Veliaht

Da filizpuluc

69.3M 767K 132K

Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman... Altro

Karakter Tanıtımî
1. Bölüm : Veliaht'ımız!
2. Bölüm : ''Sende bana geleceksin Melis''
3. Bölüm : Yumruk Meselesi
4. Bölüm : ''Baban gelse kalkmam bu sıradan''
5. Bölüm : Pembe Panter ve Daffy Duck
6. Bölüm : İntikam
7. Bölüm : Kuzen
8. Bölüm : Öpücük Kavgası
9. Bölüm : Annesinin Oğluşu
10. Bölüm : Kahve
11. Bölüm : Kapalı Alan
12. Bölüm : Bıçak Yarası
13. Bölüm: Kedi Aşkı Mı? Gerçek Aşk Mı?
14. Bölüm: Teklif
15. Bölüm: Sarhoş
16. Bölüm: Söz
18. Bölüm: Tatil
19.Bölüm: İlk Öpücük
20. Bölüm: Oyun
21. Bölüm: Hoşlanma?
Mert'e Özel Bölüm
Röportaj
-Röportaj 2- Part 1-
- Röportaj 2 - Part 2 -
Kapak Tanıtımı
Ön Satış
İmza Günü!!!
-Özel Bölüm-
Veliaht 2
Mert'i Sizlerle ile Buluşturuyoruz/Buluşuyoruz!
Matthias(Mert) ile Buluşma , Çekiliş ve Diğer İmza Günleri
-Özel Bölüm 2- Part I

17. Bölüm: Kıskançlık

768K 27.2K 2.8K
Da filizpuluc

Bölüm gecikti kusura bakmayın tatlışlarım :* Melis karakterini bulamamıştım ama şimdi buldum. Melis karakteri Nastya Shmakova olacak :) 

Multide: Melis var!

"Köpeğimi adını Flash koyacağım" sinirim birden kaybolurken istemsizce gülümsedim ''Vallaha mı?'' sırıttı ''Görüşürüz Pembe Panter'' güldüm ''Görüşürüz Daffy Duck'' gözlerini devirip arabasına bindi ve gitti. Apartmana ilerledim. Flash ha! Sırıtmam genişlerken merdivenleri sırıtarak çıkmaya başladım. Halime ninelerin katına geldiğimde Halime nine kapıyı açıp bana baktı. Bu kadın kesinlikle kapının önünde falan yatıyordu. ''Necla! Tüpçü gelmiş'' dedi içeri seslenerek gözlerimi evirdim. Yok artık ya! ''Halime nine benim ben. Üst kattaki Ayşe'nin kızı!'' dedim duyması için biraz bağırarak. kapıda Hakan belirince gözlerimi devirdim. Hakan babaannesini içeri götürürken merdivenlere yönelmiştim ki  geri gelip bana sırıttı. Kaşlarımı çattım. Bu çocuk acilen beni bırakmalıydı! Bu nedir ya? 

Aklıma Meriç gelince hemen ayak üstü yalan uydurdum ''Çeneni açar ve bana yavşarsan sevgilimi çağırırım fena olur'' 'Sevgilim' lafımla kaşları çatılmıştı. ''Sevgilin kim lan?!'' sırıttım ''Hani şu yakışıklı olan var ya. Geçen yine yavşıyordun o gelmiş ve sana siktir çekmişti. Hatırladın mı?'' sinirle yumruklarını sıkarken sırıttım ''Sanırım hatırladın. O yüzden kaşınma bence çok pis kavga eder'' deyip merdivenleri çıkmaya başladım. Oh olsun! Bu saatten sonra kimse sinirimi bozamazdı. Meriç hariç. O ibne bu konuda master yapmıştı. Ordinaryustu mübarek.

Bizim kata gelince kapıyı çaldım ve kapıya açan kişiyle sözümü geri almam bir oldu. Sinirimi Meriç değil karşımdaki şahsiyette gayet bozabilirdi. Şansım? Uğrama lan bana! Uğrarsan bir şey olur sanki anasını satayım!  ''N'aber kuziş?'' yapayca gülümsedim ve içeri geçtim. Size tek sevdiğim kuzenlerimin teyzemin çocukları olduğunu söylemiş miydim? Söylemediysem çok ayıp etmişim. Bizde kuzen bol Allah'a şükür. Odama girdiğimde içindeki Halil Sezai çoştu ve bir isyan patlattı. Lütfen biri bana bizde kalmayacaklarını söylesin! Gizem kolunu omzuma koydu ''Bizim okulda ders yapmıyorlar son hafta diye. Sizde kalıcaz'' öldürün beni!

