Doktor // bxb

By celik9822

87.7K 5.9K 1K

Oysa ben sonsuz ömrümün her saniyesini onunla geçirmek istiyordum. Gay vampir kurgusudur. +18 More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28

29

1.3K 141 28
By celik9822


Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar🩸🩺

"Yapmak istediğiniz şey çok güzel ama.."

"Ama ne ?"

"Pars evli olmayan hetero bir çifte bile zar zor evlatlık verirlerken evli olmayan gay bir çifte vermelerini bekliyorsunuz."

Sıkıntıyla oflayıp sandalyeye oturdum. Nevra aşırı mantıklı konuşuyordu ama Parla'nın kurum bakımına alınması onun için felaketle sonuçlanan bir şey olmaktan fazlası olmayacaktı.

"Şu durumda Rüzgar'da seninle evlenmez."

"Parla için bile mi?"

"Çocuk senden nefret ediyor."

"Evet. Çünkü beni seviyor. Bu yüzdende yaptığımdan dolayı nefret ediyor."

"Yani?"

"Yanisi Parla için benimle evlenir. Sonradan da beni affeder."

"İkinci dediğine pek inanmadım ama neyse."

Kapının çalınma sesiyle kafamızı kapıya çevirdik.

"Gel."

Kapı açılıp içeriye Rüzgar girdi. 

"Kurumdan gelmişler. Parla için."

"Tamam geliyorum."

Sandalyeden kalkıp önlüğümü aldım. Bir yandan önlüğümü giyerken diğer yandan Rüzgar'ın yanına doğru yürüyordum. Giydiğim önlüğü düzelttikten sonra odadan çıktık.

"Parla'yı kalıcı olarak bize vermezlerse ne yapacağız?"

"Bilmiyorum. Vermemeleri içinde çok fazla sebep var."

"İkimizde erkeğiz."

"Evli değiliz."

Dediğim şeyle durmuştu. O durunca bende durup ona baktım.  

"Sadece birimiz başvursa?"

"Ne?"

"Çift olarak değil de bekar biri olarak başvursak? Daha çok artar mı şansımız?"

Söylediği şeyle yok olmak istedim. Parla için bile olsa benim evlenmek istemiyordu. Oysa ben sonsuz ömrümün her saniyesini onunla geçirmek istiyordum.

"Bilmiyorum. Çocuğun bir aile ortamında yetişmesini tercih ederler bence."

"Birbirinden nefret eden iki ebeveynle yani."

"Sen benden nefret ediyorsun. Ben sana deliler gibi aşığım. Kendi adına konuş."

Arkamı dönüp yeni doğan ünitesine doğru yürümeye başladım. Tamam anladık kızgındı da benim ona olan sevgimi görmezden gelemezdi. 

Yeni doğan servisine geldiğimizde kurumun görevlileri çoktan gelmişti.

Görevli kadına elimi uzatarak "Merhaba, hoşgeldiniz. Ben doktor Pars KARA." dedim.

"Merhaba doktor bey. Ben sosyal hizmet uzamanı Burcu ERTÜRK."

Biz el sıkıştıktan sonra Rüzgar'la da tanışarak el sıkıştı. 

"Evlatlık başvurusunda bulunan sizdiniz değil mi?"

"Evet bizdik."

"Başvurunuzda evli olmadığınızı fark ettim."

Evet değiliz çünkü Rüzgar benden nefret ediyor.

"Evet değiliz. Uzun süredir beraberiz. Yani evlenmeye yakın sayılırız."

Rüzgar'ın dediği şeyle kaşlarımı havaya kaldırdım. Beş dakika önce başka bir şey demiyor muydu ?

"Şöyle yapalım başvuru sonuçlanan kadar sizinle kalsın Parla. İncelemelerden sonra kesin sonuca bakarız."

"Alamama gibi bir ihtimalimiz var yani."

"Her zaman olumsuz sonuç için bir ihtimal vardır. Bu süreç içerisinde medeni durumunuzda bir değişiklik olursa olumlu sonuçlanma ihtimali de artar."

Burcu hanımın söylediği şeyden sonra bakışlarımı Rüzgar'a çevirdim. O da bana baktığı için göz göze gelmiştik. 

"Eğer birlikteliğiniz sadece Parla içinse bu işi unutun. İncelme sırasında fark edersek her şey daha da kötü bir hal alır."

"Merak etmeyin. Benim Rüzgar'a olan aşkım Parla'dan önceye dayanıyor."

"Güzel o zaman. Birkaç hafta sonra incelemede görüşürüz."

Burcu hanım ikimizle de el sıkıştıktan sonra gitmişti. 

Rüzgar elleri cebinde camekanın ardından Parla'yı izliyordu.

"Hani tek başına başvuracaktın?"

Bakışları bana dönerken sesli bir nefes aldı. 

"Parla için en iyisinin bu olduğuna karar verdim."

"Sadece Parla için mi?"

"Evet Pars. Yaptığından sonra evleniyoruz diye göbek atacak değilim."

Ona doğru birkaç adım atarak yaklaştım.

"Evli olduğumuz için göbek atacağın günlerde gelecek."

Göz kırptıktan sonra yanından uzaklaştım. Hızlı bir şekilde konseye gelip babamın yanına çıktım.

"Pars? Her şey yolunda mı?"

"Evet. Sayılır."

Masanın önündeki tekli koltuklardan birine oturdum. Parmaklarımı teker teker masaya vurmaya başladım.

"Kurumdan biri geldi. Olumsuz konuşmadı."

"İyi bu güzel bir haber."

"Ama olumlu da konuşmadı. Birlikteliğimizi resmiyete dökmemiz ve ilişkimiz sahte olduğunu düşünmemeleri gerekiyormuş."

"Rüzgar kabul etmedi bunları galiba."

