Yasak aşkın Tutkusu ( 18+ Zey...

By bursininmanitasi

881K 4.5K 273

Hayatının aşkıyla evlenen bir kadın. Ve kardeşinin karısına hissettiği tutkunun alevinde yanan genç adam. Ses... More

Yasak aşkın tutkusu.
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Y.A.T
Duyuru.
Kesit.
Y.A.T
Y.A.T / Duyuru.
Yazardan Kitap Önerisi.
Yine ben :)

Y.A.T

44.2K 257 28
By bursininmanitasi

Veeee sonunda ben ve yeni bölüm :) Umarım beklediğinize değmiştir :D Kesitteki sahneler burada bulunmasa da, artık bir dahaki bölüme :) Zaman bulup yaza bilirmiyim, inanın ki bilmiyorum. Haid iyi okumalar :)



Bodruma varana kadar pek konuşmasak da Keremin sürekli ışıldayan gözleriyle temas kuran gözlerim her ne kadar ondan çekmeye çalışsam da her seferinde başarısız oluyorum.

Uzun araba yolculuğu ve benzinin bittiğini fırsat bilerek yolun ortasında yaptığımız seks beni yormuş olacak ki ne zaman olduğunu farketmeden uykuya dalıyorum.

"Şşşhhh, Zeynep geldik, uyan.." Kerem'in sesini duyduğumda huzursuzca yerimde kıpırdanıyorum. Ellerini önce boynumda hissedince huylansam da elleri oradan daha aşağı, göğüslerimin arasına kayınca bedenim anında alevleniyor, ve ben 2 dakika öncesinin aksine gayet canlı bir şekilde gözlerimi açıyorum.

Bakışları üzeri sadece iç çamaşırı ve bana büyük gelen ceketle kapalı olan bedenimde kilitli olduğu için gözlerimi açtığımı farketmeyen Kerem'in elini tutarak kenarına öpücük konduruyorum. "Çok ateşli uyanmışsın.." Diyor muzipce sırıtarak. "Üzerimde yarattığın etki bundan fazlası olamazdı zaten." Kıkırdayarak ona cevap verdiğimde arabanın muhteşem bir villanın önünde durduğunu farkediyorum. Bodrumdaki evlerin %90 gibi bembeyaz duvarları ve kocaman camları olan bu villa, daha önce gördüğüm hiçbir eve benzemiyor. "Burada mı kalacağız? Burası çok güzel!"

"Evet." Diyor o da villaya bakarak. "Geçen yaz aldım. Almak için de çok büyük çaba sarfettim, galiba Bodrum'un en güzel manzaralı evine sahipim." Büyük bir özgüvenle sırıttığında arabadan inerek kapısı açık bahçeye giriyorum. Peşimden gelen Kerem bana yetişerek çebinden anahtarları çıkarıp giriş kapısını açıyor ve ikimiz aynı anda villa'nın devasa salonuna giriyoruz.

Kerem bana üç katlı şatoyu -evet, evet, resmen şato! başka ne desem sönük kalıyor çünkü- gezdirdikten sonra en üst katta havuzun okduğunu öğrendiğimde aklımdaki fesat düşünceleri kovuyorum.

İkimizin de aç olduğunu düşünerek mutfağa girip muhtemelen dolu olan buz dolabını açıyorum. Ve evet, biz gelmeden önce Kerem buzdolabını da doldurtmuş.

Havanın sıcak olduğunu farkedince üzerimden kalın ceketi çıkarıp mutfaktaki bir koltuğun üzerine fırlatıyorum. Kerem herhalde yoldan sonra banyoya girmiş olmalı, ondan bu cesaret. Yoksa Keremle aynı evde üzerimde sadece iç çamaşırıyla durmak büyük yürek ister benden. Bakmayın öyle, yok bende 7/24 seks yapacak enerji!

