Kurdoğlu - Kabadayı Serisi (1...

Od UnitedByLove

4M 34.6K 3K

Aşk,uçurtmalara benzer paşam... Sen ne kadar seversen sev,ne kadar özgür bırakırsan bırak o kendi karar verme... Více

"Kurdoğlu" Kabadayı Serisi - 1
2. Bölüm "Hain Tosba"
3.Bölüm "To Be Or Not To Be"
9. Bölüm ''Hazır Ol...Derya Kurdoğlu..."
Poyrazoğlu - Kabadayı Serisi (3)
Kurdoğlu''Uçurtmalar''
Güzel Haberler...
Sonunda... Raflarda...
Kitap Fuarı

1.Bölüm ''Kurdoğlu Döndü''

271K 7.6K 780
Od UnitedByLove

Yeniden merhaba :) Aslında aklımda yokken karar verip yazdığım bir hikaye . Thor'u her izlediğimde mavi gözlerine hayran kaldığım bir oyucuydu kendileri ve şimdide benim hikayemde ''Derya Kurdoğlu'' oldu. İlk kez hikayemin tamamının bir erkeğin ağzından yazacak olmamdan dolayı biraz heyecanlıyım. İnşallah beğenerek okur ve yorumlarınızı benden esirgemezsiniz. Keyifli okumalar. :)

Kurdoğlu

1.Bölüm

Tüm çocukluğum ve gençliğim bu mahallelerde geçti. Ne ara askere gittim, ne ara hapiste yattım , son beş yılı hatırlamıyor ,hatırlamak istemiyordum. Ne olursa olsun hayata yeniden ,sıfırdan başlayacaktım.

Mahallede derin bir sessizlik vardı. Öğlen saati olmasına rağmen bu kadar ıssız olması hayır değildi. Adımladığım mahalle kahvesine doğru yürürken adımın söylediğini duymamla arkama döndüm. Bir adam hiç mi değişmezdi. Yıllara inat hala piç,hala yanlıştı. Elimdeki küçük valizimi sıktım. Sakin olmalıydım. Babama sözüm vardı. O benim için vazgeçmişti her şeyden...

Kemal baba dendi mi herkes bilir tanırdı babamı..O eski kabadayılardandı. Sadece bu mahallenin değil, tüm şehir tanır severdi ama en çok da sayarlardı. Ta ki o güne kadar...

Yüzümü çevirdiğim soysuza bakmaya dayanamayıp arkamı dönüp gidecekken tekrar ve tekrar kaşındı it herif...

'' Kurdoğlu ,hapishane sana yaramamış anlaşılan , tırsık bir karınsıza dönmüşsün.. Baba-'' Babamı ağzına alacağını anladığım gibi çöktüm tepesine. Zebanisi olurdum bu itin. Hiçbir şekilde alamazdı o iğrenç ağzına babamın adını. Bana ondan yadigar olan adıydı.

Yumruğumu ağzının üstüne saniye düşünmeden patlattım. Yerinden oynayan çenesinin hışırtılı sesiyle içimde hissettiğim rahatlama ne kadar normaldi bilmiyorum ama ikinci bir kez düşünmeden bu sefer burnuna vurduğumda çıkan kemiğin kırılma sesiyle daha da hafifledim.

'' Seni öldürürüm piç , duydun mu beni...Sakın ağzına alma o ismi..'' Derken sesimin kararlı çıkmasından çok istediğim tek şey öfkemi anlamasıydı.

Hala yerde yatan ite bakmadan arkamı dönüp gidecekken tekrar konuşma gafletinde bulundu. '' Ölen geri gelmiyor biliyorsun değil mi ? Ne kadar can yakarsan yak gel-'' Bu sefer elimden alamayacaklardı. Karnına savurduğum tekmemle ağzından akan kan, yere akarken hala hırsımı alamamıştım. Bir kez daha vuracakken kollarımdan tutan kadının tanıdık kokusuyla burnumun direği sızladı.

'' Derya'm yapma kuzum...'' Anne....annem...dünyada ondan daha fazla sevebileceğim başka hatun olamazdı. O benim yurdumun bayrağı , burnumun direği , göğsümün sol yanıydı... İnce sızım , nur yüzlüm.. Arkamı döndüğümde ufacık boyu , beyaz yemenisiyle o kadar tandık bir o kadar yabancı olduğum , yemenisinden birkaç tutam beyazı fırlamış gül kokulu annem...

