İntikam Bedelleri

By hezalllll

18.8K 583 225

İmkansız diye bir şey yokmuş.Biz onu imkansız kılmışız aslında.Her şey bir plan dahilinde, bir oyun perçevesi... More

1.BÖLÜM "Giriş~"
Maskeli Adam
3.Bölüm/İç ses
Balıklar ve Yakınlaşma
Karakter ve Kitap Tanıtımı'^
Kalp
Şartlar
Görev
Kitap ve Karakter Tanıtımı 2^
Görev 2
Görev3'
Ayı ve Keçi Ayrı Yaşayabilir mi?
Bekleyişe Son
Kolye
İncir Ağacı/Part1
Part2
İncir Ağacı/Part 3
Dönüş⭐
Karışık Duygular
21.BÖLÜM/Yaralanma

Gamzelerin Çukuru

237 8 10
By hezalllll

'her şey güzel olacak seninle olunca'

⬜⬜⬜⬜⬜⬜🪼🎡⬜⬜⬜⬜⬜⬜

Bilge Acar Anlatımıyla;)

Amcam ile abimin konuşmasından sonra görev ile ilgili konuşmuştuk ve ardından amcamın bir planı olduğunu söylemişti.

Boran'dan aldığım evlilik teklifinin mutluluğunu yaşarken Gülce'nin de bu mutluluğu yaşayacağını öğrenmiştim.

Amcam sağolsun abimin yıllardır yapamadığını yaparak Gülce'yi getirtti.Her şey önceden planlanmış aslında.

İzzet komutan bile gelmişti.

Hepimize heyecanı sonuna kadar yaşattıktan sonra evet demişti.Ağzımız yüreğimizde atıyordu o anlarda.

Ya evet demezse diye geçirip durdum içimden.

"Çifte düğünde yapar mıyız be?" Boran'a baktı abim bu sorusu ile,sinirle."Niye çifte düğün yapalım ki? Sizi mi bekleyeceğiz?"

"O niye lan?"

"Komutanım yıllardır bir kızı isteyememiştiniz.Şimdi istedik ama evlenmek içinde yıllarca beklemeniz lazım." abim ilk defa Boran'a dönmüştü.

"Haklısın." Şaşkınlıktan ağzım açık aldı.

"Komutanım?" Boran abime baktı."İyi misiniz?"

"İyiyim oğlum niye sordun?"

"Sordum öyle.Siz pek bana gülmezdinizde aslında hiç." Abim gene güldüğünde hepimizin ağzı açık kalmıştı."Rüya lan bu! Beni kandırıyorsunuz dimi? Komutanım bana vursanıza belki rüyadır."

"Sana niye vurayım lan?" Abi? "Gel lan sarılayım bir kez."

Abim Boran'a sarıldığında Boran şoktan şoka girmenin şokuna abimin ona sarılma şoku ile birlieştiğinde bayılacak gibi olmuş ama abime sarılmıştı.

Gülce ve Furkan büyük sesler ile yanımıza geldiklerinde Furkan Gülce'yi kovalıyordu.Gülce ise koşarak ondan kaçıyordu.

"Ne yaptım lan ben sana?" Gülce hızla Halil'in arkasına saklandı."Halil koru beni."

"Ne oldu lan?"

"Kafama yumurta attı." Halil bana döndü.

"Yumurtayı burada nasıl buldun?" Gülerek omuzlarımı indirip kaldırdım."Neyse ne var bunda? Gayet normal bir şey.Bunun için kavga edilmez."

Gülce'yi arkasına tamamen aldığında hepimiz gülerek izliyorduk.Halil asla bir kızla bu kadar yakın olmazdı.

Arkadaşlığı geçmişlerdi artık onlar kardeşten ötelerdi...

Furkan bir sinir ile gittiğinde Hüseyin geldi."Nerede lan o nerede? Gülce nerdesin lan!"

"Lan hepsinimi peşine taktın!"Aksel sinirle soludu.Abim yanıma oturduğunda ona sarıldım.

"Alın sizin olsun." Aksel Gülce'yi kolundan tutarak Hüseyin'e doğru atacakken Halil Gülce'yi arkasına tekrardan aldı.

"Verelimde öldürsünler mi?"

"Ne yaptın lan bu?" Gülce'yi göstererek.

"Sigaralarımı çöpe atmış." Aksel saniyesinde Gülce'ye döndü.Sigara kırmızı çizgisi.

"Bu olmadı işte." Gülce'ye vurmak için ona doğru atıldığında abim ayağa kalkarak Aksel'e güzelinden yumruğu indirmişti."Bu da olmadı."

Abim bir yumruk daha attı.Gülce ise memnun olmuş gibi gülüyordu."Benim için kavga etmeyin ya."

Abim sertçe Gülce'ye döndü."Bir daha söyle."

"Bir şey demedim." Aksel zorlukla ayağa kalmaya çalışıyor ama abim Aksel daha kalmadan ayağı ile tekrar düşürüyordu.

Hüseyin ve Gülce bir köşeye çekilmiş abimin attığı yumrukları övüyordu.

Kimin abisi be!!!

"Komutanım ben ne yaptım ya! Durduk yere dayak yiyorum lan!" Abim lan dediği için bir yumruk daha atarken ben sandalyeye iyice kuruldum.Otur izle.

"Lan sen kimsin benim olana el kaldırmaya çalışıyorsun!" Abim sinirle tekme attığında Gülce kaşları çatılmış bir o kadar da hoşuna gitmişcesine abime bakıyordu."Senin bu ellerini kırmaz mıyım lan ben!"

