Beyefendi /yarı texting/

Par betonn_

1.9M 86.5K 14.2K

Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası... Plus

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm

58. Bölüm

9.3K 521 80
Par betonn_

58. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.

" Aşkım abartmadın mı biraz?"

Barın elindeki bebek elbisesine kısa bir bakış attıktan sonra o elbiseyi de diğer bebek kıyafetleriyle oluşturduğu dağın üzerine tüy dikercesine koymuştu.

" Hiç de bile. Benim kızım bu kıyafetlerin hepsini giyinecek. Hatta ileride babasına fashion show da yapacak. Pare düşünsene, sana benzeyen bir tane kız çocuğu. Üzerine giydiği elbiseleri bana gösterip baba nasıl olmuşum? Diye soruyor."

Barın'ın heyecanına gülmemek elde değildi. Kızı olacağını öğrendikten hemen sonra bir bebek mağazasına gelmiştik ve Barın ne bulursa alıyordu.

" Biraz da oğullarımıza mı kıyafet alsak diyorum. Bu gidişle üçüne de etek giydiricem gibi duruyor. Sahi kaç tane etek aldın sen Barın? Hayır haberim yok da onuz kızlarımız mı oluyor? Ne bu alışveriş çılgınlığı? İsraf bir kere. Hem bebekler hızlı büyür. Aldığın bu kıyafetlerin yarısını giyinemeden büyüyecek çocuk."

Çok haklıyım! Aksini iddia eden etmesin!

" Haklısın güzelim. Ama biz yine de bu bebek kıyafetlerinin hepsini alalım. Kızımıza yetecek kadarını ayırıp geri kalanıni ihtiyaç sahiplerine veririz. Ne dersin?"

Peçete lazım derim çünkü birazdan rimelim akacak.

" Barın, bu çok güzel bir fikir." Gözlerim dolduğunda Barın saçlarımın arasına bir öpücük kondurmuştu.

" Artık biraz da oğullarımıza kıyafet bakalım. Sıpalara elbise giydirmek zorunda kalacağız yoksa."

Ağlarken beni güldürebilen tek insan sen falan mısın Barın?

______

" Aşkım sana bir şey soracağım."

Yeni duş aldığım için ıslak olan saçlarıma sardığım havluyu komidinin üzerine öylece bırakırken sorduğum soruyla birlikte yatakta bağdaş kurmuş, elindeki tarak ve saç kurutmasıyla beni bekleyen kocamın bakışları beni bulmuştu.

" Sor güzelim."

Önüne oturduğumda saç kurutma makinasıyla saçlarımı kurutmaya başlamıştı bile.

" Şu beni sapık sarhoştan kurtaran adam." Barın hafifçe duraksadığında merak duygum iyice kemirmeye başlamıştı içimi.

Barın'la aralarında geçen o bakışma birbirini ilk defa gören iki insanın bakışması değildi. Bundan emindim.

" Adı sanırım Çağrı'ydı." Üzerme yeni giymiş olduğum şortlu pijama takımımın yakasını hafifçe düzelttim.

" Onunla daha önceden bir tanışıklılığın var mı?" Birkaç saniye sessizlik.

" Var. Yani vardı. Bir süredir kendisiyle görüşmüyoruz. O yüzden onu birden karşımda gördüğümde şaşırım."

Gergince konuşmasıyla gözlerimi hafifçe kıstım ve karşıdaki boy aynasından Barın'ın yüzünü incelemeye başladım.

Durgundu. Hem de fazlasıyla.

Saçlarımı kurutması bittiğinde bu sefer de eline tarak almış ve açıtmamaya özen göstererek saçlarımı taramaya başlamıştı.

" Neden görüşmüyordunuz?" Konunun tamamını öğrenemeden rahat edemeyecektim.

" Tartıştık. Büyük bir tartışmaydı. Ve o günden sonra bir daha da görüşmedik. Üç yıl oldu sanırım."

Dalgınca konuşmasıyla kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Tarağı komidinin üzerine bıraktığında arkamı döndüm.

