Doktor // bxb

By celik9822

87.7K 5.9K 1K

Oysa ben sonsuz ömrümün her saniyesini onunla geçirmek istiyordum. Gay vampir kurgusudur. +18 More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
26
27
28
29

25

1.5K 175 14
By celik9822

Yorum yapmayı ve vote vermeyi
unutmayın iyi okumalar🩸🩺

1 ay önce

Rüzgar

Pars gözlerini kırmızı yaptığında şok içinde ona baktım. Aklıma gelen şeyi yapmayacağını düşünmek istiyordum. Onca yaşanan şeye rağmen benden anılarımı alamazdı.

"Pars! Hayır yapamazsın."

"Senin için. Bunu yapmam gerekiyor."

Benim için mi? Benim olduğum yerden hiç de benim için yapıyormuş gibi durmuyordu ama.

Kafamı başka yöne çevirmeye çalıştığımda iki eliyle sabitlemişti. Ona engel olmama bile izin vermiyordu.

Niye yapıyordu bunu? Benden ayrılmak istiyor olabilirdi. Bu ona anılarımı alması için bir sebep vermiyordu.

"Üç aydır yaşadığımız her şeyi unut. Üç ay içerisinde seninle tek iletişimiz sana arabamı satmamdı. Borcunu da ödedin. Aramızda yaşananları, doğaüstü varlıkları, kaçırılmanı, Birkan'ın avcı olduğunu ve birbirimize aşık olduğumuzu unut."

Son söylediği ile göz yaşlarımı tutamamıştım. Benden ona olan aşkımı alıyordu. Sevdiliğimi bildiğim için güvende olma hissimi alıyordu. Benden her şeyimi alıyordu.

"Ben odadan çıktıktan sonra ben senin sadece Pars hocan olacağım. Sende benim asistanım."

Söyledikleriyle sanki uykuya dalmak üzereymiş gibi hissediyordum. Beynimin bir kısmı artık bana ait değil gibiydi.

Hipnoz olmuş şekilde kafasımı salladıktan sonra ellerini yüzünden çekti. Sırtımı duvara yaslayıp yere oturdum.

Bir süre sonra burada neden oturduğumu, acilin en yoğun anında neden burada olduğumu sorgulayarak odadan çıktım...

Olaydan bir hafta sonra

Acile zincirleme bir trafik kazası sonuçunda yaralanan hastalar art arda geliyordu. İlgilendiğim hastanın yarası çok ciddi olmadığı için onunla işim bitince başkalarına yardım için acilde göz gezdirdim.

Bir hastanın başında Pars hocayı gördüm. Pek iyi görünmüyordu. Hastaya arkasını dönüp elini duvara yasladığında seri adımlarla Pars hocanın yanına gittim.

"Hocam?"

Omzuna elimi koyduğumda kafasınu kaldırarak bana baktı. Bembeyaz olan yüzüyle karşılaşınca iyi olmadığını anlamıştım.

"İyi misiniz?"

"Evet. Tansiyonum düştü sanırım."

Her an bayılacakmış gibi durduğu için kolundan tutarak onu acilden çıkardım.
Kapıdaki sandalyelerin birine oturttuktan sonra yandaki sebilden bir bardak su doldurup elime döktüm ve yüzüne sürdüm. Sakalları avcumun içine batarken tanıdık gelen hisle saniyelik bir irkilme yaşadım.

Onunla göz göze gelebilmek için dizlerimin üstüne çöktüm.

"Biraz daha iyi misiniz?"

"Evet. Teşekkür ederim. "

Gülümseyerek yüzünee baktığımda o da gülümsemişti. Pars hoca kolay kolay kimseye gülümsemezdi. Hocalar arasındaki en sert hoca oydu. Hep kaşları çatık ve sinirli bakardı. Bu yüzden bana gülümsemesi biraz garip gelmişti.

Yavaşça yerden kalktım. Ben kalktıktan sonra o da birden kalkmıştı. Kollarından tutarak onu durdurdum.

"Hocam biraz otursanız daha iyi olur sanki."

"Orada yardımımı bekleyen bir sürü hasta var."