"Kırarsınız komutanım." Seslice güldüm.Aksel'in vurmayacağını ben çok iyi biliyordum ama abim...

Çok aşık ya,abim evleniyor sırada bana geliyorrr!

"Aferin."

Abim ile Aksel'in kavgası çoktan bitmiş ve Gülce İzzet komutanın yanına gitmişti.

Boran'ı aradı gözlerim ama yoktu.

"Eflal komutanın yanında." Kafamı salladım Kılıç'a.Bu aralar pek iyi gibi değildi.

Oysa en mutlu olması gereken zamanlardaydı.

"Kılıç sen nasılsın?" Abim Kılıç'a baktı ardından oturmamız için kamelyayı gösterdi.

Önce ben oturdum ardından diğerleri.Yanıma oturan abime sarıldım.

Sanırım temas bağımlısıydım,bu kişi abim bile olsa.

"İyiyim komutanım siz nasılsınız?" Kafasını salladı abim gülerek.

"İyiyim." abim her zaman böyle bir insandı demeyi çok isterdim ama maalesef benim abim böyle değildi.

Herkesi tersler ve döverdi.Ne zaman Gülce girdi hayatına insana yakışan hareketler yapmaya başladı.Yaptığı hareketlerden en düzgün olanı çok konuştuğu için Halil'in ağzına tüfeği sokmaya çalışmasıydı.

Böyle bir insan Gülce ile tanıştıktan sonra her şeyi gülerek karşılıyordu.Boran'a bile gülmesi iyi olduğunu pek göstermesede iyi bir zaafı olmuştu.

Öldürücünün zaafı vardı.

"İzzet komutan ne zaman geldi?" ah Uraz ah.Nişanlısı ile vakit geçirmekten bizimle ve karargaha ilgilenmiyordu.

"Dün geldi." Abim az önce Uraz'a kibarca cevap mı vermişti? Yok,yok ben yanlış duydum."Görmemiş olabilirsin ama dün gece geldi."

Aşk adamı inletirrrrrr!!!

"Komutanım hasta mısınız?" Abim önce kaşlarını öldürecek gibi kaldırsada sonradan yumuşayarak Uraz'a baktı."Yani komutanım iyi misiniz?"

"Çok iyiyim." yalancı bir gülümseme ile güldüğünde kıkırdadım."Gül abicim gül sen." Hafif kızarcasına baksada sonradan o da güldü."Lan ben kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim ha."

Seslice güldük.

"Hani kimsenin önünde diz çökmezdin,kimse için sevgi duygusunu beslenemezdin?" gülmeye devam ederken konuşmak çok zor olmuştu.

"Çok büyük oyuna geldim."

Gülce bu lafları duymalıydı."Boran gelmiş." Güzümde aniden oluşan gülünsemlerim ile Şafak'a 'gerçek mi?' dercesine baktım.Kafasını salladı."Gelmiş.Koş koş."

Kamelyadan kalktım ve hafifçe koşmaya başladım."Anca gidersin." Abim bitti Sefer başladı!

💜✨

Bazen olaylara tek kişi ağzından değilde aynı anda birkaç kişiden okumak gerekir.
~Gizem Türkmen'~

Evlenme teklifi alan Bilge ve Gülce'nin yüzlerinden gülümsemeleri eksik olmuyordu.Ne de olsa evlenme teklifi almışlardı.

Bilge Boran ile sohbet ededursun Gülce ve İzzet komutan bu evlilik meselesi ile ilgili konuşuyorlardı.

İzzet komutan kızı gibi büyüttüğü Gülce'yi evlendirmek istemiyordu ama Batur'dan daha iyi bir damat adayı bulamayacağını da çok iyi biliyordu.

Gülce,İzzet komutan ile konuştuktan sonra Batur'u aramaya başladı.

"Batur? Neredesin?" Gülme sesini buradan bile duyuyordum.Ne olmuştu bu ayıya?

"Bekle geliyorum." Ne? Ne? Nereye geliyordu.Babamın evine gelmemesi gerekli.

Sabah olmuş ve çoktan herkes karargaha gitmişlerdi.Babam evde olmayacaktı en azından.

Duşa girerek üzerimi değiştirmeye başladım.Ne olsa gelecekteki kocam geliyordu.

Uzun bir gecelik giydim.Sorarsa yeni uyandım diyecektim.O da yeni uyandığında bile bu kadar güzel misin diye soracaktı.

Off ne olay be!

Kapı çalınca son kez üzerime ve makyajıma baktım.Süperim be.

"Sabah sabah kimsin be!" Role çok mu girdim ne?

Kapıyı derin derin nefesler alıp vererek açtım.Tüm ihtişamı ile önümde duruyordu.

Ay kalpten gideceğim.

Bir üniforma bir askere bu kadar mı yakışır yaaaa.

"İyi ki açtın!" kibarlığı bana karşı olsa daha iyi olacak.

Kahve yapıp içtiğimizde saat 4'e geliyordu.Saat ne ara geçmişti değil mi?

Onun yanındayken saat değilde yıllar geçiyormuş ama ben bunu anlamıyormuşum gibi hissediyorum.

"Ben bunları mutfağa götürüp geliyorum." Tepsiyi alarak mutfağa geçtim.

Bardakları sudan geçirdiğim o sıralarda bir ses duydum.

"Geç kaldım hesapsızca kendi hayatımdan çaldım
Seni buldum ben bu işten memnun kaldım"

Batur'a bakmak için salona döndüğümde şarkı açtığını gördüm.Ne yapacaktık?

