Veliaht

By filizpuluc

69.3M 767K 132K

Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman... More

Karakter Tanıtımî
1. Bölüm : Veliaht'ımız!
2. Bölüm : ''Sende bana geleceksin Melis''
3. Bölüm : Yumruk Meselesi
4. Bölüm : ''Baban gelse kalkmam bu sıradan''
5. Bölüm : Pembe Panter ve Daffy Duck
7. Bölüm : Kuzen
8. Bölüm : Öpücük Kavgası
9. Bölüm : Annesinin Oğluşu
10. Bölüm : Kahve
11. Bölüm : Kapalı Alan
12. Bölüm : Bıçak Yarası
13. Bölüm: Kedi Aşkı Mı? Gerçek Aşk Mı?
14. Bölüm: Teklif
15. Bölüm: Sarhoş
16. Bölüm: Söz
17. Bölüm: Kıskançlık
18. Bölüm: Tatil
19.Bölüm: İlk Öpücük
20. Bölüm: Oyun
21. Bölüm: Hoşlanma?
Mert'e Özel Bölüm
Röportaj
-Röportaj 2- Part 1-
- Röportaj 2 - Part 2 -
Kapak Tanıtımı
Ön Satış
İmza Günü!!!
-Özel Bölüm-
Veliaht 2
Mert'i Sizlerle ile Buluşturuyoruz/Buluşuyoruz!
Matthias(Mert) ile Buluşma , Çekiliş ve Diğer İmza Günleri
-Özel Bölüm 2- Part I

6. Bölüm : İntikam

894K 34.6K 5.1K
By filizpuluc

Multide; Meriç'in okuldaki hali var :)

Babam gazetesini okurken, annemin mütüşlü kreplerini mideme indirmekle meşguldüm. Bugün cumartesi olduğundan annem ve babam aynı saate işe gideceklerdi. "Melis zeytin de ye. Çok faydalıymış" Gözlerimi devirdim ve omuzlarımı silktim "Sevmiyorum ben siyah zeytini" Kaşlarını çattı. Şirince gülümseyip yumurta yemeye devam ettim. Annem çayını bitirip kalkarken babam "Çay dök kızım" Dediğinde ayağı kalkıp babama çay döktüm "Murat gidiyoruz hazır mısın?" Babam gülerek bana baktı "Hı hı"

Dedi annemi başından savmak için. Kıkırdadım. Annemin ve babamın ilişkilerine hep imreniyordum. Kavga etseler de akşam annem babamın sevdiği yemeği yapıyordu ve babamın kalbini kazanıyordu. Babam hiç romantik değildi ama çok tatlıydılar. Babam bizimle daha çok arkadaş gibiydi.

Annem mutfağa girip hala çay içen babamı görünce gözlerini devirdi "Hadi Murat işte, içersin çayını"Babam bana bakıp güldü ve göz kırptı "Melis'in çayı gibi olmuyor" Dediğinde gururla sırıttım "Herkes Melis Beyoğlu değil" Annem güldü ve "Melis Rüya Beyoğlu" Diye düzeltti. Gözlerimi devirdim. Onlar ayaklanırken ben hunharca domates yiyordum

"Biz gidiyoruz!" Diye bağırdı annem. Koşarak yanlarına gittim ve annemi öptüm. Babamı da öpüp şirince sırıttım. Babam ayakkabısını giyerken güldü "Ne istiyorsun Rüya?" Kıkırdadım. Nasılda iyi tanıyordu kızını ama.

İkinci ismim  Rüya'ydı ve ilk okulda sürekli benimle 'kabus' diye dalga geçen veledler -onlarla yaşıttım o zamanlar gerçi- yüzünden kullanmıyor ve kullandırtmıyordum. Ara sıra babam kullanırdı. Unutmayayım diye herhalde "Bugün Ceyda'yla sinemaya gideceğiz. Olur mu? İzin var mı?" Kafasını sallayıp anneme baktı. Ne zaman babama bir şey sorsam 'Annene sor ne diyorsa odur' diyordu. Çoğunluklada annem 'hayır' dediği için babama soruyordum zaten ama o ilk ona soruyorum sanıyordu. Anneme gülümsedim masumca "İyi tamam" Sevinçle güldüm. Babam cüzdanını çıkarıp bana 100'lük verirken gözlerimin dolar işareti olduğuna emindim ta ki klasik anne repliğini duyana kadar tabi "Hepsini harcama" Gözlerimi devirdim. "Tamam" Sonra yine sırıtıp annemi öptüm. Annem çoktan asansöre binmiş babamın yanına giderken bana baktı "Çok geç kalma Melis"

