Sabah gözümü açtım saate baktım yediydi erken kalkmıştım. Banyoya gidip günlük rutinlerimi tamamladım. Çıktım Esin uyuyordu onun hiç uyandırmadan çalışma masasına geçtim ve telefonuma mesaj geldi. Harun'dandı. Uyanmış mıydı? Girip baktım.
Harun: günaydın sabah güneşim.
Günaydın canım.
İşin var mı?
Yok.
Arka bahçeye gelir misin? Canım sıkılıyor eren'i de uyandırdım kalkmak bilmiyor.
Sabaha kadar yazışırlarsa olacağı bu neyse konumuza geri dönelim Tamam zaten benim de canım sıkılıyordu geliyorum.
Üzerime kalın beyaz sweatshirt'ümü aldım aşağı indim arka bahçeye geçtim Harun çoktan gelmişti.
Günaydın geç otur.
Sana da günaydın mutsuzsun neden?
Yok sana öyle gelmiştir.
Harun Bana öyle gelmedi karne 2 gün kaldı 2 hafta olmayacağız ona üzülüyorsun değil mi?
Evet sensiz kalmak tabii koyuyor insana.
Harun bir şey soracağım.
Sor Zeynep'im.
Annengil ile barıştın mı?
Harun, hayır o günden beri kaç kez aradılar cevaplamadım. Asım hocaya da aramışlar konuşmadım mektup gelmiş benim adıma bakmadım telefona mesaj geldi bir sürü onlara da bakmadım.
Canım sence bu küslüğe bir son versen mi he ?
Canım Bak anneme bunca yıldır sustun sustuk. Kardeşim kız kaçırmış benden biliyor. Gel kız bulup evlendireceğim diyor ve ben de kabul etmiyorum ve etmeyeceğim haklı olarak annemi bilmiyorsun her şeyi yönetmeyi sever her şey onun olsun, ama yok böyle bir dünya kim esir kalmak ister ki emir altına düşmek ister ki?
Kimse istemez ama pişmanlığını anlamış olmalıdır. Şimdi kesin olarak küs mü kalacaksın?
Evet ben şimdi korkumu vermezsem yarın bir gün evlenince karıma da böyle yapar. Ben de kabul etmem.
İnşallah o kişi ben olurum.
Allah'ımın izniyle sen olacaksın nokta hele şu okul bir bitsin. İstemeye geliriz artık.
İnşallah abim de verir Harun efendi bence hemen öyle çabuk konuşma.
Görüşürüz Zeynep hanımefendi.
Yani Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır.
Zeynep
Gülerek nokta Tamam tamam şaka neyse konumuza geri dönelim. Madem annenle küs kalacaksın evde, yemek yapınca, kahvaltıda, dışarı çıkınca nasıl yapacaksın?
Hm eve gideceğimi kim söyledi.
Tek kaşımı kaldırarak, nasıl eve gitmeyeceksin harun?
Ya sakin sanki başka bir yerlerde kalacakmışım gibi, babam 3 katlı bina almıştı dayayıp döşemişti. Zemin kat Faruk'un, 2 kat benim, 3 kat ablamındı ben de oraya gideceğim tabii başta eve uğrayacağım ama babam için yeni gelin, Faruk ve annesinin yüzüne bakmayacağım babamın elini öpüp oradan ayrılıp evime gideceğim.
Harun Emin misin? Şu an kızgınsın ondan böyle söylüyorsun istersen annenin de elini öp sonuçta senin 9 ay karnında taşıdı, doğurdu, baktı.
Yok benim süt annem vardı o bakardı bana Faruk ve ablam a annem baktı.
Ya bana hiç bahsetmedin.
Ablam doğmuş, daha bir buçuk yaşındayken benim haberim gelmiş. Ben doğduğumda ablam 2,5 yaşındaymış yani daha süt içiyormuş, öyle olunca ikimizede annem süt yetiştiremeyince bana bir süt anne aramışlar sonra, Hacer annemi bulmuşlar ben 3 yaşına varana kadar onunla beraber onların köyünde kalmışım. annemler haftada iki kere gidip gelirlermiş bana bakmak için yani annem olduğunu unutturmamak için, genelde hep Hacer annemin yanında kalırmışım sonra Faruk doğmuş. Ben de çok kıskançlık yapınca faruk'u falan dövüyormuşum. öyle olunca 4 yaşında, tekrar Hacer annemin yanına bırakıldım. Bir tane de süt kardeşim vardı, onunla beraber büyüdüm 10 yaşıma geldikten sonra artık ailemle beraber kaldım. ilkokul, ortaokul, lise eğitimi bitirdim üniversitede de zaten buraya geldim. hala Hacer annemle konuşuyorum. bu olanlardan haberi var. Bana dedi annenin elini öp bir şey olmaz ama ben hala affedemiyorum, affedemem de.
Harun telefon çalıyor.
Yine annem arıyor.
Harun aç belki kötü bir şey vardır.
Yok zeynep'im yine laf söylemek için arıyordur karnede son iki kaldı ya,
Harun bak lütfen bari benim için aç ,Beni seviyorsan, 2 ay geçti üzerinden olayın.
Zeynep elim bu telefonu elime alıp açmak istemiyor.
