleriyle gösterir " akımlı bıraktın bende. " üstünü düzeltip kapıyı açar." Ne var miran. Sana kaç sefer dicem bu kata destursuz çıkmayın diye.
" ya yengem nerde.
" ne yapcan zilanı.
" işim var.
" müsait değil şimdi ne oldu söyle.
" babam yengen babasının evine gitsin yarın akşam kız istenecek dedi.
" ee zilanla ne alakası var hem zilan niye gidiyor oraya.
" dilana yardım edecekmiş.
" gidemez efendim. Düğün değil seyran değil alt tarafı kız istenecek. Göndermiyorum ben git babama öyle söyle karısını göndermiyor de" hazar miranın yüzüne kapıyı kapatır arkasını döndüğünde zilanla göz göze gelir. " yatağa gir demiştim ama ayakta da olur." Zilanın dudağına yönelir zilansa hazarın göğsüne koyar ellerini." Ne oldu.
" anladı miran, hazar niye öyle dedin.
" anlarsa anlasın boşver sen şimdi onu ,gönlümü yap hadi bak ne hale geldim yine." Zilanı arkaya doğru öpe öpe götürür ve yatağa bırakır yacaşca.
" gönderemezmiş karısını öyle dedi abim.
" ben zaten isterse dedim hemen git sor demedim eşşek sıpası acelen ne." dilaver miranın niye bu kadar acele ettiğini anlasada sürekli hazarı rahatsız etmesini de istemez
" niye rahatsız ediyorsun sen onları ey oğul demedimmi sana gitme diye" bedar hatun oğluna sitem eder çünkü biran önce bebek müjdesini isterler. Hala beraber olmadıklarını düşünür bedar oyüzden kimsenin rahatsız etmesini istemez. gerçi bu aralar hazarda zilanda dğeişik davranıyordur birbirlerine. Özellikle dünden bu yana başkadır ikiside.
" iyi ana bir şey demedim. Ne varsa orda.
" oğlum yeni evli onlar niye anlamıyorsun.
" anlamaz o destursuz kaç sefer dedim bende çıkma yukarı diye bizide böyle rahatsız edip duruyor iki gün sonra bende aynını yapıcam görecek gününü.
" herkes benimle uğraşıyor ne haliniz varsa görün daha da çıkmam zaten.
Ertesi gün zilan erkenden uyanmış kayınvaldesi bedar ve eltisi asminle mutfakta yardımcı kadınlarla kahvaltı hazırlar. Narinin de gelmesiyle mutfak şen şakrak olur. Bedar gelinlerine bakmaya doyamaz ikiside ay parçası gibidir. Narinin çıkan karnına baktıkça asminin içi gider.
" dikkat et narin uzanma yukarılara.
" bir şey olmaz yenge korkma." Asmin narinin yanına giderek uzanıp almak istediği şeyi alır ve verir. Birkaç ay önce bu sebepten dolayı bebeğini kaybetmiş onun acısını hala içinde yaşayan biri olarak gözünden sakınır narini. Saatlerdir odalarından çıkmayan zilanla hazarsa kendi keyiflerindedir. Hazar nefese nefese zilanın üstünden kendini yatağa atar. Karısına dönüp baktığında yorulduğunu anlar zilanın. Kolunu başının altından geçirir ve göğsüne çeker. Saçlarıyla oynar. Zilansa nerdeyse uyuacak hale gelmiştir.
" ağrın varmı." Hafif yumuşak sesle karısına gösterdiği özen zilanın hoşuna gitsede utanır. Başını kaldırıp gözlerine bakar hazarın. Hazarsa yeşil gözlerde kaybolur gibi bakar zilanın gözlerine. " niye bakıyorsun öyle. " zilan utanrak başını yere eğer. Cevap vermesede hazar çenesinden tutup başını kaldırır" ağrın sızın varmı söyle zilan.
" yok..
" niye kasıyorsun kendini peki. Canın yanar böyle kasarsan." Zilan göğsüne sokulur hazarın hazarsa elini zilanın çıplak kolunda dolaştırır. Tertemiz ruhu ve bedeniyle yanında yatan bu kadın aklını başından almıştır saçlarından öperek yatağa bastırır karısını ve yüzüne doğru eğilip burnundan öper" acıkmadınmı.
" acıkmadım.
" yüzüme bak.. kaçırma gözlerini.
" utanıyorum hazar " hazar elleriyle yüzünü kapatan karısının ellerini çeker yüzünden gülümseyerek bakar yüzüne. Zilanın bu hallerine bayılıyordur hazar. Onu utandırmak için elinden geleni yapar.