" Segilim iyi misin?" Hafif endişeli çıkan sesime karşılık beni rahatlatmak için hafifçe gülümsemişti.

" Belki göğüslerinde yatmama izin verirsen daha iyi olabilirim."

Ayağa kakıp yatağın örtüsünü aşağıya doğru çektim ve sırtımı yatak başlığına hafifçe yaslar bir biçimde yattım yatağa.

" Gel buraya, koca bebek seni."

Barın hafifçe gülerek yanıma yattığında başını tüm ağırlığını vermeyecek şekilde göğüslerime yaslamış ve karnıma dolamıştı kollarını.

Elimi çok sevdiğim saçlarının arasına daldırdığımda o da bir elini karnımın üzerinde gezinidiriyordu. Bu sırada veletlerimizin karnımı tekmelemesiyle birlikte ister istemez acıyla yüzümü buruşturmuştum.

"Benim güzel kızım annesini tekmelez. Hep sıpaların işi bunlar." Hafif azarlayan tonda çıkan sesi ile birlikte gülmeden edememiştim.

" Çocuklarımıza her ne olursa olsun asla bağırmayacağına söz verebilir misin Barın?" Gülen yüzümde kırık bir tebessüm oluşmuştu.

" Soruyor musun bunu güzelim?" Gülümsemem genişlemişti. Aklıma sürkeli babamın gelmesine engel olamıyordum. Ama Barın gerçekten mükemmel bir baba olacaktı.

" Çocuklarımızın koşulsuz şartsız güvenebileceği güçlü bir baba olacağım."
Kendi kendine mırıldanmasıyla birlikte hafifçe dudaklarımı araladım.

" Bazen babalar da ağlar sevgilim. Bu güçsüzlük değilir. O yüzden tutma kendini daha fazla. Görüyorum ben içinde kopan fırtınaları."

Saçlarının arasına bir öpücük kondurdum. " Anlatmak istersen seni dinlerim, biliyorsun."

Bu zaman dek hep o beni dinlemişti. İçimi döküp ağladığım zamanlarda o bana sarılmış ve tüm benliğiyle beni rahatlatmıştı.

Geçmişinin iyi olduğunu hiçbir zaman düşünmemiştim. Vardı bir şeyler, arka plana ittiği, unutmak istedikleri vardı. Bir zamanlar ben de de olan o kırıklıkların gözlerinin ardında saklandığını görmüştüm.

Anlatması için ona asla baskı kurmamıştım. Zamanı gelince anlatacağını biliyordum çünkü.

Şimdi de sıra bendeydi, o anlatacak ve ben dinleyecektim.

" Yetimhaneyken elbette çocuk yaşta hiç tanımadığım aileme karşı bir özlem duydum ama bu özlem zamanla yerine merakı bıraktı." Derin bir nefes alıp konuşmasıyla birlikte onu dinlemeye koyuldum.

" Neden sorusu her gece kendime karşı sorduğum bir soru haline gelmişti. Merak ediyordum Pare. Beni neden bıraktıklarını ve şu anda ne yaptıklarını deli gibi merak ediyordum."

Üzgünce dudaklarımı birbirine bastırdım. Bir çocuk için çok zor bir durumdu, hiçbir şeyi bilmeden yıllarca bir yetimhanede kalmak.

" Reşit olup yetimhaneden ayrıldıktan sonra bir işe girdim hemen. Çalışmaktan ailemi araştırmaya fırsatım olamamıştı. Bir gecekonduya yerleştim ve gece gündüz fazla mesaiye kalarak durmaksızın çalıştım. Üniversiteyi de açıktan vermeye başladım bu süreçte. Günün on dört saatini işe gidip ,dört saatini de ders çalışarak geçiriyordum. Kendime ayırdığım bir zamanım yoktu. Geri kalan saatlerimde uyuyordum. Uzun bir süre bu böyle devam etti. Yirmi yaşıma girdiğimde köşede gerçek anlamda büyük bit miktar para biriktirmiştim."