Dans edecektik tabiki!

"Olur mu? olmaz mı? bizi biraz zorlamaz mı?

Düşünmedim ben de senden farksız kaldım

Hadi beni duy, bu ne biçim huy
Gel de yerine, başkasını koy

Yaşlanınca, hasta olunur
Yanyanaysak hep çare bulunur

Her şey güzel olacak, senle olunca
Söyleme bana, aşka doyunca
Yalnız benim ol, ömrüm boyunca
Her şeyin farklı

Her şey güzel olacak, senle olunca
Söyleme bana, aşka doyunca
Yalnız benim ol, ömrüm boyunca
Her şeyin farklı

Hadi beni duy, bu ne biçim huy
Gel de yerine, başkasını koy

Yaşlanınca, hasta olunur
Yanyanaysak hep çare bulunur

Her şey güzel olacak, senle olunca
Söyleme bana, aşka doyunca
Yalnız benim ol, ömrüm boyunca
Her şeyin farklı..."

Bu kadar iyi dans etmesini beklemediğimi söyleyebilirdim.Duygusuz giib görünüyordu ama öyle değildi.

"Devam mı tamam mı?" Devam! başka bir şarkı açmaya koyuldu.Ben ise yüzünü izlemeye.

"Saçmala nolur çare çok
Nasıl Gidersin

İstediğin her şey sanki yok
Değer mi dersin

Başkaları bilmez görmez o nasıl bi duygu

Al elini kalbime bir koy işte gerçek bu
Her yer soğuk hep karanlık

Kendi kendine tarifsiz
Ayrılmamız çok gereksiz şimdi

Uzaktan sebepsiz
Biri bana gelsin, oda sensin

Beni kırmış olsan da
İkimiz de aşık bi tek farkla
Benim ki biraz senden fazla..."

Dans etmekten sıkılmıştım ama bunu ona söyleyemezdim.Hemde bu ayı nereden böyle şarkılar biliyordu?

Acaba bu ayı benden daha mı kibar?

Olabilir aslında.

"Böyle şarkılar dinlediğini bilmiyordum." Kaşları düz hal aldı."Yani türksün ya.Biraz daha ona göre şarkılar dinliyorsun diye düşünmüştüm."

Bu adamın yanında da iki kelimeye bir araya getiremiyordum.Umarım yanlış anlamamıştır.

"Şarkı dinlemiyorum." Nereden biliyordu o halde bu aşk dolu şarkıları? "Annem de seninle evlenmemi istiyormuş.Bende bunu dün öğrendim.İlk dans ettiğimizdede bu iki şarkıyı dinleyerek dans etmemizi istemiş."

Ah be Meryem Acar...

"Anladım.İzninle beni bıraksanda bende mutfağın toplasam?" Ellerini belimden çekip geriye çekildi."Teşekkür ederim."

Yanından ayrılarak mutfağa girdim.Kaynanam beni çok sever.

Kapının eşiğinden beni izleyen yüzbaşı ile karşılaşınca güldüm."Niye öyle bakıyorsun?"

'hiç.' dercesine baktı.Ona arkamı dönerek mutfağı sonunda toplamış olma sevincimi yaşadım.

"Bohçan hazır mı?" O niye?

"Nasıl yani?" Kaşları çatıldı.

"Sana seni kaçıracağımı söylemediler mi?" Kafamı onaylamaz anlamda salladım."Gel birlikte hazırlayalım."
S

eslice güldüm."Boran bile geldi Bilge'yi istedi.Ben seni isteyemedim."

Ne? Ne çabuk?

"Bu ne hız be!" Biz bunların hızına yetişemeyiz.Kanları hızlı akıyor veletlerin! "Bu kadar şaka yeter."

"Ne şakası be! Haftaya bende seni isteyeceğim vermezse bohçan olmadan kaçıracağım."

Deli cesareti vardı,her an her şeyi yapabilirdi bu nedenden.

"Tamam kaçırırsın." resmen onu geçiştiriyordum çünkü böyle bir şeyi yapamazdı.Herkesten önce İzzet komutan izin vermezdi."Benim neden bu olaylardan en son haberim oluyor?"

"Evden çıkmadığın içindir." Sanki kendim bu evde durmak istiyordum! "Her neyse sen git hazırlan ne yapıyorsan yap her şeye hazır ol.Çünkü bazen ben bile ne yapacağımı kestiremiyorum."

"Sen?" Ona doğru yaklaştım."Sen ne yapacaksın bu sırada?"

"İşlerim var." Devlet işleri tabikide bunlar."Gül desenli bilekliği kolundan çıkarma."

Kafamı sallamamı beklemeden kapıya yöneldi.Hemen mi gidiyordu?

Kapıyı açarak çıktı.Bir kez olsun arkana bak be adam!

Batur'un gidişi ile bizde kız isteme hazırlıklarına hazırlanan Sultan Acar yani Batur'un yengesine gidebiliriz.

"Onları koymayacaksınız,şunları koyun."

"Sakin ol yenge.Sonuçta sadece kız isteme.Abim bile bu kadar heyecanlı değildir." Bilge seslice güldü."Beni istediklerinde neden böyle hazırlık yapmadınız?"

"Seni istediklerinde kız tarafıydık şimdi ise erkek.Erkeklere en büyük pay düşer." Sefer hızla içeriye daldı."Yavaş be oğlum!"

