Full Moon Night

By only_taekook708

262K 24.6K 12.1K

Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda... More

0
01
02
03
04
05
06
07
08
09
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
22
23
24

21

5.6K 536 207
By only_taekook708

Hepimize öncelikle merhaba.

Umarım hepiniz iyisinizdir.

Öncelikle çoğu kişiyi bir şey hatırlatmak istiyorum.

Bu fıçı ilk yazdığım zaman çok soft yazmak istiyordum. Hatta fark etmişsinizdir çok az kaos var. Ama sonra finle kadar düzenledim ve bunu değiştirmeyeceğim. Kimse 15 bölüme kadar gelip de hiç kaos yok, yok böyle sıkıcı gibi yorumlar yapmasın.

Bu okurları anlamak gerçekten çok zor.

Neyse

Dürüst olacağım sık bölüm atamıyorum çünkü düz yazı yazmak bana çok sıkıcı geliyor.

Bu fici bir an önce bitirmek istiyorum ama finale kadar yazmam gerekiyor. Bazen kendimi çok beceriksiz hissediyorum.  Bunun sebebi ise kaç ay olmasına rağmen bu fici bitirmemiş olmam.

Bundan sonraki yazacağım ficleri de büyük ihtimalle texting, düzyazı karışık yazarım.

Düz yazı yazmak demek her şeyi iyice betimlemek, anlaşılır bir dille yazmak, akıcı yazmak, olay akışını iyi ele almak falan

Ben bunları iyi yaptığımı pek sanmıyorum.

Size sürekli geç bölüm atıyorum ve bu beni ayrı üzüyor zaten.

Eğer ileride bir fic daha yazarsam bunu ibret alıp taslakta bitirip paylaşacağım.

Hepinizden içtenlikle özür diliyorum.

Sizi birer arkadaş olarak gördüğüm için sorunumu bu şekilde rahat dile getirdim.

İyi okumalar diliyorum hepinize.

¤¤¤¤

Güneş çoktan doğmuş, saat öğleden sonrayı geçmişti. İlk bahar aynın başlarında oldukları için içeri sızan güneş ışıkları odayı ısıtıp aydınlatıyordu. Yeni yeni açmaya başlamış çiçeklerin görüntüsünün güzelliği bir yana kokuları da baş döndürücüydü.

Açık pencereden esen hafif rüzgar insanı mayıştıracak kadar serin iken direkt sarmaş dolaş yatakta uyuyan bedenlere çarpıyordu. Üzerlerindeki pike onları bundan kurtarmıyor, küçük olan biraz daha sarılıyordu ince örtüye.

Genç çocuk, hem türünden hemde üzerinde sadece siyah bir gömlek olduğu için böyleydi fakat delta için aynı şey geçerli değildi. Öyle ki üstünde baksır dışında hiçbir şey olmamasına ve çoğu yerinin pikenin dışında olmasına rağmen esen rüzgarı hissetmiyordu. Hatta sıcaklığı vücut çevresine bile yayılıyordu.

Omega nereden geldiğini bilmediği bu soğukluk ile titrerken biraz daha sokuldu iri bedene. Ve o sıcaklığı yavaş yavaş kendi vücudunda da hissetmeye başladı.

Elini delta'nın karın kaslarına koyarken bir bacağını da üstüne atmış, ani yaptığı hareket ile sızlayan kalçasını görmezden gelmişti. Memnuniyet hissi ile mırıldanırken uykusuna devam etmişti.

Bir süre öyle uyumuşlardı daha sonra küçük olan ağıran bacağını indirip yan dönerek delta'ya sırtını dönmüştü. Şimdi delta'nın göğüsü sırtına denk geliyordu.

Genç adam aralarındaki boşluktan rahatsız bir şekilde belindeki kolları sıkılaşıp küçük bedeni biraz daha kendine çekmişti. Delta yüzüne gelen güneş ışıkları ile daha fazla dayanamamış, birbirine yakışan uzun kirpikleribi aralamak zorunda kalmıştı. Araladığı gözleri direkt omegasını ararken, kolları arasındaki bedeni görünce derin bir nefes almıştı fakat omega'nın kızgınlıktan yeni çıktığı için hâlâ yoğun olan feromonları onun başını döndürmüştü.

Çok güzel kokuyordu.

Hâlâ derin bir uykuda olan bedenin iz bıraktığı bembeyaz ensesi ile bir süre bakıştıktan sonra burnunu oraya bastırdı. Feromonlarını daha derinden solurken dudakları da rahat durmayıp bulunduğu yumuşak tene öpücükler bırakmaya başladı.

