HIRÇIN GÜVERCİN

By sibelgns

2.3M 103K 13.5K

Geçmişin karanlığından kurtulmak isteyen küçük bir kız çocuğuydum sadece. Aynaya her baktığımda gördüğüm kesi... More

TANITIM
1.Bölüm "Bana Aitsin"
2. Bölüm "Ne iz ne de hatıralar..."
3. Bölüm "Ben yaptım, hepsi benim suçum"
4. Bölüm "Bana Güvercin Demeyi Kes!"
5. Bölüm "Birbirinizden Hiç Farkınız Yok!"
6. Bölüm "Güvendesin Güvercin"
7. Bölüm "Buradayım, Yanındayım..."
8.Bölüm "Avare Bir Serçe"
9.Bölüm "Öğreneceğimi Öğrendim"
10. Bölüm "Ufaklık"
11.Bölüm "Pamuk Prenses"
12. Bölüm "Senin Aklını Alacağım Eymen BOZOKLU"
13. Bölüm "Eros ve Ok'u"
14. Bölüm "Demek Seni Delirtmeyi Başardım Ufaklık"
15. Bölüm "Hadi Güzelim Nefes Al!"
16. Bölüm "Sen Öyle San Güvercin!"
17. Bölüm "Sadece Bir Öpücük mü?"
18. Bölüm "Sen Onun İlkisin!"
19. Bölüm "Sen Benim En Zorlu Sınavımsın."
20. Bölüm "Güvercin Sana Emanet"
21. Bölüm "Ben Senin Neyin Oluyorum Güvercin?"
22. Bölüm "Sakın Beni Bir Daha Öpmeye Kalkma!"
23. Bölüm "Eymen Bozoklu'nun Sadizm Tutkusu"
24. Bölüm "Eymen Yağız Buluşması 1"
25. Bölüm "Eymen-Yağız Buluşması,Sürpriz Ziyaretçiler"
26. Bölüm "Fırtına Öncesi Sessizlik." Alıntı
26. Bölüm "Fırtına Öncesi sessizlik"
28. Bölüm "Sakın Yakalanma Güvercin!"
29. Bölüm. "Bazen aşk ilk görüşte insanın yüreğine düşer"
30. Bölüm "Ben de seni seviyorum Güvercin."
31.Bölüm "Sen Ömrümde Gördüğüm En Güzel Kadınsın Güvercin."
32. Bölüm "Sebebi Aşk Yağız, Sebebi Deli Sevda."
33. Bölüm "Ey Aşk Sen Nelere Kadirsin!"
"34. Bölüm "Korkuyorum Yağız, Çok Korkuyorum Sevgilim."
35. Bölüm "Mutfakta Aşk Başkadır."
36. Bölüm. "Lütfen Yağız, Gitme!"
37. Bölüm "Ne olur Aç Gözlerini Beni Böyle Ağlatma Sevgilim."
38. Bölüm "Sen Ağlamamı Hiç İstemezdin..."
Kısa Bir Ara
Alıntı 1
Alıntı 2
39. Bölüm "DESTUR!"
40. Bölüm "Bunu sana ödeteceğim Fahişe!"
41. Bölüm "Seni Hiç Bir Yere Bırakmam Güvercin."
42. Bölüm "Öpüşmemizi Ateşli Buldun Yani!"
DUYURU
ALINTI 1
ALINTI 2
43. Bölüm "Benden Uzak Durmanı Yasakliyorum!"
44. Bölüm "Bırak Bedenim Bulansın Tenine"
45. Bölüm. "Senin Bir Suçun Yok Güvercin!"
46. Bölüm. "Nefesimi Sevdiğim Adamın Dudaklarına Emanet Ettim"
47. Bölüm "Sen Onu Bile Hak etmiyorsun!"
48. Bölüm "İstediğin Yere Gitmekte Özgürsün!"
49. Bölüm "Bana O Evde Dokundu! Defalarca..."
50. Bölüm "Ne Demek Gitti Lan?"
51. Bölüm (1. Kısım) "Kıskançlık Damarı"
51. Bölüm (2. Kısım) "Vücudun Aklımın Karışmasına Sebep Oluyor."
52. Bölüm " Ağlamandan Nefret Ediyorum!"
53. Bölüm "Seni Deliler Gibi İstiyorum Güvercin! (+18)
Alıntı
54. Bölüm "Ukala Dümbeleği"
55. Bölüm "Kokusuna Bulandım..."
Lütfen okuyun!
56. Bölüm 1. kısım"Orospuluğun Lüzumu Yok!"
56. Bölüm 2. Kısım "Söz Vermişti, Gitmeyecekti!"
57.Bölüm "Durmak İstemiyorum"
58. Bölüm "Benimsin (+18)
59. Bölüm "Herşeyim..."
60. Bölüm "Sen Beni Öldüreceksin Kadın!"
Adsız Bölüm
61. Bölüm "Geçmişin izleri..."
62. Bölüm "Davet"
63. Bölüm "Eskiden De Olduğu Gibi Benimsin!"
64. Bölüm "Nehir Yok Demir! Eymen Onu Kaçırmış!
65. Bölüm "Tadın Güzelmiş. Daha Fazlasını Tatmak İçin Sabırsızlanıyorum"
66. Bölüm "Ruhum Dayanmaz..."
Duyuru
Ön Okuma
67. Bölüm: "Yüreği Yangın Yeri..."
68. Bölüm "Dünyalar Güzelim."
69. Bölüm "En Kıymetlim"
70. Bölüm "Ruhum Zangır Zangır Titriyor." Part 1
Ufak bir not!
71. bölüm
Açıklama

