Özür dilerim bölüm biraz gecikti. Olaylar kafamda tamam ama maalesef yazıya dökemiyorum. Biri nazar değdirdi dimi? Kim yaptı çıksın ortaya. Kızmayacağım söz. Gerçekten. İnanmadınız mı? Tamam. Bende olsam inanmazdım. Neyse cidden şaka bir yana böyle takıldığım oluyor bazen. Kısa zamanda atlatıp yeni bölümü yazmaya hemen başlayacağım. Bakalım ne kadar sürede biter.
Bugün Camilla, Nick ve Angel'in ağzından anlattım. Umarım olmuştur. İyi okumalar.
İthaf:
@ferideyldrm66 (Beddualarından cidden korktum. Daha nereye kadar gidebilir merak konusu. :D Sırf beddua almamak için bu bölümü sana ithaf ediyorum. Güle güle kullan. :D )
Camilla'nın Ağzından
Kızıl saçlarımı sağ tarafta toplayıp aynadaki görüntüme gülümsedim. Her zamanki gibi güzel ve güçlü görünüyordum. Ben kızıl tilkiydim. Beni daha tanımıyorlardı ama elbette çok yakın zamanda kendimi hafızalarına kazıyacaktım. Tabi yaşarlarsa.
Nick'i ikna etmeyi başardığım için önceden tanıdığım bir cadıya gidecektik. Aslında ona bir cadı bulabilirse bağlanma büyüsünü yaptırabiliriz demiştim. Cadıyı maalesef bulamamıştı. Elbette cadıyı öldürmemiştim. Sadece kaçırtıp birkaç gün ortadan kaldırılmasını sağlamıştım o kadar. Yani bunda kötü bir şey yoktu değil mi? Hem eğer Nick kendi cadılarını kullansaydı planımı uygulayamazdım.
Telefonumun cebimde titrediğini hissettiğimde çıkarıp elime aldım. Arayan numara az önceki gülümsememin daha çok büyümesini sağladı.
''Baba?''
''Camilla. Nasıl gidiyor bebeğim ?''
Max, Jenna veya Willy evde olmadığı için rahatça konuşabilirdim. Nick zaten arabada beni bekliyordu.''Gayet iyi şimdi Liz'e gideceğiz. Büyü halledildiğinde her şey yoluna girecek.''
''Güzel. Aralarına rahatça sızabildin mi?''
Kısa bir kahkaha atıp dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim. ''Kesinlikle. Birkaç güzel söz ve ben masumum görüntüsü işe yaradı. Sen ne yaptın?''
''Bizde Carl ile karşılıklı kahve içiyoruz.''
''Aslan adamların bu kadar dost canlısı olduğunu bilmiyordum.''
''Tüm canlılar kurtları yıkmak istiyor. Başlarında güçlü bir melez var. O giderse kurtları yenmemiz daha kolay olur. Böylece o topraklar bizim olacak. Aslan adamlar da bunu bildikleri için bu işin içine girdiler zaten.''
''Neyse babacığım ben kapatsam iyi olur. Sevgilime kavuşmam için çakma sevgilimle bir işimiz var.''
Babamın ve Aslan adamların başı olduğunu tahmin ettiğim adamın kahkahaları telefondan bana kadar ulaşınca başımı iki yana salladım. Çok mutlulardı. Zaten neredeyse asıl işi ben yapıyordum. onlar sadece savaşmış gibi görünmüşlerdi. Geriye kalan işler babam tarafından küçük bir ceza olarak bana aktarılmıştı. Mahkemeden sonra kendi şehrime döndüğümde babamla gerçekten uzun bir kavga dönemimiz olmuştu. Mahkemedeki ve ondan önce olan her şeyi hatırlıyordum. Her ihtimale karşı etki alınma olasılığımın olduğunu düşünüp mavi lale suyu içmiştim ve işe de yaramıştı. Neyse ki babamla anlaşıp bazı şeyleri yoluna koymuştuk. İkimizinde ortak noktasını bulduğumuzda bu daha kolay olmuştu. Ben Alex'i istiyordum o ise kurtların topraklarına sahip olmak . İkimizde tek bir kişiyi yok ederek istediğimize ulaşabilirdik. Angel...
''Tamam, kızım kapat. Unutmadan içiyorsun değil mi?''
''Evet baba merak etme.''
