lost|participation

بواسطة avilaide

570 112 1.2K

"bu ada kafamı karıştırıyor, hep burdaymışız gibi." المزيد

form
cast(1)
cast(2)
1
2
3
4
6
7

5

35 10 130
بواسطة avilaide

blair

"iyi misin?" yerdeki aşırı mutsuz görünen kıza elimi uzattım, çekik gözleri vardı.

"İyiyim." Elimi tuttu, o sırada birkaç kişinin daha konuşma seslerini duyabiliyordum. "En son ne olduğunu hatırlıyor musun?"

"Açıkçası hayır, çok sarhoştum." başını tutup ovdu. "Sanırım denize düştüm ama. Vücudumun havadaki hissini hatırlıyorum."

"Ben de."etrafıma baktığımda küçük sarışın bir çocuk görmüştüm. Korkmuş görünüyordu. Yanına ben gidemeden başka bir kadının yaklaştığını gördüm. "Selam birtanem. İsmin ne acaba?"

"John.."

"John. Gemide kimleydin? Düşerken yanında mıydı ebeveynlerin?"

"Hayır onları kalabalıkta kaybettim.." Kadın, çocuğa aniden sarıldı.

"Sorun yok her şey yoluna girecek, ben Bianca. Bana güvenebilirsin." böyle bir durumda bile bir dayanışmanın olmasını görmek güzeldi açıkcası. Yanımdaki kızın sesiyle gözlerimi onlardan ayırdım.

"Valentine."

"Güzel bir isimmiş. Blair ben de." kafasını salladı hafifçe, üstüne uzun kollu renkli bir elbise vardı. "Üşüyor musun?"

"Biraz." etrafına bakarak bana geri döndü. "Gerçi hepimiz sırılsıklam olduk."

"Ateş yakmalıyız sonra neler olduğunu ve nasıl buradan kurtulacağımızı tartışabiliriz." Bianca aramızda en güçlü görünendi şu an.

"Şurada birileri var!" John'nun işaret parmağıyla gösterdiği yere baktım, biraz uzakta yerde yatan iki beden vardı. Daha yeni kendine gelmiş gibi görünen asyalı çocuk oraya koşmaya başlamıştı. "Veronica?!"

"Onu tanıyorum. Greenest Gem diye bir gruptaydı sanırım. Seslendiği kişi kız kardeşi." çok kötü bir durumdu, o gemiye ailemle binmiş olsaydım kafayı yerdim şu an. Gerçi bir aile üyemi kaybetmiştim, etrafımdaki insanları tanımadığım için ağlamaya çekinmiştim. Sevgili kedim, küçük kızım. Ne acılarla ölmüştü , bilmiyordum bile.

Çocuk iki bedene yaklaşınca durmuştu, beklediği kişi değildi büyük ihtimale. Yanlarına geldiğimizde bunların kumral saçlı bir adamla sarışın genç bir çocuk olduğunu gördük.

"Yaşıyorlar mı?" Bianca yanlarına gelip çocuğun yanına eğildi. Kulağını göğüsüne doğru dayadı, kalp atışını hissetmiş olmalı ki kafasını geri kaldırıp kalp masajı yapmaya başladı. Arada durup suni teneffüs yapıyordu.

Aptal gibi dikilmemek için diğer adamada ben yardım etmek için eğilmiştim. Ben tam ellerini göğsüne koyduğumda adam doğrulmuştu. Şimdi kalp krizinden gidicek bendim.

Arkaya doğru düştüğümde diğer çocukta kendine gelmiş su püskürterek doğrulmuştu. Nefes nefese kalmışken elini göğsüne götürmüş kendine gelmeye çalışıyordu.

"İyi misin?" Bianca çocuğun sırtına elini koyup sıvazladı. "Nerdeyiz?"

"Bir adaday-"

"Ne?!" çocuk aniden kalkıp etrafına bakmaya başladı. "Hayır hayır.. buradan çıkmalıyım. Daha bir sürü şey yapıcaktım!" Diğer yeni ayılmış adam, çocuğun bileğinden tuttu. "Çocuk. Şu an hayatta geri tutunmuşken bırak tadını çıkaralım. Sakinleşmeye çalış."

"Hayır!" çocuk elini sertçe geri çekti. "Kalıntılar nerede? Neden burada yalnızız? Bu çok saçma ve tuhaf! Ayrıca bu güzergahda ada yoktu, öldük mü biz?!"

"Bunu nereden biliyorsun?" çocuk panik içinde bana bakmaya başladı. "Çünkü hepinizden yüksek bir zekam var ve yok yere gidecek!"

"Ne yaparsan yap o zaman velet! Çok zekiysen bizi kurtar!" asyalı çocuk onu tanımış gibiydi. Sinirle diğer tarafa yürümeye başlayınca Bianca onu durdurdu.

"Nereye gidiyorsun? Birlikte kalmalıyız."

"Kardeşimi bulmalıyım."

"Burdayım!" ikizi gibi görünen bir kız uzun boylu bir adamla yan yana geliyordu. Bu kesinlikle garipti.  Neden hepimiz aynı yere savrulmuştuk? Tamamen bir şans olabilir miydi? Hiçbirimizin yara izi varmış gibi gözükmüyordu. Oysaki resmen bir felaketin içinden çıkmıştık.

Sam onu görünce hızlıca ona koşmuş ve sarılmışlardı. İki kardeş kumların üzerine düştüğünde yanlarındaki adam gülümsemişti. "Kız kardeşin seni bulamazsak kendini denize atmakla tehdit etti."

"Yapar o.. Seni partide görmüştüm sanki."ikisi geri kalktığında büyük bir grup olduğumuzu anlamıştım.