Birkaç günlük kızgınlık macerasından sonra burdaydılar işte. Jungkook'un kızgınlığı dün bitmişti ve ikili çok yorgun hissediyordu. O yüzdendi bu saatte kadar uyumaları.

irkaç gün içinde büyük olan biraz kıyafet getirip omega'nın yanında kalmış, şirketi de kısa süreliğine oradaki ondan sonraki yetkililere bırakmıştı. Bu süre zarfında sevişmişler, yemek yemişler, tekrar sevişmişler, sohbet etmişler ve yine sevişmelerdi. Jungkook hamile kalmak istemediğinden bahsettiğinde Taehyung bunu anlayışla karşılamış ve doğum kontrol hapı almıştı.

Taehyung en az kendisi kadar doyumsuz olan omega karışısında delireceğini düşünmüştü. Deltası omega'yı parçalamak ve mahvetmek istiyordu.

Öylede yapmıştı.

Omega'nın bedeninde keşfetmediği bölge tatmadığı yer kalmamıştı. Küçük olan her yerinde onun izlerini taşıyordu.

Bu düşünceler ile bir süre daha önündeki yumuşacık enseye öpücüklerini sıralarken gerilen sırtından dolayı omega'nın çizerek yaptığı kabuk tutmuş yaraları kaşınmıştı. Bunu pek umursamadan bu defa dudaklarını biraz aralayıp emmişti küçük olanın ensesini.

Jungkook hissettiği ıslaklıklar ile mızmız bir şekilde mırıldandı ve büzdüğü dudakları ile kafasını öne eğerek o ıslaklıktan kurtulmaya çalıştı ama nafileydi.

Taehyung bu sırada ıslak öpücükleri ile kulağının arkasına doğru yol alıyordu. Omegadan gelen sızlanmalar ile dudakları yukarı doğru gerilirken genç çocuğu atık bir hamle ile kendine çevirdi. Bir eli başının altında durmaya devam ederken diğer eli beyaz bacakları tutup üzerine çekmiş ve okşamıştı.

Uydudan dolayı iyice şişen dolgun yanakları, büzülmüş kiraz dudakları, karışık saçları ile gözlerini açmaya başlayan çocuk ile gülümserken onun bu tatlı haline dayanamamış uzanarak dolgun yanaklarını hafifçe ısırmıştı. Küçük olan yeni aydınlanan zihni ike ufak bir çığlık atarak geri çekilmeye çaldığında aynı zamanda esmer göğüsü var gücüyle itiyor. Taehyung onun bu boşa çabasına kıkırdarken geri çekilip bu defa ısırdığı kızaran yeri öpmüştü.

"Acıttın."

Omega'nın yanağını ovalarken dudaklarını büzerek söylenmesi delta'nın yaralarla kaplı kırmızılılara ıslak bir öpücük bırakmasına neden olmuştu. Omega'nın başı baskı nedeniyle geriye giderken gözlerini sıkıca yummuştu.

Delta'nın geri çekildiği ilk anda "Günaydın portakal çiçeğim." Diye dudağına fısıldaması omega'yı şaşırtırken gözlerini biraz aralayıp geri çekilmiş bacağını okşayan parmakları görmezden gelirken ilk defa duyduğu bu özel hitapla kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Gözlerini birkaç kez kırpıştırıp "Portakal çiçeği mi?" Diye solumuştu.

"Hı hım."

"Neden öyle söyledin ki?"

Omega'nın meraklı bir şekilde irice açtığı bambi gözleri delta'nın onu ısırarak sevme isteğini tetkiklerken bunu genç çocuğa belli etmeden şakağına derin bir öpücük bırakıp büyükçe bir nefes almış elleri bulundukları yerleri okşarken "Portakal çiçeği kokuyorsun ve tıpkı onun gibi zarif, güzel ve eşsizsin." Dedi.

Küçük olan henüz kızgınlığın getirisi olan duygusallığını üstünden atmamışken delta'nın bu sözleri ile gözleri dolmuş, elleri esmer yanakları bulup baş parmağı ile okşadığı sırada dolgun dudaklara tüy hafifliğinde bir öpücük bırakmıştı.

"Taehyung... Seni çok seviyorum. İyi ki tanışmışız. İyi ki sen benim ruh eşimsin. Ben artık sensiz bir hayatı düşünemez oldum. Sana çok bağlandım. Ben gerçekten seni çok seviyorum."

Delta, omega'nın bir anda duygusallaşması ile ne yapacağını bilemezken ardından gelen iltifatlar ile tavan yapan kalp atışları ve ona eşlik eden feromonları ile kala kalmıştı. İlk defa birbirlerine bu şekilde iltifatlar da bulunuyorlardı. Daha önce hiç sevdiklerine dair bir şeyler söylememişlerdi.

"Bende seni çok seviyorum bebeğim. Sana sahip olduğum için o kadar şanslıyım ki..."

Delta omega'yı sakinleştirmeye çalışırken yüzünün her yerine öpücüklerini bahşediyordu. Kokusunu derince içine çekerken ağlaması dinen çocuğun saçını geriye doğru tarayıp açılan anlına da öpücük bırakmış "Hadi kalk bir şeyler yiyelim." Demişti.

