MAFYA SEKRETERİ

By tugceyazarr

147K 4.3K 2.6K

Başka işe giricek yer yokmuş gibi buraya mı işe girmişti Ecrin? Mafyanın sekreteri mi olcaktı? More

2
3
4

-1-

58.9K 1.2K 949
By tugceyazarr

Marketten alıcaklarımızı alıp bir an önce eve gitmek istiyordum. Gerçekten bugün çok yorulmuştum ve bir an önce eve gitmek istiyordum. Malum yarın iş görüşmem var.

-Hadi Duru alcaklarımızı alalım ve bir an önce eve gidelim gerçekten dinlemek istiyorum artık. deyip sıkıntıyla ofladım.

-Tamam kızım ya şunu da alalım deyip elindeki cipsi sepete atıp kasaya yöneldi. Gözlerimi devirip arkasından gittim. Parayı ödeyip marketten çıkınca eve yöneldik. Ha bu arada ben Ecrin Erdem. 21 yaşındayım, ailemi 3 sene önce bir uçak kazasında kaybettim, kardeşim yok ve o zamanadan beri Duru ile birlikte yaşıyoruz. Eve gelip kapıyı açtım ve elimdeki poşetleri bir kenara koyup koltuğa yayıldıım.

-Duruu ne vardı da bugün alışverişe çıktık ya. Ben ölüyorum nasıl gitcem yarın?

-Sus Ecrin. Yarın iş görüşmesine gidiceğin için çıktık zaten alışverişe.

-Ya benim evde bir ton kıyafetim var niye alışverişe çıkıyoruz.

-Ayy bi sus. Çok mızmızlanma daha yüzüne bakım yapıcaz.

-Hayır hayır hayır. Kesinlikle kabul etmiyorum. O salatalıklarımı gözüme koymam ben ayrıca açım. Aç ayı oynamaz.

-Ayı olduğunu kabul ediyorsun yani?

-Duruuu diyerek elimin altındaki kırlenti ona fırlattım. Gülerek mutfağa kaçtı. Yarım saat sonra mutfaktan güzel kokular gelince kokuyu takip ettim. Soslu makarna en sevdiğim küçük bir çığlıkk atıp Duru'nun yanağına öpücük koyup hemen sofraya oturdum.

Ertesi gün alarmımın sesiyle bildiğiniz yataktan fırladım. Tabii bünye alışkın değil erken uyanmaya. Birde gece yatmadan önce sabah mutlu uyanıyim diye en sevdiğim şarkıyı alarm sesim yapmıştım. Şu an o şarkıdan nefret ediyorum. Tabii Duru alışkın erken kalkmaya o çoktan kalkmış dolabın karşısına geçmiş ne giysem diye düşünüyo. Tabii aynı odada kalmıyoruz. ben bunları tuvalate gitmek için odadan çıktığımda gördüm. Tuvalette rutin işlerimi hallettikten sonra çıktım ve odama girdim. Duru ise çoktan benim dolabımın başına geçmiş o olmaz bu olmaz demeye başlamıştı.

-Duru dolabımı dağıtmadan bak ne bakcaksan?

-Ahada buldum diye bağırınca yerimden sıçrıdım. Bu gerizekalı ne buldu gene?

-Ne buldun Duru? Elindekileri bi anda gözüme sokunca neye uğradığımı şaşırdım. Durunun elinden alıp seçtiği şeylere baktım. Deri etek, beyaz yakaları siyah olan gömlek ve buti bir bot.

-İş görüşmesi için fazla süslü değil mi?

-Öyle mi Ecrin Hanım? Şurdan hemen bir elbise seçiyim isterseniz diyerek elimdekileri almaya çalıştı. Ama tabikide izin vermedim. Eğer o elbise seçerse ben biterim. Gidecek kısacık elbiseler seçicek. Kısa giymeyi severim ama iş görüşmesinde değil.