Kafamı salladım. Evden çok çıkan bir tip değildim zaten. Ceyda bir ön sokağımızda oturuyordu zaten. Ya ben onlara gidiyordum ya da o bize geliyordu ve totumuzu yayıp bir şeyler yapıyorduk. Ve bu bir şeyler mahalledeki çocukları para üstünün onların olması şartıyla -ki genelde parayı hesaplayıp 25 kuruş falan fazla veriyorduk, bizde öğrenciydik sonuçta ve bizde küçükken onların ablalarına almıştık. Ödeşme vaktiydi- bakkala gönderip kendimize abur cubur aldırıp sonrada Teen Wolf veya The Vampire Diares izlemekten ibaretti. Tamam belki biraz asosyaldik ne olmuş.

"En geç 5'de buradayım" Kafasını salladı "Aferin" Sırıttım. Annemleri yolcu edip kapıyı kapattım ve koşarak odama gidip şarjdaki telefonumu elime alıp Meriç karıştırdıktan sonra koyduğum şifremi girip mesajlarıma tıkladım. En sonra Meriç'le mesajlaşmıştım. Onun altındada Ceyda vardı. Ceyda'ya tıklayıp mesaj yazmaya başladım

'Gönderilen:Evlatlık Kardeşim

Sinemaya gidiyoz kanki :D Hazırlan ben seni alcam. Öptüm bebek :* '

Telefonumu şarjdan çıkardım ve şarkı açıp dans ede ede mutfağa gidip sofrayı topladım

★★★

Ceyda'yla alışveriş merkezine girdiğimizde onu direk sinema salonunun olduğu kata çekiştirdim. Önümüzde sürekli fragmanları gösterilen filmlere bakıp Ceyda'ya döndüm

''Girmek istediğin film var mı?" Kafasını iki yana salladı "Hayır senin?" Omuzlarımı silkip parmağımla filmin afişini gösterdim "Şu güzele benziyor ona girelim" Deyip onu Uyuyana Kadar filmine bilet almak için çekiştirdim

★★★

Salondan çıkarken film izlerken daldığım için bitiremediğim patlamış mısırımı yiyorduk Ceyda'yla. Salonların yanındaki film afişlerinde Rec4: Kıyamet Gecesi'nin de afişi vardı. Afişe bakmamak için yüzümü kapatarak yürümeye başladım. Daha salonu geçemeden ve Ceyda'da 'Melis' diyemeden birine çarptığımda kafamı kaldırdım. Mert gülümseyerek bize bakıyordu

"Beyler bakın burada kimler var"

Dediğinde arkasından filmden çıkan diğer 4M grubu üyeleri bize bakmıştı. Meriç'le göz göze geldiğimizde sırıttı.

"N'aber Pembe Panter?" Dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle. Gözlerimi devirdim "Seni gördüm kötü oldum. Senden n'aber Daffy?" Dedim bende sadece onun duyabileceği bir seste. Bu kez o gözlerini devirmişti. Mert koluma girdiğinde dikkatimi ona verdim "Hadi birlikte yemek yiyelim bayanlar ha?"

Beni peşinden sürüklerken Ceyda'da diğer kolumda olduğundan bizimle geliyordu. Ceyda kıkırdadığın da gözlerimi devirdim. Meriç kaşlarını çatarak bakıyordu. Meymenetsiz. Sanki ben çok meraklıydım seninle yemek yemeye. Joker suratlı. -Tövbe Allah'ım tövbe-

Burger King'e girip büyük bir masaya oturduk. Meriç tam karşıma oturdu. Belki siniri daha çok bozulur umuduyla sırıttım ama ters tepki yaptı. Meriç sırıtarak bana baktı "Ne o çok mu sevindin benimle yemek yiyeceğine?" Güldüm. Komik çocuk seni. "Yaa. Birazdan sende benim tokadımı yerken çok sevineceksin" Güldü. Tam bir şey diyecekken Mert'in kolu aramıza girdi "Mola" Dediğinde sırıttım. Lafını söyleyememişti. Nihahahaha. Kötülüq