"Nasıl yavaş olayım? Batur yüzbaşıya kız isteyeceğiz lan! En mutlu günüm." Sefer kendine kız istemeye gittiklerinde bile bu kadar mutlu değildi."Sonunda."

"Dur asker oğlan dur." Sultan hızla ayağa kalkarak çeyizlerin üzerine düşecek olan Sefer'i tuttu."Tutmasam düşüyordun."

Sultan Acar her zaman şakalar yapardı.Tutmasam düşüyordun şakalarından biriydi mesela.

"Tatlışlığa bak lan!" Sefer hızla Bilge'ye döndü."Kız vermiştik kızda almamız gerekliydi yani."

Bilge ile karşılıklı güldüler.Kız istemeler biraz hızlı geçiyordu çünkü iki kardeşinde evlenme isteği level atlamıştı.

"Lan bu kızı kime isteyeceğiz nerede lan bu Batur!" Naim,Sefer gibi hızla içeriye daldı."Nereye kayboldu lan bu!"

"Gülce'nin yanına gitmişti." Sultan bile Gülce'yi sevmişti."Gelir şimdi."

"Gülce'nin yanına gitmiş gitmesine ama oradan da gitmiş.Gülce söyledi az önce." Gülce ile her canı sıkıldığında konuşmaya başlamıştı Naim Acar.

"Sakin ol Naim.Allah'ın izni ile kızı alacağız." Naim dışına bir nefes verdi.

"İçimden bir ses Eflal'ın kızı vermeyeceklerini söylüyor."

Naim'in iç sesinin doğru söyleme payı vardı tabiki de.

"Ee İzzet veriyor muyuz Gülce'yi?" Eflal bir İzzet'e bir hava limanına baktı.

"Ben vereceğim ama seni bilemem."

"Eyvallah." Tokalaşıp vedalaştıklarında uçağa yerleşti İzzet.Gülce'ye gideceğini söylememesinin nedeni onu bırakmak istemeyeceğiydi.

Bakalım Ceylin ve Koray ne yapıyorlar.

"Koray? Yukarıda mısın?" Koray'a seslendi.Kavonuzu açamamıştı."Baba?"

"Efendim kızım." Ceylin'in babası Mesut geldi kızının bulunduğu mutfağa."Ne oldu?"

"Kavanoz." Babası gülerek kavanozu açtı."Teşekkür ederim koca adam."

Mesut kızını öptü önce sonra uzunca sarıldı."Güzel kızım."

"Bana mı seslendin Ceylin?" Koray hızla mutfağa daldığında sarılan baba kıza güldü, içtenlikle.

"Gel Koray sana da sarılayım." Mesut Ceylin'den ayrılarak kapının yanında duran Koray'a yaklaştı.

Koray kimseye sarılmamıştı,baba şeyi olarak.

Şeyi,evet.

"Gerek yoktu aslında ama." Mesut bir anda Koray'a sarıldı.Dışına nefesler verdi bir süre.Kollarını Mesut'a sardı."Teşekkür ederim."

Bengü ve Barlas'a da bakalım,ne yapıyorlarmış?

Barlas balkona çıkmış sigara içiyordu.Sigara ile arasında bir bağ vardı sanırsam.

Balkona çıkan eşine baktı.Yüzünü izledi sigarasından içerek."Az iç biraz."

Kafasını salladı Barlas ama içmeye devam edecekti."Hemen mi gideceksin?"

Yanından geçip gidecek karısını kolundan çekerek bacaklarının üzerine oturmasını sağladı.

"Gitmeyeyim mi?" Sigarasının küllerini küllüğe döktü Barlas.

"Yanımda kal."

Bengü Barlas'ın elindeki sigaraya uzandı.Dudaklarına götürerek bir duman çekti ve Barlas'a uzattı.

Barlas uzatmadan aynı şekilde bir duman çekti.Tekrardan Barlas'ın elindeki sigaraya ulaşarak duman çekti ve bu döngü bir süre yaşandı.

"Sana bu kadar sigara yeter." Barlas Bengü'nün dudaklarından sigarayı alacakken Bengü sigara ile birlikte sigara paketini arkasına sakladı.

"Sana da yeter o zaman." Kafasını salladı Barlas."Şaşırdım çabuk ikna oldun."

"Seni mi kıracağım?" eşinin saçlarına uzandı.Sabahlara kadar konuşmadan kokladığı saçlarına."Çocuk istiyordun neden vazgeçtin?"

"Korkuyorum sadece."

"Neyden korkuyorsun?" Bengü sigara paketini arkasından alarak Barlas'a uzattı.

"Ya annem gibi bir anne olursam?" iç çekti Barlas,Bengü'nün bu sözlerine."Belki de bebeğimizi kaybetmemiz bir işaretti.Bizden aile olmaz,Barlas."

Kafasını sandalyeye yasladı."Anneni boşver,parayla yatan bir..." Bengü Barlas'ı susturdu.

"Ne olursa olsun benim annem o."

❄️✨

Kılıç Kandemir Anlatımıyla;)

"Peki komutanım biz bu göreve nasıl gideceğiz yani sınır dışındaysa zor olmaz mı?" Sorular üstüne sorular soruyordum çünkü görev ile ilgili hiçbir şey anlamamıştım.

"Sanki daha önce hiç sınır dışına gitmediniz Kılıç.Şimdide gidersiniz." Batur komutan neredeydi acaba? "Nerede bu Acar?"

"Haberim yok komutanım." Başak komutan bile nerede olduğunu bilmiyordu yani."Bugün Gülce'nin yanına gitmiş."