*******

Gizem sevgili maceralarını anlatırken tepki veriyordum ama verdiğim tek tepki gözlerimi devirmekti. 'Bir susta motorun soğusun' demek istiyordum. Telefonuma mesaj gelince komidinde ki telefonumu alıp ekrana baktım. Mesajı gönderenin yazdığı yerde 'Daffy Duck' yazısını görünce istemsizce gülümseyip mesajı açtım. Köpeğinin fotoğrafını atmıştı 

'Gönderen; Daffy Duck

İşte Flash bu. Merhaba de '

Güldüm. Gizem "Neye bakıyorsun?" Deyip telefonu elimden çektiğinde cırlamamak için kendimi zor tuttum. Telefonumu elimden çekmişti! "Daffy Duck kim?" Diye sordu bu kez. 'Anan' demek istedim. "Bir arkadaş" dedim. Ona Meriç diyecek göz var mıydı bende? Hınzır herkesi tanıyordu. Musallat falan olurdu şimdi. Erkek avcısı mübarek. Telefonumu elinden alıp mesajına cevap yazdım

'Gönderilen; Daffy Duck

Merhaba Flash ;D '

Mesajlardan çıkıp telefonuma şifre koydum. Meriç'in resimleri vardı ve Meriç'i görsün istemiyordum. Kıskanmıyorum tamam mı?! Sadece telefonumun karıştırılması hoşuma gitmiyordu ve Meriç' görse başımın etini yerdi. Hem ona ne Meriç'ten. Gizem yatağıma oturup posterle kaplı duvarıma baktı ''Ya şu Direk çok tatlı'' dediğinde baktığı postere baktım. Koskoca Derek Hale'e 'Direk' mi demişti bu mal?! Kendimi yatağıma attım ''Batman! Şimdi gelmenin tam zamanı aşkım!'' Gizem kaşını kaldırıp bana baktı ''Ne?'' yapayca gülümsedim ''Hiç''

************************

Annem her ne kadar Gizem'i de götür okula dese de karşı çıkmıştım. Oldu ya. Meriç'e sulansın orada. Hayır. Meriç'e sulanması umurumda değildi ama Meriç'in sürekli 'Kuzenin bana yavşıyor' gibisinden laflarını çekemezdim. Yağmur yağıyordu üstüne üstün. Sabah Gizem'in cırtlak sesiyle uyanmamın ardından yağmurun yağması moralimi daha çok bozmuştu. Hayat bana hareket çekiyordu resmen. Telefonum çaldığında ekranda 'Yağuşuklu Kuzen'  yazısı belirmişti. Dün sıkıntıdan Yağız'ın ismini değiştirmiştim. Aramayı cevaplayıp ''Söyle bebek'' dedim sırıtırken. Güldü ''Ceyda kıskanıyor deme öyle'' kaşlarımı çattım ''O yokken ben vardım lan'' kahkaha attı ''Sakin ol bebek'' beni taklit ettiğinde güldüm ''Alcan demi beni'' dediğimde ''Meriç'i ara alsın seni'' dedi. Kaşlarımı çattım ve önümdeki salataya çatalımı batırdım ''Meriç ne alaka?'' deyip salatayı ağzıma attım ''Bilmiyorum artık. Pabucum dama atıldı gibi'' gözlerimi devirdim. ''Çarpılacaksın be. Meriç ona yakışıklısın diyeceğim günü bekliyor ben seni yağuşuklu kuzen diye kaydettim namussuz'' kahkaha atarken annemle gözlerimiz çakıştı.  Kaşlarını çatmıştı. Ne zamandır dinliyordu ve Meriç kısmını duymuş muydu?  Lütfen duymamış olsun! ''Yağız annemin radarına yakalandım lan kapat'' güldü ''Sıçtın'' telefonu kapatıp anneme şirince gülümsedim ''Nasılsın Anniş?'' koluma inen darbeyle gözlerimi devirdim. Duymuştu işte! ''Ne biçim konuşuyorsun kız sen telefonda?! Namussuz falan'' kıkırdadım ''Yağızla aramızda'' kaşların çattı yine ''Meriç yemeğe gittiğin Meriç mi?'' Allah'ım ben senin müslüman bir kulunum biliyorsun. Koru beni Yarabbim! ''He'' dedim uzatmadan. ''Nasıl bir şey? Yakışıklı mı?'' sırıtacakken frenlerimi sıktım. Mal mısın Melis?! Keser seni bu kadın. Testereye 15 seri daha ekler ''Yok canım. Tipsizin teki'' İçimden Fatiha ve İhlas okudum. Annemin terliğinden kaçıyordum  ama çarpılacaktım. Günah kasıyordum şuan ''Fotoğrafı var mı?'' anneme baktım be kaşımı kaldırdım ''Ne yapacaksın anne? Flörtleşecek misin?'' niye bu kadar sıkıştırıyor bu kadın beni ya! Saçmalıyordum sonra. Koluma inen ikince darbeyle ciyakladım ''Düzgün konuş kız benle! Göster bakacağım'' ofladım ve gözlerimi devirdim ''Anne niye bende Meriç'in fotoğrafı olsun ya!'' gözlerini kıstı ''Baba Gizem'e buldurtma Melis'' oflayıp telefonumun şifresini girdim ''İyi ya. Ama Gizem'e söyleme. Uğraşamam onla'' kafasını salladı.