"Ne yiyeceksiniz?" Menüye bakma ihtiyacı duymadan Mert'e bakıp "Ben şundan yiyeceğim" Deyip yiyeceğim menüyü gösterdim. Mert gülümseyip beni onayladı ve elindeki bütün menülerin olduğu kağıda istediğim menüyü işaretledi. Herkesin isteğini işaretledikten sonra almak için kalktığında Meriç'de kalkmıştı "Ben hallederim" Deyip Mert'den kağıdı aldığında gülüp omuzlarımı silktim "Hesap ona girecek" Gülüşüme Mete ve Mehmet'de eşlik ederken Mehmet'e baktım "Konuştuğunu neredeyse hiç duymadım" Sırıttı ama bu Meriç'in ki gibi değildi. Samimi sırıtmıştı "Aslında konuşkanımdır" Mert lafa girdi hemen "Bizim yanımızda susmak bilmez ama kızlardan biraz çekiniyor" Mehmet gözlerini devirip Mert'e "Hadi oradan" Dediğinde Mert gülmüştü. Mert'e baktım "Sevgilisi yok mu?" Sırıtıp omuzlarını silkti "Grupça sapız biz" Dediğinde güldüm. Aslında hepsi yakışıklıydılar. Sevgilileri olmaları için büyük bir sebepti bu bence. 

Ceyda "Niye sevgiliniz yok?" Diye sorduğunda onu onaylarcasına kafamı salladım. Mert omuzlarını silkti "Hepimizin takıldığı kızlar oluyor ama şahsen bana aşk lazım" Deyip gülümsemişti. Gülümsedim "Hey! Pembe Panter!" Oflayıp onu umursamadım kendmi rezil edemezdim. ''5. Masada oturan mavi gözlü kız'' diye bağırdığında oflayarak arkamı döndüm ve Meriç'e baktım. Herkes bize bakıyordu "Ne var Allah'ın cezası?!" Diye bağırdım bende. Rezil olmuştum bir kez. Elinde tepsilerle bize doğu gelirken keyifle güldü "Gidip de kendi tepsini al" Gözlerimi devirip ayağı kalktım ve ona ölümcül bakışlarımı attım. Getirse eline yapışırdı sanki.

 Tepsimi alıp masaya geri döndüm ve yerime yerleştim. Hevesle hamburgerimi açtığımda hüsranla kaşlarım çatıldı. "Hey! Bu benim ki değil" Dedim Meriç'e bakarken. O ağzındaki hamburgeri çiğniyordu. Bana ısırdığı hamburgeri gösterdi "Seninki bu mu?" Gözlerimi kısarak baktım. Bilerek yaptığına Meriç'in bir ibne olduğu kadar emindim "Pislik! Bilerek yaptın değil mi?!" Sırıtıp kaşlarını kaldırıp indirdi. Mert gülüp açmadığı hamburgerini bana uzattı. Aynı menüden almıştı. Meriç gözlerini devirip Mert'in elini ittirdi ve kendi açmadığı aslında zaten benim olan hamburgeri bana verdi ve benim tepsimdeki hamburgerlerden birini aldı. Sırıtıp hamburgeri açtım ve ısırdım. Burger King'le evlenebilirdim. Tabi sonra 100 kilo falan olurdun orası ayrı.

Gözlerim Meriç'e kaydığında ilk önce hamburgeri tutan parmaklarına baktım. Uzun ve ince parmakları vardı. Hiç çıkardığını görmediğim deri bilekliği her zamanki yerindeydi. Hamburgerimden bir ısırık daha aldım. Hamburgerdeki sağ eli kola bardağını kavradı. Tepsisine baktığımda sadece patates kızartmasının olduğunu fark ettiğimde son hamburgerini yediğini fark ettim.

"Oha!Yavaş ol biraz" Dediğinde muzipçe bana baktı. Aklında kim bilir ne tilkiler geziyordu "Genelde daha hızlı olmamı söylerler" Yanaklarımın yandığını hissederken rahatsızca yerimde kıpırdanıp Meriç'in bacağına tekme attım. Cidden bu çocuğun aklı hep oralarda mıydı? Sonra 'ben sapık değilim' diyordu ve hiç inanasım gelmiyordu.