"Haberim var." Haberi olduğu halde izin mi vermişti? "Ondan sonra kaybolmuş ortalıktan."

"Çağırırsanız belki çıkar ortaya." Umutla konuştu Başak komutan.

"Benim sözümü dinlemiyor." En son Eflal komutan odadan çıkma demesine rağmen çıkmıştı.

Eflal komutanın yap dediği hiçbir şeyide yapmıyordu.

"Ee ne yapacağız komutanım?" Bize baktı Eflal komutan.

"Böyle devam ederse tim komutanları değişecek." Hayır,Batur yüzbaşıdan başkasına komutanım demezdim.

Demezdik.

"Ama komutanım." Bilge'yi susturdu Eflal komutan.

"Aklı yerine gelsin diye yapıyorum Bilge." Eflal komutan sıkıntılı nefesler verdi."Kötü bir şeyler yapacak diye korkuyorum."

"Nasıl bir şeyler komutanım?"

"Boşverin.Biz işimize odaklanalım."

⬜⬜⬜⬜⬜⬜🪼🎡⬜⬜⬜⬜⬜⬜

Gülce Bakırcı anlatımıyla;)

"Yarın olmaz, bugün
Yarım olmaz, bütün
Benim ol bu gece

Yazı görse gözüm
Kışı unutmaz özüm
Bitmez bu gece

Ötesi mi var?
Yalnızlığı yalnız
Seninle aldattım
Kıskandı yıldızlar

Aşka inanmayanlara
Seni anlattım
Karardı ay"

Sesimi olabildiğince yükselttim.

"Bırakın beni, kendim giderim
Alıştım artık yalnızlığa
Bildiğin gibi değilim
Sildiğin gibiyim hâlâ"

Yükselttiğim sesimi usulca alçattım.

"Seni sevmek intihar da
Sevmemek ihtimal bile değil
Aşk elbisesi en güzel
Sende duruyor ama ne acı
Terzin ben değilim"

Aynı tonda sesimi yükselttim.

"Bırakın beni, kendim giderim
Alıştım artık yalnızlığa
Bildiğin gibi değilim
Sildiğin gibiyim hâlâ

Seni sevmek intihar da
Sevmemek ihtimal bile değil
Aşk elbisesi en güzel
Sende duruyor ama ne acı
Terzin ben değilim"

Usulca ve bağırarak devam ettim.

"Ötesi mi var?
Yalnızlığı yalnız
Seninle aldattım
Kıskandı yıldızlar

Aşka inanmayanlara
Seni anlattım
Karardı ay

Aşka inanmayanlara
Seni anlattım
Karardı ay"

En yüksek sesimle en yüksek şekilde bağırarak söyledim.

"Bırakın beni, kendim giderim
Alıştım artık yalnızlığa
Bildiğin gibi değilim
Sildiğin gibiyim hâla"

Yükselttiğim sesimi yükselttiğim şekilde alçattım.

"Seni sevmek intihar da
Sevmemek ihtimal bile değil
Aşk elbisesi en güzel
Sende duruyor ama ne acı
Terzin ben değilim

Terzin ben değilim"

Naim Acar'ın sesini duydum."Ne ses varmış." Arkamdaki koltuğa oturmuş eşi Sultan Acar ile beni dinliyorlardı."Bravo."

Utançla teşekkür ettim.Sultan Acar bu eve gelmişti ama eşinin ne zaman geldiğini hatırlamıyorum.

Banu'ya baktım.Tuzağına çekmişti beni.Güldü."Sesi güzeldir ama şarkıdan ne anlamamız gerektiğini ben anlamadım."

"Terzin ben değilim." dedim sesimi yumuşak tutarak."İsterseniz bir kahve yapayım.Hemde kaldınız orada oturun." Oturduğum koltuktan kalkarak yer verdim Naim Acar'a.

"Gülce size ne diyor?" Banu'ya baktığımda Naim Acar'a baktı.

"Naim Acar diyor." Bana döndü."Bana ismim ile seslenme.Amca diyebilirsin."

Yüzümdeki gülümseme ile mutfağa girdim.Babam nerede kalmıştı acaba?

Kapıdan giren Banu'ya takıldı gözlerim.Ne yapıyordu? "Benimle gel,sen."

Koşumdan tuttuğu gibi mutfaktan çıkardı.Naim Amca'ya kusura bakma deme fırsatım dahi olmadan evden çıkmıştık.

"Nereye Banu? Ayıp olacak." Kolumdan daha sert tuttu."Banu dedim."

"Ayıp filan olmaz kes sesini." Beni öne bahçede öne doğru fırlattığında bir bedene çarptım ve o beden tarafından tutuldum.

Bedenin sahibi tabikide Batur'du.

"Ya düşseydi?" Banu'ya baktı sorgularca.

"Ama düşmedi." Gülerek eve girdi Banu.

Banu içeriye girer girmez dudaklarıma saldırmıştı.Birisi görse ne olacaktı?

Ayıp!

Ben ondan uzaklaşmaya çalışsam da uzaklaşıyor,karşılıklar veriyordum.Endama bak ya,bundan uzaklaşılabilmek mümkün mü?

Kendimi bir an akışına bıraksam da onun duemayacağını anladığımda öksürerek bedeninden ve dudaklarından geriye çekildim.Bunun devamı başka yerlere giderdi çünkü."Huysuz!" diye mırıldandı.

İstemeyerek uzaklaştı yüzümden."Sensin huysuz." İnatlaşmaya başladığımda tekrardan yüzüme eğildi. "Babam nerede?" Ayaklarımın üzerinde yükselerek göz göze gelmemizi sağladım."Sabahtan beri hiç görmedim."