Beyaz tenli öpücüklerinden dolayı mayışan yüz ifadesi ile dudakların büzerken mızmız "Nasıl kalkayım?" Demiş ardından dudaklarını biraz daha büzüp yanaklarının şişmesine neden olurken şımarık bir tavırla "Her yerim ağrıyor." Diyerek delta'nın çıldırmasını sağlamıştı.

Taehyung onun bu tatlılığı karşısında kafayı yiyecekti. Omega ona bu yüz ifadesi ile herşeyi yaptırabilirdi. Esmer mesajı almıştı. Omega kendisini taşımasını istiyordu.

Hâlâ izlediği yüzü nedeniyle dişleri kaşınırken kendini tutmuş ve yataktan çıktığı gibi vücudunda gezen arsız gözlere karşılık "Gel buraya." Diyerek küçük olanı koltuk altından tutup kucağına almıştı.

Omega'nın yüz ifadesi anında değişirken "Çok ısrar ettin dur geleyim." Diyerek kollarını söylediğinden dolayı kıkırdayan delta'nın boynuna dolayıp başında boyun girintisine gömdükten sonra boynuna ıslak bir öpücük bırakıp delta'nın kasılan bedenine şahit olmuştu.

Taehyung, başını eğip çocuğun şakağına öptü. İçindeki omega'ya olan bu sevgi sürekli ona ilgi vermesine neden oluyordu. Sürekli onunla ilgilenmek istiyordu. Bu yüzden yer yer dış izleri olan çıplak beyaz uykularını okşayıp onu kucağında bir kere zıplattıktan sonra siyah gömleğinin içinde ne kadar güzel göründüğünü düşünmemeye çalışıp sakin adımlarla odadan çıkmıştı

"Çok ağrıyor mu hâlâ?"

Delta elini omega'nın sağ kalça yanağında gezdirirken konuşmuş beyaz tenliden aldığı titreme ve "Biraz" yanıtı ile yanağını öpüp"Ağrı kesici alırım birazdan olur mu?" Demişti. Genç çocuk utansa bile kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra utangaç hâlinden sıyrılmak için "Kurt gibi açım." Diyerek konuyu değiştirmişti.

Çoktan mutfağa varan Taehyung kucağındaki bedeni masaya oturtup elini bacaklarının iki yanında masaya sabitlemiş burunlarını birbirine sürterken "Sen burada otur. Deltan şimdi sana mükemmel bir kahvaltı hazırlayacak." Demişti. Omega da onun bu haline gülüp yağını küçücük öpmüştü.

"Güveniyorum deltama."

"Deltam diyen ağzını koparacağım."

Taehyun'un bir anda ileri atılıp konuşması ile omega gülerek geri kaçmıştı.

İkili biraz dağıttığı mutfakta kahvaltı hazırlamıştı. Daha doğrusu Taehyung hazırlamış, Jungkook sürekli onunla uğraşmıştı. Taehyung omega'yı kucağına alıp elleriyle beslemişti.

---------

"Bak eğer tehlikedeysen ayağındaki terliği çıkar."

Sarı saçlı omega'nın fısıldayarak konuşmasıyla göz devirmişti genç çocuk.

Ebeveynleri tatilden gelmişti. Genç çocuk ise kızgınlığından dolayı henüz uğrayamadığı jimin ve Yoongi'nin yeni evine gelmişti.

Onların için uzun süredir üstünde çalıştığı, ikilinin portresini çizdiği tabloyu güzel ve özenle paketlemiş, bir de yol üzerindeki bir çiçekçiden onların ruh eşi çiçeklerini anımsatan pembe bir buket hazırlatmıştı.

Jimin arkadaşının bu beklenmedik sürprizine çok şaşırmıştı ve mutlu olmuştu. Aynı zamanda en son olan kızgınlık olayından dolayı oldukça meraklıydı.

Birbirlerini hiç görmemişler gibi uzunca sarılmışlar  geri çekildiklerinde jimin, elindekilerini görmesiyle tekrar sarılmıştı genç çocuğa.

Çok ince düşünceliydi.

Jungkook biraz erken çıktığı için kahvaltı yapmamıştı. Bu yüzden jimin ile birlikte yapmıştı kahvaltısını. Yoongi'yi görmediğin de alfa'nın izin gününün bittiğini, jimin'in ise bugün son günü olduğunu öğrenmişti. Tamamen aklından çıkan yoga salonu ile kötü hissetse de çok kafaya takmamıştı.

Gerçekten normal hayatının çizgisinden çıkmıştı.

Stabil giden hayatının aksine sürekli bir şeyler oluyor ve sürekli salonun aksatıyordu. Bu gidişle öğrencilerini de kaybedecekti. Bu istediği son şey bile değildi. Bu yüzden daha ilgili olacaktı salona karşı.

"Off, Kook seni bir canavarın eline bıraktık resmen."

Jimin'in sıkıntı ile oflayıp konuşması omega'yı güldürürken "Öyle deme. Taehyung çok güzel ilgileniyor benimle." Demişti.