"Mal!" Diye çemkirdim. Arkasına yaslanıp kolasından büyük bir yudum çekti. "Benimle laf dalaşına girme güzelim" Kaşlarımı çattım. Güzelim? Nereden onun güzeli oluyordum be "Güzelim anandır" İşaret parmağını iki yana sallarken aynı zamanda kafasını da onaylamazca sallıyordu "Ana baba katmak yok pantercik. Ben katıyor muyum?" Gözlerimi devirdim ve kollarımı çaprazladım. Masada bir bizim sesimiz çıkıyordu mübarek. Meriç'in bakışları arkama kaydığında kaşları çatılmıştı. Merakla arkama baktığımda bir grup ergen oturmuş yemek yiyorlardı ve biri bana bakıyordu. Kaşlarımı çattım

"Ne bakıyorsun lan?!" Bunu ben dememiştim. Meriç demişti. Çocuk anında önüne dönerken bende önüme dönüp Meriç'e baktım. "Hayırdır?" Dedim sırıtarak. Oda sırıttı ve masa bana doğru eğildi "Aynı şeyi Ceyda'ya da yapardım sana özel değil" Deyip göz kırptığında ayağına tekme attım ama kaçırdığı için ayağına gekmemişti

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Okula adımlarken kar yağmaya başlamıştı. Beremi taktığım için kendimi tebrik ettim. Ama keşke eldivenlerimi de giyseydim. Meriç'in içine kar atabilirdim o zaman. Yanımdan rüzgâr gibi geçen 4'lüyle kaşlarım çatıldı. Meriç bana laf atmadan yanımdan öylece geçip gitmişti öyle mi? Başımıza taşlar yağacak.

İçimdeki merakla koşar adımlarla merdivenleri çıkıp okula girdim. Hızlı adımlarla sınıfa girdiğimde sırada oturan kaşı ve dudağı patlamış bir adet Meriç Keskin görünce duraksamıştım. Bedduam tutmuş olabilir miydi? Muhtemeldi. Mertler de yanındaydılar' yanlarına gittim. Meriç bana bakmazken bakışlarım Mert'e kaydı. Kulağıma eğildi "Sonra sor sorularını şimdi pek uygun bir zaman değil" Kaşımı kaldırdım ve fısıldadım "Neden?" Dediğimde kulağıma tekrar eğilecekken Meriç'in beni çekmesiyle sıraya oturdum. Bana baktı. Kavga mı etmişti? Daha önce onu kavga ederken görmemiştim "Ne var Melis?" Sesi sinirli çıkmıştı. İlk defa ciddi ciddi sinirli tarafıyla konuştuğumdan "Bedduam tutmuş olamaz herhalde?" Diye sordum alayla. Belki biraz yumuşar diye umut etmiştim. Gözlerini devirdi "Senin laf yarıştıramayacağım kendine başka birini bul"

Kaşlarımı çattım. Salağa bak. Sanki ben seninle laf yarıştırmak için konuşuyorum. "Ne?" Dedim sinirle. Bana baktı "İki dakika susamaz mısın?" Gözlerimi sinirle yumup önüme döndüm "Umarım bedduam tutmuştur. Çünkü öyleyse etmeye devam edeceğim" Diye söylendim kendi kendime.

★★★

Öğle arasında olduğumuzda sınıf boştu ve inek moduna bağlayıp test çözmeye başlamıştım. Yanınızda mal bir Meriç oturunca test çözmek daha cazip geliyordu. Deminden beri uğraştığım soruya kalemimi saplamamak için kendimi zor tuttum. Kalemim Faber Castel di ve 10 lira vermiştim ben o kaleme. Onu değil kendimi saplardım. 

Sağ kulağımdan çıkarılan kulaklıkla kafamı çevirdim. Meriç bana değil soruya bakıyordu "Yanlış yerden gittiğin için bulamıyorsun" Dedi Yüce Bilge. Kaşlarımı çattım. Ciddi miydi bu? Sabah beni tersleyip şimdi hiç bir şey olamamış gibi bana bilmişlik yapamazdı. Sol kulaklığımı çıkarıp Meriç'e baktım "Sen ciddi misin?" Gözlerini devirip -birde göz deviriyor ya- kulağına taktığı benim kulaklığımı çıkardı "Sinirliydim Melis" Kendimi 'Sonorloydom Molos" dememek için zor tuttum. Sinirli olduğunu anlamam için Müneccim olmama gerek yoktu. Anlayabiliyordum sinirli olduğunu. En azından kaşlarını çattığı sürece "Sinirini de benden çıkardın" Kaşlarını çatıp gözlerime baktı "Mert'den hoşlanıyor musun?" Kaşlarımı çattım. Alakaya maydanoz yani. "Konuyla ne alakası var?" Dikleşti ve gözlerime bakmaya devam etti. Sinirli gibiydi ve sanki düşüncelerimi okumaya çalışıyormuş gibi bir hali vardı. "Niye cevap vermiyorsun?" Ona daha çok döndüm. Sanki kendisi cevap veriyorduda bir tek ben vermiyordum. Ayrıca çok saçma bir şey sormuştu.