Kendimi onun yerine koymaya çalıştım. Sanki iki yıl boyunca hiç yaşamamış gibiydi. Gelecekte kendine zaman ayırabilmek için o zaman ki kendinden vazgeçmişti. İleride kendine kurulu bir düzen oluşturmak ve belki de bir umut mutlu olabilmek için çok çalışmıştı.

Belki de çoğu insanın isteyip de yapamadağı bir şeyi başarmıştı. Bu kadar çok çalışmak kaldırılması zor bir yüktü. Üstelik yanında ona destek olacak kimsesi yokken.

" Paramı yeni bir eve çıkarak harcamak istemedim ve fazlasıyla düşük bir meblaya kaldığım gecekonduyu satın aldım. Bilirsin gecekondularının tapusu yoktur ve bu yüzden de riske alıp bir gecekonduyu satın almazlar. Neyse işte artık kira da işin içinden çıkınca biraz rahatladım ve çalışma saatlerimi normal bir insanın çalışacağı kadar azalttım. Ama bu sefer de arta kalan saatlerimi ders çalışmaya ayırdım. Mimarlık okuyordum."

Ciddi söylüyorum, bir belgesel çıkardı Barın'ın hayatından.

" Üniversiteyi bitirip elime mesleğimi aldığımda köşede biriktirdiğim parayla kendime bir iş kurdum. Yaklaşık bir yıl işi büyütmek için çok çabaladım. Biriktirdiğim tüm paralarımı şirkete yatırdım. Bir yıl içerisinde de rekor bir yükselme yaşadım."

Başarılı bir iş adamının izinde. Belgesel adı hazır arkadaşlar.

" Yirmi iki yaşımdayken sonunda işimi de yoluna koymamın rahatlığıyla birlikte ailemi aramaya başladım. Her zaman en çok annemi merak ettiğimden ilk annemi araştırmaya başladım. Türkiye de değildi. Babamla beni doğurduktan sonra boşanmışlar. Şiddetli geçimsizlikten. Her ikisi de yeni bir hayat kurmak istediği için ortak bir kararla beni yetimhaneye bırakmışlar."

Gözlerim ister istemez dolmuştu. Bir kez daha insanlardan nefret ettim. Bakamayacağı çocuğu doğurup sonra da bir bez parçasıymıs gibi kenara atan ebeveynlerden tiksindim. Kimin iyi kimin kötü olduğunu tek bir bakışta bilemezdim. Bu yüzden de tüm insanlardan uzak durmuştum.

Kötüleri bile daha çok severdim. En azından dürüstçe kötü olduklarını gösterirlerdi. Ama iyi görünümlü kötüler, o insanlar çok daha korkunçtu.

İyi gözükür, sizinle yakınlık kurarlar, onlara güvenmenizi sağlarlar, omuzlarında ağlamanızı derdinizi dökmenizi dinlerler, yanınızda dururlar ve en kötüsü sizi kendilerine bağlarlar. Sonuçsa büyük bir hayal kırıklığı. Sırtınızdaki bıçak, kalbinizdeki yara ve gözünüzdeki yaşla sizi baş başa bırakırlar.

Soğuk ve ters davranmak benim insanlara karşı aldığım gardımdı. Çünkü kim iyi kötü anlayamıyordum. Belki yaptığım yanlıştı, bu şekilde iyi birine denk gelsem bile o kişinin kalbini kırıyordum ama hem onu kendimden uzaklaştırıp kalbinin daha fazla kırılmasıni engelliyordum hem de kendimi olası bir yarı yolda bırakışa karşı koruyordum.

Ters davranmak, soğuk olmak havalı bir şey değildi. Bana göre üzücü bir durumdu bu. Kendim gibi birini görünce üzülürdüm. Onu o hale getirenin ne olduğunu düşünmeden edemezdim.