27. Bölüm "Sorgu Odası"

24.1K 1.3K 152
By sibelgns

Merhaba arkadaslar. Oncelikle bolumun gecikmesi icin ozur dilerim. Yurtdisindayim ve internet sıkıntısı yasiyorum.Ayni zamanda telefondan yazmak oldukca zor. Elimden geleni yaparak bölüm yayinlamaya calisiyorum ama daha bir hafta kadar buradayim ve diger bolumu yazabilecegimden supheliyim.Bildiginiz uzere #mywattys2015 yarismasina katilmistim ama size oylama icin bile bilgi veremedim. 09 Agustos 2015 son gunmus oylama icin. Eger ilgileniyorsaniz oylama twitterdan yapiliyor benim hikayemi bulup paylas kismina #mywattyschoice Oyum HIRÇIN GÜVERCİN'e yazar sibelgns yazip twittwer uzerinden oy verebilirsiniz. Zaten pek bir sey kalmadi oylamanin bitimine ama yinede desteginizi esirgemezseniz sevinirim. Hepinize keyifli okumalar.Vote ve yorumlarinizi eksiketmeyin :)) Sevgiyle kalin dostlarim.

Yaklaşık yarım saattir karşı tarafı olduğu gibi gösterdiğini bilen aynanın karşısında Faruk Müdür'ün gelmesini bekliyordu. Eymen'in taşları bir bir ortaya dökülecekti. Her ne kadar burada eli kolu bağlı olsa da buradan çıkınca o şerefsizi doğduğuna pişman edecekti. Bu adamı bunca sene nasıl tanıyamadığını düşündü. Onu ilk gördüğü andan beri Eymen'den hoşlanmamıştı. Kardeşinin üzülmemesi için bu evliliğe razı gelmişti. Geçmişini araştırdığında kumarbaz ve kadın düşkünü bir pislik olduğundan başka bir şey bulamamıştı. Tek yaptığı Eylül'ü üzecek bir şey yaparsa onun gırtlağının sıkacağını Eymen'e bildirmekti. Eylül için onların hayatından ve Eymen'den uzak durmuştu.

Açılan kapının önünde Faruk Müdür'ü görünce öne doğru eğildiği sandalyede arkasına yaslandı. "Bir an hiç gelmeyeceksiniz sanmıştım."