Telefondan instagrama girip Meriç'in kapalı bir fotoğrafını bulmaya çalıştım. Meriç'in giyinik fotoğrafını bulmak pek de kolay değildi -abartmak hoşuma gidiyor ne yapayım?-. Annemin kızmayacağı bir fotoğraf aradım. Böyle çirkin çıktığı falan ama yoktu. Ne büyük süpriz ama (!) Okul formasıyla çekildiği ve beğendiğim fotoğrafını anneme gösterdim. Kafama vurdu. Kaşlarımı çattım ''Aç dedin açtım. Niye vuruyorsun ya?!'' kaşlarını çattı ''Birde yakışıklı değil tipsiz diyorsun. Kız senin göz numaran mı büyüdü?'' kaşlarımı çattım ''Yok artık'' şüpheyle bana baktı ''Sen bu çocuktan hoşlanıyor musun doğru söyle'' gözlerimi büyüttüm. ''Ne hoşlanacağım ya o maldan!'' güldü. Telefonumu alıp mutfaktan çıktım. Düştüğüm hale bak be! Ablam salonda sırıtarak bana bakarken gözlerimi devirdim ''Anne ablam Meriç'in abisi beğeniyor'' dediğimde ablam kaşlarını çatıp bana terliğini fırlatınca kaçmıştım ''Sen anne değilsin atamazsın!'' diye cırladım. Anem ablama baktı ''Doğru söylüyor ben terlik atarım bu evde'' deyip bana terliğini attığında popoma gelmişti. ''Ulan yine ne yaptım?!'' diye isyan ettim. Bu evdeki herkes bana oynuyordu ya! Annem bana parmağını salladı ''Ablana karışma'' gözlerimi devirdim ''Niyeymiş?'' annem gözlerini devirdi bu kez ''O abla çünkü'' ayağımı yere vurdum ''Ne alaka ya? Gidiyorum ben! Adaletin olmadığı yerde yaşamam ben!'' trip atıp dışarı çıktım. Neyle gidecektim ben? Üstelik açtımda. Of of. Aklıma yine Ironmanli kumbaram gelmişti.

**************

Yağmurda yürümekten hoşlandığım ve şemsiye tutmaktan nefret ettiğim için yürüyerek okula gelmiştim ve haliyle ıslanmıştım. Saçlarım yüzüme yapışıyordu. Okul formam iyi durumdaydı ama montum için aynısını söyleyemeyecektim. Okulun bahçesine girerken Meriç'in arabası yanımda durdu  ve camını açtı ''Yürüyerek mi geldin?'' dedi. Sırıttım bu çocuk ne zekiydi böyle! ''Sence?'' dedim ve ıslak saçlarımı tutup ona gösterdim. Kaşlarını çattı ''Beni arasaydın'' omuzlarımı silktim ''Yağmurda yürümek hoşuma gidiyor'' gözlerini devirdi ''Park edip geliyorum'' kafamı salladım. Okula yavaş adımlarla ilerlerken çok geçmeden siyah  şemsiyesiyle oldukça cool bir şekilde Meriç yanıma  gelmeye başladı. Şemsiyesini  ikimizin üzerine tuttu. Gülümsedim ''Sağol ama olabildiğince ıslandım'' omuzlarını silkti ''O senin salaklığın , bu benim centilmenliğim'' bana salak demesini umursamadım ve güldüm birazcık haklıydı ''Ne zamandan beri centilmensin?'' sırıttı ''Şu andan itibaren'' güldüm. Okula girince şemsiyesini kapattı. Sınıfa girdik. Yağız kaşlarını çattı ''Yürüyerek mi geldin?''  kafamı salladım ''Meriç'i ara demiştim'' dedi bıkkınlıkla. Gözlerimi devirdim ''Aramadım ama'' Meriç kaşlarını çatıp bana baktı ''Niye aramadın?'' omuzlarımı silktim ''Yürümek istedim'' deyip sırama oturmadan önce montumu çıkarıp astım. Meriç gözlerini devirdi ve ben sırama oturacakken kolumdan tuttu ve ön sırada oturan Mete ve Mehmet'e baktı. Meriç bir şey dememesine rağmen ikisi de ayağı kalkıp bizim yerimize geçtiler. Meriç kaloriferin yanına geçeyim diye beni ittirdi. Sırıttım ve kaloriferin yanına oturdum.