Söyledikleri ile kısa süre unuttuğu ama bir anda aklına dolan ilgili delta ile nabzı artarken gülümsemesi büyüdü. Elinde tuttuğu siyah kupa bardakta jimin'in yaptığı mahveden bir yudum alarak boğazından kayan hafif sıcak sıvı ile iç çekti.

Delta'yı özlemişti.

Onlar böyleydi işte. Birkaç saat birlikte olsalar ve ayrılmak zorunda kalsalar o an bile birbirlerini özlüyorlardı. Birbirlerinin sıcaklıklarını, konularını tenlerini, kurtlarını her şeylerini özlüyorlardı.

Belki siz buna saçma diyeceksiniz ama öyle değildi onlar için.

En son aileleri gelmeden birkaç gün önce görüşmüşlerdi. O günden bu güne neredeyse 5 gün oluyordu. Birkaç defa telefon ile konuşup mesajlaşsalar bile yetmemişti işte.

Jungkook dalgın hâlinden sıyrılıp "Ee çifte kumrular sinin aranız nasıl?" Diye sormuştu telefonu ile ilgilenen bedene. Jimin "İyi" diye yanıt verip telefonunu masaya bırakırken heycanla "Biliyor musun Yoongi evlendikten sonra böyle yumuş yumuş  bir şey oldu. Çok tatlı." Demişti. Konuşurken gözleri parlıyordu.

Jungkook onu bu söylediğine homurdanırken "Neresi tatlı be o dağ odununun." Demişti. Abisi jimin olunca farklı bir insana dönüşüyordu.

"Off sen bir kere abimi sevmişsin ne anlarsın tatlılıktan."

Genç çocuk Taehyung'a gelen lafla hemen "Haklısın. Taehyung tatlı değil." Demiş ardından "Ultra yakışıklı, seksi, haşmetli, karizmatik, kaslı bir delta." Diye devam ederek sarı kafayı şaşırtmıştı.

Jimin şaşkın bir şekilde aşık aşık konuşan arkadaşına elindeki bardağı tezgaha bırakırken "Sen ne ara bu kadar delta enaysi oldun be." Dediğinde Genç çocuk "Bilmiyorum ama oda bana enayi." Diyerek göz kırpmıştı.

Jimin onun bu hâline gülerken konuyu değiştirmişti.

"Neyse salonu ne yapacaksın? Uzun süredir gitmiyorsun."

"Yarın açarım."

Jungkook bitmek üzere olan kahvesinden son yudumunu alıp telefonundan saatte baktıktan sonra devam etmişti.

"Birazdan kalkıp bakacağım salona. Düzenleyeceğim biraz."

Sarı saçlı omega duyduğu ile hızla "Gidiyor musun hemen?" Diye bir soru yöneltmişti. Jungkook'un akşam yemeğine kalacağını düşünüyordu. Aldığı "Evet" yanıtı ile dudak büzerken "Kal. Abimi de çağırırız beraber akşam yemeği yeriz." Demişti.

"Başka zaman jim. Zaten hemen gitmeyeceğim birkaç saat sonra." Saat henüz erkendi zaten şu an gitmeyi düşünmüyordu.

"Aldım sözümü ona göre."

"Tamam tamam."

Jimin'i onayladıktan sonra birden aklına gelen şeyle "Aa geçen ne oldu biliyor musun? Unutuyordum az daha." Diyerek koyu bir sohbet başlatmıştı bile.

----------

Genç çocuk jimin ile konuştuktan sonra dediği gibi ilk önce salona gelmişti. Biraz düzen verdikten sonra yarın için hazırlık yapmıştı.

Şimdi ise içi içine sığmıyordu çünkü neredeyse 5 gündür görmediği delta'nın yanına gidecekti.

Hızlı hızlı adımlar ile durağa geldiğinde  şanslı olduğunu düşündü. Sebebi ise hemen gelen otobüstü. Cam kenarına oturup telefonunu çıkarmış, son bildirimlere bakıp biraz sosyal medyada takılmıştı. Gelmek istediği yere varınca da inip biraz ileride olan şirketin önünde durmuştu.

Kapının önündeki güvenliklerin eğilerek "Hoş geldiniz Bay Kim." Demesi ile bozguna uğrayan beyaz tenli ne yapacağını bilememişti. Kalbi duyduğu hitap ile deli gibi atarken kurdu delta ile anılmaktan sevinçle uluyordu. Hafif eğilerek selam vermişti ve hızlı adımlar ile oradan uzaklaşmıştı.

İçeri girdiği anda kendisini gören herkesten aldığı bakışlar ve fısıltılı konuşmalardan rahatsız olmaya başladığında bu durumu çokça garipsiyordu.

Neden herkes bir anda böyle bakıyordu kendisine?

