POYRAZ

By komsununcocuguu

354K 13.3K 1K

*Küfür İçerir* Uyuz Kahraman ve Yaramaz Bücür'ün hikayesi... Birbirlerine bağlanan ama kabul etmeyen iki aşık... More

GEÇMİŞ
POYRAZ-1
POYRAZ-2
POYRAZ-3
POYRAZ-4
POYRAZ-5
POYRAZ-6
POYRAZ-7
POYRAZ-8
POYRAZ-9
POYRAZ-10
POYRAZ-11
POYRAZ-12
POYRAZ-13
POYRAZ-14
POYRAZ-15
POYRAZ-16
POYRAZ-18
POYRAZ-19
POYRAZ-20
POYRAZ-21
POYRAZ-22
POYRAZ-23
POYRAZ-24
POYRAZ-25
POYRAZ-26
POYRAZ-27
POYRAZ-28
POYRAZ-29
POYRAZ-30
POYRAZ-31
POYRAZ-32
POYRAZ-33
POYRAZ-Kurban Bayramı Özel
POYRAZ-35
POYRAZ-36
POYRAZ-Özel
POYRAZ-37
POYRAZ-38
POYRAZ-39
POYRAZ-40
POYRAZ-41
POYRAZ-42
POYRAZ-43
POYRAZ-44
Spoili Bölüm Başlığı: Whatsapp grubu var koşun koşun gelin

POYRAZ-17

6.5K 300 10
By komsununcocuguu

Çağan ile konuşmamın üstünden üç saat geçmişti. Hergün altı ders işleyecekmişiz. Her biri otuz dakika. On beş dakika da teneffüsler var. Yaklaşık dört buçuk saat işte. Geri kalan zaman bize ait. Konuları zaten bildiğimiz için hocalar kısaca anlatıp soru çözdürüyorlardı. Aslında yaz kampı eğitimim için iyi olmuştu. Çünkü konuların çoğunu biraz unutmuştum. Ve evde olsam kesinlikle dizi izler veya Beste ile birlikte takılırdım. Ya da Çağan ile birlikte dışarı da çıkabilirdim.

Zilin çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve sınıftan çıktım. Üç derse de girmeyen Uraz'ı tek başına bana arkası dönük yürürken görünce dejavu yaşadım. Küçük tartışmamızın ardından kulübeden çıkmıştı ve bende onu izliyordum. Eğer elbise olmasaydı yine sırtına atlayabilirdim. Zehirlendiğim gün yeterince rezil olmuştum. Yapsaydım daha normal karşılanırdı. Herneyse diyerek hızlı adımlarla Uraz'a yetiştim.

"Bende ne zaman o mükemmel popomu izlemeyi kesip yanıma geleceğini merak etmiştim."

"Bindi ni zimin i mikimmil pipimi izlimiyi kisip yinimi giliciğini mirik itmiştim." Diyerek onu taklit ettim. Benim tanıdığım Uraz kaşlarını çatıp bana bakması gerekirken gülüyordu.

Söylediğim cümleyi içimden tekrar ettim ve neye güldüğünü anladım. Kaşlarımı çatıp Uraz'a baktım.

"Hemen sapıkça anla zaten. Pis sapık! Ayrıca ben arkandan bakıyordum. Öyle birşey olamaz."

"Ha arkamda olmasan doğruydu yani" deyip tekrar gülmeye başladı. Elimi yumruk yapıp karnına vurdum. Ani bir refleks olarak bileğimi tuttu. Bende bileğimi tuttuğu için durdum. Beni baştan aşağı süzdü ve tekrar gözlerime baktı. Açıkçası Uraz dışında biri yapsaydı çok daha fazla rahatsız olur ve o kişiye küfür ederdim.

"Benim gömleğimin sende ne işi var?" Dediğinde gülümsedim.

"Ödünç aldım. Bu elbisenin üstüne uygun birşey almamışım. Bende senin gömleğini aldım. Nasıl?" Dedim.

"Elbise güzel. Sanada yakışmış ama şimdi git çıkar şu elbiseyi."

"Ne? Hayır. Asla."

"Alya. Güzelim sinirlendirme beni. Hadi çıkar şu elbiseyi daha adam akıllı birşey giy. Başbaşayken bunu giyebilirsin merak etme." Dedi ve göz kırpıp sapıkça güldü.

"Hayır! Banane çıkarmıycam. Hadi gelde çıkarttır." Dedim ve arkamı dönüp seri adımlarla ders işleyeceğimiz kulübeye yöneldim.

Fazla uzaklaşamadan Uraz kolumdan tutup beni durdurdu ve kendine döndürdü.

"Beline bağla şu gömleği." Dediğinde şaşırmıştım. Çıkartmam için ısrar edeceğini düşünmüştüm. Ama kurcalamadan çıkardım ve belime bağladım.

"Oldu mu beyfendi?" Dedim alay eder biçimde.

"Olmadı." Dediğinde şaşırdım ve suratına baktım. Fakat fazla uzun sürmedi. Kendimi onun poposuyla bakışırken buldum yine.