Bir hamlede yasladım göğsüme.. Çok güzeldi be ana kokusu.. Eşi benzeri yoktu şu hayatta.. Erkeklik olmasa serde ,yatar ağlardım anamın kucağına. Kokusunu çektim önce derin derin,sonra öptüm o mübarek elini. Sırtıma koyduğu eliyle yola çeviren aceleci anamın ne yaptığını anlasam da bozuntuya vermedim. İki katlı evimizin bahçesini yeniden görmek yaralı ruhuma merhem oldu.

Tam bahçe kapısından girecekken başıma isabet eden terlikle şok oldum. Tam terliğin nereden geldiğini bakmak için başımı kaldırmıştım ki hayatım boyunca gördüğüm,görebileceğim en güzel mavi gözleri tekrar görmenin mutluluğu sardı beni...Tam o mavilere dalmışken annemin kolumu çekiştirmesiyle kendime geldim.

Boyu neredeyse göğsüme bile gelmeyen anama baktım. Yüzünde anlamadığım bir ifadeyle bana bakıyordu.

'' Derya'm hatırlamadın mı Rüstem beyin kızı Deniz..'' Hatırlamaz olur muyum hiç aklımdan çıkmamıştı ki? Ama bunu anneme söylemem mümkün değildi.

Dudakları kıvrılmış neredeyse gülmek üzere olduğunu benden saklamaya çalışıyordu. O kadar güzeldi ki... Başımı salladım iki yana hemen.Bekarlık başıma filan vurmuştu sanırım yoksa benden çok küçük olan bu kızı neden güzel bulayım ?Hoş ben ne zaman kadına giden bir adam olmuştum ki sırf zevk için ?Hiç...hiç bir zaman...

Annem yanımda bir şeyler gevelerken ben hala durmuş bu bacaksızla ilgileniyordum..

''Deniz yan evde oturuyordu can parçam...Fatoş teyzen sana içli köfte yaptı. Onlarda bizimle yesin diye çağırdım. '' Ah be güzel anam bu muydu derdin? Ben zaten onu görecek olmanın heyecanını ta doğduğum hatta belki de var olduğum andan beri sürerken hem de... Gülümsedim başının üstüne bir öpücük kondurdum.

Eve doğru yürürken, bacaksızın da yanından geçmek zorundaydım. Yahu bu kız neden yarı çıplak geziyordu ki ? Giymiş bacağına kısacık bir şort birde askılı her yeri ortada..

Ahh... şimdi anam olmasaydı da şu bacaksızla konuşabilseydim...

Yanından geçerken burnuma dolan papatya kokusuyla gözlerimi kapatmamak için neredeyse tüm irademi kullandım... Siktir..bu bacaksızla işim vardı benim.. Yukarı çıkıp odama attım hemen kendimi.. Duş alıp kendime geldiğimde aşağıya indim.. Bizim bacaksız ve ona benzeyen küçük bir oğlan, Fatoş teyze ve annem beni bekliyordu masada...

Masanın başını bana ayıran anneme baktım. Dolu gözlerle beni izliyordu. Oraya oturmayı hak etmem gerekiyordu önce. Öyle kolay değildi babamın sandalyesine oturmak benim için. Annemin yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. Karşımda oturan hatuna bakmamak için tabağımdaki yemekle neredeyse birleşmiş olan suratım annemin sözüyle yukarı kalkmak zorunda kaldı.

'' Derya'm , can parçam Deniz benim yerime fırına bakıyor bir süredir..''

Kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. Neden bu bacaksız bizim ekmek teknesine bakıyordu ki.. Cemal ne yapmıştı bunca zaman?

''Cemal..Cemal nerede?'' Annem yarı kararsız yarı ürkek cevaplamak istemiyormuş gibi bakmaya başladı. Karşımdan gelen meleksi sesle oraya çevirdim bakışlarımı.

'' Cemal abi hasta.. . Bir aydır ben bakıyorum..'' Allah'ım bu kız beni sınamak için yollanmıştı.

''Nesi var?'' Derken gözlerim annemi buldu. Vardı bir şeyler ama bana söylemiyordu.Yine cevap bacaksızdan gelince, kaşlarım yine çatıldı.

'' Salih iti dövdü, kaburgaları kırıktı tam düzelecekken bu seferde bacaklarını kırdılar..''