Gülümseyerek elinde tuttuğu kağıtları masaya koyan komiser gizli bir bölmede olan düğmeye basıp diğer odada kendilerini izleyen polis memurlarının konuşulanları duymasını engelledi. "Bakıyorum da çok sabırsızsın evlat."

"Sabırsızlıktan ziyade boşa geçen zamanıma üzülüyorum. Ben meşgul bir adamım. Kendime göre işlerim var."

"Bir gün gitmediniz diye ne Türkiye'deki otelleriniz bir zarara uğrar, ne de Kıbrıs'taki kumarhaneleriniz batar Yağız KARAYEL."

Kendinden emin konuşan müdür, tüm ciddiyetini takınmış karşındaki sandalyede rahat bir şekilde konuşuyordu.

"Ben her işimi sağlam temellere dayandırırım komiserim, otellerimden yana bir endişeniz olmasın."

"Öyleyse başlayalım. Eymen BOZOKLU'yu nereden tanırsınız?"

"Eymen, kız kardeşimin eski kocasıydı." Kısaca kestirip atmıştı.

"Biraz daha açar mısınız? Ne kadar süredir tanışıyorsunuz. Sık sık kendisiyle görüşür müsünüz?"

"Yaklaşık 4-5 yıldır tanışırız kendisiyle. Kardeşimle evlendikten sonra tanıma fırsatım oldu. Evlilikleri de çok uzun sürmedi zaten yaklaşık iki yıl evli kaldılar."

"Eymen'e olan hıncınız kardeşinizden mi kaynaklı."

"Ne demek istediğinizi anlamadım. Eymen'e bir hıncım yoktur." Dedi Yağız dişlerinin arasından. Duygularını açık etmeye niyeti yoktu. Sorgunun başlaması için beklerken düşüncelerini toparlamış biraz daha sakinleşmişti.

"Demek istiyorum ki Eymen ve kardeşinizin evliliği, Eymen BOZOKLU yüzünden mi sonlandı. Bu yüzden mi onu bu gece eski gece kulübünde dövdünüz?"

"Kardeşim ve Eymen ölüm gibi zaruri bir sebepten ayrılmak zorunda kaldılar. Eylül'ü, yani kız kardeşimi kaybedeli 2,5 sene kadar oluyor."

"Başınız sağ olsun Yağız Bey. Notlarım arasından gözümden kaçmış olmalı. O halde kardeşinizin ölümünden Eymen BOZOKLU' yu suçladığınız için mi Nehir KAHRAMAN'ı kaçırdınız, ve Eymen BOZOKLU'yu bu gece hastanelik edene kadar dövdünüz?"

Yağız gerilse de sorulan sorulara sakinlikle cevap vermeye çalışıyordu. "Kardeşim doğuştan kalp hastasıydı ve kalp krizi sonucunda hayata gözlerini yumdu. Eymen'i bu konuda suçlamam yersiz olurdu."

"O zaman Eymen BOZOKLU ile aranızdaki husumetin sebebi nedir. Adamı öldüresiye kadar dövmüşsünüz."

"Bunu size Eymen mi söyledi?"

"Neyi?"

"Onu öldüresiye dövdüğümü tabiki de."

"Bunu illa birinin söylemesi gerekmiyor. Adamlarım Eymen'i size ait eski bir gece kulübünde kanlar içinde bulmuşlar. Üstelik hemen yanında da siz ve adamlarınız varmışsınız. İnkar mı edeceksiniz?"

"Öyle bir şey demedim Faruk Müdür'üm sadece o dayaktan sonra konuşup konuşamadığını merak ettim. Demek ki dişlerinin hepsini dökememişim."

"Yani onu dövdüğünüzü inkar emiyorsunuz?" Emniyet Müdür'ü aldığı itirafın rahatlığı ile az önce gerilen kaslarının biraz olsun gevşediğini hissetmişti.

Yağız ufak çaplı bir kahkaha atarak "Her anından büyük bir zevk aldım hem de. O it, çoktan bunları hak etmişti."

"Devlet kurumunda olduğunuzu unutmayın ve sözlerinize dikkat edin lütfen."Komiserin karşısındaki adamın, yaptıklarını anlatırken bu kadar zevk alması karşısında tekrar sinirleri gerilmişti.

