Veliaht

By filizpuluc

69.3M 767K 132K

Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman... More

Karakter Tanıtımî
1. Bölüm : Veliaht'ımız!
2. Bölüm : ''Sende bana geleceksin Melis''
3. Bölüm : Yumruk Meselesi
4. Bölüm : ''Baban gelse kalkmam bu sıradan''
5. Bölüm : Pembe Panter ve Daffy Duck
6. Bölüm : İntikam
7. Bölüm : Kuzen
9. Bölüm : Annesinin Oğluşu
10. Bölüm : Kahve
11. Bölüm : Kapalı Alan
12. Bölüm : Bıçak Yarası
13. Bölüm: Kedi Aşkı Mı? Gerçek Aşk Mı?
14. Bölüm: Teklif
15. Bölüm: Sarhoş
16. Bölüm: Söz
17. Bölüm: Kıskançlık
18. Bölüm: Tatil
19.Bölüm: İlk Öpücük
20. Bölüm: Oyun
21. Bölüm: Hoşlanma?
Mert'e Özel Bölüm
Röportaj
-Röportaj 2- Part 1-
- Röportaj 2 - Part 2 -
Kapak Tanıtımı
Ön Satış
İmza Günü!!!
-Özel Bölüm-
Veliaht 2
Mert'i Sizlerle ile Buluşturuyoruz/Buluşuyoruz!
Matthias(Mert) ile Buluşma , Çekiliş ve Diğer İmza Günleri
-Özel Bölüm 2- Part I

8. Bölüm : Öpücük Kavgası

920K 29.7K 4K
By filizpuluc

Multi de; Melih Keskin ve Filiz Beyoğlu var ;)

Elimdeki kağıda bakarken somurtuyordum. Bu kelebek sistemini kim çıkardıysa ebesini şuan yılanlar yiyordu eminim. Omzumdaki kolla artık aşinası olduğum kokusu burnuma doldu ''Hangi sınıftasın?'' onu bakıp kolunu ittirdim ''Yağız'ı kışkırtmaktan vazgeç Meriç'' sırıttı ve boşta kalan ellerini cebine sokup bana baktı ''Soruma cevap verecek misin?'' ofladım. Allah'ım bu çocuğu başıma sabrımı sınamak için mi verdin? ''Sana ne Meriç. Hangi sınıftaysam sınıftayım'' elimdeki kağıdı alıp gitmeye başladığında kaşlarımı çattım. O kağıtta hangi sınava hangi sınıfta gireceğim falan yazıyordu. ''Ya! Mal mısın?!'' diye bağırdığımda koridorda giderken elini kaldırdı bana dönmeden ''Birazdan getiririm'' deyip gitmeye devam etti. Gözlerimi devirdim ''Getirme bir yerine sok'' dediğimde bana bakıp sırıtarak kaşlarını kaldırıp indirdi pis pis. Sinirle ayağımı yere vurdum. Bakışlarıyla bile beni sinir edebiliyordu.

Gülüp merdivenleri çıktı. Bana onaylamazca bakan kızlara gözlerimi devirip sınıfa girdim. Biri beni arkamdan ittiğinde kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Tabi ki Hande'ydi. ''Yine kuyruğuna mı bastım?!'' çatık kaşlarını daha çok çattı ''Dün gece Meriç'in yanında ne işin vardı?!'' kaşlarımı daha çok çattım bende ''Ne saçmalıyorsun be?'' diye sorduğumda aklıma dün gelmişti. Nereden biliyordu ki? Beni itti ''Yalan söyleme! Ne yaptınız Meriçle? Ha?!'' diye bağırdı tiz sesiyle. Bu kez ben onu ittim. Fazla oluyordu artık. ''Sen fazla oluyorsun ama!'' aramıza Yağız'ın girmesiyle Yağız'a baktım. O zaten bana bakıyordu. "Hande neyden bahsediyor?!" dediğinde ona 'Dün Meriç geldi ve benimle dertleşti sonrada beni öpüp gitti' diyemezdim. Kaşlarımı çattı "Allah'ın delisi işte!" diye cırladım. Yağız, Hande'ye döndü "Derdin ne?!"  Hande , Yağız'ı ittirip tam önümde durdu "Meriç'den uzak dur!" yüzümü buruşturdum biri ses tellerini koparıp ağzını dikebilir miydi?