Saçlarını geriye atıp düzelttikten sonra yemekhaneye inip su almaya karar verdi. Adımları aksi yönde ilerlerken telefonunu çıkarmış jimin'e yazmaya başlamıştı. Şirkette olduğu ile ilgili olan mesajı gönderdikten sonra telefonu tam cebine koyacaktı ki biri ile çarpışmıştı.

Birkaç adım geriye sendelediğinde hızla dengesini korumuş ve yere dağılan kağıtları görmüştü.

Hepsi onun dikkatsizliği yüzünden olmuştu.

Hızla kağıtları toplarken karşısındaki kişinin suratına bakmıyordu. Topladığı kağıtları eğilip özür dilerken karşısındaki feromonlarından anladığı alfa'ya verip yanından geçmişti.

Birkaç adım atıp arkasından gelen "Jungkook." Sesi ile durmak zorunda kalmıştı.

Bu ses çok tanıdıktı.

Küçük olan siktir çekti o içinden.

Bu Do-Yun'du.

Arkasını döndüğünde kendisine gülümseyerek bakan genç adamla oda ayıp olmasın diye hafifçe gülümsemişti. Bunu istemsiz yaptığı o kadar belliydi ki...

"Uzun süredir görüşmüyoruz. Nasılsın?"

Genç alfa'nın konuşması ile küçük olan delta'nın görecek olma ihtimali ile gerilirken bunu sesine yansıtmayarak "İyiyim sen?" Demişti.

"İyi bende. Biraz oturalım mı?"

Jungkook bu soru ile bir süre duraksamıştı. Taehyung büyük ihtimalle burda olduğundan haberdardı. Uzun süre sonra karşılaştığı genç adamın gözündeki istekli bakışlar ile onu kıramamış, başını aşağı yukarı sallamıştı.

İkili gözlerine boş gelen ilk masaya ilerlemişlerdi. Genç alfa elindeki dosyayı son kez düzelttikten sonra omega'nın önünden gidip sandalyesini çekti. Jungkook teşekkür edip yerine oturduğunda alfa çoktan karşısındaki yerini almıştı.

"Ee neler yapıyorsun? Nasıl gidiyor?"

Alfa'nın konuşması ile bulunmak isteyeceği son kişinin yanında olmanın verdiği huzursuzluk ve aldığı garip bakışlar ile terlemeye başlamış, aynı zamanda büyük bir sakinlikle "Normal." Demiş, "Yoga salonu açtım, kendi işimde çalışıyorum." Diye devam etmişti.

Genç alfa karşısında uzun süreden sonra gördüğü daha bir güzelleşmiş omega'ya "Güzelmiş. Hiç değişmemişsin. Hâlâ çok güzelsin." Diyerekten düşüncelerini itiraf etmişti.  Eskiden olsa göreceği kırmızı yanakları göremeyince her şey biraz daha açık olmuştu.

Her şeyin farkındaydı.

"Teşekkür ederim... Aslında çok şey değişti."

Meraklı görünmeye çalışarak "Ne gibi?" Dediğinde omega beklemeden "Hayatım, çevrem, kişiliğim." Diye yanıtlamıştı onu.

Çok mesafeli davranıyordu.

Beklemeden tekrar araladı dudaklarını genç adam.

"Hmm. Mutlu musun peki?"

"Çok"

Aldığı yanıt onu hiç memnun etmemişti. Farklı bir şey beklemiyordu zaten ama hayatından çıktıktan sonra onu beklemesini düşünmek saçmaydı.

Omega alfa'nın yaklaşımını anlayınca heyecanla "Hatta biliyor musun ruh eşi-" diye başlamıştı ki bulundukları yerde önce "Jungkook." Diyen derin bir ses duyulmuş sonra sert feromonlar hissedilmişti.

"Taehyung."

Beyaz tenlinin mırıldanması ile alfa'nın bakışları da oraya döndüğünde hissettiği sert aura ile dizleri titremişti.

Taehyung çatık kaşları ile önce 5 gün görmediği ve özlediği omegasına sonra da hiç haz etmediği yanındaki alfa'ya bakmıştı. Deltası omegasını yanında başka birini gördüğü için kıskançlıktan deliye dönüyordu. Bu feromonlarına da yansıyordu.

Bulunduğu yerde durmaya son vererek sert adımlarla ikilinin yanına ilerledi. Onu gören Jungkook çoktan ayaklanmış delta'nın yanına gelmesini bekliyordu.

Taehyung attığı son adımda omega'yı belinden tutup çekmiş, dudaklarını birleştirirken kime nerde durması gerektiğini göstermişti. Kısa bir öpücük bıraktığı küçük dudakların sahibi geri çekildiği anda kendisine kızaran yanakları ve şaşkın suratı ile baktığında esmer bütün sinirinin köşeye çekildiğine şahit oldu.

Belindeki eller bulunduğu yeri okşarken içini kemiren deltasını görmezden gelip yumuşak bir ses tonu ile "Ne yapıyorsun Do-Yun ile?" Demişti. Anında yüzü düşen omegadan aldığı "Tanışıyor musunuz?" Sorusu ile omega'nın kuzen olduklarını bilmediğini ve ona rağmen tanışıyor olmalarını hazmetmeye çalıştı.

