Kötü Kız

Galing kay nescafefincani

491K 20.7K 3.2K

Çirkin. Pasif. Asosyal. Olması sebebiyle dalga geçilen Almira, Değişip geri dönüyor. Artık; daha güçlü. Daha... Higit pa

KK -GİRİŞ-
KK -1-
KK -2-
KK -4-
KK -5-
KK -6-
KK -7-
KK -8-
KK -9-
KK -10-
KK -11-
KK -12-
KK -13-

KK -3-

34.4K 1.5K 60
Galing kay nescafefincani

OKULUN İLK GÜNÜ

İstediğim kiloya ulaşabilmiş, yamuk dişlerimden, büyük burnumdan, büyük kulaklardan kurtulmuş, deyim yerindeyse taş gibi bir kız olup çıkmıştım. Dolabımı baştan sona yenilemiş ve üzerime giydiklerimi yakıştırabiliyor olmanın zevkini çıkarıyordum artık. Modaya olan aşkım iyice kendini belli etmiş moralim bozuk olduğunda -ki genelde bozuk oluyor- kendimi alışverişe atabiliyordum. Onun dışında gerçekten çok fazla insanla tanışmıştım. Facebook ve Twitter'da beni takip edenler alıp başını gitmişti bile. Eski arabamı tanınmamak için değiştirmek zorunda kalmıştım. Ferrari Berlinetta arabam adeta "ben tehlikeli kızım" sinyallerini vermeye başlamıştı bile. Değişim döneminde gerçekten psikolojik problemler yaşamıştım. Ben de farkındaydım. Fazlasıyla alkol alıyordum artık. Sigaraya da başlamıştım üstüne. Neden bilmiyorum fakat sigara beni rahatlatıyordu, alkol ise unutmamı sağlayabilen tek şeydi. Artık o kadar çok kullanıyordum ki iki kadehle sarhoş olan ben, şişe devirdiğim halde anca sarhoş olabiliyordum. Bağışıklık kazanmıştım. Uyuşturucu kullanmıyordum fakat ortamlarına çok fazla girmiştim. Satıcıları tanıyordum. Kullanan arkadaşlarım vardı ama ne onlar beni kullanmaya zorlamıştı ne de ben kullanmak istemiştim. Tek amacım intikamdı ve uyuşturucu kullanarak yoluma taş koymak istemiyordum.

Begüm'le uzun zamandır takılmıyorduk fakat neredeyse her saat başı telefonda konuşuyorduk. Tanınmamaya çalıştığımdan böyle uygun görmüştük. Yine de Begüm arada bir geceleri bana gelip kalıyordu. "Bana" diyorum çünkü annemlerden ayrı eve çıkmıştım. Nasıl ikna ettiğimi ise bir ben bir Begüm bilir.

Sabah uyandığımda giyeceğim her şey çoktan hazırdı. Geceden her şeyi düşünüp planlamıştım. Bugün büyük gündü sonuçta. İstediklerimi elde edebileceğim o büyük gün...

Altıma fiziğimi iyice meydana çıkaran deri taytımı, üzerine beyaz kalçalarımı örten yazılı bir tişörtü ve beyaz dizimden bir karış yukarıda yakasız bir ceket giydim. İlk gün için iyiydi. Boynuma kalın zincirimi taktım ve siyah çantamı alıp gözlüklerimi de gözüme geçirdim ve zımbalı ayakkabılarımı alarak aşağıya koştum. Aynanın karşısına geçip kendimi süzdüğümde ilk gün için oldukça iyi görünüyordum ve beni bu halimle kimse tanımazdı. Emindim. Neredeyse.

Evden çıkarken korku ve heyecan karışımı bir duygu vardı üzerimde. Arabama atlarken bir sigara da yakmayı ihmal etmedim. Yol boyunca ne kadar içtiğimi bilmiyorum fakat okulun kapısına geldiğimde derin bir nefes verdim ve arabamı tanıdık kapıdan içeriye soktum. Her zaman benim parkettiğim yer boştu. Fakat Batuhan'ın arabasının yanına park etmeyi tercih ettim. Ayrıca okula girdiğimden beri hem arabam hem de benim üzerimde dolaşan gözlere pek de aldırış göstermedim. Batuhan'la arabalarımız aynıydı. Sadece renk farkı vardı. Gösterişçi piç.

