Veliaht

By filizpuluc

69.3M 767K 132K

Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman... More

Karakter Tanıtımî
1. Bölüm : Veliaht'ımız!
2. Bölüm : ''Sende bana geleceksin Melis''
3. Bölüm : Yumruk Meselesi
4. Bölüm : ''Baban gelse kalkmam bu sıradan''
5. Bölüm : Pembe Panter ve Daffy Duck
6. Bölüm : İntikam
7. Bölüm : Kuzen
8. Bölüm : Öpücük Kavgası
9. Bölüm : Annesinin Oğluşu
10. Bölüm : Kahve
11. Bölüm : Kapalı Alan
12. Bölüm : Bıçak Yarası
13. Bölüm: Kedi Aşkı Mı? Gerçek Aşk Mı?
14. Bölüm: Teklif
15. Bölüm: Sarhoş
16. Bölüm: Söz
17. Bölüm: Kıskançlık
18. Bölüm: Tatil
20. Bölüm: Oyun
21. Bölüm: Hoşlanma?
Mert'e Özel Bölüm
Röportaj
-Röportaj 2- Part 1-
- Röportaj 2 - Part 2 -
Kapak Tanıtımı
Ön Satış
İmza Günü!!!
-Özel Bölüm-
Veliaht 2
Mert'i Sizlerle ile Buluşturuyoruz/Buluşuyoruz!
Matthias(Mert) ile Buluşma , Çekiliş ve Diğer İmza Günleri
-Özel Bölüm 2- Part I

19.Bölüm: İlk Öpücük

793K 29.1K 3.8K
By filizpuluc

Hikayemi eğer kütüphanenize eklerseniz yeni bölüm geldiğinde bildirim alabilirsiniz :D O yüzden isteyen kütüphanesine eklesin :) Hep dediğim gibi oy ve yorumlarınızı bekliyorum bebeklerim :*

Multide; Melis var :*

Kulaklıklarımı çıkarıp arabadan indim. Uludağ'ın beyaz görüntüsü daha çok üşüme mi sağlamıştı. Ceyda yanıma geldiğinde sırıttım. Yağız Ceyda'yı da getirdiğimizi bilmiyordu. Ailelerimizle sadece 1 hafta kalacaktık. 1 hafta sonra onlar işleri nedeniyle gidecekti ve bizde gençler olarak ikinci dönem başlayana kadar burada olacaktık. Ceyda'y peşimden çekiştirirken ablam yanımıza geldi ''Soğukmuş'' dediğinde gözlerimi devirdim ''Dağdayız ulan tabi soğuk olacak'' koluma vurdu ''Sus be'' Ceyda kıkırdadı. Dağ evine adımladık. Yağızlarla birlikte bu büyük dağ evinde kalacaktık. Etrafta başka evlerde vardı haliyle. Kapıyı çaldım. Yağız kapıyı açıp Ceyda'yı görünce şaşırmış ve otuz iki diş sırıtmıştı. Ona 'Kıymeti bil kerata' bakışlarımı tarken yanağımı sıktı. Annemlerle içeri girdik

********

Yağız'a attığım karla kar topu ağzına girince kahkaha attım. Ablam kendini yere atarken Yağız bana saydırıyordu ve Ceyda gülmemeye çalışıyordu. Kahkaham kafama gelen topla durunca kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Meriç'i görmeyi tabiki beklemiyordum. Okullar kapanalı 3 gün oluyordu ve 3 gündür ilk kez şimdi görüyordum. ''Bir panter vurdum sanırım'' dedi sırıtırken. Gözlerimi devirip yerden kar aldım ve suratına attım ama tutmuştu domuz. Yanına Melih gelirken yanıma gelen ablamı dürttüm. Beni ittirdi. Güldüm imayla. Meriç'ler yanımıza gelince herkes birbiriyle selamlaştı. Meriç benim yanımda olduğundan ona baktım ''Ne işin var burada? Bizi mi takip ediyorsun?!'' sırıtıp dilini şıklattı ''Hayır. Bizim de dağ evimiz olduğu için geldik.'' gözlerimi devirdim. Yine mi rezil oldum ya of! ''Anladık zenginsin Veliaht'' dediğimde kaşlarımı çattı ''Söyleme şunu'' sırıttım zaferle. Oda sırıttı ''İnstagrama baktın mı?''  gözlerimi devirdim. Al işte yine sinirimi bozdu. Tamam çirkin çıkmamıştım ama somurtuyordum ve 'Galatasarylı kızın hazin sonu' diye paylaşmıştı it! Konuyu değiştirim hemen ''Sizin ev hangisi?'' eliyle bizim evin arkasında kalan 'en güzel' evi gösterdi. Para böyle bir şeydi işte. Kafamı salladım