''Tamam senden haber bekliyorum. İşiniz bitince mesaj atarsın.''
''Olur.'' Telefonu kapatıp tekrar cebime koydum. Ceketimin iç cebindeki küçük şişeyi elime alıp kapağını açtım. İçindeki mavi sıvıyı bitirdikten sonra şişeyi klozete atıp sifonu çektim. Buradaki işim bitmişti. Şimdi sahte sevgilimin yanına inip cadımızın yanına gitme zamanıydı.
Nick'in Ağzından
Şu an olduğumuz yerden pek hoşlanmamıştım. Geldiğimiz bu kasaba kurtların olduğu bir yerde değildi. Daha çok tanımlayamadığım canlıların kokusunu alıyordum. Girdiğimiz evin içinde bile iğrenç ve tanımlayamadığım birçok koku vardı.
Kendi cadımıza ulaşamadığım için Camilla kendi tanıdığı bir cadıya gitmeyi önermişti. Ayrıca evden çıkmadan ona ait birkaç eşya almam gerektiğini söylemişti. Lazım olabilirmiş. Vakit kaybetmemek için mecburen Camilla'nın cadı kabul etmiştim. Şimdi ise biraz şüphe duyuyordum doğrusu.
Camilla elimi tuttuğunda başımı ona çevirdim.
''Her şey güzel olacak. Mutlu olacaksın.''
Gülümseyerek başımı onaylarcasına salladım. ''Peki, sen olacak mısın?''
''Sen mutlu olduğunda ben de olacağım.''
Bir şey söyleyecekken içeriden çıkan garip görünümlü kadın bizi aldıkları odaya geldi.
''Hoş geldin Camilla.'' Yerdeki mindere oturup başını konuşmamız için salladı.
''Selam Liz. Yardımına ihtiyacımız var.''
''Senin için ne yapabilirim?''
''Benim için değil. Onun için.'' Camilla başıyla beni işaret etti. Adının Liz olduğunu öğrendiğim kadın gözleriyle beni taradıktan sonra konuşmaya devam etti. ''Ne yapmamı istiyorsunuz?''
''Bağlanma büyüsü.'' Camilla'dan önce davranıp hemen konuşmaya dahil olmuştum.
''Tamam ama neler olacağını biliyorsun değil mi?''
''Evet Camilla anlattı ama sizden de duymak isterim.''
Kadın kaşlarını çatıp başını iki yana salladı. ''Onun sözleri benimkidir. Ne eksik ne de fazla söylemez. Tekrar anlatmaya gerek yok.''
Cadı derin bir nefes verdikten sonra elini bana doğru uzattı. Anlamadığım için ona bakarken bileğimi asılıp kendi önüne çekti.
''Başkası için yapmam bu büyüyü. Sadece Camilla istediği için yapıyorum.''
Sol taraftaki bıçakla bileğime bir çizik atıp yanındaki beyaz kaseyi bileğimin altına yerleştirdi. Kanımdan küçük bir birikinti tabağın içinde oluşunca bileğimi bırakıp kaseyi kendi önüne çekti. İçinden bir şeyler mırıldandığında ne olduğunu anlamasam da kasedeki kan kaynamaya başlamıştı.
Kadın başını kaldırıp elini uzattı. ''Bağlanacağın kişinin eşyası var mı?''
Evden çıkmadan cebime koyduğum yüzük ve kolyeyi kadına uzattım. İkisini de alıp kaseye attıktan sonra demir, kasenin içinde erimişti. Kadın ayağa kalkıp arkasındaki dolaptan birkaç ot çıkarıp kaseye parçaladı. Elini havaya kaldırıp indirdiğinde kasede tekrar bir hareketlenme olmuştu. İçindeki kan çekilip kasede bir yüzük belirdi. Kadın yüzüğü eline alıp bana uzattı.
''Al bunu parmağına tak. Çıkardığında bağ zayıflar ve kopar. Taktığın anda büyü tamamlanacak.''
Bu işin bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Yüzüğü avucuma alıp yavaşça parmağıma taktım. Yüzüğü taktığım anda etraftaki her şey dönmeye başladı. Gözüm karardığında yere düşecek gibi olsam da kolumu tutan eller buna engel olmuştu. Angel ile yaşadığımız her şey karanlıkta film şeridi gibi gözümün önünden birkaç saniyeliğine geçmişti.