Yağız bana baktı ''Gizemler sizde kalmış'' kafamı salladım hoşnutsuzca ''Ev ev değil motel anasını satayım. Herkes bizde kalıyor'' deyip somurttuğum da Meriç  bana baktı ''Gizem kim?'' yüzümü buruşturdum ''Halamın kızı'' güldü ve sırıttı ''Kuzenin yani'' kaşlarımı çattım ''Hayır kuzenim değil'' kaşını kaldırdı ''Ne peki?'' sırıttım ''Sadece halamın kızı. Kuzenim orada'' deyip Yağız'ı gösterdiğimde Yağız şirince sırıttı. Güldüm tipine. Meriç'de gülmüştü.

**************

Yanağıma sürtülen şeyle kafamı kaldırdım ''Hı?'' dedim uykulu uykulu. Gece Gizem'in gazabına uğramış ve uyuyamamıştım ''Geldik'' dedi Meriç eğlendiğini belli eden bir sesle. Homurdandım ''Aman ne komik'' deyip esnedim. Önüme kahve bıraktı. En sevdiğim arkadaş zengin ve cimri olmayan arkadaş. Gerçi biz Meriç'le arkadaş mıydık bilmiyorum. 2 aydır tanıyordum onu ama yine de pek doğru düzgün konuştuğumuz yoktu.

Hande sınıfa girip direk bize adımladı. Niye şaşırmadım acaba (!) Meriç Hande'ye bir şey mi demişti bilmiyorum ama kahve olayından sonra Hande artık bana karışmıyordu ve memnundum açıkçası. Hande seri adımlarla yanımıza gelip Meriç'in dudaklarına yapıştığında ağzım bir karış açıldı. N'oluyor ya?! Hande açlıkla Meriç'i öperken Meriç kaşlarını çatmıştı ama gözleri kapalıydı. Önümdeki kahve gözüme çarparken elimde kahveye çarpmış gibi yaptım ve kahve Meriç'in bacağına döküldü. Meriç acıyla Hande'yi itip bacağına  bakıp bana baktı. Şirince gülümsedim ''Yanlışlıkla oldu'' kaşlarını çatıp ayağı kalktı ve gitmeye başladı. ''Meriç! Nereye abi?'' Mert'İn sesiyle ona baktım. Bana bakıp sırıtıyordu. Gözlerimi devirdim. Yine Mert'e yakalanmıştım. Hande bana imayla gülümseyip Meriç'in arkasından giderken bende onun arkasından küfür ettim. Şimdi tuvalette işi pişirirlerdi bunlar. Gözlerimi devirip çantamdan mendil çıkardım ve sıraya dökülen kahveyi sildim. Kalkıp peçeteyi çöpe attım ve yerime geri dönerken Yağız ve Ceyda içeri girmişlerdi. Bana meyve suyu uzattığında gülümsedim ve aldım. Sırama geçip oturdum ve bacaklarımı Meriç'İn oturduğu yere uzatıp çaprazladım. Mert'e baktım ve dayanamayarak ''Ne?'' dedim. Güldü ''Yaptığın şeyi beğendim'' güldü  ''Bende. Sonuçta burası bar falan değil. Aile var burada'' güldü ve yumruğunu uzattığında gülümseyip yumruğumu uzattım ve tokuşturduk. Çok Mert'in telefonu çaldı. Meriç olduğunu tahmin ettim. Mert 'Tamam' deyip kalktı ve bana baktı ''Bana iş çıkarıyorsun'' gözlerimi devirdim. Meriç olduğu konusunda haklıymışım demek ki. ''Kendi işini kendi halledemiyor muymuş beyfendinin?'' sırıtıp sınıftan çıktı. Beynim anında soru bombardımanına tutmuştu beni. Hande niye Meriç'i öpmüştü? Merçi niye Hande'yi itmemişti? Meriç niye Hande'nin onu öpmesine izin vermiş ama karşılık vermemişti? Hande'yi hala seviyor muydu? 