İnsanlar çok önyargılıydılar. Neyin ne amaçla, ne yaşanmışlıkla yapıldığını sorgulamazdılar. Ve benim gibi olan kişiler de bu yüzden sevilmezdi. Amacımız da bu değil miydi zaten? Sahte sevgilerden uzak durmak, insanlardan uzaklaşmak ve kendimizle baş başa kalmak.

Tek güvenli limanımız kendimizdik. İnsanlardan bu şekilde korunurduk. Bizi de bir tek biz anlardık...

" Yine de merak ettim işte. Yeni hayatları nasıl diye." Aradaki sessizliğin ardından Barın'ın yeniden konuşmasıyla birlikte kendime gelmiştim.

" Annem bir adamla evlenmişti ve eşiyle Dünya turu yapıyorlardı. Bir çocukları da yoktu. İnstagramda falan fotoğraflarını gördüm. Gezdikleri her ülkeden birlikte çektikleri fotoğrafları paylaşmıştı. Çok mutluydu biliyor musun? Yıllar önce yetimhaneye terk ettiği bir oğlu yokmuşçasına mutluydu."

Sesi hüzün doluydu. Gözümün önünde bir çocuğa dönüşüvermişti sanki.

" Karşısına çıkmadım bende. Gerçi çıksam ne diyecektim ki? Merhaba, ben yıllar önce terk ettiğin oğlunum anne, nasılsın, iyi misin mi?"

Histerik bir şekilde güldüğünde saçlarını okşamaya devam ettim.

" Neyse ben annemden vazgeçtim işte. Bu sefer de babamı araştırmaya koyuldum. Çok zor olmadı onu bulmam. Türkiye de başarılı bir iş adamıydı ve o da annem gibi ikinci bir evlilik yapmıştı. Bir kardeşim olduğunu öğrendim."

Bir anda sustuğunda başımı ona doğru endişeyle eğip yüzüne baktım. Gözleri dolmuştu.

Gözlerinin üzerinden öptüm hemen zazikçe. Bu hareketimle o da gülümseyerek dudaklarımın üzerine küçük bir öpücük kondurdu.

Kalbi kırıklarla dolu bir adamdı. O konuşmaya devam ettikçe kalbinin kırıkları sanki boğazıma saplanıyordu...

○°○°○°○°○°○○°○°○°○°○○°○°○°○°○°○○

Öhöm öhömm. Sonunda beklenen an geldi. Barın'ın geçmişini ve hayatını oğreniyoruzzz.

Bu zamana dek hep Pare anlatmıştı, şimdiyse sıra Barın da ;)

Bir de Pare'nin kendi içinde yaptığı şu uzun konuşma. Kitabın en başından beri Pare'nin insanlara karşı olan tutumu yer yer eleştiri almıştı. Hatta sanki bu davranışın havalı olduğunu düşünerek yazmışım gibi bir algı oluşmuştu.

Aslında Pare'nin neden insanlara karşı böyle bir tavır aldığını anlayacağınızı düşünmüştüm ama Pare'nin de dediği gibi, bizi de bir tek biz anlardık, artık anlamayanlarında anladığını düşünüyorum :)

Şahsen benim bu konuşma çok hoşuma gitti. Bir zamanlar ben de böyleydim çünkü. Yazdığım o paragraflar gerçekten çok anlamlıydı, en azından benim için...

Neyse efendimm, sonraki bölüm kaldığımız yerden devam edeceğizz.

Yarın yeni bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın, hoşçakalınn. Sizleri çok çok seviyorumm ❤️

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

1.3M 78.1K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
115K 3.7K 29
Doktorların şiddetle karşı çıktığı bir şey yaptım. Mafya olan bir hastayı ameliyat ettim. Daha sonra ise anlaşmalı evlilik teklifini kabul ettim, en...
3.6M 131K 72
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
2.1M 87.4K 40
05*: Abinin ziyaretine çok güzel giyinip gelmişsin. 05*: Benim ziyaretime de bu şekilde gelsene. | Kitabımın kurgusu tamamen bana aittir. Herhangi bi...