"Evet kuzenim. Sen nerden tanıyorsum?"

Söylediği her kelimede omega'nın kasılan bedenini hissediyordu. Bu konu hakkında ciddi bir açıklamaya ihtiyaç duyduğunu ve bunu alacağını bir yere not edip "Sonra söylerim." Diyen omegasına "Tamam bebeğim." Diyip oturması için sandalyesini çekmişti.

Kendiside oturduktan sonra hiç haz etmediği kuzeninden bunu gösteren bakışlarını esirgemezken bir eli ile de omega'nın elini tutup okşuyordu.

Jungkook bu sırada kendisini kıskandığını net bir şekilde belli eden delta'ya bu konuyu nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Kesin Taehyung kötü hissedecekti.

Yanında aldığı feromonlarlarla gözünü kapatıp özlem duyduğu kokuyu solurlen onu bu durumdn çekip alan şey yan tarafından gelen "Hoş geldiniz Bay Kim. Bizden istediğiniz bir şey var mı?" Cilveli ses olmuştu.

Taehyung'a hitap ettiği çok belli olan genç betaya bakışlarını çevirirken kadını baştan aşağıya süzmüş, giydiği gömleğin düğmelerini göğüsüne kadar açtığını, dudaklarını parlatıcıya buladığını ve eteğini biraz daha yukarıya çektiğini görmüştü.

Çatık kaşları ile karışısındaki kadına bakmaya devam etmişti. Bu beta resmen Taehyung'un görüş alanına girmek için her şeyi yapıyordu.

Delta'nın tuttuğu elini sıkarken Taehyung'un kadına bir kere bile bakmadığından bihaberdi.

"Güzelim?"

Kendisine seslenen delta ile bakışları onu bulurken anında yumuşamış ve sinirle yaydığı keskin çiçek kokusu yavaş yavaş azalmıştı. Esmerin sorduğu soruya "Yok" diye kısaca cevap vermişti.

Yanlarında bu olaya şahit olan alfa omega'nın ilk defa bu kıskanç tarafına denk geliyordu.

Yanlarından ayrılan beta ile ortam eski halini alırken Taehyung "Bu arada Do-Yun Jungkook benim ruh eşim." Demişti samimiyetten uzak bir ses tonu ile. Sanki alfa'ya bir şeyleri fark ettirmek gibi bir çabası vardı.

Genç adam yapmacık bir şeklide gülümserken "Aa gerçekten mi! Sevindim adınıza. Çok yakışıyorsunuz." Demiş, Taehyung da kafa sallamıştı. Omega ikili arasında olan bu gerginliğin ve kinin bir tek kendisi ile alakalı olmadığını anladı.

Birbirlerini hiç sevmiyorlardı.

Delta yeniden bütün dikkatini omega'ya verirken şakağından öpüp "Sen neden geldin bebeğim?" demişti.

Jungkook telefonu ile ilgilenen alfa'yı görünce esmere yaklaşmış kulağına "Seni özledim." Diye cilveli bir tonda, soluklarını tenine bırakırken fısıldamıştı. Genç adamın dudakları omega'nın ki gibi yukarı kıvrılırken "Öyle mi?" Diye aynı şekilde burunlarını sürterken konuşmuş, küçüğünden "Hı hım." Yanıtı almıştı.

Jungkook aralarındaki yakınlıktan dolayı dudaklarını yalyıp esmerin bakışlarını oraya çekmişti. Delta şu anda küçük, kırmızı dudakları sertçe öpmemek için kendini zor tutuyordu.

Birkaç günün özlemi içinde birikmişken sadece ufak bir öpücük aldığı dudakların tadına varmak istiyordu. Bu düşüncesi ile keskin bakışlarını küçük dudaklardan ayırmadan "Odama gidelim." Demişti.

Jungkook kararan bakışlara her saniye şahitlik ederken "Öyle yapalım." Demişti. Oda özlemişti. Taehyung'un dolgun yumuşak dudaklarını kendi dudakları üstünde istiyordu.

Hemde hemen.

Taehyung omega'nın elini tutup ayaklanırken "Neyse Do-Yun biz odama çıkıyoruz. Sonra konuşuruz." Demiş cevap beklemeden yürümeye başlamıştı.

Eğer orada dursaydı sinirden kasılan bedeni görürdü.

İkili asansöre doğru giderken omega heyecanla alt dudağını ısırmıştı. Asansöre ilk bindikleri anda delta hemen son katın olduğu düğmeye basmıştı.

Jungkook kafası çevirip delta'nın keskin çene hattına sonra dudaklarına bakmış bir anda kendisine dönen kararmış gözler ile irkilmişti.