"Bu halde kimseye bir yardımınız dokunmaz. Kendinizi düşünmüyorsanız bizi düşünün."

Bakışları birden değişince acaba yanlış bir şey mi söyledim diye düşündüm. Bu yüzden hemen kendimi açıklamaya başladım.

"Bu kadar hasta arasında bir de siz hastalanırsanız biraz zorlanabiliriz."

"Tamam. Ben biraz daha dinleneceğim."

Geri yerine oturduğunda ona arkamı dönüp acile doğru yürümeye başladım.

Yürürken yavaş bir şekilde gözümün önüne gelen anılarla adımlarımı durdurdum.

"Kanımın iyileştirme gücü var çünkü ben bir vampirim."

"Dün dedin ya. Sadece sende böyle oluyor diye."
"Evet?"
"Neden bende oluyor?"

"Ruh eşin olarak seçilmesem bile bence ben yine de senin ruh eşin olurdum."

"Seni o kadar çok seviyorum ki sana bir şey olmasına izin vermem."
"Ben de. Seni seviyorum."

Arkamı dönüp Pars'a baktığımda kafasını duvara yaslamış ve gözlerini kapatmıştı. Gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim.

Canım acıyordu. Sevdiğim adamının bize, anılarımıza bir saygısı olmadığı düşüncesinin yanı sıra artık hayatımda olmayacak olması da canımı çok yakıyordu.

Acildeki nöbeti nasıl bitirdiğime dair bir fikrim yoktu. Eve gelir gelmez kendimi yatağa gömüp ağlamaya başladım. Tarık birkaç kez gelip neyim olduğunu sorduğunda onu geçiştirmiştim.

En yakın arkadaşıma bile anlatamıyordum derdimi. Tek başıma üstesinden gelmem gerekiyordu acılarımın. Ben burada tek başıma ağlarken onun etrafında bir sürü insan vardı ona destek olan.

Pars beni kendinden mahrum etmişti.

Uyuşuk hareketlerle yataktan kalkıp banyoya geçtim. Yüzümü yıkayıp aynı uyuşuk adımlarla odaya döndüm.

Odaya geldiğimdr değişik bir his kaplamıştı kalbimi. Belki saçmaydı belki de sadece olmasını istediğim için öyle hissediyordum ama sanki Pars yakınlarımdaymış gibi bir hisse kapılmıştım.

Beni görmeye gelmiş olabilirdi. Sadece bir his de olsa Pars'ın hatırladığımı bilmesini istemediğim için ışığı kapatıp yatağa geçtim.

Bana yaşattığı bütün bu acılardan dolayı sevdiğim adamdan nefret eder olmuştum. Ondan o kadar nefret ediyordum ki bu yaptığına pişman olsun istiyordum.
...

Hastanedekilerle her zamanki mekana gelmiştik. Aslında başta hiç gitmek aklımda yoktu ama Pars'a inat olsun diye kabul etmiştim. O da ben kabul edince hemen geleceğini söylemişti.

Kendisi her zamanki gibi bizden uzakta Arslan ile takılıyordu. Ama bakışlarını hiç burdan çekmemişti.

Yanımda oturan Metin hoca bana bira uzattığında gülümsedim. Bir süredir bana olan ilgisinin farkındaydım. Bugün bu ilgiyi sırf Pars'a inat kullanacaktım.

Metin hocanın bana karşı herhangi bir duygu beslediğini sanmıyordum. İlgisi sadece benimle yatmak içindi. Bu yüzden onu kullanmama üzülmezdi.

Çalan şarkıyla ayağa kalkıp elimi uzattım Metin hocaya.

"Dans edelim mi?"

"Tabi."

Beklemeden elimi tutarak ayaklandı. Oldukça yakın bir şekilde dans ederken Pars'ın bakışlarının üstümüzde olduğunun farkındaydım.

Metin hoca kolunu belime dolayarak kendine çekmişti beni. Yüzlerimiz çok yakındı. Öpecekmiş kadar yakın.

Her ne kadar Pars'tan nefret etsem de ona aşıktım. Onun yerine başkasını öpme fikri sadece midemi bulandırıyordu.