*********

Zilyonuncu kez yere düşünce sinirle kara vurdum. Yağız Ceyda'ya yardım ederken Meriç benim düşüşlerime gülüyordu. Gözlerimi devirdim ''Çok komik'' sırıtıp elini uzattığında tuttum ve ben kaldırmasına izin verdim. Melih bana yardım edebileceğini söylese de onu ablama yönlendirmiştim çünkü o salağın bir şey yapacağı yoktu. Bana da haliyle bu domuz kalmıştı. koluna vurdum sinirle ''Çok gıcıksın! Yardım etsen ölür müsün?!'' sırıtıp kafasını salladı ve arkama geçti ''Tamam kızma Pembe Panter'' kafamı çevirip sinirle ona baktım ''Meriç'' dedim uyarı verir gibi. Gülüp kollarını arkadan bana sardı. Kısaca bana arkamdan sarılmıştı. ''Ne yapıyorsun ya?'' nefesini kulağıma bıraktı ''Öğretiyorum işte'' gözlerimi devirdim. Babam göre vururdu Vallahi. Kollarını üzerimden çekip  ayağımdaki artık palet midir nedir her ne boksa o zımbırtıyı düzeltti ve dikelip arkamda durdu ve ellerimi tuttu ''Bu şekilde çekmen gerekiyor'' deyip kollarımı nasıl hareket ettireceğimi gösterdi ''Ayaklarını genelde pizza dilimi şeklinde tut. Gerisi senin yeteneğine kalmış'' deyip yanıma geçti ve kendi zımbırtılarını giyip bana baktı ''Hazır mısın?'' kaşlarımı çattım. Tabiki değildim! ''Hayır'' sırıttı keyifle ve kar gözlüğümü gözlerime taktı ''Hadi o zaman'' deyip sırtımdan ittirdiğinde kaymaay başladım ''Hayvan!'' diye cırladım.  Güldü. Aşağı doğru kayarken kollarımı gösterdiği gibi hareket ettirdim. Gittikçe hızlanırken  korkumda hızımla birlikte artıyordu. Yanımdan Meriç geçtiğinde düşmüştüm haliyle. Somurttum ''Göt herif! Tamda kaymaya başlamıştım!''  yanıma gelip dönerek artist bir şekilde durdu ve bana bakıp dilini şıklattı ''Hocana küfür etmek hiç yakışmıyor sana!'' ofladım sinirle. Öğreteceği falan yoktu bu pisliğin! ''Ben gidiyorum ya! Sıçarım kaymana!'' deyip ayağımdaki zımbırtıyı elime aldım ve yürümeye başladım. Meriç gülüyordu. Hayvan. 

Eve gelip zımbırtıları yerine bıraktım ve odama çıkmaya başladım Bu ev dublexti! Sırıttım. Odama girip yumuşacık yatağıma atladım ve dışarıya baktım. Kaymak- pardon düşmek (!) yormuştu beni bu yüzden uykum gelmişti. Bende uykuya direnmeyip gözlerimi kapattım