Tamam tamam bak açıyorum kulağını tutuyorum tamam mı?
Of Of Zeynep Tamam tamam.
Açtığımda kulağına dayadım annesi ağlamaya başladı ve konuştu.
Annesi Güler hanım: alo oğlum, annem, yavrum Sen neden açmıyordun. Harun sadece dinliyordu konuşması için kolunu cimcirdim. Ah diye bağırdı.
Güler hanım: oğlum ne oldu bir şey mi oldu. Harun'a baktım telefonu gösterdim.
Bir şey yok.
Telefonu harun'a verdim ve onu izlemeye başladım.
Oğlum biliyorum üstüne çok geldim haksızdım. Evet ama çok pişmanım oğlum gelmene az kalmış de bakalım annene ne istiyor benim paşamın canı?
Anne ben eve gelmeyeceğim kendi evimde kalacağım.
Neden oğlum, biliyorum hala kızgınsın haklısın ama ne olur evine gitme.
Anne o orada mı?
Faruk mu?
O kız
He gelinimi diyon
Gıcık oldum, he onu diyorum gelinini
Bizde kalıyorlar evin içinde Faruk kendi evini satmak istiyor senin evinin altını bizimle birlikte kalacaklarmış Sen de okulunu bitirsen evlensen nasıl olacak diye düşünüyorum.
Anne hiç düşünme Ben kendi emeğimle ev almadan evlenmem senin gelinin sana yeter ikinci bir gelin olmayacak benim evimde ayrı olacak.
O sıra telefonum çaldı Hayda tam sırasıydı.
Oğlum telefonun çalıyor seninkini telefonun mu vardı?
Harun bana bakarak "Zeynep telefona bak" dedi gülerek
Oğlum sen orada evlendin mi?
Yok artık dedim Harun gülmeye başladı telefona baktım esin'le telefonu açtım esin'e kızmaya başladım uzaklaşarak.
Yok anne bölümden arkadaşım sınıfta belgeleri tamamlıyorduk arkadaşı aradı ona seslendim büyütülecek bir şey yok.
Tamam annem, iki gün sonra seni almaya geliriz yengenle..
Anne diye bağırdı Harun sesine gittim telefonu kapattım yanına gittim o benim yengem değil bir daha bana yengen deme çünkü Faruk da kardeşim değil.
Annem bu nasıl söz.
Harun "anne diyecekken" telefonu hızla aldım çünkü konu uzayacaktı. Güler hanım şu an Harun sinirden ne dediğini bilmiyor, sonra konuşursunuz dedim. Harun ver şu telefon dese bile "iyi günler Güler hanım" dedim ve kapattım.
Harun bana bakarak, Zeynep sen ne yaptın?
Ne yapmışım
Zeynep!
Harun annen o senin küs küs nereye kadar?
Hala küsüm ben zaten.
Hım kesin neyse beni sorarsa öğretmenim dersin.
Yok Sen öyle san diyeceğim ki okul bittikten sonra istemeye gideceğin gelinin.
Neyse fazla uzatmayacağım Esin aradı konuşma bitince sıraya geçin dedi konuşma var galiba.
Asım hoca: evet çocuklar geçenlerde bir ömür bitkiyi canlandırmak için 5 farklı ilaç yaptık biliyoruz ki bizim kimyagerler daha doğrusu kimya fakültesindeki öğrencilerin birçok işleri var öyle olunca biz de bankacılık bölümünden 4 arkadaşınızı seçtik haksızlık diyeceksiniz şimdi ama jüriler seçti biz de yaptırmak zorunda kaldık ve bu projede doğru ilacın 5'ini de doğru yapmışız tebrik ediyoruz arkadaşlarınızı sahneye davet ediyoruz. Alkışlar yapıldı sonra Asım hoca bizim isimlerimizi saydı. Harun Koçoğlu, Zeynep Alparslan, Esin Karahanlı Birgül Eren gürleğen sahneye gelin.
Biz geçtik hoca bizi tebrik ederek madalyaları taktı sonra fotoğraf çekti ödülü verdi 200 bin lira parayı 4'e böldük 50 bin lira olmak üzere Berkay hoca da bizi tebrik etti sıramıza geçtik Asım hoca konuşmaya devam etti.
Evet çocuklar karne son 2 gün kaldı çok yoruldunuz sınavlardı oydu buydu şuydu derken bayağı yoruldunuz 2 günlüğüne geziye gideceğiz 2 gün sonra geleceğiz gitmek isteyenler otobüsler kapıda bekliyor gidebilirsiniz ben de geleceğim kalmak isteyenlerde burada kalmaya devam edecek yemek saatlerinde yemekhaneden yemek yiyebilecekler.
Eren: biz gidecek miyiz?
Benim hiç gidesim yok ya siz gidin.
Harun: Zeynep gelmiyorsa ben de gitmem.
Eren: Harun gelmiyorsa ben de gelmem ne yapacağım orada?
Esin: o zaman ben de gitmiyorum dörtlü grup olarak kalalım zaten üniversite boş olacak sessiz sakin geçeriz iki günü.
Herkes gitti sadece bir sınıftan 4 kişi kalmıştı toplamı 8 kişilik fakültede arabalar gitti bizde sınıflara geri döndük.