"Bende görmedim." Karargaha gitmemişti yani."Uzun zaman buralarda olmayacağım için yanına geleyim dedim."

Tüm sevinci ile beni öpecekken yüzümü yana çevirdim.Çevirdiğim yanağımı koca elleri ile sıkıca tuttu ama benim canım yanmamıştım.

Yanağımı sertçe öptü.

"O niye?" Nereye gidecekti?

"Göreve gidiyoruz gülüm.Uzun bir görev olacağı için uzun bir zaman gelemeyiz."

Diğer yanağımı da öptü, sertçe.Hoşuma gittiği için mutlulukla gülümsedim.

Mutluluğum kursağımda kaldı sanki."Ne kadar uzun sürer bu görev?"

"2 hafta." Olamaz.İsteme yapılamaz ki o zaman."Ama 2 günde olabilir."

"Karar ver."

"Tamam 4 gün." Şükür,2 hafta değil."Çok özle beni."

"Emredersiniz." Seslice güldü."Ne komik mi? Siz böyle demiyor musunuz? Bizde diyoruz da neyse."

"Komik geldi." Bende güldüm."Beni özlemeyi sakın unutma."

Gülerek öptüm yanağını."Unutmam."

"Maşallah maşallah,bunun sonu nereye gidecek gençler?" pencereden bize bağıran teyzeye baktım."Ne yapıyorsanız evinizde yapın! Bu ne ya yol geçen hanı mı burası!"

"Sanane teyzemciğim istediğimi istediğim yerde yaparım."

"Sen sus asker oğlan! Her gün başka bir kızla hiç mi utanmıyorsun?" Her gün başka bir kızla mı? "Sana yazık kızım,bu erkeklere hiç güven olmaz.Bu oğlanın evinden giren çıkan hiçbir zaman belli değildir."

Hızla Batur'a döndüm."Kardeşimdi o"

"Bu nasıl kardeşmiş!" Pencereyi kapattı ve perdeyi çekti,ortalığa bombayı atıp kaybolan teyze hanım!

"Batur!" Sertçe ona döndüm."Ne kızı lan!"

"Sen başka erkekler bulurken ben kızlar bulmasamıydım?" Devran böyle dönüyor işte Gülce hanım.Kendi kendime sinirleniyordum,onun yüzünden."Bazıları sarılmayınca bende başlarına sarıldım."

"Puşt!" Ağzımı elim ile kapattım."Bir şey demedim."

"Sen benim laflarımı bana karşı mı kullanmaya başladım?" Güldüğünde gamzesi çıktı."Çok takılma benimle." İlk defa bu kadar sesli gülmüştü."Puşt ha?"

"Gamzelerin çok güzel." Gamzesine dokunmaya kaltığımda elimi tuttu.Elimi hırsla ellerinden kurtardım."Sen şerefsizsin! Her gün başka bir kız ne demek!"

"Sakin." Üzerine doğru yürümeye başladığımda geriye doğru gitti."Teyze karıştırdığın ortalığı toplar mısın?"

Pencereye doğru bağırdı.Kadın aynı anlarda pencerede belirdi.Kafamı pencereye çevirdim.

"Her gün başka kız değil.Her gün aynı kız ile." dedikten sonra pencereyi tekrar kapattı.

"Tövbe." Ellerini yukarı kaldırdı."Başka doğru yokmuymuş ya?" Ensesini sıvazladığı kolunu tuttuğum gibi kıvırdım.

Refleksi olarak kolumu tuttuğunda bileğimin acıdığını anlamış olacakki kendine doğru çekti,kolumu bu sırada bırakmış ve bileğimi ovalamıştı.

"Ben bu oğlan kadar sadığını görmedim.Yılladır birini arıyor,ona sevdalıymış.Sanırımda o güzel kız sensin."

Batur'un karnına vuracakken diğer pencereden konuşan kadına baktım."Evet,o güzel bu."

"Annem biraz sinirlidir ve sizi öyle görünce yalan yanlış şeyler konuşmuş olabilir kusura bakmayın.İyi günler."

"Ee gülüm şimdi ne yapacaksın?" Gülerek bana baktı.

"O zaman neden öyle söyledin?" Az önce bana kızlar ile sarıldığını filan gevelemişti."Sarılma konusunda ciddi değildin umarım."

"Tabiki değildim.Sen sinirlen diye dedim,fazla sinirlendin.Ama gerçeği söylemek gerekirse beni kıskandığında çok tatlı ve şirin oluyorsun,bana vurmadığın sürece."

Seslice güldüm."Babam gelebilir." Banane dercesine omuzlarını indirip kaldırdı."Bizi böyle yan yana görürse pek iyi olmazmış gibime geldi."

"Bana da öyle geldi." Ne bizde ki bu Eflal korkusu?

"Beni sevdiğini niye hiç söylemiyorsun lan sen!"

"Söylememe gerek olduğunu düşünmüyorum çünkü." Ona belli etmeden güldüm.

"Neden düşünmüyorsun?"

"Her fırsatta seni öptüğüm ve dün gece sana evlenme teklifi ettiğim için olabilir."

Yavaş, be adam!

Hazır cevap!!

"Her fırsatta öpmek derken sen beni uzun zamandır öpmüyorsun ki." Beni öpmeyi bırakalı 5 dakika bile olmamıştı oysa."Beni öpmediğine göre beni sevmiyorsun." Dudaklarımı büzerek ağlarcasına konuştum."Anladım ben.Bir şey açıklamana gerek yok."