Hem Metin hocanın öpmesini engellemek hem de Pars'ın bize bakıp bakmadığını anlamak için kafamı çevirdim. Çevirir çevirmez Pars'la göz göze geldim. Zor da olsa bakışlarımı hemen çekip Metin hocaya gülümsedim.

"Çıkalım mı? Buradan."

Başımı sallayarak dediğini onayladım. Dışarıda onu bir şekilde atlatırdım nasılsa.

Mekandan çıktığımızda birden Pars önüme geçti. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki başta anlamakta zorluk çektim.

Silah sesini duymamla Pars'a endişeli gözlerle baktım. Dizlerinin üstünde yere oturduğunda aklımı kaybedeceğimi sandım. Vampirler vurulunca ölmezdi değil mi?

Dizlerimin üstüne çökerek yere düşmemesi için kollarından tutarken istemsizce adı dökülmüştü dudaklarımdan.

"Pars!"

Pars yavaşça kendini kollarımı bırakıp gözlerini kapatırken akan göz yaşıma engel olamamıştım. Ona bir şey olursa bu sefer gerçekten yaşayamazdım.

Ameliyethande sadece Nevra hoca vardı. Nasıl başarmışlardı bir fikrim yoktu ama içeride tek doktor oydu. Kimse kapıda da beklemiyordu.

Ameliyatın ne kadar sürdüğünden emin değildim. Bütün gece endişeden uyuyamamış hastande sabahlamıştım.
Sabah hemşirelerden normal odaya alındığını öğrenmiştim.

Öğrenir öğrenmez odasının kapısının önüne gelmiştim. İçeriye girmek için biraz bekledim. Ağlamamam lazımdı. Yaşıyordu, iyidi. Ağlamayacaktım.

Kapıyı çalarak içeriye girdim. Herkesin gözleri bana dönmüş Pars yatay pozisyondan oturur pozisyona geçmişti.  Nevra hoca gülümseyerek "Biz çıkalım. Bu kadar kalabalıklık ettiğimiz yeter." deyip odadakileri toplayarak dışarıya çıktı.

"Geçmiş olsun hocam."

Yanına gidip sarılmamak için içimde çok büyük bir savaş veriyordum.

"Teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim. Önüme atladınız düşünmeden."

Sona doğru sesiö titremişti. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Ona bir şey olacak diye aklım çıkmıştı adeta.

"Kim olsa aynı şeyi yapardı."

"Yapmazdı. Biliyorsun. Yani biliyorsunuz."

Kendimi hemen toparlasam da Pars'ın bakışları değişmişti. Acaba anlamış mıydı? Hemen anlayabilir miydi ki hatırladığımı?

"Rüzgar?"

Bakışlarımı ondan kaçırıp "Ben. Teşekkür etmeye gelmiştim. Gideyim. Hastalar bekler." dedim ve odadan çıktım.

Odadan çıkar çıkmaz tuttuğum gözyaşlarımı serbest bırakmıştım.

Anılarımızı, hatıralarımızı hiçe sayan nefret ettiğim adamla aşık olduğum adamın aynı kişi olması bana çok fazla acı veriyordu.

Yaşananları bir de Rüzgar'ın gözünden okuyalım dedim🤭

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Continue Reading

You'll Also Like

599K 34.8K 45
Yaman fazlası ile yavşak bir insandı ve Kayra Yüzbaşı'nı yatağa atmak için her yolu deniyordu.
80.7K 3K 30
|TAMAMLANDI|... Patronumdan hoşlanıyorum... . . "Bakışlarını çek üzerimden...midemi bulandırıyorsun " ... Hisler.... gerçek sanıldı... Yanılgı ...ger...
12.1M 517K 75
Jenna Collins Gizemli Kasaba'ya taşındığında olacaklardan habersizdir. Birçok yeni insan tanıyacaktır. Peki ya tanıdığını sandığı insanlar gerçekte ö...
3K 121 6
Tarık zengin ve şımarıktır. Babası Yusuf kayaalp onu yaptığı hatalarla hep cezalandırır ama son hatasının cezası diğerleri kadar hafif değildir. onu...