Mutfaktan çıkıp yukarı kata giden merdivenlerin yanında durarak bağırmaya başlıyorum. "Kerem, ne yemek istersin?" Birilerinin aniden bana sarılmasıyla çığlık atacağım sırada bana sarılan kişinin Keremin ta kendisi olduğunu anlıyorum. "Seni, lütfen." Derken dudağımı öpüyor. "Yukarıda olduğunu sanıyordum." Diyorum ben de karşılık vererek.

"Hemen çıka biliriz istersen." Elimi yüzüne götürerek "Kalsın şimdilik." Diyerek göz kırpıyorum. Kerem anında koca kahkaha patlatırken ona anlamadığımı bildiren bakışlarımı fırlatıyorum. "Her şeyi erteleye bilirsin ama benimle sevişmeyi asla.."

Zaman kaybetmeden beni büyük bir tutkuyla öpmeye başlayan Keremin sırtında ellerimi gezdiriyorum karşılık vererek. Ah bu adam yok mu bu adam! İnsanın aklını başında bırakmıyor ki...

Beni kucağına alıp merdivenleri çıkmaya başlıyor öpüşlerine ara vermeden. Merdivenler de, maşallah yani! Bitmek nedir bilmiyorlar. Arada durup beni duvara yaslayarak ellerini bedenimde gezdirirken öptükten sonra yeniden kucağına alıp yatak odasına çıkarıyor beni.

Büyük bir odanın içinde yuvarlak yatağın üzerine beni yatırdıktan sonra hiç zaman kaybetmeden üzerimdeki yerini alıyor. "O kadar araba kullandıktan sonra yorgun olacağını sanmıştım." Diyorum öpüşleri arasında nefes nefese kalırken. "Sence olgun bir Kerem Sayer yanında yarı çıplak bir Zeynep dolaşırken yorgunum diyerek kafasını atıp uyur mu?"

"Terbiyesiz.." diyorum anında çevrilip onun üzerine çıkarak. "Biraz seni rahatlatmama hayır demezsin herhalde?" Hiç ses çıkarmadan yatağa serilirken benim yaptıklarımı izliyor uslu çocuk gibi. Pantolonunu boxeriyle beraber üzerinden sıyırıp kenara atıyorum. Kendi tişörtünü zaten beni merdivenlerde öptüğü sırada çıkardığı için haliyle çırılçıplak şuan karşımda. Ben de üzerimdeki iç çamaşırlarına dokunmadan popomu Keremin erkekliğine yaslayıp kasıklarına oturuyorum, bacaklarımı iki yana açarak. Kerem ellerini başının altına koymuş büyük bir keyifle beni izlerken sinsice sırıtıyorum içten içe. Acaba 5 dakika sonra bu rahatlığını koruyacakmısın, Kerem Bey?

Parmaklarımı külodumun içine sokarak Keremi görür görmez akmaya başlayan kadınlığıma sürtüyorum. Yukarı aşağı doğru masaj yaparken sol elimi de Keremin sağ bacağına koyup direniyorum. Haliyle ıslanmış parmağımı külodumdan çıkarıp Keremin altımda kalmış erkekliğine sürtüyürum. Dimdik ve sert duruşuna kıkırdayarak onu elime alıp külodumun içine yoneltiyorum. İçime girmemesini sağlayarak parmağım yerine şimdi onu vajinamda yukarı aşağı doğru sürterek hem kendim zevkten inliyor hem de Keremi inletiyordum. Keremin içime girmesini istiyorum ama biraz sabretmem gerektiğini hatırlatıyorum kendi kendime. Biraz oynamaktan kimseye birşeycikler olmaz sonuçta!