Siktiğimin yavşak herifi. Demek kendini buranın ağası ilan etmişti. Dingonun ahırı sanıyorsa yanılıyordu. Çabucak kalktım ayağa.. Bir an önce Cemal'e gitmem lazımdı.

Tam kapıdan çıkacakken bacaksız yine konuştu..'' Cemal abi bizde..'' Ne diyordu bu kız? Onlarda Cemal'in ne işi olurdu ki ?

Başımı aşağı yukarı sallayıp bahçelerin yan yana olmasından çiti kolayca geçip eve doğru adımladım. Nefes nefese yanıma gelen kıza bakmadan kapıyı açmasını bekledim. Hala açılmayan kapıya bakarken yanımdan gelen homurtuya dönüp baktım. Hay Allah belamı versin. Ben bu kıza neden bakmıştım ki ?

'' Biraz yavaş olsana be...o nasıl bir hız arkadaş.. Bazılarımız normal insan boyutundayız bilmem farkında mısın ?'' Gülmek istememe rağmen kaşlarımı çatıp,mavilerine baktım. Allah belamı versin benim ne vardı bakıyordum ki ben bu kızın mavilerine...

Böyle almışsın boncuğu takmışsın gözlerine..Yok böyle güzel gözler..Kaybolmak için, yok olmak için öyle güzeldi ki ... Nefes aldırmıyordu...

'' Sen bacaksız olduğundandır o...ben normalim..''

Baştan aşağıya süzdüm, yüzümü buruşturmak zor olsa da bu kız ateşti. Ondan uzak durmak farzdı. Madem ben gözlerimi kör edemiyorum bende onun canını yakardım.

''Normal boyutta olmayan sensin..Malzemeden çalmışlar valla fena..sen bu gidişle evde de kalırsın.. Küçükken de çirkindin...'' Gözlerini kıstı önce, dolgun dudakları çizgi halini alırken alev alev bakıyordu.. Ben tam bir şey söyler diye beklerken hışımla kapıyı açıp söylene söylene bizim eve yöneldi. Söylediği sözle yerimde kalırken bu kızla daha çok işim olduğuna emindim..

'' Kuş beyinli,dinazor kılıklı dev..Bende sana yedirmezsem her söylediğin lafı, gözlerindeki denizler kurusun emi..''

Gülmemek için dişlerini dudaklarıma geçirip eve girdim. Çok net olmasa da hatırladığım anılarım vardı bu evde. Şimdi anılarımı hatırlamak değildi derdim bir an önce Cemal'den öğrenmeli o itin neler çevirdiğini ve cezasını kesmeliydim. Salon olduğunu tahmin ettiğim odaya girdiğimde çocukluk arkadaşımın bu kadar kötü görünmesini beklemiyordum. Ciddi yaraları olduğu o kadar belliydi ki..

Sıktığım çenemden dişlerimin gıcırtısı geliyordu neredeyse...

''Kardeşim, hoş geldin..'' Diyen arkadaşımın sakin ama bitmiş duruşu içimde bir yerleri öfkeyle kabartıyordu.

'' Ne bu halin oğlum ,yalnız bıraktığım an dağılmışsın..'' Sesimin hüzünlüden çok dalga geçer gibi çıkmasını istesem de başaramıyor oluşuma kızdım. Kendime kızdım , hayata kızdım,hayatın getirdiklerine kızdım... Onları yalnız bırakmak istememiştim. Mahallenin boş kalmasından faydalanıp herkese kök söktüren o ite kızdım.

'' Sen kendi haline bak oğlum,iç güveysinden hallicesin.Ayşe sultana benzemişsin..biraz daha kassan ağlayacaksın ...'' Başını iki yana sallayıp uzun süredir atmadığı kahkahasını bıraktı. Özlemiştim be bu deli fişeği.

''Siktirme belanı it herif..'' Elimi omzuna koyup sıkarken sadece onun canını acıtmamak için yaptığım bir hareketti. Oysa dostumun gözlerinde gördüğüm bir anlık acı ifadesi bile kızdırdı beni yine. Burnumdan soluyordum artık bir an önce konuya girmek adına yanına oturdum deli fişek arkadaşımın.

'' Salih itini biliyorsun oğlum,ne anlatayım. Piç herif bizim küçüğe sarmış,kızı sıkıştırmış birkaç kere , bana bir şey söylemiyordu ama son zamanlarda biraz tuhaf olduğundan bir gün onu takip ettim.İt herif kızı bildiğin sıkıştırıp ikna etmeye çalışıyordu.''