"Siz soruyorsunuz ben de cevaplıyorum komiserim. Bundan sonra daha kibar olmaya çalışırım. Eymen BOZOKLU'yu bu akşam o eski gece kulübünde ben dövdüm." Dedi Yağız kollarından birini oturduğu sandalyenin yan tarafına koyarken. Yine olsa yine yaparım ve kesinlikle de pişman olmam."

"Bunun bir itiraf olduğunun farkındasınız değil mi?"

"Farkındayım. Gizli saklı bir şey değildi zaten."

"Aranızdaki anlaşmazlık neden kaynaklanıyor, ne için Eymen'i öldüresiye dövdünüz?"

"Hisseler konusunda birkaç yıldır süregelen bir husumetimiz var. Bu gece de o konuyu konuşmak üzere toplanmıştık. Aramızda bir sözleşme yapacaktık fakat o sözleşmenin şartlarına uymamakta direndi. Sözleşmeyi muhtemelen olay yeri inceleme ekibiniz bulup delillerin yanına kaldırmıştır. İsterseniz inceleyebilirsiniz."

"Emin olun ekibim her şeyi en ince ayrıntısına kadar inceleyecektir. Şu hisse mevzusu nedir tam olarak anlatın."

"Eymen, kız kardeşim vefat ettikten sonra bize ait olan otellerin hissesinden %5' ini elde etmiştir. Bu hisseleri bana geri satması için, değerinin birkaç katını kendisine teklif etsem de kabul etmemiş, yapacağımız bütün ihalelerde diğer ortaklarımla aramı açmaya çalışmıştır."

"Eşinden kalan pay kanunen onun hakkıdır. Size zorla satmak zorunda değil. Size hisseleri satmadığı için mi onu dövdünüz?"

"Tabi ki satmak zorunda değil. Onun özgür iradesidir. Ben sadece teklifimi ettim. Kabul edip etmemek onun kararı. Onu dövme sebebime gelince de şirketlere hiçbir katkısı olmamasına rağmen sürekli önüme köstek koyma çabasıdır. Onun kumar borçlarını ödemekten ve neydüğü belli olmayan adamlarla muhatap olmaktan bıkmam aynı zamanda da beni dolandırmaya çalışmasıdır."

"Ne şekilde sizi dolandırmaya çalıştı?"

"Ona yaptığım son teklifimi kabul ettiğini ve burada buluşmamızı istedi. Şartnameyi önüne koyduğumda her şeyden vazgeçtiğini ve bu sözleşmeyi imzalamayacağını söyledi. Bana bu teklifi yapan ve beni buraya kadar çağıran kendisidir. Bir çok hakaret etti. Anlayacağınız kendisi kaşındı." Aklına onu dövdüğü anlar geldikçe daha fazla vurmadığı için pişmanlık duyuyordu. Ah o polisler işin içinde olmayacaktı ki Eymen için ne sürprizleri vardı. Onun da zamanı gelecekti. Ağzındaki dişleri tek tek sökecek Nehir'e zarar veren parmaklarını büyük bir itina ile koparacaktı.

"Her şey para için yani?"

"Tam olarak öyle sayılmasa da şimdilik öyle diyelim."

"Az önce hisseler yüzünden onu dövdüğünü söyledin, şimdi inkar mı ediyorsun?"

"İnkâr etmiyorum tabi ki Müdürüm, hisselerin yanında benimle dalga geçip buraya kadar sürüklemesinin de o dayakta büyük etkisi var demek istiyorum."

"Hisseleri sana devretmesi için Eymen'in kardeşini kaçırdığın ve onu tehdit ettiğin doğru mu?"

Yağız gelen soru karşısında ne diyeceğini şaşırsa da bir müddet sessizce oturdu. Yanlış bir şey söylerse bu Nehir'in sonu olabilirdi. "Neden bahsettiğinizi bilmiyorum. Bu suçlamaları Emniyet Müdürlüğünden içeri girerken birkaç gazetecinin ağzından duydum. Konu ile ilgili hiçbir bilgim yoktur."