-Tamam tamam sen bişey seçme çıkta giyiniyim. Duru odadan çıkınca verdiklerini giyip saçlarıma doğal dalgalar yaptım maşayla. Elimlede hacimlendirdikten sonra hazırdım. Çantamı omzuma atıp elime de siyah deri ceketimi alınca gayet güzel olmuştum. Odadan çıkıp salonda beni bekleyen Duru'nun yanına gittim. Duru bir ıslık atıp beni kendi etrafımda dmndürdü. Bu hareketine gülerek karşılık verdim. Masanın üzerindeki CV'mi almaya gidince bir şey fark ettim. Yok artık Duru!

-Duru ben dün bu dosyayı buraya koyduğumda mavi renkti. Hangi ara siyah oldu?

-Üzerine uygun olsun diye yaptım.

-Oha Duru!

-Hadi canım hadi. Ohalamayı bırakta çıkalım artık geç kalıcaz.

-E kahvaltı? Bakmayın böyle zayıf göründüğüme öküz gibi yerim.

-Benim pastaneden alırsın bir şeyler.

-Ayy canım arkadaşıım. diyerek öptüm.

-Tamam tamam yağcılığa gerek yok. Çıkalım.

Duru ile birlikte pastahaneye gidip güzel poğaçalarından iki tane yiyip çıkmıştım. Şu an holdingin önüne gelmiştim. Girsem mi?, girmesem mi? diye tereddütte kalsamda girmiştim. ''ATILGAN HOLDİNG'' Danışmaya iş görüşmesi için geldiğimi söyleyince beni 28. Kata yolladı. 'Aybars ATILGAN' yazan kapıya bir kaç kere tıklayıp 'GİR' demesini bekledim. İçerden gir sesini duyunca zaman kaybetmeden girdim ve konuşmaya başladım:

-Ben iş görüşmesi için gelmiştim. diyerek kafamı kaldırdım. Sen kimsin ya? Koltukta bir çocuğun oturmasına doğal olarak herkes şaşırır heralde. Çocuğun yanına gülümseyerek yaklaştım.

-Aybars Atılgan sen misin?

-Hayır ben kardeşi Ege Atılgan. 4-5 yaşlarında sevimli bir erkek çocuğuydu.

-Hmm peki sen napıyorsun burada?

-Abim kendine kahve almaya gitti. Bende buraya oturdum.

-Ege sana bir şey sorucam? diyerek tatlı tatlı gülümsedim. O çoktan yanıma gelmiş önümde duruyordu. Dizlerimi kırıp onun boyuna yetiştim.

-Ama aramızda sır olarak kalıcak?

-Tamam. Kulağına yaklaştım ve fısıldadım:

-Böyle sevimli ve yakışıklı olmayı nasıl başarıyorsun? O da kulağıma yaklaştı ve fısıldadı:

-Böyle tatlı ve güzel olmayı nasıl başarıyorsun? Bunu söylemesiyle küçük bir kahkaha attım. Ellerimi yana açarak 'Doğuştan' dedim. O da benim gibi ellerini yana açıp 'Doğuştan' dedi. Aynı anda gülmeye başladık. bizim gülmemizi bölen birinin boğazını temizlemesi oldu. Hemen ayağa kalkıp üstüme başıma çeki düzen gösterdim ve boğazını temizleyen kişiye baktım. Ege kesinlikle abisinden almıştı yakışıklılığını. Allah özene bözene yaratmış. Hemen kendime geldim:

-Aybars Atılgan? diyerek sorar şekilde baktım. O da yanımdan geçip koltuğa oturdu:

-Bu koltukta oturduğuma göre benimdir. Az önce Ege de orada oturuyordu demek istesemde içimden ya sabır çekerek konuşmaya başladım:

-Ben iş görüşmesi için gelmiştim. diyerek CV'min yazılı olduğu dosyayı masaya koydum. Alıp incelemeye başladı. Ege ise çoktan masadaki keklere yumulmuştu. Gülümseyerek onu izlemeye başladım. Küçüklüğüme benziyordu. Bende hep masadaki keklere yumulup kimsenin beni görmediğini zannedip yerdim. Gülümsemem yüzümde iyice yayıldı.

-İşe alındınız Ecrin Hanım. Bundan sonra benim sekreterim olarak çalışıcaksınız. sesiyle irkildim. Ege'yi izlemeye o kadar dalmışım ki.