"Çünkü sende cevap vermiyorsun Bay Çok Bilmiş" Ofladı ve gözlerini kapattı sakinleşmek ister gibi "Cevap ver" Bunu öyle bir söylemişti ki kendimi cevap vermek zorunda gibi hissetmiştim. Sinirli olmasaydı ona kafa tutardım ama sinirliydi ve ne yapacağını pek kestiremiyordum "Mert'den hoşlandığım falan yok. En azından senin düşündüğün anlamda hoşlanmıyorum. Oldu mu?" Kafasını salladı "Oldu" Kafamı salladım. Cevap alma sırası bendeydi. Gözlerine baktım "Sen cevap ver şimdi. Mert'den hoşlanıp hoşlanmadığımı niye umursuyorsun bu kadar? Konuyla ne alakası var Mert'in?" Eliyle sırada ritim tuttu "Konuyla bir alakası yok. Mert kardeşim sayılır ve hoşlanıp hoşlanmadığını merak ettim" Dudağına baktım. Kanamıyordu ama dokunsan kanayacakmış gibiydi. "Kavga mı ettin?" Dedim gözlerimi gözlerine çıkarırken eski Meriç'i gördüm. Hani şu salak salak sırıtan Meriç "Dayak attım" Deyip sırıttı. Sonunda resetlenip kendine gelebilmişti beyefendi. Az önceki Meriç'dense salak Meriç'i tercih ederdim

"Ne zamandan beri dayak atanların dudağı ve kaşı patlıyor?" Diye sordum alayla. Omuzlarını silkip sırtını yasladı "İşin havası o güzelim" Deyip yine muzipçe bana baktı. Gülümsedim. Hande sınıfa girdiğinde bakışlarım Hande'ye kaydı. "Seninki geliyor" Diye mırıldandım. Hande kollarını Meriç'in boynuna doladığında Meriç tepkisiz kalmıştı. Hande bozulsa da bozuntuya vermedi ama ben anlamıştım. Kızlar birbirlerini anlarlardı. Hande bana bakıp sanki bana nispet yaparmış gibi dudaklarını Meriç'in yanağına bastırdı.

İşte size 'Bir Kız Ne kadar Düşebilir?' temalı bir tablo. Sinirlenmemiştim ama bu kızın tavırlarına hareketlerine tepkiliydim. Meriç'e şirin olduğunu düşündüğü bakışlar atıp "Bu akşam geliyorsun değil mi?" Diye sordu heyecanla. Meriç sırıtıp kafasını salladı. Bu çocuk niye hep sırıtıyordu? Bilim adamları bir el atmalıydı artık. Ciddi problemleri vardı bence. Hande de sırıtıp dudaklarını Meriç'in dudaklarına bastırıp öpücük bırakıp geri çekildiğinde şaşkınca onlara bakıp öneme döndüm. Yanaklarımın kızardığına emindim. Ulan ben utanıyordum zalımın kızı sınıfta götürüyordu çocuğu. Meriç'de dünden hazırdı zaten domuz. Hande sınıftan kıvırta kıvırta çıktığında

"Beni öpen Hande ama sen utanıyorsun?" Dedi Meriç arsız arsız. Gözlerimi devirdim. "İçimizden biri utanmalı diye düşündüm" Deyip ona baktığımda bana çok yakın olduğunu fark ettim. Öyle yakındı ki kalbim horon tepmeye başlamıştı bile. Ayağına vurdum "Uzak dur Meriç" Dedim gözlerimi kısarak. Gülüp geri çekildi. Ona bakmaya devam ettim. 