Gözlerim Yağız'a kayarken beklediğimin aksine hala bana baktığını görmüştüm. Hande'nin Meriç'i benden kıskanmasına hiç üzülmüş gibi durmuyordu. Sınıftan çıktığında Hande'ye döndüm tekrar "Meriç'i al bir yerine sok mümkünse!" diye çirkefleştim. Kolumdan çekildiğim gibi Meriç'le karşılaştım. Şükür ki Yağız çıkmıştı. "Ne oluyor?" diye sordu bana. Kolumu çekip sinirle ona baktım "Şu kıza kafasına esip , kıskançlık krizine girdikçe bana saldırmamasını söyle yoksa kötü olacak!" diye bağırdım ve omzuna çarpıp sınıftan çıktım. Yağız nereye gitmişti?

Telefonumu çıkarıp rehberden 'Çatlak Kuzen' yazısının üstünde durup aradım. Ekranda Yağız'ın uyurken ki fotoğrafı çıkmıştı. Yakışıklı it. Telefonunu açtığında "Yağız-" diye giriş yapmıştım ki lafımı kesti "İyiyim merak etme sonra konuşuruz" deyip kapattığında ayağımı yere vurdum. Hande'den nefret ediyordum. Açık ve net. Yağız'da az salak değildi. Oğlum taş gibisin lan. Elini sallasan bin beş yüzü hala Hande diyor çocuk. Zil çalınca küfür mırıldandım. Şimdi sınav olacaktık.

Sınıfa girip Meriç'e ilerledim "Kağıdım nerede?" diye çemkirdim. Ona da sinirliydim. Kağıdı uzattığında çekip aldım. Kolumdan tuttu "Yağız'la ben konuşurum" onu ittim. Her şeyi birbirine sokan kendisiydi zaten. Hala neyin kafasını yaşıyordu merak etmiyor değilim "Ne diyeceksin? Daha ikiniz isminizi bile birbirinize söyleyemiyorsunuz! Hem Hande dün ki olayı nereden biliyor?!" kaşlarını çattı "Mert'lerle konuşurken duydu" güldüm sinirle. Her konuştuğumuzu anlatıyordu belkide "Dalga geçtiniz mi bari?" düşünmeden söylediğim için pişman olsam da demiştim artık. Kaşlarını daha çok çatarken ürkütücü olmuştu bu kez "Beni tanımadan sakın yorum yapma!" diye kükrediğinde sınıftaki herkes bana bakmıştı. Güldüm yine sinirle "Seni tanıyorum Meriç! İki kelimesinden biri kız olan! Beyni bir yerinde olan , şımarık zengin bir-" beni yanda ki duvara aniden yasladığında şaşkınca ona baktım. Dibime kadar girmişti mübarek. Yağız neredesin hayırsız!

Gözlerime bakarken gözlerimin yandığını hissettim. Ellerim ikimizin arasında sıkışıp kaldığından onu itmeye çalıştım ama geri çekilmedi. Ellerini kafamın iki yanına koyarken bana eğildi "Beni tanıdığını sanıyorsun ya Melis, aslında adımdan başka bir bok bilmiyorsun" onu ittim bu kez "Seni tanımak istiyor muyum diye bir sor bakalım!" sinirle sınıftan çıkarken Ceyda yanıma geldi. "Melis-" ona baktım. "Ceyda sonra" anlayışla başını sallarken sınava gireceğim sınıfa baktım kağıttan. 9-B de girecektim. Üst kata çıkmaya başladım. Sınıfa girdim. Rastgele bir sıraya oturup telefonumu çıkardım ve Yağız'a mesaj attım.

'Gönderilen; Çatlak Kuzen

Sınav olacağız sen ortalıktan kayboluyorsun. Bu zekanı neye borçluyuz?'