-Teşekkür ederim diyerek gülümsedim. Gelin size çalışıcağınız yeri gösteriyim. diyerek kendi odasından başka bir odaya geçti.

-Burası sizin odanz Ecrin Hanım. Odanın ön tarafı cam ile kaplanmıştı. Ve sadece Aybars'ı görüyordum.

-Peki o zaman ben yarın başlarım. Teşekkür ederim.

-Hayırlı olsun

-Teşekkür ederim diyerek kendi odamdan çıktım ve onun odasına girdim. Egeyi görünce gülümseyerek:

-Görüşürüz yakışıklı.

-Gidiyor musun? dedi gözleri dolu dolu. Ama ben bir çocuğun karşımda ağlamasına dayanamam ki. Yanına yaklaşıp boyuna geldim ve konuşmaya başladım:

-Ama yine gelicem. Hem belki oyunlar oynayıp, beraber yemek yeriz. Sana bir sır daha veriyim mi? Başını aşağı yukarı salladı. Bende kulağına yaklaşıp konuştum:

-Ben yemek yemeyi ve tatlı yemeyş çok seviyorum. Belki yemek yiyip, tatlı da yeriz. diyerek gülümsedim. Yuppii diyerek ellerini boynuma sardı. Bende boynuna küçük bir öpücük koydum ve ayrıldım.

-Söz verdin geliceksin değil mi?

-Gelicem söz. Ama şimdi gitmem gerekiyor. Görüşürüz yakışıklım. diyerek göz kırptım.

-Görüşürüz güzelim diyerek o da göz kırptı. Bu hareketine tebessüm ettim ve varlığını yeni hatırladığım patronuma döndüm. Ellerini çiçek yapmış, bir yandan kaşlarını çatmış ve bir yandan da hafif gülümsüyor. Benim ona döndüğümü görünce hemen kendine çeki düzen verdi. Tam ben konuşucakken beni baştan aşağıya süzdü ve kaşlarını çatarak yüzüme bakmaya başladı:

-İyi günler Aybars Bey.

-Bir daha böyle kısa şeyler giyip gelme buraya.

-Pardon anlamadım? Siz bana karışamazsınız.

-Bu karışmak değil. Sizi uyarıyorum. Buraya genelde erkekler gelir.

-Bu yine de sizi ilgilendirmez. İyi günler. deyip çıktım. Adama bak ya. Sen kimsin benim giydiklerime karışıyorsun? Neyse şu an buna takılamam. Duru'ya bu haberi verip pasta yiyerek bunu kutlamalıyım.

Duru'nun yanına gelip işe alındığımı söyledim ve bir de pata istedim. O da kendine pasta alıp karşıma oturdu. Neler yaşadığımızı patronumun ne dediğini, Ege'yi her şeyi anlattım.

-Kız. Yapma dediğini. Git inadına kısa şeyler giy. O kim ki emir veriyor sana?

-Patronum ama tabi bana karışabileceği anlamına gelmiyor.

-Aferin kız. Yarın şey giy. Senin deri şortun varya onu giy. Bak bakalım karışabiliyor mu?

-Eve gidince bakalım. Müşteri gelince Duru yanımdan kalkıp müşteriyle ilgilenmeye başladı. Ben de telefonumla e-potalarıma baktım. 'ATILGAN HOLDİNG2den bir e-posta vardı. Açıp baktığımda bir dosya hakkında bilgi verdiğini gördüm ben postayı incelerken telefonuma tanımadığım numaradan mesaj geldi:

Yarın çok önemli bir toplantı var. O yüzden dosyayı inceleyip öyle gel. Dosyayı e-posta olarak yolladım-Aybars ATILGAN

Mesaja cevap vermeden dosyayı incelemeye devam ettim. Duru'nun işi bitince pastaneyi beraber kapatıp eve gittik. Ben rahat kıyafetler giyip dosyayı laptoptan incelemeye devam ettim. Önemli yerletri not alarak işimi bitirdim. Birazda facebook, twitter falan geziyim derken patronuma baktım. Ama hiçbir sosyal medya hesabı yoktu. Amaan banane diyerek laptopumu kapatıp kendimi yatağa attım.