Arkamı ona dönerek eve doğru yürümeye başladığım o sıralarda bir anda ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim.

Omuzlarına üzerine aldığında sıkı sıkı kollarına tutundum.

"İndir beni!" Sesim ona sinek vızıltısı gibi geliyor olmalıydı."İNDİR LAN BENİ!"

"Niye bağırıyorsun? Şurada biraz eğlenelim dedim onun da sadece ağzına değil burnuna bile sıçarak sıvadın.Bravo!"

"Düzgün konuş lan benimle! Kim var karşında!"

Seslice güldüğünde daha sıkı tutundum ona."Karşımda olduğunu bin şahit gerek.Omuzlarımın üstünde olduğuna ise sadece ben olsam yeterli."

"Edebiyat yapma lan!" Kolumdan tutarak aşağı doğru çekti.Boynumun koptuğuna eminim.

"Kim edebiyat yapıyor lan!" Çimenlerin üzerinde yığılıp kalmıştım."Yeni bir hareket öğrendim üzerinde denemek isterim."

"Yok, yok.Yani gerek yok." Gevelerek ayağa kalkmaya çalıştım ama kalkamıyordum.

Yanıma uzandığında ona doğru döndüm.Yüzünü izledim uzunca bir süre.

Saniyelik izledim.

Ağaçları izlediğini gördüm.Bakışlarımı onun gibi ağaçlara çevirdim."Şu ağacı görüyor musun?" Upuzun olan ağacı parmağı ile gösterdi."Yıllardır bırada."

"Bu bilgi benim ne işime yarayacak?"

"Bilmem,söylemek istedim." Kafamı sallayarak üstüne çıkmaya çalıştım ama nafile tek hareketi ile yere tekrar yapıştırmıştı.

Oysa gittiğimiz görevden sonra beni götürdüğü Çicek bahçesindeki pozisyonda üzerine uzanacaktım.

"Canım acıyor artık." Amacı asla bunu yapmak değildi ama benim 10 katım olan bir adama karşı mücadelem pek iyi geçmeyebilirdi.Şuan da da geçmemişti zaten.

"Yalan söyleme lan." Karnına yumruğu geçirdiğim gibi yerden kalkarak eve doğru koşmaya başladım."KAÇMA LAN!"

"Nerede lan o! Midem felç geçirdi!" Sesinde o acıyı hissettim."Odasına çıktı değil mi?"

Merdivenlerden şert adım sesleri geldi.Sanki merdivenler yıkılacakmış gibi.

Böyle adım sesleri olan tek kişi o değildi,babam yani Cahit Akçal'ın adım sesleri de böyke çıkardı.

Bir tranva kalmıştı küçücük bedenimde onun ayak sesleri.

Merdivenlerden beni korkutmak için mi bilmem ama elinde demir bir çubuk ve o demir çubuğu merdiven korkuluklarına sürerek çıkardı.

Ve sonra derdi ki;'çirkin kızım,benim.Kapıyı açar mısın?"

Çirkin kızım...

"Gülüm iyi misin?" kendime yeni gelmiş gibi öylece dikildiğim yerde hateketlendim ve kapıya yöneldim."Kapıyı açabilir misin?"

Titreyen ellerim ile kapıda kalan anahtara uzandım.Beceremedim tekrar tekrar düşünmüştüm anahtarı.

Pes etmeyerek her seferinde titreyen ellerim ile tekrar açmaya çalıştım."Başka bir anahtar var mı?"

Anahtarı çevirebildiğimde hızla kapıyı açtım ve hiç düşünmeden yüzbaşıya sarıldım."Tek bir anahtar var,o da sende." kulağına fısıldadım usulca."Derinlerde."

"Sana ne oldu içeride?" bedenimi bedeninde ayırmayarak bana baktı, yukarıdan aşağıya doğru.

"Panik atak sanırım." elleri saçlarımı oynadı çok kısa bir an."Adımların... Adımların yüzbaşı... Bir hayli sert ama tek sert adımları olan sen değilsin." sorgulamadan yüzüme baktı içindeki tüm şefkati ile."O adamında adımları öyleydi."

"Sende ben öyle gelince korktun." başımı salladım.Boynuna gömülmek istercesine sokuldum."Baban burada ve büyük ihtimalle şuan bizi izliyor."

Başımı boyun girintisinden az bir şey çıkararak merdivenlere baktım.Evet, babam aşağıdaydı ve bize bakıyordu.

"Off !" yüzbaşıya baktım."Ben seninle vakit geçirmek istiyorum ama yüzünü bile zar zor görüyorum."

"Unuttun mu? Bir görev daha var ve,uzun süreli." niye hatırlattı ki! "Şu baban olmasa da doya doya öpsem seni."

İstek değil ihtiyaççç!

"Keşke." parmaklarımı yüzünde gezdirdim."Şu göreve gidin,gelin.Sonra sen beni iste babamdan,hiç beklemeyelim hemen evlenelim."

"Öyle değil işte." nasıl dercesine ona baktım."Yengem çoktan düğün,nikah aklına ne geliyorsa hazırlıklara başlamış." hafifçe güldü."Ve sanırım onlarda bizi izliyorlar."

"Banane ya!" daha sıkı sarıldım."Gelecekteki kocam değil misin?"

"Ama daha olmadım." benden ayrılan o olmuştu.Sen şimdi naneyi yemedin mi?"Hadi, aşağı inelim.Yoksa baban çatlayacak ve olan bana olacak." bencil şey!