**********

Akşam yemeği için aşağı inerken masada gördüklerimle gözlerim büyüdü. kim aldı lan bunu içeri?! Tamam Melih neyse de Meriç'in ne işi vardı ya?! Zehir edecekti bana yemeği. Somurtup masaya ilerledim. Teyzem Meriç'le konuşurken Meriç beni görünce göz kırpmıştı. Kaşlarımı çattım. Annemin her daim açık radarı ve babam vardı ya! Yağız'ın babası Faruk eniştem maçtan bahsetmeye başladığında gözlerimi devirdim. Bilerek mi yapıyorlar?! Meriç direk konuya dahil olup feneri ballandıra ballandıra anlatmaya başladığında Melih'de hemen destekleyip yorum yapaya başladı. Anladığım kadarıyla ailecek fanatiklerdi. Korkulurdu vallaha. Formasına bir şey yapmış olsaydım şuan mezarda mı olurdum merak etmiştim. Annem önüme tabağımı koyup yanıma oturdu. Diğer yanımda Ceyda vardı. Ceyda'ya baktım ''Bunun ne işin var burada?'' diye fısıldadım annem duymasın diye. omuzlarını silkip çorbasını içmeye devam etti ''Selma Teyze Meriç'in annesiyle çok iyi arkadaşlarmış. Meriç ve Melih'de burada tek kaldıkları için annenler de yemeğe çağırdılar'' gözlerimi devirdim. Babam Meriç ve Melih'i fenerli olmalarından ötürü sevmişe benziyordu. İnadına olsun diye bende muhabbete daldım ''Bence Galatasaray şampiyon olacak'' dediğimde herkes kaşlarını çatıp bana baktı. Zeki Melis! 5 erkeğe karşı teksin şuan! Şirince sırıttım ''Siz devam edin'' babamlar gülüp muhabbetlerine dönerlerken Meriç bana umutsuz vakaymışım gibi kafasını iki yana sallayıp sırıttı. Umarım çorbasına hamam böceği düşerdi amin!

*********

Büyük kısım mutfakta sohbet ederlerken genç kısımda salonda sohbet ediyordu. Ablam ve Melik iyi anlaşmılardı ve şuan aralarından su sızmıyordu. Meriç yanıma oturdu ''Bana niye hep sen kalıyorsun? Ablanı tercih ederdim. Hem sarışında'' kaşlarımı çatıp Meriç'e baktım ''Ablamı alabilirsin bende abini alırım. Bana hava hoş. Abin senden daha yakışıklı'' deyip sırıttım. kaşlarını çattı ''Ben daha yakışıklıyım bu bir. İkincisi Melih'e mi sulanıyorsun?'' güldüm ''Sana ne. Sevgilisi yok gibi duruyor'' bana döndü ''Çıkma teklifi etse kabul edeceksin yani?!'' omuzlarımı silktim. Sinirleniş gibiydi ve hoşuma gitmişti ''Niye etmeyeyim?'' kaşlarını daha çok çattı ''Sana bakmaz o. Boşuna hayal kurma'' kaşlarımı çattım ''Nereden biliyorsun? Hem bana tatlı bir kız olduğumu söylemişti'' Meriç'in bıçaklandığı gün beni eve Melih bırakmıştı ve yolda konuşmuştuk. Bana tatlı bir kız olduğumu söylemişti. Kaşını kaldırdı ''Ne zaman?'' sırıttım ''Seni deştiklerinde beni eve bırakmıştı hatırlıyor musun?''  bu kez sinirlendiğini belli ederek bana baktı. Görev tamamlandı. Çak bir beşlik iç ses! ''Tatlı falan değilsin! O her kıza bunu söylüyor. Üstüne alınma!'' kaşımı kaldırdım ''Sinirlendin sanki.... Sen beni mi kıskanıyorsun?'' sırıttı ''Melih'i kıskanıyorum kişisel algılama'' gözlerimi devirdim. Ya ya kesin öyleydi. ''Bana çirkin dedin ya çarpılacaksın. Allah belanı verecek elbet'' kafamı salladım ''Verdi zaten. Senden iyi belamı olur!'' sırıttı keyifle ''Ben olsam olsam, senin başına gelmiş en yakışıklı şey olurum'' kaşlarımı çattım ''Yanındaki ego promosyon mu? Gelirken kapıda bıraksaydın keşke'' güldü. Cidden narsistti bu çocuk.

************************************************

Size bir bilmece. benim sinirimi Meriç'den daha çok kim bozabilir? Tabi ki Hande! Onun ne işi vardı burada ya! Her gittiğimiz yere gelmek zorunda mıydı bu?! Annemler gideli 1 gün oluyordu ve tam tatil moduna giriyordum ki baam! Hande geliyordu!  Çok şanslıydım! 