"Nehir KAHRAMAN'ı tanır mısınız?"

Nehir'in isminin geçmesi ona garip bir huzur verse de bu işi burada bitirip bir an evvel Güvercin'in yanına gitmeliydi.

"Tanırım. Kendisiyle bir arkadaşlığımız vardır."

"Nasıl bir arkadaşlık?"

"Normal bir arkadaşlık!"

"Eymen'in kardeşinizle evlenmesiyle birlikte mi tanıştınız?"

"Bunların soruşturmamızla ne ilgisi var anlamadım?"

"Bakın Yağız Bey, Nehir Hanım şu anda kayıp ve psikolojik sorunları var. Yanlış kişilerin eline geçerse neler olabileceğini söylemem gerek yok sanırım. O yüzden soru sormayı bırakın da benim sorduğum sorulara cevap verin."

Yağız masanın karşısından kendine doğru eğilerek konuşan adama karşı tepkisizliğini korudu. "Bu sorularla neden muhatap olduğumu anlarsam size daha sağlıklı cevaplar verebilirim sanırım."

"Eymen Bozoklu bu gece, sizin kardeşini kaçırdığınızı ve sağlığından endişe duyduğunu belirterek hakkınızda şikayette bulundu. Kız kardeşinin akli dengesinin zayıf olduğunu ve duygusal yönden bazı sorunları olduğunu söyledi. Şimdi aydınlandıysanız, sorularıma cevap verin lütfen"

"Nehir'i Eymen vesilesiyle tanımadım. O zamanlar bir kardeşi olduğunu bile bilmiyordum. Sanırım bunu Eylül'den de gizlemiş olmalı. Üvey bir kardeşi olduğunu sonradan öğrendim."

"Nerede ve nasıl tanıştınız Nehir ile sık sık görüşür müsünüz, kayıp olduğundan haberiniz var mı?"

"Nehir ile tesadüfen karşılaştık. Kendisi üniversitede okuyan akli dengesi gayet güçlü olan bir kızdır. Ara sıra görüşürüz ortak arkadaşlarımız var. Onun kayıp olduğunu da sizden öğrendim."

Nehir ile ilgili seneryoyu bir çırpıda dile getirmişti. Her ne kadar yalan söylemek canını sıksa da Eymen'i kendi elleri ile cezalandırmak için bunu yapmak zorundaydı. Hapislerde çürümek onun için olsa olsa bir ödül olurdu. Ama Yağız'ın onun için daha güzel planları vardı. Nehir'i kaçırmış olsa da ona asla zarar vermemişti bunu söylemekten de korkmazdı ama Eymen onun elini kolunu bağlıyordu. Bunları anlatmak demek Nehir'e yıllarca yapılan işkencelerin bütün kamoyuna duyurulması demekti. Daha kendisiyle bile tamamen konuşmaya hazır değilken nasıl olurdu da onu bu kurt sürüsünün ellerine bırakabilirdi. Üstelik her şey Eymen'in yanına kar kalırdı.

"Eymen, kardeşinin akıl sağlığı ile ilgili bir sürü raporu delil olarak bize sundu. İsterseniz siz de bakabilirsiniz." Dedi Faruk Müdür önündeki evrakları Yağız'ın önüne doğru uzatırken. "İlk hastaneye yatışı babasının kaybından sonra yani yaklaşık 10 yaşlarında olmuş. İntihara teşebbüs etmiş. Birkaç yıl tedaviden sonra iyi olduğu gerekçesiyle tedavi sonlandırılmış, daha sonra 14-15 yaşlarında tekrar kendine zarar verdiği iddiasıyla hastanede müdahalede bulunulmuş. Vücudunu kesici bir alet ile keserek tekrardan intihara teşebbüs etmiş. Bu işlemler sırasında annesi Nermin hanım, kızını hastaneye yatırmayı kabul etmediğinden ayaktan tedavi yöntemlerini denemişler fakat..."