Çok geçmeden telefonum titredi

'Gönderen; Çatlak Kuzen

Sınav olacağım sınıftayım. Bu evhamlığı neye borçluyuz?'

Beni kendi lafımla vururken sırıttım. Sınava girdiğine göre iyiydi.

'Gönderilen; Çatlak Kuzen

Beni eve bırakacaksın ona göre. Bensiz gidersen akşam yemeğini benim hazırlayacağım bir davet alırsınız ona göre :D '

Mesajıma kıkırdadım.

Sınıfa göz gezdirdim. Bütün sınıflar karışıktı. Meriç yanıma oturunca kaşlarımı çattım. Ağzımı açacakken önüme kağıdını koydu. Kağıda baktım. Onunda sınavı bu sınıftaydı. Kağıt gözüme tanıdık gelince kendi kağıdımı masaya koydum. Vicdansız benimkisinin kopyasını çıkarmıştı. Neden kağıdımı aldığı şimdi belli oluyordu. "Kendini çok mu zeki sanıyorsun sen? Hocalarda da liste var" sırıtıp kaşını kaldırdı "Hocalarınkiyi de değiştirmediğimi nereden biliyorsun?" kafamı iki yana salladım "Niye benimle aynı sınıfa giriyorsun ki?" bana baktı "Sana meraklı değilim ama zekisin" siniri bozulması umuduyla sırıttım "Madem meraklı değildin dün niye geldin?" gözlerini devirip homurdandı. 

Zaferle güldüm "Dediğim gibi farklısın. Terbiyesizsin , rahibesin , kız demeye bin şahit lazım" kaşlarımı çattım "Senin kızlara meraklı olduğunu göz önünde tutarsak gayette kızım canım" sırıtması genişledi "Bana 'canım' mı dedin sen?" gözlerimi devbirdim "O canım daha çok Bugs Bunny 'nin "Nasıl gidiyor cınım' gibisinden bir canımdı" güldü. Domuz.

Az önce bana esip gürlüyordu şimdide gülüyordu mal. Önüme döndüm "Konuşma benimle" dedim sinirim tekrar gelirken "Tamam ibne olabilirim ama hiçbir kızla dalga geçmem" dediğinde yüzümü buruşturdum. "Kendine ibne dedin" sırıttı. Cidden bu çocuğun problemleri vardı.

Hoca sınıfa girdiğinde ayaklandık. Hemen kağıtları dağıttı. Sorulara baktım. Hayır millet zaten parasıyla geliyor diye mecburen geçireceksin. Niye zor soruyorsun vicdansız. Burslu olanlarda var gavurun tohumu.

Meriç gülerken ona baktım "Ne?" omuzlarını silkti "Yüz ifaden çok iyi" güldüm yüz ifademi tahmin edebiliyordum "Zor sormuş yine" sırıttı "Bekle" telefonunu çıkarıp Whatsapa girdi. Ona 'Ne yapıyon koçum?' bakışlarımı attım. Sohbetten 'Fizik Hocası' diye kaydettiği adamla olan sohbetini açtı. Gözlerimi pörtlettim. "Okuldan kovu-.... Yok ya da seni kovamazlar" dedim. Güldü ve etrafa baktı "Hocayı gözle kağıdı çekeceyim" kaşlarımı çattım "Mal mısın Meriç? Seni atamazlar ama beni anında kapının önüne koyarlar" dedim fısıltıyla. Gözlerini devirdi. "O zaman yakalanma" ofladım. Yapabileceğim 6 soru vardı. Geri kalan 4'nü yapabileceğimi sanmıyordum "Çabuk ol" kafasını salladı. 