Meyve suyumdan bir yudum aldım. Meriç'in hala Hande'yi seviyor olması olasıydı. Her ne kadar 3yıl öncenin konusu olsa da belki de vazgeçtim deyip vazgeçememişti.  Ve belkide Hande'nin değişmesini ya da onu gerçekten sevdiğini belli etmesini bekliyordu. Açıkçası Hande'nin gerçekten Meriç'i sevdiğini düşünmüyordum. Hande , Meriç'e baktığında Keskin Meriç'i değil Meriç Keskin'i görüyor gibiydi. Bense Keskin Meriç'i görüyordum. Meriç'e üzülmüştüm. Hande gibi bir kız için evrim bile geçirmişti, ki bu onunda yararınaydı ama olsun. Sınıfa giren kişiyle düşüncelerimin üzerine kezzap sıkıldı ve meyve suyum boğazımda kaldı. Halisünasyon olması için dua ettim ama adımladı ''İşte seni buldum kuziş'' Allah'ım! Neden ben?! Neden okulda?! Neden şimdi?! Neden?! Yardım için Yağız!a baktığımda Yağız gözlerini büyütüp hemen arkasını dönüp Ceyda'ya baktı. Gözlerimi Gizem'e çevirdim ''Gizemcim senin ne işin var burada?'' dedim yapay bir gülümsemeyle. Gözlerini Mehmet'den alıp bana dikti zorlukla. Mehmet'in maviş gözleri kızları etkiliyordu anlaşılan. Ya da Gizem biraz fazla çabuk etkileniyordu. Her neyse ''Okulun önünden geçiyordum bir sana uğrayayım dedim'' ayağı kalktım ve onu dışarı çekmeye başladım '' Ne güzel etmişsin'' deyip sınıftan çıkardım ve ona baktım ''Kantine inip konuşalım bence'' koluna girip kantine adımlayacakken kolumdan tutulup çekilince gözlerimi yumdum. Olmaz ki ya! Gözlerimi açıp Meriç'e baktım. Meriç'de gözlerime bakıyordu aman ne güzel! ''O kahveyi yanlışlıkla döktüğüne inanmamı beklemiyorsun her halde?'' ofladım ve kolumu çektim. Gizem Meriç'e beğeniyle bakıyordu ''Meriç sonra konuşsak?'' gözlerini devirdi ''Neden?'' gözlerimle Gizem' gösterdiğimde, Gizem'i yeni görmüş gibi bakıp tekrar bana döndü ''Yani?'' oflayıp sabır dileyerek Gizem'e döndüm ''Bir dakika bekleyeceğim seni'' deyip Meriç'i kolundan tutup Gizem'in konuşmalarımızı duyamayacağı bir yere götürdüm ''Halamın kızı'' diye bir açıklama yaptım. Sırıttı ''Kuzenin olan kız'' kaşlarımı çattım ''Her neyse! Şimdi onunla uğraşmam lazım sonra tartışalım bu konuyu'' gidecekken kolumdan tutup yine beni durdurdu ''Sen niye bu kız geldi diye bu kadar panikliyorsun?'' kaşlarımı çattım ''Ne panikleyeceğim ya!'' kolumu kurtardığım sırada Gizem yanımızda bitmişti ''Bir dakika oldu kuziş. Merhaba ben Gizem'' deyip Meriç'e elini uzattı. Meriç sırıtıp Gizem'in uzattığı eli tuttu ''Meriç'' Gizem memnunca gülümsedi. Bu kız nasıl benim kuzenim oldu lan? Bizde yoktu bu kadar arsız biri. Yağız bile erkek olmasına rağmen daha ağır başlıydı vallahi. Gizem'in kolundan tutup çekiştirdim ''Hadi gidelimm'' dedi 'M' yi uzatarak. Meriç'in gülüşü kulağıma geldi. ''Telefon numaranı verir misin?'' gözlerimi büyütüp Gizem'e baktım ''Yuh be! Daha yeni tanıştınız!'' Gizem omuzlarını silkti. Bu ne yüzsüzlük! Meriç sırıttı ''Tabi'' gözlerimi devirdim ve kollarımı çaprazlayıp onları izledim. Dünden hazır it. Gizem hevesle telefonunu Meriç'e verdiğinde Meriç numarasını tuşlamaya başladı. Ben ayağımda ritim tutarken keşke kıymetlisine dökseydim diye düşünmeden edemedim. Telefonu gizeme verip bana göz kırptı ve sırıtarak arkasına dönüp gitmeye başladı. Gözlerimi devirdim. Klasik Meriç işte. İbne olanından -Yakışıklı olanından- diye ekledi iç sesim. İki dakika burnunu sokma! El atma bir konuya da!