Günler geçip giderken konakğı düğün telaşı sarar. Dilan ve miranın düğünü olacaktır. Herkes ummalı bir koşturma içindedir. Dilaver ağa ve bedar hatun konağın balkonunda durmuş kapıdan heybetleri ve tüm yakışıklılıklarıyla giren oğulları ve damadına bakarlar. Hepside birbirinden yakışıklıdır. Gurur duyar hepsiylede. Gelini zilanın getirdiği kahveleri yudumlarlar bedar zilanın güneşte parlayan saçlarına bakmaya doyamaz. Geldiğinden bu yana ordan oraya koşturmuş kimseye laf söz getirmemiştir. Su yeşili gözleri geldiğinde hüzün doluyken şimdi hazara aşkla baktığını görür. Dillendiremesede herkes anlar. Başta hazar. Üstüne giydiği kırmızı elbisesi zilanı daha bir kadınsı yapmıştır. Asmin ve narinle özellikle kayınvaldesiyle o kadar iyi anlaşırki aşiretde olsun akrabalar arasında olsun parmakla gösterirler. Bedar güzeller güzeli gelinine baktığında oğlunun niye zilanı bu kadar ksıkandığını daha iyi anlar. Daha dün yengesi asminle çarşıya gitti diye ayağa kaldırmıştır konağı. Bedarın " ben gönderdim" demesiyle sakinleşmiş ama odada zilanın canını okumuştur. Merdivenlerden koşarak inen zilanı gören hazar ayağa kalkar sanki düşecekmiş gibi bir hisse kapılır elbisesinin eteği uçuşa uçuşa inişi saçlarının belinde dans edişi bel kıvrımları hazarın belden aşağısını zorlar. Karısına sahip olduğu günden bu yana bir gün boş bırakmamış nerdeyse hergün sevip okşamıştır. Onu bu denli istiyeceğini asla düşünmemiş hatta asla yatağıma almam diye diretmişti. Şimdi ise yatağından çıkmıyordur bu güzeller güzeli kadın. Saçlarını savurarak mutfağa girdiğinde oda mutfağa yönelir içeri girdiğinde tepside duran kurabiyelere takılır gözü. Sonra zilana. elindeki çayı dudağına götürüp yudumladıktan sonra elindeki bardağı alıp kendi dudaklarına götürür. " hımm güzelmiş.
" abi.. hayırdır ne güzelmiş.
" çay diyorum. Güzelmiş." Zilana göz kırparak. " narin murat seni soruyordu git bak bakalım.
" yine ne istiyor zorla kalkıyorum zaten." Zilan gözünü ondan ayırmayan kocasına dikmiş gözlerini onun içtiği bardaktan çay içtiği bardağa bakar. mutfaktan çıkan narinle birlikte zilanın yanında bitmesi bir olur hazarın tezgahla kendi arasında sıkıştırır karısını. Boynuna doğru hafif öpücükler sıralar. Kulağına fısıldar usulca" sabah neden kaçtın benden.
" hazar..
" niye bu elbiseyi giydin.. beni delirtmek içinmi." Zilan fısıltıyla çıkan sesine bütün vucudu alev almış gibi kocasının nefesini hissettikçe düşmemek için koluna tutunup bir yandan da yutkunur."
" kızdınmı.
" başka bir şey giymeni tercih ederim." Kendini zilanın bedenine bastırarak. Zilan hissettiği bedenle irkilsede gözleri otomatik olarak kapanır. Ve şeklinde gelen hafif dekoltesine parmaklarını dokunur" bunları benden başka kimse görmeyecek..
" hazar.
" söyle.
" kızdın mı de bana.
" kızmadım ama biraz daha böyle durursan odaya atabilirim seni" deyip dudaklarına yönelir. Kana kana içtiği dudakların tadını aldıkça daha da bastırır bedenini. Avuçlarının içine dolduran yüzünü kavrar ve dudaklarına su içer gibi sevip okşar. Kendini geri çektiğinde zilanın yanakları üstündeki elbise gibi olmuştur. Dudakları öpülmekten şişmiş kıpkırımızı bir hal almıştır. Yüzünden koluna ordan karnına kayar eli." Burada bir can istiyorum.. bana bir bebek ver istiyorum zilan.
" hazar. Biri görecek yapma ne olur."
" umrumda değil. Seni deli gibi istiyorum. Sabah yanımda kaçıp gitmissin. Deli oldum.
" şey annem..
" bir daha yapma bunu. Ben kalkmadan kalkma yanımdan. Yapamıyorum anlasana kızım.
" bende sensiz yapamıyorum.
" seviyormusun beni" zilan başını eğer yüzüne bakamaz hazarın. Ama başıyla onaylar." Yüzüme bak söyle hadi seviyormusun beni.
" halimden belli olmuyormu.
" duymak istiyorum. Söyle hadi sende benim gibi seviyormusun." Zilan duyduklarıyla biran şok geçirsede yüreğindeki fırtınayı oan dizginleyemez ve hazarın boynuna sıkıca sarılır. Boynundan yanağından öper ve kulağına fısıldar.
" seni çok seviyorum.