2

28.5K 1K 607
                                    

Saat daha birdi ve daha çok vardı 3'e. İşimi de bitirmiştim. Napıcam napıcam diye düşünürken, okulda sıralarda uyuduğum aklıma geldi. Kafamı masaya koydum ve o günleri düşünmeye başladım.

AYBARS'IN AĞZINDAN:

Saat iki buçuğa yaklaşıyordu ve artık gitmemiz gerekiyordu. Bunu benim değil çaylak sekreterimin düşünmesi lazımdı. Telefonu aradım ama çaldı çaldı açmadı. Ayağa kalkıp odasına doğru gittim. Kapıyı çalmadan içeri girdim. Karşımda uyuyan bir Ecrin beklemiyordum. Uykusu ağırdı demek ki. O kadar aradım açmadığına göre. Çok masum uyuyordu, duru bir güzelliği vardı. Masada uyuduğundan dolayı dudakları büzülmüştü. Tam öpmelik! Kafamı sağa sola sallayıp düşüncelerimi kafamdan attım. Saçmalamıştım. Yanına yaklaşıp konuştum:

-Ecriiin, Ecriiin.

-Hıı. demişti. Bu cevabı gerçekten beni gülümsetmişti. Sadece Ege beni güldürebiliyordu. Ama bu kız.. İki günde benim için büyük değişim.

-Hadi Ecrin uyan geç kalıcaz. diyince birden yerinden sıçramıştı. Bunu beklemediğimden irkilmiştim ama belli etmemiştim.

-5 dakika sonra çıkıcaz hazırlan. diyerek bir şey söylemesine izin vermeden odadan çıkıp odama girdim.

ECRİN'İN AĞZINDAN:

Hemen ayağı kalkıp lavoboya koştum. Elimi, yüzümü yıkayıp, makyajımı tazeledim ve lavobodan çıktım. Duru'ya mesaj atıp geç kalabileceğimi söyledim. Odama girdim ve çantamı, ceketimi elime alıp, patronumun odasına girdim.

-Çıkabiliriz. O da kafasını aşağı sallayıp odadan çıktık. Ahh! Ben not aldığım defteri unuttum.

-Pardon Aybars Bey. Bir saniye bekler misiniz? diyerek cevap vermesini beklemeden odama girdim. Masadaki defteri alıp koşarak çıktım. Bu arada patronum asansörü bekletiyordu. Hemen bindik.

-Her zaman böyle uykucu ve unutkan mısın? dedi patronum. Şirince gülümseyip;

-Şey sadece yeni uyandığım zamanlarda unutkan olurum. Hafif bir gülümsedi ve önüne döndü.

Az önce toplantı bitmişti ve biz otoparka doğru gidiyorduk. Ben kendi arabamla gelmiştim. Her ne kadar kibar(!) patronum benimle gel desede kabul etmemişti. Telefonu çalınca durdu ve onunla otomatikman bende durdum. Ege ile ilgili bir problem vardı galiba. Birine bağırıp telefonu suratına kapatınca kaşlarımı çattım:

-Bir sorun mu var Aybars Bey?

-Evet bir sorun var.

-Ney peki?

-Ege şu an evi birbirine katmış vaziyette ben Ecrin'i istiyorum diye bağırıyormuş.

-Ayy kıyamam ben ona.

-Geliyor musun Ege'nin yanına? Bir iki dakika düşündüm. Onun gözyaşına kıyamazdım ki ben. Tam ağzımı açıp cevap vericekken o konuştu:

-Ben anladım cevabını. Bundan sonra tutmayacağın sözleri verme yeter diyerek hızlı adımlarla arabasına doğru yol aldı.

-Hayır hayır siz beni yanlış anladınız. diyerek bağırdım ve onu durdurdum.

-Geliyorum.

-O zaman tek araba gidelim. Ben aldırtırım senin arabanı yarın.

-Gerek yok Aybars Bey. Ben sizi takip ederim.

-Off şu inatçılığı bırakda bin şu arabaya dedi sertçe.

-Hayır binmiyorum bana böyle emir veremezsiniz.

-Gayette veririm ben senin patronunum.

-Siz benim işyerimde patronumsunuz, burada değil.

-Ecrin bin şu arabaya! dedi sert ve gür bir sesiyle. Tam itiraz edicekken kolumdan tutup zorla bindirdi. Kendisi de binip kapıları kilitledi ve arabayı çalıştırdı. Ben şoku atlatıp bağırmaya başladım:

-Ya sen ne yapıyosun?! Ne hakla beni zorla arabaya bindiriyorsun! Mafya mısın eşkıya mısın nesin sen?!

-Sen iş görüşmesi için kimin şirketine geldiğini araştırmadın heralde. diyerek alayla gülümsedi.