Okula girerken fısıldaşmaları duyabiliyordum. Kimsenin suratına bile bakmadan müdürün odasına doğru yürüdüm. Gerçi bu kulağımın dışarıda olduğu gerçeğini değiştirmiyodu ya, neyse. Müdürün odasına girdiğimde bir yıldır karşılaşmadığım kişiler tam olarak karşımda duruyordu. Batuhan ve Seçil. Ne kadar mükemmel. Müdür Bey bana koltuğu gösterirken ikisi karşılarında çıkmaya hazırlanır gibi bir halleri vardı. Batuhan'ı gördüğümde yaşadığım o kalp çarpıntısını hala atlatamamıştım. Onu gördüğümde vücudumun verdiği tepki de buna örnekti. Fakat yanlış görmüyorsam odaya girdiğimden beri beni süzmekle meşguldü. Seçil ise sinir olmuş surat ifadesiyle bana doğru bakıyordu. Tamı tamına içeriye girdiğimden beri desek daha doğru olur. Sonunda dayanamayıp yüzüme alaycı bir gülümseme yerleştirdim ve yönümü Seçil'e doğru çevirdim. Birbirimize öyle aptal aptal bakıyorduk. Batuhan ise benim tavrımı komik bulmuş olsa gerek ki, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

"Kızlar birbirinize böyle baktığınıza göre iyi anlaşacağınıza inanıyorum. Dansı organize ederken Almira da size yardımcı olsun. Zaten yeni öğrencimiz olduğundan bir an önce ısınır size de." Okkalı bir küfür savururken bunu düşünmemiştim. Ben ve dans organize etmek ha? Ha-ha. Komik.

"Evet hocam, bence de iyi fikir. Biz baya ısıtırız Almira'yı ortama." Isıtırızın üzerinde özellikle durmuştu. Farkındaydım fakat aldırmadım. Unutma Yaren, zor kızsın. Unutma.

"Tabii, olur." diyerek başımı salladım. Müdür Bey halinden memnun bir şekilde koltuğuna yayılırken bana sınıfımın da üzerinde yazılı olduğu bir poşet verdi. İçerisinde de kitaplarım vardı anlaşılan. Koltuktan kalkarken gülümsedim ve kapıya yöneldim. Sınıf: 11-B. Benim için iyiydi. Şu nefret ettiğim grubun sınıfında değildim. Fakat eski sınıf arkadaşlarımla da aynı sınıfta değildim. Önemli olan hangi sınıfta olup olmadığım değildi zaten. Önemli olan Batuhan'ı kendime bağlayabilmekti.

Sınıfıma doğru ilerlerken dolap numarama da bakıp gerekmeyen kitapları yerleştirdim ve sınıfıma yöneldim. Beni tanıyan kimse olmayacağından bir sorun çıkacağını düşünmüyordum. Tahmin ettiğim gibi de oldu. Öğretmenle tanışıp boş olan bir sıraya, oldukça sevimli bir çocuğun yanına oturdum. Sınıftakilerin bakışlarını umursamayarak kulaklığımı takıp dersin bitmesini bekledim.

Öğle arasında kantine indiğimde tanıdık yüzler görmüştüm. Fakat beni bu halimle tanımamaları da çok normal karşılanabilirdi. Kantinden kahvemi de alıp masalara doğru ilerledim. Henüz bir sosyal etkinlik klübüne katılmamıştım. Başta voleybol takımına girmeyi düşündüysem de solist seçimlerini gördüğümde vazgeçtim. Sesimin oldukça iyi olduğunu biliyordum ve katılmaya değer gözüküyordu. Cuma günü için telefonuma not alarak kahvemle birlikte boş bir masaya oturdum. Kulaklıklarım hala kulağımdaydı ve insanların bakışlarından gerçekten rahatsız olmaya başlamıştım. Özellikle de Lara'nın. İlginin üzerimde olmasından hoşlanmadığı aşikardı. Fakat ben hoşlanıyordum...

Genel olarak günüm derslere girip çıkmakla geçmişti. Tanıştığım öğretmenlerin bir çoğu aklımda kalmasa da birkaç derse kafama oturacağını biliyordum. Ayrıca bu sene notlarımı çok yüksek tutmalıydım. Anneme ve babama söz vermiştim. Ne kadar umursamasalar da ben umursuyordum işte...

Öğlen tenefüsünde bir kahve daha alıp en dipteki masaya geçmiştim bile. Telefomla uğraşıyordum. Facebook'tan gerçekten yakışıklı çocuklar mesaj atmıştı, ve onlara cevap atmazsam içime ükte olacağını çok iyi biliyordum. Daha soğrusu kendimi tanıyor olabilirim. Yaklaşık on dakik geçmişti ki karşıma birinin oturduğunu görsem de kafamı telefondan kaldırmadım.