"Etti. Etti de Parla için evliyken benden nefret etmeye devam edecek."

"Aynı evin içindeyken kendini daha kolay affettirsin."

Sıkıntıyla nefes alarak ofladım. Baba olduğuma bile sevinemeden küçük beyle uğraşıyordum.

"Annemin yaptığı yüzükleri sana geri vermiştim ya. Nerede onlar?"

Cebinden bir anahtar çıkararak yanındaki çekmeceyi açtı. İçinden kutuyu çıkarıp bana uzattı. Tam elinden alacakken geri çekti.

"Bir daha bana getirme. Parla'yı evlat edindikten sonra Rüzgar'a kendini affettir."

"Tamam. Elimden geleni yapacağım."

"Fazlasını yap."

Kutuyu bana uzattığında bu sefer hemen elinden çektim. Cebimden telefonu çıkararak Rüzgar'a mesaj attım.

Pars: Nerdesin?

Rüzgar: Hastanede. Parla'nın çıkışını yapıyorum.

Pars: Tamam. Geliyorum beni bekle.

Telefonu cebime koyduktan sonra ayaklandım. 

"Parla'yı eve götüreceğiz. Gidiyorum ben."

"Tamam. Dediklerimi unutma."

Kafa sallayarak onu onayladım ve hızla hastaneye geldim. Rüzgar'ın hastanenin  girişinde bebek taşıma koltuğunda Metin denen o dallama ile durduğunu görünce sinirim tepeme çıktı.

Bu adam akbaba yemin ederim ya.

Rüzgarların yanına giderek kocaman gülümsedim.

"Hayatım, hazırsanız gidelim mi?"

Metin'in gülen yüzü solarken ben daha fazla sırıttım. Rüzgar başta şaşırsa da Burcu hanımın dediğini hatırlamış olacakken hiç bozmadan devam etti.

"Evet. Hazırız. Küçük hanım uykuya bile daldı."

Uzanıp elinden bebek taşıma koltuğunu aldım. Boşalan elini elimin arasına alarak sıkıca tuttum. 

"İyi günler Metin hocam."

Metin sadece kafasını sallayarak geçiştirmişti bizi. 

Rüzgar'ın elini tutarak hastaneden çıktım. Arabaya kadar ellerimizi hiç ayırmadım. Arabanın yanına geldiğimizde Rüzgar hızla elini çekti ve Parla'yı yerleştirmeme yardım etti. Eve gidene kadar tek kelime bile konuşmadı benimle.

Eve geldiğimizde uyuyan Parla'yı odaya çıkardım. Daha çok küçük olduğu için şu anlık benim odamdaki beşiği vardı. Salonda bir tane daha beşik ve ana kucağı vardı. Aklıma almam gereken başka bir şey gelmemişti. 

Onu beşiğe yatırıp anlından öptüm. Yatağın başındaki telsizi de açtım. 

"Umarım evini seversin güzel kızım."

Kapıya doğru döndüğümde Rüzgar'la karşılaştım. Kapıda durmuş bizi izliyordu. 

"Çoğu eşyasını almışsın."

"Evet. Hazır eve gelsin istedim."

"Ben de yarın getiririm eşyalarımı."

"Tamam. Ben aşağıya iniyorum yemek hazırlayım. "

"Ben hazırlardım kendime."

"Sen Parla ile kal biraz. Ben hallederim."

Beni kafasını sallayarak onayladıktan sonra odadan çıktım. Hızla ona yiyecek bir şeyler hazırladıktan sonra telefonun kamerasını açıp güzel bir yere sabitledim. Kamerada çok parlıyordum ama Rüya hallederdi onu.

Parla için evlendiğimizi düşünmesinler diye teklifi gizli yapıp kayıt altına almaya karar vermiştim. Birkaç tanede fotoğraf çekinip çıkarırdık. 

Rüzgar aşağıya indiğinde istemsizce gerilmiştim. Şu an gerçek evliliğimiz için değil sahte evliliğimiz için evlenme teklifi ediyor olabilirdim. Yine de heyecanlanmıştım. 

Rüzgar tam kameranın olduğu yerde durduğunda dizlerimin üstüne çöktüm. Gözlerini kocaman açmış bana bakarken cebimden kutuyu çıkardım ve açtım.

"Benimle evlenir misin?"

Olumsuz bir şey söylemesin diye kaşlarımla kamerayı gösterdim. Kamerayı fark edince gülümsedi. 

"Evet!"

Bağırarak ve oldukça heycanlı bir şekilde evet demişti. Ayaklanıp yüzüğü parmağına taktım. Belinden tutarak onu kendime doğru çektim. Anında nefesini tutarak dudaklarıma bakmıştı. Dudaklarımız arasında milimler varken ondan uzaklaştım. Tuttuğu nefesini bıraktı. 

"Öpüşmemize gerek yok."

Ay sonunda boşluk bulup yazabildim... 

Yüzükler


Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Continue Reading

You'll Also Like

12.1K 445 28
Eray: 27 yaş. Eğlenceli, gezinti meraklısı. İlişgilerde kaybeden. Hırslı birisi. Berkay: 25 yaş. Koruma ve gay. Sert, sevimli, bazende ciddi. Her bi...
82.8K 9.3K 20
Kim Taehyung kutsal kanını yıllardır uyuyan vampire vermiş ve en büyük günahı işlemişti... "Beni damarlarındaki şarapla uyandırdın. Şimdi şarabının s...
157K 4.6K 26
"Her şey Fransa'ya taşınmam ile başladı."
10.3K 411 24
"Asım," dedi Kerem yalvaran bir tonda. "Bir dakika lan. Bir dakika izin ver yaşayayım seni, beni, bizi..." İkisi de o bir dakikayı bir ömüre evrilece...