Duyduklarıma mı şaşırayım mavişin başına gelene mi şaşırayım karar veremezken içimdeki öfke her an volkan gibi patlayacak kıvama geldiğini hissediyordum. Uzun süredir idmana talimliydi aslında vücudum. Kolay değildi Allah'ın her günü o hapishanede ayakta kalmak. Ezilmeden , ezmeden gününü tamamlamak.

''Kızı duvara dayamış pezevenk dost tutmaya çalışıyor daha 20'sine yeni basmış lan kız. Biz onu ne ümitlerle okuttuk. O buralardan çıkacak okumuş,beyaz önlüklü masuma gel dostum ol derken nasıl dururdum..Duramadım bende çaktım yumruğu.. Meğerse itleri oradaymış bir anda üstüme atladılar.''

Ensesini kaşıyıp muzır gözlerle gülen dostuna baktı Derya.. Bu herif dosttu be..Sağlam adamdı. Bir an aklıma gelenle dondum. Bacaksızı mı seviyordu yoksa..?

'' Baca- Deniz'le aranda bir şey mi var ?'' Dediğime kendim bile inanamıyordum. Bana neydi ki? Cemal sağlamdı , adamdı. Eğer o bacaksıza aşıksa ikisinin mutlu olmasını istemek dışında bir şey yapamazdım. Ama inceden bir yerler sızlıyordu. Siktir...

''Hayır..o benim kız kardeşim olabilir ancak.. Ben Melahat'a yangınım biliyorsun ... Alacam oğlum sonunda Melahat'ı.. O yaktığı ateşi söndürecek başka yolu yok..'' Göğsümden tonlarca yükteki ağırlıktan kurtulmuş gibi hissetmemin nedenini düşünmeden olduğum yerden kalktım. Şimdi yapacağım şeye odaklanmalıydım.

''Bu saatte nerede olur bu it ?'' Cemal'in gözlerindeki kararsızlığı fark ettim, sabırsızlığımı anlasın diye elimle çabuk dercesine işaret verdim. Yattığı yerden doğrulmaya çalışan arkadaşıma tek kaşımı kaldırıp,

''Nereye koçum ?''

Dediğimde ayakta zorlanarak duran çocukluğumun sığınağına baktım. Çocukluğumdan yadigar kalan dosttu. Yüzündeki her bir çizgi yaşanmışlığın , yoksulluğun kimi zaman öksüzlüğün izlerini taşısa da canımı sonuna kadar emanet edeceğim tek adamdı.

''Seninle geliyorum.. Bir sorun mu var ?''

Yine gülümsemeden edemedim . Deliydi bu adam ama sağlam adamdı. Peki dercesine başımı salladım. Artık döndüğüme göre bizim olanı korumanın zamanı gelmişti. Aklımdan geçenlerin gayet farkında gülümsüyordum.Hafiflediğimi hissettim.Yol boyunca ben de konuşmadım,Cemal'de...

Sahipsizlerin ,sahipsizliğin ne demek olduğunu en iyi biz bilirdik. Madem sahipsiz diye çöreklenmiş itler vardı ev belledikleri bu mahallede zevkle tek tek temizleyecektim o itleri ..

Yanımda dostumla mahallede ilerlerken aldığım soluğu bile daha bir keyifle daha bir zevkle aldım. Kahvehanenin önüne geldiğimizde dönüp can dostuma baktım. Burnumu çekip ufak bir baş hareketiyle başlattım savaşı.

'' Salih...it çık lan dışarı bu gün senin kefaretini ödeyeceğin gün..''






Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

Haz Od 🍀

Romance

331K 4.7K 18
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...
1M 27.5K 38
Bir kadının cesaretindedir aşk...
248K 1.9K 3
Kitabın tamamı DREAME UYGULAMASINDADIR. İndirip ücretsiz okuyabilirsiniz. En Güzel Mecburiyetim kitabının devamıdır. Onu okumadan bu kitabı anlayamaz...
142K 6.9K 43
"Hazan bir gün Alzheimer gibi ciddi bir unutkanlık hastalığına dahi yakalansa, hayatta iki kişiyi asla unutmazdı. Biri Sinan, diğeri Yağız... Çocuklu...