Ayakta öylece dikilirken Meriç ve Hande'yi izliyordum. Malum Hande Meriç'in götünden ayrılmıyordu. Üşüdüğüm için titredim ve ellerimi birbirine sürttüm ''Ben kahve içeceğim. Dondum'' dedim Yağız ve Ceyda'ya. Ayağımdaki zımbırtıları çıkardım. Kaymayı beceremiyordum zaten ve poşet çıkarıp üstüne oturmama az kalmıştı. Yağız yanağımdan makas aldı ''Birazdan bizde geliriz'' kafamı salladım. Meriç Hande'nin ahtapot misali sarıldığı kolunu kurtarıp yanıma geldi ''Gidiyor musun?'' kafamı salladım. Beremi düzeltip gülümsedi tatlı şey. Sırıttı daha sonra ''Burnun kızardı'' gözlerimi devirdim ''Sen kendine bak da konuş bence'' bana eğildi gözlerime bakarak ''Nefesinle ısıtsana'' kaşlarımı çattım. Tam bir şey diyecekken yüzüme sıcak nefesini saldı. Dışarıdan bakılınca eminim sevgili gibi duruyorduk. Gözlerime bakan gözlerine bakmaya devam ettim ''Sapıksın'' sırıttı ''Sana karşı'' kaşlarımı çattım ''O ne demek?'' gülümsedi ''Sana bakınca sapık olasım geliyor demek'' kalbim ağzıma tırmanırken kaşımı kaldırdım ''Neden?'' dudaklarıma bakınca yutkundum. Gözleri istmsizce dudaklarına kayarken  içimden küfür ettim. Gözlerine baktım yine. Zorlukla oda baktı gözlerime. Biri ikimizi de itip aramızdan geçince kaşlarımı çatıp tabisi caizse bizi yarıp geçen kişiye baktım. Tahmin etmesi elbette ki zor değildi. Hande! Az önceki olaydan utandığım için Meriç hariç her yere baktım ''Şey. Ben eve gidiyorum'' deyip eve yürümeye başladım. ofladım. Sıcak mı oldu burası? Diyceği şeyi deli gibi merak ediyordum. Bana karşı böyle olduğunu söylemişti. Bu iyi bir şey miydi yoksa kötü bir şey miydi? Aklımdaki düşüncelerle elimdeki zımbırtıları eve bırakıp yürümeye başladım. Bu soğukta terlemiştim. Bana o kadar yakın olması beni kötü etkiliyordu. Aklıma beni yanağımdan öptüğünde hissettiklerim geldi. Daha sonra Hande'yle öpüşmeleri gelince kaşlarımı çattım. Birden bire ayağım yerden kesildi ve yuvarlanmaya başladım. Çığlığım içime hapsolurken  kafamı çarptıpım sert cisimle canım acımıştı. Gözlerim kararırken korkuyla titredi bedenim.

************

Meriç'den;