Eğilerek Keremin kasıklarına bir öpücük konurup daha da aşağı iniyorum. Külodumu çıkarıp yere fırlatarak kadınlığımı Keremin taş gibi bacaklarına sürtüyorum. Erkekliğinin kenarlarında önce dilimle oynadıktan sonra onu ağzıma alıp emmeye başlıyorum. Zevkten dört köşe olmuş Kerem elleriyle saçlarımdan tutmuş kafamı kendisine bastırıyor aynı zamanda da durmadan inliyor. Ani bir hareketle beni altına alarak dudakları dudaklarımı bulurken onu acının ve zevkin buluştuğu an en derinimde hissediyorum. Ağzının içine adını inlememle Kerem gaza gelmiş olacak ki gelgitlerini hızlatarak ikimizi de doruğa ulaştırıyor. İkimiz de aynı anda boşalırken Kerem yanıma yığılıp hala üzerimde duran sütyenin kopçasını açıyor. "Seks sırasına onları rahat bırakmam onları unuttum anlamına gelmez."

Yatakta yan şekilde ben sırtımı onun göğsüne yaslamış, onun da elleri benim göğüslerimle oynarken ellerini kasıklarıma götürüp tüy gibi okşamaya başladı. Verdiği huzurla yavaş yavaş uykuya dalarken, Keremin yanındayken ne kadar huzurlu hissettiğimi düşünüyordum.

Uyandığımda saatin akşam 7'ye geldiğini görüyorum. Keremin elleri hala kasıklarımdayken onları yavaşca çekip yataktan kalkıyorum.

Oofff, Kerem! Evden çıkarken neden demiyorsun ki nereye gittiğimizi. Bari giyecek bir şeyler alırdım yanıma. Giysi konusunu sonraya bırakıp duş almayı düşünerek banyoya girip tam da çıkıyordum ki adonisleriyle beraber içeri geren Kerem her şeyi bozuyor. "Bensiz duş almak ha?" Muzipce gülümseyerek ellerimi boynuna doluyorum ve dudaklarını öpüyorum. Elleri hemen belimdeki yerini bulurken anında kalkan ereksiyonunu ona yaslanmış kadınlığımın üzerinde hissetmemle bu banyodan bugün çıkamayacağımız geliyor aklıma. Hemen geri çekilip ona göz kırparak banyodan çıkıyorum. Ben duşumu aldım, rahatım vallaha!

Hala çıplakken odadan çıkıp merdivenlere yöneldiğimde Kerem'in öpüştüğümüz sıra da fırlattığı tişörtü geliyor aklıma. Hemen onu alıp üzerine geçiriyorum ve aynanın karşısına geçiyorum. Keremin üzerinde kısa duran tişört bana elbise gibi gelirken dolgun göğüslerim yüzünden önden biraz kalkıyor. Arkadan popomu zar zor bağladığını görünce sırıtmamı engelleyemiyorum. Yakıştı mı yakıştı yani.

Salondaki televizyonun önündeki koltuğa oturup bacak bacak üzerine atıyorum. Kerem gelince onu biraz tahrik etmek lazım ama değil mi. Elimle göğüslerimi çekiştirerek uçlarının sertleştiğini onlara yapışan tişörtten anlıyorum. Hadi bakalım Kerem bey.

Ben televizyonda erotik bir film bulmuş izlerken salona üstsüz Kerem'in inmesiyle ona dönüyorum. Ee sonuçta çocuğun gömleğini giydim, tabi üstsüz dolanacak. "Kereeeem..." diyorum dudaklarımı büzerek. "Ben çok sıkıldım." Bana sırtarak göz kırpıp evden çıkıyor. Evet evet! Evden çıkıyor!

Sinirle kollarımı biri birine dolayıp televizyona dönüyorum. Adam kadını asansörde öpüyor, kız birde durumundan gayet memnun görünüyor. Aptal kaşar, biri sizi bassın da gör sen gününü.

Evet, Kereme kızmışken sinirimi film karakterinden çıkarmak gerçekten de çok akıllıca. Kumandayla filmi de kapatıp cam kenarına geçiyorum. Keremse arabadan bir poşetle eve doğru geliyor. Hiçbir şey olmamış gibi koltuğa yeniden oturuyorum.