"Hey." dedi yüzünü henüz görmediğim şahsiyet. Kafamı kaldırdığımda ise sınıfta yanımda oturan çocuğu görmem bir olmuştu. Koyu renk saçları ve ela gözleriyle yakışıklı sayılırdı. Bir çok kızın çıkmak istediğini tahmin edebiliyordum.

"Neden oturdun?" demek ister gibi kaşlarımı yukarı kaldırdığımda anlaşılan açıklama yapma gereği duymuştu.

"Yalnız görünüyordun, sınıfta da yan yana oturduğumuzdan geleyim dedim. Sakıncası varsa kalkabilirim." dedi benim yaptığım gibi kaşlarını kaldırarak. Arkadaş fena olmazdı aslında. Begüm'le de takılamadığımızdan tamamen yalnızdım. Bunu unutmasam iyi olurdu.

"Sorun değil." diyerek telefonumu kenara koyup kahvemden bir yudum aldım. Sıcaktı. Fazla sıcak.

"Ben Fatih, bu arada." diyerek elini uzattı. Uzun zamandır biri bana içten gülümsüyor diye geçirdim içimden. Uzattığı eli tuttum.

"Almira, memnun oldum." diyerek gülümsemesine karşılık verdim. İster istemez kanım kaynamıştı. Kaynamaması da pek mümkün değil gibiydi.

"Okulda adın güzemli kız biliyorsundur herhalde." İçimden Begüm söylemişti diye geçirmeden edemedim. Gerçi bu kadar şaşırmamam gerekiyordu. Sonuçta her şeyimiz planlıydı.

"Hım." diyerek geçiştirdim. İnsanların benimle ilgili ne dediği artık umrumda değildi. İstediklerini söyleyebilirlerdi. Amacım vardı ve gerçekleştirmeden buradan gitmeye de niyetim hiç yoktu.

Zil çaldığında Fatih'i orada bırakıp sınıfa çıktım. Bundan sonra önümde iki dersim vardı. Katlanmam gereken iki ders...

İki derste de sürekli uyumuştum. Uyuduğumdan Fatih'le de konuşma fırsatı bulamamıştık. Zaten hocaların hepsi çalışma programı zırvalığını anlatıp duruyordu. Sabahtan beri birbirleriyle bağlantılı şeyler anlatmaktan sıkılmamışlardı anlaşılan. Fakat bn çoktan sıkılmıştım. Kafayı vurup uyuma sebebim de buydu zaten.

Zilin çalmasına iki dakika kala uyanmıştım. Eşyalarımı çantamın içine tıkıp otoparkta uğraşmamak için arabamın anahtarlarını bulup çıkardım. Herkesin içinde çantamı boşaltım lanet anahtarları bulmakla vakit kaybedemezdim bir de.

Zil çaldığında hızlı adımlarla arabamın yolunu tuttum. Otoparka inip arabamı açıp içine yerleştim. Batuhan'ın arabası hala yerinde duruyordu. Belki biraz oyalanabilirim. Dikkatini çekmem gerekirdi. Şu an burada olan herkesin gözü bende ve arabamda olduğundan zor olmayacağını tahmin ediyordum.

"Güzel araba, iyi seçim. Zevklisin." Kulağımı dolduran o tanıdık sesi en son benimle dalga geçtiğinde duyduğumdan gözlerimin dolmaması için birkaç kere kırpıştırmıştım. Kalbim hızını arttırmıştı. Batuhan ise tam şöför kapımın dibinde durup yüzüme bakıyordu. Dikkat çekmek diye buna derim...

Bölüm geç geldiği için özür dilerim. En kısa sürede yazmaya çalıştım ama sınavlar sebebiyle çok yoğunum. Gerçekten üzgünüm. Beğenmeniz dileğiyle. Voteleyip yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Yorumlarınızı okumak hoşuma gidiyor. Çok, çok öptüm.

*Multimedia'da Almira ve bölüm şarkısı var.

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

1.8M 31.7K 35
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.7M 54.8K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
268K 9.7K 46
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
80.7K 4.3K 32
Size bir gün gelip on yedi yılınızın çöp olduğunu ve çektiğiniz acıların boşa olduğunu söylüyorlar. Ne yapardınız? Kendimce en mantıklı olanı yaptım...