Aklıma Melis'in utanıp da gidişi gelirken gülümsedim. Daha sonra dudaklarıma bakışı geldi aklıma. Daha sonra başka şeylerde gelecekti ama Melih'in koluma vurmasıyla dikkatimi ona verdim ''Ne var lan?'' gülüp yemeğini yemeye devam etti ''Ne sırıtıyorsun lan deminden beri? Deliriyor musun?'' sırıttım ve elimde tuttuğum çatalı tabağımdaki patates kızarmasına batırıp ağzıma attım ''Sebinle Yağız'ı sevişirken hayal ediyordum'' bana vuracakken ayağı kalktım ''İbne'' dedi sinirle. Sırttım ''Senden gelen bir gen o da'' kaşlarını çatıp çatalını fırlattı ama gelmemişti güldüm ''Siktir git Meriç'' dedi benim çatalımı alırken. Sırıtıp odama çıkan merdivene ilerledim. Kapı çalınca yönümü kapıa çevirdim ve kaşlarımı çattım. Saat çoktan 8'i geçiyordu. Melis gelmiş olmasın? diyen iç sesime siktir çektim. Melis'den bahsediyorduk o Hande değildi. Kapıyı açtığımda endişeli bakan iki çift gözle karşılaştım. Gözlerim direk o iki çift gözün içinde Maavi gözleri aradı ama yoktu. Yağız ''Lütfen Melis burada uyuya kaldı de!'' kaşlarımı çattım ''Noldu lan? Ne Melis'i? Melis nerden?!'' kaşlarını çatıp sinirle kapıya vurdu ''Hiçbir yerde yok!'' hava çoktan kararmıştı ve geceleri buraları daha soğuk oluyordu üstüne sütün yanlızdı! Kaşlarım daha çok çatıldı ''Ne demek yok lan?! Eve gitti en son!'' korkuyla bana baktı ''Yok işte!'' Ceyda Yağız'ı sakinleştirmeye çalışırken küfür ettim. Melih'de gelmişti. ''Görevlilere  söyledin mi?'' diye mantıklı bir şey sordu Melih. Yağız kafasını salladı ''Aramaya çıkacaklar'' montumu aldım ''Bizde arayalım o zaman''  hepsi kafasını salladı. Birlikte evden çıktık

************

Elime tutuşturdukları siktiğimin feneriyle bir saattir Melis'i arıyordum ve ben bile bu bir saatte donduysam o saatlerdir üşüyordu! ''Melis!'' diye bağırdım zilyonuncu kez. Aklıma birbirinden kötü senaryolar gelirken aklıma da hayal gücüme de etmediğim küfür kalmamıştı. Nerdesin Melis?! Nerdesin?!

Melis'den;

Artık donma moduna giren bedenime söz geçiremezken yorgunlukla gözlerimi açtım. Karanlıktan hiçbir şey gözükmeyen siyah boşluğa baktım. Donmak üzereydim ve korkuyordum. Zorlukla yutkunup titrek bir nefes verdi ve hareket etmeye çalıştım. Donarak ölmek istemiyordum ama hissizleşmeye başlamış olmam hiç de iyiye işaret değildi. Ölecektim. Üstelik ilk öpücüğümü veremeden. Hadi ama hatırladığım son şey Meriç'in dudaklarıma bakmasıydı tabi ki aklıma ilk bu gelecekti. Sonra Teen Wolf'un yeni sezonu başlamamıştı. YGS'ye girmemiştim. Iphone 6 almamıştım. Faturalı hatta geçmemiştim. Dylan beni twitterdan takip etmemişti. Daha çok hayalim vardı benim ama görünen o ki gerçekleştiremeyecektim. Gözümden akan sıcak sıvı ağladığımn işaretiydi. Yerde uzanan bedeni zorlukla kıpırdattığım da boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. Ölüyordum. ''Melis!'' ismimi duyduğumda zorlukla açtım yine gözlerimi ve etrafıma bakmaya çalıştım. Beynim değil ama bedenim yorgundu ve uykum vardı. Ve biliyordum ki bu uykunun sonu ölümdü. ''Melis!'' ismimi haykıran kişi kim seçemiyordum ama beni görmesini deli gibi istiyordum. Sesim aradım. Boğazım kurumuştu ve en ufak bir ses çıkarma girişimimde ses tellerim kırılacakmış gibi hissediyordum. Yutkundum ve dudaklarımı yaladım. ''Burdayım!'' diye mırıldandım zorlukla. Fener ışığı takıldı gözüme. ''Melis! Nerdesin anasını satayım!'' Meriç'in sesi olduğunu anlamıştım. Beni arıyordu ''Meriç!'' dedim sesim anca normal bir ses tonuyla çıkmıştı ama duymuş olacak ki koşma sesi duydum. Fener ışığı gözlerimi kamaştırırken zaten zorlukla açık tuttuğum için kapandılar. Işığı kapatıp bana sarıldı ''Melis? Melis'' gözlerimi açamadım ''Üşüyorum'' diyebildim sadece. Kucağına aldı beni. Sıcak nefesi ya buz tutmuş derime işleyemiyordu ya da artık onunda nefesi sıcak değildi. Bugün yüzüme nefesini salışı geldi gözlerimin önüne. ''Seni nasıl yukarı çıkaracağım şimdi'' diye sordu kendi kendine. Kollarımı zorlukla boynuna sarıp kafamı boynuna gömdüm.Soğuk olduğum için irkilsede oda bana sarıldı ''Dayan güzelim'' deyip yürümeye başladı. O kadar çok üşüyordum ki artık nefes alırken nefesim boğazımı yakıp ciğerlerime batıyordu. Kapı sesinin ardından ışıklar açılınca gözlerimi araladım. odunluk gibi bir yerdi. Beni yere bırakıp kapıyı kapattı  ve üzerindeki alın montu çıkardı. Önümde diz çöküp beni dikeltti. Kafamı bile taşıyamadığım dan kafam göğsüne düştü. ''Sikeyim! Donuyorsun!'' diye mırıldanıp montumu çıkardı. Üstümün ıslandığına emindim. Beni arkaya yaslayıp kendi üzerindeki kazağı çıkardı. Zorlukla "Ne yapıyorsun?" diye sordum. "Ölmeni engellemeye çalışıyorum" dedi gözlerime bakarken. Gömleğini de çıkaracakken elini tuttum. Elleri her zaman ki gibi sıcaktı "Sen ne olacaksın aptal" dedim. Beni umursamayıp gömleğinide çıkardı. Benim kazağımı tutup üzerimden çıkardı ve altındaki badimi tuttuğundan ellerini tuttum "O kalsın" dedim utançla. Kaşlarını çatıp üzerimden çıkardı "Öleceksin burda hala rahibeliğin peşindesin" dedi sinirle. Utanıyordum ne yapayım. Karşısında neredeyse yarı çıplak kalırken utanmayayım diye  gözlerimden başka bir yere bakmıyordu.

