GEÇMİŞİN KUKLASI +18

By suslu1civcivv

28.5K 1.1K 574

[Şiddet,kendine zarar verme gibi ögeler içermektedir!] Çocuktum ve yaşadığımız şeylerin kaderimiz olduğunu dü... More

GİRİŞ
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
6.BÖLÜM
5.BÖLÜM
7. BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
Kaktüs ve Kar tanesi
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
İleriki bölümlerden küçük bir kesit- Morg
16.BÖLÜM
GEÇMİŞTE SIKIŞMIŞ KUKLA
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
KIYAMETTEN SONRA AÇAN PAPATYA
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21. BÖLÜM

NEFRETiN ESİRİ

312 21 4
By suslu1civcivv


2019

Kadın gülümseyerek paketi bana uzattığında aynı şekilde gülümseyip aldım. Ciddi bir şey yoktu; o şerefsizden annemin kolyesini alıp dönecektim.
Tâbi gömleğin paketini açmadan gitmem gerekiyordu, içindeki görünce beni öldürmesini istemem. Mağazadan çıkıp etrafa bakındım, duruşumu dikleştirip gülümsedim. Korkacak bir şey yoktu; geçen gün salak gibi Demir Yıldırım'ın bölgesine girerken korkmamıştım, bu gün yine korkmayacağım.

Arabama bindiğimde telefondan tekrar attığı adrese baktım. Elimi karşımdaki manzaraya dikip öylece boşluğa baktım. Boğazım düğümlendi, sıkıcı bir his tüm bedenimi esir aldı.

Bu dünyada yapayalnız kaldım, abim gitti; benim ondan başka kimsem yok... Ben yapayalnız kaldım...

Korktuğum yalnızlık değil, yalnızlıkta yankılanan güzel hatırlar...

Gözümden bir damla yaş düştü.

Bir tane daha ve bir tane daha.

Melek doğdu, abim gitti.

Abim en çok baba olmayı istedi, kızını bile göremedi.

Herkesi yok etmek istiyorum, abimi benden alan herkesi yok etmek istiyorum. Abim geri dönecekti, o dönene kadar benden bir şey kalır mı bilmiyorum.

Korkuyorum, dönmeyecek olmasından çok korkuyorum.

Abim kendini kurtardı diye şükür ediyorum yine de. Eğer o ölmüş olsaydı nefes almak bana haram olurdu.

Ben herşeyle başa çıkacak kadar güçlüyüm, abimin ölümü hariç herşeyle.

Başımı iki yana sallayarak düşünceleri kovmaya çalıştım. Küçük aynayı çıkarıp makyajımı kontrol ettim. Demin düşen birkaç yaş ıslak bir yol çizmişti yüzümde. Makyajımın bozulmasına sinirim bozuldu, en kaliteli malzemeleri kullanıyorum ve binlerce lira ödüyorum bu malzemelere. İki damla su makyajı bozacaksa bu kadar para vermeye ne gerek var?
Öfkeyle fondöteni yüzümü sürdüm. Rujumu tazeledim ve gülümsedim. Kendimi makyajlı bir şekilde görmeyi çok seviyordum. Aynaya bakınca kusursuz yapılmış bir makyaj görmek aşırı hoşuma gidiyor.

Aynayı çantaya attıktan sonra emniyet kemerini taktım ve derin bir nefes aldım. Kolyeyi alıp geleceğim, öldürecek değiller ya beni!

Yaklaşık yarım saat sonra arabayı park edip etrafa baktım. Arabadan inip çantamı ve diğer paketi aldım. Restoranın girişinde duran takım elbiseli adam beni görünce yanıma geldi. Duruşumu dikleştirdim, adam hiç konuşmadan içeriyi işaret ettiğinde bir şey dikkatimi çekti.

Bu koruma olarak çalışan insanlar konuşma engelli mi?

Neden hiçbiri konuşmuyor?

Topuklu ayakkabılarımı sertçe zemine vurarak yürümeye başladım. İçeri girdiğimizde beklediğimin aksine sakin bir ortam vardı. Birkaç masa doluydu, insanlar sohbet ederek yemek yiyordu. Birkaç masa ötede onu gördüm, siyah gömleğinin birkaç düğmesi açıktı ve elinde bir kadeh tutmuştu. Dalgın gözleri boş masada volta atıyordu. Kadehini dudakları arasına götürdüğünde bakışları bana döndü; birkaç saniye bana baktıktan sonra yüzünde alaylı bir gülümseme oluştu.

Şerefsiz piç!