"Bunları duymak zorunda mıyım? Zaten hepsinin raporu önümde mevcut. Bir de sesli bir şekilde duymak inanın çok canımı sıkıyor." Diyerek, Emniyet Müdürünün lafını kesti. Bunları tekrar tekrar duymak bile onu bu denli yaralarken Nehir'in o zamanlar neler hissettiğini tahmin bile edemiyordu. Küçücük yaşta bir psikopat yüzünden tüm dünyası kararmıştı. Bunların hesabını ödetmeden Yağız'a uyumak bile haramdı.

"Prosedür gereği bunları size bildirmem gerekiyor. Yoksa okuyabildiğinizden şüphem yok."

"Anlatın o zaman." Dedi Yağız önündeki evrakları tekrar komiserin önüne gönderirken. " Anlaşılan bu kızın tüm mahremini, duymak ve üzülmek zorunda kalacağız." Diyerek ellerini göğsünde birleştirerek arkasına yaslandı. Dışarıya derin bir nefes vererek gözlerini kapattı. Bunları her ne kadar Nehir'in ağzından duymak istese de bir yabancının ağzından duygusuzca çıkan cümleleri, yine bir yabancıymışçasına sakince dinlemek zorundaydı.

"Nerede kalmıştık?" diyerek notlarını bir kez daha karıştırdı Faruk Müdür. Bir yandan da gözlerini kapatarak gergince oturan adama gözünün ucuyla bakmadan edemedi. Kızın yaşadıklarını anlatmak kendisi için ne kadar zorsa karşısında oturan bu dam için de bir o kadar zor olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

"Hah buldum. Nehir KAHRAMAN ayaktan tedaviye evinden devam etmiş. Psikolog ve psikiyatri raporları da burada mevcut. Asıl iş burada bitmiyor tam artık annesi kızının iyileştiğine emin olduğunda bir gece tesadüfen odasına giriyor ve Nehir'in vücudundaki kesik izlerini görüp sinir krizi geçiriyor. O zamanlar Nehir yaklaşık 17 yaşlarında. Çok kolay olamasa da annesi onu hemen hastaneye yatırıyor. Tedavisi için bayağı uğraşmış olmalı ki neredeyse her hafta ziyaretlerine gittiği görünüyor bendeki evraklarda. Nehir KAHRAMAN yaklaşık bir yıl boyunca annesi de dahil olmak üzere kimse ile konuşmamış. Bu arada annesi bir trafik kazasında ciddi yaralar almış ve belden aşağısı felç kalmış. Daha fazla kızından ayrı kalmak istememiş ve kızının hastaneden çıkartılması için doktorlar ikna edilip Nehir serbest bırakılmış. Nehir 18 yaşına geldiğinde her türlü işlemi yapmaktan uzak olduğu raporlanarak annesi vasisi olarak atanmış. Annesi ölene kadar da bu böyle devam etmiş. Liseyi eve gelen öğretmenlerle birlikte açıktan okumuş. 20'li yaşlarının başında annesini kalp krizi sonucu kaybediyor ve hayatında sadece üvey babası ve üvey kardeşi kalıyor. Vesayetlik durumu önce üvey babasına verilmek istenmiş fakat üvey baba ortalardan kaybolunca tek yakını olan üvey kardeşi Eymen BOZOKLU'ya verilmiş."

Yağız duydukları karşısında iyice kasılmıştı. Bunca şey anlatılırken birkaç dakika sürmüştü bu bile ona acı verirken Nehir yıllarca bu işkenceye nasıl dayanmıştı aklı ermiyordu. Kafasında bazı soru işaretleri belirmişti. Nehir'in annesi çocuğuna bu kadar düşkünken nasıl olur da bu durumu bu kadar geç fark edebilmişti. Hiç mi kızına bu izlerin nasıl olduğunu sormaz bir insan, körü körüne böyle bir şeyi Nehir'in kendi kendine yapabileceğine nasıl inanabilirdi. Düşündükçe siniri bozuluyordu.