Taehyung alt dudağını çıkık ön dişleri ile ısıran ve gamzelerinin görünmesini sağlayan bu çocuğa dayanamayacağını anladığında yan dönüp bir adım yaklaşmıştı küçüğüne.

Omega delta'nın hareketlenmesi ile yerinden bir santim kıpırdamazken gözlerindeki kararmanın neye işaret olduğunu kızgınlığı boyunca birçok kez öğrenmişti. Bu yüzden sertçe yutkunmuştu.

Esmer, elini genç çocuğun beline atıp onu kendine çekerken "Ee nerde kalmıştık?" Diye konuşmuştu. Jungkook da onun bu hareketleri ile deli gibi atan kalbini es geçip ellerini göğüsünden yanaklarına çıkarmış, iri dudaklara kapanmadan önce "Burda." Diye fısıldamıştı dudağına.

Esmer, omega'nın dudaklarını hissettiği gibi aralamıştı dualarını. Küçük alt dudağı sertçe emdiğinde aynı zamanda omega'nın üzerine adımlayıp sırtını arkasındaki aynaya yaslamış, boynuna dolanan kollar ve üst dudağını emip hızına yetişmeye çalışan küçük dudaklar ile kendisini öpmek için parmak uçlarına kalkan genç çocuğa kolaylık sağlamak için biraz daha eğilmişti üzerine.

5 günün acısını çıkarmak ister gibi öpen delta hasret kaldığı dudaklardan ıslak bir ses ile ayrılmış, öpücüklerini çenesinde başlayarak kulağının arkasına kadar devam ettirmişti. 

Beyaz tenliden aldığı hoşnutluğunu belli eden mırıltılar ve artan feromonlar ile derin bir nefes alıp yumuşak tene içli bir öpücük bırakırken "Çok özledim seni." Demiş, sıradaki hedefi olan boynuna ilerlerken saçlarında sıkılaşan el eşliğinde "Bende seni." Diyen omega'nın kısık sesini duymuştu.

Jungkook, teninde gerilen dudakları hissettiğinde esmerin güldüğünü anlamıştı. Her ikisininde gözleri kapalıydı. Küçük olan teninde ki ufak ıslaklıklar ile alt dudağını ısırırken Taehyung burnuna dolan müthiş koku ile daha çok öpmek istiyor bunu yaparken de lezzetli bir şey yiyormuşçasına sesler çıkarıyordu.

Genç çocuk saniyelik araladığı gözleriyle asansörün son kata geldiğini gösteren rakamı gördüğünde birilerinin onları göreceği düşüncesi ile paniklemiş, delta'nın saçını çekerek kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştı.

Ama nafileydi.

Öyle ki Taehyung onu aynayla bütünleştirmek ister gibi baskı uygularken öpücüklerini de sertleştirmişti. "Taehyung çalışanların görecek duralım."

Delta durdukları pozisyonu hiç bozmamış ve "Kat boş." Demişti boğuk bir ses tonuyla.

Omega afallarken saçlarını çekiştiren ellerini durdurup tekrar bulundukları kat numarasına bakmıştı. "Ne! Nasıl?"

Delta geri çekilip yüzlerini aynı hizaya getirdiğinde "Sen gelince gönderdim hepsini," demiş,  "Boğulmasınlar diye." Diyerek konuşmasını sonlandırdıktan sonra sırıtarak göz kırpmıştı.

Omega daha ne olduğunu anlayamadan Taehyung onun bacaklarından  tutup kucağına almış, boylarının eşitlenmesini sağlarken tekrar birleştirmişti dudaklarını.

Aynı anda omega'nın elleri gömlek yakalarını tutup onu kendine çekmişti. Son kat olduğu için asansör kapısı da hemen açıldığında Taehyung dudaklarını ayırmadan çıkmıştı asansörden.

Ezbere bildiği odasına ilerlerken gözleri aralıktı ve dikkatli, yavaş adımlarla ilerliyordu.

Elleri bacaklarından omega'nın dolgun kalçalarına giderken küçük olanı kucağında bir kere zıplatmış, avucundan taşan dolgun, yumuşak yanakları sıkarken "Mmhh..." Diye ağzına boğuk bir inleme kazanmıştı.

Dudaklarını biraz daha aralayıp dilini küçük dudaklardan içer yolladı. Bu sırada kapıyı tek kolu ile omega'yı tutarken açmış ve içeri girip ayağı ile kapattıktan sonra ağız işi verdiği küçük dil eşliğinde kilitlemişti.

Kurdu içinde hırlarken deli gibi fermon salgılıyor kucağında küçük mırıltılar ile inleyen omega da bunu tetikliyordu.

Gözüne çarpan deri kahverengi koltuklar ile hemen oraya yönelmiş, çift kişilik koltuğa kucağındaki bedenle birlikte oturmuştu.

Jungkook altında delta'nın sertliğini hissederken derince inlemişti. Nefessiz kaldığında dilini iri dudaklardan zorlukla kurtarmıştı.