"Nereye gideceksiniz?" Diye sordum merakıma yine 1-0 yenilirken. Sırıtıp bana baktı "Bara gideceğiz. Gelmek ister misin?" Güldüm. Nah giderdim "Çok beklersin. Hem içki içince 40 gün alkol vücuttan çıkmıyormuş. O kırk gün içinde ölürsen gavur olarak ölürsün cenabet" Güldü. Gülüşü güzeldi pisliğin "O zaman dua et de ölmeyeyim" Ona 'tabi tabi' der gibi baktım. Sırıttı "Aslında gelsen iyi olurdu muhabbetine doyum olmuyor" Dedi alayla. Sırıtıp onun bana yaptığı gibi kaşlarımı kaldırıp indirdim "Ne o özlüyor musun beni kerata?"Sırıttı "Hemde nasıl. Seni öpesim bile var" Ona vuracakken kolumu tuttu"Hareketlerini ezberledim" Gözlerine bakıp dudağımı büzdüm "Yazık sana" Deyip kolumu tuttuğu elini ısırdım"Siktir! Melis!"Diye bağırdığında hunharca güldüm ısırmaya devam ederken. Elini bırakmazken Meriç acıyla elini çekmeye çalışıyordu "Kopardın Melis!" Dediğinde güldüm ve acıyıp bıraktım. Elini anında kendine çekip ovuşturdu

"İntikamımı alacağım" Sırıttım "Sen kaşındın" Deyip omuzlarımı silktim. Önüme gelen saçı tutup kulağımın arkasında atarken parmakları boynuma değdiğinde omuzlarımı kaldırdım. Sırıttı "Tikin var" Kaşlarımı çattım "Tikimle oynayacak kadar namussuz ve vicdansız değilsin herhalde?" Sırıttı ve kaşlarını kaldırıp indirdi "Tahmin bile edemezsin" Muzipçe sırıtırken gözlerimi devirdim. Aman ne harika (!)

★★★

Ellerim cebimde merdivenleri indim. Kar yağıyordu. Gülümsedim. Biri arkadan bana sarıldığında kaşlarımı çattım. Ellerim bana sarılan kişinin ellerini ayırmak için anında harekete geçerken enseme burnunu sürttüğünde kafamı geriye attım. Kafam omzuyla buluşurken kulağıma nefesini üfledi "İntikam" Dirseğimi ona geçirip beresiyle örtmediği rampasına yapışmak için hareketlenirken beni bırakıp kaçmıştı. "Adi!" Diye cırladım. Telefonunu salladı "Bu anı ölümsüzleştirdim" Kaşlarımı çattım. Hayır. Fotoğrafımızı çekmiş olamazdı! "Bu piçliği yapmadın değil mi?!" Omuzlarını silkti. Peşinden koşmaya başladım "Meriç! Sen... Sen!" Sırıtıp kaşını kaldırdı "Ben ne?" Ona yetişip bir tane geçirdim "Tam bir ibnesin!" Güldü "Daha kötülerini de duymuştum ama şu mümin ve terbiyeli kız nereye kayboldu merak ettim" Onu umursamayıp elimi uzattım "Ver şu telefonu!"Bana eğildi "Gel de al pantercik" Suratına tokadımı geçirdim. Kaşlarını çattı "Şu tokat işi sinirimi bozmaya başladı" kaşlarımı çattım "Beter ol" Sırıtıp arabasına bindi "Sil o fotoğrafı Meriç!" Güldü "Bizim oralarda 'Nah' diye bir laf var bilir misin?" Sinirle ayağımı vere vurdum

"İnşallah frenlerin boşalır da ölür gidersin. Telefonunda kırılıp tuz buz olur inşallah" Diye cırladım. Pis pis güldü "Her kızın duası kabul olsaydı gökten Meriç Keskin yağardı" Güldüm kendimi tutamayıp. Bu çocuk atalarımızın kemiklerini sızlatıyordu. "Mal! Özürlü!" Bana öpücük atıp gaza basıp gitti. Ofladım.

Bu bölümü tam 3. Kez yazışım. Dün neredeyse ağlayacaktım sinirden. Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Yeni bölümde görüşmek üzere :)







Continue Reading

You'll Also Like

Eftalya By esmaa

Teen Fiction

339K 15.4K 21
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
278 82 8
"Üç... İhtilâl Devri'ne hoş geldiniz 'Altı'n Dereceler.' Kim olduğum hakkımda en ufak bir fikriniz yok, farkındayım. Toplama kampı diyebilirsiniz siz...
11.7M 750K 64
Sevgi acıtır, öp yaralarımdan belki sana da bulaşır.
4.8K 362 10
"Çünkü yak dediler bana. Yakamıyorsan da yan." ...