Duruşumu bozmadım, daha da dik durup ona doğru yürüdüm. Ben masaya varana kadar bakışları tüm bedenimde gezdi. Öfkenin kanımda kaynamaya başladığını hissettim. Karşısındaki sandalyeyi çekip oturduğumda bakışları yüzümde odaklı kaldı. İyice arkasına yaslanıp gülümsedi. Bakışlarında nefret vardı; korkutan bir nefret, yüzümü görmeye bile dayanmıyor gibi bakıyordu.

"Acar ailesinin prensesi teşrif etmişler..." Yüzüme küçümseyici bir ifade ekledim.

"Bir gömlek için bu kadar yırtınacağını tahmin etmemiştim." Tek kaşını kaldırıp güldü.

"Konunun gömlek olmadığını anlamayacak kadar aptal değilsin bence." Söylediği şeyden sonra dudaklarım arasından küçük bir gülüş kaçtı. Evet, konu gömlek değildi. İki aile arasında kıyamet koptuğu bir dönemde onların bölgesine girmiştim, yetmemiş onlara ait bir bara girmiştim. Bu cesurca davranışım onun canını sıkmıştı.

"Biliyor musun? Konunun ne olduğu umrumda değil, kolyemi almaya geldim ben!" Kadehi dudaklarına götürdü, bir yudum içip masaya bıraktı sertçe.

"Fazla cesursun, bizim bölgeye girerken, karşıma geçip bana meydan okurken... Sana küçük bir tavsiyem var sahte prenses, bu kadar cesaret iyi değil." Yüzünde küçümseyici bir gülümseme oldu.

"Ve bir daha bizim bölgeye girmeye kalkarsan canını yakarım!" Öfke dolu bir şekilde tısladı. Yüzümde küçük bir gülümseme oluştu..

"M- Muratt... Ç- çok korkuyorum, lütfen, lütfen canımı yakma..." Ağlamaklı bir sesle konuşup sonda kocaman bir kahkaha attım. Bakışlarında öfke belirdi.

"Beni ciddiye almıyorsun değil mi? Kime güveniyorsun merak ettim? Elini kolunu sallayarak bizim bölgeye girdin, bana saygısızlık yaptın ve beni küçümsedin. Ben senin küçümseyeceğin bir insan değilim!" Öfkeyle konuşunca dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Öyle mi, neden küçümsemeyecekmişim seni?" Murat'ın yüzünde kendini beğenmiş bir gülümseme oluştuğunda gözümün önüne Kaan geldi. Murat aynı Kaan'a benziyordu, aynı ego, hırs, duruş, konuşma. Kaan'ın gençlik haline benziyordu.

"Aklına bile gelmeyecek başarılarım var benim, senin bildiğin erkekler gibi içip içip sızmıyorum." Sözlerinden sonra yüzümde alaylı bir tebessüm oluştu.

"Aslında tam küçümsenecek bir insansın! Herşeyi baba parasıyla kazanıp, hiçbir emek harcamadan yüksek mevkilere gelmişsin, bununla övünüyorsun birde, şımarık bir oğlandan farkın yok!" Yüzündeki gülüş yok oldu, sert bir şekilde bana baktı.

"Neyse, olmayan başarıların umrumda değil! Kolyemi ver, al bu lanet gömleği." Gömleğin olduğu paketi yüzüne fırlattım, öfkeli bir şekilde yüzüme baktı.

"Bak kızım-"

"bak kızım,tehlikeliyim diyorum niye anlamıyorsun!?" Sözünü kesip, sesimi kalınlaştırıp konuşunca iyice öfkelendi. Ellerini yüzüne kapatıp bekledi birkaç saniye.

"Sen nasıl bir şeysin yaa?" Hayret ederek konuşunca başımı yana eğerek baktım ona.

"Bebek gibiyim, maşallah." Duruşumu dikleştirip özgüvenli bir şekilde konuştum. Birkaç saniye boş boş yüzüme baktıktan sonra başını iki yana salladı, aynı zamanda ağzının içinde birşeyler mırıldandı.

"Küstahlık sizde genetik. Şaşırmamak lazım senin böyle olmana." Neşeden uzak bir gülüş döküldü dudaklarından. Nefret dolu sesiyle olduğum yerde dikleştim, tüm bedenime dikenler batıyor gibi hissettim.

"Beni onlarla bir tutma!" Donuk bakışları yüzüme döndüğünde yüzündeki tiksintiyi gördüm. Olduğum yere mıhlandığımı hissettim.