Hoca bize arkasını döndüğünde hemen kağıdın fotoğrafını çekip adama attı. Meriç'e baktım "Niye yapmaya çalışıyorsun ki? Nasılsa geçeceksin" gözlerini devirdi "Babam okuldan atılma mevzusundan dolayı sinirli" kıkırdadım. Telefonunu gösterdim çenemle "Ya adam görmezse?" sırıttı "Sıkıyorsa görmesin bak bakalım ne oluyor" gözlerimi devirdim. Çok geçmeden bir fotoğraf geldiğinde sırıttı "Bakmak istersen çekinme" sırıttım "Tabi ki bakacağım hocayı ben gözetledim" deyip yapamadığım soruları geçirmeye başladım. "Aynısını mı geçiyorsun?" diye sorduğumda kafasını salladı. Gözlerimi devirdim "Mal mısın? Hoca kopya çektiğimizi anlar" sırıttı "O zaman sen değiştir ben bok ederim" kafamı sallayıp anladığım çözümü değiştirerek yazdım "Arada işe yarıyorsun" dedim hala çözümü yazarken "İşe yaradığım şeyleri anlatmamı ister misin?" gözlerimi devirdim "Kapa çeneni"

★★★★

Kulaklığımı takmış müzik dinlerken Youtube'da keşfettiğimiz ıphone zil sesinin remixi çalmaya başlamıştı. Güldüm. Aklıma gelen fikirle Meriç'e döndüm. Her zamanki gibi uyuyordu.

Okul ceketinin yerine deri ceket giydiğinden telefonu cebinden sarkıyordu. Sırıtıp telefonunu yavaşça aldım. Ekran tuşuna bastığımda şifreli değildi. Şansımı şuan öpmek istiyordum. Bendeki müziği Meriç'e atıp Meriç'in zil sesi yaptım. Telefonunu yavaşça cebine koydum. Telefonumun şifresini girip rehberden 'Daffy Duck' a tıkladım ve telefonumu masaya bıraktım. Meriç'in zil sesi kulağıma dolduğunda herkes gülerek bize baktı. (Zil sesi multide var :D )

Meriç hala uyuyordu. Kıkırdadım. Mert hunharca gülerken Mete küfür mırıldanıp bana baş parmağını gösterip güldü. Mehmet elini uzattığında beşlik çaktık. Meriç homurdandı ''Hangi  koyduğumun salağının zil sesi lan bu? Bu ne?!'' deyip kalkarken güldüm ''Senin telefonun çalıyor Meriç'' dediğimde kaşlarını çatıp elini cebine attı ve telefonunu çıkardı. Ekranına baktım. 'Pembe Panter' yazıyordu. Mal. 

Bana sinirle dönerken şirince sırıttım ve ayağı kalktım. Telefonu kapatıp bana baktı ''Sen kaşındın Melis'' dil çıkarıp omuzlarımı silktim ''Yağız'a attığın fotoğrafın intikamı'' dediğimde sırıttı ''Küfürlerim sanaydı'' güldüm ''Senin zil sesin ama'' dediğimde lafı yapıştırmıştım. Gözlerini devirdi. Hoca derse girince sıraya geçtim ''Hoca var'' dediğimde sırıttı ''Umrumda mı sence?'' kaşlarımı çattım ''Adam ol'' beni süzdü ''Sende biraz kız ol'' sırıttım ''Adam olmadığını kabul ediyorsun'' sırıttı ''Kız olmadığını kabul ediyorsun'' kaşlarımı çatıp üzerime baktım. 

Siyah okul eteğimin altına siyah muz çorap ve siyah deri botlarımı giymiştim. Beyaz okul gömleğimin üzerine vişne çürüğü ince bir kazak ve şarap rengi okul ceketim kirli olduğundan siyah kolej ceketi giymiştim. Sırıttım ''Eteğimi denemek ister misin?'' yerimize oturduk bana sırıtıp omuzlarını silkti ''Eteğini yanımda çıkaracaksan belki'' ağzım aralanırken ''Ya!'' diye cırladım ve koluna vurdum. Hoca duymamıştı Allah'dan.Güldü ''Nuri Alço'' dediğimde sırıttı ''Bu bana gazoz al ve gazozuma ilaç at demek mi?'' sinirle ayağımı yere vurdum ''Meriç! Küpenle kulağını kopartırım beni sinir etme!" dediğim şeyi hayal etmiş olacak ki yüzünü buruşturdu. "Acımasız mısın?" sırıtıp kafamı salladım "Evet"