Aslında neden gömleği belime bağlattığını şimdi anladım. Elbisem kısa olduğundan beni omzuna aldığında biryerimin gözükmemesi içindi. Adam zeki.

"URAZ! İndir beni! Hayvan herif! İndir lan! Öküz!" Ben ona hakaretler yağdırıp aynı zamanda sırtını yumruklarken o gülüyordu.

"Alya. Güzelim sen kilo mu aldın?" Dediğinde buna aldırmadım. Kilo takıntım hiçbir zaman olmamıştı.

"Uraz! İndirsene sığır! Dangalak!" Ağır sözler söylememek için kendimi zorluyordum. Çünkü şuan toplum içerisindeyiz. Ve iki ay burda duracağımı düşünürsek bana saygısız demelerini istemem. Tabii son gece partide yapacağımı göz önünde bulundurmazsak.

"Alya anahtarı ver."

"Hayır."

"Alya anahtarı ver."

"Hayır!"

"Sen vermezsen ben alırım. Ve koyduğun yer iyi değil." Dediğinde sırıtışını hayal edebiliyordum. Göğsümü ellemesi seçeneğini göze alıp anahtarı çıkarıp verdim. Kulübeye girip kapıyı kapatıp beni yere bıraktı ve dolabımın önüne geçip kıyafet seçmeye başladı. Bense kendimi yatağa atmıştım. Beş dakikanın ardından Uraz "bitti." Dediğinde kalktım ve seçtiklerine baktım. Siyah tayt ve üstüne yarım kollu siyah tişört. Bu sıcakta bunları giymem!

"Uraz. Saçmalama. Dışarıda cehennem sıcağı var. Hayatta giymem."

"Peki giydiririm bende." Deyip sırıttığında bende sırıttım.

"Denesene." Dedim ve ayağa kalktım. Bu hareketim karşısında biraz şaşırmış olsa da tekrar sırıtıp bana doğru geldi ve düğüm attığım gömleği çözmeye başladı. Ellerimi omzuna koyduğumda destek aldığımı düşünmüş olmalı ki bana bakmadı bile. Bende fırsattan istifade omzunu ısırdım ve küçük Uraz'a tekme attım. Bu yaptığımı çok ağır bir şekilde ödeteceğini bildiğimden o bağırıp dizlerinin üstüne çökerken ben çoktan kapıyı açıp koşmaya başlamıştım.

Şimdi hemen Kutay'ı bulmam gerekti. Çünkü o şakalarıyla bana zaman kazandırabilirdi. Koşmaya devam ederken telefonumu çıkardım ve Kutay'ı aradım.

"Alo, Kutay ben çok berbat birşey yaptım. Beni sadece sen kurtarabilirsin. Nerdesin?"

"Ben mi kurtarırım? Aaaa. Uyuz kahramanına ayıp olmasın. Ya da namusluna." Deyip gülmeye başladı.

"Kutay! Başlatma şimdi uyuza. Zaten ona yaptım. Bana kıyafetimi çıkarmamı söyledi sonra beni kulübeye götürdü. Gömleği çözerken şeyine dizimi vurdum ve omzunu ısırdım. Kesin sinirden köpürüyordur. Nerdesin?!" Dediğimde daha fazla güldü. Bende telefonu kapattım ve koşmaya başladım...

Kaçmamdan kırkbeş dakika geçmişti. Biraz koştuktan sonra nefes nefese kalmıştım ve yürümeye başlamıştım. Ardından tekrar koşmaya başladım. Hala koşuyordum. Taa ki bu manzarayı görene kadar. Şuan aşağıda deniz vardı. Ben ise yukarıdan bakıyordum. Mükemmel bir manzarası vardı. Burayı kimse keşfetmediyse iki ay boyunca burası benim mekanım olacaktı. Yolu ezberlemiştim zaten. Sağ, sağ ve sol. Çok basit. Aslında Uraz beni bulurdu ama...bir umut işte. Şimdi anın tadını çıkarmam gerek.

Yemyeşil çimenlere oturup ayaklarımı aşağı sarkıttım ve denizi izlemeye başladım. Denizin kayaya vurması hem güzel bir ses hemde güzel bir manzara sunuyordu. Koşmaktan çok yorulmuştum. Ayrıca susamıştım ama yapacak birşey yoktu. Acıkmak daha kötüydü çünkü bu sefer akıllanmıştım ve hiçbirşey yemem.

Burası gerçekten çok güzeldi. Fazla güzel. Kayaya vuran dalga sesi insanı sakinleştiriyordu. Sesi daha güzeldi. O yüzden ayaklarımı zemine koydum ve dizlerimin üstünde durup gömleğimi belimden çözüp giydim. Burası güzel olduğu kadar aynı zamanda yüksek olduğu için serindi. Gömleği giyip biraz geri gittim ve yere uzanıp ayaklarımı kendime çekerek dalga seslerini dinledim...