"Vesayet nasıl olur da Eymen'e verilebilir anlamıyorum. Bu Nehir'i daha da yıkmıştır." Diye söylendi kendi kendine. Kafasında bazı şeylerin tahlilini yapmaya çalışıyordu.

"Bir şey mi dediniz Yağız Bey?" diye sordu komiser sözünü yarıda kesip hala gözlerini açmamış olan adama.

Yağız oturduğu yerden yavaşça doğruldu. Ellerini masanın üstünde birleştirerek komisere doğru eğildi. "Başka akrabası yok muymuş da vasisi üvey kardeşi olmuş diye sordum. Büyük anne, büyük baba, hala, teyze ne bileyim işte?"

"Yokmuş yaşlılar yıllar önce vefat etmişler. Nehir'in anne ve babası tek çocuk olunca doğal olarak vesayet üvey kardeşe yani Eymen BOZOKLU'ya veriliyor. Annesi bütün mirasını kızına bırakmış. Doğal olarak da vasisi olduğu için bütün kullanım hakkı Eymen'de. Fakat malları satma ya da elden çıkarmak gibi bir hakkı bulunmuyor."

Yağız sinirle karışık gülümseyerek okkalı bir küfür savurdu. "Böyle bir adama vesayetlik verilirse tabiki de o kızın o evden kaçması çok doğal. Beni şaşırtmadı yani."

"Nehir KAHRAMAN'in kaçırılmadığını kendi isteğiyle kaçtığını mı ima ediyorsunuz?"

"İma etmiyorum komiserim. Açık açık söylüyorum. Kim böyle bir adamın hükmü altında kalmak ister ki? Size daha önce de söylediğim gibi Kumara düşkün biri Eymen. Nehir'e nasıl davrandığını bilmiyoruz."

"Bu iddialarınız sadece bir tahminden mi ibaret yoksa bildiğiniz bir şeyler mi var?"

Yağız her şeyi söyleyip bir an evvel buradan kurtulabilir Nehir'i kanatlarının altına alabilirdi. Fakat Eymen pisliğinin alacağı cezanın fazla olmayacağını bilmek ve Nehir'in sürekli diken üstünde yaşayacağını düşünmek onu engelliyordu. Zaten kendi gözleriyle onun öldüğünü görmeden rahat edemeyecekti.

"Bildiğim bir şey yok. Her şeyi sizin anlattığınız kadarıyla şimdi öğrendim ve fikir yürüttüm. Benim ki sadece bir tahmin. Kaçmış da kaçırılmış da olabilir Nehir. Bunu ortaya çıkarmak da sizin göreviniz zaten."

Faruk Müdür, karşısında renk vermeden konuşan adamın her hareketini her sözünü dikkatlice inceliyor bir açık aramaya çalışıyordu. Her ne kadar kızın kendi isteği ile kaçmış olması mümkün olabilecekse bile bunu kanıtlayacak hiçbir delil ellerinde yoktu. Üstelik üvey ağabeyinin de şikayeti doğrultusunda onlar, kaçırıldığının üstünde durmayı tercih ediyorlardı.

"Biz de bunun için uğraşıyoruz ya evlat. Söyle bakalım şimdi, en son Nehir ile ne zaman görüştün?"

"Birkaç ay önce sanırım. Taksimde bir kulüpte karşılaşmıştık."

"Ne konuştunuz."

"Selamlaştık, havadan sudan konuştuk."

"Yalnız mıydı?"

"Üniversiteden arkadaşlarıyla birlikteydi."

"Bize onların isimlerini verebilecek misin?

"Hiç birini daha önce görmemiştim ve tanımıyorum. O gece Nehir tanıştırdı ama isimleri aklımda bile kalmadı."

"Onu orada gördüğünü ispat edebilir misin? Bir şahidin ya da sizi orada gören herhangi biri var mı?

"Yok."

"Bunları uyduruyorsun yani?

"Sadece bildiklerimi söylüyorum."

