Bir Teravih Meselesi |Texting

By kimbudeli6

513K 29.5K 9.9K

Siz: Selamünaleyküm beyefendi Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz? Siz: Teravihte annenizin numaran... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
|İnstagram
3.6
3.7
3.9
Ufak Bir Açıklamacık
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9

3.8

7.2K 493 122
By kimbudeli6

Seelaamm! Biiz gelddiiikk

200K olmuşuzz, bunu da burada kutlayalım <3 

Haftasonu bölüm gelmeyecek maalesef çünkü panomda da duyurduğum gibi teyzemin düğünü var. Bugün bile inanın zor yazıyorum hatta belki yarın gelir, bilemiyorum. 

Uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim <3

____________________________________________________________

Gözlerimi duyduğum seslerle açacakken bu seslerin ne olduğunu fark edip fark ettirmeden uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim. 

"Yani öyle babacığım, böyle de bir hikayemiz var. Yazsan roman olur denilenden." Başının hafif baskısını karnımda hissediyordum. Muhtemelen o da bebeği ezerim diye başını tam koymuyordu. "Ama anneni çok seviyorum. O benim Mahi'm, ışığıyla aydınlatanım. Ayrıca bir konuda anlaşalım babam, anneni ilk ben gördüm, ben sevdim. O en çok benim," dediğinde dayanamayıp güldüm. Başımı eğip saçlarını öperken hala gülüyordum

"Çocuğundan da kıskanmazsın Feza," dedim sırtımı yatak başlığına yaslayarak

"Olsun, anlaşmamızı yapalım şimdiden." Çattığı kaşları ile çok tatlı geldi gözüme. Yüzünü avuçlarımın içine alıp yanaklarını derince öptüm. 

"Sabah sabah ne bu tatlılık?" Güldü. 

"Bana tatlı diyen ilk kişisin güzelim." Hala ellerim arasında olan yüzünü sevdim. Isırasım gelmişti, hatta dişlerim kamaşmıştı

"O da benim ayrıcalığım, bir ben görüyorsam demek bu halini." Dişlerimi sıkmamak için zor dururken konuştum. "Feza," 

"Hım?" 

"Isırabilir miyim?" Önceden de yaptığım bir şey olduğu için şaşırmadı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı sadece. Bunu onay olarak kabul ederek yanağını acıtmayacak şekilde ısırdım. Kıyamazdım sonra. Sessizce güldü. 

"Hadi kalkın, size kahvaltı hazırladım." Yataktan kalkıp elini bana uzatınca tuttum. Beni kendine çekerek yataktan indirdi. "Elini yüzünü yıka sen, ben bekliyorum aşağıda." Başımı sallayıp banyoya ilerledim. Dağılmış saçlarımı ve şişmiş göz altlarımı görünce bu halime az önce nasıl öyle güzel bakabildiğini sorguladım bir süre. Bir süre de hayatımı sorguladıktan sonra oldukça güzel bir hayatım olduğuna kanaat getirerek yüzümü yıkayıp aşağı indim. 

Feza tezgahta bir şeylerle uğraşıyordu. Yanına ilerleyip dönmesini beklemeden kollarımı beline sardım. Onunda kolları arkaya doğru uzanıp bana tutundu. Zaten onun yanında normalde uzun olan boyumla ufak kalıyordum. Bedenini tamamen bana döndürüp kolunu omzuma attı başımdan öperek. Beraber tezgahın başında durunca ne yaptığına baktım. Lor peynirli yumurtaydı sanırım. 

"Neden lor?" Bir kolu bana sarılıyken diğer eli ile yumurtayı karıştırıyordu.

"En sağlıklısı buymuş." Gülsem de aşık Leyla bakışlarım üstündeydi.

"Araştırdın mı?" Başını salladı. "Beslenme programımız sen de o zaman artık."

__________________

Güzel geçen kahvaltıdan sonra bugün ikimizde evde olduğumuz için çiçeklerle vakit geçirmeye karar verdik. Daha doğrusu ben karar verdim, Feza da uydu.

Giydiğim sarı önlüğün çamur olmasını umursamadan büyümüş lalenin saksısını değiştirirken gözlerim, oldukça ciddi bir şekilde kalanşoları temizleyen Feza'ya kaydı. Muziplik yapasık tutunca parmağımı toprağın temiz tarafına batırıp yüzüne vurdum. Gözlerini yana çevirdi.