Sabah alarmın sesiyle uyandım ve lavoboya gidip işimi hallettim. Dolabımdan deri şort, beyaz düğmesiz gömlek, toz pembe salaş,ince bir ceket çıkardım. Siyah ve toz pembe çivi topuk ayakkabımı ve siyah çantamı çıkarrtımı tamamdır. Hemen onları üzerime geçirip aynanın karşısına geçtim. Makyaj yapmayı çok sevmezdim. Bir eyeliner, bir rimel sürdüm ve çilekli parlatıcımı sürünce boy aynasında kendimi süzdüm. Gayet güzel olmuştum. İnadına kısa giymiştim. Bakalım napıcak patron bey. Siyah gözlüklerimi de elime alarak odadan çıktım. Duru ile kahvaltımızı yapıp, arabalarımıza bindik. Şirkete gelip arabamı park ettikten sonra içeri havalı bir giriş yaptım. Gözlükleri gözümden çıkarıp saçlarımı arkaya saldım. Çalışanların kıskanç ve hayran bakışları eşliğinde asansörü beklemeye başladım. Hemen kata çıkıp odama girdim. Camdan baktığımda Aybars Bey'in hala gelmediğini gördüm. Masaya oturup önümdeki dosyayı incelemeye başladım. Kapımın aniden açılmasıyla yerimden sıçradım.

-5 dakika sonra odamda ol dosyalarla.

-Tamam Aybars Bey. derken çoktan çıkmıştı. Elime dosyayı alıp 5 dakika sonra girdim odasına.

-Buyrun efendim. diyerek dosyaları önüne koydum. Bir sandalye çek beraber inceleyelim. Her ne kadar tek başına inceleyemiyor musun be adam! demek istesemde sandalye çekip incelemeye başaldık. Yarım saat sonra incelememiz bitmişti. Sandalyeyi yerine koyup, dosyayı aldım tam kendi odama geçiyordum ki topuklarımın üzerinde dönmek zorunda kaldım:

-Ben sana dün ne dedim! diyerek sert bir şekilde sordu.

-Ne dediniz?

-Kısa giyme dedim! Buraya erkek çok geliyo dedim! dedi dişlerinin arasından.

-Ben de size bana karışamazsınız dedim!

-Bana inat giydin değil mi?

-Hayır size inat giymedim. Akşam bir randevum var ve eve gitmeye vaktim olmadığından dolayı böyle geldim. Ayrıca tekrar söylüyorum, benim ne giydiğim sizi gram ilgilendirmez! diyerek odadan çıktım. Yarım saat sonra beni arayıp odasına çağırdı. Bakalım ne diyecek beyfendi.

-Buyrun Aybars Bey. Beni çağırmıştınız.

-Dün mesaj atmıştım. Bugün toplantımız var diye, saat 15:00'da ona göre yeni olduğun için söyliyim dedim. Bir daha da söylemem. Ha bu arada toplantı uzayabilir. Akşamki randevuna geç kalabilirsin!

-Önemli değil efendim. Ben söylerim arkadaşıma. Başka bir şey söylicek misiniz?

Beni baştan aşağıya süzdü. Çenesi kasılmaya başlamıştı. Galiba sinirleniyordu.

-Başka bi şey var mıydı Aybars Bey? diyerek sesimi birazcık daha yükselttim.

-Yok çıkabilirsin. Tam ben çıkıcakken arkamdan 'artık bu kıyafetle oraya nasıl giriceksen' diyerek sinirle nefesini verdi. Zafer gülümsememle masama oturdum. Bakalım toplantı da neler olacak..

Continue Reading

You'll Also Like

449K 29.2K 25
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
870K 40K 28
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
590K 25.3K 58
Asena dişi kurt demek . Bağımsız , güçlü ve lider olan demek . Peki Asena kızılarslan ? O masumulara göre bir kurtarıcı her türlü askerin gibi . Düşm...
731K 32.4K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...