Geri çekildiğinde nefes nefese, kızaran yanakları, bayık bakışları, şişmiş dudakları ile delta'ya bakmış, onun da nefesini kesmişti.

Ama kendisinin nasıl göründüğünden habersizdi. Öyle olsaydı dağılan saçlarıyla, zaten dolgun olan ama şu an ekstra şişmiş dudaklarıya, kararan gözleriyle, terlemiş saçlarıyla omega da şu an nasıl bir etki yarattığını, hatta güneylerinde nasıl bir yangına sebep olduğunu bilirdi.

Birbirlerine olan uzun bakışlar delta'nın önce yumuşacık alnını sonra yanaklarını, çenesini ve boynunu koklayarak öpmesi ile son bulurken "Ohh, delireceğim." Diye de konuştuğunu da duyuyordu esmerin.

Taehyung kollarını sıkıca beline dolayıp aralarındaki mesafeyi biraz daha azaltırken "Nasıl dayandım ben 5 gün bir bilsen." Diye derin sesiyle fısıldayarak öpmüştü boynunu.

"Çok özlemişim kokunu."

Son kez öpüp ince deriyi dudakları ile kıstırdığında küçük eller saçlarını bulmuş sertçe çekiştirmişti.

Acımıyordu.

Genç çocuk esmerin tenine dişlerini geçirdiğini hissettiğinde "Taehyung dur. İz kalacak." Diye inlemişti. Bir yandanda saçlarını çekiyor onu istemese de boynundan uzaklaştırmaya çalışıyordu. 

Delta son kez öpüp iz bıraktığı yeri öptüğünde "Ne olmuş iz kalıyorsa?" Diye geri çekildikten sonra konuşmuştu.

Bakışları kucağında olduğundan dolayı kendisi ile aynı boyda olan çocuğun boynu ile dudakları arasında mekik dokurken Jungkook bu bakışların etkisiyle "Jimin dalga geçiyor sonra." Diye saçma bir söylemede bulunmuş, büyük olanın bunu umursamayarak ciddi bir ses tonuyla "Geçemez." Dediğini duymuştu.

Hemen ardından dudaklarında hissettiği dişler ile inlemişti.

"Ihmm.."

Delta şu anda iki dudağını birden dudakları arasında ağırlıyor, ince uzun parmakları ile küçük olanın kazağını sıyırıp çıplak teni ile buluşturup, yeni bir titreme kazanıyordu.

Delta öpüşmeyi yarıda kesip durmalarını  bu defa küçük olanın adem elmasına yaslamış, Jungkook da ona yardımcı olarak başını geriye yatırıp saçlarından sıkıca tutmuştu.

Çizdiği yolla köprücük kemiğine de birkaç iz bırakmış ardından kazağını çekiştirerek omuzunu açmış, küçük öpücüklerle kaldığı yerden devam etmişti.

Amacı ileri gitmek değildi aslında ama konu Jungkook olunca kendine engel olmamıyordu.

Omega dudaklarını ısırmış, açık tutmaktan yorulduğu gözlerini sıkıca yummuştu. Birbirine olan özlemlerini geçirmeye çalışırken birden odanın kapısı sertçe çalınmış, küçük olan yerinden sıçramıştı.

Hızla delta'nın kucağından kalkacağı sırada belindeki kollar buna izin vermemiş, kapıya doğru
"Müsait değilim." Diye bağırmıştı.

Omega alt dudağını ısırırken kapının dışından çalışanın "Bay Kim çok önemli." Diyen endişeli sesi duyulmuştu.

Taehyung ansızın gelen çalışan ile sesli bir küfür ettiğinde kucağındaki çocuğun saçlarını öpüp "Ben geleceğim birazdan beni burda bekle bebeğim Tamam mı?" Demiş, aldığı baş onayı ile omega'yı kucağından indirip koltuğa oturtmuş, kimsenin omegasını bu şekilde görmesini istendiği için, hem de Jungkook utanmasın diye dışarı çıkmıştı.

Karşısında gördüğü endişeli gözler ve gerginlikten terleyen asistanı ile şaşırırken bunları önemsememiş bir an önce içeri geçmek istemişti.  Bu yüzden kısaca "Ne oldu?" Diye sorduğunda nefes nefese kendisine korkuyla bakan betadan aldığı cevap onu şok etmişti.

"Efendim üzerinde çalıştığımız proje taslağı çalınmış."

¤¤¤¤

Bölüm sonu

Bölüm ile ilgili fikirlerinizi belirtin lütfen

Bir sonra ki bölümde görüşürüz kendinize iyi bakın


Derin kaçar~




































Continue Reading

You'll Also Like

392K 36.1K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
268K 25.1K 19
❝Taehyung'un minik yaramazlıklarına, Jungkook'un peltek diline, Jimin'in Yoongi'ye olan hayranlığına, Hoseok'un kocaman yüreğine ve birbirine tutkuyl...
30.1K 2.7K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
205K 21.5K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️