Gömleğini bana giydirip düğmelerini ilikledi. Oda titriyordu ama umursamıyordu. Kazağıda giydirip yanıma oturdu ve beni kucağına oturtup montunu ikimizin üzerine attı ve sıkıca sardı beni. Telefonunu çıkarıp Yağız'a mesaj attı. Hala titriyordu. Ona baktım "Meriç sende üşüyorsun" kollarını daha çok sardı "Kapaçeneni ve sarıl" dediğinde kollarımı etrafına sardım. Kafamı sinemadaki gibi omzuna koydum. Çıplak teni soğuk yabağımı ısıtırken ona daha çok sokuldum "Teşekkür ederim" dedim. Ona baktığımda kafasını eğmiş bana bakıyordu. Dudaklarımız arasında az bir mesafe vardı. Dudaklarıma eğilip dudaklarımı öptüğünde gözlerimi kapattım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki bedenimin buzlarını kırmıştı. Onu itmedim. Hayatımı kurtarmıştı ve şikayetçi değildim. Alt dudağımı öpüp daha sonra üst dudağımı öptü. Elveda ilk öpücüğü seni benden Meriç Keskin aldı.

:O Meriç Melis'i öptü! Sakın sevgili olacak diye düşünmeyin çünkü olmayacaklar :D Kötülüq! Yorumlarınızı bekliyorum.  Oy ve yorumlarını esirgemeyin lütfen. Yeni bölümde görüşmek üzere :* 

Bu bölümü 'BOF' dan esinlenerek yazmış bulunmaktayım...


Continue Reading

You'll Also Like

882 80 5
Binlerce yıl önce, insanların açgözlülüğü dünyayı tükettiğinde büyük bir tufan koptu ve Derin Deniz tüm dünyayı yuttu. İlk Dünya sular altında kaybol...
729K 27K 43
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
480 170 10
"Hatırlatmamı ister misin?" "Seve seve." Bahsettiği, üçümüzün arasında olan intikam yeminimdi. "20 Mayıs 2022, Pazartesi günü, saat sabah 10.48..." B...
246K 10.3K 7
Hayallerinizin ötesinde biri karşınıza çıktı ve onunla geçirebileceğiniz tek bir gün var? Ne yapardınız? Başarılı, akıllı, tatlı öğrenci Lavin Ateş...