"Babanın nasıl bir şerefsiz olduğu belli, annen zaten babanın metresi olmayı kabul ettiğine göre nasıl bir kadın olduğu belli. Böyle iki insanın birleşmesinden senin gibi küstah birinin çıkması normal." Bana küçümseyerek baktığını görünce öfke damarlarımda gezmeye başladı. Benim annem hakkında böyle konuşamazdı! Hiç kimse benim anneme hakaret edemezdi!

"Anneme hakaret etmeden önce bir dön kendi ailene bak istersen. Çünkü senin baban, annemin ablası Nesrin hanımla evli. Ve onu kocasının koynundan çekip aldı. Sizin gibi evli kadınlara zaafı olan erkeklerin dönüp başkalarının ahlakına laf etmesi komik geliyor. " Masadaki sudan büyük bir yudum aldım.
Murat'ın bakışları öfkeyle kavruldu. Her an üstüme atlayıp beni boğazlayacak gibi bakıyordu bana.

"Bir daha bölgemize girme cüretini gösterirsen kafanı koparıp babana gönderirim!" Elini ceketinin cebine koyup kolyemi çıkardı. Tiksinti dolu bakışları yüzümde dolaşmaya devam etti.

"Doğru. Siz seversiniz suçsuz insanlara kıymayı!" Murat'ın bakışları yüzümde gezdi. Ne dediğimi anlamıştı. Ateşin çocuklarının kurallarını bilmesem bile bildiğim tek şey buydu.

Ölmesi gereken kişi abim değil, kaan'dı.

Ateşin çocukları haksız bir karar vermişti, onlarda hiç düşünmeden kabul etmişlerdi.

Murat'ın bakışları değişti, gözlerinde acının attığı çığlıkları gördüm.
"Bir çocuk vardı daha on beş yaşında. Artık hep on beş yaşında kalacak..." Yutkunduğunda gözlerinin dolduğunu gördüm.

"Senin o şerefsiz amcan benim kardeşime kıydı. Bana abi diyen o çocuğa kıydı. Gözümüzden sakındığımız çocuğu kara toprağın altına bıraktık." Kendimi hiç olmadığı kadar berbat hissediyorum.
Bu acıyı biliyordum, bildiğim acıya tepkisiz kalamıyordum.

"Suçlusu abim değildi... Onu kızından ayırmaya hakkınız yoktu." Bakışları yüzümde gezdiğinde başını iki yana salladı.

"Kimin suçlu olduğu umrumda değil, olması gereken buydu kana kan." Karşımdaki adama bakarken midemin bulanmaya başladığını hissettim. Masaya bıraktığı kolyeyi elime alıp ayağa kalktım.

"Allah'tan tek bir dileğim var, umarım sen de abimin yaşadığı şeylerin aynısını yaşarsın..." Hızla dışarı çıktığımda gözümden birkaç damla yaş düştü.

Abime yapılan haksızlıklar canımı sıkıyordu. Abim tüm bu pis işlere bulaşmadı, abim kimsenin canını yakmadı. Buna rağmen en çok acıyı o çekti. Arabanın kapısını açıp bindim elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim.

Tam şu an abimi istiyordum. Ona çok ihtiyacım vardı. Onun yokluğu çok ağır geliyordu. Onun yokluğu beni tüketiyordu. Aynı anda öksüz ve yetim kalmış gibi hissediyorum. Annem öldüğünde değil, abim gittiğinde öksüz kaldım ben.

Hepsinden hesap sormak istiyorum, bize acı çektiren herkesin yakasına yapışmak istiyorum. Ama abim beni uzak tutmak için çabalamışken onu çiğnemek istemiyorum. O burada olmasa bile ona verdiğim sözlere sadık kalacaktım.

Kolyemi takıp bakışlarımı restorana çevirdim. Kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

Üstünde beyaz kalpler olan pembe gömleği Murat'ın nerede giyeceğini çok merak ediyordum açıkçası.


















Continue Reading

You'll Also Like

4.7M 281K 83
Her şey; aslında bütün aile fertlerinin yapmak isteyip de yapamadığı, ailenin küçük oğlu Murat ve eşi Nalan'ın isyanıyla aile apartmanını terkedip, o...
591K 24.9K 22
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
2.3M 58.2K 26
YETIŞKIN IÇERIK +18 Parmakları eteğim altından ince çamaşırıma dokunduğunda başını boynuma yaslayıp hırıltılı nefesini kulağıma üfledi. "Ne renk?" be...
754K 14.6K 8
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...