-Hayır araştırmadım.

-O zaman araştırmana gerek kalmadan söyliyim. Ben Aybars ATILGAN. Yer altının karanlık ve korkulan mafyası.

-M-mafya mı?

-Evet güzelim noldu korktun mu?

-Ne korkucam ya şaşırdım.

-Eminim. diyerek yola döndü. Gerçekten mafya mıydı? Ah be akılsız kafam niye doğru düzgün araştırmadan iş görüşmesine geliyorsun. Ne yani şimdi ben mafyanın sekreteri miydim?  Arabanın ani frenle durunca kafamı az daha torpidoya çarpıyordum. Patronuma sinirli bir bakış atıp arabadan indim ve kapıyı çarparak kapattım. Bu sırada arabadan inip eve yürüyen patronumun arkasından yürüdüm. Eve girince birinin çığlık ve ağlama sesini duydum.  Bu Ege olmalıydı. Hızlıca patronun gösterdiği odaya çıktım. Karşımda ağlamaktan kızarmış bir Ege beklemiyordum ve tabi her şey yerde olan bir oda da beklemiyordum. Ege beni görünce yerinden kalkıp yanıma geldi bende onun boyuna gelmek için eğildim ve sarıldım. Ara ara iç çekişini duyuyordum ama sakinleşmişti. Eskisi gibi ağlamıyordu. Onu yatağına oturtturup bende oturdum ve kucağıma aldım. 

-Niye bu kadar ağladın kuzum?

-B-ben gittin sandım. Annemin beni bıraktığı gibi sen de beni bıraktın sandım. 

-Seni hiç bırakmıyacağım. Sana söz veriyorum.

-Bırakıcaksın biliyorum. Sende gidiceksin annem gibi. Sen de küsüceksin bana.

-Hayır hiçbir yere gitmiceğim. Sil artık gözyaşlarını. Hem ben sana dün gelicem dedim niye bana inanmadın? diyerek kollarımı çiçek yaptım ve başka yöne baktım, küsmüş gibi. Ege de küçük ellerini yüzüme koyup yanaklarımı öpmeye başladı. Önce özür dileyip sonra öpüyordu. Küçük bir kahkaha atıp, onu yatağa uzandırdım ve gıdıklamaya başladım. İkimizde yorulunca durduk. 

-Hadi bakalım artık uyku vakti. diyerek onu pikenin altına yatırdım. Öptüm ve odadan çıkarken Ege'nin sesiyle durdum.

-Bana masal anlatır mısın? Lütfeen diyerek melül melül baktı. Ama kıyamam ki.

-Tabi okurum diyerek yatağına oturdum ve sırtımı yatağın başlığına dayadım. 

-Bir varmış, bir yokmuş...

AYBARS'IN AĞZINDAN:

Odadan ağlama sesleri kesilmişti. Tam yukarı çıkıp bakıcaktım ki, kahkaha sesleri geldi. Odanın önüne geldim ve aralık olan kapıdan içeri baktım. Ecrin Ege'yi gıdıklıyorlardı ve çok eğleniyor gibi görünüyorlardı. Bu kız ne kadar da değişikti. Hem Ege'nin hemde benim hayatımı nasıl bu kadar kısa sürede değiştirebiliyordu. Ege'nin daha önce bu kadar güldüğünü hatırlamıyorum. Kendime gelince yüzüme koyduğum ve varlığını yeni hissettiğim gülüşümü sildim. Ecrin odadan çıkmaya hazırlanıyordu. Ben hemen oradan uzaklaşıyordum ki Ege Ecrin'den masal okumasını istedi. Aferin benim yakışıklıma diyerek geçirdim içimden. 

Bir zaman sonra içerden sesler kesilince bende odaya girdim. Ecrin yatağın başlığına sırtını dayamış, uyuyakalmıştı. Ege ise çoktan uyumuştu. Ecrin'i düzgün bir şekilde Ege'nin yanına yatırdım ve onları izlemeye başladım. Bu kız ne kadar da kolay uyuyabiliyordu böyle. Uykucu prensesim dedim kendi kendime. Kendime gelip dediğim şeyin saçmalığını fark ettim. Nerden prensesim oluyordu o benim? Uykusuzluktan saçmaladığım kanısına varıp ışıkları kapattım ve kendi odama girdim. Kıyafetimi değiştirip yatağıma uzandım. Bu kız niye beni etkilemişti böyle?Herhalde Ege ile çok iyi anlaştığı için yoksa başka açıklaması olamazdı. Ve duru güzelliğinden. Kafamdaki aptal düşünceleri bir kenara bıraktım ve gözlerimi kapattım.



MAFYA SEKRETERİWhere stories live. Discover now