Kapı sesini duyunca ona dönmeden oturmaya devam ediyorum öylece. Geldiyse geldi sonuçta bana ne.

Keremin oturduğum koltuğa arkadan yaklaşıp açıkta kalan boynumu öpmesiyle az önceki düşüncelerim hepsi kayboluyor. Poşeti bana uzatıp hiçbir şey demeden mutfağa gidiyor. Ben de elimdeki poşeti açıp içindekini çıkarınca kıpkırmızı bir elbise, siyah topuklu ayakkabı ve birkaç makyaj malezemesiyle karşılaşıyorum. Seçimini beğendim Keremcik.

Yukarı çıkmadan aşağıdaki aynanın karşısında, Keremin beni mutfaktan izlediğini bildiğim için üzerimdeki tişörtü sexy bir şekilde çıkarıp kenara atıyorum. Ama tabii ki burada elbiseyi giymiyorum. Keremin gözü önünde çırılçıplak merdivenleri çıkıyorum ve sırtarak yatak odasına giriyorum. Elbise o kadar küçük görünüyor ki, altına iç çamaşırı bile giymeden onu üzerime geçiriyorum. Fermuarını kapatmak için çok uğraşsam da Keremi çağırmıyorum. Saçlarımı da düzeltip aynada süzüyorum kendimi. Derin V-yaka dekoltesi yuvarlak göğüslerimi ortaya çıkararak beni çok çekici gösteriyor. Popomun tam altında biten elbise tamamen bedenime yapışmış bir durumda. Onu önden de arkadan da birazcık yukarı çekiyorum ki Kerem de biraz ödesin ama bir şey demeden evden çıkmanın bedelini! Topukluları da giydikten sonra poşetteki eyeliner, rimel ve ruju çıkarıp hepsini kullanıyorum. Ateş kırmızısı ruj dudaklarımı olduğundan daha dolgun gösterirken kendimi bir kez daha izliyorum. Keremin aklını başından çıkarmazsam bana da Zeynep demesinler!

Aşağı indiğimde siyah gömlek ve koyu kot pantolonuyla bütün çekiciliğini ve karizmasını aynı anda koruyan adama bakıyorum. O beni hayranlıkla süzerken biraz daha yaklaşıp elini bacağıma koyup elbiseyi biraz aşağı çekiyor. "Şunu düzelt ki, sokağa çıktığımızda ben ne katil, ne de tecavüzcü damgası yemiyim." Gözleri elbiseyi çektiğinde yakasının biraz daha aşağı inmesiyle daha da açılan göğüslerime kayınca dudağının kenarını ısırıp göğüslerimin ortasına bir öpücük konduruyor.

Evden çıktıp arabaya bindiğimizde ultra şık bir restorana giriyoruz. Bizden başka burada hiçkimse olmadığı için de tek bir masanın üzeri ışıklanıyor ve biz ona doğru yöneliyoruz. Oturup sifarişleri verdiğimizde Bodrum'un muhteşem manzarasını izliyorum. Yemekler gelince kaç saattir bir şey yemediğim geliyor aklıma. En son yemek yemeye çalaştığımda da Kerem beni yatak odasına sürükleyerek kendi açlığını doyurup beni de aç bırakmıştı.