**********

Gizem'i zorlukla gönderip derse girdim. Meriç yerime yayılmıştı. Kalorifer dibi tabi. Mayışmıştı mal. Onun yerine oturup kolunu dürtükledim ''Kalk yerimden'' kafasını çevirip bana döndü ama gözleri hala kapalıydı '' Orada otur'' ofladım ''Üşüyorum Meriç'' omuzlarını silkti ''Montunu git o zaman Melis'' gözlerimi devirdim ''Daha kurumadı'' oflayıp tekrar yüzünü kollarına kapattı ''O zaman benim kiyi giy Melis. Kalkamam'' gözlerimi devirip ayağı kalktım ve askıdaki Meriç'in siyah şişme montunu aldım. Yağız pis pis sırıtırken gözlerimi devirdim. Meriç'le kankaydılar ya kıskanmıyordu. Montu giydiğim an kokusu burnuma doldu. Parfümünü mü boşaltıyordu? Beğendiğim sayılı erkek parfümlerin hepsini devirip geçen kokusunu içime çektim. Ne? Güzel kokuyor. Yerime adımlarken saçlarımı montun içinden çıkardım. Dün malum uyuyamamıştım o yüzden uykum vardı. Meriç'in yanına oturdum.  Kollarımı sıraya koyup uyuyacakken ''Kirletme montumu'' dediğinde Meriç'e baktım. Beni izlediğinden ne yapacağımı anlamış olmalıydı. Kaşlarımı çattım ''Nasıl uyuyacağım?'' sırıttı ''Yaslan'' kaşımı kaldırdım ''Vallaha mı?'' gözlerini devirdi ''Bu lafı çok kullanıyorsun?'' güldüm. Haklıydı. Omuzlarımı silkip omzuna yaslandım. Sıcacıktı omzu. Bana baktığını gördüm ''Ne?'' gözlerini kapattı ''Kafan ağırmış'' gözlerimi devirdim ''Senin gibi taş kafalı değilim en azından'' deyip gözlerimi kapattım. ''O ne demek şimdi?''aklıma Meriç sızdığından araya bindirirken Meriç'İn kafasını araya çarptığım an geldi. Ben kafamı o şekilde çarpsam beyin kanaması geçirirdim her halde. Sırıttım ''Sızdığın akşam seni arabaya koyarken kafanı çarpmış olabilirim'' kaşlarını çattığını tahmin ediyordum ''Demek ki bu yüzden kafamın arkasından dokununca ağrıyor'' gözlerimi açıp güldüm ''Vallaha mı demeyeceğim. Imm harbiden mi?'' gözlerini açmadı yine ''Vallaha mı daha iyiydi'' sırıttım ''Bence de'' güldü ''Hala ağrıyor'' dedi yüzünü buruşturarak. ''Yanlışlıkla oldu' deyip gözlerimi kapattım. Cevap vermezken kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Evetttt bir bölümün daha sonuna geldik. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Gizem hakkındaki düşüncelerinizi de belirtmeyi unutmayın. Yazım hatalarım varsa affedin. Çok yakında yeni bölümle yine burada olacağım. Görüşürüz tatlışlarım :*

Continua a leggere

Ti piacerà anche

Sadist Da dogadeniiz1

Narrativa generale

1.1M 31.1K 32
Bedenimi acıdan titretirken , ruhumu binlerce parçaya bölebiliyordu .gözlerinde en ufak bir pişmanlık bile bulamazken acı çektirmekten zevk aldığı yü...
841K 55K 47
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
5.2K 449 121
Tüm ateistlerin, deistlerin, agnostik ve daha küfür cephesinde ne kadar inanış varsa herkesin sunduğu sebeplere teker teker izahlar dizisi. OKUYUN...
1.7M 101K 62
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.