Yağız komiserin kelime oyunlarına gelmemek için elinden geleni yapıyordu. Daha önce aklında kurduğu seneryoya göre sorulara seri cevaplar veriyor dikkat çekmemeye çalışıyordu. "Eymen sizi oyalamak için böyle bir hikâye uydurmuş bence."

"Neden böyle bir şey yapsın ki?"

"Bilemiyorum ama Nehir'in akli dengesinin yerinde olmadığı yalanını söyleyen biri her şeyi yapabilir. Bana göz dağı vermeye çalışıyor olabilir. Onunla aramızdaki husumetten kendini sıyıramayacağını anlayınca çareyi iftira atarak beni tüm Türkiye önünde küçük düşürmek istedi bence. Bilemiyorum. Şu ana herkesin gözünde itibarımı düşürdü. Milyondolarlık zarara uğradığıma eminim. Kim böyle haberleri çıkmış birinin otellerine gitmek ister ki?"

"Nehir ile ilgili hastane raporları var elimizde. Orada yazanlar da sahte mi sizce?" Komiser alayla karışık gülümseyerek arkasına yaslandı. "Belki de siz hedef şaşırtmaya çalışıyorsunuzdur."

Yağız gerilse de beli etmedi. Her zamanki soğukkanlılığından ödün vermemek için kendi içinde büyük bir savaş veriyordu. "Elinizdeki raporlar Nehir'in büyük bir depresyon sonucu yaşadıklarını, gördüğü tedavilerin kanıtı sadece. Akli dengesinin yerinde olmadığına dair ya da ayırt etme gücünün olmadığına dair herhangi bir rapor elinizde mevcut mudur?"

Komiser elindeki notları bir kez daha inceledi ama öyle bir rapor yoktu. "Öyle bir rapor bende yok, fakat bir kişi için vasi atandıysa bu, doktor raporu olmadan imkansız."

"Muhakkak öyledir Müdürüm ama o zamanlar duygusal bir buhranda olduğu şimdi de aynı şekilde olacağı anlamına gelmez. Nermin Hanım evladının yanlış bir şey yapmaması için böyle bir talepte bulunmuş olabilir ama Nehir'in durumunda bu geçici bir süreç. Bu durumun uzatılarak vesayetinin Eymen'e geçmesi ve halen daha onda olması bana garip geldi."

"Annesinin ölümünden sonra rapor tekrar yenilenmese Eymen vasi olarak atanamazdı. Demek ki o zaman da Nehir hanımın sağlık durumu pek iyi değildi. Elimdeki raporun tarihine göre hala geçerliliği var ve şu anda Eymen BOZOKLU, Nehir KAHRAMAN'ın vasisi durumunda. Anlayacağınız onunla ilgili her türlü hakka sahip."

Yağız, Emniyet Müdürü'nün söyledikleri karşısında dişlerini sıksa da bunlar gerçekti ve Eymen'in Nehir'i bulduğu anda kanunen yanına alma yetkisi vardı. O yüzden Nehir'i asla ele geçirmemeliydiler.

"Ben sadece Nehir ile ilgili bildiklerimi söyledim. Akli dengesinin yerinde olduğuna dair en ufak bir şüphem yok. Üniversitede okuyan akıllı bir kız kendisi. Siz öyle ithamlarda bulununca doğal olarak itiraz ettim. Bildiklerim bundan ibarettir."

"Benim soracaklarım henüz bitmedi ama evlat şimdi baştan başlayalım. Eymen'i neden dövdün ve Nehir Kahraman'ı nereden tanıyorsun?"

Continue Reading

You'll Also Like

40.8K 1K 33
Alıntı; Kulağıma yaklaşıp ürkütücü sesi ile konuşmaya başlamıştı. "Asıl Berzan Şahmaran ile tanışmaya hazır ol Farah Şahmaran." *** Bir berdel hikaye...
186K 9.2K 36
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...
68.6K 550 17
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için s...
82.9K 1.8K 54
Ben Nefes 17 yaşımda üniversite hayalleri kurarken yâşça büyük Urfanın en zengin en tehlikeli Şariwan ailesine gelin giden Nefes. Babam doğduğumda...