"Lan! Siz mi ayrılırsınız ben mi ayırayım?" merdivenlerin başına gelerek babama baktık."Aşağıya inin." birbirimize baktık Batur ile."Lan!!"

"Adam kırk yerinden çatladı resmen!" söylene söylene merdivenlerden aşağıya indi."Biraz yan yana bırakın ya."

"Manyak." ama benim manyağım.İltifat işte!

Merdivenlerden bende aşağıya inmeye başladım."Biz gidelim artık.Efdal sana da teşekkür ederiz.Haftaya görüşürüz o zaman."

Naim amcanın sesini duymuştum.Beni sakinleştirmek için öptüğünde de var mıydı acaba?

Konumuzda bu zaten!

"Görüşürüz." dedi babam,imayla.Kesin beni vermeyecekti.

Batur hariç hepsi dışarıya çıktılar.Babam da çıkmıştı çünkü misafirleri gönderiyordu.

O zaman sadece Batur ve ben varız bu evdeee!

Son kalan basamaklardan zıplayarak indim."Baturrrr!"

"He,baş belası he!" koşturarak boynuna atladım.Mutfakta su içtiği bardak elinde kalmış ve ardından üzerine dökülmüştü.Seslice güldüm."Gülme lan!" elimle ağzımı kapatarak güldüm."Çok mu komik?"

Bardakta kalan suları da benim üzerime döktü.Hızla ondan ayrılarak geriye çekildim."Ne yapıyorsun ya?"

Musluğu açtığında mutfaktan koşarak salona, salondan da koşarak bahçeye çıktım.

Koşarak ağaçlar ve nereden aktığını bilmediğim suyun başına geldiğimde nefes nefese kalmıştım.Benim aksime hiçbir zorluk çekmeden hemen yanımda bitti yüzbaşı.

"Özür dilerim." kafasını onaylamaz anlamda salladı.

"Yok öyle." elindeki bardağı daha sıkı tuttu.Hayır! içindeki suyu üzerime döktü.

Üstümdeki beyaz tişört ve gri eşofmanım ıslanmıştı.Onun üzerindeki pantolunu ve beyaz gömleğinde neredeyse hiçbir şey yoktu.

Yanımda gördüğüm musluğa takılı olan hortumu elime aldım."Hayır,Gülce."

"Yok öyle." dedim bana dediği gibi.Musluğu çevirerek içinden çıkan suların yüzbaşıya ulaşmasını bekledim.

Üstünün ıslanması onu sudan hoşlanmayan kedilere dönüştürmüştü.

Bir anda bana doğru gelerek elimdeki hortumu aldı."Gel,bakalım." kaçmaya çalışmış ama beni tutmuştu."Kimi ıslatıyorsun sen?"

Elini tuttum önce sonrasında beni öpmeye çalışan yüzbaşının elinden su akan hortumu aldım."Askermiş bak sen! Böyle mi askersin sen?"

"Vay, küçük belam." üstünün ıslanması hiç önemsemedi.Bana yaklaştı."Ayılar sudan hoşanmıyor ama o yolun sonunda bal olduğu bilirse her şeyi yapar."

Oradaki bal ben mi oluyordum?

Bir anda elimden hortumu alarak beni ıslatmaya başladı."Üstün ıslanmış lan, nasıl oldu?"

Kahkahalar atarak gülmeye başladı."Gülmesene ya!" elimle gözümün içine girmeye çalışan suları silmeye çalıştım ama ben sildikçe o ıslatıyordu."Hasta olacağım,çok üşüdüm."

Hava da parlayan güneşi gösterdi."Bu havada? Yemezler."

Yemezlermişş!

"Batur,yeter!" beni önemsemeyerek suyu daha çok açtı."Üşüdün mü lan gerçekten?"

Üşümemiştim ama beni bırakması için kollarımı kendime sardım ve kafamı yavaşca salladım.

Suyu kapattığında yavaşca ona yaklaştım.Yanına kadar geldiğime balışlarımı gözlerine kaldırıldım.Masumca baktım gözlerine.

Beni kendine doğru çekmesine izin verdim.Dudaklarını alnıma bastırdı.Ardından yanaklarımı öptü yavaşca.

"Hoppp! Ayrılın bakayım." babam hızla yanımıza geldi."Her fırsatta yan yanasınız."

Bizi birbirimizden ayırdıktan sonra üzerimize baktı."Lan,bu üzerinizin hali ne?"

"Komutanım?" babam Batur'u dinlemeyerek beni evin içine sokmaya çalıştı.Kolumdan tutarak kapıyı kapattı.

Yüzü görüş açımdan gitmişti artık."Baba!" kolumu ellerinden kurtardım."Rahat bırak bizi ya.Bir kez olsun karışma."

⬜⬜⬜⬜⬜⬜🪼🎡⬜⬜⬜⬜⬜⬜

Kitap düzenlemedeydi ve 1 ve 2 bölümü düzenlemekti asıl meselem ve onu da yapınca diğer bölümleri üst üste attım.

😻💗🥳🤭🫶🏻

Continue Reading

You'll Also Like

81.1K 7.1K 35
this story involves around a couple who got married under a forcible circumstances .. let's peep into the story .. to know their love after marriage...
100K 5.8K 18
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
97.5K 7.2K 52
"Bak Arat... İyisin, hoşsun, şu dünyadaki herkesi alabilecek geniş bir kalbin var ama bu dünya o dünya değil kardeşim. Anlıyor musun? Kimsenin kimsey...
201K 14.6K 25
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...