"Neden yaptın?" Omuz silktim sırıtırken.

"Canım istedi." Hiç beklemediğim bir anda iki parmağı iki yanağımı da boyarken hayretle geri çekildim.

"Neden," dedim sonunu uzatarak istine bakarken. Omuz silkti o da gülerek.

"Canım istedi." Ben de güldüm gülüşüne.

"Askerin mi yaptın beni?" Yüzüme çizdiği çizgileri kast ettim. Kaşlarını kaldırıp indirdi.

"Burada ki asker benim, komutan sen." Aklıma gelenle parmağımı kaldırdım.

"O zaman emrediyorum asker," dedim oyununa uyarak. "Soğuk limonata istiyorum." Belki canımız çekmiş olabilirdi, ama komutan olduğumuzu söyleyen oydu.

"Hemen," dedi ayaklanırken. O eve girerken bende ellerimdeli eldivenleri çıkarıp kenara koydum. Çardağa oturup ayaklarımı sallandırırken çok geçmeden Feza gelmiş, limonataları vermişti. Bunu iki gün önce yapmıştım, dolapta hazır olsun diye.  Uzattığı limonata bardağını alıp yavaş yavaş içerken Feza çoktan bitirmişti bile. Bir ona bir bardağına bakarken o da hızlı içtiğini fark ederek elini ensesine attı.

"Alışkanlık." Gülüp kafasını kendime çekerek öptüm. Bu adamı zaten hep severdim vardı ama şimdi daha bi' sevesim geliyordu. Sanırım iki kişi yerine seviyordum artık.

"İki kişi yerine seviyorum artık seni herhalde," diye mırıldandım gülerek. Bir eli karnıma inerken başımı göğsüne yaslayıp saçlarımı öptü. Keyifli gülüşü doldu kulaklarıma.

"Ben de iki kişilik severim sizi o zaman."

Birkaç dakika dinlendikten sonra Feza daha fazla bahçede kalmama izin vermeyerek beni eve gönderdi. Kendisi de ortalığı toparlayıp arlamdan geldi.

"Mahi'm," Kütüphanede kitap okuyorduk. Kitaba dalmışken sesini duyunca başımı kaldırdım.

"Efendim?"

"Biz odasını ne zaman hazırlayacağız?" Beklemediğim soru ile şaşırsam da güldüm.

"Hayatım ona var daha, hem cinsiyeti bile belli değil."

"Cinsiyeti 16.haftada öğrenilebiliyormuş. Nasıl bekleyeceğiz o kadar?" Elimdeki kitabı bıraktım.

"Daha yedi ay bekleyeceksin Feza, erken mi çıkarayım çocuğu?"

"Yok yok, sağlıkla gelsin, sadece şey yaptım işte." Kaşlarım havalanırken bu halinden fazlasıyla keyif alıyordum.

"Ney yaptın?"

"Heyecan yaptım." Öne doğru uzanıp başını kendime çekip sarıldım.

"Heyecanını severim senin!" Bir o yana bir bu yana sallanıp sarılırken o gülüyordu. "Bu sefer o istedi sarılmayı bak, bu kız ne temas bağımlısı oldu deme sonra." Geri çekilince açıklamamı yaptım.

"Kurban olurum sizi verene."

____________________

Feza yerinde duramadığı için hastaneye gelmiştik. Ben de o gelince görürüz diye ultrason filmi ile bakmamıştım hiç zaten. Doktorun kapısının önünde beklerken gözlerin yanımda dizini sallayıp duran adama döndü.

"Feza biraz sakin mi olsan?" Ne yaptığını yeni fark etmiş gibi dizini tuttu.

"Fark etmemişim." Elimi dizinin üzerinde duran elinin üstüne koydum.

"Ben de ilk defa göreceğim, beraber görelim istedim." Gözlerinin parladığını görebiliyordum.

"Çok seviyorum seni." Gülümsedim.

"Bende seni." Romantik bakışmamızı bölen sıranın bize geldiğini söyleyen asistanın sesiydi. İçeri girip doktorun karşısına oturduk. Defne Hanım gülümsedi.

"Hoşgeldiniz." Tebessüm ederek başımı salladım ben de. "Ultrason için mi?" Tekrar başımı salladım.

"Eşimi beklemiştim zaten biliyorsunuz," dediğimde başını salladı.