Yemeğimin bitmemesine rağmen doyduğumu farkedince benim aksime hala yiyen Kereme bakıyorum. Hadi ama, vakit intikam vakti. Ben seni aç bırakmazsam, bana da yazıklar olsun. Ellerimi biri birine göğsümün altında kapatarak göğüslerimin daha da ortaya çıkmasını sağlıyorum. Bizden başka kimsenin olnadığının verdiği rahatlikla ayağa kalkıp karşımda oturan Kereme doğru eğiliyorum. "Altıma bir şey giymedim.." diye fısıldıyorum dudağımı Keremin kulağına dokundurarak. "Beni kandıramazsın, Zeynep." Diyerek yemeğine devam ediyor. Masadan kalkıp tokamı düşürmüş gibi yapıp eğilip onu alıyorum. Sırtımı Kereme çevirdiğim için zaten kısa duran elbisem haliyle biraz daha yukarı kalkıyor. hiçbir şey olmamış gibi yerime geri oturup tabağımdaki yemeğe yöneliyorum ben de. Çatalıma geçirdiğim havuçu dudaklarım arasında emdıkten sonra onu ağzıma atıp çiğniyorum ve dudaklarımı yalıyorum. Bunu yaptığım sırada Keremin de beni izlediğinin farkındayım. Kerem artık kendini tutamayarak beni çekiştirip restoranın tuvaletine sokuyor. Hiç zaman kaybetmeden dudaklarımı öpüyor. Ama öpmek ne öpmek, resmen eziyet ediyor. Elbisemin paçasını yukarı çektiğinde külot giymediğim için açıkta kalan kadınlığım alev alev yanmaya başlıyor. Beni öpmeye devam ederek sağ elini kadınlığıma götürüyor. Önce sadece okşarken sonraysa sertce onu sıkıyor ve iki parmağını içime sokuyor. Parmakları kalın olduğu için canım yanıyor ama haz duygusu acıyı söndürüyor. Beni kucağına alıp lavabo tezgahının üstüne oturtarak dudaklarını dudaklarımdan çekip kadınlığıma yöneliyor. Onu emdikten sonra kemirince dayanamayıp inliyorum. Bu zevk dayanılmaz oluyor bazen. Dilini içimde hissetiğimdeyse ellerime Keremin kafasını daha da bastırıyorum orama. Restoran tuvaletinde de oral sex yaparak bir ilke imza atıyoruz!

Kerem durup dudaklarıma geri dönüyor ve yüzümü elleri arasına alıyor. "Hadi evde devam edelim.." Diyor geri çekilerek. Bense lavabo tezgasının üzerine ellerime direnmiş bacaklarımı da iki yana açmış zevket dört köşe olmuşum. "Ama ben hala akıyorum.." diyorum sexy ses tonumla kafamla oramı işaret ederek. Kerem vajinamı bir kaç kez daha yaladıktan sonra beni lavabo tezgahının üzerine uzatıyor. Elbisemi göbeğime kadar çekerek musluğu açıp suyun tam kadınlığıma akmasını sağlıyor. Buz gibi su kadınlığımın ateşini yatırarak Kerem elleriyle oramı yöneltiyor yine. Aynı zamanda hem masaj yapıyor hem de akan buz gibi suyla beni yıkıyor. İnlemelelime ara vermeden buz gibi suyun ve Keremin ellerinin etkisiyle bedenimi geri atıyorum sanki. "Eve gidelim Kerem.." diyorum boğuk çıkan sesimle. "Gidelim, bebeğim." Diyor o da benden farksız olarak. Beni yere indirdikten sonra elbisemi düzeltip restorandan çıkıyoruz. Kerem parayı en başında ödedi zaten.

Eve geldiğimizde gözüm aynaya kayıyor. Rujum bütün yüzüme bulaşmış, göğüslerim daha da şişmiş sanki. Kerem gelip arkadan bana sarılıyor ve ellerini elbsemin altına sokuyor. "Bodrumda geçen ilk günümüz bu kadar hareketliyken, gerisini düşünemiyorum." derken elbisemi aşağıdan yukarı çekiyor. Elbise yerde bir yerlerde yerini bulmuşken ben de bütün çıplaklığımla ellerimi keremin boynuna doluyorum. Beni kucağına alıp yine yatak odasına çıkarıyor. Gerisini tahmin ediyorsunuz zaten! Artık bir dahaki fentezilerimizde görüşmek üzere!


Continue Reading

You'll Also Like

52.5K 2.7K 41
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
82.2K 3.4K 29
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
336K 13K 77
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
154K 14K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...