Gözleri bir yere takılıp gözlerime baktı daha sonra "MK , Meriç Keskin'in kısaltması mı?" kaşımı kaldırdım. Ne diyor bu mal? Anlamadığımı anlayıp sırıtarak ceketimi gösterdiğinde kafamı eğdim. Kolej ceketimde MK amblemi vardı. Aklıma gelenle sırıttım ve dilimi şıklattım "Senin için olsaydı AMK olurdu" güldü "Senin ağzın iyice bozuldu ha" omuzlarımı silkip önüme döndüm "Sıra arkadaşım sağolsun pek bir namussuzdur" sırıtıp ceketime bakmaya devam etti "Sevdim bunu" kaşımı kaldırdım "Niye? İstersen vereyim çok yakışır" kafasını salladı sırıtmaya devam ederken "Eminim yakışırdı ama sende kalsın. Sanki üzerinde benim damgam varmış gibi" kaşlarımı çattım. Şuan bana mal muamelesi yapıyordu köpek "Ben mal mıyım?" muzipçe sırıttı "Malcıyım demiştim" deyip göz kırptı. 

Eski bir muhabbetimizden bahsediyordu. Gözlerimi devirdim. Diyecek laf ilk defa aklıma gelmiyordu. Ulan tek yeteneğim hazır cevaplılıktı onu da kaybediyorum iyi mi. Eğer aklıma uyurken çok kapak bir laf gelirse kendimi şarj makinemle boğardım.

Meriç'in ayağına vurdum laf bulamamanın verdiği öksüzlükle. Güldü. Onu umursamayıp defterimi ve kalemliğimi masaya bıraktım. Meriç çantasından defter çıkardığında ona 'Dayak atan bir Scoot' görmüş gibi baktım. Bilirsiniz Scoot hep dayak yiyordu. (Teen Wolf izleyenler bilir :) ) Her neyse. Bana 'N'oldu lan?' der gibi baktı. "Seninde not tuttuğunu göreceğim ya artık ölebilirim" sırıttı "Not tutmayacağım ama yine de öl" gözlerimi devirdim "Sen öl" güldü. Gıcık. Çizgisiz defteri önüne bırakıp kalemliğime yöneldi. Kalemliğimi kendime çeksem de elimden almıştı. Kalemliğimi karıştı "Bunlara sen kalem mi diyorsun?" kaşlarımı çattım. "Ne olacaktı başka?" omuzlarını silkti "İnsan biraz paraya kıyım kaliteli bir şeyler alır" ağzımdan bir 'hah' kelimesi çıktı. 10 lira vermiştim ben o beğenmediği kaleme! "Faber hepsi domuz" gülüp kalemliğimi bıraktı ve kendi çantasındaki kalemliğini çıkardı. 

İçinden hiç de not alınacak kaleme benzemeyen bir kalem çıkardı "Senin ki altın mı yazıyor?" dedim kaleme bakarken. Sırıttı "Hayır ama kaliteli" gözlerimi devirdim "Sanki 100 lira" gülüp dilini şıklattı "Hayır seti 241 lira" dediğinde kaşlarımı çattım "Kaç kalem var?" sırıtıp bana baktı "9" gözlerimi büyüttüm "Yuh be! Hiç mi acımadın o paraya vicdansız" gülüp çenemden tuttu ve kafamı önüme çevirdi "Seni, beni izlemekten mahrum edeceğim ama resim çizerken izlenilmekten hoşlanmam" deyip sırıttığın da elini ittim "Çok meraklıyım seni izlemeye" dedim. Bana dokunmuş muydu o mal? Sırıtarak defterine döndüğünde bende önüme döndüm.

★★★★

Meriç kantine gittiğinden beri içimdeki defterine bakma isteğimi def etmeye çalışıyordum. O kadar pahalı kalemler aldığına göre resmi iyiydi keratanın. Biz hala diren cin ali. Acaba istesem bana Thor'u çizer miydi? Ya da Batman falan. Son çizdiğini de alıp gitmişti köpek.