Kendimi bir anda yüksekte bulunca gözlerimi açıp nerde olduğuma baktım. Aynı yerdeydim. En son Uraz'dan kaçmak için geldiğim yerde, dalga sesleriyle uyuya kalmışım. Diğer tarafa bakıp Uraz'ı gördüğümde ellerimle gözlerimi ovuşturdum ve uyku mahmurluğu ile çıkan sesim ile "Uraz?" Dedim. O tatlı gülümsemesiyle bana baktı "Alya?" Dedi. Birşey demedim ve ellerimi onun boynuna dolayıp kafamı göğsüne koydum ve gözlerimi kapattım. Uyumuyordum. Sadece...ne bileyim. Hani uyandığınızda yataktan çıkmak istemezsiniz ve her nekadar uykunuzu almış olsanızda gözlerinizi kapatıp öylece beklersiniz ya amaçsızca. İşte tam da o his. Bu an hiç bitmesin istiyordum. Ama bitmişti işte. Kulübeye geldiğimizi anahtar sesinden anladım ama gözlerimi açmadım. Bu da misafirlikten dönerken babanızın sizi taşıması için uyuyor numarası yapmanız gibiydi. Uraz beni yatağa yatırdığında gözlerimi açıp etrafa baktım. Burası benim değil Uraz'ın kulübesiydi.

"Uraz-"

"Şşşt." Dedi ve dolabından uzun krem rengi tülleri olan bir elbise çıkardı.

"Bunu giy."

"Uraz-" dediğimde yine sözümü kesti ve elbiseyle beni başbaşa bıraktı.

Hızlıca elbiseyi giydiğimde yerde, elbiseyle aynı renkteki topuklu ayakkabıları gördüm. Benim ayak numaramı nereden biliyordu?

Ayakkabıları giyince etrafa baktım ve kenardaki minik kutuyu gördüm. Elime alıp açtığımda krem ve gümüş rengindeki sallantılı küpeleri gördüm. Aynanın karşısına geçip onları da taktım. Kolye takmak için uygun bir elbise olmadığından başka takı yoktu. Bileklik olabilirdi veya çanta. Ama şuan bunlar önemli değildi. Ben neden hazırlandım?

Kapı açıldı ve içeriye siyah takım elbisesiyle Uraz girdi. Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Ayrıca bu çocuk nerde giyindi?

"Uraz?" Dediğimde bana baktı ve yine o tatlı gülümsemesini takındı.

"Neden hazırlandım? Hazırlandık?"

"Çünkü..." dedi ve kısa bir öpücük kondurdu dudaklarıma. "Burdan farklı bir yere gideceğiz."

"Neden?"

"Çünkü..." dedi ve yine az önceki gibi öptü beni. Şimdi neden yaptı ki bunu? Hayır neden yani?

Daha fazla soru sormadım ve Uraz'ın koluna girip yürümeye -ona ayak uydurmaya- başladım.

Bir süre yürüyüp sahile geldiğimizde şaşırmıştım. Ben bu topuklularla kumda- haa kumlara dizilen ve denize giden taşlardan gidecektik. Bu adam gerçekten akıllı.

Taşların üstünden geçip denizin yakınlarında durduk. Uraz tam karşımda duruyordu ve gözlerimin içine bakıyordu. Şuan far görmüş tavşan gibi baktığıma emindim. Bunun içine ne girdi de romantik oldu bu?

"Uraz-" dediğimde yine ve yine sözümü kesti.

"Şşşt sus ve beni dinle...Sen zaten baştan beri benimdin. İlk gördüğüm andan beri benimdin. Başka bir şansın da yoktu zaten. Bundan sonrasıyla geçmiş arasında olucak tek fark sana diyeceğim olan iki kelime. Kararın ne olursa olsun saygı duyarım ama...kararın ne olursa olsun sen sadece benimsin. Benim Yaramaz Bücürüm, Miniğimsin ve öyle kalacaksın. Alya...gözlerinin mavisine, gülüşüne, ağladığında gözünden düşen her damlaya aşık olduğum kadın. Seni seviyorum."

"Uraz..." dedim ve sustum. İşte şimdi ben susmuştum. Çünkü diyecek hiçbirşeyim yoktu. Duyduklarım karşısında şok olmuş bir şekilde duruyordum.

Ben doğru mu duydum?

Uraz Çağlar Alya Gürsoy'a aşık mıydı?

Kalp çarpıntısıdır o, aşk değildir demek istesemde yine sustum...

*****

Sizce nasıl bir bölüm oldu? Şimdi Kutsi'nin İlan-ı Aşk şarkısını açabilirsiniz sjjsjs
*forever doktorlar, forever levent-ela aşkı* Yazarlar kafayı buldu hadi görüşürük.

Pınar&Görkem

Continue Reading

You'll Also Like

639K 28.9K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
215K 9.7K 35
18 yılını bir hiç uğruna yaşamış olan Arel. 18 yıl bir yalan ile yaşamış olan aile. Birbirlerinin acılarını paylaşıcaklar mı yoksa yeni bir acı dah...
304K 19.4K 25
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
1M 28.1K 83
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bulunduğu durumdan kurtarmakla beraber ona...