Kendimi toparladığımda gözlerimi kırpıştırıp Camilla'ya baktım. Gözlerindeki heyecan belli oluyordu. ''İşe yaradı mı?'' diye sordu.
Başımı aşağı yukarı salladım. ''Galiba oldu.''dediğimde kolumu daha çok sıkıp gülümsedi. ''Teşekkürler Liz.''
''Sorun değil. Sadece kimseye bahsetmeyin yeter.''
''Tamam, merak etme.''
Şu bunaltıcı odadan ve evden çıktığımızda hala bunun gerçek olduğuna inanamıyordum. Sonunda Angel de benim onu sevdiğim gibi beni sevecekti.
Angel'in Ağzından
Hala bu yaptığımıza inanamıyordum. Tamı tamına yirmi farklı kişiden beslenmiştim ve bu harika hissettiriyordu. Ayrıca barda sadece biz ve besleneceğimiz kişiler vardı. Tabi ki Alex sayesinde olmuştu. Melez olduğu için vampirler gibi etkileme gücü ortaya çıkmıştı. Beslendiğimiz kişiyle işimiz bitince etkileyip bardan çıkarıyorduk. Sadece barmen ve biz kalıncaya kadar devam etmiştik.
Sonunda bar boşaldığında Alex'e gülümseyip dudaklarımda kalan kanı dilimle temizledim. Alex beslenmeye yeni yeni başlamasına rağmen gayet iyi iş çıkarmıştı. Alex'in oturduğu koltuktan ayağa kalkıp elini uzatmasıyla ne dediğini anlamaya çalıştım.
''Ne yapıyoruz?'' diye sordum.
Elimi tutup beni de kendi gibi ayağa kaldırdı ve pistin ortasına getirdi. ''Dans edeceğiz.''
Kahkaha atarken gözümle etrafı taradım. ''Gerçekten mi? En son Dj'den beslenmiştik. Yani herhangi bir şarkı çalmıyor.'' Bar normal havasının çok dışındaydı. İlk geldiğimizdeki gürültülü ortam kaybolmuştu. Sadece biz ve ortamdaki renkli ışıklar kalmıştı.
''Dans etmemiz için şarkıya ihtiyacımız yok.'' Kollarımı boynuna çıkarıp kendi ellerini belime yerleştirdi. Şarkı olmadan dans edecektik. İşte bir garipliğimiz daha.
''Öyle olsun.'' Etrafımızda sallanmaya başladığımızda başımı Alex'in omzuna yerleştirdim. Birkaç dakika böyle dans ettikten sonra çenemdeki ellerle başımı kaldırdım.
Bir anda gözümün kararmasıyla Alex'in boynundaki ellerimi omzuna indirip sıktım. Başıma ne olduğunu anlamadığım saniyelik bir ağrı girmişti. Gözlerimi kapatıp açtığımda Alex'in gözleri endişeyle bana bakıyordu.
''İyi misin Aşkım?''
''Evet iyiyim. Galiba aşırı beslendiğim için oldu. Vücudum alışık değil.''
Gülümseyip belimdeki ellerini yanaklarıma yerleştirdi. ''Bir iddiamız vardı hatırlıyorsundur umarım.''
''Elbette. Unutsam bile hatırlatırsın zaten.'' dediğimde tek kaşını havaya kaldırdı. ''Ne yalan mı?'' deyip onu taklit etmeye çalıştım.
''Haklısın galiba.'' dediğinde ikimizde birbirimize bakıp kahkaha atmaya başladık. İlk sakinleşen Alex olmuştu. Ciddileştiğinde bende sakin olup ona bakmaya başladım.
''Senden sadece bir şey istiyorum. ''
Camilla etki altında değildi. Her şeyi hatırlıyordu diyenlere benden tam puan. Sizce planı ne? Ayrıca hadi ama aslan adamlar ve tilkiler mi? Huhuu olaylar karıştı sanırım. :D
Nick'in yaptığını doğru buldunuz mu? Galiba sonunda kendini Angel'a bağladı ne dersiniz?
Dırırım Alex ne isteyecek sizce? Tahminleri alalım.
Hadi bakalım. Herkes düşüncelerini yazsın. Önceki yorumların hepsini okudum. Çok tatlısınız. :) :*
İyi Geceler Melekler....