Ceyda koşarak yanıma geldi. Kaşlarımı çattım "Ne oluyor lan?" diye sorduğumda bana baktı "Koridorda senin ve Meriç'in resimleri var" gözlerimi büyüttüm "Ne?!" hızla ayağı kalkıp koridora çıktığımda karşımdaki duvara baktım.

Arabanın içinde beni ve kendini çizmişti ve beni yanağımdan öpüyordu. Dünü resmetmişti çamışın dölü. Sinirle ayağımı yere vurdum. Resme bakıp bana bakıyorlardı. Resmin altına dünün tarihini atmıştı. "Ne demek oluyor lan bu?!" sesin geldiği yere döndüm. Niye olmadık zamanda geliyorsun be kuzen?! Resme baktı "Hande bundan mı bahsediyordu?!" bağırdığında yerimde sıçradım. "Şimdi siktim belasını!" deyip arkasını dönerken telaşla arkasından gittim "Yağız!" beni dinlemezken bize doğru sırıtarak gelen Meriç'le gözlerimi büyüttüm. Yağız kükredi "Sana Melis'den uzak dur dedim lan!" deyip Meriç'in yakalarından tutup kafa attığında çığlık attım. Meriç yalpaladı "Yapma Yağız!" dedim korkuyla. 

Meriç sırıtıp Yağız'a baktı ve aniden Yağız'ın karnına tekme attığında çığlık attım yine. Yağız yere düşerken Meriç'i ittim "Yapma!" Yağız'a eğildim. Yağız beni itip dikeldi ve Meriç'e gidecekken kolundan tuttun "Yağız yapma" beni arkasına çekip Meriç'e adımladı "Yağız" beni dinlemezken Meriç onu bekledi. Meraklı kalabalık bizi izlerken Yağız Meriç'e yumruk attı. Birbirlerine girdiklerinde korkuyla ağzımı kapattım. Yağız karnına dizini geçirip Meriç'i ittiğinde Meriç yere düşmüştü. Ona eğilen Yağız'a tekme atıp Yağız'ın da düşmesini salladı "Kesin şunu!" diye bağırdım.

İkisi de beni dinlemezken gözlerim Mert'i aradı. Mert'i bulunca yanına gittim "Lütfen ayırın şunları" sıkıntıyla nesini verdi "İnan bana ayırmak istiyorum ama yapamam.Olaylar biraz karışık" Yağız ve Meriç'e baktığımda Yağız'ın yerde olduğunu görünce göz yaşım aktı ve onlara ilerlemeye başladım "Lütfen durun!" dediğimde hocaların merdivenlerden telaşla indiğini gördüm. Yağız yerde kıvranırken Meriç ona tekme atacakken en iyi yaptığım şeyi yapıp diz kapağının arkasına tekme attım. Meriç dizinin üstüne düşerken onu ittim. "Ondan uzak dur!" dedim ağlarken. 

Şaşkınca bana bakarken arkamda yerde yatan Yağız'a eğildim ve kafasını kucağıma aldım "Yağız" diye fısıldadım. Elini yanağıma koyup göz yaşımı sildi "Ağlama mal" dediğinde gülümsedim ve göz yasımı sildim "Asıl mal sensin. Abilik taslamaya son ver artık" gülecekken acıyla inledi ve öksürdü "Senden 3 ay büyüğüm" deyip saçlarımı karıştıracakken acıyla kolunu indirdi "Böğrüme vurdu piç" burnumu çektim gülerek. Hocalar yanımıza gelirken bana baktı "Anneme söyleme" kafamı salladım. Kalkmasına yardım ederken hocalarda yardım etmişlerdi. Meriç'e baktığımda bize bakıyordu