"Peki, geçin siz o zaman." Feza ile ultrason odasına geçtik. Sedyeye uzanıp karnımı açtım. Feza başımda dikiliyordu ama heyecandan yerinde duramadığı belliydi. Doktor içeri girince Feza'nın makinelerde gezinen elleri durdu. İstemsizce güldüm haline.

"Bakalım miniğe." Jelin soğukluğunu hissedince yüzümü buruşturdum. Katlanacaktık artık sevmediğimiz şeylere bile.

Feza elini nereye koyacağını bilemeyince elimi uzattım. Fazla mı heyecanlıydı sanki?

Defne Hanım probu karnımda gezdirince siyah ekranda beliren görüntüye baktım dikkatle.

"Nerede?" Ben sormadan Feza'nın yönelttiği soru ile doktor parmağını bir noktada tuttu.

"Şurada, şu an yaklaşık bir çilek boyutunda diyebiliriz." İkimizde dikkatle ekrana bakıyorduk. "Kalp atışlarını duyalım mı?" Heyecanla baş sallarken doktor güldü ve bir tuşa bastı. Oda hızlı ritimlerle dolarken kaşlarım çatıldı.

"Ne kadar hızlı."

"Böyle oluyormuş," Başımı kaldırıp Feza'ya bakarken o burnunu çekti. Ama bu da böyle yaparsa yani...

Doktor odadan çıkınca Feza'nın da yardımıyla üzerimi düzeltip kalktım. Feza'nın kızarık gözlerini görmek kendimi duygusuz hissettiriyordu. "Ben kalpsiz miyim acaba?" Odadan çıkarken kurduğum cümleye Feza'nın kısık sesle güldüğünü işttim.

"Bunu kalbinin güzelliğine aşık olduğum kadın mı söylüyor?" Başımı geriye atıp ona baktım.

"Ama Feza ya," Kuracağım cümleyi kafamda tarttım. "Sen böyle yapınca," Yine devamı gelmeyince Feza geriye attığım başıma eğilip alnını öptü.

"Far görmüş tavşana dönüyorsun." Hayranlıkla kocamı izlerken başımı salladım. Yüz ifademe güldü. Gülünce kısılan gözlerine de hayrandım. "Doktor bizi bekliyor bebeğim."

"Ha?" Onu izlemeye dalmışken ağzımdan çıkan şeye engel olamamıştım. Sonradan fark ederek, "Doğru, hadi gidelim." diyerek utancımı yatıştırmaya çalıştım. Aslında benim olan bir şeyi izlediğim için utanmama gerek yoktu herhalde?

Öküz gibi izlemesen gerek olmazdı.

Doktorun odasına girince gerekli şeyleri söyledi. Feza benden daha dikkatli dinlemişti. Benden daha çok dikkat edeceğine emindim.

Ultrason fotoğrafını da Feza aldıktan sonra odadan çıktık. Koridorda ilerlerken Feza'nın gözleri elindeki kağıttaydı. Daha doğrusu bebeğimizde.

"Ezberledin Feza," dedim gülerek.

"Ezberleyeceğim tabii, benim bebeğim." Sahiplenircesine söylediği şeye güldüm.

"Bizim bebeğimiz."

______________________________________________________________

Bittii! Ne karmaşalar içinde yazdım bilemezsiniz...

Bölümü fırlatıp bayılmaya gidiyorum aşırı yorgunum çünkü. Sonraki bölüm ne zaman gelir bilmiyorum, o yüzden bir tarih veremeyeceğim

Hayırlı geceler, Allah'a emanet olun 🤍

Continue Reading

You'll Also Like

20.1K 1.4K 8
1. MY HUSBAND IS DILAPIDATED 2. SHE IS MINE 3. SHE IS MINE 2 - Kehidupan Sena yang tadinya damai, kini ricuh karna masa kehamilannya yang terkadang a...
65.7K 9.1K 200
Assalaamu alaikum warahmatullahi wabarakatuh In this book, You'll find : ✓ Bedtime Stories for kids ✓ Stories of Repentance ✓ Stories of Reverts ✓ St...
33.8K 3.6K 25
A Summary of Mishari Al-Kharraz’s Lecture Series “How to Taste the True Beauty of Salah” Kuwait 2008 By Mona Hubbi Free for copy/distribution Food p...