"Herkes iyi olduğuna göre konuşmalıyız." Bianca, biraz önce deli gibi bağırarak kendi rezil eden çocuğa baktı. "İsmin ne?"

"Barry." çocuğun sesi kısık çıkmıştı, duruma alışmaya çalışıyor gibiydi. "Ben de Saint." biraz önce onu tutan adamdı bu sesin sahibi. Sanki onu bir yerlerden tanıyor gibiydim.

"Valentine." kollarını birbirine sarmış dururken nedense ona yakın hissedebildim, onun yanında dursam iyi olacaktı.

"Veronica ve Samuel sizi zaten sanırım buradaki herkes tanıyor." Bianca bunu dedikten sonra hafif gülümsedi, ortamı düzeltmeye çalışması tatlı olsa bile mümkün değildi.

Birkaç dakika boyunca böyle konuşma şansımız oldu. Veronica'ya yardım eden adamın ismi Campell, kendisi bir modelmiş. Cidden çok yakışıklıydı. Şu an bunu düşünmemem gerekmese bile elimde değildi.

Valentine bir şey yapmıyormuş, kafa iznindeymiş daha doğrusu. Bianca bir moda tasarımcısıymış, üstündeki yırtık elbiseler her şekilde güzel duruyordu buradan anlamalıydım. Barry bize pek bir şey anlatmadı büyük ihtimale kendini güvenceye alıyordu.

"Orada!" John yine bir şeyleri fark etmiş olmalıydı. Havayı gösteriyordu. Bu bir dumandı.

"Yaşayan birileri var, gidelim!" Samuel gidicekken kız kardeşini onu tuttu. "Ya tehlikelilerse. Belki yamyam adasındayız."

"Başka çaremiz yok, en kötü silahlarını alırız." Saint böyle diyince Barry kaşlarını çattı. "Siz savaşın ben kurtarma ekibini bekleyeceğim."

"Şuna bak kendine zekiyim diyorsun bide." Samuel böyle diyince Veronica onu itekledi eliyle. "Küçücük çocukla kavga etme Samuel!"

"13 yaşındayım. Ve dediğim gibi sizden bin kat daha zekiyim." Saint, çocuğun omzuna elini koydu.

"Biliyoruz. Şimdilik bunu rafa kaldıralım. Olur mu?" uzun bir tartışmanın sonunda ormana gitmeye karar vermiştik. Ormanın içi çok sessizdi, Valentine ve ben ormanın içinde hiç hayvan olmamasını konuşuyorduk. Normal değildi kesinlikle. Çalılıklardan ses gelince herkes durmuştu, Saint hepimizin önüne geçti.

"Orada biri var mı?" yerden taş almıştı. "Sonunda birileri!" esmer bir kız çalılıklardan çıktı, saçının her yerine yapraklar girmişti. Çok şık giyiniyordu, tabii elbisesi fazlasıyla yırtılmıştı o ayrı mesele.

"Uyandığımda yalnız başımaydım!" Bianca, kızı sakinleştirmek için öne çıktı. Kız sakinleştiğinde kendini tanıtabilmişti.

"Fiona ben." biri onu tanımış görünüyordu.

"Seni tanıyorum. Gemiyle bir alakan var mı?" Saint demişti bunu.

"Beni yemekte görmüş olmalısın.. Babam geminin sahibi sayılır. Yarısının diyelim. Bunlardan sorumlu falan değil! Ortağı yapmıştır ne yaptıysa." kimse onu suçlamaya kalkmamıştı neyse ki. Şu an en son ihtiyacımız olan şey buydu. Bir kaos. Hiçbir şey demeden yürümeye devam ettik. Hepimizin içinde bir umut vardı.

Dumanın oraya yaklaştığımızda bir açık alana çıkmıştık. Orman tamamen sonlanmıştı. Kocaman yuvarlak bir alan vardı. Ortada ise yanan bir ateş. Kütüklerle yakılmıştı.

"Bu da neyin nesi?" Bu ses başka yerden gelmişti. Oraya baktığımızda bizden başka bir grup olduğunu gördük. Gözlerimi üstlerinde gezdirdim, o an göz göze geldik işte. Alexander. Yaşıyordu, onu göreceğime bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim.

"Silas adasına hoşgeldiniz." hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Karşımızda uzun boylu orta yaşlarında bir adam vardı, normal görünmüyordu. Gözleri tamamen beyazdı, bu yetmezmiş gibi parlıyordu. Kısa sarı saçları arkaya yatırılmıştı. Bembeyaz bir kostüm giymiş gibiydi. Her şeyi gibi ten rengi de beyaza kayıyordu. En korkutucu olan kısmı ise o kocaman sırıtışıydı. "Ben Sylvester, sizle çok eğleneceğiz."

-

arkadaşlar Forget kitabıyla bağlantılı kitap olacak ehehhe

-

واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

354K 13.9K 68
(Tamamlandı) 26 yıl önce karışan hayatlar. Ailesinin göz bebeği Naz ve ailesini kabul etmeyen Almiranın hikayesi. Arslanların prenses kızı Naz aslı...
97.8K 200 28
Bir kadın bunu yazabilir mi? Evet yazar , hemde erkeklerden daha iyi yazar. Konuya gelince , hikayen sıradışı, çok dehşet ve aşırı tahrik ediciydi. İ...
4.3M 96.9K 103
❗️Kitap ağır cinsellik ve vahşet içerir❗️ ... "Söz verebilir misin, Liya?" "Sana söz veriyorum, seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Senden vazgeçtiğ...
15K 1.1K 19
Her Türk asker doğardı. Lakin sadece bazılarının yaşamı asker olarak son bulurdu. Onlar vurulduklarında değil, unutulduklarında ölenlerdi. Onlar şanl...