★★★★

Müdürün odasının önünde beklerken 4M grubu da karşımda duruyordu. Gerçi Meriç olmadığından şuan 3M olmuşlardı. Mete bana gülümsedi "Güzel tekmeydi" gülümsedim "Hak etti" güldü. Koridora ablam girdiğinde derin bir nefes verdim. Arada işe yarıyordu. Yağız'ın velisi olarak onu çağırmıştım. Kaşlarını çatıp yanıma gelmeye başladı. Yine taş gibiydi mübarek. (Multide Melis'in ablası Filiz var) "Ne kavgası bu? N'oldu?" ofladım ve saçlarımı geriye attım "Evde anlatırım. Sen müdüre ben kulağını çekerim falan de" güldü "Mal mısın?" kaşlarımı çattım ve onu müdürün kapısını tıklatıp onu ittirdim. "Git bir işe yara" bana gözlerini devirip odaya girdi.

Görüş açıma bu kez ultra yakışıklı biri girdiğinde Mert ayağı kalktı.(Multide Melih var) Yürüyen taş olarak adlandırabileceğimiz varlık Mert'lerin yanına gitti. Zaten benim yanıma gelmesini beklemiyordum. Sırıttı. İç sesim Ayyy çok şeker dediğinde ona katıldım "Meriç yine niye kavga etti?" kaşlarımı çattım. Bu çocuğun geninden varsa bir torba alayım ben. Bu nedir ya? Mübarek best model artı bolca gözdü. Gözleri yeşildi ve çok tatlıydı. İç sesim Meriç kahve gözlü olmasına rağmen tatlı diye bana muhalefet olurken onu umursamadım. Tamam. Haklıydı. Her neyse. 

Bu çocuk Meriç'in neyi oluyordu merak etmiştim. Mert omuzlarını silkti "Meriç rahat durmuyor" dediğinde Mete beni göstermişti. Kaşlarımı çattım. Taş çıcık bana bakıp gülümsedi "Ben Melih. Meriç'in abisiyim" deyip elini uzattığında tuttum "Melis" deyip gülümsedim. Bunun ismi de M harfiyle başlıyordu. Bana gülümseyip odaya girdi.

Demek Melih buydu. Üstelik yeşil gözlü ve yakışıklı. Tamam Meriç'de yakışıklıyı ama gözleri vardı çocuğun. Daha doğrusu gözün çocuğu vardı. Her neyse. Odadan Yağız ve Meriç çıktığında, Yağız yanımdaki banka oturdu. Meriç Mert'lerin yanına gitti "Melih'i kim çağırdı lan? Şoförü ya da bahçivanı çağırsaydınız. Hangi göt akılla Melih'i çağırıyorsunuz? Dalga geçip beynimi becerecek pezevenk" abisi hakkındaki konuşma şekline güldüm. Bende ablamla anlaşamıyordum. Hayret bir ortak noktamız vardı. Benim güldüğümü görünce çatmış olduğu kaşları gevşedi ve sırıtıp ağzını oynattı "Ablan senden daha güzel" gözlerimi devirip Yağız'ı gösterdim ve bende ağzımı oynattım "Yemiyor mu?" güldü "Beni kışkırtma" kafamı iki yana salladım. Ablam benden daha güzelmişmiş sana ne be!


Bir yeni bölümle daha karşınızdayım. Belki haftaya kadar yeni bölüm paylaşamayabilirim çünkü internetim olmayacak. Ama paylaşabilirsem paylaşırım. Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Melih ve Melis'in ablası Filiz hikayemin diğer bölümlerinde de olmaya devam edecekler :) Bakalım ilerleyen günlerde neler olacak. Hikaye ve pya karakterler hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere öpüldünüz :*


Continue Reading

You'll Also Like

11.7M 750K 64
Sevgi acıtır, öp yaralarımdan belki sana da bulaşır.
292K 20.9K 47
Babasının menfaatleri uğruna bir başkasına satılan Devin, yıllarca süren zulme boyun eğip susmuştur. Genç kadının tahammül sınırını zorlayan son daml...
1.4M 84.1K 53
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
108K 2.9K 29
Ölen ailesinin ardından kendisine bakan teyzesine ve eniştesine olan minnet borcundan dolayı zorla evlendirilmeye razı olan ve İstanbul'daki hayatınd...